Sahte senet yapan suçluların dün muhakemeleri oldu Bankada mühim miktarda para birakarak varissiz ölen pastır- ma tüccarı Sava Bereketoğlunun hazineye geien paralarına konmak için sahte senet yaptıkları iddiasile tev. if edilen avukat Meleti, Mahmut Lâtfi dar ve Beyoğlu noterlerinden birinde kâ Ağırceza mahkemesinde muhakemelerine devam edildi. Mahmut müdafaa şahitleri dinlendi. Bu şahitlerin dördü meykuflardandı ve arkalarında birer jandarma beklemek suretile Birisi d& Maarif Mü Lütfinin gösterdiği şehdetleri dinlendi, Mahmuttu. İlk defa mevkuf dinlendi ve şunları söyledi: Tiyatroda geçen bir hadise Dün meşhut suçlara bakan asliye dördüncü ceza mahkemesi İsmail Hakkı isminde bir genci mahküm et. ti. Şikâyetçi Beyazıt polislerinden 137 kumaralı Mehmetti. Diyordu ki: — Dün gece sant onda sinema de- vam ederken orta yerden yükselen bir nâra bütün sinemayı çınlattı. Her. kes ayağa kalktı. Ben vazifemi yap -| mak için bu gencin yanma gittim. ir sarhaştu. Dışarıya çıkarmak İs - gibi beni itti ve halars etti, Operatör filmi kes - mek mecburiyetinde kaldı. Ben'müş. külâtla İsmali Halıkıyı dışarıya çı - kardım, Karakola götürürken arasa elini cebine atıyordu. Fakat kendisin. kolda yaptığımız araştırmâdan üstün- de bir tabanca ile bir çok fişekler de | M çıktı. Doktora muayene ettirdik. Re - ilet çıkartacak derecede sarhoş ol - duğu hakkında fapor'da aldık. Mahkeme bundan #onra suçluya 8ö3 verdi. O: — Ben sarhoş değildim. Kendimi biliyordum. Yalnız polise “ben tale - beyim, beni götüremezsin,, diyordum. dedi, Şahitler dinlendi. Bunlar da şikâ - yetçinin iddiasmı teyit ettiler. Müd - deiumumi cezalandırılmasını ve ta - bancanın müsaderesini istedi. Mah - keme, milzakereden sonra hazırladığı kararı İsmail Hakkıya anlattı: Suçlu, sarhoşluktan, polis nizamla. rma muhalefetten ve ruhsatsiz. silâh taşımaktan birer lira para cezasma mahküm oluvor ve tabancası müsa - dere ediliyordu. Polise hakareti sabit olmadığ icin &e bu noktadan beraet kararı alıyor. du. istirahat iç mektubumu yazıyorum. Sahra postası buu sana ne zaman ulaştıracak bilmiyorum. Fakat milli orduda geri hizmetleri o kadar mun. şahitlerden Fatih Noteri | tahliye edilen belediye temizlik işleri intikal etmesi lâzım Rifat, Nazmi, Ali Hay- iplik yapan Şefiğin dün rlü idare memuru Şükrü “ — Tevkifaneye ilk defa noter kâ- tibi Şefik gelmişti. Alelüsul söylenen | geçmiş olsundan sonra niçin geldiğini | sordum, O “bir iki sahte senet tenzim ği için tevkif edildim. Bu senet- leri başka bir mukaveleyi değiştirmek suretiyle yaptım... dedi. Ve senedin pulu üstündeki yazı ile senedin altın. | daki harç kısımlarınm da noterlik kâ- tiplerinden Fevzinin olduğrn sövle- |” di. Bir kaç gün sonra da diğer suclu. lar geldiler. Meleti, Mahmut Lâtfinin ve Ali Haydar bu işde masum oldu- şunu söyledi . Zimmet ve ihtilistan dolay dört sene evvel tevkif edilen sahit Şeref de diyordu ki : — Ben tevkifanede Şefliği gördüm. O bana “bir gtin Bodoseki ile Avı - kat Meleti beni bir birehaneve davet ettiler, Meleti hana 100 tira verdi ve sarhorluğumrdan istifnda sfarek Wu . nenistanda ku'lasılmak sere bir sahte senet yapılmasını teklif etti Ben de buna kanarak fetedörlerini| yaptım. Benimle beraber tevkif hiç tanımadı#ım Mahmut LAtfI. Ali Haydar ve daha sonra konustuğum eleti - ve Naxmi de tamamen ma - sumdurlar... dedi. Diğer arkadaşlariyle “Bunu ben yaptım. Fakat müddelu. mumilikte bir defa böyle söylemiş bu. lundum. Sonuna israr etmek mecburiyetindeyim, Bu- nunla beraber hangi yoldan yürüsek beraet edeceğiz, dedi. Mevkuflardan Cahit ve sonradan “en konuşurken: kadar bu sözümde memuru Nail de aşağı yukarı diğer arkadaşları gibi şahadette bulundu - lar. Muhakeme Düzcede bulunan bir şahidin istinabe suretiyle dinlenmesi için talik edildi Kurşun Çalan Çocuklar Beyoğlu cihetinde bazı türbelerin Üzerindeki kurşunları çalan Nevzat ve Vasfi isimlerinde 12 şer yaşların. /kı memur hakkındaki lahkıkat ültür Bakanlığı müddei. umumiliğe © gönderdiği büyükçe bir dosya ile Üniver. sitede istihdam edilen iki Po- lonyalı memur hakkında ta- kibat yapılmasını bildirmiş- tir. İddiaya göre Polonya ta. biiyetinda bulunan bu iki €€- »sbi, Üniversitenin muhtelif fakültelerine Avrupa ve Ame rikadan kitap ve ders malza. mesi v6 rasat âletleri alma ka rarını verdikten sonra bu İş. lerde mütercim ve daktilo ©- larak istihdam edilmişlerdir. Bu İki memur sipariş mektup arı ve kitap ve malzeme fi yatları için ayrılan mühim niktardaki tahsisata vâkıf ol. dukları için derhal Avrüpada- ki kütüphanelere, ders âletle- Ti satan müesseselere müra- saat ederek fiyat istemişler ve burada kendilerinin tica. rethüneleri varmış gibi de Töstermek suretile gayri meş- ru menfaatler temin etmiye şalışmışlardır. Üniversite derhal bunların #lerine nihayet © vermiştir. Müddeiumumilik dosyalar ü zerindeki tetkikatını © yap. maktadır. Suçlular hakkında. ki karar şu günlerde verile. 28.2.9317 —- 4 SEE RR SA A A a AN MANCEL ar EN Da Bütün İSTANBUL halkınm'ağzında yalnız bir isim var: İşte memleketimizde yapılanen GÜZEL FILM RUS JAPON MUHAREBE IPEK İ TÜRKÇE SÖZL Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine sinemasında mmmumumumuuzı | gamma Binlerce Türk 30 senelik tarihimizi canlandıran Türk'ün büyük zaferini gösteren Türkçe sözlü büyük milli filmi görmeye koşuyor: I ürk Imkilâbı piMainelir 1. se beşler TURK DANA Yeni evliler nişanlılar nda Terakki hamleleri İMARLENE DİETRİCHİ SEVİŞMEK ARZUSU GARY COOPER Bugün: 2 güzel ve büyük film birden görmek için SÜMER SİNEMASINA 7. TÜRKÇE SÖZLÜ VE ŞARKILI, Fagdad Bülbülü eğlenceli, sevimli ve Türkçe Arapça şarkılı fik ALFRED RODE ve meşhur çığan orkestrasının ii JUANITA Güzel Fransızca film. Şişhanede Küçükhendek sokağın da oturan Bayan Mazalto ile Bay| Bohor Beyoğlu evlenme memurlu- ğunda arife günü evlendiler. "Tan,, Foto Muhabiri yeri evlilere saadet | d liyerek'bu hödiseyi #esbif (etti. SİMONE SİMON ve HERBERT MARSHAL SARAY SİNEMASINA Bu hafta bütün İstanbul halkını celbeden KIZLAR MEKTEBİ cektir. © ÖLÜM HABERLERİ mmm Mame nan VEFAT Sabık Edirue ve Haydarpaşa aske- ri hastaneleri baş operatörü müteka. | it Miralay Dr. Artin Bey Devletyani| iki aydanberi müptelâ olduğu basta» | liktan kurtulamamıştır. Cenaze-me- rasimi 25—2 937 saat 14'de Kadı «| köy Ermeni kilisesinde icra olunduk. | tan sonra, vücudu aile medfenine naklolunacağı beyan, dostlarının me- rasime İştirakleri rica olunur, © ÖLÜM Eski gazeteci: arkadaşlarımızdan Ramiz Özyerin babası Bay İbrahim, dün akşam vefat etmiştir Cenazesi bugün öğle vakti Nişantaşında Vali MELEK da iki çocuk Yakalanmışlardır . . çadırlı ordugüh İ Sevimli muhlbbem Feriha Hanım; * Üçüncü defa kanlı bir harbe girip çıktıktan sonra in girdiğimiz sıçan yollarından sana İlk Eseri haurlıyan: İNEN (HAKİKİ İŞEHIR TIYATROSU DRAM KISI SM | ALTIN SESLI. ALTIN SAÇLI - Macar yıldızınm en büyük filmi, MARTHA EGGERTH » Bülbüller Öterken İNKILAP ROMANI) eğ Fransizca, sözlü, zengin filminde parlak muvaffakıvet kazanıyorlar. Bu filmi görenler: HAFTANIN EN GÜZEL FİLMİ dir diyörlaği İlâvten: Görüyorsunuz: Bayan Mazalto evlen İme akdini imza ediyor. Sevinci, tav- rından belli, "Yön, bundan sorra'yeni evlile rin; bu saedet hatıralarını fotoğraf» la ve kısa bir yazı ile tesbit edecek- tir. MİCKEY MAUS ŞANGHAY'da ve Fox Jurnal »veportajı, Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine aym. | RM b Varın akçamdan itibaren * SAKARY rez SİNEMASI MEYE Morliy. 1 Mai Erence Elvir Pepeiep ; Rimu yıldızları tarafından en büyük sinema fevkalâde bir surette yaratılan Flers ve Caillavet'in meşhur eserinden iktibas edilen AŞK ŞUKRANI (Le Roi) Büyük Fransız şaheseri Bugün 15.30 da Akşamı 20,30 da mid. e Türkçeye çevi gibi Halit Fahri Ozansoy konağı karşısında Eytam sokağında | 5 numaralı apartmandan kaldırılarak aile mekberesine defnedilecel derli arkadaşımıza ve ailesine taziyet. lerimizi beyan ederiz » akdim edecektir. en büyük muvaffakiyeti devam ediyor. ve SAKARYA Sinemalarında birden Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine # yet içinde bıraktı. Uzanıp başımı koyduğum tümsek bir düşman ölüsü idi. Can verdiği suat içinde toprağın bin bir kurdu, böceği, haşeresi bu ölüye üşüvermişti. Diri ie ölüyü ayırt etmiyen haşerat bana da taarruza başlamışlardı. O anda burnuma ağır kokular gelmiye başladı. Yorgunluğun tesiriyle ilk hamlede duymadığımız şili Mom ARE AYKUT e Şaki yandi işlndi kendini, gntüziyomu. tazam ki ker halde geçikmeden seni bulacağını zan- pediyorum , Muharebe, nihayet bunu da gördüm Feriha Ha- Bım. Korktum mu? Bir insan olarak kandan ve a. teşten korkmamak mümkün mü? Fakat ilk korku bir soğuk rüzgâr gibi insanı okşayıp geçiyor. Sonra damarlarındaki kan kırk buçuk fiyevrili bir hasta- nın kanı haline geliyor. Artık korku hissetmek ka- bil değildir. Onun yerine çetin bir hınç başlıyor. Öyle bir hmç ki en munis insanı yırtıcı bir kaplan haline getiriyor . Ben de şimdi artık muharebeyi heyecanlı bir fut. 'bol maçı gibi takip ediyorum. Ölüme, ateşe; o kadar alıştım kil. Her gün etrafımızda çan cekişen insanları, çukur- ları dolduran ölüleri her adımda önümüze çıkan is- keletleri ve kafaları, kolları ve bacâkları göre göre kalbimiz, heyecan kabiliyetimiz o kadar nasırlaştı ki bir an ve bir yudum teessür duymadan geçip “7 yoruz Son muharehede şahit olduğum bir vakayı sena an latayım: Muharebe tasi yeri ağarırken (sürekli bir topçu ateşi İle başlamıştı. Bu çetin boğuşma akşama kadar devam etti, İki tarafta da siperlerini boşaltmadan dolduruyor du. Sol cenahımızda'çok zayiatımız vardı. İhtiyat kuvvetlerimizi oraya teksif ettik, Kumandan bu cehahı tutan zabitlere şu talimatı verdi: — Düşmanın sağ cenahı geri alılmıştır. Merkezle sol cenah mukavemet ediyor. Bizim Sol cenahımiz ileridedir. Yapacağınız hücumla düşmanı mukavemet, ettiği noktalardan püskürtecek ve sol cenahımızla irtibatr muhafaza edeceksiniz. Vaziyeti anladınız. Sol cenahrmızı kurtarmadığımız takdirde hem onları kaybedeceğiz, hem kendimiz tehlikeye düşeceğiz!,. Emir bundan ibaretti, Genç zabitler makine gibi kumandanı #elâmladı - lar ve çıktılar, Yarım saat sonra muhabere merkezleri ileri hat- lardan şu haberi aldılar: — Düşman kaçıyor! Gece, karanlık adamakıllı basmcıya kadar takip devam etti, Biz muhabereciler mütemadiyen santral değiştiri. yoruz, O kadar İleri; iz ki, yarım saat evvel düş, manm tutunduğu siperleri de geçtik. Karanlıkta ü. zerlerine basıp geçtiğimiz düşman leşleri hâlâ srcak- ti. İnliyen, can çekişen, acı acı haykıran bu Insanlar nerelerden gelmişlerdi? Bu toprakta ne arıyorlardı? Fakat biz bunu düşünemerzdik. Topraklarımızda işleri olmıyan bu insanları yok edecektik. » Ve bir silindir gibi eziyor, çiğni İleri Kıt'alarımız karanlığa rağmen düş! or, öldürüyopduk. anı tak » ediyorlar, Geriye haber vermek için telefon hatlarımızı uzâ- tıyoruz. Neredeyiz, daha ne kâdar gideceğiz. Bilen yok. Ta.. bii büyük şefler harekâtı adım adım takip ediyorlar, Nihayet kıt'aların bulundukları yerlerde durmala. rı emri geldi. Emri derhal ileri hatlara telefonladık. Dört arkadaş idare ettiğimiz muhabere santralını yerleştirdik, Merkezle konuştuk. Olduğumuz yerde geceleyeceğimizi söylediler, Dehşetli yorgun düşmülştük. Kimbilir harp ede ede yürüyen silâhlı kıt'alarımız ne kadar yorulmuşlardı. Aramızda nöbet tertibatını yaptık. İlk nöbet bir arkudaşa çıktığı için biz biraz kestirebiledektik. Gelecek bir emirle tekrar vazife beşma geçmek Üzere olduğumuz yerde ve elbiselerimizle uzandık. Gökteki yıldızlardan başka seyredecek bir şey yok. Her tarafımız karanlık. Yorgunluktan hemen “dal mak üzere idim. Yüzümde birşeyler dolaştığını his. #ettim. İrkildim. ve hemen doğrulup avcumun için. de bir kibrit çaktım. Gördüğüm manzara beri haş- Fakat harp meydan, karanlık gece. Süallerce sü- ren heyecanlı bir mücadele ne kadar sinirlerine hâ, kim olursa olsun ber İnsanı yıpratıyor: Biz de rafımızda sayısı belirsiz “düşman leşleri arasi olduğumuzu bile bile yine o gittikçe artan kokuya kendimizi. ulıştırarak uykuya daldık. Bilmiyorum, ne kadar zaman geçmiş, yanımdaki arkadaşlardan “Hidayet, in uykuda sayıkladığını ve yüksek sesle: N — Müzeyyen, Müzeyyen Diye haykırdığını duydum. Kimbilir, ben de böyle sayıklamışımdır, Hayat, barp hayatı. İnsan ölüm karşısında ruhunun ve hayalinin eşini arıyor... . Altıntaş karargâhındayız. İyi bir tesadüf binbaşının taburu da bizim firka- ya geçti. Eski İnebolu yolcuları cephede de biribir- lerini buldular, Hattâ Kastamonu yolunda Feriha Hanımı atın altında ezilmekten kurtaran Dursun bile purada. Binbaşının emirberi, Dün ekşam Çayda arködaşlarla sohbete dalmış. tek, Dursun geldi. O pek hoşuma giden demir (gibi selâmını çattı. — Ne var Dursun, dedim. bile (Arkası var)