— x .2 997 — h Müthiş fırtına m““ Yyeri ağarmıya başladığı za. Vsii fntntııı artık bütün dehşetile baş | ""'mâ » Şark ufuklarından kopu ; îî:m Şiddetli bir rüzgâr, bütün çölü tozu“ etmişti.. Her taraftan korkunç bulutları yükselmişti. —- eler, oldukları yere çökmüşler: | — Atlar, öfkeli öfkeli kişnemişlerdi... Ümamı Hüseyin) atınm üzengileri nm"ihde yükselerek endişeli nazarla. | etrafa gezdirmiş.. Bulundukları Çıplak ve vahşi manzarası kar- » Vücudu hafifçe ürpermiş: ç. — EY, yerleri ve kökleri ha'k eden , P Allah!... Senin sır ve hikmetine erdirmek mümkün değildir... Bi- ğ her tarafımndan şeamet kaynıyan Yle bir yere sevkettin ki... Acaba . Ası, neresidir?.. ti. (mamı Hüseyin) in sadık eshabın ti iri, sanki meçhul bir korku ile Yormuş gibi, dişlerini sıkarak: KÖ Yâ, İmam!.. İşte; (Kerbelâ) de- €n yer, burasıdir. 'Ye cevap vermişti. zaman (Hüseyin), garip bir ilha Tüm tesirine kapılarak, bir daha et - â göz gezdirmişti. Hüzün ve te - le titriyen sesi: — Allahtiekber!... Burası, Kerbelâ .. Kerp ve belâ.... - Diye yükselmişti. Vaziyet vahimdi Vaziyet vahimdi... Kuş uçmıyan Xlnes“_:wan geçmiyen bu ıssız çölde, in ruhuna derin bir ıztırap ve | îıîrw&nîîr ;—%fm—»wm%a* z h h'sâetmişlerdi... Hiç bir insan var- 1 Olmıyan bu vahşi çölde; şayet et Tafları faik bir düşman kuvvetile çev €Cek olursa, hiçbir taraftan en kü- Sük bir imdad bile yetişmeden, sessiz asız kılıçtan geçirilebilirlerdi. O - için (İmamı Hüseyin) : — Son kuvvetimizi sarfedelim. Mümkün olduğu kadar süratle çölü 8*çelim. Kârvan yollarına girelim. Demişti. Fakat yanmdakilerden bazıları, bu itiraz etmişler: — Çölü, kolay kolay geçemeyiz. €çsek bile, kârvan yollarında da ken İze tam bir emniyet ve selâmet 1 Min edemeyiz... Küfedeki taraftar Ç a bir mektup gönderelim. Son *fa olarak onların yardımlarına mü- t edelim. ! 'Diye cevap vermişlerdi. anın şiddetinden, ilerlemek ün değildi, Atlar ve develer bi Tet tarafa dağılmış., Kadınlar ve ço- , Şalı diplerine sinmişlerdi. 1 eyin, fırtınanın dinmesini bek " “Mek zaruretini hissetmişti. Ve, bu Tüddeti de boş geçirmemek için, -sa- arkadaşlarının fikrine uyarak - edeki (ehli beyit) dostlarından *€yman Sart Hezari) ye hitaben (KîgmektuP yazmış.. Kölelerinden e a'rabi) ile Küfeye göndermişti. İ VA Hüseyinin mektubu amı Hüseyin) in mektubu, şu mw b idi; yin) Ş (E_:Yı Ehli beyte sadık olanlar!.. Ve, E_;P“İ mektuplarla davet eden dost- G , Sül b“a"ziîen aldığımız teminat Üzerine çlku, a şeldık. Fıkakt karşımıza MA mânialar dolayısile, Kerbelâ küinde tavakkufa mecburiyet his -« İbni Ziyadın, Küfedeki ehli îî'“ dostlarına karşı tatbik ettiği ; _u“;n ve tazyiki haber aldık. Ve bu a| berler karşısında kani ağladık.. Tabitdir ki, bu elim hal | Bu hususta bize müzaheret edebile cek olan 'dostları, serian Kerbelâya gönderiniz.). (Hüseyin) in kölesi (Kis), bu mek tubu almış; çevik bir hecine binmiş; Küfeye hareket etmişti. ” Bu sırada, Küfe büyük bir karışık lık içinde idi... İbni Ziyadın (Hüse - yin) i tevkif için gönderdiği (Hüri, henüz Küfeye avdet etmediği için, vaziyetten kimse haberdarideğildi. İbni Ziyad, 0 kadar güvendiği (Hür) ün, mutlaka (Hüseyin) i tev- kif ederek getireceğine emindi... Fa- kat, aradan birkaç gün geçtiği hal- de (Hüs) den hiçbir haber almama ması, İbni' Ziyadın kalbinde bir şüp- he-ve endişe husule getirmişti. Vazi- yeti öğrenmek için, derhal etrafa bir takım küçük müfrezeler göndermiş- ti. Bu müfrezelerden biri, heniiz Kü- fe civarından uzaklaşırken; süratle Küfeye yaklaşan (Kis)e tesadüf et - mişti. Müfreze, derhal Kisin etrafmı çe - virmişti. Ele geçeceğini anlıyan Kis, hayatından evvel (Hüseyin) in mek- tubunu düşünmüş.. Bu mektubu bir hamlede parcalamış, imha etmişti. ”O kâğıdı niçin yırttın?,, Kisin bu hareketi, şüpheleri büs- bütün kuvvetlendirmiş.. Darhal tev - kif edilerek Küfeye götürülmüş; İb- ni Zivadm huzuruna sitrüklenmieti. İbni Zivat, onu bizzat isticvap &tmiş: — O kÂğıdı niçin yırttın ? Demişti.. Artık hayatından ümidi- YAZAN: ZIYA ŞAKIR : “Son Kuvvetimizi Sarfedelim. Sür'atle ölü Geçelim.Kârvan Yollarına Girelim,, Diyor- rdu. Kâfile Kerbelâda Beklemeye Karar Verdi ni kesen Kis, büyük bir pervasızlık . la: — Dostun sırrını düşmandan sakla mak, gayet tabildir. Diye cevap vermişti. Kis, (İmamı Hüseyin) in sadık kö- lesi olduğunu itiraftan çekinmemiş, ti. Fakat, yapılan bütün işkencelere rağmen, (Hüseyin)in mektubunu ki- me getirdiğini söylememişti. Bunun üzerine; İbni Ziyat, emir vermişti. Kisin vücudü, bir tahta çar mıha gerilmişti. Evvelâ halka teşhir edilmişti. Sonra, o çarmıhın üzerin - de, kılıçlarla parça parça edilerek Kü fe mescidinin kapısı önüne atılmış.. Halka yeni bir dehşet sahnesi göste. rilmişti. Bu sırada, (Hür), Küfeye avdet et. miş . Doğruca İbni Ziyadın huzuruna çıkarak: — Ya, Emir!.. (Sedâp) mevkiinde (Hüseyin) e tesadüf ettim. Onu tey. kif etmek istedim. Teslim olmadı. A.- ramızda, mükatele zuhuruna ramak kaldı. Vakit, akşamdı. Mükatele baş larsa, hiç şüphesiz ki üZayacaktı. Ve karanlıkta belki (Hüseyin) de kat lolunacaktı. Halbuki, sen onun kat- lini değil; tevkifini emretmiştin. Onu diri ele geçirmek için sabahı bekle - mek lâzımdı. Ve biz de sabahı bek » lerken, (Hüseyin) gizlice kaçtı. Eğer bunun için bir cezaya müstahak isem işte boynum. Cezamı, memnuniyetle çekmiye hazırım. (Arkası var) B PS İA , Hd ğ “SAGLIK ÖGÜTLER! ŞALRIA LOKMAN HEKİM Kısa saçlarla kısa etek modası göğüs güzelliğini unutturur gibi ol- muştu, Şimdi bir taraftan saçlar, bir taraftan da etekler uzadıkça, daha doğrusu, kadınlar kadın ol - duklarını hatırlıyarak erkek gibi görünmek hevesinden uzaklaştık- ça, göğüs güzelliğinin ehemmiyeti de daha iyi anlaşılıyor, göğüslerini gere gere onun güzelliğini meyda- na çıkarmak istiyen bayanlar ço - ğalıyor.... Ne pek büyük, ne de yassı olmı- yan, dolgunca ve güzel bir göğüs ötedenberi kadınlığın şanıdır, gü - zel bir endamın kıymetini artırır, ©o güzel endama bakanların takdiri ni celbeder. Onun için bayanların saçlarını ve eteklerini uzatmakla beraber göğüslerini de dolgunlaş - tırmak temayülleri hem kadınlık namına, hem de estetik namına memnun şdecek bir şeydir. Bir kadın göğsünün güzel olup olmadığını herkes hemen bir ba - kışta anlar. Fakat bir göğüse ar - tist gözile güzel demek için aca - ba ölçülerinin nisbeti nasıl olma - lıdır? Bilirsiniz ki, artistler güzel- liğe kanunlar koymuşlar ve güzel denilen bir vücudün bütün ölçüle- ri arasındaki nisbetleri tesbit etmiş lerdir. z Güzellik kanununa göre, bir gö- ğüs güzel sayılmak için memeler- den her birinin ölçüsü gerek yu - kardan aşağı, gerek bir tarafından öteki tarafına 8-10 santimetre ol- malıdır. Kabarıklığı yani göğüs dan memenin ucuna ka - İs; l t iğm a iyana davet ederek, umum ha | ha bir felâket getirmek iste Ve Z. Ancak şu var ki: bize olan va- %“;îu size hatırlatarak, ehli beyte Te k Merbut olanları, bugün bizle- | Grşı &deriz, yardım ve muavenete davet Yet ; ehli beytimizle, emni- - ** selâmet içinde çölü geçmektir. dar ölçüsü de 5-6 santimetredir. İki memenin ayni hizada bulun ması lüzumu tabitdir. Fakat her ikisini” birden hansi seviyeda ola- cağı mühim bir est.tik meselesi- dir. Güzel göğsün memeleri' Üçün. cü kıf)'urgı kemiği hizasile altın - cı kaburga kemiğinin hizası ara - sında bulunur. Ancak yedinci ka- .| Göğüs Güzelliği burga kemiğine kadar Muzanması güzeliiğe halel vermez. Röntgen ışıkları altında tetkik edildiği va - kit güzel bir göğsün iki meme uç- ları dördüncü ve beşinci kaburga kemikleri arasındaki boşluğun ve' dokuzuncu ile onuncu fıkara ke - miğinin arasında bulunurlar. Göğsün genişlik ve uzunluk ci - hetlerinden ölçülerinin, tabif ola - rak, ehemmiyeti vardır. Göğüs gü- zel sayılmak için iki meme ucunun birindenötekine bir çizgi çizildiği vakit bu çizgi, meme uçlarının her birinden boyunun âlt kısmında iki köprücük kemiğinin birleştikleri noktadaki boşluğa çekilecek çizgi ye müsavi olmalıdır. Başka tabirle, iki meme ucile iki köprücük kemi- ginin birleştiği nokta üç taraflı bi- ribirine müsavi bir müselles teşkil etmelidir. Bundan başka, yine iki meme u- cundan göbeğin bulunduğu nokta- ya birer çizgi çekilirse bu çizgi de iki meme arasındaki çizgi ile ucu a- şağıya doğru bir.müselles teşkil e- der, Bu ikinci müsellesin iki tara- fı yukarıdaki Müsellesin çizgilerin- den dörtte bir nisbetinde daha u- zun olmalıdır. Ölçüleri bu nisbetlerde bulunan bir kadın göğsü estetik bakımın - dan güzel sayilır. Bu güzel göğüs ancak 18, 20 yaşında teşekkül e - der. O yaştan önce daha çocuk gössü demektir. O yaştan sonra da türlü türlü sebeplerle değişir. Bir hastalık gelmese bile gebelik, ço- cuğa meme vermek göğüs güzelli. ğgine az çok halel getirirler. Hiç ço- cuğu olmıyan, yahut pek az emdi- ren bavanlar güzel göğüslerini kırk vyasına kadar muhafaza edebi- lirlar. Fakât anne olmak, çocuğunu emzirmek güzel göğüslü olmaktan daha büyük bir güzellik olduğu İ- çin, göğsün güzel nisbetleri kay- bolsa bile yine yerinmemelidir. 13 EKONOMİ Hariçten mütemadi- yen zahire isteniyor, İkracat yapılamıyor Zahire Borsası, dün yine gevşek muamelelerle kapanmıştır. Şehrimize gelen 16 vagon buğday, 20 vagon çavdar, bir vagon arpanın ancak bir kısmı satılabilmiştir. Polatlılar 6,25, 13 - 14 çavdarlılar 6,14, 10 - 11 çavdarlı Ankara, Yahşihan, Yerkuyün beyaz buğdayları 6,10 kuruştan satılmış- tır. Çavdarlar beş kuruşa kadar düşmüştür. Bunun sebebi Avrüu- paya ihracat yapılmamasıdır. Çavdar beş kuruşa düştüğü halde nazlı ve gevşek bir vaziyette durmuştur. Buğdaylardan ekstra Muamele vergisi Geçen sene İstanbul Ticaret ve Sa- nayi Odası tarafından sanayi erbabı- nın muamele vergileri hakkında yapı- lan anket raporu İktısat Vekâletince tetkik edilerek bu rapor üzerine Oda- nın da mütaleası sorulmuştur. An - ket Vekâlete gönderildiği zaman, O - daca hiç bir mütalea dermeyan edil - memiş, yalnız sanayi erbabının fikir ve mutaleaları dinlenerek tesbit e - dildiği için Vekâletçe Odanın müta- leasının alınmasına lüzum görülmüş- tür. Oda heyeti, Vekâletin istediği mütaleayı hazırlamıya başlıyacaktır. Odaca evvelce verilmiş bir mütalea olmadığından raporun Vekâletçe red- dedildiği hakkındaki haber tamamen yanlıştır. Çivi ürerindeki tetkikler Çivi tüccarlarının şikâyeti üzerine Ticaret Odasınca tetkikatı derinleş- tirilerek hazırlanan rapor bugünlerde Vekâlete gönderilecektir. Odanın yap tığı tetkiklere nazaran cihan piyasa- sında demir fiyatlarının yükseldiği ve bü yükselişin devam edeceği anla- şılmxştır. Çorapçıların itirazları Kadın çorapları hakkında fahrika- lardan bir kısmı bazı itirazlar ser- detmektedirler. Bunlar hususi su - rette hazırladıkları raporları Iktısat Vekâletine göndermişlerdir,. Erkek ve çocuk çorapları için bu hafta tetki- kata başlanacaktır. îAHıRE BORSAS_ FY ATLAR Cinsi - Aşağı Yukarı ? y N K. P. Buğday yumuşak 6 10 6 14 Arpa Anadol & 20 u- — Çavdar Ü a 5 5 Küşyemi İ4:385) e- —— Susam iğ 21,Yb | — Yapak Anadol 63 — 6T — Zerdeva deris :54100 — 5500 — Kunduz 1600 V1D0 — Tilki e 800 — 1050 Porsuk b 650 Kurt ç 400 500 Tavşan l 2547 26 GELEN Buğday —| | GG8. D, Arpa MAR' ve Çavdar 300 ,, Tiftik TÜ ç Yepak y RDESLOZ hç Mısır 18 » Ketentohumu 20 , Yulaf S cak Susam p İYAAAT G İ DEN Yapak 124 Ton Çavdar 400 ,, DİŞ- FLYATLAR: S K.S, Buğday : Liverpul 5,69 PN : Şikago 6,08 ”» : Vinipek 5.76 Arpa : Anvers 3,30 Mısır : Londra 8,35 Keten T. :. .» 7.12. Fmdık G. : Hamburg 78,03 ÜN S * 77,52 — |658—765 kuruş,'160 lık portakallar Eğer ihracat başlamaz ve ecnebi memleketler için alıcı çıkmazsa, ih- racat tüccarları da ellerindeki malla- rı satmıya mecbur kalacaklardır. Şu halde piyasaya fazla mal gelecek ve fiyatlar bu sebeple de bir miktar da- ha kırılacaktır. Almanyadan her gün zahire isten- mektedir. Verilen fiyatlar çavdar i-| çin 5,30 kuruştur. Otuz para bir ka- zanç olduğu halde tüccar Almanya i- çin mal almamakta ve ellerindeki malları dâ para almadan kapatmak istememekte, sert buğdaylar, arpalar ayni vaziyettedir. Bir kıstm sert buğ- daylar 6—6,10 arasında yerli ihtiyaç- lar için satılmıştır. Arpalar da yer- N sarfiyat icin 4,20—4,.25 arasmda alınmıştır.. Ihracatçı firmalardan ba. zıları İngiltereye arpa satış tekli- finde bulunmuşlardır. Bazı ecnebi memleketlerden zahire talepleri ya- pılmıiştir. Fakat bu taleplerin teklif eyledik- leri fiyatlar bugünkü fiyatlara nis- betle yüzde yirmi nöşsandır. Av, de- rilerinin bir kısmı ve bilhassa tavşan derileri Amerikaya gönderilmektedir. Sansar derileri için Fransız ıi."ç_carla- rı ile bazı tüccarlarımız arasında *Rü- habere cereyan etmektedir. Bu mu- haberenin sonuna kadar sansar deri- leri üzerinde hiç bir muamele yapıl- mamakta ve fiyatlar - durgunluğunu muhafaza etmektedir. Ruslar hesa- bmma da yapağı satışı gevşemektedir. Piyasaların umumi bakımdan vaziye- ti gevşek Ve alıcılar iştahsızdır. Afyon toplıyanlar Bazı afyon tüccarları ileride uyuş- turucu maddeler inhisar — idaresinin afyona ihtiyacı olacağını tahmin ede- rek morfin derecesine göre 250—300 kuruş arasında hususi vasıtalarla af- yon toplatmaktadırlar. Bu işte Spe- külâsyon yapılmak istenildiği haber yverilmektedir. Portakal fiyatları Yaş meyvalarımızdan ihracatı faz- la olan portakallarımızım son günler- deki fiyatları iyi bir vaziyettedir. Dörtyol portakallarından 36 lık cins- der Üzerine muamele ölmamıtşır. 61 lükler 380—381, seksenlik 293—343, yüzlükler 212—259, yüz ellilikler 199—217 kuruş arasında satılmış - tır. Alanya portakalları 64 lükler 345— 408, seksenlik 299.—357, yüzlük 238 —300, yüz ellilikler 267—303 kuruş- tur. Finike malları doksan altilik 450—465 kuruşa verilmiştir. Rize malları ise 64 lük 203—235, seksenlik 182—207, yüzlük 145—174, yüz ellilik 125—155 kuruş fiyat bul- muştur. Z ; Fıçı Fabrikalarının Vaziyetleri Yerli fıçr fabrikalarımım müşkülât- la çalıştıkları ve fabrikalarmı kapat- mak zaruretinde kalacakları hakkım- da bazı şikâyetler yapılmıştı. İktısat Vekâleti bu meseleyi ehemmiyetle tetkik için alâkadar makamlara emir vermiştir. LİIMAN HAREKETLERİ Bugün limanımızdan gidevek va- purlar: Saat 12 de Karadeniz: Kara: denizde, 19,30 da Uğur: İzmite, 8,30 da Bursa: Mudanyaya. Bugün limanımıza gelecek vapur- lar: Saat 12 de Aksu: Karadenizden, 8 de Kemal: Ayvalıktan. . ; | 271 ŞUBAT CUMARTESİ Paralar Alış Satış Sterlin 6l4— 620— 1 Dolar 125,— 125.— 20 Kyansız, Fr. liş.— ll7 20 Lire* 120.— İ25.— 20 Belçika Fr. Bü.— Bi ' 20 Drahmi 18.— z —- 20 İsviçre PFr. S65.— S75.— ZU Leva 20.l— 23.— 1 Florin ©3.— bö — 20 Çekosir ak kro. 70— 5— 2 Şiling 20.— 23.— 1 Mark 25.— 28.— 1 Zloti 20 Z2 Pengo 2l.— 23- 20 Ley İl— M— Dinar 48.— $2 — İsveç kuronu 30.— 32.— Altın 1036.— 1037.— Banknot 246.— 247 .— Çekler Londra S17.— Gi6.— Nevyork 0.7924 0.7925 Paris 17.0375 17.065 Milano 15.0567 15.0810 Brüksel 4.705 4.7125 Atina 88.5737 88.7175 Cenevre 34744 348 Sofya 64.3435 644480 Amsterdam 14470 14402 Prag 22.7244 22.7613 Viyana 4.2430 4.25 Madrid 11,3775 11.3960 Berlin 1.97 1,9730 Varşova 41925 4.20 Budapeşte 4.3760 4.3830 Bükreş! 108.4275 — 108.605 Belgrat 34.5218 34.5775 Yokohama 2.7786 2.7R30 Moskova 2494 24.90 Stokholm 3.1434 3.1485 b Borsada dünkü muameleler Dün borsa işleri gevşek gitmiştir. Türk borcu üzerine pek az muamele olmuş,.20,55 lirada açılarak - öylece kapanmıştır. Anadolu tahvilleri 39, 30, Mümessiller 42,30; Anadolu hiz- seleri 22,60 lirada durmuş ve pek az satış olmuştur. Aslan çimento evvel. ki güne nazaran yirmi kuruş yüksel- miştir. Kapanış fiyatı 14,50 liradır. Merkez Bankası hisseleri 97,50 lira- da muamelesiz olarak kalmıştır. Er - zurum—Sivas şimendifer hisseleri 95,26; Ergani ise on para düşerek 99 lirada müamele görmüştür. Ergani, Sıvas hisselerinin biraz daha yüksel. mesi ümit edilmekttedir. Bunun da sebebi piyasada bulljnan Anadolu tah villerinin mübadelesi için bu hissele- rin aranmıya başlanacağıdır. Ahnadolu tahvillerini Merkez Ban - kasına yatırarak yerine Sıvas, Türga - ni hissşeleri almacağından ellerimda Anadolu tahvilleri bulunduranlar va- ziyeti gözlemekte ve hesaplarına gel- diği nisbette Ergani, Sıvas hisseleri- ni almaktadırlar. Halkın elinde 1ki milyon kadar bu hisselerden bulundu- ğu tahmin ediliyor. Yirmi dört mil- yona varan Ergani ve Sıvas hissele- rinin üçer tertibinden yirmi iki mil- yon lirası bankalarda, mali müessese ve şirektlerin elinde bulunmaktadır. Frkek kafasındaki ideql kadm dişlerini sabah akşani KADTOLAN. — ile fırçalıyan kedndır Dişleri en fazla beyazlatanı mikroplara — karşı en müessir, — terkib itibarile en mükemmel diş macunu 2AŞ