8 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

8 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.——— KONOMI Türkiyede fındık mahsulü Memleketimizde fındık istihsalâtı son seneler zarfında çok artmıştır Türkiyede fındık istihsalâtı gittik- çe artmaktadır. Türkiye fındikları evsafı itibariyle İtalya, İspanya fın- dıklarmdan pek yüksektir. Bilhassa fındıkların yağlı ve tombul olusu, yüzünden dünya piyasalarında büyük bir rağbet görmesine sebep olmakta- »dır, Türkiyede fındık istihsalâtının nekadar arttığını anlamak için Tür- kofis tarafından yapılan bir tetkikten Şu parçayı aşağıya alıyoruz: Türkiyede bugünkü fındıklık saha- Jarı 55 - 60 bin hektar olarak tahmin edilmektedir. Daha eski bir tahmin bu sahayı 50 - 55 bin hektar olarak göstermektedir. Her iki tahmin, eğer ayni esaslar dahilinde yapılmışsa, aralarındaki fındıklık sahalarınm son senelerde genişlemesi ile izah olunabilir. Aşa - ğıda rekolte kısmında da görüleceği gibi Türkiyenin fındık istihsali art- miştir, Bu da fındıklık sahasının ge- nişlediğini gösterir. Başlıca fındık müstahsili diğer iki memleketten İs- panyanm fındıklık sahasr 17,000 İ - İtalyanın 10.000 hektardır. Türkiye fındık hasılatı vasatisi, hektar başma bereketli yıllarda 1000 1.100, kıt yıllarda 600 kilo olarak he- sap edilmektedir. Ancak İstihsal sa- hası kat'iyetle bilinmediğinden hası- lat nispetinin rekolte miktarlariyle kontrole tam ve doğru fikir verme - mektedir. Tiftik Son hafta tiftik stokları azaldı İstanbul tiftik piyasası son hafta | İptidasında biraz durgunluk göster - mişse de sonuna doğru tekrar hara- retlenerek fazla İşler yapılmıştır. Yüksek kalitede mallarin fiatlarında hafif bir gerileme, aşağı cinslerde İ- se ufak bir yükselme vardır. Stoklar da azalmıştır, Son fiatlar şöyledir: Oğlak İyi mallar La Orta mallar TT 18 Deri 70-71 Mersin mmtakasında tiftik piyasa- 8t istekli durumunu muhafaza etmek tedir, Platlar 70 kuruştur, Budapeşte sergisi 'Budapeştede ticaret ve sanayi oda- sının tertip ettiği beynelmilel Buda- peşte sergisi bu sene 8 mayısta açıla» cak ve 18 mayısa kadar devam &de - cektir, Bu sene sergiye, bütün Macar sanayiinden mâda birçok ecnebi dev- letler ve firmalarda iştirak edecekler dir. Ecnebi memleketlerden Budapeşte sergisini ziyaret edecekler döviz, otel ve lokantalarda, hamam, tiyatro,ve eğlence mahallerinde fevkalâde tenzi- Jât yapıldığı gibi vesalti nakliyelerde yüzde 50 tenzilât temin edilmiştir. Macar dâhisi büyük Frans Liszt - çin tertip edilen “Liszt senesi,, müna- sebetile verilecek yüksek musiki gö - m dr. No, 96 e —ş—ğ—şğ—— - ı Yıldız Yağmuru » Faruk Nafiz ÇAMLIBEL sansar bakışlı adamm bir dakika dan fazla durulmağa değer taraf 7a- ten yoktu. Sansar gibi olgun bir pay çıkaracak kümesleri iyi seçen bu â - damı hemen milesseseden uzaklaşlır- mak, Ziyanm aklma ilk gelen fikirdi. Sara onun yol arkadaşlığından mutlaka sıkilmış olacaktı. Gölge in « sanı rahatsız etmez, fakat bu adam gölge değil karanlık bir yığındı. Sara mecbur olmasa, elbet onunla yolculu- ğa çıkmaz ve onunla yolculuğunu bu kadar uzatmazdı. Çünkt ondan bah- sederken yüzünün şekli iğrenç bir manzara karşısında bulunanların çiz- gilerini taşıyordu. Daima çirkin bir koku ile karşılaşmak insanı alıştıra- bilir... Sara da Şemsettin Âlinin yol arkadaşlığına tahammül etmişse, an- Memleketimizin hasılat vasatisi İ- talya ve İspanya vasatilerine nispet edilirse bunlara nazaran aşağı bir seviyede olduğu görülür. İtalyada vasati hasılat hektar başma 1.500, İspanyada 1.600 kilodur. Bununla be- raber bu vasatiler de pek kat'i sayı- lamaz. Netekim İspanya vasatisi ba- zi menbalarda 2.000 kilo olarak gös- terilmiştir. İstihsal miktarlarma gelince, Tür- kiye fındık rekoltesi son senelere ka- dar normal mahsul yıllarında 47-45 bin ton hesap edilmekte idi. Yeni a- çilan veya metruk olup imar edilen fındık bahçelerinin, 4 - 8 senelik i - mar devreleri sonunda, birkaç sene- denberi mahsul vermeğe başlamış ol- maları İstihsali mahsus bir derecede artırmıştır. Filhakika 1925 - 1935 devresinde iki senede bir alınan bereketli rekol- te, bu devrenin ilk yedi senesinde yalnız iç sene teterrür ettiği halde 1932 den itibaren dört senelik çok daha kısa müddet zarfında üç sene iyi rekolte alındığı görlllmektedir. Bu arada 1935 rekoltesi 11 senelik istihsal içide bir rekor teşkil etmek- tedir. Diğer taraftan kit sene ler rekoltesi, 1925 - 1935 devresinin ilk yedi senesinde, 1929 rekoltesi ms tesma, 21-24 bin ton raddesinde iken dört senelik müteakip devrede 34 bin tona çıkmıştır, Zeytinyağı İstanbulda fiatler yeniden yükseldi İstanbul mntakasmda zeytinyağı fiatları yeniden-ytikselmiştir. Son fi- atlar şöyledir: Son hafta Ekstra 5» Yemeklik 5 Sabunluk 45 Ege mıntakasında beş asitli yağlar 45 - 48 kuruşa yükselmiştir. Yemek- likler 50 kuruştur, Bu fiatlarla ihra- cata imkân görülmemektedir. Dış piyasalarda: Hamburg borsa- sında yüzde 5 asitli Lampant zeytin- yağı fiatları 100 kilo başma cif Ham burg olmek ve derhal yükselmek şar- tiyle 92 Rayşmarktır. Her iki tarafça feshedilmediğinden | dolayı kendiliğinden 20 temmuza ka- dar uzayan Türkiye - Yugoslavya ti caret anlaşmasına bağlı A ve B liste- leri yerine Ticaret ve Kliring anlaş- masının cüzü mütemmimi olmak Üze re yeniden iki liste yapılmış ve güm- rüklere tebliğ edilmiştir. Ecza kodeksi komisyonu Ecza kodeks komisyonu, bugün srh hıye müdürlüğünde toplanarak ko- deks kitabmın yazılması işile meşgul olacaktır. sabrı elde tmiştir... Ziyayı gördüğü zaman, o da yolculuğun bu tatsız ha» tırasnı görerek anacaktır, Ziya bun- dan şüphe etmiyordu. iş, hatırma bile gelmiyordu. Sara ile birleşecek hayatında maddi hiçbir za ruret onu meşgul edemezdi. Hayri Mümtaz bıraktığı refah vasıtaları böyle düşüncelerin önline geçecek ka dar,zengin ve sayısızdı. Ziya, ki Bel- kısla evlendiği zaman onun altın pa rıltısı taşıyan servetinden ürkmüştü, şimdi Saraya geçen büyük mirasa göz kırpmadan bakıyordu. Belkısla Saranm sörveti arasında derin bir ay rılık vardı, ve şüphesiz birincisininki ikincisinden daha az şeref kirtcr İdi,Zi yanım Ürkmesi lâzmisa, yeni gelen ser vetlen, bu ürküntüyü daha çok duy- ması icap ederdi, Saranm Hayri Müm tazdan hediye kalan refahma şimdi- den ısınması belki hoş görünmezâi, belki bunu bir ruh alçalışma veren « gak böyle bir alışkanlığın tesirile bu. Hamdi Onurun Ziya için bulduğu | Yün ve yapak İstanbul piyasası hararetli geçti İstanbul pamuk piyasası son haf- ta içinde de hararetli geçmiştir. Al- mahya İçin yapılan alışlardan mas- da Sovyet Ticaret mümeesilliğinin ve yerli fabrikaların da alici vaziyette bulunmaları piyasayt bir kat daha sağla: şöyledir: kalmamış gibidir. 15 gün sonra yeni mallar piyasaya gelmeğe başlıyacak» Lir. Son hafta içinde ince mallar 5- 36, kaba mallar 48 - 50 kuruştur. piyasası isteklidir. Fiatlar yünlerin $1, yapakların 45 kuruştur. Dış piyasada: Almanyada yünler üzerine son hafta İçinde de bazı İşler yapılmıştır. Fiatlar umumiyetle ge - gen haftaki seviyelerini muhafaza etmiştir. Yani yüzde 43 - 45 randı. tpanlı Anadolu kirli yünleri 100 kilo başma cif Hamburg 66 -57 lira, yüzde 54 randımanlı (O Rumeli kirli yünleri ise 70 lira üzerinden muame- le görmüştür. Almanya ile Ankarada yapılacak ticaret müzakeresi Türkiye - Almanya arasmda yeni bir ticaret anlaşması yapmak için bir Alman heyeti Ankaraya gitmiş- tir. Hayet, Ankarada yeni bir tieavet anlaşması üzerinde müzakrata başlı- yacaktır. Evvelce de yazdığımız gibi, Türki. ye - Almanya arasmdaki ticari mü. nasebet gittikçe inkişaf bulmakta- dır. Bu suretle Türkiyenin dış ticare- tinde Almanya birinci plânda gel - mektedir, Türkiye Almanyaya satıcı olduğu kadar, ayni nispette oraya karşı alıcı vaziyettedir. Türkiyede endlistrinin kuruluşu, Almanyayla olan münasebetlerimizi arttırmıştır. Türkiyede endüstri in- kişafmın Almanyanın demir ve maki ne yapan fabrikaları ve elektrik mal- zemesi sanayli ile büyük bir alâkası vardır, Türkiye - Almanya ticari münase- betlerinin inkişafından yalnız Alman yanın demir ve elektrik sanayii alâ- kadar değildir. Türkiye endüstri İşi- ne girişmekle beraber, dışardan uzun zaman için smnaf mamulât almak ihti yacındadır. Meselâ bu sınai mamulât arasında boya, kimyevi maddeler bi- rinci derecede gelmektedir. Bunlar « dan başka, Almanyanm Türkiyeye yaptığı ithalât eşyası arasında yün- lü ve pamuklu mallar da mlihim bir mevki tutmaktadır. Türkiye, Almanyadan sınai mamu- başka idi: Ziya, yarmın maddi tarafı ile değil, yalnız arzu ve sevgi tarafı ile zihnini yoruyordu. Böyle olmasay İdı, Ziya, sıhhatinin yerine geldiği bu günlerde durup dinlenmeden işinin başına giderdi. Ziyanın hastane koğuşu dediği a - da, bu üç gün, ons zından kesildi. Ar- tık, eski devirlerde, buraya sürgün gelenlerle kendi hayatı arasında yâr km bir münasebet buluyor. Şimdi © burada gezerken, arasıra, kendini kaybediyor, unutuyor, ve asırlarca evvelki sürgünlerden birinin ruhu kendi şekline girmiş sanıyor, onların azabı ile yanıyor,onların işkencesi ile içi sızlıyor... Bu üç gün içinde, üç ay- bik yalnızlığa nasıl baş eğdiğine ken- di de şaştı, ve büyülenmiş olduğuna inandı, Yoksa, ya çıldırır, ya ölürdü. Halbuki üç ayda hem daha olgun bir adam oldu, hem de eski haline kavuş- tu... Bunda mutlaka Saranın tılsımı ştırmaktadır. Son fiatlar | Mersin tamtakasr: yün ve yapağı | BORSA - PİYASA 7 NISAN SALI Para Borsası 1 Dolar 20 Fransiz frangı 164— 20 Belçika irangı sa— 20: Drahmi 20 İsviçre fr. 20 Çek Kuron 20 Ley 20 Dinar Liret Florin Avusturya gilin Mark Zlori Pengo Lava Yen İsveç kurona Alim Banknot Cekler Paris üzerine İngiliz Üzerine Dolar Liret Bega Cenevre va Florin Çekonlovak Avusturya Mark İsveç kuronu İspanya pezeta Esham k bankası MU. N İ o Hamiline Anadolu *5 60 - 25100 Şirketihayriye Tramvay Bomonti Nektar Terkos Reji Aslan Çimente Merkez Bankası Osmanlı Bankası Şark Merkez Eczanesi İstikrazlar Türk Borcu 1 2360 2225 7235 9750 s0. 04.2 gi Mısır Tahvilleri 1486 1 18317 9m i91i MI KuKesik 8350 Tahvilât Rune Anadolu Tve 1! Kupon kesik m İsti Ergani A. B. i 10.25 43,10 “6— 49,10 Anadolu Mümessil lât, makine, yedek âlet, malzeme al- dığı gibi, Almanya da Türkiyeden zi- rai mahsulât almaktadır. Bu zirai mahsullerin başımda kuru meyveler gelmektedir. Üzüm, incir, fındık gibi mallarımızm birinci müşterisi Al manyadır. Bu sene içinde tiftik ve yapağıya karşı da büyük bir talep olmuştur. Son zamanlarda, Almanya- da taze meyvelerimiz büyük kir rağ- bet görmüştür. Bilhassa taze elmala- rımız Almanyada büyük bir talep karşısında kalınıştır, Taze meyve ih- racatı yapsn tacirler, beynelmilel şartlara uygun ambalâjlar yapmak Suretiyle bu rağbeti arttırmağa çalı- sıyorlar. Üzüm tacirleri, Almanyaya taze üzüm sevketmek için, şimdiden hazırlıklara başlamışlardır. Ankarada yapılacak yeni ticaret anlaşmasının iki memleket arasında- ki münasebetleri, daha müsalt bir bale koyacağından eminiz. recek azablarla bir hastayı iyi edi - yordu? Sara ona: “Bekle ve İyi ol!” demişti. O da bekledi ve iyi oldu, Sa- ranın nefesi, ufukların ötesinde esen geniş rüzgârların kuvvetini ve şifası- ni taşıyordu. Onu bir gün görmese kahrolacağmı sanan Ziya, bir sözü ile, ayları saymıştı... Sara onu böyle görünce eserine nastl hayran olacak- tı! Üç gün sonra yağmurların kar 80- Zukluğunu taşıdığı bulanık bir hava- uzaktan her vapur göründükçe, bir kere sığındığı dumanlı kahveden dışa rı fırliyor, vapur açıktaysa sandalla- rın gelmesiti, yanaşmışsa yolcuların inmesini bekliyordu. Ahmedin kendi- sine zorla verdiği şemsiye başını yağ- | murdan koruyor, fakat ayakları he - nüz şehre alışmıyan adımlarile diz ka paklarına kadar çamur serpintileri sa Tekirdağından S. 'T. imzasile? “25 yaşında bir artistim. Hayatı mı bi sam'atle kazanıyorum. Kocam elli yaşında bir mızıkacıdır. Onun ihtiyarlığından şikâyetim yoktur. Esasen iki yaşına gelen bir de oğlu- | muz old. Fakat ben hayatımı her kesin karşısında çalışarak kazanma- ğa mecburum. Şimdi oğlumun istik- balini düşünürken bu istikbali çök karanlık görüyorum, Çünkü ben mi sikacı bir kocaya verdiğim için bü- tin hayatımı sahnede geçirmek mec- buriyetindeyim. Halbuki oğlum biraz büyüyüp te annesinin artist olduğu» nu anlarsa ne derece müteessir ola- sağım şimdiden tahmin ediyorum w işte buna tahammül edemiyorum. Bu hayattan kurtulmak için kocam- dan ayrılmağı, başkasile evlenmeği düşünüyorum, O saman oğlum anne- sinin bir ev kadın olduğumu göre - cek, bir aile içinde büyüyecektir. Fakat o zaman da öksüz kalacak, belki Den de mes'ut olamıyacağım. | Cünkü bugün de kocamı seviyorum. Ne yapayım?” Sizi bu kadar endişeye düşüren bir sahne artisti olmanız değil de bun- dan ilerde çocuğunuzun müteessir olması ihtimalidir, değil mi? Sahne- nin, ne de olsa güzel san'atlere da- hil olduğunu, kalkın bu san'ate ve mensuplarma karşı noktai nazarının büsbütün değiştiğini, hele birkaç sene sonra bir artistle bir memur arasında hiç kimsenin hiçbir fark görmiyeceğini dübünerek müteselli İ olunuz. Zengin değilsiniz. bu ayıp değildir. Hayatınızı namuskârane kazanıyor ve kocanıza yardım edi yorsunuz. Bu da ayıp değildir. F" İkat aklınızdan geçen endişe ile ço- cuğunuza yabancı bir adamı baba o- larak tanıtmak, sevdiğiniz ve sevil- diğiniz adamdan ayrılmak ilerde sizi | OCUĞUR! i kü. Fe düşürecek. Hem buğün TK yaz) İa olan çocuğunuzun sizin düşün- düklerinizi düşünebilmesi için daha seneler lâzımdır. O zamana kadar beklemediğiniz ne hâdiseler olur. ve siz de, aileniz de, elâlemin zihniyeti- de değisebilir. Kilit altındaki emniyet Asmalrmeseitten İsmail imzasile: | “28 yaşındayım. Üç sene evvel bir evde düşkün bir kadınla tanışmış - İtem. Bu kadem bir annesi ve bir kardeşi var ki onlar da kendisi gibi İ düşkün ve polisçe kayıtlıdır. Bu Ka- den severek çirkin hayatından Kur- İade evime aldım. Uç senedir ba- | İraber yaşıyoruz. Bu üç sene içinde onun hiçbir fenalığın görmedim. Zaten sokağa, hattd annesinin evine bile yalnız gitmesine müsaade etme- mekteyim. O.da benim bu tazyikime tahammül etti, Fakat şimdi kendisi- Iç nikâhlanmamı istiyor. Benimle ni- kdhlandıktan sonra Onun değişme. sinden korkuyorum. Çünkü ona ve ailesine zerre kağan” itimadım yok. Bu kadından ayrılıp başka birisile evleneyim mi?” Bugüne kadar onun doğruluğu | azkımdak tecrübelerinizin hiçbir İ kıymeti yoktur. Çünkü kilit ve taz- İyik altmda, başka türlü olmasına İ imkân olmadıkça bir kadınm doğru olup olmadığı nasıl anlaşılır? Ondan ayrılıp başkasile evlenmek | gun, kahveden (rıhtıma, rıhtımdan kahveye gitti.geldi. Galata rıhmına iki, İstanbul rıhtıma bir vapur, yol cu getirmişti, ve yolcuların arasında ne Sarayı gördü. ne de Şemsettin Â- liyi... Merdivenden İnen bir iki tanı- dıktan kaçmmak için şemsiyeyi yüzü ne indiriyor, yağmurun Üzücü damla- ları altında son yolcuyu gözlüyordu. Uç vapurdan bukadar yolcu boşaldı- ğı halde İçlerinde neden bir Sara ek- sikti, bunu bir türlü anlamıyordu. Kış başlangıcında akşamlar erken İ olur, fakat Ziyanın gündüzü daha Ilk vapur geldiği zaman kararmıştı. U - tanmasa, her vapurun son yolcusun- dan sonru, yersiz, yurtsuz, bir zava)- lı gibi, yolun bir köşesinde ağlıyacak- ti... Sara niçin çıkmıyordu? Bilmiyor mı idi ki o,ay yalnız bugünün hayali ile yaşadı? yedi ise, lçti ise, gezdi ve dinlendi ise, hep o gelecek, kendisini iyi ve sözünü dinlemiş görecek diye yapmıştı, bunları bilmiyor mu idi? Ziyaya : “bir yolcu vapuru da ak- iş görmüştü. Bu ne kuvvetli bir tılı - | çıyordu. Sabahtanberi her saat biraz | şamdan sonra gelecek, belki gece ya- ler olurdu, fakat hakikât büsbütün | sımdı ki sağlam bir vücudu yere se -| daha sefil, her dakika biraz daha yor | rısma doğru...” dediler. o gece yarısı- evişMelar y Evlenweler (Ru sütunlar için gönderilecek mektupların “Evlenmeler sütununa” kaydile gönderilmesi ve mümkin olduğu kadar kısa olması rica olunur) Bir artist kadının endişesi imkânını gördüğünüze göre ona kaf şi zAfınız da kalmamış demektir. Za ten seneler süren itimatsizlik ve en dişenin aşktan eser bırakmaması mümkündür. Bu takdirde kadını, is tikbalini emniyet altına alması İçi! serbest bırakmanız doğru olur, K zaman siz de daha sağlam ve emni yetli bir aile ocağı kurmağa çalışın simız. Yok eğer hâlâ sevdiğinizi gö recek olursanız bir müddet onu ser best birakarak tecrübe ediniz. Git mesini istemediğiniz yerlere gidip gtimediğini, nereye gittiğini, ne yap tığını birkaç hafta kollaymnız. An cak ondan sonra kendisine itimal edilip edilemiyeceğini anlamış olur sunuz. ihanet eden sevgili Erenköyden Köy Hekimi imzasi “Dört senedenberi seviştiğimiz bir kız bana birkaç kere ihanet etti, Bumu çok iyi bildiğim gibi benim Bil. diğimi oda biliyor. Onun vaitleri üzerine yine sevişmekte devam ettik. Bundan birkaç ey evvel çok samimi arkadaşlarımdan birisile darılmış- tım. Bu dargınlık uzun müddet sür- dü, Sonra bayram münssebetile ba- rıştık. İşte sevdiğim kızın bu gençle de münasebeti olduğunu biliyorum. Barıştıktan sonra o da anlattı ve her fırsat buldukça kendisile buluş” tuğunu itiraf etti. Ben o kadar mü- teessir oldum ki bir mektup yazarak kıza benim aşkıma lâyık olmadığı nu bildirdim. o Cevap gelmedi. Onun hâlâ birkaç âşığı olduğunu biliy rum. Ama beni hepsine tercih nkü bende yedi adet fotoğrafı var« dır? Bugün mektubuma bir cetap ve? se de özür dilese onu yine affedece- Jim. Fakat beli de kurtulduğuma sükretmem lâm, Siz ne deri pe Bu kadar uzun süröti, soru gelmis ven ve hlebir vedi otmrvan sevgilere 4e bunun gibi tatsızlıKları tabif gör” mek lâzımdır. Her genç kiz, sonu- ni düşünür, kendisile flört yapan zence, eğer İzdivaç vadi alırsa ve bü vadi ciddi bulursa bağlı kalmak is“ ter. Yoka bu teminsti verecek baş- a Mir seveili aratırmakta kendisi- ni mazur görür. Siz senelerce onu temin edememişseniz gelip geçici bir aşkla kendisini avuttuğunuzu san- mış. Artık safiyetini kaybeden bu sevgide hiçbir ilmit beklemeyiniz. Hele yazdığınız mektuba itizar mâ- hiyetinde cevap vermediği halde o na dehâlet ederseniz sizi sinirlendi - ren hallerine devam edeceğinden şüp he etmeyiniz. Kadınlara karşı kayıtsız bir genç Beşiktaşta 8. A, imzasile: “Aliş senedenberi arkadaşım ol bir genci akrabamdan bir kız çılgın ca sevmektedir. Fakat bu gencin ka dınlara karşı kiç alâkası yok. Bun dan dolayı akrabam olan kıza kar, da lâkayt. Ne yapayım?” Kadınlara karşı kayıtsız olan gençi lerde alâka zâmanla ve tesadüflerlej uyanır. Bunları birdenbire bir kadı. nin sevgisi ile alâkadar etmek kola; değildir. . Beyhude (o uğraşmayınız Akrabeniz olan genç kızı bu fay sız aşktan vazgeçirmeğe çalışmalı ani. na kadar değil,kalan ömrünün y: na kadar beklemeye razı idi, yeterki gelsin.o mutlaka gelsin...Ona bu şü he neden geldi, nereden onun gelece ğine karşı bir o itimatsızlık u; bilmiyordu. Sara elbet bu gün deği se yarın gelecekti, onu dördüncü va. pur getirmezse elbet beşinci, altıncı vapur getirecekti, öyleyse bu ko, neden? ömrünün yarısına kadar bekl lemeye razi olan Ziya niçin bu kada: sabırsizlik gösteriyor? Sara onu ay bekletti,birkaç gün dahn bekle ne olur”. Ziyanın, yarı ömrünü bekleme yo larında geçirmek istemesi, kalan larını saadetle geçirmek rüyasından leri geliyordu. Sarayı, son nefesindel bile, başımı kucnklamış görmek, bü tün ömrünü doldurmağa yeter bir vinçti. Fakat, bu gün değilse yarın lecek olan Sara, onün beklediği kadı olmadıktan sonra, meye yarardı” ŞU henin aslı İste buradaydı: Sara, yol dan, değismis dönecekti. Ziya bunda korkuyordu. Korkusunun esasları d (Arkası vari

Bu sayıdan diğer sayfalar: