—— 19-8-96 On e ed Sıhhiye tayinleri direktörler Müfettiş ve arasında terfi edenler Ankara, 18 (Hususi muhabirimiz. den) — Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâletinin yeni teşkilât kanununa Böre yapılmış olan tayin ve terfiler #unlardır; Daire reisleri Umumi ve mahalli sıhhat işleri şu- mütohassısı Şerafettin Hıfzıssıh İa işleri dniresi reis muavinliğine, Muavenet Umum Direktörü Paruk Sıhhat ve İçtimaf Muavenet Öniresi reisliğine terfian tayin olun- Duğlardır. Sıhhat müfettişleri Birinci sınıf müfettişlerden Bürha- teddin ve Süleyman Enver başmüfet- , İkinci sınıf müfetişlerden İs- Mail Hakkı birinci sınıf müfettişliğe, sınıf müfettişlerden Faik ikin Emay müfettişliğe terfi ettirilmiş- Birinci sınıf direktörler Birinci smıf Sıhhat direktörlükle - *ihe terfi ettirilen Sıhhat Direktörle- Tİ Şunlardır: Bursa Sıhhat direktörü Ali Kemal, ir sıhhat direktörü Nazmi, Tokat srhhat direktörü Şükrü. İkinci sınıf direktörler İnci smıf sıhhat direktörlükleri- de terfi ettirilenler şunlardır: İstanbul Sıhhat direktörü Ali Rıza, izli sıhhat direktörü Gemal, Di- Yerbekir sıhhat direktörü Fehmi, Ay #hhat direktörü Hayri, Konya t direktörü Şahap. Üçüncü sınıf direktörler İçüncü smıf sıhhat direktörlükle- Üe terfi ettirilenler şunlardır: Samsun sıhhat direktörü Ibrahim ik aker sıhhat direktörü Muh & sıhhat direktörü Murat, sıhhat direktörü untafa; Muğ Sovyet - Japon münasebetleri Japonya, Mançuko hu- udunda gayrimüstah- kem bir mıntaka istiyor Toya; 18 (A-A.) — Japonyanın Ka büyü kelçisi Ohta, Başba - R ile görüşmüş ve Sovyetle- Siyaseti hakkında tafsilât vermiş- k,, Siyasi mahafilin kanaatine göre, 7 Japon münasebetleri yeni - tanzim edilmek ihtiyacındadır. hudut meseleleri ve balik avi ve 1905 tarihli Ports- muahedesi Sovyet - Mançuko da teşmil olunmalıdır. Bu askeri kuvvetler geri a- bir gayri müstahkem mın- edilmelidir. Eğer bu esas bir sureti hal mümkün ol- la sıhhat direktörü Şerif, Manisa sıhhat direktörü Zühtü, Bilecik sih- hat direktörü Saffet, Kastamoni #ih- hat direktörü Raif, Antalya sıhhat direktörü Hamza, Seyban sıhhat di- rektörü Hüsnü, Zonguldak sıhhat di- rektörü Münir, Trabzon sıhhat direk- törü Fuat, İzmir sıhhat direktörü Cev det, Kayseri sıhhat direktörü Musta- fa, Bolu sıhhat direktörü Kemal, Ça- nakkale sıhhat direktörü.Şahap, An - kara sıhhat direktörü Şuayp, Kırklar eli sıhhat direktörü Gafur, Sivas sıh- hat direktörü İsmail, Amasya sıhhat direktörü Tevfik. Kars sıhhat direk- törü Derviş, Çorum sıhhat direktörü Halit, Dördüncü sınıf direktörler Dördüncü smıf sıhhat direktörlük- lerine terfi edenler şunlardır: Niğde srhhat direktörü Saffet, Ağ- rı sıhhat direktörü Hamdi, Kırşehir shhat direktörü İsmail Hakkı, Bur - dur sıhhat direktörü Şükrü, Rize sıh hat direktörü Vehap, Yozgat sıhhat direktörü Ferit, Tekirdağ sıhhat di- rektörü Remzi, Ordu sıhhat direktö- rü Reşit, Elâziz sıhhat direktörü Hik met, Siirt sıhhat direktörü Ibrahim, Sinop sıhhat direktörü Fehmi, Tun - celi sıhhat direktörü Mahir, Urfa sh hat direktörü Fazıl, Çoruh sihhat di- rektörü Osman, Gümüşhane sıhhat direktörü Atıf, Içel sıhhat direktörü Necmeddin, Van sıhhat direktörü Na fiz, Maraş sıhhat direktörü Süreyya, Kütahya sıhhat direktörü Nazif, Ma- latva sıhhat direktörü Ahmet, Afyon sıhhat direktörüRemzi,Merdin sıhhat direktörü Nibat, Bingöl sıhhat direk törü Cemal, Tiblis sıhhat direktörü Remzi, Erzincan sıhhat direktörü Cu di, Kocaeli sıhhat direktörü Rifat, Er ia sıhhat direktörü Salim, Edir- a ŞE LE ae Adliye binası Keşif bedeli işinde Vekâletle müteahhit arasında ihtilâf çıktı Ankara, 18 (Hususi muhabirimiz- den) — İstanbul adliye binasının ke- şif bedeli olan 189,000 Yira üzerinde Vekiletle müteahhitler arasnda ih- tilâf çıkmıştır. Bu iş için bütçede ay. rılmış bulunan 210,000 birayı aşma- mast için istimlâk bedeli ve sair mas. raflarla keşif bedelinin en az 15,000 lira indirilmesine lüzum görülmekte. dir, . Sayım yergisi alınacak hayvanlar Ankara, 18 (TAN) — Gümrükler- ce hayvan sağlık resmi'ile hayvan- lar vergisinin kârıştırılmakta olduğu in, | Ve sayım resminden muaf olan hay- N ngyamda oturmakta olan Ziya Wp, © Cocuğun başma isabet etmiş Müş, , Parçalanan zavallı küçük öl- ya gelmişlerdir. Umumi Tal Martino Lagarde ve İnsaat mühendislerinden Bre vanlardan sayım vergisi istendiği an- laşılmıştır. Ziraat Bakanlığı bu hususta o alâ- kalılara bir tamim yaparak sağlık resmi kanununa bağlı tarife üzerin- den muâyen& resmi almmasını ve hayvanlar vergisi kanununda resim- den muaf tutulan hayvanlardan sa- vak, isi > istenil ini. bildir. Festivalin bir b— o .. sürprizi Mya Pota heyet meyanında bulun TA Devlet hatlarında yeni ucuzluk Yenitarife 1 Eylülden itibaren tatbik ediliyor Ankara, 18 (Hususi muhabirimiz. den) — Devlet Demiryolları İdaresi 1 Eylül 936 tarihinden itibaren en a- sağı 10 kişilik ücret vermek şartile ve gidiş dönüş suretile seyahat ede- cek yolculara seyahat edecekleri mm. takada umumi münferit yolcular için cari olan tenzilâtlı gidiş tarifeleri üzerinden yüzde 50 tenzilât yapacak- tır. Bundan başka grup bileti ücre- tinden grupta bulunacak her yirmi bir yolcuya.mukabil bir yolcu ücreti alımmıyacaktır. Elektrik çarptı, öldü Ankara, 18 (Hususi muhabirimiz» den) — Cebecide bir sucu, elektrik düğmesini çevirirken kendini cereya- na kaptırmış ve yanarak ölmüştür. Sincan köy ve Mali köydeki arazi istimlâk edilecek Ankara, 18 (Hususi muhabirimiz. den) — İstanbul - Ankara tren yolu üzerinde boşluğu ve kimsesizliği ile dikkati çeker. Sincanköy ve Mallköy. de bazı eşhasa ait çok geniş Arazi devlet tarafından istimlâk edilerek köylüye . dağıtılacaktır. Bu köyler Etimesuda benzer köyler haline geti- rilecektir. Ankarada iki dükkânı soydular, yakalandılar Ankara, 18 (Hususi muhabirimiz- den) — Dün gece sabaha karşı Ye- nişehirde Atatürk bulvarmda Kutlu pastahanesile bakkal Reşidin dükkâ- nma camekânları kırarak bir hırsız şebekesi girmiştir. Polisin yaptığı st-| kı araştırma sonunda hırsızlardan iki garsonia bir amele yakalanmıştır.) Çalınan eşya ve paralar meydana çı-| karılmıştır. Süriekeminkeemmselerim) organize ediliyor Ankara, 18 (Hususi muhabirimiz. den) — Üçüncü Umumi Müfettişlik mmtakasmda iskân işlerini organize etmek ve her ay Vekâlete bir rapor göndermek üzere Tapu ve Kadastro Müfettişi Şakir Ziya, bugünlerde Er- İ uruma hareket edecektir. İrandahİmürkçe ihtiyacı ve Sovyet topraklarından gelen mu- hacirler için yaptırılacak evlerin yer- leri ve plânları hazırlanmıştır. Bura- lara ilk plânda elli bin vatandaş yer- leştirilerek kendilerine toprak dağı - tılacaktır. Türkiye - Brezilya Modüs Vivendisi Ahkara, 18 (Tan) — Türkiye - Bre ilya modüs vivendisi iki ay müddet- le temdit edilmiştir. Cezanın düşürülmesinde suçlu- ya barç yüklenmiyecek Ankara, 18 (Tan) — Ceza kanunu- nun 485 İnci maddesile cezanin düşü- rülmesi halinde suçlüya harç tahmil edilmiyöceği temyiz tevhidi içtihat umum heyetince kararlaştırılmıştır. Türk Sovyet ticaret anlaşması Ankara, 18 (Tan) — Sovyet Rusya N “Türkce:B üyük ölçüde klâsik bir dildir ,, Dilimizin en sayılı ecnebi mütehassislarindan Sir Dennison Ross'un hükmü budur 67 yaşında hayat dolu, neşeli bir genç... Londra Şark dilleri mektebini kuran ve idare eden “Sir E, Dennison Ross, ile kar- şılaşımca bu hissi duymamak im- kânı yoktur. İngiliz âlimi ile bir mülâkat yap- mak, bir gazete için hem çok cazip, hem de çok çetin bir iştir. Mülâkat ettiğiniz herhangi bir adamdan mu- ayyen bir dakikada gazeteniz (için alabileceğiniz öz nihayet mahduttur. Fakat Sir Dennison Ross bitmez tü- Kenmez bir bilgi delinesidir. Söyle diği her söz sizde derin bir alâka uyandırır. “Yazacağım yazıya ne gü- sel serlâvha!,.” dersiniz. Dün saat altıda İstanbul Klübünde dört gazeteci Sir Dennison Ross'u ortalarına aldılar. Defineyi işletme. ğe başladılar. Altı buçukta askeri bir müdahale vaki oldu, İngiltere sefareti ataşemiliteri, meğer meşhur âlimin yeğeni imiş. Altıda davetli bulundukları bir kokteyli partisine âlim amen gelmeyince ani bir taarruz tarikile amcasını gazetecilerin elin - den kurtarmağa koştu. Fakat tâar. ruz boşa gitti. Saat yedide dört ga- zeteci hâlâ Sir Dennison'un etrafın. da söze devam ediyorlardı. e Türkçeden Çinceye Sir Dennison Ross ilk defa olarak 1803 te Türkiyeye gelmiştir. Ondan sonra Hindistana gelip giderken sık sık buraya uğramıştır. Türkçeye alâkası, İslâm tarihine ait tetkiklerile başlamıştır. Bu mü- nasebetle arapça, acemce, nihayet türkçe öğrenmiştir. Türk tarih ve lisanile karşılaşmea o bunun cazibesi altında kalmış ve Türk tarihinin ilk kaynaklarma, Türk Jisanmın ilk işle- rine ve esaslarına alâka bağlamıştır. | Bu alâka yüzünden şarki Türk leh- çelerini öğrendikten başka çince de ir, Sir Dennison Ross demiştir ki: çok severim. Lâtince de türkçe benliğini muhafaza etmiş ve büyük ölçüde bir dil olarak kal mıştır. Arapçada belki de çok kelime vardır. Fakat türkçe gibi büyük öl- çüde dil değildir. Şairlerin ukalâlığı Türk lisanının arabi ve farisi keli- melere ihtiyacı yoktur. doldur- duğu halde arapça ve farisi kelimeler sırf şairlerin ukalâlığı ve malü- mat taslamağa çalışmaları yüzünden Türk dilini istilâ eylemiştir. Dilşünün bir kere: Araplar bedevi hüyatım tecrübelerinden doğan basit bir Hsanla Eflâtunu, Aristoyu mü- keramel surette Arapçaya tercüme edebilmişlerdir. Daha geniş ve yük-| sek hayat tecrübelerinin mahsulü o- an Türk lisanmda her felsefi dü - şünceyi ve hergünkü hayata ait her| geyl ve her mefhumu ifade edecek ham malzeme vardır. Elektrik, otomobil Yalnız başka memleketlerde vücut bulmuş icatlar var ki, bunun için ye- ni kelime uydurmak hatadır. Elek- trik, otomobil gibi milletlerarası ke - lime mevkiine çıkmış kelimeler var- ken bunları ifade edevek suh'i kelime aramak manasız bir taassuptur, boş bir fikir ve küvvet israfıdır. Araplar kere elektrik gibi, manasnı üstünde taşıyan bir kelime yerine meselâ (kuvvetülcazibe) diye bir mukabele aramak ne manasız bir uğraşmadır. Harf inkilâbimin hayranıyım. Yal- nız bir tek itirazım var. Noktasız| “i” yi sevemiyorum. Göze çirkin gö- rünüyor. Hafif savt ifade eden barf- lerin üzerine “i" de dahil ollığu halde iki nokta koymak esası kabul edilseydi bence daha iyi olurdu. Yeni lisan cereyanlarını takip et- tim. Eski arapça kelimelerin yerine| lisanda derhal köklesip yayılan bazı! kelimeler var ki bunlara bayrlıyorum. | Hele incelemek kelimesi... Ne güzel, ne canlı kelime... Bu dururken teftiş diye ölü bir kelime kullanmak cina- yettir. İncelemek inci gibi bir 3*y, hatıra inci getiriyor. Lisanda doğru âyâr Fakat hâdis gibi muayyen bir mefhum ifade eden, an'ane gibi Ji- sanda yerleşen ve yeni miukabilini herkese meçhul bir kelime ile ifade etmek lâzımgelen kelimelerde mev- cudu muhafaza etmek ve sun'i icat-| lar yapmamak en doğru yoldur ki, Türk lisan hareketi de derhal bu doğ. rulduğu bulmuş, gidişin öylece âyür etmiştir. “Yeni Türk edebiyatile uğraşmaya vaktim olmadı. Tarama Dergisini, tarih kongresinin dört ciltlik neşriya- tını, İkinci Dil Kurultayın neşriyu- tm çok dikkatle okudum Kongrede bir rapor okuyup okumt- yacağımı henüz bilmiyorum. Eğer okuyacak olursam bu rapor, eski türkçenin tetkiki hakkındaki memba- lara ait olacaktır.” Bahis buralara gelince ataşemiliter yeğeninin sabrı artık tükenmişti. Am- casmı adeta süirükliyerek (ayırdı. Dört gin, dört gece tren seyahatine, geçirdiği yorucu güne rağmen Sir Dennison Ross, 67 yaşındaki delikan. Ir, gazetecilerden şu suali soruyordu: — Çocuklar, bu şehrin en eğleme- 4, en eshli yeri nerssidir? Hareketli hayati seven insanlar, gece yemek - ten sonra nereye giderler? Bir İtalyan profesörü geldi Napoli Şark Dilleri Mektebi Türk-/ Profesörü Bembaci, dil kurultayı, sma sit Floransa mlzesindeki eser- lerin fotoğraflarını getirmiştir. Bu el yazıları vaktile Ahadoludaki ki- çük hükümdarlarla. Papa, ve İtalyan| Hükümeti arasndaki muharebeye dairdir. Ekserisi 1200 senesinden| evveline aittir. Profesör Deni'nin beyanatı Dil Kurultayma iştirak edecek olan âlimlerden Paris Şark lisanları enstitüsü müdür muavini profesör Deni dün kendisile görüşen bir arka daşımıza mükemmel bir türkçe ile şu beyanatta bulunmuştur: “.- Memleketinizi iyi tanır ve çok severim. Fırsat düştükçe 3-4 senede bir Türkiyeyi ziyaret ediyorum. Son defa 1933 te gelmiştim. O zaman vâ ki olan davet üzerine Ankaraya da gitmiştim. 937 de tekrar buraya gel meye karar vermiştim. Fakat dil ce miyeti tarafından çağırıldığım * için bir sene evvel İstanbula gelmiş olu- yorum. Kurultayda (ler) lâhikası hakkında bir tez okuyacağım. Ben eskidenberi dil inkılâbma ta- raftarım. Bence lisan her şeyden ev vel bir itiyat meselesidir. Harf ink: lâbına taraftar olduğumu daima ile hükümetimiz arasında münakit ti | bunu Mısırda yapmağa çalışıyorlar. | edim. Lisan inkılâbma gelince, sün'i caret ve seyrisefain anlaşması 1 Kâ-| Mecma: Lügatülarabiye ismi altmda| kelimelerin kullanılışma evvelöe ta- nunusani 937 tarihinden başlamak | toplânan bir encümen, tip ıstilahları- | raftar değildim. Fakat yavaş yavaş üzere hüükümetimizce fesholunmuş -| na, yeni icetlara arapça mukabele) alıştım. Alim, Kurultayden sonra tur, Her gün yeni bir sürpriz le bizi karşı karşıya getiren kırk gün kırk gece festivali- nin dün müzeler günü idi. Şehrimize gelen ecnebiler müzeyi hep birlikte gezecek- terdi. Fakat kapıda bir sür prizle karşılaştılar. yaratmağı, uğraşıyor. Düşünün bir rresirmli makale Çünkü müzeler salı gun leri kapalıdır. Festival tertip edilirken de müzeleri gezme gününü de salıya getirilmiş? hemen memleketine dönecektir. Gezmeye geleriler müze - leri kâpalı bulmuşlar ve ka- pısinın üstünde bir asma ki- lidi tarihi bir festival gunü - nün antıkası diye temaşa €- derek dönmüşlerdir. , FELE Kolosal Berlin, 18 Ağustos Berlinde her şey “kolosal”. Cadde- den tutun da ayakkabıya kadar, Kadın kolosal, Bir Alman kadını. um elbisesile bir buçuk Türk kadını giyinebilir. | Berlinde dokuz buçuk numara erkek çorabı yoktur. On nu- mara ender bulunur. Olimpiyatlar da emsaline nazaran kolosal oldu. O kâ- dar ki, birçok miisabakalar seyirci. siz kaldı. Malk nereye gideceğini sa- şırdı. Lokantalarda iki buçuk saat- te ancak bir yemek yenebiliyor. Alış veriş mağazaları ise dolup dolup bo- salıyor. Almanyada her şey kolosal, Buy- raklar, merasim, resmi geçitler, cim- nastik gösterişleri, stadyom ve olim- piyat köyü, Bütün bunlara karşı Ak manlar bir kolosal hata yaptılar, Her şeyini mükemmel yaptıkları olimpi « yatlarda eenebileri mümkün olduğu kadar ihmal ettiler. Neticeleri alman. ca söylediler, tebliğ kâğıtlarını alk manca verdiler. Hiçbir yerde alman- cadan başka dil bilen memur kullan. madılar. Bazı büyük mağazalara terctiman diye koydukları adamların İ da pek azı bilirim dediği dili konustu. Böylece ecnebinin lâfı havsalasında kaldı. Derdini anlatamadı. Bir müd- det uğraştı ve nihayet işi alaya vur- du. Babam merhum anlatırdı. Dayısı bundan 50 - 60 sene evvel bir İs için Berline gitmiş. o Adamcağız benden akıllı ve tabii daha zengin İmiş. Ah- çısını beraber getirmiş. Ahçı bir gün bakkaldan yumurta almak İste- miş, Almancasını bilmiyor. Anlatmak için tavuk gibi ötmüs, cırpınmış ve yumurtlar gibi taklit yapmış. Bak- kal anlamamış. Ahçı tekrar “gıt gıt Kıdak!” diye bağırıp yumurtlamı, halk etrafını almış. Gülmeden katı- urlarmış, Fakat bakkala yumurtayı anlatmanm imkânı olmamış. 60 sene sonra ayni tecrübeyi tekrar etseniz Almanyada yumurtayı anlatmak yi. ne mümkün olamaz. Ben Almanlar kadar almancadan başka sey anla - mıyan millet görmedim. Hattâ onu bile bazan güçlükle anlıyorlar. Onun için bütün büyük o mağazalar dolup dolup boşalıyor amma kalem almak istiyen çorba kaşığı alıyor, canta al- mak İstiyene kâse veriyorlar, Safıci- / lar Avrupanm hiçbir şehrinde tesa- düf etmediğim kadar lâkayt. Ben bunları Berlini yermek için yazmıyorum. Temiz, güzel, muntazam şehir, İnsan hayran oluyor. Büyük « Tüğüne, temizliğine, intizamma ve lâ- kaytliklerine, On, on beş günde Ber- Tin anlaşdamaz, Lâkin şüphesiz ola- rak anladığım şudur: Berlin bir sey- yah şehri, bir beynelmilel hareket merkezi olamaz. Tıyneti müsait de- Zil. Görülüyor ki Almanlar ecnebiye pek güçlükle tahammül ediyor. # Bizim sona kalan sporlardan birisi * at terbiyesi, konkur ipik denilen at oyunlarıdır. Bunlara iştirak için ge- len binicilerimiz, bu müsabakaların takımla yapılanına giremediler. Çün- kü atlarımızdan birisi bir mania at. larken yaralanıp ölmüs, birinin ayak adalesi kopmuş, birinin de tırnağı çatlamış. Onun için çok ümitli oldu- Zumuz bu takım müsabakalarından sarlı nazar ederek yalnız ferdi mü- sabakalara girdik. Onlarm da netice. si üç günde yapılacak muhtelif ya. rışladaki sayıların yekümu elde edil- dikten sonra belli olacaktır. z Artık olimpiyatlar bitti demektir, Aym on beşinde futbolün finali yapı- lacak. Dün üçüncülük için Norveğle Polonya arasmdaki maçı Norveç 3 - 2 kazandı ve üçüneli oldu. Buda bizim için bir tesellidir. B. FELEK İlk incir İzmir borsasına ge İzmir, 18 (Hususi muhabirimiz. den) — İlk incir mahsulü, bugün İz- mire gelmiştir. Mahsul, Nazillide İzmire gelinciye kadar muhtelif ista- #iyonlardan toplanmış ve 62 vagon- da 4670 çuvalı bulmuştur. Yarmi sabah saat onda borsada in- cir piyasası açılacaktır. Bu akşam mahsulün İzmire getirilmesi müna- sebetile bütün incir ameleşi, işçiler, Alsancakta şenlik yapmaktadırlar.