Ne >“ / t 5 Siyah kadife bir şapka, saçlar önden açıktadır Rengi daima soluktur. Yanakları- Ba allık sürmez. Etli ve çizgileri sa- rih olan dudaklarında gelincik ren- Kİ bir kırmızı vardır. Eğer siz de bu kırmadan kullanmak isterseniz, dudaklarmızm tabii çizgilerini takip #derek, ağzınızı büyültmeğe veya kü- Sültmeğe bakmadan, kullanmız. Marlen'in giyinişi çok sahsidir. Modayı takip etmez. Kendine uyan #*y ne ise onu giyer. Meselâ, ona “giden” tuvaletler arasında İngiliz kumaşlarından, ince beyaz çizgili ma- Vi Yahut kalm “tweed” den yapılmış Spor tayyörler vardır. Bu tayyörler- pembe veya mavi fanila gömlek- ler giyer. Siyah tafta veya muare, Wzün etekli tuvaletleri de sever. Şap- sm daima bir gözünün üzerine *ğer. Onun en sevdiği şey tilki kürklerdir ve kürkleri meşhurdur. Son Parise gelişi ile Marlen Diet- Tich büyük bir heyecan uyandırmış- tir. Fransız moda muharrizlerinden birisi bir gün, Marleni, terzisine gi- derken görmüş ve onunla beraber, Provaya gitmiştir. Gördüklerini şöy- anlatıyor: Aynalarla çevrilmiş prova salonuna | #irince Marlene omuzundaki benekli Mantoyu çıkarıyor. Bü bir kaptır, Ynuna kalım bir altın zincirle bağlı. Marlen Dietrich terzisine girerken Borra, gayet sade hareketlerle soyun Mağa başliyor, ve iç gömleği ile kalı- | Yor. Bu harikulâde güzel bacakları 0- m Yıldızın, iç çamaşırlarının çok sa- “lduğunu söylersem, herhalde şa- aramız. Kombinezonu ten renginde *eptendir ve Alençon dantelaları ile İlenmiştir. Çorapları muslinden ten yo8inde. Paça bağları caki usulde. Uvarlamış olduğu çoraplarını öyle- tutuyor, Şu farkla ki, paça bağla- da Sahici pırlanta taşlar var. Marlene, meşhur ağızlığı İle birini a dürüp birini yaktığı sigarasını tüt ,, Örken, birer birer tuvaletleri pro- iyor. Evvelâ, yukarıdaki resim- “e krokilerini göreceğiniz tuvalet- "len siyah, ince yünlü bir kumaş- Bi, Yapılmış bir tayyör prova ediyor. Marin geniş bir ceketi vardır, İ yöğleri uzun ve yarısı kadife, yarısı da, asır. Kadife kısmı vücut kısmı- > beli iyice oturmuştur. Kollar kı- ir, rl, Mra mavi jerseyden bir akşam tu e tecrlibe ediyor. Sade bir tuva- Pe Kuyruğu ve üzerinde cici bicileri © Ampir bir dekoltesi var ve kor- yy örün altından vücude çok ya- yı, © Btek uzun ve geniştir, yere sü- i Pak Bunun üzerine Iran işleme- e ve vücude çok yapışık bir tie iyor. Etekleri bol ve birçok ni sonra Marlene siyah, parlak Nin, n, Çinliler gibi, bir manto tec t,,, “diyor. Gayet geniş olan manto-| ayça “ğinde yine satenden geniş bir İri, Var. Fakat Marlene yoruldu, | Bajygzden çıkıp şapka dairesine my kadınlar şapkacıya gidince| “en, , or bir sürü şapka tecrübe e-| Wi, O, öyle değil, Derhal seçiyor. Mg tiği sapka, mavi fötrden, önün köse bir siperi olan bir şapka Bin Siyiyor ve müthiş yakışıyor. Sam İşareti gibi bir şekilde be - MARLEN Tamam kendi keyfine. göre elbise giyer Koyu mavi jersevden bir rop. Uze- rinde çok renkli lâmeden Acem terti- bi bir ceket niyor,. İsmine Plume au veut denen renginde ısmarliyor. Sonra siyah fötrden, bersaglien ya ni bazı İtalyan askerlerinin giydikle- ri şekilde bir şapka görüyor, giyiyor ve bundan da ısmarlıyor. Sonra, Sarı saçları üzerine sarık şeklinde şapks lardan birini koyuyor, Bunlar, renkli kadifeden yapılmış. Biri koyu yeğil biri koyu Kirmizi. Şimdi Marlene nin kakta. Otomobili- lari sarmışlar, eli Sinemada peyisn): : Britanya adalarından bir manzam yaz üç parçası olan bu şapkayı beğe-| bu modelden bir siyah bir de zümrüt DiTRİCH Yeşil ve açık mavi tonlu bir turban üzerine güderiden bir bere Kadife süsleri olan ince siyah içi- tan tayyör Geçmek kavil değil: Fükat o, müte - !Sii bessim, geçiyor, otomobiline, kocası ile binip, gidiyor. jerseyden | ,İkadar bu stüdyoda sos tertibat yok- Jcaktır. Danton rolünü Paul Muni oy- ukarıda : Kadifeden, öğleden son- ra giymeye mahsus bir şapka Aşağıda: Siyah parlak sötenden gece mantosu, Kolunda kırmızı parlak sa - tenden bir süsü vardır. Danton Meşhur rejisör. Max Rein Hart, büytik Fransız muharriri Romen Ro- land'ım eseri olan Danton'u filme ala nayacaktır. Şarlo, Rejisör Fonun hususi stüdyosunda bugünlerde büyük in: kü sesli tertibatı yapılıyor. tu. İnşaat bittikten sonra, Şarlonun rejisörlüğü altında Paulette Goddard bir sesli film çevire | l | zirlanmış bir program da şamaktan başka çare yoktu. No, 19 MARI ANTUVANETI.. MO MOL Yazan: Steffan ZWELİG Her şeye sahip Çeviren: Rezzan 4, E. YALMAN olan Kral, yalnız kendi hayatına sahip değildi. Bu vaziyet Mari'yi sıkıyordu | | | DOKUZUNCU BAP Trianon sarayı Bütün havsiliği ve hoppalığı" İle Mari Antuânet tahta geçtiği zaman taci da silelü bir oyuncak gibi eline aldı. Hayatın insanlara hiçbir şeyi bedava vermediği ve mukübilini er geç İstediğini heniz anlamamıştı. Tacmın bedelini vermeyi di yordu. Kraliçeliği yalnız eğlenceli bir iş gibi telâkki ediyor ve mes'uliyet- lerinden kaçıyordu. Her arzusunun yerine gelmesini, her istediğinin mü- nakaşasız yapılmasını istiyordu. Kra liçeliğin bütün kudretinden istifade etmek ayni zamanda alelâde bir ka - dın gibi hür ve serbest yaşamak... di. inden azami istifade Programı böyl Ateşli geni etmeyi tabii bir hak telâkki ediyor- du, fakat Versay saraymda hür ve serbest yaşamak kabil değildi. Tki tarafr âynalarla süslü göniş * salon- larda atılan her adımı boesaplamak lâzımdı. Her hareket derhal herkesçe malüm oluyordu, Yalnız kalmak iste- diği bir insanla başbeşa konuşmak, biraz kendi âleminde yaşamak... Bü- tün bunlar imkânsız şeylerdi Merkezi kral olan bir daire içinde sabahtan geceye kadar evvelce ha - e ya- Kalk - mak, yemek, gezmek ve uyumak saat leri bile muayyen, hattâ kralla bers- ber geçecek hüsusi ve mahrem saat- ler bile programa tâbi. Her şeye sahip olan kral kendi kendine, kendi hayâtma sahip değildi. Bu kadar hesaplı ma tâbi olarak yı yalnız ir proğra- şamak Mari Antua- neti fena halde sıkıyordu. Kocasından daha serbest yaşıyabi- leceği bir yer, bir sığınak istiyordu. Hafif ve karısınm hoşuna gitmek is- tiyen On Altıncı Lüi de ona küçük bir sayfiye mahiyetinde olan Trianon Sa- raymı hediye etti, Bu saray kraliçenin hususi mali- kânesi oldu. Adeta Fransa toprakla- rınm ortasında ikinci bir küçük Fransa gibi mahdut bir zümre bura- İ ya hâkimdi. On sene müddetle Krali- İce burada hükümet işlerinden, devlet gailelerinden uzak zevkile, yaşadı. Saray yapılırken böyle bir Kraliçe- nin on sene müddet içinde yaşıyacı- ı düşünülerek yapılmamıştı. Onbe- şinci Lüi Du Barry ve diğer gözdele- rile burada şairane aşk saatleri yaş: mış ve pek güzel günler geçirmiş Hatta yemek yedikleri esnada uşak. lar hazır bulunmasın ve yapılan re- zeletlere şahit olmasın diye sofra o şekilde tertip edilmişti ki bir asan- sör Vamtasile doğrudan doğruya mutfaktan yukarı çıkarılıyor ve Üzö- rinde bütün lâzmolan şeyler hazır bulunuyordu. Kraliçe Mari Antuvanet bu saraya sahip olmakla o devrin &n güzel, en süslü ve Fransızların ince zevkinin yapabileceği en hoş bir oyuncağa malik olmuştu. Bi zarif ve güzel sâray onun gibi hoş ve sevimli bir kadına yakışacak bir çerçeve idi. Versay sarayma pek alayışile yakm, yeşil babielör içinde bembe- yaz, sade, fakat temiz hatları olan güzel bir ev idi. Saray denecek kadar büyük değildi, yedi sekiz odası ve ükemmel bir kütüphanesi vardı Fakat riv; es göre, Kraliçe bütün ömründe tek kitabi sonuna kadar okumuş değildir. sliçe Trianon'a ed ettiği buranın sade ve zarif bir şe- kilde döşenmesine dikkat etmişti. Sarayı o zamanın zevkine ve üslübü- na tamamile uygun olarak süsle tir. Pek yanlış olarak o devrin esya ve mimari tarzına Onaltıncı Lüi dev- ri derler. Bilâkis bu üslüba Mari Antuane devri demek daha doğru olurdu. Çi kü zarafet, incelik ve güzellik ile hiç alâkası olmıyan, bayağı zevkli Kra- ln bu üslüp ile de hiç alâkası yi Resimlerde görülen in i, gi ile hâlâ bugün herkesi teshır eden bu zarif kadının. ince zevki, o zama- nm 6şyalarında, fildişi yelpazeler- de, yataklarda ve pudra kutularda bile bırakmıştır. Ondördüncü ve Onbeşinci Lüj devirlerine ait olan daha ağır ve erkekçe zevkli lübundan sonra Onaltıncı Lüi devri- ne sit olan ar arasında bu er- keklik ve ka ık farkı derhal hisse- dilir, Trianon sarayı küçücük mikyasta, fakat kendi başıma bir âlemdir, Kra- liçe buraya çekildiği zaman Fransa- nın yirmi milyon halkını tamamile unutuyor ve mahdut bir zünıne âra- sında yaşıyordu. Buradan Etiket, merasim her şey kaldırılmıştı. Uşaklar Kralın renklerini taşımı- yorlar ve Versay sarayında giydik- leri üniformayı giymiyorlardı. Bu- )rada herkes ve herkes Kraliçenin emrine tâbi... Hatta Kral bile buraya habersiz ve davet edilmeden gelmi- yor. Versaydn olduğu gibi burada İber şey merasime dahil değil, insan- lar şapkasız gezebiliyor. Bahçede yerlere oturulabiliyor. Her türlü eğ- lence burada caiz. Kraliçe bu ranat ve üsude hayata o kadar alışıyor ki İskşamları Versaya dönmek ona pek lağır geliyor. Yavaş yavaş bütün öm- rünü burada geçirmek Üzere yer'eşi- yor. Yatak odasında ancak bir kişinin yatabileceği bir yatak koyuyorlar ve | Trianonda kalmakla Kralla beraber yatmaktan da kurtuluyor. Mari Antuvanet burada yaşadığı müddetle hiçbir vazife ile mukayyet olmamıştır. Hatta zeveelik vazifele- rinden bile kurtulmuştur. Zevk ve eğlence içinde geçen seneler tarafın- İdan binbir tane boş ve lüzumsuz iş jile vakit geçirerek yalnız kendisi için İ yaşamıştır. (Arkası var) — İzmir Muallim Mektebi lâğvedildi İzmir, 18 (Hususi muhabirimiz. İ den) — İzmirin 150 mevcutlu Erkek Muallim Mektebi, Maarif Vekâleti ta- rafından lâğvedilmiş ve talebesi Ba- Wkesire gönderilmiştir. Muallim mek- | tebi binası lise olarak kullanılacak ve buraya yalnız gündüz talebesi alına. caktır. Eski erkek lisesi binası yatılı talebeye tahsis edilecektir.