28 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

28 Şubat 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fransız kabinesi tek- TA rar itimat kazandı dü Başvekil Blum Parlâmentoda bütün itham lara karşı cevap verdi ' Paris, 27 (A.A.) — Parlâmentonun dünkü toplantısında Baş- vekil Blum, Flandin ve Reynaud'ya cevap vererek, Fransanın iktısadi vaziyetinde görülen salâh unsurlarını saymıştır. Başvekil, bilhassa işsizlerin miktarı geçen seneye nisbetle yüz- de 70 eksilmiş olduğunu ve demiryollarında eşya yüklü vagonlar adedinin de çoğaldığını tebarüz ettirmiştir. Parlömentöden itimat kararı ölan Başvekil — Blum 0 y aha gy e Sîyaser âlemi Blumun Kazardığı İtimat G eçen hafta dış siyasasını mü- dafaa ederek Fransız - Parlâ- Mentosuna büyük bir ekseriyetle ka- Ul ettirmiye muvaffak olan M. İüm, dün de ekonomik ve susyal sı yuıasını müdafaa etmiş ve yine ek- :e"'Yetı'n itimadını kazanmıştır. İki Seriyet arasında fark olduğu göze Sarpıyor. Yani M. Blum; diş - siyasa. ;""_ büyük bir ekseriyete kabul ettir- TÜLNAlp GÜ röpterkRREKASAANŞ Unuyor. * Blumun siyasetine karşı hücum, *i assa eski Başvekil M. Flânden ta. “findan yapılmış, Flânden hüküme- İN memleketi felâkete sürüklediğini Nlatarak, memleketten altınların a- İr ağır, fakat muntazam bir suret- * çekildiğini söylemiş ve M. Blum er]disine cevap vererek ikısadi siya Setini müdafaa etmiş, işsizler sayısı. Binin yüzde yetmiş eksildiğini, demir. Yolu münakalatının arttığını, fiatlar Yü_kselişindo. maliyet fiatlarının tah- Min yanlışları görüldüğünü ve buna Arşı tedbirler alındığını anlatmış, daha sonra Bankalara konulan mev- düatin çekilen paraları geçtiğini, ver- _İ'lel'den yapılan tahsilâtın arttığını, iflâslar sayısının gittikçe azaldığnı, Yeni işlerin açldığını, yeni sermaye - 'Srin ortaya çıktığını, on senedenberi ilk defa.olarak dış ticaret müvazene- tinde salâh görüldüğünü ve bütün Bunların ilerleme alâmeti olduğunu İzah etmiş, nihayet “paranin milli ha Yat için pek mühim bir şey olduğunu, tf’-k!lt herşey olmadığını,, — söylemiş- ir. v Neticede M. Blum, dış siyasası do- AYısile kazandığı itimada nisbetle Zayıf sayılan bir itimat ile iş başında almış bulunuyor. Franşa hükümeti, ketteki pa bilh Blum, fiyatların yüksel kıs- men- müstahsillerin maliyet- fiyatı tahminlerinde mübalâgalı rakamlar göstermelerinden ileri geldiğini söy- lemiş ve buna karşı tedbirler alınaca- ğını haber vermiştir. Başvekil, şunları ilâve etmiştir: “— Reynaud, Fransız politikasımı zıd cereyanlar takip etmekle itham ediyor. Bunun sebebini, hükümetin geniş içtimaf islâhat yapmak, — ayni zamanda milli müdafaa için büyük masraflar ihtiyar etmek mecburiye- tinde bulunmasında aramak lâzım - dır.” Sözlerini bitirirken Başvekil, halk cephesi hükümetinin hiç bir. zaman bir koalisyon hükümeti olmıyacağI - İnr, çünkü bunun memleket ekseriye - tinin arzusuna muhalif olduğunu Böy- lemiş ve demiştir ki: “— Bütün demokrat partilerin hü- kümette birer mümessilleri bulunma- ları lâzım geldiği kanaatindeyim. Biz salâhiyetimizi, halk kütlelerinin iti- madından - aldığımız için hükümeti miz'hakiki bir milli hükümettir.?m Paris, 27 (A.A.) — Ekseriyet par- ili İ verilen itim GK DB öyaj Barii SÖÇ esür Kğr bul edilmiş ve muhalefet “partisinin takriri 211 reve karsı 361 reyle red- dedilerek hükümete itimat beyan e- dilmiştir, Müzakere gece geç vakte kadar sür müsş ve birçok muhalif mebuslar söÖz almıslardır. Flandin hükümetin politikasmma ve- niden hücum ederek vazivetin. vahim olduğunu göylemis ve altınm memle- ketten yavas, fakat muntazam — Sü- rette kacmakta olduğuna nazarı dik- kati celbetmiştir. Radikaller namma Camrinehi, kü- münistler namına Duclos, “Halk vep- hesi hükümetinin tesebbüs ettiği 1s- lâhata devam etmesi” irin hükümete itimat reyi vereceklerini beyan et - mişlerdir. Verci Borçleri /Toksitlendirilecek Ankarâa, 27 (TAN) — Maliye Ve. kâleti, tahsilât kontrol memurlarmıım vazifelerine dair bin talimatname ha- zırlamıştır. Vekâlet, vergi tahsilâtm. da halka kolaylık gösterilmesi ve geen senelere ait vergilerin taksitle - nerek mükellefin ödeme kabiliyetine Madrıt cıvarın- da çetin bır harp oluyor Londra, 27 (TAN) — Madritten a- lman haberlere göre, şimal cephesin- de şiddetli muharebeler olmaktadır. Bilhassa, cephe baştanbaşa bombar- dıman altına alınmıştır. Asi kumandanlardan Del Lano, Madridin 4 martta düşmüş olacağı hakkındaki beyanatını tasdik etmiş ve bugün verdiği bir nutukta, - şeh- rin müşkülâtla zaptedilebileceğini söy lemiştir. Harp, Oviedoda da; bütün şiddetiy- le devam etmektedir. Maamafih, hü- kümetçilerin bu cephede 12.000 kişi zayiat verdiği söyleniyor . General Franko lehinde alenen sem pati izhar, eden Romanyanın İspanya sefiri Jean Floresko hükümetçe geri asağırılmistir. — — e laşr a ı İ Buradaki #iyâ&i mahifillet «kününü- gani içinde İspanyaya binlerce gönül- lü gönderilmiş olduğunu söylemekte, hattâ Napoliden tank müfrezeleri, de- nizaltı gemileri gönderildiğini teyit etmektedirler. Bu arada, —mühim miktarda harp levazımı da gönderil- mis, 100 don top, 100 ton mühimmat yollanmıştır. Valensiyada dün sabah Cabollero ile nazırlar ve parti şefleri toplanmış- lar ve bir tebliğ neşretmişlerdir. Cabr#ro, bazı teşekkülleri dağıt- mak yolunda menfi hareketler devam ettiği takdirde istifaya mecbur Kka- lacağını bildirmiştir. — Bu takdirde, halk cephesi partileriyle Reisicümhü- run itimadını kazanan Caballeronün istifasi derin akisler bırakacaktır. Cahallero, verdiği nutukta,:mem - lekete hiyanet edenlerle hiç bir za - man uyuşmadığını, 6 martta ade - mi müdahale kontrolü tatbik edile - ceği zaman kat'i bir karar ittihaz € - dilmesi icap ettiğini söylemiştir. Maamafih, İspanyanın — karadan kontrolü meselesi dün halledilmiştir. Beynelmilel kontro) memurlarının a- dedi, gerek Fransa gerek Portekiz hü- göre tedbirler al yi istemektedir iyetle dudunda 130 olarak tesbit edilmiş - tir. : Fa sahiplerinin paralarını kendi mem leketlerinde kullanmayı tercih eder- #*r. Bunun için para sahibinin para- Sinr tehlikeye atmadığına inanması özimdir. M, Blum da Parlâmentoda verdiği İzahlarla, para sahiplerinin korku ile Arsılanacak bir vaziyet içinde bulun Madığını anlatmak istemişse de mu - alif partileri lâyıkıyle ikna edeme- Miş görülmektedir. İkna etmiş olsay- di daha küvvetli bir ekseriyetle kar- Silanırdı. Bununla beraber Blum hü- Ümetinin itimadını tarsin - için elin *N geleni yapacağı şüphesiz sayılır. Ömer Rıza DOĞRUL SA İtalya Kralının Peşte Ziyareti p P'lgrat, 27 (TAN) — Mayısta Resteıri ziyaret edecek olan. İtalya “îî Victor Emamuel parlak bir su - istikbal edilecektir. j HKNlm şehre muvasalâtmı mütea- D büyük bir askeri resmi geçit ya- — Pllacaktır. : Fon Nöyrat, Başvekil Şuş. nige bir telgraf çekerek gösterilen hüsnü kabulden dolayı teşekkür etmiştir. * K izil ordü. erkânıharbiye reisi Gegorov, Tallinden Leningrada dönmüştür. * aden kömürü yüklü meri l adlı Yunan şilebi Hal. kida açıklarışda karaya otur« muştur. * acaristanın Peçuya Ü « niversitesindeki Macar talebe, Yahudilerin ruhani merkezi olan Sinegogayı yak. mışlardır. Talebe ve polis ara Küçük Harici Haberler sında arbedeler olmuştur. - Y unanistanda Martın üçün cü ve dördüncü günle- rinde ağır topçu atış manev- raları yapılacaktır. x udüste Senegalli kıt'alar- la demir gömlekliler a- rasında çarpışma olmuş, 7 ki- şi ölmüş, 30 kişi yaralanmış. tır. 4 * & ki aydanberi Şarki Afri- ı ka sahilerinde manev. ralar yapan Fransız Atlântik filosu, dün Breste dönmüş- tür. v arşovada Albay Kok ta. rafından kurulan siyasi teşekküle her taraftan vaki il- tihaklar çoğalmıştır. ; ye ş N TTT ATENRE ATIİNA RÖPORTAJLARI: 1 Selânik yolunda.. Üçyüz kilometre üzerinde uzanan bir toplantı Yazan: Ahmet Emin Yalman mıydı ? Ümidimde aldanmamışım. Doktor vasıtasiyle arzetmiş... Edirne hattında. Anadolu hattın - da olduğu gibi trenden telgraf gön.-, dermek müamelesi henüz kurulma- dığı için telgrafımı çekmekte zah - met çektim. fren memurlarının fevkalâde nezaketi sayesinde niha- yet bir imkân bulundu. Sonra, gazetesine son dakikada havadis vetiştirmenin her gazeteci- ye verdiği tatlı zevkle Doktor Ara- sın vagonuna döndüm, .Çetin bir yol ahis, döne, dolaşa Türk — Yunan dostluğu —Üüzerinde durdu. Yunanistanla dostluk kur- maktaki kıymeti ve ehemmiyeti, ilk gören ve anlıyan vatandaşlar- dan biri sıfatiyle Doktor Arasın bir zamanlar neler çektiğini, ne kadar acı tarizlere uğradığını, he- pimiz hatırladık. O zamanki gaze- telerden biri, Doktor Arasın resmi- nin altına “Türk değil, Yunan dele dar varmıştı. Doktor Aras, bu tarizleri hiç yese düşmiyerek karşılamıştı. Çün- kü bir muhitte hüküm süren duy- gulara zıd bir yol tutan her kanaat sahibi, bu yolda tarizler beklediği- ni pek iyi biliyordu. Türk — Yunan dostluğunun ne kadar güzel bire eser olduğunu, Ati na seyahatinin sonunda bir kat da- ha anladım. Ştı kanaate vardım ki, böyle bir eser için tariz ve tenkitle- re katlanmak elbette zalımete de- ğer, Hudutta karşılanış abah erkenden Yunan hudu- duna varınca Türk — Yu- nan dostluğu ile ilk temasımızı yap tık. Doktor Arası, Yunan hüküme- ti namma hariciye daire şeflerin- den Bay Demirci ile diğer hükümet mümessillerinden mürekkep bir he- yet karşıladı. Balkan basın toplan- tısında bulunacak Türk heyetine mihmandar tayin edilen, matbuat idaresine mensup Doktör Minotos ta gazetetileri hudutta istikbal et- ti. Atina sefirimiz Ruşen Eşref Ünaydın ile Gümülcine konsolosu- muzu da hudutta bulduk. | Turizm zabıtası "Tende muhafaza zabıta me- y murları da vardı. Bunlar- dan biri Beykozda senelerce yaşa- mıştı. Türkçeyi pek iyi biliyordu. Türkçeden başka biykaç lisan bildi- ğini, Atinada kurulan hususi tu- rizm zabıtasma mensup - olduğunu anlattı. Turistlere yardım için ku. rülan bu hususi zabita, dikkate de- ğer bir teşekküldür. Turizmin e- hemmiyetini anlıyan bir memleke- tin nasıl calıştığını gösteren bir delildir. Atinanm turizm zabıtası şimdilik altmış kişiden mürekkep- tir. Matbuat ve propaganda müs- teşarlığımın emrine verilmiştir. Bu kıtaya mensup her polis neferi bir- den fazla lisan biliyor. © Atinadan gelen hususi tren, bir yataklı ile bir yemek vagonundan Ve istikbalçilere ait diğer bir va- gondan mürekkep... Doktor Arasın hüsusi vagönunu bağlıyor ve yola çıkıyor. İstiraptan doğan dostluk H at boyu baştanbaşa bir top-* yantı yeri haline gelmis.. kşam trenimiz Sirkeciden kalkınca ilk işim, Doktor Tevfik Rüş- AA tü Aras'ın hususi vagonuna fırlamak oldu. Acaba ara istasyon- larından gazeteye telgrafla bildirilecek bir son dakika havadisi var gesi” diye yazmak derecesine kgz , “bu yaman defter, içindeki bütün Aras, şu haberi verdi: Selânik Belediyesi, Atatübrkün doğduğu evinAtatürk namına ferağ muamele . ! sini ikmal etmiş, evin emîrlcünc âmade olduğunu Selânik konsolosumuz Rüştü Aras ve heyetimiz dost Yunan topraklarında.. Köylüler, kasabalılar istasyonlara, hat boyuna dökülmüşler, Türk dost luğunun yunan ruhunda ne kadar derin bir yer tuttuğunu her tarafta gözle görmek, elle tutmak müm- kün... Polis ve asker kordonuna rağmen, bazı istasyonlarda binler- ce halk bir sel gibi trene doğru a- kıyor, Heyecandan haykıran, ağlı- yan, gülen binlerce dost İnsan, müttefik Türkiyenin mümessilini ve Yunan milletinin çok yakın tut- tuğu Doktor Arası candan selâm- İryor. $ Tarihin pek mahdut senelere sı- kıştırdığı bu mucizeyi arkadaşlar arasında konuşuyoruz. Vedat Tör şu fikri ileri sürüyor: — Türk - Yunan dostluğu bu kadar derin ve coşkundur, çünkü yüz binlerce annenin seneler süren istıraplarından doğmuştur. Bir çocukluk hatırası edeağaç, Gümülcine, İskeçe- den sonra Drama, Siroz, Doyran, Kılkış... Bu yol üzerindeki ilk seyehatimi hatırlıyorum, 12 ya- şında, elimde koca bir defter Selâ- nikten İstanbula gidiyordum. - Her istasyonun ismi, sağda, solda görü- len her manzara, vagon arkadaşla- rımın söylediği her dikkate değer söz, bu yaman defterde yer bulu- yordu, Dedeağaca varmazdan biraz ev- vel, pencereden dışânya bakarken hatıra hazineleriyle elimden düş- mez mi? O dakikadaki ıstırabım, hâlâ gözümün önündedir. ' Nihay&t Selârik.. - Doğduğum şehrin toprağına, otuz senelik bir fasıladan sonra heyecanla ayak ba- sıyorum, Her köşesine ait bir ha- tıra, hafızamda canlanıyor. Vardar kapısına kadar şehri ha- tırlar gibi oluyorum. Tahtakale is- tikametindeki caddeye çıkınca, ta- mamiyle yabancı bif Avrupal cad- de ile karşılaşıyorum. Şehrin bu kısmı yangm yerleri üzerine tama- miyle yeniden yapılmış. Eski şeh- rin ortada hiç bir izi yok. Yalnız eski camilerin önünden geçerken insan, semtleri farkediyor. Haydi Gel Eğlenelim! Lokman Hekim üstadımız pek hak. h olarak bize neş'e, eğlence, gülüp oynama taysiye ediyor. Haklı söze ne denir « çıkalım da biraz eğlenelim, nereye gi. delim, nereye?, h Adam, haydi saat altı. Şurada bir çay içelim. Çayı içtik, O esnedi, ben esnedim. Gerçi biribirimize söyliyecek bir hayli söz var, var amma gülüp oynanacak şeyler değil.. Haydi buradan çıkalım da şu bira- haneve gidelim. T — Garson! Bana bir düble getir! Size... — Ron bira içmem. — Rokı?, — Rakı-da Temem.. * Bir soda rmetir.. masada iki kisi hirihirleriyle saka e. Aöküvor. Allah. Allah!. Simdi su Üs- tümüze gelecek... Demese kalmadan nündeki su sürahisini ötekinin kafa- çi gıva atıvar. Sancrır, sangır!, Honmala! Üstad divor ki: — Haydi cıkalım! Simdi bir ecürmü — machut olur, bivi de götürürler, gidelim, nereye? Haydi (Ruvayal) « da bir yemek yiyelim. ) Girdik. Mahser gibi kalabalık. Ne çaldığı belli olmıyan — tabiiyetsiz bir. ealgı.. Duman, duman Sıkısık masa- lar. Ne yiyelim . — Bir bonfile.. Tam 27 dakikada gelivor. #öriilecek şey.. Et mi, pabuç mu? Bel. — ü değil.... . li yayat.. Tuzlu mu tuzlu. Bir yemiş.. 97 kurus , 4 Çıkalım, patlıyacağım. Havdi Su sİ- bir film var. j Vavy ansim vay... ÖO ne soğuk şey yarahbi.. Bu Tilnileri Türkçeliyenler sokakta Türkge konuşmıyorlar mı?. — * edemiyen Sarto mühakkak Türkçevye cevrilmiş bir film seyretmiş - olmalı. Tasavyur ediniz! Bir Çinli kız karşı. Bi sındaki erkeğe * ' — Cicim! Senin için yanıyorum! diyor. O da ona: “E 5 Pi | — Şekerim! — Ben de senin İçin merhum zamanına ait sahne dl'liylçf*" yanılıyor. 3 Film bitiyor, çıkryoruz « Nereve gidelim. nereye', Havdi bara gidelim, gidiyoruz. ş Sahte vakar bir kaç müşteri. Ma. sanım önünde Tesim çektirir gibi du- ruvor. ' Bir takım kadımlar, bacaklarını ha vava savurarak zınliyorlar. Hep al. — kıslryor'uz. Rir hucuk saat de bununla — delice eğlendikten sonra evlerimize dönüvoruz. - 1 Aman yarahhi hütün bu eğlence lerden sonra, evdeki fino köneği, vardaki çocuk resmi, hattâ aynada kendim, bana okadar tuhaf görünü e yor'ki #ülmeden katılrvarım, Sanı « — tem üstat da, benim gibi , b R. FELFK * 8) vin önündeyiz... Bir kapıdan giriyöruz, bir mers divenden çıkıyoruz. H Bize bir oda gösteriyorlar: — Atatürkün doğduğu oda... — Hepimiz derin bir hürmet ve seve — gi ile eğiliyoruz. Rüzgârdan me$şar- — le-gibi parlıyan el lâmbalarmın es.. — rarlı ziyası içinde derin bir süküt... Her birimiz kendi âlemimizde dü- şünüyoruz ve duyuyoruz. Önderin doğduğu, büyüdüğü, ye- tiştiği yuvanın ve muhitin ilham- larmı yarınki yazımda ifadeye ças hışacağım. Ahmef Emin YALMAN — Hatice A. Sünfer ile Nac! I. Akkan Nişanlandıklarını döstlarına bildirirler. Şişli: 26.2.937 Nihayet Atatürkün doğduğu e- Haydi üstad seninle şöyle sokağa — — Bir spv iciniz, B Yarım sant kadar oturduk. Bitisik Vi divar. , Birinin üstüne bardakla su — Biraz onu ciğned'&ten sonra bir zer — Vi Filmlerin sesli olmasına' tahatımlil <— M sulananlardan birisi avağa kalkm ö. — Cıkiyoruz. -Eğlenmek icin nereye * — TLÂkin — nemaya gidelim. Hem Türkçe sözlü — meohvoluyorum,. cevabını veriyor. xa Fakat bu. mükâleme Manakvan —

Bu sayıdan diğer sayfalar: