Ankara dün, yeni koşu yerin- de, gelecek 22 birinci teşrine ka- dar bir daha toplanamıyacak bir kalabalık halinde, Cumuriyetin on yaşına girişini kutladı. En müzden en küçük ilk okul a kadar bütün Ankaranın bulunduğu kutlama töreni her za- man hatırlanacak şeklide güzel ol du üçüncü büyü, Anhara taşınıyor: Daha saat sekizde ellerinde yi- yecek paketleriyle her yaştan ve her meslekten bir jnsan kalabalı - ğının istasyon yolunu doldurduğu- nu görüyoruz. Şehrin her semtin - den gelen bu insan seli, Atatürk anıtımın önünde birleşiyor ve is - tasyona gic'en yol üzerinden stad yoma doğrı akıyor. Dün Ankara tam bir hal/ bayramı hali gösteri- yordu. Saat bire doğru şehir boşalmış, stadyom dolmuştu. Koca alan bu kalabalığı alabilmek için az gel - mişti. Tribünlerde ayakta duran - lar, çömelenler oturanlardan çok- tu ve düzeni koruyan polislerin ri- caları ve tedbirleri olmasa halk geçidin yapılacağı kısmı da dol - duracaktı. Saat bir buçukta her şey hazır dı ve ayakta, toplu olan Ankara, 'ATA'sını bekliyordu. Büyük Ön - Kler bu saatta Kamutay binasında Başbakanımızın, Kamulay Baş - kanımız, genel kurmay başkanı mız ve bakanlarımızla sücl ve si - vil başmanların, kordiplomatiğin tebriklerini kabul ediyordu. Saat 2,5 ğa doğru bir uğultu, yayılıyor: Atatürk geliyor... Ata- türk geliyor... ATA'mızın otomobili daha yo- lun başında ve bizden yüzlerce metre ilerde iken gönülden gelen bir alkış fırtınası kopuyor. Ata - türk geliyor... herkes ayakta ve gözleri sevinç ve gurur içinde oto- mobile çevrilmiştir. Yanımızda oturanlar arasında ağlıyanlar var. Daha onuncu baharını yaşıyan iz ci kıyafetli bir yavru annesinden elini kurtarıyor ve kalabalığı ya rarak tribünden aşağı doğru yu varlanır gibi iniyor.. Koca sel ha reket halindedir. Atatürk geliyor. Nihayet Onu şen, dinç, sıhhat h ve her zaman gibi, yarattığı ulu- sa sevgi ve şefkatle gülümseyerek yavaş yavaş aramızdan geçen otomobilinde görüyoruz. Tarihte hiç bir ulus şefini bu kadar - can - dan alkışlamamış ve onu bu ka dar şuurlaşmış ve ahlâk lııılinı—.lz; . miş bir inanla sevememiştir.. Şim di bsr eshre neşe içindedir. | | ! | 380 İLKTEŞRİN, 1935 ÇARŞANBA ae yaki ! her tarafinda kutlaud İsserenanan n a an ae ae ae ae ae ee Adımız, andımızdır Ülu Önder geçidi seyrediyor. — Kahraman piyadelerimiz ve topçularmız. — Tribünlerden kalabalık bir köşe. — Çok alkışlanan deniz askerlerimiz. — Atlı köylüler ve uçaklarımız.. Her yerde 5 kurus İzcilerimiz geçerkenı Geçid alayı; oymaklarınım bay- raklarını taşıyan kız ve erkek iz - cilerimizin geçişiyle başladı. Ya - nımızda oturan bir beden terbiye- si öğretmeni bu yaz gezdiği kuzay Avrupası memleketlerindeki izci- geçidlerinin hiç birinin bu kadar düzgün olmadığını söylüyor. Tec- rübeli bir asker gibi sert adım atav ve ATA'sının önüne geldiği za man otomatik bir makine hıziyle başını çevirerek bu başı onun var hğı uğruna her zaman vermiya hazır olduğunu anlatan bu binler- ce kız ve erkek izci, yarınki ileri türk cemiyetinin ne kuvvetli - te - meller üzerinde yükseleceğini an- latıyordu ve biz Ankaranm tanıdı- ğımız bir izcisini İstanbuldan, Kon yadan veya Kayseri'den büyük gün için gelen bir izciden ayı « ramıyordu. Büyük günde bir da - ha anladık ki yurdun en uzak bir köyünden başşehre kadar bütün memlekette, gençlik aynı şartlar idçindc aynı gaye ile yetişmekte - ir. Yiğit axkerlerimiz: Her zaman ideal bir asker ti pi olan yiğit mehmetciklerimizin kendilerini kolları — yoruluncaya kadar alkışlıyan ve hançereleri - nin verdiği imkân içinde “yaşa,, diye bağıran onbinlerin içinden büyük intizamla geçtiğini görü - yoruz. Başbuğluğu altında tarihin en büyük harblarından birkaçını yapmış oldukları - ATA'larının önünde eğilen bu heykel vücudlu yiğitlerin — bekledikleri — su x içinde; güvenlik ve baysallık için de yaşamanın büyük zevkini bir daha duyuyoruz. Birden peyda olan motör ser leri, hepimizin gözlerini yuk..c1 kaldırıyor. Bir, on, yirmi, otuz, el- li, altmış ve daha fazla türk uçağı nın kanadları altındayız. Heysi bize çok yakın uçuyorlar. Numa - ralarını okuyor ve sallanan elleri görüyoruz. Ancak özverisinin kuracağı uçak filolarınım gölgesinde rahat ve güver içinde yaşanılabileceği- vi anlıyan ulusun, uçaklarımıza gösterdiği candan gösteriler, İnö- nü'nün istediği 1000 türk kanadı- nin yurd. göklerinde dolaşacağı tarihin pek uzak olmadığını anla- tıyordu. Dün, Türkkuşu - üyeleri - nin kalabalık geçişi ve plânörler - den 5 - 6 paraşüt atlayışının mu < vaffakiyetle yapılışı hava spo - runun türk gençliği arasında gör- (Sonu 3. cü sayıfada)