Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
10 —<— EKONOMİ | Mali veiktısadi hafta Dünya petrol piyasalarında daima artan bir canlılık var Dünyanın her tarafından gelen ha- berler, hemen müttehiden, hafta - lardanberi bu sütunlarda kaydettiği- miz bir hâdiseyi teyit ediyorlar: Dün yada iktısadi kalkınma artı'- bir em- rivâkidir. Hiç şüphesiz 1929 - 1930 se nelerinin kara günleri tamamen unu- tulmuş değildir. Fakat her memle- kette ve her faaliyet sahasında, mah- sus bir iktısadi iyilik vardır. Avru- pada, Amerikada, Afrikada ve Asya- da... Ticarette tesakki Milletler Cemiyetinin son neşretti- ği dünya ticareti mecmuasında dün- yanın iktısadi gidişi hakkında çok e- hemmiyetli ve ümit bahiş malümat münderiçtir. Dünva ticaretinin hac- mini(ihracat, ithalât)1929 de 100 he Bap eden bu mecmua, müteakip se- nelerin faaliyetini, nisbet itibarile, Atideki rakamlara irca etmektedir: 1929 da 100, 1932 de 74.5, 1933 de 75.5, 1934 de 78.5, 1935 de 82. Görülüyor ki, hacim itibarile umu- mi dünya ticaretinde mahsüs bir te- rakki vardır. İşlerin her tarafta iyi gittiğine en ehemmiyetli delillerden biri de petrol sarfiyatının artması ve bunun bir ne- ticesi olarak petrol şirketleri eshamı nır. borsalardaki büvük terakkisidir. Petrol piyasasındaki faaliyet Financil News namındaki İngiliz mali gazetesine göre petrol piyasasın daki faaliyet, on sanedenberi bugün- kü raddevi bulmamıstı. Avrupa ve Asyanm bazı memleketlerinde sarfi yat geçen seneye nazaran yüzde 10 - 20 nisbetinde artmıştır. Petrol şirketleri eshamında da bu genenin başındanberi yüzde 40 - TO şe varan bir tereffü vardır. Senenin bidavetinde 29 şilin nlan Roval Duteh hisseleri geçen 4 Eylülde 39 şiline fırlamıstır. Dünya petrol sarfiyatı Bir petrol şirketi reisi olan Sir John Cildiman, bir hafta evvel bir kongre münasebetile bulunduğu Nev yorkta su beyanatta bulunmuştur: « — Fikrime göre, dünyadaki pet- rol membaları, her gün artan ihtiya- ca daha ancak yirmi sene tekabül e- deceklerdir. Şimdiden, başka çareler aramak mecburiveti vardır. Bilhassa kömürden âzami mikdarda istifade temin etmeğe ve bundan petrole ya- kın bir mâyi elde etmeğe çalışmalı- yız. Diğer taraftan da dünyanın her kösesinde veni petrol membhaları a - rarken elde mevcut petrolün israla edilmemesi de lâzımdır.,, İşte Deisel motörünün yaptığı ha- rikalar... Otomobil, tanklar, vapur - lar, zırhlılar, tayyareler ve fabrika- lar... Yani dünyanm bütün faaliyeti bugün petrole ve tabil kömüre daya- nıyor. Çok şükür bizde ikisi de var.. Belki, hattâ çok büyük bir ihtimalle yakında memleketimizde petrolü de bulacağız. İrak, Kafkasya ve İran a- rasındayız. Üçünde de petrol var. “Amerikada vaziyet Bilhassa Amerikanın iktısadi ve meli vaziyetindeki salâh, dev adımla- rile devam ediyor. Amerika hüküme- tinin 9 Eylülde ahaliye arzedilen yüz- de 2 3/4 faizli 400 milyon dolarlık istikrazı dokuz defa kaydedilmiştir Demir sanayiini idare edenler, sene- nin sonundan evvel fabrikaların ka- biliyetlerinin yüzde seksenine teka- bül eden bir netice alınacağını beyan etmişlerdir. İngiltere ve Fransad. İngilterede — de her türlü faali- yet ziyadeleşmektedir . — 1936 &enesi içinde nir. milli geliri üç milyar sekiz yüz milyon İngiliz Hrasını geçeceği tah- min edilmektedir. Fransada salâh nis beten daha yavaştır. Fransa ayni za- manda yen* bir frank buhranı karşı- sındadir. Frank bir İngiliz lirasma mukabil 76,85 franka düşmüştür. On beş gün evvel bir İngiliz lirası 75 75 franktı. Fransız ve İngiliz matbu- atı bunu Fransanın geçirdiği psiko- lojik buhrana, sonra da yeni Fransız İngiltere-; Fakat frankım düşüşündeki asıl se - bep, iktısadi faaliyet ve emniyetin Fransadan ziyade Jiğer memleketler- do olmasıdır. Bu yüzden Fransız ser- mayesi hicret etmektedir. Bilhassa Amerika ve İngiltereye... Diğer taraftan Fransada frankı yüz de 20 - 30 nisbetinde düşürmek iste- yenlerin mikdarı da çoğalmaktadır. Herhalde frank piyasasında yakında bazı hâdiselere şahit olmamız çok muhtemeldir. Pamuk piyasasında tereffü Haftanın mühim diğer bir hâdise- si de pamuk piyasasındaki tereffü- dür. Amerika Ziraat Vekâlctinin son 8 Eylül raporu, pamuk mahsulünün 11,120 milyon balye olduğunu göster mektedir. Halbuki bir ay evvelki tah min 12,481 milyon balye idi. Fiyat - lar bunun üzerine 12 sentten 12,70 sente fırlamıştır. Mahsul, 1931-32 de 17 milyon, 1935 - 36 da 10,750 mil- yon balye idi. Fakat pamuk sarfiya- tının artması, dünyada pamuk stoku nun 13 milyon balyeden 6 milyon bal yeye inmesi, fiyatlarm daha ziyade fırlamasını intaç edebilecektir. Fiyatların tereffüü bizi de çok ya- kınmdan alâkadar eder. Bidayette Ada- nada 218 bin balye hesap edilen re- kolte, kurtların ve biraz da yağmur- larm tahribatı neticesi olarak 140 - 150 bin balye hesap edilmektedir Ma amafih fiyatların tereffüü, bu nok- sanı telâfi edecektir. İngiliz - Türk ticaret anlaşması Bu anlaşmanm imzası, geçen haf- tanım en mes'ut hâdiselerinden biri- dir. İngilterenin ilk defa olarak umu- mi bir kliring anlaşmasımna muvafı- kati cidden ehemmiyetlidir. Bundan sonra İngiltere ile olan iktısadi mü- nasebetlerimiz muhakkak çoğalacak- tır. On milyön * Türk “lirasını geçen Türk - İngiliz umumi ticareti, haki- katen daha fazla inkişaf edebilir. İn- giliz mali ve iktısadi mahafilinin de Türkiyeye daha fazla ehemmiyet ver meğe başlayacakları muhakkaktır. Türkiyede madenlerin, bilhassa krom mödeninin inkişafı buna çok yardrm edecektir. İngiliz piyasasında şimdi- ye kadar en ziyade sattığımız üzüm, incir ve bilhassa yumurtadır. İngilte- renin senede 7,770 milyor Tngiliz li- rası, yani elli milyon liraya yakm yu- murta ithal etmesi, bu piyasanın e- hemmiyetini gösterir. Devlet banka- smda bloke olan bir milyon İngiliz lirasmın Türk mallarmın satın alm- | masma hasredileceğine artık şüphe yoktur. Yeni piyasalar... Yeni ve ay- rt ihracat maddeleri.. Yaş üzüm, ta- ze sebze, ve meyve.. Türk tüccarları için yeni faaliyet şubeleri bunlar ol- malhıdır. Bu sene ilk defa olarak Bul- gatistan ve Londra piyasasma ka- vun, Hafız Ali üzümü, domates sev- kedilmiş ve iyi neticeler almmıştır. Dakili piyasamızm canlı olması için, kariçte yeni müşteriler bulmak, sa - tıslarımızm mikdarıza, cinsini arttır- mak mecburiyetindeyiz. Mali piyasa Gecen hafta mali riyasa esham ve tohvilât fiyatlarını muhataza etmiş- lerâir. Anadolu bono've obligasyon- ları birer lira tereffü ederek 45 ve 46 liraya tereffü etmiş!'23rdi. Ünitürk 23, 60 ilradadir. Raif N, Meto TAN ABONE VE IİLAN ŞARTLARI Türkiye Dışan için ü Bir aylık » e » » 150 -- .. v .. * —- '_ $ 'ei se n w We | yıdhık .. . . MH 28- Nlân için Üğncılik Şirketlerine mt racaat edilmelidir Küçük ilânlar doğrudan doğruy» daremizce almabilir. Küçük ilânlarm $ satırlığ — bir defalık 30 kuruştur. $ satırdan far lası için satır başma $ kuruş alının Bir defadan fazla için yekündar *» 10 kuruş indirilir. |tir. A R SA 12 EYLÜL CUMARTESİ Paralar Alış Satış Sterlin 634,— 634,— 1 Dolar 124— 126,— 20 Çek kuronu 84,— — 20 Belçika fr. 80,— 83,— 20 Drahmi 2 23 20 Ley W,.— 15— 20 Dinar 48.— 5S2.— Fransız fr. 162,— 162,— Liret 165,— 170,— İsviçre fr. 816.— 820,— Florin 82,— 8B4.— Avusturya şilin 22,50,— 24— Mark 28,— S0,— Zloti , 2l— 23,— Pengo 22.— 24,— Leva 22,— 25,— Yen 32.— 34— İsveç kuronu 3l— 33,— Altın 95l,— 952,— Banknot 243 — 2d4,— Çekler Londra üzerine 637,25 Pariis üzerine 12,05,50 Nevyork 0,79.22,50 Liret 10,09,20 Belga 470 Cenevre 2,43,75 Sofia 63,81,25 Florin 1,17,03 Çekoslovak 19,20,25 Avusturya 4,19,54 Mark 1,97,49 İsveç kuronu 3,04,50 Ispanya pezeta 7,21,86 Esham İş Bankası Mü 85.— * N 10,— * e- Hamiline 10— Anadolu 9 60 25,— » ©, 100 41.50 Şirketi Hayriye 16,— Tramvay 17— Bomonti Nektar 9,30 Terkos 12.50 Aslan Çimento 12,80 Merkez Bankası Bl.— Osmanlı Bankası 27,50 $ark Merkez Eczanesi 3.50 Mısır tahvilleri 1886 I 1903 II 101,50,— 102.,50,— 1911 95— 96. Saatte 205 — kilometre Birkaç gün önce İngilterede —en sür'atli trenin tecrübeleri yapılmış, tren Londra - Niv Kaspel arasında saatte 205 kilometre sür'atle hare - ket etmiştir. Treni sürükliyen lo - komotife “Gümüş Tilki” adı veril - miştir. Lokomotif 270 ton ağırlı - ğımmdadır. Resimde bu yıldırım sür - atli treni görüyorsunuz, Madam Schnek Viyanalı Madam Valeri Sehnek son günlerde “beni öpmeyiniz” adı- nı taşıyan bir klüp vücuda getirmiş- Hedef , kadınların biribirlerile öpüşmelerine, yahut akrabaları ta - rafından öpülmelerine mâni olmak ve öpülme yüzünden sirayeti muhte- mel olan hastalıklara karşı gelmek- Günü gecmis nüshalar $ kurustur askeri sarfiyatma atfetmektedirler. İtsür : z eli 4J tir. Klüp, henüz teessüs ettiği hal- de 5.274 aza kazanmıştır. TAN — ç Maje , ı n Sa Majesta Kral Edvard İstanbula geldiği zaman bir akşamını Park O- telde geçirdi. Orada bulunan ve onun geldiğini haber alıp hemen oraya ko- şan bir çok genç kızlar ve kadınlar, İngiltere Kralınm nazarı dikkatini celbederek kendisile dansetmek ihti- mali hayaliyle bir hayli halecanlı da- kikalar yaşadılar. Fakat o, hiç kim- se ile dansetmedi. Biz, Sa Majeste Kral Edvard he- nüz Gal Prensi iken dansettiği meş- hur bir sinema yıldızı tanıyoruz. Bu, Madeleine Caroll'dür. Aslen İngiliz o- lan bu müstesna artist, Gal Prensle- rinin ikametlerine tahsis edilmiş olan Saint - James Palasta bir akşam yemeğine davet edilmiş ve orada Gal Prensi ve kardeşi Kent dükası ile dansetmiştir. Madeleine Caroll diyor ki: — Sa Majeste Kral Edvard Viya- na vâlsleri ile tangoları fevkalâde iyi oynuyor. Fakat kardeşi Kent dükasıi Jorj, emsalsiz ve çok yüksek, hattâj Fred Astaire'den daha yüksek bir dansördür. Sinemanın istikbali Marlene Dietrih bir müddettir Pa- riste istirahat — etmektedir. Kendisi Londraya oradan Holivuta dönecek- tir. Paristen ayrılmadan evvel, — bir Fransız gazetecisine yaptığı beyanat ta, Marlen demiştir ki: — Sinemanm istikbali renkli film- dedir. Amerikada herkes bu — işle meşgul. Stüdyoların fenni kısımları hep bununla uğraşıyorlar. Renkli film bugün tahakkuk etmiştir. Fakat onu elde etmek için icap eden usulle- ri ticarileştirmek ile meşgul olunu- yor. Bu işle uğraşanların başında bü- yük ressamıar da var. İşin içine renk meselesi girince, onları çağırdılar. Pek yakında, Lubitch ve Sternberg gibi rejisörleri, nasl bir ressam tab- losunun başmda onu boyayarak çalı şırsa, renkli filmleri, tıpkı 0 ressam- lar gibi yaparken göreceğiz. Frances Day mahküm oldu ste Kr dansedeu tek yıldız Zavallı Frances Day! Mukavele * oskdinm al ÖL B vard h Ğ YA opi IN V Gömülkdeikü di ; vicri Sinema yıldıza Madeleine Caroll denilen bir kâğıt parçasile iki imza- dan mürekkep ve bir takım da şart- lardan ibaret bir bağ ile bağlı oldu- ğu büyük İngiliz şirketi Gaumont - British tarafından mahküm ettiril - di. Davacı şirket vekili, şöyle demişti: — Yıldızımız, stüdyoya daima geç gelir, bazı günler oynamaz, bazan da ağzından bir tek kelime almak kabil olmaz. Bu itibarla bizi mühim zarar- lara sokmuştur. Tazminat isteriz. Mahkemeye stüdyo makiyajı — ile gelmiş olan Frances Day cevaben dedi ki: mahkemede — Görüyorsunuz ki huzurunuza — bile makiyaj ile geliyorum. Evet, kendilerile senede 500,000 franklık bir mukavelem var. Fakat beni o ka- dar çalıştırıyorlar ki, uyurken bile makiyaj ile uyumak mecburiyetinde kalıyorum. Adeta bir esir gibiyim. Bu mukavelenin feshini isterim. Hâkim, mukaveleyi tetkik etmiş, fakat esarete benzer bir kayıt göre- mediği için güzel artisti — 120,000 frank zarar ve ziyana mahküm — et- Zavallı Frances Day, gönül rızasi- le esarete mukavele denildiğini — bil« miyor galiba! * Spordan Si Artistik bir şekilde buz üzerinde kayma dünya şampiyonu Norveçlİ 1-* nemaya dönüs S aa AMĞ Sonya Henie'nin Amerikaya şiderek orada sinema yıldızı olmağa verdiğini bundan bir hay'i evvel bıldirmiştik. Sonya şimdi, Hollywood'da bir hazırlanma devresi geçirmekte, mesleği? sırlarını öğrenmektedir. Pek yakında ilk tecrübe olarak bir film çevirecek' tir. Bunda muvaffak olursa artık onu büyük ve baş rollerde görebile'”” ğiz. Yukardaki resmi Norveeli sporcu kızın Hollywood'da stüdyoda çık"’y maış ilk resimlerinden biridir.