MA 4.10. 913 Türk atelyelerine gidiniz, Türk mekteplerini On Beş Yıl Önce Bir P&ygamber Romantizmi ile Gözlerde Bulutlanan AFATÜRK Buğün Erciyaş Gibi Göze Mulra Granit bir Realitedir (“.. Günde be$wYüz Ayak Kesen Öğeratörün | Revirinde Tafimadığınız; Arabyün Hanının P—E—— Umhuriyet nesli pısırık değildir. Kendisini Kütlânin yabancısı saymadı. İşin kütlelerle konuşmanın yüksek sırrına ulaşmıştır. Bundan sonra Türk toprağı hatipsiz nesiller görmiyecektir h şocuklarıdırlar.. | Dar Odalarında Kârekterine Not Vermedi-| i giniz, Çanakkalenin Sıçan Yollarında Yüz, i YüzeGölmediğiniz Bu Insanlara Türk Soktu ilarının, Türki Ovalarının 'Tapülarını Teslim Etmemizin Sırri Budur Düne kâdar TÖRE öyle bir ne sil vardı ki, bu nesil TüPK sokakların da hiç kimesnin kendinden olanlar; kadar setbest ve o kadar geniş hak £ lar tanıtarak dolaşmasına tahammül edemezdi. Mısır koçanı ve süpürge tohumu ile safrafÜaslırarak yıllar geçirmiş olan nelildeç Üğksetnçiiştiyorum. Baba- yiğitleri ilk YUğDEMİŞİ pırempur dökü - Tünce en çılızlarınn bile, bir gün son ra veremli bir öksürükle gırtlaklarımı dan çıkacak son avuç kanları dügiiğiii süngüsü ile dehinmiş bir gö ğügüğüüğN kırtmak tasasna düştükleri ÜĞİİEN neslinden. O. nesilden ki, AĞİMİKMANN: mn dört çevresindeki giperieidi” bi rikatlarda ve hattâ #öbaNei Mkelerin kimi yakan kimi deliğiğmamistphelerin de tabanlarının lerin ve el aya larının iz'e İŞ arması vardır: “BüyMSERAMllü ve çok büyük ingatiGianiiipi, büyük kavgada, istik Maganda mangalarını şaşırma - Mlanların nesli, Bu nesil, Türkiye dağlarının, Türk ovalarının, Türk köylerinin, Türk s0 kaklarının tapuları benimdir ve benim cebimdedir dediği anda buna kim iti vaz edehilir ve kim, hangi hakla aksi ni iddia edebilirdi? Halbuki, son sekiz yıldanberi Türk vatanının düne büsbütün yabancı ve bambaşka bir reslin istilâsr altına gir diği görülüyör, Ne garip! İçimde en ufak bir isyan bile duyamıyorum. Kim der ki, bu halimle ben Türk sökakla- risın, Türkiye dağlarının, Türk ovala rile Türk köylerinin tapularını ceple- rinde taşıdıklarını iddia edenlerde - nim? Nusaybin'den Bursaya Artüvin'den Antalyaya, Hopadan o Kerklareline, Edirneye gidiniz! Malkaradan, Ke - şandan Mersine, Hakkâriye, İran si- nırma uzanmız; bütün bu yerleri Dumlupınarda, Çanakkalenin sıçan yolaltında, Conk bayırında, Allahick- ber buzları arasında görmediğiniz, günde beş yüz ayak kesen operatö » rün revirinde tanımadığınız, Arap - yan hanındaki dar odalarda veya iç Erenköyden silâh kaçıran fedaflerin inlerinde karakterine not vermek fır» Türk havalarında, Türk | karalarında, Türk denizle- | rinde Türk bayrağı! Satu tide etmediğiniz bittakım in.» sanların öştilder Yaltında » bulacaksı"” Biz. Ve'Bunlür dürüm aşarışı Solan Size/kafa tülâcaklardır. Siz “f8'ydpas Hind? Çiğaiyeliği mni?,, der gibi sizden olanları yüzlerİna bakacaksınız ve © zamân Büsbütün tağkınlaşan bir hay yeti taze tay hoyraplığından cepbe İeslirin dhey'elendiğini, serindiğini Hatti gaf dv erİünu sereceksiniz, Ve bü yayltlaka Böyle olacak (Zira cep henin ve dnkeliban nesli ancak. böyle bir uylgfhun karşısında çil ayağı bağlı, hayran ve memnundu Türk sokak < larilg Türk ovdlarsin VE diğlarınn taparlarıme an beş yıldanberi kâh hır. dolaşınız onları göreceksin Onlar ki, neş'eleri, yarına inanışları batıl tek şeye o inanmamazlıklan gelen nikbiiğikleri ile yüzde yüz İ yetişmelerine çınlık, kâh hoyritiiğe saklayışımızın, | Pimti bir ihtiyar gibi üstlerine titre - yişimizin büşün sırrı işte bundadır. Bugünü hikliyorduk. Befnlarin ye - tizmesini b/kliyorduk. B4ğenmedikle. rimize kafa tutuşumuzun, tehditler savuruşumuzun bütür mekanizması bunların büyliyüp bize kafa tutar bir hale gelmelerini beklemekten ibaretti, Evet. Onların sokaklarımızdan geç tiklerini görünce göğsümüz kabarır. Ve bazen onlar geçerken biz sırtımızı bir dükkân kepengine dayıyarak cad- deden çekilir, siliniriz. Sanırız ki, on- - S tat kivtımli endamlarına cumhuriyetin Tardan bir ef miğiminisi, “e geniş bir bulvarın! bir avenünün ortasın(fâ belirse © yeri doldurur. Gözlerimizle, 'yetiğtir diklerimizi ve j #mkin verdiklerimizi pek büyük göntepin bir gözlüğümüz vardir Onlâr İM kştezoriye ayrılırlar: 4 Kültürleri yüzde yüz Atağürk kiileürümden) olanlar | 2. Kendileri ve kültürleri yili yüz deklip Yağuruşu ve yüzde yüz Atatürk'lü olanlar. Büğnür! bir yöyndan yirmi yası- na kadat olanlari ikitbi, kategoriden ve/yitmiden otuğa kadar ötanları bi- İzci, ofliğida siandard formlmiz al. ma"SAM, gelinciye kadar Cumhu- riyet mekfeplisinin süel staj yapan mümunesidir girici kategoridey sayılırlar. Ondan |f MA, şi yukarısı baba oğul yanyana cephele- | İ ci dalaşmış olağlardır. Ve bu sonun- |i Atatürk çocuğu, her yerde, i cular ilk iki kategoriyi kendileri ile beraber Türkiyenin her tarafında boy gösterebilir bir yükselişe ulaşmış bu- luyorlar. ve yarına daha büyük bir emniyeğle bakmalara.. o Bakmamız bundariğileri geliyor. On beşiği önce bir peygamber ro mantizmi ğE gözlerde bulutlanan A- | tatürk bugüm Erciyaş gibi göze vu - ran granit bia,ğiğelitedir. Nigameddin NAZIF * i her zaman bir yanar insan İ gibi lâvmı, imanmı, inanı- ; nr.ilmini, heyecan ve yara- tıcılığını taşıran kumanda- ih, dissiplin" .bürriyetli, bir i ateş kaynağıdır. Kamâlist delikanlı budur. | m İ İl k. güvenerek hayata atılmıyacaklar dır, Hayat yolunun tılsımını şişke kitaplarında aramaktadırlar.