Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
& n G Ypor DIHA Boğâzı geçme yarışı dün yapıldı Kara Ali “Bu haftaki seçmelerde . ©* .. .. iışı gurü Belediye Festival heyeti tarafın- dan tertip edilen Boğazi yüzerek geç- me yarışı dün Anadoluhisarı ile Be- bek arasında yapıldı. Öğleden sonra Galatasarayın Bebekteki klübünde toplanmağa başlayan yüzücüler, saat 15 de büyük bir kalabalık halini al- mışlardı. Yarışın yapılacağını duyan meraklılarla Bebek gazinosu tiklım tıklım dolmuştu. Saat 16 da iki ro - morkör müsabıkları, ve bir romor - kör de Vali Muhiddin Üstündağla Vi- lâyet erkânmı ve gazetecileri alarak Anadoluhisarma hareket ettiler. Mü- sabaka hisar iskelesinin yanındaki yalınm önünden başlanacaktı. Gala - tasaray, Beykoz, Güneş, Fenerbahçe, Vefa, Süleymaniye, Anadolu, ve Ka- ramürsel kulüplerine mensup seksen sekiz genç sporcu hakem heyetinin işaretile denize atladılar. Yüzden faz la sandal, birçok motör ve kotra ile üç remorkör arkadan yüzücüleri ta - kip ediyorlar. Müsabakayı ilk terke- den bir Bayan oldu. Ayağına kramp giren bu sportmen kızı çabucak san- dala aldılar... Yüzücüler Göksu koyu- nu geçip akıntının en çok hissedildi- ği yere geldikleri zaman müsabayı terkedenler on beşe çıktı. Finale ka- dar bu adet yirmiyi buldu. Ve ikisi kız olmak üzere tam 62 müsabık ya- rışı muvaffakıyetle bitirdiler. Yarış nihayetlendikten sonra bü - tün yüzücülere Bebek bahçesinde çay ikram edildi. Ve bandoö İstiklâl mar- gşımızı çaldı. Bundan sonra İlbay Mu- 'hiddin Üstündağ kısa bir söylevde bulundu ve gençleri tebrik ederek de- recelerine göre mükâfatlarını verdi: Birinci Orhan G. S. 21,20, 2 inci İsmail K. M. 21,47, 3 üncü Bülent Bey koz, 4 üncü Halil G. S. 5 inci Fuat Beykoz, 6 ıncı Bülent Beykoz, 7 inci İbrahim Beykoz, 8 inci Vedat Beykoz, 9 uncu Mahmut, G. S., 10 uncu Ali G.S, Yarışta en şayanı dikkat derece yedinciliği kazanan Beykozlu Ibrahi- min dercesidir. Henüz on üç yaşında ve öksüz bir yavru olan İbrahim kü- gücük cüssesine rağmen harikulâde bir varlık göstererek birçok ağabey- lerini geride bırakmış ve bu muvaffa kiyetile cok alkış toplamıştır. Müsabakaya iştirak eden kadınlar âarasında ise birinciliği Beykoz kulü- bünden M. Klayn ve ikinciliği Güzin kazanmışlardır. Birincinin umumi ya rişta aldığı derece 28 incidir. Osman KAVRAK ı Güreş seçmelerinde dediko- du doğuran bir mesele Önümüzdeki pazar günü Taksim stadyomunda serbest güreşlere de - vam edilecektir. Sabık dünya serbest güreş şampiyonu Cim Londosla kar- Gece No. 20 — Yok... Senin için, borca girmek- ten de çekinmem. Yalnız, ölü mevsim de, borç bulmak ta güçtür... Hattâ im kânsızdır... Genç kadınm göçen omuzları ya - vaş yavaş doğruldu; sönen gözleri pa rıldâdı : — Ben, para koysam... Celil Mahir, kaşlarını çatarak titiz bir sesle: — Hayır! Sana, bunu teklif ede - mem, dedi. Genç kadm, ellerini çekti, onu omu zundan tuttu: — Neden? Beni, teklifli mi tutu - yorsun ? — Hayır... Yalnız, sana, böyle bir teklifte bulunmak doğru değil... İclâl, gülümsedi: — Peki, borç verecek olsam?. Bu, hiç akla gelmiyecek bir şeymiş te; nasıl düşündün? der gibi, Celil Mahir, şaşarak ve sevinerek baktı: İtüye getirmiyelim!,, diyor | , Dünkü yüzme yarışlarından bir enstantane ştlaşmak üzere Türkiyenin en ileri ge len alaturkacı pehlivanları arasında yapılacak seçmeler bazı dedikodula- ra sebep olmuştur. Dinarlı, Kara Ali, Tekirdağlı Hüseyin, ve Mülâyim peh- livanlar ayrı ayrı Cim Londosla gü- reşmek arzusundadırlar. Geçen haftaki seçmelere Tekirî;ğ- lı Hüşeyin pehlivan iştirak etmemiş- tir. Tekirdağlının mağlübiyeti ilân edildiği halde önümüzdeki hafta seç- melerinde bu pehlivanın Mülâyimle güreşeceği anlaşılmaktadır. Bu güreşi kazanacak pehlivanın ay ni gün yapılacak olan Kara Ali - Di- narlı maçımın galibi ile karşılaşması muhtemeldir. Halbuki, Dinarlı Meh- met, Kara Alinin sakat olduğunu ile- ri sürerek son karsşılaşmanın yapıl - masına lüzum olmadığını iddia etmiş tir. Kara Ali, dün kendisile görüşen bir muharririmize bu mesele hakkın da şunları söylemiştir: «—. Ben uzun zamandan beri Tür- kiye alaturka başpehlivanlığıni muha faza ediyorum. Cim Londos, Türki - yenin Başpehlivanı ile güreşmek ar - — Evet... İşte bak. bu, olur!. zusunu göstermiştir. Benim fikrim a- CII’ISI Mahmut YESARİ Genç kadın, kollarını onun boynu- na dolamıştı: — Demek, bunün için üzülüyordun, |, öyle mi?,. Vah, sevgilim; buna üzülü nür mü hiç? Mademki paramız var... Celil Mahir, âni bir silkinişle doğ - ruldu, yerinden fırladı: — Hayır!.. Senden para almak doğ ru değil... — Neden ? — Olmaz ! .4 * Genç kadın da ayağa kalkmıştı, ba şıinı onun omuzuna koydu: 4 — Anlıyorum, sevgilim!.. Gücüne gidiyor... Sesi, yalvarır gibi titriyordu: — Hayır... Hiç gücüne gitmesin... Bir yabanecıdan borç alacağı'na, bir yakininden borç alacaksım... Sonra, kârlı bir iş olduğunu da söylüyorsun. Düşün ki, benim için masrafa giriyor sun! Celil Mahir içini çekti. *— Param olmalıydı da, sana, bunu, çık. Gelsin, güreşselim. Yalnız birinci sınıf birçok güreşçilerimiz de benim gibi bu arzuyu besledikleri için ara - mızda bir seçme yapılıyor. B'1 seçme lere bu hafta da devam edilecektir. Ben, geçen hafta Mülâyimi yendim. Tekirdağlı Hüseyin, ilk güreşte hazır bulunmadığından hakkı sâkıt oldu. Benim âyarımdaki birçok güreşçiler Dinarlıyı Amerikaya gitmeden evvel birkaç defa yendiler. Amerikadan dö nüşünde kendisini herkesin önünde Mülâyim de 'yendi. Ayrıca Dinarlı Cim Londosla Amerikada maç yaptı, yenildi. İntikam maçı, Atinada tek - rarlandı. Yine yenildi. Dinarlı, bugün kü gazetelerden birisinde diyor ki: “Kara Ali sakattır. Sakat bir hal- de bulunduğu için de ben onunla gü- reş tutamam. Fakat onun iyileşme- sini beklersek Cim Londos güreşi bir ay sonraya kalacak, demektir. Cim Londos derhal çağırılsın ve ben de gü reşeyim.,, Dinarlının sözlerini 'neşereden gaze te de tertip heyetinin bu işe bir niha- yet vermesini istiyor. / n Halbuki, ben ne sakatım,- ne bir bir sürpriz olarak yapmalıydım! Genç kadın, doğruldu, onun elleri- ni tuttu: — Nekadar para lâzım? Celil Mahir düşünüyormuş gibi gözlerini kapamıştı: — Yüz... Yüz elli lira ile., Hattâ... Ağır ağır gözlerini açtı: — İki yüz lira ile olur biter, birşey olsaydı, üzülür müydüm? Ağzımı açar da lâkırdısmı mı ederdim? İclâl, onun ellerini bırakmıştı, ya- vaş bir sesle sordu: — Peki... Yine üzülme... Nekadar lâzım?, , Celil Mahir cevap vermiyordu. Genç kadın, öpecekmiş gibi yüzünü yaklaştırmıştı. — — Binlerce lira lâzım değil ya... Celil Mahir, dudaklarımı tü ? — Bilmem ki... 5 İclâl, onun cevabına akıl erdiremi- yerek bakıyordu: — Nasıl, hiç hesap etmedin mi? Bu işlerde, acemi değilsin ki... Celil Mahir, göğsünü gererek gü - bükmüş- lümsedi: TAN Macar türkiyat âlimi ProfesörNeymetbüyük inkılâbımızın hayranı enteresan ve orijinal Peşte Üniversitesi Türk filolojisi müderrisi ve Avrupanın yegâne Tür- kiyat mecmuası olan “Köreşi Çoma Arşiv” i neşreden Profesör J. Ney- met üçüncü Dil Kurultayma iştirak etmek üzere dün şehrimize gelmiş ve Kontinantal oteline inmiştir. Profe- sör Neymet Macaristan Büyük Ova- sının daha 800 sene evvel Türklerle meskün olduğunu, burada Türk dili- nin konuşulduğunu AÂsbat etmiş, bir âlimdir. Kumanya kasabasında doğ- muş olan Prof. J. Nemet, içinde ya- şadığı muhitten ilham alarak, daha 14 yaşında iken türkçe öğrenmeğe başlamış ve iki sene sonra da İstan- bula gelmiştir. Türklerin ve türkçe- nin meftunu olan 16 yaşındaki bu genç, 1906 tarihinde bir sene kadar şehrimizde kaldıktan sonra Anadolu- ya geçmiş ve bilâhara, tetkik seya - hatini Kafkasa kadar ilerletmiştir. Hakkımızda derin ve samimi duygu- lar beslediği gibi, Cümhuriyatimizin devrimlerine karşı da büyük bir alâ- ka gösteren bu âlim, dün, kendisile görüşen bir arkadaşımızm intibaları- ni ve fikirlerini şöyle anlatmıştır: , — İlk evvel şunu söylemek isterim ki, ben, Türkiyatla meşgul olduğum kadar Türk tarihini de tetkik ve teteb bü etmişimdir. Türkler, tarihin en es- ki devirlerinden itibaren dünyaya Motun ve Atilla gibi büyük reisler vermişlerdir. Bu cihangirler kadar u- lu ve bütün asri devlet reislerine eş- siz bir örnek olabilecek Atatüı;k gibi Büyük bir Önderi, gözlerimle görece- ğimden dolayı kendimi çok bahtiyar |sayıyorum. İlmi, içtimai, fenni ve her sahada Türkiyenin gösterdiği terak- kiyata karşı, insan hayranlıktan ken- disini alamaz. Harf inkılâbıma gelin- ce, bilhassa işaret etmek isterim ki, “Semitik” lisanlara mahsus olan a - rapça harfler, “Ural - Altay” zümre- sine dahil bulunan türkçeye kat'iyyen uygun değildi. Bundan dolayı, türkçe Profesör “Neymet,, güneş -dil teorisini çok bulduğunu söylüyor yeni harflerle şimdi daha iyi ve da- ha vazıh olarak yazılmaktadır. Peş- tede intişar eden “Macar Semle” mec muasında, gerek harf, gerekse diğer ılâplarımıza dair istatistiklere müstenit uzun bir etüd neşrettim. Şimdiye kadar Garpliler Türkiyatla meşgul olmuşlardır, halbuki bundan sonra, Büyük Atatürk sayesinde mem leketiniz bir Türkiyat merkezi olacak tır. Macar Akademisi tarafından neş redilen bir eserimde, Macarların ır- ken Türk, fakat lisan itibarile “Finou gor” zümresine mensup olduklarını iddia etmiştim. Akademi şimdi bu na zariyemi kabul etmiş bulunuyor. Şu- nu da ilâve edeyim ki, belki beş bin sene evvel, Türk ve Macar lisanları arasında da, ırklarımızda olduğu gi- bi, bir lisan münasebatı olmuştur. “Güneş - Dil” teorisini çok entere- san ve orijinal buldum,, Profesör Neymet, 23 parçadan iba ret ve halen Viyana müzesinde bulun makta olan Atillanın safi altından ya pılmış olan definesinin üzerindeki ya zıları ilk defa okuyan âlimdir. İtalyan âlimi Profesör Bombacci'nin beyanatı Üçüncü Dil kurultayına iştirak et- mek üzere şehrimize gelmiş bulunan Napoli Şarkiyat Enstitüsü türkçe profesörü Bombacci kendisile görü - şen gazetecilere İtalyadaki türkçe te- tebbüatı hakkında şöyle malümat vermiştir: — Italya bundan evvelki Kurultay larda temsil edilmemiştir. Fakat bu memleketimizde Türkiyat etütlerine verilen ehemmiyetin azlığından değil dir. 1727 de kurulmuş olan Napoli Şarkiyat Enstitüsü bütün Avrupada- ki Şarkiyat enstitülerinin en eskile - rinden biridir. Bu enstitüyü ilk ku - rTran Müatnlen ı“pu'mı:. TFAUKAL EmmLİLN kısa bir zaman sonra hemen hüküme tin emrine geçmiş ve o zamandanbe- şey.. Sağlam bir haldeyim. Kolum ve ya bacağım da şışmış değildir. Pazar günü Dinarlı ile güreşmeye hazır va ziyetteyim. İşi gürülteye getirmeye lüzum yoktur. Mademki, seçmeler ya pıliyor, o halde, Dinarlımın hiç bir vesile ile güreşmekten caymaması lâ zımdır.,, t Olimpiyattan ilk kafile bugün geliyor y "Olimpiyatlara giden sporcularımı- zıin ilk kafilesi bu gün saat 14,30 ile 15 arasında Galata rıhtımına gelecek tir. Güreş, eskrim, ve basketholcüler- den mürekkep olan bu kafile bütün Istanbul sporcuları tarafından karşı- lanacak ve şehir bandosu da karşıla Ma merasimine iştirak edecektir. Haber aldığımıza göre şehrimizde- ki Mersinliler bu münasebetle Mersin li Ahmedin ayakbastığı yerde bir de kurban keseceklerdir. — Onun ,acemisi değilim... Fakat... Kolunu, genç kadının boynuna do- ladı: Ş k — İlk defa bu kadar ince düşünü- yorum... İclâl, gözleri kapalı, tatlı bir rüya görüyormuş gibi gülümsüyordu; sa- yıklayan bir sesle: — Mersi, Celil! dedi. Celil Mahir, içini çekti: — Hesap etmek kolay... Gelgelelim eldeki paraya göre mi iş yapılatak, yoksa, yapılacak işe göre mi para bu lunacak?. Bunlara karar vermeli... Paraya göre elini geniş tutarsın, ya- hut idare etmeğe çalışırsın. Eğer kapkaç iş yapacaksak, kırk elli lira ile kırıp sarmak kolaydır. Fakat te- miz iş, bol para ile olur. Sonra, nan- kör, kısır bir iş değil ki, ettiğin mas- rafm havaya gitmesi korkusu olsun. Ne kadar sarfedersen, o kadar çok ka zanacaksın... Genç kadın, yalvararak bakıyordu: — Niçin böyle söylüyorsun, Celil? Yani, sana inanmıyorum, - inanmıya- cağım da, bana, daha fazla emniyet gelmesi için mi söylüyorsun? Neye acıkça göylemiyorsun? Beş, on bin İstanbulspor Edirneye gitti Şehrimizin kuvvetli takımlarından biri olan İstanbulspor bu sene takı - mında çok esaslı bir değişiklik yap- mış ve bunun ilk semeresini (Küçük- su) kupasını kazanmakla elde etmiş tir. Artık tamamen genç elemanlar - dan mürekkep bulunan İstanbulspor A takımı dün 22 ve 23 Ağusto& tarih- lerinde iki müsabaka yapmak üzere Edirneye hareket etmiştir. Kafile 16 futbolcü ve birçok ta seyirciden mü- rekkeptir. Sarı siyahlılara muvaffa - kıyetli seyahatler dileriz. Sporcularımız dönüyorlar 11 inci Berlin Olimpiyatlarında memleketimizi temsil eden Spor E- kibimiz 21. 8. 1936 cuma günü Kös- tence yolile şehrimize gelecektir. Ekibimizi karşılamak üzere Ajan- larımızla bütün kulüp murahas ve sporcularımızın mezkür günde saat 13,30 da Galata rıhtımında hazır bu- lunmalarımı bildiririm. lira mı lâzım?. Celil Mahir, genç kadının boynuna doladığı kolunu çekti, zoraki bir kah kaha attı: — On bin lira mı?.. Yok canım... Tiyatro binası mı alıyoruz... — Peki, ne kadar?. — Binlerce lira değil, birkaç yüz lira gidecek... Zaruri... Eğer karşılı- gından emin olmasam, tehlikeli işe girer miyim?.. Yüzde yüz kâr var. Yalnız, şunu da hatırlatayım ki, be- ni çıkaracağım işi, başkası, hele ,iı- şarıdan birisi olursa, birkaç bin lira- ya çıkaramaz. Genç kadın, başını eğdi: — Ona, hiç şüphe etmiyorum. Celil Mahir, ellerini pantalonunun ceplerine soktu, gerindi: — Demek, şimdi böyle... İnceden inceye hesap edeceğiz, öyle mi?. — Evet... İclâl, onu kolundan çekerek masa- nın yanındaki iskemleye oturttu, ken di de masanın kenarma ilişti: — Geç bakalım, hesap başımna... Celil Mahir, ceketinin iç cebinden küçük bir zımbalı defterle, bir gü - müş kalem çıkarmıştı:” (Arkası var| 21 - 8 - 936 Radyo Bugünkü Program Kahire —— - ——— 19,10: Plâk. 19,30: Haberler. 20: Salih Abdül Hay takımı. 21: Kuran. 21,55: Kon- ferans. 22,15: Fadıl Şava tarafından solo keman, 22,30: Salih Abdül Hay takımı. Estanbul - 18: Operet parçalarş (plâk). 19: Haber- ler, 19,15; Muhtelif plâklar, 20: Halk mu- sikisi (plâk). 20,30: Stüdyo orkestraları. 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının ga getelere mahsus havadis servisi verilecek- tir. Prag 20,20:Plâk; 21: Konferans; 21,15: Yeni şarkılar (Plâk ile); 21,40: Radyo piyesi; 22,30: Halk ikisi; 23 K l 23,45: Rusça haberler. Bükreş 13 » 40 ilâ 15 arasında: Plâk ve haber servisleri; 19: Orkestra; 19,50: Konferans; 20,10: Konserin devamı; 20,40: Konferans 20,55: R. Vagnerin “Götterdaemmerung” adlı operası (Plâk ile); 23,b5: Almanca, fransızca haberler. * Belgrat 20,50: Plâk; 21: Konferans; 21,20: Sen- fonik Beethoven musikisi (plâk ile); 22: Zagrepten nakil; 23,20: Radyo oörkestrası Budapeşte 19,10; Radyo salon orkestrası; 20,20: Son haberler; 20,50: Piyano refakatile Ba- yan Stojanoviç şarkı söylüyor; 21,20: Dış siyasa; 21,35: Çigan musikisi; 22,40: Ha - berler; 23: Opera orkestrası; (Erno Doh- nanyi idaresinde Şubertin eserlerinden); 24: Plâk, ; Moskova 18,30: Ruh halk şarkıları; 20: Balakis Tvin /eserlerinden konser; 21: Genç dinleyi- cilerinin arzu ettk'leril parçalar; 22: Çek- çek neşriyatı; 23,05: İngiltere; 1 Almanca. Varşova 20: Şarkılar; 20,55: Roman tefrikası; 21,10: Haberler; 21,25: Karışık neşriyat; 3:4 Haberler; 23,35: Plâk; 24: Dans musi- si, Viyana 20: Haberler; 20,30: Eğlenceli musiki; 22; Senfonik konser; 23: Haberler; 23,103 (Eski Viyana) adlı musiki kompozisyonu; 24,30: Amerikan dans bandosu. ri tekâmülden tekâmüle erişmiştir. Ben Türkiyat kürsüsünü Profesör Bo nelliden sonra işgal ettim. Şunu da ilâve etmek isterim ki Napoli Türki- yat etütleri yâplan bir tanecik İtade yan şehri değildir. Yeni yüksek tahs sil nizamnameleri Türkiyat kürsüle- rinin Kraliyet dahilindeki Üniversite lerin hepsinde ihdasımna müsaittir. Bu rada bazı tetebbüatta bulunmak üze- re İtalyan kütüphanelerinde bulunan türkçe eserlerin fotoğraflarınmı getir - dim, Dil kurultayma iştirakim Türk lisanının ıslahı için gösterilen şayanı takdir mesaiye karşı İtalyan akade “ mik âleminin hissettiği alâkanmm bif isbatıdır. Bu fırsattan istifade ediP buraya geldiğim ve Türk kültür âle“ minin şöhretlerile yakından temas et meğe imkân bulduğum için çok bah- tiyarım. Belgrad şehri otomobilsiz kaldı Belgrat, (Tan) — Burada birka$ gündenberi grev yapan soförlerin yü” zünden Belgrat tamamile otomobilsi| kalmıştır. Bu vaziyet, şehrin iktısâ* di vaziyeti üzerinde de tesir yapmI$” tır. Şoförler isteklerinin yerine geti” rilmediği takdirde greve devam ed&“ ceklerini söylemektedirler. Şehrin d bit halini alması için dün Başv&ki Stoyadinoviç, grevciler namına bir heyet kabul etmiştir. Heyet, şoförle” rin isteklerini bildirmiştir. Başve heyete, mesel.eyi şoförleri tatmin ci bir sürette halledeceğini vadetmis” Un Parasız yatılı talebe imtihan sualleri Ankara, 20 (Hususi muhabirim!7” den) — Okullara parasız yatlll»ow rak alınacak talebelerin 1 Eylülde u pılacak imtihanlarıla ait sualler” alâkalılara kapalı zarflar içinde y imtihan günü açılmak üzere gönde” miştir. Hindenburg balonu Amerika” gü Lakehurst, 20 (A.A.) — “Nev J7 sey” — Hindenburg balonu, dün a şam buraya gelmiştir. Balon pugü” Almanya - Amerika - Almany3 B rini bir hafta içinde yapabilmek re hareket edecektir 4