17 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

17 Şubat 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A A TA e, ARM nn e ——— —— e KAYAK SPORLARINDA BİRİNCİLİK Fransız Takımı bir dünya Şampiyonluğu kazandı Emile Allais e dört dakika üç Ü saniyede 1 inci oldu Fransada Chamonixte yapılmakta olan kayak sporu dünya birinciliklerinin iniş müsabakasmı Fransızların Emile Allaiş ismindeki şampiyonları kazanmıştır . Pek beklenmiyen bu muvaffakıyet Fransızları çok sevindirmiştir. . Iniş müsabakasının birincilik rekorları şöyle olmuş tur : Birinei Emile Allais 4 dakika 3 #aniye 2—5. Dört kere onar kilometrelik bayrak yarışında da Norveçli bir dakika farkla geride bırakarak bu müsabakanın Bergendhal, meşhur Finlândiya kayakçısı Jalkane» birinciliği Norveçe temin etmiştir. Böyle, geçen se - ferki mağlübiyetin acısmı Finlândiyadan çıkarmıştır. İniş birinciliğini Fransaye kazandıran Allais sağda hareket işaretini bekliyor » Klüplerin tahdidi için | neler düşünülüyor ? Ankara, (TAN muhabiri yazıyor) — TAN'in yakından takip ettiği bir mesele, klüplerin tahdit edilmesi, ve tahdit şekilleri, on günlerde Ankaranm bu işlerle uğraşan mahfillerini peşinde | koştura tek davadır. — 1 Şumubakkak ki, Ankara, Muhafız gücü çıktıktan sonra kalan, 9 klübün | hepsini ayni ihtimamla besliyemez. Bu kuru bir söz değildir, Latbikal sahasına geçildikten sonra müşkülâ- WU ilk adımda göze çarpan bir iştir. Mıntakanın yapabileceği para yar: dımından 9 klüpten her birine düşe İcek pay küçük olacaktır; ve binnetice hiçbirini çırak çıkarmı Bu vaziyet karşısında al gelen nantiki tedbir de $u olmuştur. Yardımlarımızı bütün klüplere #ey | yanen dağıtıp, değerini azaltmaktan sa, iki üç klübe indirelim de, istedi - İğimiz gibi çalıştırabilelim; randıman alalım.,, Fakat bu iş nasil olacak? Bir yan- dn tam dokuz klüp - Ankaragücü, Çankaya, Gençler birliği, Altmordu, Güvençapor, Kırıkkale, Demirspor, Çankırıspor... - var. Öbür yanda bu klüplerin teşekkülünü tasdik “etmiş İ bir makam ve bugünkü mevcudiyet- lerini ahkâmına uygun bulan cemi - yetler kanunu, medeni kanun, eldeki Bulgar Slâvya takımı Buraya geliyor Sofya, 16 (TAN) — Bulgar Slav - ya futbol takımı, Türkiyeye giderek Ankara ve İstanbulda ölmak Üzere Türk futbol gruplariyle beş maç yapa. gaktır . en | Fransız boksörü Marcel'Thie ile raki bi Kanedelı Brovillard geçen sefer- ki maçların de vuruşurken Bokst ir li aye iel Aşağıda sakal, yukarıda bıyıp vazi- OKsSta italyan ii rida bıyıp yazi Başka bir yo! arandı ve » dediği gibi - Küçük klüplere verilecek pars yı azaltmak veya kaldırmak suretile büyüklerin çalışmalarını kolayla: tırmak yolu bulundu. Eğer küçük! Küpler, başka yerlerden gelir kaynak | ları temin eder ve çalışma imkânla- rını temin ederlerse febiha... Hem bu herkesin arzu ettiği bir şey olur... Fa kat öbür yandan kendisinden birçok muvaffakiyetler beklenen klüpler de teşvik edilmiş olurlar, Büyük klüp, küçük klüp terkipleri orla sıklet şampiyonluğu Orta siklet dünya boks şampiyon- tuğu Parisleki spor saraymda 20.000 kişiye yakm bir seyirci kalabalığı ö- nünde yapılmıştır Bir seneden fazla zamındanberi dövüşmiyen cihan şampiyonu Fran - sız Marcel Tble ie rakibi Kanadalı Brouilard'ın bu seferki çarpışmala - | komitesi milli takımlarının mevsimlik | belki Ankaranın yabancılarına ya - id büyük bir ehemmiyet atfedilmek | maç takvimini aşağıdaki şekilde son | hancı gelir. Onları da şöyle ayiriyor te idi. İdefn olarak, değişmemek üzere tes -|lar: i ; 'Takhin garip eiivesine bakmız Kİ.) pie etmiştir İ Çankaya, gençler birliği ve Anka: | bu seferki maçm altıncı devresinde| > ragücü büyükler, öbürleri küçükl > i 7 art Viyanada; Avusturya -| vr”. , üçükler. Kanadalmm aşağı vurduğu bir yum. * * | Muhafızgücü ayrı bir teşekkül oldu- kuk yüzünden Fransız ünvanmı mu| takımları, 23 mayısta Prağda İtalya | gu için onu bu arada saymıyoruz. bafaza etmiştir . novada; Avusturya . İtalya B.takım| Başta sporcuların çok iyi tanıdık- Kanadalınm müsabakadan ihracını | ları, 11 nisan Pariste İtalya - Fransa /ları Halit Bayrak olduğu halde, mucip olan yumruk vuruluncaya ka! A. takımları, 1i nisan Marsilyada Ce. | örnek nizamnamenin hazirlanmasın- dar maçın hangi tarafm lehine netice. | nubi İtalya - Cenubi Fransa B. takım. | da emeği geçen birçok zevat, Örmek leneceği belli değildi İları, 25 nisan Torinoda İtalya - Ma-| nizamnamenin tatbikatına geçileceği İki taraf te galibiyeti temin ede - | caristan A takımları, 25 nisan Lük - | çu aylarda Ankarada bir “Örnek bilecek faikiyetler gösteriyorlardı. | semburgta İtalya B. - Lüksemburg | Klüp, kurmak ve diğerlerine da: “ba EEEYEMT 1, takımları, 23 mayısta Perağta İtalya | kın işte, biz böyle klüp istiyoruz, de - Çekoslovakya A. takımları. mek arzusundadırlar. Bu maçlardan sonra İtalyan A, Bir zaman Ankarada yepyeni bir milli takımı Oslo şehrine giderek Nor | klüp kurarak onu örnek yapmak fi- veç milli takımiyle karşılaşacaktır . | kirleri serdedildi Fakat bundan ça buk vaz geçildi. Çünkü bu hem güç ve masraflı hem de lüzumsuz bir İş milli takımı Müsabakalar İçin Program Yapıldı Romada toplanan İtalyan futbol fe derasyonunun o beynelmilel temaslar İspanya da Dünya Kupasma Yazıldı İbtilâ) ve dahili harp İçinde çal - kanan İspanyadan dünya kupaamı tertip edecek heyete bir iştirak tel - grafı gelmiştir . 22 gazetelerle ilân edilerek İspanyolların TAN olacaktı. İşte pekâlâ, ortada büyük Klüpler var, denildi, bunlardan biri - tak «| sporculuklarına yeni biz misal olarak gra | kayde Fransız heyetinin hayret ve TOPAL pp pek küçükken küçük bir evlâtlığın sakar bir hareketi neticesinde kucağından dilşerek bu hale gelmişti ve tam üç yaşından- beri şu kelimeyi suçlu bir insana Yurulan kara damga gibi ona ya- pıştırmışlardı: Topal. Eminönünde küçük bir dükânı o- lan kazancı az bir mahellebicinin kızı idi, Babası haşin aksi yüzlü bir adamdı. Daha o doğmadan ev- vel çocuğun hep erkek olmasını İs. temiş ve karısının dünyaya bir kız getirdiğini haber vererek küçük beyaz kundağı kucağına uzatan e- beye ters bir bakış fırlatıp kapıyı çekip gitmişti. Ondan sonra da er- kek çocuk doğurmak elinde imiş gibi, günlerce yataktaki lohusa ka- rısının yüzüne bakmamış ve küçük hız bitişik odada sancılanıp ağla. dıkça sinirlenmiş beşik ça kızmış, Muş” diye, yanına UN zehir gibi acı gözlerle bakarak şu cevabı vermişti: “Benimle eğleni- yor musunuz be 1” Çocuk büyümiye başlamıştı. Ma. i gözlü, duru beyaz tenli sevimli güzel bir kızdı. Durmadan ince ya- ramaz kahkahalarla güler, bu kah- çarşıda kahalar « mutbaktan çıkamı- yan, İşten beli bükülmüş soluk yüzlü anası ile, akşamları eve e- linde çıkmı, karanlık, düşünceli, bir yüzle gelen babasını hayretle sarsardı. Bu küçük kiz gün geç tikçe bahara kavuşmuş bir serçe gibi neşesi ve sevimliliği ile siyah ahşap eve ziya, koku, renk doldu- r, orasını ve içindekileri çok başka bir âleme götürüyordu. Bu güzel mavi gözler, daima bir şeye hayret eder gibi aralık müte- bessim penbe dudaklar, erkek ol- madığı için çocuğa ilk günler duş- man gibi bakan babayı bile yumu- şatmaya, onu teshire başlamıştı. Ana zaten için için kaynıyan de- rin bir şefkat ve sevgi ile kızın Â- şık idi. Baba da artık sık sik çar- aki esnafa evdeki afacanm ya» AMMA ass yapmadığı bir hareket olduğu hal- dan bahsi da de arada sirada ona dükündan kâ- se yoğurtları, küçük mahallebiler taşıyordu. Emeklemeye başladığı gün evde büyü tabaklarda bir sevinç uyandı. “Hey. ye, sevinç sesleri çıkara rak paytak paytak yürüdüğü za- man bâba kollarını açıp, birkaç adımdan sonra göksüne düşen © küçüçük yumuşak çocuk vücudu- nu uzun uzun göğsünde sıktı. ç yaşma geldi. Ev işlerinden vakit bulup çöcukla İYİ meşgul olamıyacağını anlıyan ana“ 8ı küçük bir evlâtlık getirdi. Sekiz dokuz. yaşlarımda bir kız. Yalnı# çocukla meşgul olacak, onu eğlen” dirip, uyutacak ve hiç ağlatmıy&” caktı. Çocuk zaten huysuz değildi ve evlâtlık kız da uslu akıllı bir $€ ye bensiyordu. y Baban her zamanki gibi dü- kânda olduğu bir gü Anası aşağıda yemek pişüi bire acı bir feryat duyarak tırdığı tencerenin başından fırladı. bir solukta kendini yukarı attığı irü sdeta zaman çocuğu yerde, morarmış, nefes almakta güçlük çekerek inee inilti gibi bir “99 ağlar buldu. Hemen dükkâna haber gitti: Eve inderin bir kö- cuğun mi müş tutuk hıçkirıklar. ı gören la ağladığını, kıvrandığır. babanm yüzü bir anda karma ka- rışık oldu, Bir çok musyeneden sonra yalnız sağ ayağını BL durmadığını, başka bir Y© in. cik olmadığını anladılar. Evlâtlık kız da onu eğlendirmek için kuca- ğında hoplatırken elinden düşür- düğünü göz yaşları içinde itiraf et- ii in meşhür i tik günü mahallenin meşhür in- N çocuğun büsbü - i ir feryatlarına tün yükselen acık karsı kulaklarını tıkıvarak ayağı oğdurdular.. Bir kaç gün bu teda. Vinin neticesi beklenerek geçti, Fakat çocuk iri mavi gözleri yaş #na imdat arar gibi ba. içinde etra' Tüh hğlâ inlemekte ve uykusün. cikçisini çağır'P. zerinde duralım, eksiklerini ta. Maamlıyalım ve onü Türk kilplerine “model, PİT hale getirelim. son vaziyet budur; ve Halit Bay - rak bu işle meşgul olmaktadır. .. ş Yazan: ; * PERİDE CELÂL | ...... da sık sik sıçramakta devam edi - yordu. Bu sefer de bir kaç okuyu- cu kadın çağrıldı. Hasta ayak oku- nup, Üflendi. Küçük sarışın başın Üzerinde kurşun döküldü. Nihayet bunlar da fayda etmeyince iş kom- şu tavsiyelerine kaldı. Ayağa bir takım yağlar sürüldü, kirli yapağ- lar sarıldı. Bu tedaviler esnasın on boş gun-geçmiş VE yuyun KOŞE minderinde gittikçe sararıp solmuş fakat iniltileri, ağlayıp, sızlama- ları da yavaş, yavaş geçmişi hayet bir gün geldi ki ana, baba derin bir nefes aldilar. Küçük kız artık gülmüyor, ( söylemiyordu. Pek te zayıflamış, sararıp solmuş- tu. Amma bacağınm ağrısı #7isi geçmişti. Eakisi gibi İnlemiyordu. Pek yakinda kendini toplar, eski halini bulurdu, Çocuk umdukları gibi kendini hemen topluyamamak- la beraber yavaş yavaş o eski pek biçare halinden kurtuldu. Ve niha yet bir gün ayağa kalktı. İşte o z& man asıl felâket meydana çikti. Ayak iyi olmuştu, fakat | sakattı. Çocuk yürürken belli olacak ka- dar yana gidiyor, fena bir şekilde topallıyordu. Evvelâ bunu deha hemen üstüne câk.. diye, tevil etmek İstedi Fakat bir kaç gün içinde ? bütün acılığı ile hepsini gi mateme düşürdü. Annenin yüzü büsbütün soldu sarardı, Baba kaş- ları çatılı gözleri elemli bir mâr İle karanlık uzun zaman sesini çe karmadan düşündü, durdu. ni yet bir kaç gün üstüste dükkân kapalı kaldı. Küçüğü topallaması- Yi görmemek için kucağında taşi- Yârâk doktorları dolaştı durdu, fakat doktorlar hep ayni şeyi söy- ledile Ik düştüğü zaman çocu- ğu getireydiniz tedavi kabildi. Fa- kat şimdi kemikler biribirine iyice kaynamış, kırıp yeniden o aiçiya koymuya da bu parmak kadar ç9- cuğun tahammülü yetmez. eneler geçti. Çocuklarmm bu haline evvelâ pek Üzülen a- na, baba yavaş yavaş herşeye âlış- tılar, Onun ismi mahallede topal kaldı. Anası artık "ne yapalım pek te baktırmıştık,. diye, teselli bulu- yor, babası eskiden güzel. küçük bir şey olduğu için sevimli hareket leri, bir kuş gibi o kahkahalarile kendisini cezbeden kızımı bu epey büyümüs, durgun halinde o kadar sevmediğini hissediyor, onun artık hiç gülmiyen mavi gözlerine ve aksıyan bacağina bakarken içinde garip bir sıkıntı duyuyordu. Bir kaç kere kendi kendine şöyle dü. şünmüştü: “Hem erkek değil, hemde to- pal... ve kime olduğunu bilmeden için için hırslanmıştı. basamaz yavru- r.2.9317 HAKİKİ HAYATTAN Çocuk on dört on beş yaşmö bir kız oldu. Ensesine kadar #arı saçları, durgun mavi gözi ve solgun yüzü ile ayna kenarınğ” unutularak sararmış eski bir r9” sim gibi cansız görünüyordu. B raz gülse, biraz daha canlı hare" etse, tam o pek küçükken yaptğ gibi.. Muhakak ki pek daha gü olacaktı. Fakat o bunların hiş yapmıyordu. Küçük bir ka onun hayatının istikametini değif tirmiş ismi karışacağı zaman tef” rarlanan, arkasında söylenen, Ö Gİ bei BL : HİLABı YÜrERMAY alâşe gösterilen # demir gibi iyice kızdırıp yakmış Yalnız içerisi yanarken dışarı$l buz gibi tutmayı, başını eğmedi” ve gözlerini utançla kırpmadan menhus söze tahammül etmeyi &* yet iyi öğrenmişti. Mektepte de ni iyi bildiği zaman bahçede yi dan geçerken onu kadaşları fısıldaşı k topala bak kendini bir şey zanneğ” ç sesini çıkarmaz, vücud! nun hi e titrediğini belli etmf mek için acele yürüyüp oradan zaklaşırdı. Bazan hayırlı komştl rın ken inden bahsettiklerini yardı: “Yazık oldu kıza kardöfi Şu topallığı olmasa nur gibi yüzl var.., okuduğu mektebin karşıs© da hususi bir erkek Disesi v8 Akşamları dağıldıkları o zaman önlerinden hiç etrafına bakmağf, gözleri ilerde, müvazenesini b mıya ve kabil olduğu kadar az #” samıya çalışarak geçe çocuklar alaycı yılışık kakıkahsl ia gülerek arkasmdan bağırırl dı: “Hasbaya da bak yah: ustalıklı yürüyor hal lere aldırmaz görünürdü. muhakkak ki bütün insanlara, KOİ disinin kusurunu gören kusur” herkese biraz düişmandı. Hattâ nasina, babasma bile. * Ik mektebi bitirdiği gani in yardım etmek ii evde kaldı, Pek 82 konuşur, İşl ni bitirdikten sonra gelen jen lere filân çıkmadan hemen odu na kaçardı, Akşam babası geld zaman onu ortalarda bulan: O bu yaşlı durgun sdamı da pi sevmezdi. İçine öyle gelirdi ki umda dolaşıp hizmet ederke? gözlerinde müstehzi bir işik Yi rak kehdisini tetkik ediyor. B9 sı eskiden beri pek sz konuf bir adam olduğu halde o bunü sirf kendisine hitap etmemek e“ bulunmuş bir usul bir erkek ©“ * kıza kerşr duyduğu Jâke; doğma bir şey zannederdi... Düşman gözlerle bakmadığı w de bir annesiydi. Kendisine çok Ja bir şefkat gösteren bu K yalnız sinirleniyordu. O üzeri fazla düşüp, dalma hatırını göni nü almakla farketmeden hef (Arkası 10

Bu sayıdan diğer sayfalar: