a İl) vi TÜRK LTE No. 46 AcıHakikatler Yazan : Ziya Şakir Müdafaa ihtiyacı karşısında Sard karargâhına bir müfreze gönderildi Demişti. Fakat uzun müşavere! lerden sonra; cepheye gönderlimek Üzere teşkil edilecek müfrezenin ba- şma Etemin geçirilmesine karar ve- rilmişti. Bu karar, Eteme bildirilmiş; onun tarafından da derhal kabul edilmiş ti. Bu suretle (Kuvayı Milliye müf. rezesi kumandanı) ünvanmı alan E- tem Beyr ilk iş olarak Bandırma halkına bir ültimatom vermiş: teşki- Yâtını ikmal etmek için bir hafta zarfında (60 bin lira) istemişti. Şa- yet bu para muayyen olan zaman zar fında tamamen tesviye edilmiyecek olursa, zenginlerden cebren alacağı- bı da ilâve etmişti. 'Etem Beyin bu tehditkâr talebi ü- Yerine Bandırma heyecan içinde kal- mıştı. Zenginler, derhal İstanbuls kaçmızlar; — Kuvayı Milliye namı altında or- taya atılan bir sürü eşkıya, halkı soyuyor. Kaçtık. Hayatımızı zorla kurtardık. Diye feryada başlamışlardı. Etem Bey, halka dehşet ve heye- can vermekle kalmış; Bandırmalılar- dan on para bile koparamamıştı.. Ancak şu var ki, İstanbul hükümeti, Etem Beyle kardeşleri hakkında tah kikata başlamıştı. Bu sırada, Gönanda bulunan Hür- Yiyet ve İtilâfçilar (Otarafındanda ahı asker #ybesi reisi binbaşı Tev- fik Bey hakkında bir şikâyet tufan! yükselmişti. (Binbaşı Tevfik Bev, eskıya Fte- min biraderidir. Burada halkı, bükü- metin âmali hilâfına olarak silâhlan- dırmaya kıyam etmiştir. Eğer bu a- dım derhal buradan kaldırılmazsa; da muvaffakıyetsizliğe uğrayan— E tem Beyle Reşit Bey, Salihlideki çift liklerine gitmişlerdi. Oradaki o Dra- malılardan bir kuvvet teşkil edecek- Verdi... Fakat bunun içinde silâk cephane, bomba ve saire elzemdi. Etem Bey; bunları ele geçirmek için evvelâ, mlüdafasi milliyenin ilk kahramanı olan Ayvalık cephesi ku- mandanı Ali Bey'i ve sonrada, — © sirada (Soma) da bulunan (Mira - lay Küzım Bey) e müracaat etmiş; (Salihli) de bir cephe tesis etmek için yardım istemişti. Bu sırada, Salihli cephesinin vazi- yeti, müşkülleşmişti. 68 inci alaym 1 inci taburunun fazla silâhları, bü- tn eli silâh tutan halka tevzi edil- miş; teşkil edilen milli müfrezeler Ahmetli istikametine (| sürülerek (Sard) da karargâh tesis edilmişti... Buna binaen bu şiddetli müdafaa ihti yacı karşısında Etem Beyin teklifi reddedilmemiş; maiyetinde bulunan (9 atlı) ile Sard karargâhma gön- derilmişti, Fakat Etem Beyin maksadı, bu değildi. Onun istediği gey, müstakil bir kuvvet temin edip, başına gi meki Tali yardım etmiş; bu ak zusuna muvaffak olmakta da gecik- memişti, lArkası var) Açık muhabere: Bay Fahriye: Jstiklâl mücadelesinin başmdan 89- nuna kadar çalışan bir mücahit sıfa- le, yazılarımıza verdiğiniz (kıy- met, bizi çok teşvik edecek bir mahi- | Oğütler! Yün işleme modası Kadın modalarının hepsi, | şüphe- Biz, bayanlara daha ziyade güzellik vermek için icat edilirler. Onun İçin modaların hiçbirine bir şey demeye hakkımız yoktur. Bilâkis hepsini takdir etmek vazifemizdir. Fakat bir moda güzellik vermek gayesini temin ettikten başka, bayanların sağlığma da hizmet ederse sevinci- miz elbette artar, Yün işlemenin, o işi gören nazik ellere güzellik verdiğinin ispatını, ta- bii, benden beklemezsiniz. Bu, v. sahibi kimselerin oturacakları yeri yün işliyen bir Obayanın karşısında seçmelerile sabittir. O gençlerin & rasında daha ziyade hararetli olan- ların rivayetlerine göre, bir gözle Girt dinletmek için en elverişli va- ziyet te onun yün İşlediği zamandır. Yün esvap halinde sağlığa en İyi hizmet eden maddedir. Bu iyilik o- nun zaten canlı bir mahlükun Sir. tandan gelmiş olmasından değildir. Hangi maddenin daha iyi ısıttığını merak eden hekimler, madenden bir insan göğdesi yaptırarak içersini 37 derecede sicak suyla doldurduktan sohra üzerine, yün, pamuk, ipek gi- bi başka başka maddelerden esvap giydirmişler ve maden © göğdenin hangi cinsten esvapla olursa olsun hemen hemen ayni zamanda soğu- duğunu görmüşler. Şu hulde giydi ğimiz esvapların, bizi tsıtmak veya üşütmek bakımından, her hangi bir cinsten olmalarınm ehemmiyeti yok demektir. Yün esvapların faydası; yün ku- maşlarda ilmiklerin arasındaki göz- lerin daima az çok geniş olmaların- dan ileri gelir. Ilmikleri pek sıkı ve pek ince kumaşlar vücudun sıcakiı- ğını çabuk kaybettirirler. Bunun a) si olan kumaşlar —ilmiklerin ara- TAN İsağuk Büyük bir macera purlarda ve gazinolarda bile, zevk k.)mak istiyor. Sinema bakımından filmi Briç meselesi Amerikada 7,5 milyon Me nüsha basılıp satılmış .irz olan bir se bileni ie, lez österiliyor “öve eş ” z *. W Bİ şosş> vas: ş «n574 “ars52 2.” ..ve» t32 | (S) kâğıt yapıp 1 pik ile müzâye- Jdeyi açar. (N) 2 pik ve (5) 4 pik, j Yan taraflar daima geçerler (W) kör (D) si ile oyuna başlar. (E) ve (W) nin kâğıtları görülmediği farzedile- rek (S) nasil oynamalı? *İ # Bu meselenin halli,17 perşembe sayımızda çıkacaktır. 13 Eylâl Pazar sayımızda çıkan meselenin halli .1s va *v .'.; LAR woy awr«z (ON *.nvv'. yar w vos Filmden yeni Dir sahne gar, Miz Beyoğlunün küçük denilen, yani) *? * $ p632 büyük sinemalarda İlk defa olarak ğ ..: gösterilen filmleri tekrar, ikinci veya yviks3z Üçüncü defa gösteren sinemalarından ş 3 Alkazar Sineması bu sene, büyük ve ilk defa gösterilen bir macera filmi (S) kâğıt vermiştir. Müzayede na- mevsime girdi. sü olmalı ve el nasıl oynanmalıdır?. Bu film “Mohikanların son evlâdı” Müzayede isimli çok tanınmış, çok okunmuş ve! s w N E Fenimore Cooper tarafından yazıl-| Pas Karo 2'refi 2Pik mış bir eserdir. Pas 4Pik (o Pas Pas Sessiz film zamanında filme alm - mış olan bu mevzu, o zamanlar bü- yük bir muvaffakıyet kazanmıştı. Ayni muvaffakıyeti şimdi de kazan- Oyun (E) 4 pik yapacak. (8) tabil trefl (V) si öyle oyuna başlar. (N) trefl (4) ve (R) sini aldıktan sonra koz oynaması zaruridir. (S) koz (A) nı sessiz zamalardaki film, tesir ve he-İalıp tekrar koz oynarsa geri kalan bü sında kalınca bir hava tabakası er. | yecan bakımmdan bu sefer gösteri. yettedir. Mektubunuzda, bahsettiği - niz hâdiseler, bizim için de çok mli- himdir, - vesikalara raptetmek şar- tile - bunlardan maalmemnuniye bah bir cok uygunsuzluklar zuhur ede cektir.) Diye bir çok telgraflar çekilmişti. O tarihte Harbiye Nazırı olan Mersinli Cemal Paşa, binbaşı Tevfik Beyi Erzuruma tayin etmiş; derhal sedebiliriz. Bilhassa, mektubunuzda ismi geçen zat ile görüşmeyi, biz da ha evvel arzu ettik. Ve hattâ, kendi- vazifesi başma hareketi için emir vermişti. Tevfik Beyin vaziyeti, mişkfilleş- mişti, Kendisine bir hattı hareket tayin etmesi için eski arkadaşı olan baytar Hüseyin Beye bir mektup göndermişti. Hüseyin Bey: (Gitme. İstifa et. Buralarda, çalı- gacak işler olacak.) Diye cevap vermişti. Bunun üzeri- nei Tevfik Bey istifa etmiş; İşlerin sinden bir davet bekledik... Eğer şim di kendileri böyle bir arzu izhar bü- yuruyorlarsa, bize yardım ve tarihe 'de hizmet etmiş olurlar, Teşekkür ve hürmetler... — Z.S. ruhuruna intizar etmek üzere OBan- dırmaya gelmişti. Tevfik Beyin Bandırmaya gelme - sinden bir müddet evvel, —Bandırma Hafif yemekler — Bonfile, path- can. püresi, erik kompostosu. Ağır yemekler — Çöp kebabı, fı- rinin makarna, elma kompostosu, o —<— MADAM “BUTTERFLAY,, filminin büyük yıldızı Kanundan Filmi ile bugüne kadar yaptığı eserlerin en güzelini yaratmıştır. Gece No, 43 Telâl ,onun arkasından baktı, ağır ağır yürümeye başladı; başında ağ- rlları içinde bulantıya benzer bir e- sinti vardı. Günlerce yol yürümüş gibi yor. gun, bitkin bir halde eve dönmüştü. — Yemeği hazırlıyayım mı? Diye sonra Madam Zaruiye: — Hiç iştahım yok! dedi. Madam Zaruyi, meraklandı: — Sokağa çıkarken bir şeyiniz yoktu... Genç kadımın yüzüne bakıyordu: — Renginiz de solukça... Ielâl cevap vermiyordu. Yaşlı ka- dm: — Yoksa Celil Mahiri mi gördün? Ondan bir haber mi var? Diye sormamak için, kendini zor tutuyordu. Ielâl, onun, gözlerinin içi sorgu do hı, merakla, karşısında dikilişine de sinirlenmişti: — Beni, arayan soran oldu mu? S'LVİA SİDNEY Kaçılmaz Yarısı Mahmut YESARI — Hayır... Kimse gelmedi... İclâl, yatak odasına doğru yürü- dü: — Kim gelirse, evde yok, dersin. — Yatacak mısmız? Genç kadın, durdu ,elini alnmdan geçirdi: — Doğrusunu İstersen, yatacak mıyım, oturacak mıyım? Ne yapı- cağımı bilmiyorum... Soyunacağım... Madam Zaruyi, sesini çıkarmadan başını eğdi, mutfak tarafma gitti. lelâl, arkasından seslendi: — Madam, yemek ne var? Yaşlı kadın, dönmüştü: — Kebap hazırlıyacağım... Pilâki var... Börek var... Telâl, düşünüyor gibiydi; gülümse- di: — Madamcığım, senin pilâkin en- festir. Bana, bakkaldan bir şişe bi- ra alır mısın? Madam Zaruyi, sevinçle ellerini Grpmıştı: kıştığı için— vücudun hararetini da- ha iyi muhafaza ederler, Sağlığa uygun bir esvabın derimi. zin teneffüsüne ve terin tebahhur e- dip çıkmasına. engel olmaması da dâ- zımdır. Bu bakımdan da en iyi ku- maş yine yündür. Böyle, havanin girmesine ve ter buharmın çıkması- na elverişli olmak bakımından es- vap kumaşlarının sırası şöyledir: En az elverişli keten bezi; sonra sr rayla: Pamuk bez, keten örgü, ps- muk örgü, yün örgü, pamuk fanile, yün fanile, . Yünün bir iyiliği de çabuk tslan- mamasından ileri gelir. Keten bir bezin bir dakikada içtiği miktarda suyu yün kumaş ancak yarım saat- te içer. Pek iyi bilirsiniz ki bir es- vap nekadar çabuk ıslanırsa İnsa- ni o kadar Çabuk üşütür. Bundan başka ketenden bez pek çabuk ku- rur ve kururken vücudun hararetin. den bir kısmını da beraber çıkaı Halbuki yün kumaş ıslandıktan Ta yavaş yavaş kurur ve vücudu bir- denbire üşütme... Demek oluyor ki yün her hangi bakımdan öteki ku- maşlara üstündür. Fakat kumaşlarda rengin de hay- lice ehemmiyeti vardır. Bir kumaş ne kadar koyu renkte olursa Güneş in ışıklarını o kadar çok tutar ve Mer Benden gok yaşıyacaksın... Şim- di fikrimden o, geçiyordu; bira, işta- hıı açar... Sabahleyin de hafif kah- sunu giydi, mutfağa geçti. Niyeti buz dolabından soğuk su alacak, baş ağrısmı dindirecek bir hap yutacak- u. Buz dolabmı açtığı zaman, açıl- mış, fakat üzerinden ancak iki par - mak kadar alınmış bir küçük şişe rakı gözüne ilişti. Rakı, soğuktan, bembeyaz olmuştu. Jclâl, gülümse di: — Ne de güzel soğumuş! Beyazlaşmış soğuk rakı, onun bir- çok ölü hatıralarını diriltmişti. Ku- lağınm dibinde, bir çok aşina sesi, ona fısıldıyorlardı: — Bir kadeh iç açılırsm, bir geyin kalmaz! Rakı, baş ağrısını keser... — Neden başm ağrıyor? Vücutça hasta mısm? Hep sıkıntmdandır bun lar, iç sıkmtışmdan.. İç, unutur. sun... — İştah açar, iç... İclâl, korka korka elini dolaba -u-İ Pivordu: len güzeldir. Filmde oynayan artistler arasmda “Tülccar Horn” filminde oynayan bir takı msimaları görmek kabildir. Ez- cümle Edvina Both gibi, Filmin tabi- at manzaraları güzel, facialar heye- canlı bir şekilde tertip edilmiştir. Ja, Senen'n Muvaffakiyeti SAKARYA Sineması (Eski EL hamra) her şubede derin İhtisasları olan bir heyet tarafından idare edile- cek ve senenin en son muvaffakıyet- lerine sahne olacaktır. İ tün leveleri yapması lâzımgelen (E) bu eli nasıl oynamalıdır?.. Eğer karolar iki tarafta Üçer üçer taksim edilmiş ise yerden bir trefl kestikten sonra 4 koz, 4 kero ve kör 15.9.6806 İRadyo Bugünkü program Istanbal Öğle neşriyatı — 12,30 - 12.50: ya Türk musikisi; 1250 - 1305: Havadis, 13,05 » 13,25: “Piâkla si müzik; 1325 - - 14: Muhtelif plâk neşriyatı Akşam neşriyatı — Saat 18,30 - 193035 Çay saati, 2 musikisi; 19,30 - 20: Kon. feraha (Dr. Salim Ahmet tarafımdan): 20 2030: Rifat've ar tarafindan Rachmânni - de; 4 — Rubinstein: Bajade. ren » Fans (ans - Feramors); 5-— Lehar liebe (parçala: 21,10 Breslşu: Haydyn, Spohr, Tehaikovs ky. 31.10 Bükreş; Senfonik konser. 22 Prag filkarmonisi, 20 Varşova: Senfoni, HAFİF MUSİKİ; 20,10 Prag: Karışık eğlencel 21 Viyana: Viyana la 23,30 Hafif erden 2115 Radyo - m ranta a Getnod'un “Faust” operası, ni ella'nn (La Giara) ve Hurt perdinek'in (Hanzel und Gretel) oparaları, ODA MUSİKİSİ; 20 Hamburg: Kuartet (Volfurt, Sehu « bet). 2220 Bi "Viyana Oda musikisi (Max im > DANS MUSİKİSİ: 21.15 Roma. 23.30: Breslan, 24: 24.05: Viyana, 24,15: Londra (milli). —eaeaenaaaeeüeeee ——————————m N Halk Opereti. Beylerbeyi İskele Tiyatrosunda Bu akşam 21.45 de (Halime). Ya- rm akşam: Beşiktaş Suat Parkta (Sevda Oteli). Aleni Teşekkür Ailemizin sevgili reisi, zevcim ve babamız Milli Müdafaa. Vekâleti sü « bik Fen ve san'at Umum Müdürlü « günden mütekalt General Hasan Kıp- çak'n vefatile hissettiğimiz derin te- KE A balanım, etil, se bizleri Sul ve rel mek mümkün; fakat ya bir elde 4 ee karo varsa - bir kere bu yola girdik- ten sonra - artik taahhüdü yapmağa imkân kalmaz. O halde iki taraftan birinde hem 4 karo ve hem kör (R)si bulunduğunu farzederek ilk bir plân kurmak daha sağlam bir yol gibi gö- rünüz; zira bu hesap doğru çıkarsa bu kâğıtların bulunduğu eli nihayet ya bir karo veya kör (R) sini atma- ğa mecbur bıralmak mümkündür. “Coup. de Vienne” Viyana açmazı vücudu o kadar iyi ısıtır. Meselâ) denilen bu manevranın esası şudur: yün kumaş beyaz renkte olunca Gü-| Düşmanım elinde bir kâğıt sağlamak neşin ışıklarını tutma derecesi 100| ve, ondan küçük kâğıtlara hâkim kal sayılırsa öteki renklerin dereceleri | mak için, düşman o kâğıdı muhafa- bizzat veya bilvasıta teselli - etmek Tütfu nezaketinde bulunan ordu yük- #ek erkân,ümera ve zabitanma, mer- humun kıymetli silâh arkadaşlarma ve ailemizin bütün samim! dostlarma ayrı ayrı teşekküre sonsuz elemleri. miz mâni olduğundan bu vazifenin i. fasma muhterem gazetenizin tavas - sutunu Tica ederiz. Esi Oğlu Kın Oo Damadr Habibe Cemal Nurhayat Halit Altan — m eme ahhüdünü yapmağa muvaffak olur. # (S) dördüncü İevede koz oynas mayıp ta kör oynarsa (E) için karo» ların üçer üçer taksim edilmiş bulun» sırayla şöyledir; Limon sarısı 102; haki renk 140; açık yeşil 155; zey- tuni yeşil 168; kırmızı 165, mavi - (198, siyah 208. En &z ısıtan kumaş beyaz renkte yün kumaştır. Onun için bu geçen yaz mevsiminde bayanlar beyaz yünden rop ve truakar giyiyorlardı, Önümlüzdeki kara kışta ne renkte kumaş giyeceklerine gelince orasını ancak Majeste Moda bilir. satir şişeyi titriyerek' aldı ve bir suç işlemiş gibi etrafma bakmdı. Mutfakta ve apartmanda © kimseler yoktu. Toyluğuna ve korkaklığına >İ güldü. Ve toyluğuna, korkaklığına gül mekle beraber, Kendi kendine cesaret vermek istiyormuş gibi, şişeyi açtı, ağzma dikerek bir yudum aldı, boğu- zi yanmıştı; hemen musluk taşına götürdü: — Bana da ne oluyor? Yangından mal mı kaçırıyorum ?.. Kuru kuru gülüyordu: — Hani gören olsa, birinden kor- kuyorum sanacak! Şişe elinde, yemek odasına geçti, büfeden kadeh, bardak çıkardı, ma- sanm üzerine koydu; mutfağa gitti. Madam Zaruyinin hazırladığı bö. reklerden bir tabağa ayırdı ve buz dolabında bulduğu elmaları da getir- di: — Sofrayı kurdu! Bu, yalnızlık içinde, kendi kendine sofra kuruş ve yalnız başma, gündüz rakı içiş, hoşuna gitmisti. Kadehi doldurdu, bir yudumda içti ve bir böreği wrırken boğulacak gibi gü- za etmek mecburiyetinde birakmak- tır; ki bu meeburiyetle başka lüzum- Ju bir kâğıt atabilir. CE) bu plânla ikinci kozu aldıktan sonra elindeki son trefli yerden ke - s&r ve oradan kör (A) ni oynayıp düşmanm (R) sini sağlar; ve bunu müteakıp kozlarını sonuna kadar, ya |re düşmek zaruridir. ni üç el koz oynar. Bu dokuzuncu le-| Bu meselenin bütün inceliği eğer ve üstüne (N) ya kör (R) sini veyaliki taraftan birinde 4 karo varsa ye- dört karosundan birini atmak mec'u | gine muvaffakıyet ihtimalini düşü »« riyetinde kalır, ve bu süretle (E) ta- |nüp bulmaktadır. yapamaz. #Eğer iki taraftan birinde 4karo ve diğerinde de kör (R) si varsa bir ke- mİ ta, iflâh olmuş, te emi AR kendi