Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
18 .Ö - 936 SON HABER ispanyada mütareke teşebbüsleri netice- siz kaldı Âsilerin Madride yaptıkları iki taar- ruzu hükümetkuvvetleri püskürttü Londra, 15 (Radyo - TAN) — İs- panyadan gelen haberlere göre vazi- yet. şu merkezdedir: San Sebastiyen den kaçan halk yavaş yavaş geri dönüyor. Toledoda bir mütareke i - çin vuku bulan teşebbüs boşa gitti. Alkazarda mahsur olanlar, tavassut ta bulunan Şili sefirine, Burgos hükü metine müracaat etmesini söylemiş- lerdir. Hükümet —kuvvetleri To- ledoyu boambardımana başlamışlar ve Toledodaki akademi bir yığın kül haline gelmiştir. Hükümet kuv - wetleri Madride karşı vuku bulan iki taarruzu püskürttüklerini iddia edi- yorlar, a Yeni idamlar (Alicante, 15 (A.A.) — 19 Tem - muzda şehri zaptetmeğe kıyam et - miş olduklarından dolayi halk mah- kemesince idama mahküm edilmiş olan elli iki faşist idam edilmiştir. Lizbon, 15 (A.A.) — Diario de Moivias gazetesinin hususi muhabiri Leondan bildiriyor: Madrit hükümeti, merkezi terke - derek Valansiyaya çekilmek niyetin- dedir. —— Asi Generalin nutkı. Burgos, 15 (A.A.) — General, Mola, dün akşam bir nutuk söyle - miş ve ezcümle şöyle demiştir : “Beynelmilel sahada münferid va- ziyette kalmak istemediğimiz gibi, ecnebi müdahalesi de istemiyoruz. An'anevi krallık, muhtariyet mese - lelsini halledebilecek yegâne rejim- dir. Gayemiz, katolik, müttehit ve — föelüerr üüi danmi eli - ÇA S Pi e " SERPRREEİN GAT ÖL a Müthiş katliâm Londra, 15 (A.A.) — Morning Post gazetesi yazıyor: “İspanyada €tereyan eden kıtalin orta çağ kıtal- larmdan hiç farkı olmadığmı isbat e- den cerhi imkânsız deliller vardır. Haberler arasından seçtiklerimiz talyanm Ankara elçiliği, Italya - da bir komünist teşekkülü ve bir suikast teşebbüsü meydana çıkarıldı- ği şayialarmı tekzip ediyor. » vusturya — vatanperver lünün eski reisi — binbaşı Feyin tekrar vazife başıma - getirilmesi te- şebbüsü bir isyan mahiyetinde görü - lüyor. * M ussolini dün Avusturya hari - ciye nazırmı kabul etmiş, kendi- siyle uzunca görüşmüştür. * teşekkü - F ransadan — tayyare ve tayyare le- vazımı alması için Fransa tara - fından Romanyaya 150 milyon frank kredi açılmıştır. * arşova ziyaretinden Parise dü- nen Fransa ticaret nazırı Berlin- de Almanya iktısat nazırı doktor Şaht ile kısa bir müddet görüşmüştür. * D ün Moskova ve Leningratta bin- lerce kadın toplanmış ve Soövyet kadınlarmın, faşizme karşı mücade- le eden kahraman İspanyol kadınla - riyle tesanüdünü gösterir nutuklar “ söylenmiştir. * ıngilte_re_ hariciye nazırı Eden iyi- leşmiştir. Şu günlerde asamble toplıntynndı bulunmak üzere Cenev- reye gidecektir . Kiliseler yakılıyor. Papaslar ve rahipler katlediliyor. Erkek, kadım ve çocuklar toptan idam ediliyor ve dahası var, bütün bu vahşeti ya - panlar hürriyet için muharebe ettik- lerini ilân ediyorlar. İspanya hâdiseleri, Avrupa mede- niyet ve kültürünün ne derece teh - Mee di SIJUĞUNU gGÜSÜELMMEKLEDİN,,; e Poörtekize nota —— Londra, 15 (A.A.) - Morning Post gazetesinin siyasal muhabiri, beynelmilel kontrol komitesinin Por tekize bir nota göndererek bu mem - leketi mesaiye davet ettiğini yazı - yor. Küçük itilâf: Almanya- ya mı, Rusyaya mı? Küçük Antant, muahedeler meselesinde . Türkiyenin hareketini çok mükemmel buldu Belgrat, 15 (Radyo-TAN) — Kül- Çük Antant hariciye nazırları kon- Teransının neşrettiği tebliğ nazarı dikkate çarpan birçok mühim nok- faları ihtiva etmektedir. | Bir kere Küçük Antantın siyase- H değişmemiştir. Küçük Antant Milletler Cemiye - Ttine müzaheret edecektir. Çünkü Milletler Cemiyetinin geçirdiği bü - tün buhranlara rağmen beynelmi - .lel münasebetleri ıslah ve inkişaf et- tirecek biricik müessese olduğuna kanidir. Küçük itilâfm en büyük emeli kom hilarile iyi geçinmek ve en İyi dost- mülnasebetlerini inkişaf ettirmek Ür. Onun için Macaristanm harp so- Tunda imzaladığı Sen Jermen muahe Gesinin askert hükümlerinin mefsuh Olmasma ait kararları teessüfle kar- #lar, Ve böyle bir vaziyette giddetle h"'üd:e karar vermiş bulunmakta -« Ür. Türkiye hükümeti, Boğazlar me- ı."linılo takip ettiği hattı hareket - halli istenen meseleleri halletmek Nevyork, 15 (Radyo-TAN) — Kü- Wı itllâf devletleri Bratislava kon- hüküm aralarındaki — ittihadın sürdüğünü gösterdikleri hal- ile mi, yokşa Almanya vel|. ri hakkında bir karar verememişler. dır._ Küçük itilâf siyasi mahafilinda bu iki cereyan çarpışmaktadır. Rusyadan Hitler “Almanyasına cevap (Başı 1 incide| ni tamamen nasyonal - sosyalist kon gresinin kapanışı çekmektedir. Mesajero ve Popolo di Roma ga- zeteleri, (Bolşevizmin Alman kapı- larında yeni Alman ordusuyla karşı- laşacağını gözönünde tutması) hak- kındaki fıkrayı büyük harflerle kay- dediyorlar. Popolo di Roma, nasyonal sosya - lizmin, Orta Avrupada bolşevizme karşı bir bastion teşkil edecek dere- cede maddi ve manevi silâhlı olduğu nu yazıyor. Mesajero gazetesi, Führer'in fa - şist heyetini selâmlamaktan müte - vellit sevincini ve heyetin birçok sev- gi tezahüratına vesile olduğunu kay detmektedir. İNGİLİZ GAZETELERİ Londra 15 (A.A.) — Deyli Tele- graf gazetesi dün Nürembergte ya- pılan askeri tezahürrat hakkında yaz dığı yazıda, bu tezahüratm Alman- yada şimdiye kadar görülmemiş bir büyüklükte olduğunu ve Hitler ö - nünde yapılan geçit resminin — Al- man ordusunun bugün 1914 teki ka- dar kuvvetli olduğuna şüphe bırak- madığını bildirmektedir. v Taymgis gazetesi ise, bu tezahüra- tm ve 400 tayyare taliminin geçen seneki talimlere faik olduğu intibar- nı vermediğini yazıyor.' Deyli Meyl gazetesi, “Tayyareci - lerin mehareti Alman tayyarecileri - nin birinci sınıf meziyetlerini gös - terdiği” ve mukabil hava bataryala- rmın atıştaki sür'atlerinin yabancı askeri ataşelerin takdir ve hayran - Irklarmı çektiği kanaatindedir. Deyli Ekspres gazetesi, bu teza - hüratm Almanyanm şimdiye kadar görmediği en kuvyetli modern teçhi- zat tezahürü olduğunu bildirmekte - dir. 'KURRİZKYA GÖRE Nevyork,“15-— (Raâdyo-s-“Tany — Ünited Press muhabiri bildiriyor: Her Hitlerin Nürembergte söylediği sözler Avrupanın en yüksek siyasi mehafilini meşgul etmektedir. Hitle- “Ural dağları, Sibirya ve Ukranya, Almanyanın elinde bu- lunsaydı Almanyada iktısadi zaru - tarzmıdaki sözleri, müthiş bir fütuhat hırsının ifadesi sayılmakta ve Almanyanm Rus topraklarma göz dikmiş oldu - rin bilhassa retten eser kalmazdı.” ğuna hüküm verilmektedir. Yahudilere göre, Hitler - alıyorm Nevyork, îö (Radyo-'şxN) — Ce- nevredeki beynelmilel Yahudiler kon gresi idare heyeti, bolşeviklik ile ya- hudiliği ikiz sayan Alman beyanatı hakkmda mütalasını bildirerek, bu sözleri hayretle karşıladığını ve bu beyanatı saçma saymaktan başka ça re bulmadığını söylemiştir. Filistinde cereyan edeceği bildiriliyor. ilânma taallük edecektir . hareket etmiştir. V örfi idare Filistinin en mühim iltisadi merkezi: TePavlv'den bir görünüş Londra, 15 (A.A.) — Bu haftanm sonuna doğru kabine müzakereleri Daily Telgraf gazetesine göre, bu müzakereler Filistinde örfi idare Röyter ajansı, Lokarno konferansmın en çabuk teşrinisanide toplanma- sınm şimdi tahakkuk etmiş olduğunu bildiriyor . — Londra, 15 (A.A.) — -GCumartesi günündenberi İngiltereden Filistine 5.000 zabit ve asker hareket etmiştir. Dün de 3.000 kişi Sutamptondan Laurentik ve Nevassa vapurlariyle Müttefik Yugoslavyanın dostluğu güvenilecek bir bağdır (Başı 1 incide) Büyük birlik “Yugoslavya halkma Hariçten ba - kılırsa görülen manzara, arada bü - yük bir benzeyiş ve birlik bulundu - ğudur. Bununla beraber bu birliğin alâkadar unsurlar tarafından şuur- lu bir surette duyulması ve Yugos - lav vatanperverliği hissinin Sırplık, Hırvatlık, Slovenlik hislerinin fevki ne çıkması bir zaman meselesidir. Çünkü bu unsurlar asırlarca biribir- lerinden ayrı yaşamışlardır. Arala - rmda mezhep farklarile beraber za- rurt bazı emniyetsizlikler, itiyat ve görüş başkalıkları vardır. Stoyadinoviç kabinesi, her unsura tam hakkını vermek, mahalli tema- yüllere müşterek maksatların müsa- ade ettiği derecede müsamaha gös - termek, tenkit ve münakaşaya git - tikçe fazla zemin hazırlamak husu- sunda dürüst, geniş görüşlü, müspet bir yol tutmuştur. Bu yolda fasılasız surette çalışmaya devam imkânı bu- lacak olursa Yugoslavyanım başlıca unsurları arasındaki karşılıklı em - niyet ve ahenk zannedildiğinden çok az bir zamanda kuvvet bulacak, ara- da ahenksizlikler hüküm sürmesi ü- zerine kurulmuş harici ümitler sö - necektir. Niyabet meclisi Kral Aleksandr yaşadığı müddet - çe Yugoslavya mukadderatı hakkın- da gösterdiği isabetli görüşü, ölü - GKST g AO TtT yabet meclisi, Stoyadinoviç kabine - si tarzında sırf milli prensiplere gö- re iş gören, dar fırka ihtiraslarınm fevkinde, geniş ve müsbet düşünce- li bir kabineye tam istinat temin ede cek yolda bir heyettir. Prens Pol, i- lim ve san'ate düşkün, yüksek seci- yede bir Yugoslavya vatanperveri - dir. Niyabet meclisinin diğer âzaları da öyledir. Bu âzalarımn ölümü ha linde yerlerine geçecek yedek âzalar da Kral Aleksandır tarafmdan ayni ölçüye göre seçilmiştir. Böylece Yu- goslavyanım mukadderatında şahsi ihtilâfı yüzünden sarsmtılar husule gelmesinin önüne geçilmiştir. Küçük Kral, Yugoslavyada çok se vilmektedir. Memleket için bağlayı- c bir âmildir. İyi kalbli, neşeli, zeki bir çocuktur. Oyun arkadaşlarını çok demokratça seçer. Terbiyesine ve tahsiline çok itina edilmekle bera - ber tam bir çocuk zev kve neşesin - den mahrum kalmamasına da çok iti na edilmektedir. Atatürk Yugoslav Başvekili, nazırları, ga- zetecileri, halkı ile görüşmelerimi - zin 'Türk -. Yugoslâv münasebetleri bBakımından bende bıraktığı intiba şudur; c Türk dostluğuna Yugoslavyada bü yük bir kıymet veriliyor. Türkiyeye tam bir itimat vardır, Bizim her va- ziyette sözüne güvenilecek ve daya- nılacak bir müttefik olduğumuz ka - naati Yugoslavyada derindir. Ata - türkün, bu asrın yetiştirdiği en bü- yük çapta rehber olduğu, saygı duy- guları içinde ileri sürülmekte ve in- kılâp hamlelerimiz hakkında hay - ranlık gösterilmektedir. Her husus - ta akıl ölçülerile hareket etmek, ya- rmm tedbirlere razı olmamak husu- sunda bizim tuttuğumuz yoldan ve aldığımız muvaffakiyetli neticeler - den bilhassa ileri kafalı Yugoslavlar gıpta ile bahsediyorlar. Memleket iş lerimiz hakkında Yugoslavyada de - rin bir alâka vardır. Ortadaki fikir- ler, eski hurafelerden tecerrüt etmiş tir, tam hakikatlere dayanmaktadır. Bizim zaviyemizden de Yugoslâv- dostluğu dayanılacak ve kıymet ve - rilecek bir dostluktur. Müttefik mem leketi yakmdan tanımıya ne kadar Lehemmiyet versek azdır, Yugoslavya Türk gazetecileri Yugoslavya Başvekili Doktor Stoyadinoviç ile bir arada maddi inkişaf ve ümran bakımından tam mânasile bir garp memleketi ol muştur. Buradan alacağımız mühim dersler vardır. Şunu söyliyeyim ki, Yugoslâvya - daki maddi seviye,yüksekliği yalnız Avusturya imparatorluğunun ileri gitmiş topraklarma ve unsurlarma varis olmakla izah edilemez. Yeni Yugoslav arazisi, Yugoslav idare - sine geçtikten sonra mühim inkişaf- lar geçirmiştir. Ayni zamanda da es ki Sırbistanı yeni arazinin seviyesi- ne yetişmesi için çok muvaffakiyet ve isabetle çalışılmıştır. b Güzel memleket Doğrusunu söyliyeyim: Sırbistan diyince ben harp zamanında harp muhabiri sıfatile gördüğüm memle- ketin biraz daha iyisini gözönüne ge tiriyorum. Yugoslavyayı görüp ta - nımak fırsatını bulduğuma çok mem nunum, Balkan gazetecileri için en mühim bir vazife, müttefik memle - ketleri biribirine olduğu gibi tanıt - maktır. Tanımadan tanıtmağa ise el bette imkân yoktur. Şurasına memnunum ki, Yugos - lâvya hakkında yazacağım yazılar, bir dostluk ziyareti münasebetile ha tır için yazılmış yazılar olmıyacak - tır. Bu güzel memleketi ve bu çalış- kan, demokrat, dost insanları görüp tanıdıktan sonra buralarını kendi o- kuyucularımıza tanıtmak vazifesi, çok zevkle görülecek bir vazife ola- caktır. n W e Ahmet -Emin YALMAN |! 2 ——— Uyku ve uyanıklık ! Muhakkak uykunun tadımı bizim kadar tatmış az bulunur. Çünkü hiç bir dilde uykuya “şekerleme,, den - diğini işitmedim. Her tatlı şey sevil- diği gibi, demek uyku da bizde se - vilir. Eh doğrusu sevilecek şeydir de mübarek, Görmediğimiz yerleri uy- kuda görür, tatmadığımız Yevkleri uykuda alır, hattâ düşmediğimiz teh- likelere uykuda düşeriz . Tıfli Hasan Efendi isminde bir saray — nediminin bizzat ağzından naklederler. Merhum dermiş ki: — Bu uyku bir garip şeydir. Uy« ktumda elime bir torba altın verir - ler; uyanırım, bakarım ki avucum- da terden başka bir şey yok. Lâkin uykuda kazara hacet defetsem u- yandığım zaman yatağımı ıslak 'bu- lurum. Müşahede doğrudur, lâkin unut « mamalı ki alışık olmryan ellere uya- nik iken verilen altınlar bile çabu - cak akar,.. Adamm avucu boş ka « br. Şimdi bize o lâzım değil. (Lâzım yal,) Ben dünkü “Tan,, da uyku - suzluk rekoru hakkımda bir yazı 0- kudum. Bu yazıya göre insan için uykusuz kalma rekoru 115 saat imiş, Demek aşağı yukarı beş gün beş gece, Dile kolay. Hele bizim gibi uy- ku tâdını şekere benzetenler için ak- la ziyan... Acaba bu rekoru hangi akıllı dü « şündü de tecrübesini yaptı diye ar- kadaşlarla hasbihal ederken dedim ıdı — Yahu! Ne kadar müddet uy « kusuz kalmabilir diye tecrübeye gi- riştikleri gibi bir de ne kadar müd- det uyku uyunabilir diye tecrübe etse- ler!.. Tekerlemeleriyle meşhur — bir ar- kadaş hemen atıldı ve dedi ki: — Onun ölçüsü olmaz. Ben uyur. ken doğup, uyanmadan ölmüş nice- leri bilirim, — Desen e hayata gece yatısı gel- . k . . d I .. ıki ideoloji (Başı 1 incide) Fakat âkmtı bu istikamettedir. Ve ergeç bütün devletler bu iki kamp - tan birine iltihaka mecbur görün - mektedir. Bugünkü halde vaziyet şudur: Faşistler grupunda Almanya, A- vusturya, Macaristan, Bulgaristan vardır. Almanyanın askeri kuvveti iki senelik mecburi hizmet sistemini kabul ettiğindenberi 800.000 kişidir. Avusturyanm 70 bin kişilik bir kuv- veti vardır. -Macaristanm gizliden gizliye silâhlandığı muhakkak ise de, şimdilik resmen mevcut kuvveti 35 bin, Bulgaristanım kuvveti — 33 bindir. Bu zümrenin tayyare mev - cudu 3.000 kadardır. Diğer zümrenin kuvveti daha bü- yüktür: Fransanım hazer kuvveti 684 bin, Sovyetler Birliğinin 1 mil - yon 300bin, Çekoslovakyanın201,829, ve Romanyanın 155,000 kişidir. Bu bloka dahil devletlerin hava kuvvet- leri 9.000 tayyareyi bulur. Hariçte kalan devletler uvvetler arasındaki muvazene- yi bu bloklardan henüz hiçbi rine girmemiş olan, fakat ergeç ıki taraftan birini terciha mecbur olacak olan devletlere taayyün edecekler - dir. İngiltere şimdiye kadar iki zümre arasında mütereddit bir vaziyette kalmıştır. İtalya faşist grupa müte- mayil olmakla beraber; Almanya ile henüz bütün davalarını halletmiş değildir. Polonya ve Yugoslavya şimdiki halde sosyalist grupuna gir- miş görünüyorsa da, Polonya A 1- manyadan ziyade Sovyetlerden kor- kar. Binaenaleyh bu defa Fransa ile aralarındaki rabıta tekrar mühimlen- miş olmasma rağmen bir harp vu- kuunda öbür tarafa kaçabilir. Yu- goslavya Küçük Antanta dahil ol - makla beraber bitaraf görünmeğe çalışıyor. Şimdiki halde faşist grupüu zayıf ayrılırk ©o uyumak için koltuğuna yerleşiyordu. Avrupayı - B. FELEK ikiye ayıran Fransada . ra « ihtilâl mi? ( Başı 1 incide ) Şimal mmtakası umumi hizmetler federasyonu da grevcilerle mütesa « nit bulunduğunu ilân etmiştir. Fede« rasyon, mensucat patronlarımı halk cephesi hükümetini devirmek iste « ,Mmekle ittiham etmekte ve icap eder- se hükümetin işini kolaylaştırmak için umumi hizmetler binalarmı iş | gal edeceğini bildirmektedir. Binaenaleyh grev sosyal sahadarn yavas yavaş ayrılarak siyaset saha : sına intikal etmektedir. Bu sabah bahriye için aletler ya- pan bir müessese amelesi de grev ilân etmiştir. Diğer taraftan hali inşada bulunan Dunkerk zırhlısımın krokile rinde çalışan 830 resim amelesi Je grev yapmışlardır. İhtilâl mi? Paris, 15 (A.A.) — Mensucat sa- nayii ihtilâfinm safahatından bahse- den Övr gazetesi diyor ki: Mesele liberal iktisadi sisteminin halihazırda Fransada tatbiki müm - kün müdür, yoksa İtalyada olduğu gibi hükümet, memleketin iktisadi işini eline almalı mıdır, bunu tayin etmektedir. Ecko dö Pari gazetesi diyor ki: İş sahasında vuku bulmuş bir 'hti- lâf karşısında bulunmuyoruz. Bir sen dikalist - Komünist hücumu ve ga - yesi şimdiki sosyetenin, kapitalist re jimin ve devletin mukavemetini de « nemekten ibaret olan bir ihtilâf saf hası karşısmda bulunuyoruz. görünüyor. İngiltere yarm hangi grupu tercih ederse buğün mütered- dit duran devletlerin de o tarafa il- tihak etmeleri tmulabilir. Yalnız, İtalyanm Alman grupuna iltihakma müuhakkak nazarile bakılabilir. Bu zümreler tamamen — teşekkül edinciye kadar harp vukuundan kor- kulmaz. Çünkü iki grup ta kendile- rini kuvvetli bulmadıkça bir harbe atılamazlar. E ae A G el o bt üf ğlleri e M. Zekeriya X d yüzdrdiri ll