EKONOMİ Pamuk ve tiftik piyasası Almanların pamuk talepleri piyiseyi tatmin edemiyor Bir pamuk fabrikasında çalışma Ege mıntakası pamuk piyasası ge- çen haftaki durumunu muhafaza etmektedir. Alm anı riş miktariyle fiatları piyasayı tat- min edetek mahiyette olmadığı bil - dirilmektedir. Son hafta içinde y pılan işler dahili fabrikaların mü-| bayaalarma inhlaar etmiş gibidir. Piyasanm bugünkü vaziyeti müsta- kar ve hattâ biraz daha gevgemeğe meyyaldir. Prese birinci nevi 39,50 kuruştur. Mersin mnıtakasında pamuk piya» rası tabii durumdadır. Mersin piya- sasında geçen haftaya nazaran bil- basas iç ihtiyaçlar için İstek fazla- laşntış ve iane pamukları ile yerli cinsler fiatlarında bir miktar yükse- liş kaydedilmiştir. İç pyasa flatları- nm yüksek oluşu yüzünden Alman» ya ile iş yapılamamaktadır. Bu mm- takanm son hafta içinde yapılan ih- racatm hemen kâmilen Juponyaya bildirilmektedir. Mıntakanım &on fi » atları şöyle gösterilmekteğir: Mersinde: pamuk fiatları 39 A 40 40 Tane Yerli Klevland Ekspres Adanada: Kapımalı Parlak Temiz kuruş 35.75.36 Kuruş 3 -3425, 31 .3275 | Kars mmtakasında pamuk fiatla» | rı yükselmiştir. Iğdır pamuk satış birliği tarafından Rusyaya yeniden beher kilosu 48 kuruştan 200 ton pamuk satıldığı bildirilmektedir. Dış piyasalarda: Nevyork borsa- sında son hafta fiatları 7 - 22 punto ve Liverpol de 12 - 13 punto tenez- zül ile kapanmıştır. Piyasaların durumu gevşektir. Bu sene bütün dünyada mevcut Amerika pamukları stokları 11 mil- yon 179.000 balya hesap ediliyor. Brezilyada yağmursuzluk ve ku- raklık devam edecek zarar gören mahsul smdan korkulmaktadır. San Paoloda mahsulün ayıklan - mış olarak 170.000 ton tutacağı ve bu miktarın 40.000 tonu yerli sana arafından sarfedileceği Âdemle Havva Bürhan CAHID Muhakkak ki Tanrı da Arjantinde bu yıl pamuk ekim sa- hasının geçen yılkinden yüzde 20 | fazla olduğu bildirilmektedir. Tah- hali hazırdaki sipa - | minler rekoltenin 50.000 ton radde- sinde olacağı merkezindedir. - Tiftik piyasası Iç piyasalarda: İstanbul tiftik pi- İ yasası geçen hafta içindeki duru-| munu muhafaza etmektedir. Hafta içinde yapılan muamelelere bakıla- | ak orta mal fiatlarında bir yüksek- lik görülmüştür. İnce yükselişten lâyıkiyle istifade ede - memişlerdir. Hafta içindeki muame- leler 1400 - 1500 balya arasındadır. Piyasaya yeni mallar gelmekte de - vam ediyor. İstanbuldaki stokun 4200 balyası yeni, 3000 balyası eski mahsülden olmak tizere 7200 balya kadar oldu- ğu tahmin edilmektedir. Son fiatlar şöyledir: Oğlak Birinci mal Orta mal 88 -90 Dış piyasalarda: Almanyadan bil- dirildiğine göre Türkiyeden istenen fiatların yüksekliği yüzünden tiftik üzerine fazla. muamele: yapılama- maktadır. 94-98 Kuruş 90-92 "a Egede incir piyasası sakinleşti Ege mmtakası: incir piyasası mev simi geçmiş olması dolayısiyle sakin geçmiştir. Son hafla içinde inhisar idaresi 400 ton hurda mübayaa et - miştir. Geride en çok 250 ton daha hurda kaldığı ve bunun da mezkür idare tarafından satın alınacağı bil- İ dirilmektedir. Bu suretle gelecek mevsime stok devredilmiyeceği an - laşılmaktadır. Dış piyasalarda: Hamburg piyasa- men tükenmediği haber verilmekte - tabmin dir, İzmir tüccarları tarafından yapı- olursa zaten (lan tekliflerin hazır mal fiatların - » harap olma-'dan yüksek olduğu kaydedilmekte- dir. Ekmek narhı Ekmek narhmı tesbit eden komis- len çiçek demetleri bir yapacak kadar çoktu. Yaşlı İar Feneryolunun şimdiye kadar bu kadar neşeli bir düğün #eyret- mediğini söylüyorlardı. İnsanm evi, bahçesi ne kadar olsa insanları | samimi oluyor. Bir arkadaşım daha geri halinde standarize ederek yara- | lisede iken zengin bir adamın kızı tıyor. Fakat içlerinde böyle nüüme: | ile nişanlanmıştı. Merasimi Beyoğ- rote veyahut lüks ve sipesyal olan- | lunun büyük bir otelinde yaptılar. ları da var, Hayal de bu smifta; ! O-| Ne kadar resmi, ne kadar da soğuk nurla birkaç kere dansederken biz- | oldu. den başka bütün çiftler çekildiler. Yalnız kaldık. Numara yapen artist- | yatlamış pastalar, dansettik | böyle nişan, düğün 3i; ler gibi kendi kendimize ve kucak kucak alkış topladık. Başımda fırtına halinde bir sevinç Bir kere buralarda ne kadar ba- pötifurlar varsa fet gibi ka- #“üp çıkarırlar. iğretidir. Gelin güvey otur- İlabalık günlerde Herşey ve saadet rüzgâr esiyor. Hayalle bir | dukları kanapenin bir iki saatlik defa “Brüksel,, de yaptığımız gibi | misafiridirler. Gelenleri < karşılıyan adamakıllı sarhoş olmak İstiyoruz. Düğün günü onu razı edemedim. ev sahibi değil garsondur; nasıl an- latayım bir çok iğreti, ariyet, soğuk Onun kendine göre hesapları, dü- | ve bozuk şeyler. şünceleri var. Yalnızlığı seviyor. Bu Kendi evi nekadar olsa başkadır. garden parti için annemin ısrarı ol- | Amın her eve o kadar kalabalığı top- masa biz kendi kendimize gelin gü- | lamak imkânı yokmuş. Dah vey olacaktık, Fakat mürüvvet gör- mek istiyen annemi kıramadık. Alafranga Muhtar Beyin köşkün- de bir de alaturka saz takımı yarları eğlendiriyordu. Akşama kadar bizimle ihti- | kıyafetimizi değiştirdik. Kü, iyi ya, Evinin bahçesinin alabildiği kadar candan dostları toplarsın. Akşam herkes dağılırken biz de içük çan- talarımız zaten hazırlanmıştı o Bir beraber | hafta Boğaziçinde, Tarabyada otelde Anvetlilerimiz de cok eğlendiler. Ge- | kalacağız. Yerimiz hazır. mallar bu! sında mevcut stoklarmn henüz tama- | çük vÜlâ, kadın- | Üzümlerimiz Bu sene 67 bin 303 ton ihraç edildi Geçen sene en çok üzüm ihraç miz bir sene idi. 934 senesi dış memleketlere 28 bin 638 ton 63 bin 303 ton ihraç etmiştir. Uzüm müşterilerimizin en başın- da Almanya bulunmaktadır, Geçen sene Almanyaya 37 bin 263 ton üzüm gönderilmiştir. Yani ihracatı mızm yarısı Almanyaya yapılmıştır. Almanyadan sonra ikinci derecede gelen müşterilerimiz -İngilizlerdir. İngiltereye (o yapılan üzüm ihracatı da 12 bin 672 tondan ibarettir. Ho- landa tzüm müşterileri arasında Ü- çüncü dereceyi işgal etmektedir. Bu memlekete gönderilen Üzümün mik- tarı 7 bin 303 tona beliğ olmaktır dır. Belçikaya 2 bin 834 ton, talyaya 1840 ton, Avusturyaya 949 ton, Çekoslovakyaya 780 ton, Mısıra 330 ton, İsviçreye 319 ton, Fransaya 828 ton, Macaristana 432 ton, Rus- yaya 291 ton, Yugoslavyaya da 30 bin ton üzüm ihraç edilmişti Türkiyeden en az Üzüm alan mem- leketler arasında Ispanya bulunmak- İadtr. Geçen sene İspanyaya ancak 1 ton üzüm gönderilmiştir. : Yugoslavyada Tütün ziraatinin bugünkü vaziyeti Yugoslavya devletinin inhisarı, Yu gaslavyanın başlıca mahsulü olan tü- tinlin ziraatine mani olduğ o uiçin, zürra arasında gayri memnuniyet u- İyandırmaktadır. 1924 te mahsul 14 milyon kilo iken 1933 ve 1984 te 3 milyon kiloya düşmüştür. Bu düşüş Inhisarın .mahsuliçin verdiği çok a- şağı Yiatlers “etreaTmeKtedir. “TOLUN çiftgilerinin adedi 1/2 dan 1/3 4 düş- müş ve şimdi 9,131 köylüden ibaret- tir. Verilen malümata gere, cenubi Yu goslavyada hava, 1935 yılında, tütü- İnün ekim, toplanması ve kurumasma çok müsait olmuş ve mühim miktar- da kokolu tütünün piyasaya arze - dileceği tahmin edilmektedir. Tik tah minlere göre 1935 yılı mahsulü geçen yıla nisbbele fazla olacağı ve takri ben 6,000,000 kilogramı bulacağı an laşılmaktadır. Prilep mmtakasında yetişen tü - tünler çok yüksek evsaftadır. Skop- lie mıntakasında mahsul çok bol fa- kat aşağı nevi tütünlerden ibaret Kumanova nahiyesinde şimdiye ka - İdar 900,000 kilo orta nevi ve Preşe- vada 700,000 kilo tütün toplanmıştır. Tetovo ve Bitolj nahiyesinde iyi ka- İliteden 300,000 kilo ve Kokan kaza- sından 180,000 kilo mahsul alınmış- tır. Velesde 100,000 Radovist'de 60,000 Strumikada 60,000 ve Cevçeliyada tihsal edilmiştir. Bu sene zarfında tütün ekimi Ya- #iyeti çok iyi olmuşşa da Cenubt Yu Bütün gün üç,dört yüz ki kahkahasile çınlıyan bahçe akşam üstü eski haline döndü. Bizim ka- yınpeder de aksi istikamete, Adaya İ gidiyor, eski hatıralarını tazeliye - cekmiş. Şevket Vamık Bey zaten bir batıra deposu. Annemle babam yine yalnız kal - dılar, * Tarabyanın tam mevsimi. Körfez bir ressam paleti gibi renk renk sandal, motör ve kotra ile do- Mu. Otel oldukça kalabalık. Fakat bizim dairemiz salondan uzak oldu- ğu İçin müzik bile duyulmuyor. Burada Boğaz sularının kıvrıla kıvrıla kıyılarda işledikleri beyaz, lâcivert, koyu gümüşi rengi köpüklü dantelleri seyrediyoruz. lik akşam balkonda başbaşa yemek yerken Ha- yale dedim ki: — Balayımızm ilk haftası mev- simin en güzel ayma rastladı. Gece nefis bir ay var. Başını Balladı; — Balayımız diye ömrümüzü çer» çeveye sokmasan Kâmtiran, ben iste- rim ki, yaşadığımız bütün yıllar bu- günlerimiz gibi mes'ut geçsin. — Hakkın var Hayal, Fena bir dil alışkanlığı. Arzularımın sehin ar « Üzüm ihraç edilmişti. Bu sene İzmir| 20,000 kilo yilksek evsafta tütün i5-| BORSA - PIYASA 16 MAYIS CUMARTESİ Para Borsası Alış — Satiş Sterlin im 1 Dolar 121p 20 Fransız frangı 164.— 20 Belçika frangı 80/— 20 Drahımi Büme 20 İsviçre fr. o 816— 20 Çek kuron 84— 20 Ley 20 Dinar Liret vesikalı Florin Avusturya şilin Mark Zeo Pengo Lera Yen İsveç kuronu Alten Banknot Çekler Paris üzerine İngiliz üzerine Dolar Liret Belga Cenevre Leva Florin Çekoslovak Avusturya Mark İsveç kuronu İspanya pezeta İş Bankası we Kupon kesik aa i Hamiline Anadolu ze miliköleyze Tramvay Bomonti Nektar Kupon kesik Terkos Aslan Çimento Merkez Bankası Kupon kesik Osmanlı Bankası Şark Merkez Eczanesi İstikrezler Türk Borcu 1 yl İstikrin sip | Ksora eseik Ergani A. Sima iie çepe kesik 9630 56,50 Mreri Tahvilleri 1903 İl K. kesik 850 1911 II K. kesik 83.550 Tahvilât. Rihtem Anadol 1 ve gen kesik 1040 4370 47,80 Anadal Mümessil 51,35 — ea ekimine müsaade ettiği miktarda tü- tün yetiştirememişlerdir. İnhisar Ce- nubi Yugoslavyada 10.000,000 kilo tütn yetiştirilmesine müsaade etmiş- ti; fakat iki yıldan beri mahsul için verdiği çok aşağı fiatler, ekicinin bu sahada çalışmasına mani olmuştur. İ Skopliedeki Tütün Kooperatifinin ye- tiştirdiği tütnden iyi neticeler alındı- ğı ve bu Kooperatif azasından 200 ki şinin ihracata yarar 80,000 kilo tü- tün istihsal ettikleri anlaşılmıştır. Bu miktarın mühim binr kısmının İnhisar el koymadan evvel, ihraç €- İ dilebileceği umultakdır. 1636 yılında Cenubi Yuzoslavyada tütn mahsulü için iyi fiat verilirse ti- caretteki durgunluğun önü alınaca » ğı ve iyi kâr temin edileceği ümit 6- dilmektedir, Tütünler iyi bir surette kurutulup terbiye edildikleri ve fiat- ler yüksek olduğu takdirde, Cenubi Yugoslavya müsthsillerinin mahsul- ri için, $0 - 100,000,000 dinar ala- ları tahmin edilmektedi: gularının eşi olduğuna şüphe mi var? Ay karşımızdaki çamların üstün- den göründü. Hiç konuşmadan bü İ nefis tabloyu seyrediyoruz. Bir ha- İreket, bir ses bu şaheserin ruhunu İ bozacak gibi. Körfezden bir mando- linin tane tane musikisi sızıyor. Rıhtımda kolkola dolaşan genç çiftler bile kalplerils konuşur gibi, başlarını. biribirlerine bırakmışlar. İEtlerinin #rcaklığını arar gibi 80- kulmuşlar, denizle ayım sevişmesini seyrediyorlar. — Sandalla gezelim mi? dedim Hayale, Kabul etti. Şimdi Kalendere doğru, aya doğ- ru gidiyoruz. Kürekleri ben çekiyo- rum. o Hiç konuşmuyoruz. Denizin iyot kokuları havadaki çam ve çiçek kokularına karışmış. Arasıra Alman sefaret bahçesinin eski manulyaları da tatlı bir nefes gibi o nefis koku- larımı gönderiyor. Boğazın en muhteşem gecesi. Bunu Hayale söyledim. Güldü. — Çünkü içinde biz varız. — Muhakkak! ç Hafif bir akıntı var. Böylece Ye- niköye kadar gidebiliriz. Kürekleri biraktım. Hayalle yanyanayız. — Mes'utsun değil mi Hayal, goslavyadaki müstahsiller, Inhisarın | evi$ je Ankaradan K, M. M. imzası ile “29 yaşındayım. On beş sene evvel akrabalarımdan o bir kızla tanıştım. Benden bir yaş küçük olan bu kizla çılgınca seviştik, Ailevi seviyemiz servetimizle müsavidir. Ecnebi bir şehirde geçen bu vaka ve ailelerimi - zin servetlerine istinaden mağrur ha- reketleri bisi - tahsilsiz o bırakmıştı. Yekdiğerimizden maada kimse ile te- ehhül etmiyeceğimize dair and içtik. |/ki sene sonra onu aile muhitinden resmen istiyecektim. Bir gün konu - şurken nasılsa kalbimi > kirmiştı.. O anda, ani bir sinir buhranı dolayısi- le nefretle yanından kaştım. Fakat onu öyle çılgınca seviyordum ki on - suz yaşamanın beni müthiş felâketle- re sürükliyeceğini kuvvetle tahmin gitiğim için tekrar barışmak istedim. Fakat bu düşüncemi yapamadım ve onun tarsiye vermesini bekledim. O da vermedi. Inkisarı hayale uğradım ve her şeyden soğudum, sefahat â - lemlerine başladım. Uzun seyahatler de yaplım. Fakat onu bir türlü unu- tamadım. Temiz bir aşkla ruhuma nü fuz eden bu kızı ilânihaye seveceği - me kaniim. Bugün o Türkiyede ol - mamakla beraber işitiyorum ki bir - çok talipleri Teddediyormuş. Bana verdiği sözünde sebatım gösteriyor. mu dersiniz? Beni hayaliyle bu kadar uzun se - neler yaşatan bu kıza izdivaç tekli- Jinde bulunmak bugünkü vaziyetim dolayısiyle imkânsızdır. Bütün ser - vetimi mahvefmiş bulunuyorum. Istikbalimi niçin felâkete sürükle diğimi bilmiyen ailesi mazide yaptı jim çirkin hareketi nazarı itibara a- larak bana hayatım kadar sevdiğim bu kısı yaptığım münasebet: sedan azabı içinde i siz derdime bir çare var mıdır?,, Derhal bu kıza mektup yazar, ona karşı. yaptığınız. hareketten — özür) dilersiniz. Bundan başka kendisini el'an sevdiğinizi, fakat onunla evlen- mek İçin artık servetiniz kalmadığı gibi, yüzünüz de kalmadığını söyler, ona, size karşı vermiş olduğu ve baş- kasiyle evlenmemek,, sözünü geri verdiğinizi, kendisini serbest telâkki etmesini bildirirsiniz. Eğer isterse - niz, ve hakikaten niyetiniz varsa, zin ilelebet bekâr kalacağınızı ilâve edersiniz. Eğer kız elân sizi seviyor da diğer izdivaç taleplerini reddediyorsa sizi affeder, yok, veziyet böyle değilse, ona karşı borcunuzu ödemiş olursu- Duz. » Ölenle ölünmez Uzunköprüden B. Karkaş'a: Mektubunzdaki suali okuyucuları» ma sorup onlardan gelecek cevapları #ize göndermemize imkân yoktur. Yalnız, biz size kısaca deriz ki, gez le ölünmez. Bir evli li seviyorum Eyüpten S. M. imzasiyle: “2 m. Henüz evlenme- dim. Fakat evli bir adamı seviyo- Ellerimi sıkıyor: — Çok. . İçimde ifadesiz, şekilsiz, ürpertici bir heyecan var. Bu renk, koku ve sükünet âleminin bir ince bulut gi- bi eriyip dağılmasından korkuyo- rum. Bu kurşun! rüya içinde Hayalin sesini duyuyorum: — Kâmıran. E Brük; > selde verdiğin sözde du- racaksın, değil mi? — Bütün kalbimle! — Ben mağrur bir kızım Kâmiran. Senden beklediğim yalnız budur. Gururumu incitme! — Kalbine onun şüphesi bile düş- miyecektir Hayal. Ve avucumdaki elini dudaklarıma götürüyorum. ği Hayatımız bep böyle geçecek Başı omuzuma düşüyor. Onu bu akşamki kadar benim görmedim. * Bir hafta için geldiğimiz Tarabya- da on beş gün kaldık. Hayal bura- dan çok hoşlandı. Her sabah otelin küçük motörü bizi Büyüklimana ka- dar götürüyor. Orada toz haline gel“ miş altm tanelerine benziyen bir nMe (Bu siltunlar için gönderilecek mektupların “Evlenmeler sütununa” kaydile gönderilmesi ve mümkün olduğu kadar kısa olması rica olunur) On beş senelik aşk 17-5.06 e rl rum. O da beni seviyor. Bu adamın çocuğu da yok. Karısından ayrılıp benimle evlenmek istiyor. Buna razı olayım m ? Yuva yıkmağa kalkmayınız, çün kül yava yıkanın kendi yuvası bozu” lur. “Epey bir zamandanberi karşı mızdaki apartımanda bir bayanlâ gözlerimizle anlaştık. Fakat ben ay” ni zamanda talebe olduğum için ç lışmak mecburiyetindeyim. O benim bu vaziyetimi görünce darılıyor, 80» muruyor; Halbuki ben müstakbel bir aile yuvasının seminini şimdiden har zrhyabilmek imkânlarını arıyorum» Gerek ahldia ve gerek güzelliği iti bariyle çok hoşuma giden bu baya na da tutkunum. Ona karşı daha fa$ la fedakârlık yapıp derslerimi ihmal etmem lâzım. Halbuki en birinci va- sifemin derslerime çalışmak olduğu" ne biliyorum. Buna rağmen hiçbir karar veremedim. Bu hususta sizin de düşüncelerinizi sorar ve derin saygılarımı sunarım. Söyliyeceğimiz şey, sizin esasei takip etmekte olduğunuz harekette devam etmenizdir. Yani, siz henüz tahsil devresindesiniz. En lüzumlü şey de, bir insan için, tahsildir. Sizi İbu yoldan çevirecek herhangi bir İ seye aldırmaymız. Tahsil iştiyakmi- İzi takdir eder, kararlarınızdaki isa * beti tebrik ederiz. » Dükkâniım varken iyi idi Beyoğlundan S. B. K. T. imzesile: Bundan iki sene evvel 20 yaşında başka milletten bir kızla tanışarak seviştik. Bir iki sene şarfında bir de- fa ayrıldık. Buna sebep onunla bera- İ ber aymi dükkânda çalışan akrabaları İ idi, Onu Kkıskanarak bizi bir hafta k8 İdar ayırdılar, Fakat ben onu çok sev batğimraçtim yeniden > Düreşrena med” bur oldum. Onunla beni yalnız: ölüm ayıracaktı. Şimdi iki sene geçtikten sonra yin& ayrıldık. Çünkü beni tanıdığı saman benim dükkântm vardı ve geçen sene askere gittim, dükkân kapamağö mecbur oldum.5 ay evvel askerliğimi bitirdim ve münasip bir. dükkân bi lamadığım içün onunla evlenemedim- Şimdi iyi bir işim olmadığı için fitik liyen arkadaşları yüzünden bende ayrıldı. Ben çok fena bir vaziyet# düştüm, Kara sevdaya tutuldum, ona ne k&” dar yalvardımsa boşa çıktı. Şimdi gözlerime çok fena şeylef geliyor. Onu unutmak için ne yapm” yım? Beş gündür ne yemek yiyei liyor ne de uyuyabiliyorum. Hep dik şüncem ondadır. Onun da beni sevdiğini biliyorum Onu arkadaşları fena yola istiyorlar, Ah bugünkü kadınlar! Kat'iyen soğuk kanlılığınızı ks” |betmekiniz. Derhal kendinize bir iw kabilse bir dükkân tedarik ederek 8 ziyetinizi düzeltiniz. Eğer yapabili” seniz, muvakkat bir müddet için 0“ nr“'a alâkadar olmayınız. Görecek” siniz ki, o, kendiliğinden yanınıza G9“ lecekti kumsal ve berrak bir deniz vE” Banyodan sonra kumsalda uzan” ruz. Burası o kadar tenha ki günler bizden başka kimse olmuyo” Hayal iyi yüzüyor. Ben de Fenef” bahçenin Kınalıada - Kalamış 58” piyonu olduğum için ondan aşığı kalmıyorum. Günlük programımız pek sade Oğleyin otele geldiğimiz açık havanın ve spor yapmanin diği iştaha ile yemek yiyoruz. gazetelere göz gezdiriyoruz. Saat ten dörde kadar, bazan dört bu kadar uyku. Beşte salona ini Istanbuldan buraya çaya gelenler luyor. Müzikte hiç fena değil. dan sonra yine denize, Fakat fer yalnız kürek çekiyoruz. BÜY dereye, Sarıyere, Beykoza, Um" rine kadar gidip geliyoruz. Şevket Vamık Bey Adadan memnun. Yirmi yıl evvelki Ada zi bugünkü arasında çok fark old — seni değisif | arası <a konuştuğumuz zaman sesi ti: