Adımız, -- | 29 İLKTEEŞRİN, 1935 SALI seaeanse eee an o eee an ae aeRaR aKd se aK aK AA GA GA d d ö gea eee İ Her yerde 5 Büyük bayram bütün yurdda eşsiz bir sevinç içinde başladı. Gündelik BAYRAMIMIZ Cumuriyetin on ikinci yıldönü- münü katluyoraz. Bu yalnız - bir rejim bayramı değil, türk mil- tetinin. hayat ve devam bayramıdır. Hayat ve devam, çünkü osman- manlı imparatorluğunun Avrapa- daki en uzak sınırlarından Merice doğru geliniz: Devlet nereden çılımışsa, millet orada bitmiştir. Hayat ve devam, çünkü osmanlı im>aratorluğunun talüi — kendisi göçmek va kendisi ile birlikte mil- letin varlığını bitirmtekti. Seor osmanlılığının hakikat ol- duğunu farzediniz: Anadolunun bütün geçim ve genlik kaynakla- rınt bün bir devlete teslim ediniz; türk milletine verilecek her türlü Fikir ve şuur terbiyesinin - süç sa- yıldığım göz önüne getiriniz; sa- rayı, İstanbı 'da, bir sömürge sul- tanlığı gibi, bir komiserin veya komiserler meclisinin emrine ve- riniz. Böyle bir şey imkânsızdı: Fa- kat saray ve hanedan bunu kabul etmiştir. Eğer millet, saray ve ha- nedandan ayrılıp, kendi hayat ve devam şartlarını aramasaydı, e- ğer Atatürk'ün sancağı altında er- kinlik savaşına girip, kendi dev- letini karmasaydı, bir esirler - sü- rüsü olurdak. Biz bir rejim değiştirmiş deği- liz: Tek yaşama ve kalma yolunu bulmuşuzdur. Sakaryada çocuk olanlar, o karanlık günleri - hatırlamazlar. Onları her vakit, 918 - 21 hakika- t ile karşılaştırmalıyız. Onlar, cumuriyet davasının, bu toprak- larda hayat, şeref, sây ve mede- niyetin dayanç ve kaynağı oldu- gunu bilmelidirler. Kasar, türk milletinde olmadı- ğını ön iki yıllık cumuriyet tarihi ispat etmiştir. On iki yılda, bu halk, yapılabilecek olanın fazlası- nt yapmıştır. Bugün, türk milleti- nin, bu topraklarda ne güzel bir insanlık eseri inşa etmekte oldu- ğuna şüphe eden hiç kimse kal- mamıştır: 1919 da türk milletinin sonu yaklaştığına inanmıyan, bü- tün dünyada, belki birkaç kişi yoktu. Sevinç ve gurur, bizim kadar kimsenin hakka değildir. Bizi se vindiren ve gururlandıran ne var- sa, hepsini ona, yaratıcı ve kurta- rıcı Atamıza borçluyuz. Bütün dünyayı bize, ve bizi kendimize inandıran odur. F.R. ATAY Sevinç ve gurur bizim kadar kimsenin hakkı değildir. Bizi sevindiren ve gururlandıran ne varsa, hepsini ONA, yaratıcı ve kurtarıcı ATAMIZA borçluyuz. ürk ulusu dündenberi Cumu- riyetin 12 inci yılını coşkun bir se yinç kaynaşması halinde kutla mağa başladı. Şehrimizi baştan başa donatan al bayramklarımı zın gölgesinde dün, on binlerce türk bir kalb halinde şehrimizin türlü yerlerinde tezahürler yaptı.. Milli Hakimiyet alanındaki halk kürsüsünde ilk söylevi saylav Bay Vasfi Rasid verdi. 2,5 dan sonra bu kürsüye devrim Türki yesini her yönünden anlatan ha tiblerimiz şunlardır. Bay Meedi Sadrettin Sayman, Sabri, Abidin, türe fakültesinden Ziya İhsan, Ke- mal Bulut, Sehab, ve Güdül'den 010000 Hüseyin Karadayı, Firuzan, Ha - san Basri, Nihad, öte yandan Halk evi önünde gene coşkun - bir halk kütlesi toplanmıştı. Burada 950 genç izci ve 400 kadar köylü ko nuklarımız da bulunuyordu. Bura- da saat üç buçukta başlıyan tören ni Halkevi başkanı Bay Ferid Ce lal açtı. Dedi ki: — Öyle bir devrin içindeyiz ki, bu devrin damarlarımıza ver - diği kuvvette üç dört asrın hızı var, Büyük Önder'in bize işaret ettiği vazifeler «daha bitmemiştir. Bir tek bucağı bile mamur - olmu - yan koca bir ülkevi 12 yıl, 24 yıl ve hattâ daha öte yıllar içinde um- duklarımız gibi görmemiz güctür. Her şeyi yeniden yapıyoruz. Eli mize geçmiş olan hiç bir şeyi im paratorluktan almadık. — Yalnız türklüğe yaraşan irademiz var, yalnız başımızda bir önder var, yalnız bütün bir devre inanır var ve her yıl her gsçen yıldan da ha çok farklı olarak âlemin özü - ne çıkıyoruz. Cumuriyet yolu, iç ve dış inanışlarımızın b diği en mübarek en birinci y Bizim baska yolurmuz olama Bay Ferid Celal sözülerin (Sonu © ehi sayıfada) Cumuriyet için Her yer karanlık Gök kara, Yer kara, Sular kara. Ne yana baksan güneş görünmüyor artık Gel de bu karanlıkta, Bir ışık ara. Fırtına geçmiş, yağmur durmuş: Fakat ne yapmalı ki karanlıklar kudurmuş Sağına bak, Sokuna bak, Önüne bak, Ardına bak; Hiç bir yerde yok bir ince, bir ak işık sizintis Boğulmuş gibiyle; Boğazımızın hitiltis Bile Çıkmıyor Dört yanımır kapalı Köle değilken köle 0 Ah; çok karanlık bi Çilenak umudü 1 Nasıl düştük bir bu Socma onu Düşün: kim yaratak Işıksız, inansız Darma dağın Birer çöp gibiyiz bu karanlıkta En ufak bir yel bile bizi dağıtacak! Hâni nerde bir yangın? Koranlıkla berabör biz de yansak! Bü yangında işiğa kansakl Elimizi, Ayağımızı oynatamıyoruz; Bir adım ileri atamıyoruz. Bu karanlıkta çırpınan biz, Fertler değiliz! Koca bir Ulusuz; Kökeni elli bin yıla varan, Dağları yaran, Denizleri aşan, z sel gibi taşan Bu Ulus, Bu kara, bu boğucu karanlıkta çok zaman Kımıldamadan Yaşar mi? Ahı! bir işık ! Onu bu karışık, Bu iğrenç karanlıktan kurtaracaktır. ar mi zde eşsiz bir bahadır Ki bize ışık versi Sonra bizi toplasın, dersin, Çıkarsın selâmete? Hani. nerde o Mete? Böyleydik biz on altı yıl önce, ... 9 mayıs 1919 'da unda bir Gök Tşık görününce endini şimdi. slinden ba ışık çıkmasaydı, Sayılayı çeviriniz «