Me ii role Kiryako, Romanyaı Teodoresko- dan fena halde dayak yedi Boksör Kiryako büyük tahammül gösterdi, fakat sonunda hastaneye kaldırılmaktan kurtulamadı Romanyadan Galatasaraylı bok « #ör Melihle döğüşmek üzere şehri - mize gelen Romanya yarı orta sıklet şampiyonluğuna namzet Tcodores- ku ilk maçiı dün Taksim Stadında yaptı. Romenyalıya çıkarılan ilk hasım İstanbulun birinci sınıf bok - sörlerinden Kiryako idi. Maçın taf- #ilâlını bildirmeden evvel şunu kay- dedeyim: Romanyalt ile Kiryakonün dünkü müsabakası hazırlanırken Roman - yalının istediği üçer dakikadan on devrelik maça Kiryakonun razı ok ması yanlıştı. Çünkü Romanyalmı nefesi fazla olduğu rekorundan belli oluyordu. Üçer dakikadan sekiz! devrelik maç yapmasını Kiryakoya tavsiye ettiğim halde kendisi on devrede ısrar etti. Acı ve garip bir tesadüfle dünkü maçın Kiryako için en ağir saniyeleri sekizinci devreden sonra başladı. Nitekim dokuzuncu devrede Romanyalmiın sert yumruk- ları altında iki kere yere düşen Kir-| yako onuncu devrenin başlangıcm - da aldığı üstüste kroşelerden iki ke- re daha düştü. Üçüncü kere tam baygın bir halde yere düştüğü vakit | hakem saymaya başladığı sırada sa- | ati tutan hakem, Kiryakonun daha fazla döğüşmesine imkân görmiye - rek maçın sonu gelmeden maçm bitti ğini işaret eden çanı çaldı. Hakkı var mr Boks nizamnameleri ove şimdiye kadar hâkim olan boks âdetleri saa- te memur bir hakei3in mâçı orta ba 'keminden evvel tatilvetmesine okat- iyyen müsaada vermez. Buna rağ- men dün saate memur hakem Kir- yakonun son defa yere düştüğü va- kit artık tamamen baygın hale geldiğini anlıyarak çanı çaldı. O Ve bü suretle Kiryako yerden kalkmak Üzere iken maç bitmeden nihayete ermiş oldu. Maçın tafsilâtı Romanyalı ile Kiryako müsaba - kaya çıkmadan dört amatör müsa- bakası yapıldı. Onlardan sonra ev- velâ Romanyalı, onu takiben Kirya- ko alkışlar arasmda ringe çıktılar. Orta hakemi Serçoviç idi. Birinci devre başlar başlamaz Ro- Maçın şiddetli sahnelerinden bir snstanlane renin sonünu işaret eden çan imda- da yetişti. Feci devre Sön devreye yaklaştığı vakit Ro - İ manyalı hasmını behemehal kalkmı yacak şekilde yere yuvarlamak için çok merhametsizce vuruşuyordu. Ya- rım dakika geçmeden Kiryako bir da- ha yere düştü. Kalktı. Tekrar diiştü, Bir üçüncü kere kendini tamamen kaybetmiş vaziyette yere uzandığı vakit hakemin maçı tetil etmesini bek leyen saatte memur hakem çanı çal- dı. Kiryakonun yardımcıları sandalye sine oturtmak isterlerken Romanya- Imın rakibi tamamen kendini kaybet ti. Upuzun ringe uzattılar. Doktor - lar geldi. Dakikalarca kendine getirt mek üzere çalıştılar. Bu suretle dün! kü maç Romanyalınm kat'i bir gale besile nihayetlenmiş oldu. Kiryako baygır kımı da kazanmıştır. Genç boksörü smt tavsiye ederiz. Melih - Romanyalı Romanyalı dünkü maçı kazandığı için Melihle haftaya döğüşmek hak- yazacağım . şöhretine lâyık bir döğüşçü olduğu z anlaşıldı. Sol yumrukları isabetli ve ri seri idi. Bazan da döğüş cephesini 80 puvan aldılar değiştirerek, yani sol yumruğu İler- de iken geriye alarak hasmmı şaşır. ” E tryordu; Birinel devre sert döğüsten ziyade Romanyalmm rakibini tecrü- b be etmesile geçti. İxinci devrede Romanyalı rakibi «| nin mesafelerini ve müdafaa hatala- rmt daha İyi kavramış olarak asağı- Hı yukarılı sollaria çalışmaya başla- dı. Bilhassa mide üzerine olan ham- leleri isabeti de yerindeydi. İkinci devrenin sonundan itibaren idareyi ele alan Romanyalı Sekizinci devre- ye kadar harap edici çalışma tarzını her saniye biraz daha arttırarak dö- Züştü, Sekizinci devrenin nihayetine / doğru Kiryako artık tahammülünün sonuna gelmişti. Hakikaten Kirya- ko sekizinei devreye kadar harikulâ- de bir cesaret ve mukavemetle dö - Züşmüştü . Çünkü (Romanyalmm yıldırım gibi inen yumruk yağmur - ları altnda gözünü kırpmadan ve herkesin mukavemeti hakkmda tak- dirini kazanarak dayandı. Dokuzuncu devre başladığı vakit Romanyalı hasmını behemehal dü - sürmek üzere daha şiddetli çalışma- ğa başladı. Heran ip eden o ezici döğüş şekli önünde bir müddet daha dayanabildi. Son bir yumruk serisile yere düştü. Hakem sekize kadar sayımca yine şayanı hayret bir cesaretle kalktı. Tekrar döğüşmeye başladı. Fakat dört yumrukluk bir seri daha yiyerek yi- Be yere yuvarlandı. Bu sefer de dev- Dün Istanbul şampiyonluğunu kazanan Beykoz yüzme takımı İntizam içinde devam edilmiştir. Cu- rışlanda Beykoz ve Galatasaray yüzü cüleri arasmda birincilik için çok he- yecanlı çarpışmalar olmuştur. Neti-| srasile yazıyoruz? cede bu spora büyük bir ehemmiyet! 200 metre serbest: vererek muntazaman çalışan Beykoz- TAN müze pek tehlikeli ve çok getin raki- bine karşı gayet dikkatli hazırlanma Melihle Romanyalı boksörün yapa- cağı maç hakkındaki tahminleri sıra- Istanbul yüzme şampi- yonluğunu Beykoz aldı nanyanın bolstan yi madı *Puvanlar: Beykoz 117, Galatasaray İstanbul Su sporları Ajanlığı tara- 117 puvanla İstanbul yüzme şampi - fmdan tertip edilen İstanbul yüzme | yonluğunu kazanarak görmüşlerdir. şampiyonluğu müsebakalarma dün Galatasaray 80 puvanla İkinci ve St Moda yüzme havuzunda büyük bir | sporları 16 puvanla üçüncü olmuş -| yen Beykoz takımı 6.12, 2 Orhan, Se muh, Aliden mürekkep Galatasara; Geçen hafta kürek, bu hafta de | akımı 6811. “ # martesi günü başlayan ve şampiyona | yüzme gibi Istanbul “Su sporlarınm nin ikinci Kısmını teşkil eden bu Yâr| en mühim iki şubesinin şampiyonlu- Sporcularımız bugün Rusyaya . gidiyorlar Kafileye 24 futbolcu iştirak ediyor Sinop saylavı Cevdet Kerim İnce - dayınm Başkanlığında saat on altıda Sovyet vapurile Sovyet memleketine hareket edecek olan Halkevleri spor heyeti şu suretle teşekkül etmiştir: 1 — Eskrim: altı sporcu, bir idare- ci ve hakem. 2 — Bisiklet: Dört sporcu, bir ida- reci ve hakem, ğ 3 — Güreş: On üç güreşçi, iki ida- reci ve hakem.i 4 — Futbol: Yirmi dört sporcu, iki idareci ve hakem, bir tercüman ile Anadolu Ajansmın İstanbul direktörü refakat etmekte - İ siyle Tüzumu Kadar yedekle kuvvet - lendirilmiştir. Heyet Teşrinievvel ortalarında dö- | necektir. Rusyada son atletizm rekorları Moskovada Ağustos sonlarına doğ ru nihayetlenen hafif atletizm müsa- bakalarma Sovyetler Birliğinin her tarafmdan gelen 596 en iyi atlet işti- rak etmiş ve bu müsabakalarda 18 yeni rekor tesis olunmuştur. Yeni rekorlar arasında Bilhassa 19 yaşmda genç sporcu Bayan Vasi- liyeva'nm rekoru şayan dikkattir. mu talebesinden olan Vasiliyeva 1000 metreyi 2 dakika 58,4 saniyede kate derek, 2,2 saniye farkla, yeni bir dün ya rekoru kurmuş bulunmaktadır. Tanınmış Sovyet rekortmenlerin - den Znaminski, 10,000 metreyi 31 da kika 45,6 saniyede koşmuş ve Lenin gratlı Liulko'da 200 metreyi 21,6 sa- niyede ketetmiştir. Moskovelı Bayan Rogojina ise 200 metrede kadmlar in 25,8 saniyelik bir rekor tesis et- e meyen Leningrat bayrak yarışı takımı 450400 metrede 3 dakika 23,9 saniye İle yeni bir rekor kurmuştur. Sporcu İoseliani ise yeniden hiz al madan uzun atlamada iki yeni rekor kurmuştur. - Bir adım: 3 metre 36,üçadım: 14 metre 12. Moskovalı sporcu Kalinin de yürü yüş için yeni bir Sovyet rekoru tesis etmiştir. Kalinin 5 kilometreyi 25 da kika 38,1 saniyede katetmiştir. Karagümrük stadında Dün Karagümrük stadında büyük bir kalabalık önünde Zafer kupası maçlarına devam edilmiştir. İlk mü- sabaka Bozkurt ve Küçükpazar te - kımları arasında yapılmıştır, Bu kar- şılaşmayı daha enerjik oynayan Boz- kurt 3 - 2 kazanmış ve kupayı almış- tır. Feneryılmaz, Karagümrük birinci takımları arasında cereyan eden re vanş maçmda Karagümrük 3 - 0 gı- lip gelmiştir. Son olarak yapılan İs- tanbulspor - Eyüp karşılaşmasmı İs- tanbulspor takımı faik bir oyundan sonra 7 - 1 kazanmıştır. Rauf, 6 Iskender. 200 metre kurbağalama; 1 Mekin Beykoz 3,204, 2 Toma 200 metre bayanlar; 1 Krisanti Beykoz 4.41, 1500 metre serbest 1 Helil G. 8. 2227, koz. 1 Krisanti Beykoz 8.36. 'Türk bayrağı yarışı: 'Iramplen: ; 1 Şakir F.B. 64.84. Filhakika Beden Terbiyesi Tekniku -| Mİ Beykoz 3,38, 3 Adnan Beykoz, 4 Ö - “(mer Beykoz. : 2 Fuat Beykoz 23.35, 3 Bülent Beykoz, 4 Vedat Bey- 1 Agüh, Mekin, Rauftan mürek - 1 — Fahr! Beykoz 114.42, 2 Sadi ğunu alan Beykozluları tebrik ederiz. | G. S, 78.74 Müsabakalarda alman deveceleri| Kule: M-9.936 ear NANKÖR ... Yazan: Louis de Robert Evet ben bir nankörüm.. Sıkmtı- Iı ve fakir zamanımda beni, evin-de #lakoydun ve beş yıl misafir ettin!.. Fakat amcamm mirasına konduk - tan altı hafta sonra hür ve müstakil kaldım; dostluk ve ikramlarınm bo- yunduruğunu silktim ve biribirimiz- İden ayrıldık. Ben bir nankörüm.. Bu besbelli... İBan parasızken, on uşak teratmdan hizmet edilerek ve en muteber bir dost muamelesi görerek beş sene bir şatoda yaşadım. Fakir ve zavallı olan bana, yaptı. ğm iyiliklerin, o esareti mutazammın hizmetlerin borcunu ödemiyeceğimi ağrısı şakaklarımı Gerard bana yavaşça: “— Hiçbir şey söylemiyorsunuz, di... Onu biraz eğlendirsenize... Siz- den başka onu neş'elendirecek kim- se yok. Haydi böyle durmayınız, bir hamle yapınız...” İşte o vakit bana dalkavukluk yapmak vazifesi düşerdi. Filveki böbreklerinden hastaydım, uykusuz kalıyordun. Ben bunları bilmiyor değildim. Nezleden | Tuna halde korkardım; mezleli olduğunu zanmettiğin zaman derhal yatağa gi- rer, dereceni alırdm., Yanında bulunmak ve maneviyatı- nı kuvvetlendirmek icap ederdi. Ben bir defa soğuk almıştım. Fakat oda- ma çekilebildim mi? Hayır. Hergün- kü tavrımı takınıp aşağı inmek ve yemekte hazır bulunmak mecburiye- | tindeydim. c İ Odamda kalmış olsam neler olur- İ du? O zaman Madain Görard'n sana şöyle söylediğini işitirdim: | — Odasına dostlarını kabul etme- İsi doğru olmaz. Onlar da hasta 0- Turlar. “Her halde bronşiti var. Kim bilir belki de,. belki de gu fena gri olacak.. Hani insanları sinek gibi öl düren İspanyol gripi.. Doktor çağırılırdı.. Fakat doktoru, bana baksın diye değil, hastalığımı J ikeli bir hastalık alâmeti sa, sirayet korkusu, dolayrsile, has - taneyi boylamam lâzımgelirdi. Nankör, Ben muhakkak bir nan- körüm,. Güzel yemekler yedim. Mi - demi yangma çeviren mantarlı kara- ciğerler yuttum. Ben karabiber ve baharattan szap duyarım; ve yer mantarının kokusu bile bende car - pmtı yapardı. Böyle olmakla bera- ber kaç kereler Madam (sün zümeti ve gururu Çİ) bu meşhur Ki raciğer püresi karşısında memnuni- İyet gömtermey ve pürenin mükemme- İiyetini takdir etmek ıstırarında kel- mıştım. Yemeğin iyi yapıldığını tak- dir etmekle kalsam bir şey değil, o yemeği yiyip bazmeylemek bana müthiş bir ıstırap olurdu. İşte o va- kitler İşkence ve ıstırabımı hafiflet- mek Üzere lokmaları acele acele ve çift çift ağzıma sokunca sen bağırir- dın: — Bakınız Madam Görard, zanne- diyorum ki, bu adam senin ciğer pü- rehe bir şeyler söylüyor... Belki ciğer püresini sevmemek bir acıdır. Fakat Madam Görardn böyle fevkalâde bir yemeğin hazır - lanmâsında bizzat bulunduğu için ve sofrada zaferin heyecanından kizar- dığı bir sırada ben nasıl onun bu yemeği hakkında bir eksikliği orta- ya atabilir ve itiraf ederdim? Kaç kereler, keşfolun- şekilde çekmek için küveti alıp kim- se görmeden yediğim akşam yersek. mem icap eylerdi: ba beni kandırmayın.” hale gelmesinden boğulacak gibi kı- diye getirirdin... Şayet teh | geceleyin rahatsız. | lanarak, talihsizliğimi mahrem bir lerini çıkarırdım. Sonra bu karışık ıkların izlerini yok etmek ve ertesi günü iyi ve neş'eli bir çehreyle gö- rünmek ve gülmek mecburiyetinde kalırdım. Ve o günkü yemeklerde gene ciğer püresinden artanlar tek- rar sofrayâ konurken şunu söyle - “— Hayır, bana çok koymaym. Dün oburluk yaptım ta rahatsız- landım. Böyle güzel şeylerle bir da « Senin arzularma göre vakitli va- kitsiz ve içinde bir öküzü pişirecek kadar odun bulunan ocağın, srkınti- lı ve İnsanı boğacak gibi olan duma- Son olarak yapılan su topu müsa- İni arasında yemek yenirdi. Ve ben 1 Halil G. S, 2265, 2 Orhan G. 8.|bakasmda Galatasaray 5 - 1 Beykozâlo zaman deveranımm intizamsız bir lular bu calısmalarının mükâfatını (230,8, 3 Mahmut 1, 8. K,, 4 Fuet, 5| gelip gelmiştir. Çeviren: Faik Bercmen zarır ve kan yüzüme hücum ederdi. Ve sen o zaman bana: “.- Gayet renkli ve güzel yüzün var... Kır havası yarıyor. Hem şato hayatı iyi geldi sana.” derdin. Halbuki soğuk odama dönüp bir mektup yazacak olsam, pardösümü İ giymem, burnumu, kulaklarımı ört- mem lâzimgelirdi. Ve eğer korka korka göminem için Madam Ge- rard'dan biraz odun İstiyecek olur« sâm 0: | “— Fakat hava tatlıdır, derdi. | Ben bile odamda ateş yakmıyorum. | Halbuki siz odanızda odun yakmak istiyorsunuz. Tasarruf yapmalı, ta- sarruf, ı ii Bu tasarruf ayni zamanda her Bundan başka kadileye bir doktor, | #0784 senin mürebbiyen Madam şeye şamildi. Harbin devamı müd - | detince, çay saatinde şeker dağıtıla- Icağı vakit, madam, sana yaklağır, dir. Ekipler, eski senelerin tecrübe- bakımız efendi nekadar durgun, der. |kutuyu açar ve şeker verirdi. Ve #onsu kutu kapanır, taksim işi biter- i. Bana gelince benim, komprimeli Izaharin kutusu vardı. Bu benim için fena mi gelecek, vücudumu mu ze « hirliyecek, bununla kimse alâkadar olmazdı. Fakat toessilf etmemeliyim. Beş iya zarimda emrime amade on hiz- metçiye maliktim hani... Hatırlıyor musun, bir gün oğa hizmetçin Jo « seph'e şunları söylemiştin: — Joseph saçlarm çok uzamış. Dışarı çıkmıyalı nekadar oldu? — Belki üç hafta efendi. — On beş günde bir çıkmalım. Ensendeki kıllar fena, Bunlar pislik yapar. Şakaya gelmiyen Joseph o zaman namusuna dokunulmuş gibi bir ta vir alarak: İ — Pislik mi? Mösyö çok oluyor. i Ben Markiz de Miromesmil'de de ça İlıştım. Fakat hiç kimse bana pis ol- duğumu söylememişti. O vakit sen korkarak onu okşa « mak Üzere; — Darılma Joseph, dedin. Şaka söylüyorum ama buradaki insanlar bunu farkediyorlar... Daha dün, dog- Diendonnö bana: “Josepb'in ihmalkârlığını. görmüyor musun? diye sordu.. Onun...için ben de size bunu söyledimdi... Halbuki ben sana hiçbir zaman böyle bir bahis açmamıştım. Bu hu- susta çok çekinirdim. Fakat sen dü- şündün; işin kolaymı, onları bana atfeylemekle buldun. Acaba bundan İ tevlit ettiği neticeyi hatıra getirdin mi? Ve ondan sone vi TİE > urnay'dıa baba açtığı harbi. İDolöyasile artık ısıtılmıyan suları - mı, üç gün hiç düzeltilmiyen yatağı mı ve süpürülmiyen odamı hiç dü- gündün mü? Joseph her halde: “Bu yaptıklarım azdır bile.” diyerek benden intikam aldı. Ziyanı yok.. Ben bir nankörüm.. İ Bununla beraber, bir gün fena bir yere fsizle para verip te kaybetsen veya itlmat ederek verdiğin paralar- dan dolayı birisi borcuna sadık çık- masa, ve eğer bir sabah mahvolmuş bir halde uyanırsan seni evime da- vet ederim, Amcamın evi mütevassıttır. Fakat müsterih ol, açlıktan ölmezsin. Mü- İ kemmel ve sıhhi bir şekilde tartılmış bir yemek salonu ve ayni zamanda kendi odanda da ateğ bulacaksın.. Ve bir gün rahatsızlanırsan benim ka- pı arkasmân söylendiğimi duyma » dan yalağına girip istirahat edebilir« sin. Kendi arzularıma ve hırslarıma göre ayak uydurmanı mecbur tut- mam. Senin hürriyeti şahsiyene hür» met ederim, Fikirlerini serbestçe söy liyebilecek fırsatı her zaman önünde göreceksin... Ayni zamanda benim fikirlerimi de açıkça sormeya hak * kın olacak; ve eğer uyuğşamazsak münakaşa ederiz. o Anlaşamamazlık bazan istıraplı ve üzücüdür... Neticede, sana karşı, evimde bu” lunduğun müddetçe, bir tiyatro de” koru yapar gibi göz boyamak V* haddi zatinde aci olan bu hareketi? bulunmayı hiçbir vakit arzulamam» Bu işin tecrübesinden ders almış Ol duğum için evime alacağım herhâ”” gi bir dostumu benim kendi evimd? hareket ettiğim şekilde onu da ayal suretle serbest birakmak üzere 8” tık tecrübeye ve sahteliğe y görmüyorum ve bu suretle “Pa' İarı olan kimse bütün dünyanın der ile kaplı olduğunu görür... di fars darbrmeselini tekzip etmek İrt” O i ” j