—— 1 Bugümküi Yumanistam Metaksas hükümeti, Balkan Antan- tından ayrılmak ve Italyaya bağlanmak istiyormuş! Yenirejim iki ayda 4000 kişi tevkif etmiş, koca Atina “Fısıl tılar şehri ,, olmuş Londrada çıkan Daily Herald gazetesinin muharrirlerinden Ronald Matthews son günlerde Yunanistanda dolaşmış ve tetkiklerinin neticesini gazetesine yazmıştır. Makalede, kom. şumuz ve bir anlant ile bağlı da dikkate de, olduğumuz Yunanistan hakkın. r malümat bulunduğu, Yunanistanın bugün- kü vaziyet ve siyasetine ait izahat verildiği için bu sütunlara naklediyoruz. yedi haftalık olan Metak- iüğünün Avrupadaki fa- şist rejimlerin en kısa ömürlüsü ol cağı anlaşılıyor. nayı ziyaret e- derek siyasilerin her çeşidi ile gö -| üştükten sonra hâsil e m kâna- st bu merkezdedir. Yunan Oamele| partisinin en yüksek adamlarından biri bana: “Bugünkü hükümet, bir-| kaç aydan fezla yaşıyamaz” dedi ve ilâve etti: Fısıltılar şehri *“Metaksas hükümetine halk için de müzaheret eden kimse yoktur. Ordu çinde de bu hükümete yar- dım ederler çok azdır.” Burada hüküm süren kanaate gö- re Metaksas hükümeti, Balkan An- tantından çıkarak İtalyaya bağlan - mak fikrindedir. Gazeteler sansüre tâbi olduğu için Atina şehri, fısltılar şehrine dönmüş bulunuyor. Sansür tatbik edilmese, Metaksasm mevkiinde birkaç saat - ten fazla kalamıyacağı temin olunu-| yor, 4000 mevkuf “W 4 Ağustostanberi tevkif edilip ada lap sürülenlerin: sayası 600 ile 4000 arasında tahmin edilmektedir. Pilen mahpus olanlardan başka aleyhi de hiçbir şey sabit olmıyan bir sürü | ittifaka iştirak etmek İstemem.” de- mişti, Maksadı, Balkan Antantına işaretti, Darbel hükümet yapıldığı gün İtalyanın Atina Elçisi İstefani- nin Atina mümessiline, yeni Yunan rejimini en misalt tarzda gösterme #i için resmi talimat vermişti. Birçok Atina sosyalistleri İngilte- re hariciyesinin yeni Yunan rejimi- ni hiç olmszsa hayırhah bir müsa - mahakârlıkla karşıladığını zannedi - yorlar, Almanya, İtalya Parlâmentonun feshi, örfi idare - nin ilânı, siyasi fırkaların ilgesi, söz hürriyetinin kaldırılması ile netice - lenen 4 Ağustos darbei hüküme! Alman ve İtalyan tesirinden başka ne vardır? Bu susl ile karşılaşan muhatabım gu cevabt verdi: — Şahsi ihtiras? Ve ilâve etti; — General Metaksas komünizme karşı gelmek için harekete geçtiği « ni iddi. ediyor. Fakat geçen umumi seçimde komü» niatler 1.200.000 - reyden ancak 70 bin rey kazanmışlardı. Metaksast a sl korkutan amil, Venizelist ve-Çal. daristlerin darbeci hükümetten o iki gün evvel, anlaşmış bulunmalarıydı. Bu anlaşma neticesinde bir temer - adamlar, zabıta tarafmdan yakala- narak karakollara sevkedilmiş ve o-! rada ya dayak yemiş veya hintyağı içmiye mecbur edilmişlerdir. | En ehemmiyetsiz şüphe yüzünden 'Atinanm en tanmmış sermuharrir - lerinden biri evinden alınarak zabıta! tarafımdan dayak yemiş, fakat bü - tün evi baştanbaşa taharri edildiği balde aleyhinde kullanılacak bir şey bulunamadığı için (o serbest bırakıl Muştı. Gece veya gündüzün herhangi sa- atinde evler basılarak tevkifat ve ta- barriyat yapılıyor. Hep sansör Harice gönderilen bütün telgraf - lar sansüre tâbidir. Bana temin 0- lunduğuna göre harice gönderilen mektuplarm yüzde yetmişi de açılı - yor. Benim bu mektubu Yunanistan. dan yazıp göndermeme imkân yok - tu, Onun için Arnavutluğu geçtik -| ten sonra postaya verdim. Hariçle yapılan telefon muhabere- leri hükümet memurları tarafından dirlendiği gibi dahili muhaberelerin de kontrol altında bulunduğu temin edilmektedir. Geçenlerde Hayasm muhabiri Fransa elçiliğine günün ha berlerini telefonla bildiriyorken tele- fon ansızın kesilmiş ve ancak diplo- matik bir protestodan sonra iade o- Junmuştur. Gazetelerin bütün provaları evve- 18 sansör tarafından tetkik edildik- ten başka hükümet, gazete muhar - rirlarinin mütaleasmı oyazacakları meseleler üzerinde ayrıca talimat vermektedir. Hoşmutsuzluğa amil olan bir se - bep verilen talimatın, Yunanistana müttefik olan devletlerin kredisini yükseltecek neşriyatın men'idir. Yu- nan matbuatma Kral Sekizinci Xd - vardım İstanbulu ziyaretine dair neğ- riyat yapmamaları, Fransa Başveki- H Blum'un İstanbulu ziyaret edeceği hakkında hiçbir şey yazmamaları ih- tar olunmuştur. Balkan antanti General Metaksa& İktidar mevki » küz kabinesi teşekkül edebilecek ve bu yüzden General Metaksas yuvar- Ianacaktı. Hdiseden sonra diğer fırka Hiderlerile birlikte kralı görüp komünizm tehlikesinin gülünç oldu- gunu anlattığımız zaman kral fev - kalâde mültecssir olmuştu. Beş taraftar!., General Metaksas, İtalyan ve Al man örneği dahilinde bir korporatif devlet vücuda getirmek İstediğini! General Motaksas ingiliz gazeteleri bu tesmin altına söyle yazmış: (Yedi haftadanberi Diktatör Başvekil) İ söylemişti. Muhatabım, Yunan Baş- vekilinin bu sözüne karşı: Fakat dedi, gerek Hitler, gerek Mussolini bilytik bir partinin müza - hereti ile iş başma geldiler. Halbuki General Metaksasın feshettiği par - lâmentoda ancak beş taraftarı vardı. Haber aldığıma göre bü beş taraf- tar da Generali terketmiş bulunu - yorlar. Muhatabım diyor ki: — Darbei hükümet ansızın yapıl dığı için muvaffak --olmuştun..'Ona. karşı kıyam gecikmesi,.sanslir yüs zünden bir kimsenin memlekette 9,4 lup bitenin farkmda olmamasıdır. Fakat vaziyet halkın tahammül hududunu aşmıya başlamıştır. Bu - nun delilleri görünmektedir. General Metaksas askeri tahsilini Almanyada tamamlamış, 1914 te Yunan erkânharbiye reisliğini yap- mış ve Krsl Kostantin ile birlikte müttefik devletlere mukavemet et -| mişti. Halktan bir adam bana vaziyeti şu şekilde hulâsa etti: — General, Kral Kostantine ma» kammı kaybettirtmişti, bu gidişle galiba oğluna da âyni şeyi yapacak! Harvard üniversitesi 300 yaşına girdi Dünyanın her tarafından talebe akınile karşılaşan bu kültür yurduna 8000 talebe devam ediyor 300 senelik Harvard Üniversitesinin Hukuk Fakiuresi Amerikadaki Meşhur Harvard Ü-| munzam binalara maliktir. Bunlar. | marangozhane, mahkümların demir niversitesi bu yıl kurtuluşunun Üç) dan başka üniversite kısmma milca.| ve tahtaya alt malzemelerini temin yüzüncü yıldönümünü idrâk etmiştir. | vir olarak büyük bir kasabayı andı, | etmektedir. 1642 yılında küçük bir kollej olarak yapılmış olan bu kültür müessesesi sonraları büyütülerek ( üriversiteye inkılâp etmiştir. O günden bugüne kadar birçok ilâvelerle büyük bir kasabâ manzarasını kazanan Har- vard Üniversitesi bugün dünya üze- rinde sayılı ilim müesseselerinden biridir. oOUniversite sitesinde bü- tün ilim şubelerine ait lâboratuvar- lar, seminer, müzeler (mevcuttur, #ne gelmeden birkaç gün önce “Rus- yanın nüfuzu altıma Kirecek hiçbir Ayrıca ber faklilte icin ayrı ayn GMLİLİ a a va İM m anl la) vd a gir ran bir de talebe mahallesi vardır. AN Yüzlerce mahkü- ma iki jandarma (Başı 7 ncide| Atattirk tepesi, 650 metre yüksek- liğindedir. Yalnız iki jandarma M utahhar, arkadaşlarımı kendi kümları bu tepeye soy adlarile çağırmıyan mah koşaradımla gi- dip gelmiye mecbur ettiği için İmra- da, hemen herkes, biribirini soyadi- le çağırmaktadır. Adada, muhafız kuvveti olarak ancak iki jandarma neleri vardır. Bunlar da her ihtime- le karşı bulunduruluyor. Mahkümlar burada tamamlle serbesttir. İş sa - atleri müstesna olmak Üzere istedik- leri zaman adanın heryerini dolaşa- biliyorlar, Kendilerine bu kadar ser besti verilmesine rağmen, içlerinde | değil adadan kaçmayı, hattâ nizama | üygun gelmiyen bir harekette bu - lunmayı bile aklından geçiren yok - tur. Mahkümlar, tam bir disivlin &i. tında ve büyüklerinden büyük bir Şefkat görerek çalışıyorlar. Kendile- rine lüzumu kadar çift hayvanı da verilmiştir. İnsansız ada $ mralr adası, hapishans olmaz İ dan evvel; «çinde: tek insan yoktu, Arasıra, Mudanya ve Ar- mutludan bazı celepler, mer'alarında otlatmak için hayvanlarını adaya ge çirirlerdi, Son zamanlarda zengin bir kasap, adayı maliyeden liç sene- liği 350 liraya kiralamıştı. Koyun ve sığırlarını burada otlatır, ve besili bir hale getirdikten sonra mezbaha. ya gönderirdi. Hapishaneler idaresi İ adayı ele aldıktan sonra, İmralıya, kayık, motör, vapur gibi deniz vasi-| taların yanaştırılmasını yasak et - miştir, Mahkümlar, burada hariçle| temas edemezler. Sigara İçmek te,| birçok mahzurlarından dolayı yasak edilmiştir. 45.000 lira yerine dadaki hapishane binssı ile civarmdaki (tesisat, hemen kâmilen, Yedikulede yarı yarıya çü- rümeğe yüz tutan malzeme ile inşa edildiği için, 2 - 3 bin liralık bir mas- rafla vücuda gelmiştir. “Halbuki mü- hendimler;ıbya-inşazt “için evvelcs | 45.000 lira, keşif koymuşlardı. İmralıdaki mahkümlarm (bugün. lerde; yüzlerinden okunan asıl büyük sevinçleri, yeni Ceza Kanununun bir İ maddesi ile cezalarının yarı yarıya İizalacağını öğrenmiş olmalarından ileri geliyor. Çünkü, yeni kanun, mahkümları dört dereceye ayırmak-; tadır. | İmralt mahkümları, en serbest muameleye tâbi tutulan dördüncü derece mahkâmlar arasında bulunu- yorlar, Bundan dolayı da, yeni ka- nun mucibince, hapishanede kaldık- ları bir gün, iki gün itibar edilecek ve böylelikle cezaları yarı yarıya ine- cektir. Bununla beraber, kanunun bü müsaadesi, hüsnü hali sabit olanlar | hakkındadır. Ufak bir itaatsizliği | görülenler, derhal derecelerini kây - bederler, İmralı mahkümları da bunu bildik- leri için, büyük bir sükünet içinde çalışıyörlar. Mahkümlar arasında en ufak bir sızıltı bile yoktur. Müstahsil mahkümlar dada, bundan birkaç &y evvel güzel bir değirmen yapıl - mıştır. Bu değirmende mahkümla- rm yiyeceği ekmeğin buğdayları ö - gütülüyor. Soğan ekimi de gitgide artmaktadır. Şimdiden, mahkümla » rın kendi el emeklerinin mahsulü o- larak 25,000 kilo soğan birikmişti. Bunlar, piyasa yükselince, satılıp elden çıkarılacaktır. Bundan bir se- ne evvel, hemen biç yol yokkeri, ada- da birçok yöllar yapılmış, çeşmeler açılmıştır. Mevcut zeytin ağaçları budanmaktadır. Önümüzdeki sene - ler, zeytinyağı istihsaline de çalışıl - maktadır. Küçük bir demirhane ve Adliye Vekili, İmralıya yaptığı zi- yaret, vesilesile, mahkümların bütün 21-9 - 938 Büyük Dil Bayramını heyecanla kutladık — Parlak nutuklar söylendi “ - Yakın tarih, Türk mucizesinin tarihidir. Ve bugünkü bayram ulu güneşimize karşı duydu- ğumuz sonsuz minnettarlığın bir tezahürüdür!,, Dün bütün memleket, büyük kültür inkilâbmiz olan Türk dil devriminin yıldönümünü bir kere daha bahtiyarlıkla idrak etti, Bü yük Şef Atatürkün çok İsabetli irşatlariyle kavuşmuş olduğumuz dil inkilâbı dün, bütün memlekette olduğu gibi, Istanbulda da heyecanlı bir bayram günü yaşanmasına mes'ut bir vesile teşkil etti. Bu miina- Buradaki evler talebelerin barmma- ihtiyaçları, dilekleri, adam istihsal ları ve çalışmaları için üniversite İ- | vaziyetile yakmdan ve inceden İnce- daresi tarafından yaptırılmıştır. ye alâkadar olmuş ve gelecek yıla Harvard üniversitesinin talebe ye-|daha kuvvetli bir programla girile - künu da çok kalabalıktır. Geçen sene | rek soğan istihsalinin arttırılması yo bu üniversitenin fakültelerine 8000 |lunda tedbir alınması için direktifler talebe devam ediyordu. Bunlardan | vermiştir. bir kısmı Amerikan, diğerleri de eo-| Adaya bir ziraat mütehassısı ge nebidir, Dünyanın her tarafından bu | tirtilmesi de düşünülmektedir, Mü - üniversiteye talebe akmı vardır, tehassıs, bilhassa soğan ekim işleri- > satırlarla tesbit etemektedir: Merasim saat 18 de Ankara rad - yosunda Türk dili hakkında veri- Jen büyük bir nutuk ile açılmış, halk bu mühim nutku Halkevlerinde konu- lan hoparlörler vasıtasiyle dinlemiş < lerdir, Nutuktan sonra” her Halkevi bu büyük günün kutlanması için hazırladığı programla büğük tören - ler yapmışlardır . Eminönü Halkevinde Ankaradan verilen konferans dinlendikten sonra İstiklâl marşı çalınmış ve onun arka- smdan da Kurultay marşı dinlenmiş- tir, Bundan sonra Halkevi tarih, dil ve edebiyat komitesi azasından doçent Sabri Esat Ander, Türk dili hakkıri- da heyecanlı bir nutuk vererek e2- cümle şunları demiştir: “Bir millet bayramı, öyle" bir millet bayramı ki, asırlarca tabi ol - duğunu; bir milletin içinde kendi var- lığını ihmal etmiş saray ve medrese bayramlariyle unutulmuş, büyük bir milletin, benliğine ve diriliğine ka vuşmasını müjdeliyor. Zaten. yakin tarih, Türk mucizesinin tarihidir. İşte 19 mayıs, karanlıkta yol arıyan Türke, Büyük Atasmın bir Anadolu kıyısından bir güneş gibi doğmasiyle başlıyan kutlu günler.. ve nihayet 26 eylül ayni güneşin hem mili bir iman ve hem de beynelmilel bir ha > kikat halinde &ihanı istilâsı... O zamanlar bütün-bitgimiz medre- se masla ibaretti. Edebiyat takliti, Çünkü kendimiz! tanrmamış, kudretimizin kaynağmı keşfetmemiş- tik, Çilnkü tarihimizi bilmiyor, dili- mizden şüphe ediyorduk. Bir mille - tin bütün enerjisine kaynak olan ta- rihi ve dili, yabancıların bize göster- diği şekilde kabul ediyorduk. Bugün tarih ve dil araştırmalariyle biribiri- ne perçinli bir kitle değil, imaniyle, ymdan, le erimiş bir milletiz. Benliğimi - zin şuurunu 19 mayıam, 23 hisanm, 30 ağustos ve 29 teşrinievvelin güne- gi aydmlatmıştır . Bugün birlikte kutladığımız. bu bayram aydmlanan şuurumuzün bay» ne nezaret edecektir. İddialı bir güreş Av Vekili, adanm görülecek te, mahkümların, yerlerini ziyaretten dönüş - kendi şereflerine tertip ettiği iddialı güreşte bulun- muştur. Ve Hendekli Hüseyin Peh- Hvanla, rakibi Bursalı Damar Pehii- van Vekilin huzurunda güreşinişler, İve neticede Hüseyin Pehlivan, Da - mara galip gelerek İmralı güreş şam piyonu olmuştur. v Vekil, galip gelen güreşçinin elini sıkmış ve kendisine büyük bir kutu şeker hediye etmiştir. Güreşlerden sonra, mahkümlar kısa, fakat çok güzel ve manalı bir temsil vermişler- dir, Vekil, şerefine yapılan bu sami- mi tezehürattan son derece mahzuz olarak kendi dairesine çekilmiştir. Mahkümlar İse, bütün geceyi, milli oyunlar oynıyarak, şarkı ve türkü çağırarak, biribirlerine hikâyeler an- latarak, geçirmişlerdir. Sabahleyin, vekil ve refakatindeki sebetle şehrimizde yapılan bayram tezahüratmı “TAN,, muharriri şa ramı ve ulu güneşimize karşı duy- duğumüz sonsuz - minnettarlığın bir tezahürtdür., Arkasından da Biçki ve Dikiş Yur- du Müdürü İsmail Hakkı Cendeg (Tarihi efsane mi? Güneş - Dil teo « Fisinin tarihe tatbiki) isimli bir kon- ferins vermiş ve burada Babil efsa- nesini tetkik ederek bu efsanenin bir Türk tarihi olduğunu ve; (Kisis- 1ros) ismiyle bu efsane içine'giren (Nuh) un buİsme nazaran Türk is mi taşıdığını ve Güneş - Dil teorisinin bu ciheti meydana çıkardığını, tarih- Ie dil çalışmalarının bütün tariht meçhulleri aydınlatacağımı söyliyerek teoriye nazaran bazı agolojik tah « iller yapmıştır , Bunun #rkasmdan da Halkevinin yeni teşkil ettiği 32 kişilik koro hey- eti tarafından büylik bir konser ve- rilmiştir. Gece saat 20,30 .da da A- lay köşkünde evin temsil kolu tara « fmdan İstiklâl piyesi oynanmıştır. Gençler piyeste fevkslâde muv fak olmuşlar ve halk tarafından çil. gınca alkışlanmışlardır. Beyoğlu Halkevinin İstiklâl end - desinde Nuruziya sokağındaki yeni binasında kutlama merasimine sa- st 2ide başlanmıştır. £ İlk olarak İstiklâl marşı çalmmış ve arkamdan Hıfnı Tevfik Gönensoy tarafmdan Türk dütnin ilerleyişi hakkında mi « him bir konferans Veriimretir. . Könferansta sonra Pvin tömafi kolü tarafmdan iki perdelik (Yanlış. lıklar Sersi) isminde bir vodvil tem sil edilmiştir. Merasimde Halkevleris ne mensup bütün azalar ve binlerce balk hazır bulunmuştur . Şehremini Halkevindeki merasime saat 18 de başlanmıştır. İstiklâl mar- $ı çalındıktan sonra Türk dili hakkın- siyle ve bilgisiyle 'biribirinin|da müteaddit konferanslar verilmiş ve halk için ihdas edilen serbest kür- #üde de isteyenler hitabeler irat et » mişlerdir. Bundan sonra gençler ve Evin temsil kolu tarafından milf Traklar oynanmış ve inkılâp hakkım-- da temsiller verilmiştir. m a maa yola çıkmışlardır. Bu sırada mah * kümlar da yüksek misafirlerini uğur lamak üzere iskelenin'iki yanma saf saf dizilmişlerdi. Y Uğurlar ola!.. A Vekili Şükrü Saracoğ « lu, dönüşte de mahkümla rın hatırlarını sormuştur. Mahküm. lar, bir ağızdan: — Uğur ola! Var ol! diye bağrış- mişlardır. Adliye Vekili, bir fotoğrafisini im» zalıyarak İmralı hapishanesine hedi- ye etmiş ve hapishanenin hatıra def- terine gu satırları yazmıştır: “Geldim. Gördüm. Mühim bir da- vanın hal yolunda olduğunu anladım. Sevinerek dönüyorum.,, Şükrü Saracoğlu Amerika sefareti müsteşarı Mister Shaw da intibalarmı şu kelimelerle ifade etmiştir: “Yalnız Türkiye için değil, bütün dünya için bir muvaffakıyet olan mül- esseseyi tebrik ederim.,,