No. 19 5 e I Nizamettin NAZIF Bir Gürültü işittim. Hemen Pençereye Koştum Birde Baktımki Sen, Civanşiri Kamçılamıyor mu Ve gözlerini ciddi bir bakışla, Ma iniş Birdiya dikerek — Merak ediyorum doğrusu. -de di. siz masıl oluyor da buğün benim başımdan geşen vakayı benden daha iyi İyorsunuz? Adamlarımıznı den sasıl yetişip gelebil de bir türlü aklıma seğde - . Acaba siz adamlarınızla de kendiniz işe karış - malç istemeyip onlardan ayrılmayı mi doğru bulmuştunuz? — Çerçi. Hayır, yine olamaz Çünkü Rüstem Mirza ile gelenlerin | hayvanlırı Wet ter içinde idiler. De- | mek ki, dolu dizgin epey uzak yol - dan gelmişlerdi. Sonra kar tipisi al - tanda beni bin adım abileceğimize de #htimsi veremiyo- rum, Bu sırada wşale içeri girmiş ve iki kenarmadan sırmalı iki çevre ile tut tuğu kulplu büyük bir tepsiyi sini « nin Üzerine yerleştirmişti. Mamiş Han şiltelerden birine bağdaş kurar- ona; Su getirmeği unutmuşsun... Ça- bul oi! Diye bağırdıktan sonra genci ko- Jundam çekip karşısındaki şilteye g- | 779- turttu — Gel gel de anlâtöyim... — Amma da içten pazarlık oi. muşsun Kuşoğlan! İki gür “bene büyük değişiklik! Huysuz Bu. tay gi- bisin, — Kabahat bende değildir sönr « rım. Arkadaşım Murat oğlan Kazan da Mamış Bırdı Han oluverince be - nim ufak tefek (değişmelerimi tabif görmelidir. Gür sakalir dumanları tüten çevir. menin nar gibi kızarmış bir budumu koparıp ona uzattı. Sonra bir budu - nu da kendisi dişlemeğe başlarken gözlerinde alayir bir bakış befi di: — Dinle! -dedi- Kazana gelir gel - mez ilk işim Pahatur Can'a haber sal mak oldu. Fakat gü adam izini blamsdr. MM. > bal bütün, hanlarını araştırttımı, seni arattım, İzini bulmak güç olmadı, fa kat seni de bulamadılar. İçime bi? kor ku geldi , —'. — Nereden bilecem ki, seni atını yedeyerek nalbant dükkânlermi do - İaşmağa gıkacaksm... Pahaur bir ye- re gitmiş olabileceğini düşündüm. Fakat tüm 6 anda Pahatur Can'ım d. Jüsünü bulduklarını haber aldem, Tahmin edersin ne kadar kötü şeyler Hüşündüğümü, —'. — Eyvah -dedimk bizim defikinir da mutlska ihtiyarla beraberdi. Kiss bilir onu da ne yaptılar? o , Kuşoğlan sinirli ve atılgan bö - murdandı: — Anlaşılıyor ki, bevim kolay ko lây tepelenemiyeceğime hali fnana- mıyorsan? — Dünya bu yavrum. Diyelim sen aslanı sütü endin.. Eh, elin e e Belli olmaz. Birde bakarsm arşma bir kara, eşşek sütü işmiş o- lan çikar ve vakar beliemiğize. Ve sörümü kesmek istiyen gencin yüzüne doğru parmaklarından yağ No: 86 bir şey vardı, Sunu terbiyeli, nazik- çe bir cümleye sıkıştırmak İaamadi; Juliem de bumu beceremiyordu. — Ne duruyorsunuz, dostum, git- miyecek misiniz? Julien çekine > ,— Şey, efendim, dedi, medreseyi yörettiğiniz uzun zaman içinde bir sey de. Benim altı yüz var. eski bir tavırla: paskaposluk salonunda nöbette idi; Me —z mişti. mektubu M. de r'e verdi, ama onun kim olduğunu bilmiyordu. Juen bu abbö'nin, paskaposa ya- zılmeş bir mektubu (pervasızca açıp okuduğunu görünce şaştı. Paskapos karışık bir hayret betirdi, tavrr da daha ağır- lağtı. O mektubu okurken, yüzünden KIRMIZI VE SİYAH — Jülien, istila sektubunu öteden seçmiş | | Perdeye yaklaştım. Komuştuklarınızı bir bir işittim. Hattâ araladım da | lir. 2110: Dans müriği 2: Dayumlar. perdeyi. Fakat bilmem neden, içeriye bir göz atmaktan çekindim. lar sızan sol elini uzatarak; gağınımsın. — Tuhaf... - dedi - yanık bir et ko- kusu g.liyor. İçerde mutfak var di- yeceğim ama bu “gaak guk” İsr mesi? — Gel öyle ise göstereyim de me- . STENDHAL akan sihhate dikkat etmiş olan Jw- aye eee vakit buldu. Şuna gitti, Julien, abbe Frilair'in özel hüneri- nin ne oldı sonradan öğrendi. severdi, gözleri de iyi gör- mezdi. Abbö de Frilsir, Menseignen- Se: yediği balığım kılçıklarını ayık- tekrar — Bak! Kuşoğlan dört köşe bir deliğe gö- zünü uydurunca: TAN FAYDALI BİLGİLER BUGÜNKÜ PROGRAM Istanbul İSTANBUL 1830: Yüzme dersleri, 1850: Almancs ders. 19.10: Dans rowsikisi ve Baff musi. ki (plâk). 20.10: Komlerams. 20.30: Sed. yo orkestraları ve Avni türkçe sözlü eder. ler. 7130: San haberler, borumlar. 2140: Mayistro Geldenberg Koro. heyeti, 22 Pik neşriyatı. Bükreş 13.15: Pilk ve duyumlar. Orkestra konseri, 19: Duyumlar. 1915: Konserin süteği. 20: Sözler. 3020: Plik. 20560: Sözler. 21.15: Piğk ile “TROUBADOUR., operas (Verdi'nin). Sonra: Yabancı dil lerle duyumlar. 20: Çingene müziği birliğile garkdar. | 11.10: Radyo piyesi, 22: Opera orkestra- si. 75.40: Duyumlar. 2330: Proles&e Dr. Ero Dohnanyi tarafından Be eserlerinden piyano kanseri 2410: Caz- | d, i ban Varşova 20.30: Plük. 20.50: Sözler. 21.10: Haf müzik. 2145; Üuyumlar, 2155: Sözler. | İZ: Senlenik konmer. 2230: Tiyatro. 23: Duyumlar. 23.10: Küçük radyo orkestra” “ Prag Ii: Komfetams, 21.156: Gala sevire ya- yanı. 2204: Viyolonsel konseri, 7235: Dans müziği, 2115: Son duyumlar. 2330: Sözler. 73.35: İskandinav müziği, l Hamburg İ 20.15: Karışık halk müziği 21: Dayam. 2325: Dene müziğinin süreği, “24: Şarkı lar. 2430: Keman smüzüği. Breslau vi vay! dedi - bu ne ka 11185 Dana msi 28; Duyular dar AB: — . - id 1$: 20: « 20: 5 bolluğu yah? Yanlışlıkla kendi. | Ara. 24: Duma müziği. mi Bahçesaray mezarlığında servi da- | © Ima çıkmış sanacağım ama bu kafes. NÖBETÇİ ler aklımı başıma topluyor. ECZANELER Mİ ini AM Bu gece nöbetçi eczaneler 3 <> Ben diyeyim öş yle... Ven de| yakçekayniz Melemed Közdu Diz ” ii | me va kapıda Beli e başını çekip dolabr Hasan Hilesi — — Kuzum ne yapacaksın bu kadar | da Kadran e Şenkal A Te kargayı... Tuhaf bir merak. — Karagümrükte Sand — Büyül “REMİRLERİN ESRARI” Cinayet Olma- | dığı Anlaşıldı ile kapı açıldı. Ağır elbiseler giymiş bir uşak hirla geçti Jlien hemen kapıya doğru döndü ve boynunda, paskaposluk haçı taşıyan kısa boylu bit ihtiyar gördü. Yerlere kadar eğil- di: paskapos onu mürüyvetle gülüm» Seyip geçti. Abb& Frilsir de paskapo- Sun arkasından giti; Jellen salonda Yalnız kalıp oranın sofuça ihtişamını doyasıya seyretti. Feleğin sillesine uğramış, z miş olan Besançon paskaposu yetmiş, beşini geçmiş bir adamdı; on yıl #on- iteceği umurunda Paskâpos: — Şimdi dışarda gözüme zeki ba- kaşlı bir medreseli ilişti, dedi; kim- dir, ne ister? Benim verdiğim emre göre bu saatte medreselilerin çoktan uyumuş olması lazım... — Doğrumu, o Monselgneur, bu medreseli çok uyanık genc, bize iyi bir haber getiriyor: hizmetinizde bir tanecik jansenişt kalmaştı, © da isti fasını veriyot. Abbö Piratd denen iyüladada Mehrsedi — Heybefide Tanaş — Brkrrkö. yünde Merkez — Fenerde Vitali « Haş köyde Halk — Kanınpaşada Merkez — Modada Sıhhat — Pazaryolunda Rıfat — Karaköyde Asri İttihad — uda Garih Miz € Ni Limonciyan Ki şiktaşta "Rizi İleri. direktör zor bulursunuz, dedi. Size o adamın değerini göstermek yarın kendisini yemeğe çağıracağım. Pasimpe #mavini, abbâ Pirard'n yerin& getirmek istediği adartın şöy- le bir sözünü açmak istediyse de © akşam İşten bahsetmeği biç istemi- yen paskapos: — Yehisinin nasıl geleceğini dü- nmeden hele bakalım eskisi nasıl gidiyor, dedi, Şu medreseliyi çağı ım bakâlem: haberi çocuktan al der- ler. Julien şağırıldı. “Şimdi iki enkisi- tör arasına düşeceğim, diye düşln- dü. Ömründe o kadar cesaret duy- duğu olmamıştı. Julien içeriye girerken, M. Vale- nod'dan bile iyi giyinmiş iki uşak, Monseignene"ün üstünü soyuyorlar- dı. Paskapos, M. Pirari'ın sözünü açınadan önce Julien'e, deraleri Uze- rine birkaç şey sormağı münasib buldu. Biraz dogmadan bahsetti ve Jullen'in cevablarma şaştı. Sonra sö- zl edebiyata yi tius, Cicero'dan b: Mi, Julien içine den: “Bu adlar yüzünden ben 19$in- ehliğe düştüm; ama artık oldu olacak, ben kendimi göstereyim... İşi başar- müthiş adam artık sözden anlamağa | dr: kendisi de edebiyata pek merak» başlanmış. ga Kay a Bir gn e: — Siz de medreseye onu gibi bir İ is olan, latim şairlerini iyi bilen pas- | m cevıblara hayılda. a ylığındaki şölende, hekkile lin kazanmış bir ka, “Malelaine,, adi € Li e 257935 İzmir Üzümlerinin işlenme İzmirde üzüm ihracatçılarının ima» Hthanelerinde en aşağı maldan en iyi mala kadar iza olunmuş müte- addit numaralı tipler vardır. Avrupa- ya ihraç edilecek tipler ekseriyetle 7 den İZ numaraya kadar bir seri takip ederler. Bunların Avrupa piyasaları isim- İeri şunlardır: Numara 7 Ektsissima Karaburun. Numara 8 Kiup. Numara 9 Awslese kivp Karabu- run, Numara 10 Feine aüslese kiup Karaburun. Numara 11 Nec Plus ultra. velâ yıkanmakta, sonrada parlak-| İık verilmek için üzerlerine bir mik- tar pirinç yağı tabir olunan bir nevi ğ. “Parafin, dökülmektedir. Bu yağ bir nisbet dahilinde su ile karış- tırılır. Yıkanan Üzümler bazan 90| dereceye kadar çıkan scak fırmlara | konularak kurutulur. Ondan sonra | da kükürt fırmlarıada beş altı saat kadar bırakılır. Kükürt fırnlarından çkarıldıktan sonra tekrar soğuk ha- | va fırmilarına sokulur. Üzümlerin kalburlanması Avrupaya ihraç olunan üzümler iki süretle istihlik edilmektedir. Bünlardan en iyi cinsleri çerez ma- kamında yenilmekte, daha aşağı cinsleri ise pudding tabir olunan pastaların imalinde kullanılmaktadır. Gerek pudding imalinde ve gerek yenmek için olan Üzümerimizin göpsüz olarak ihracı lâzımdır. Çân- kü puddinglerin imalinde kullanılan üzümler kutudan doğrudan doğruya hamurun içersine atılmaktadır. Çöplerin ayıklanması iğ ihracat evlerinin bir vey kalbur makineleri vardi” çöpten maada küçük taş P ve sair yabaner madde! maktadır. dl Kalburlamak ameliyesi $Öİ i cereyan etmektedir: l f Soğuk fırınlardan çıkan! ler doğrudan doğruya W nesinin tepesindeki huni Gİ döleülmektedir. Bu mak le müteharrik oldukların bit surette ve muntazam e dirler. Makinelerin d bit vantilâtör vardır kisi | lere çarpmak suretile lanmasına yardım etmeğ'. suretle çöpleri ayıklanan ö7Ü ni makine üzerinde diğer hartik elekten geçirilerek © i rin önünde bulunan kutu İ maktadır. i İ Üzümler numara ve tij elekten geçerken ayrıl Bu eleklerin delikleri 9 nişlikleri ihtiva etmektedi” her numara için bu elekjef, Tir. Meselâ © numaralı Ü# 1-2 milimetre genişli; kullanılmaktadır. Kalbur âleti bem çöple, hem de üzümleri nu iki vazife birden görmel Üzümlerin kutu! Kalbut makinesinden kut AN BORSA ie aneen 24 Temmuz Çarşamba PARALAR Kış Satış Sterlin m Dolar 14— 12öy 20 Fransız frangı 146p 109,— 20 Liret 108 105 20 Belçika frangı 62.— s3.— Drahmi ve 2450 20 İsviçre #r. 316.— 820,— lem 32— Lİ Kron 96.— 100,— Aviitirya gin © 7250 20,50 Mark “.— 43 Ze 21 24,50 Pengo 250 5 2 Le Me 5— 20 Len 3— M— 20 Dina 33— 35— Yen — Bi İsveç Kuron 30 31— Alim — 932— Mecidiye S2— $1— Banknot 231,— 21— ÇEKLE Parin üzerine 1206 İngilir Tirası 62350 Dolar 07053015 Bl İşi İsviçre frangı 2M45 Lora 6346 Florin 11840 hk er vasturya Pezeta 33145 Mark 198,50 e Sin rar 67155 Dinae 34,96,33 Yan 278,30 10,98 İsveç kuronu 3iz10 bir şiir okumuştu. Paskapos, edebi- yat «özünü açmca abbâ Pirard'ı da, bütün işleri de unutmuş, medreseli ile Höraties zengin miydi? fukara mıydı? diye bir aytışmaya (münaka- şa) ya dalmıştı. Paskapos şairin bir- kaç parçasını zikretmek İstedi ama hafızası astık zayıflamıştı; Jullen os- sâat, hem de tevazula, bütüm manru. meyi oküyuveriyordu: paskaposu en çok bayrete düşüren de Julien'in konuşma tavrmı bozmaması idi; ylemi, otuz latince mısraı, medresede olup biteni anlatır gibi okuyuveri- — Doğrusu burdan iyi tahsil gör- mek olmaz, Julien: — Monseigneur, dedi, madreseniz size, iltifatlarınıza benden bin kat da- ha İayık yüz doksan yedi talebe gös- terebilir. Bu adede şaşan paskapos: — Bu da ne demek? dedi — Monselgneur'ün huzurunda söy lediğimin resmiğ belgesini de göste- rebilirim. “Medresenin yıllık sınacında, 40- rulanlara bu anda Monseigneur'ün kutladığı cevabları vererek yüz dök- san sekizinci çıktım. Paskâpos gülerek M; de Frilaj'e 23-7-1935 tarihinde Adi sında: 36,312 kilo yerli buğdaY kuruştan. Orta fiat; 3 kuf 8m. 18.724 kilo Kibris kuruştan 3 kuruş 425 dar. Orta fiat: 3 kuruş İİ 5,306 kilo arpa 2 Kuruş 85 den.. Üç bin kilo yulaf 2 * santimden.. 7,200 kilo 800 kuruştan. 1864 kile Kuruş 625 santimden. 700 *X vadeli 37 kuruş 30 santi miştir, İ Ayni tarihte Mersin i 100 bin silo Çukurova Tuş 97,$ söntümden satsl ASIPiN KEN