Aziz Hüdayi AKDEMİR İngilizlere casusluk eden hainlerden en azılı birisi daha: Çerkes Ragıp! Entellicens servisin en azılı ajanlarından biri de bu idi. İri boyu, korkunç bakışı, dev gibi yülr ile, bir şey yapmasa da- hi, bakanlara bir korku verirdi. Son zamanlarda İngiliz ünifor- masile, daha önce de sivil gezer- di. Arkadaşı Değirmen dereli Kâzım, güya müslüman olmuş Fevzi Robenson, merkez memu- rü Mazlüm, Suriyeli bir Ermeni ve daha bir kaç işdaşları Bü - yükderede oturur, hem liva is- tihbaratına, hem de servisin bü- yük merkezine bağlı bulunurlar- dı. O zamanlar akşam - vapurile Büyükdere iskelesine çıkanlar iki sıra dizilmiş sekiz, on kişinin arasından ve mızrak gibi bakan gözlerinin altından geçerlerdi ki bunlar işte, artık herkesin ta- nıdığı, bu zorba ajanlardı. Ra - gıp hakkında yazılmış bir mek- tupta deniyor ki: “Çerkes Ragıp İngilizlerce o kadar gözde ve o kadar sorgu- suz bir salâhiyettedir ki ne der- se yapılır, ne yaparsa yanma kalır. Onun en yakın şefi ve e- muzdaşı yüzbaşı (Benet) ve teğmen (Bland)dır. Ragıbım ma iyetinde kendi seçmesi ve ken- disi gibi on silâhlı vardır. Bütün işleri, kabahatli, kabahatsiz, ö- tekini berikini haber vermek, dövmek ve öldürtmekten ibaret- tir. Ragıbın adamları (Bazna - val) denilen İngiliz deniz daire- sinde oturmakta ve beslenmek- tedir. Bunlar Karadeniz ve kıyıla- rında, bazan Marmara ve İzmit körfezi taraflarında motorla do- laşır, Anadoluya kaçırılan si - lâh, cephane ve eşyayı ararlar, Emirlerine verilmiş bir kamyon la Alemdağı, Kayışdağı, Şile, Türk milletine ve Türk davasına hiyanet eden yüzelliliklerden Meh- met Ali, Kiraz Hamdi, Hoca Sabri ve Şehzade Nizameddin'in Köstejr- cede grup halinde çıkardıkları bir resim Sarıyer, Rumeli kavağı, Kilyos alanlarında gezer, güya Anada- lu çetelerini ararlar. Fakat işgal devresi bitinceye kadar çete na- mına hiç bir sey bulup getirme- mişler; yalnız, iş görmüş olmak için, bir kaç suçsuz ve kendi ha- linde Türk köylüsünü getirerek Anadolu casus veya kaçakçısı diye tutturmuş, iş anlaşılıncaya kadar, hapiste yatırmıslardır. Ragıbım bu işleri kendisi çok para getiriyor: hem İngi lerden alıyor, hem de - gezdiği köyleri haraca keserek binlerce lira topluyor. “Şehir dahilinde silâh, Anado lt adamı veya suikastçi diye gösterilenlerin evleri basıldığı zaman Çerkes Ragıp ve arkadaş ları muhafız gibi bulunurdu. Bu hal bunları o kadar şımartmıştı ki bazan İngilizleri — bile dinle- mez kendi dilediğini yapardı.,, Belgede bir de şöyle bir vaka anlatılıyor: “Çerkes Ragıp bir gün adam- larile Alemdağı civarında dola- şirken silâhlı bir köy korucusu ile iki arkadaşma rastgelmiş. A- nadolu çetesi diye bunları öldürt müs ve başlarını (Sultan çiftli- ği) köyünde kahveye asarak teş hir etmiştir.,, Bu acıklı manzara İngilizleri müteessir etmiş ve Ragıbın bu- na benzer hareketleri de esasen onları bıktırmış olduğundan ya nındaki adamlar dağıtılmış, Ra- gıp ta Galatada İstavropulos hanında bulunan (Deniz gizli polisi) şefi (Gordon) un emrine verilmiştir. Ragıp artık kendi başına ha- reket edemiyor, yalnız hain ve casus rolü oynuyordu. Bu isler- den olarak kaymakam Eyüp Bey (şimdi süel fabrikalar genet direktörü general Eyüp) ile ko- misyoncu Himmet oğlu Hüsnü- nün Anadoluya silâh ve cephane kaçırdıklarını ve İngiliz (Deniz gizli polisi) şeflerinden (Pan - tikyan) ın bunlara yardım etti- ğini raporla binbaşı Hey'e bil- dirmiştir. Fakat, yine İngilizler hesabmna calışan ve bir taraftan Bay Pantikyanın iyi arkadaşı o lan ve Türklüğe de hizmeti do- kunan Bay Dikran bu meseleyi anlatmış, alınan tedbirler sonun da, iş doğru çıkmamış olduğun- dan Ragıp daha çok gözden düş- Müş, tekdir işitmiş, verdiği ha- berlere inanılmaz olmuştu. (Arkası var) Istanbul Komutanlığı Satınalma Komisyonu İtânları - Çerkesköyündeki kıtaa- tın ihtiyacı olan - (72,000) kilo Ekmek'e verilen fiat ko misyonumuzca pahalı gö- rüldüğünden tekrar kapalı zarfla eksiltmeye — konul- muşdur. Ekmeğin beher ki- losuna tahmin edilen bedel on kuruşdur. İhalesi 15 'Temmuz 935 pazartesi gü- nü saat 15 dedir. Şartname- si her gün öğleden evvel Fındıklıda Komutanlık Sa- tınalma Komisyonunda gö- rülebilir. İsteklilerin 540 liralık teminat mektubu ve- ya makbuzu ve 2490 sayılı kanunun 2,3 cü maddelerin- deki vesikalarla birlikde tek lif mektublarını belli günde ihale saatinden en az bir saat evveline kadar Satmnal- ma Komisyonuna vermele- ri. (3378), 4978 .. Çatalcadaki kıtaat ihtiya- erolan 22 ton koyun eti kapalı zarfla eksiltmeye kon muştur. Koyun etinin be- her kilosuna tahmin edilen bedel 38 kuruş olup ihalesi 19 Temmuz 935 cuma gü- nü saat 15 dedir. Şartnamesi hergün öğle- den evvel Fındıklıda Satın alma komisyonunda görü- lebilir. Eksiltmeye girecek- lerin 627 liralık ilk teminat RONEO Muhterem müşterilerimize bu mek- yetesi Türkiye Genel Acentalığı bu, tarihden itibaren Galata'da Tünel ha- nr altında 1 numarada ROYAL YA- ZI VE DALTON HESAP MAKİ- KRUBALIKA TEVDİ OLUNMUŞ- TUR. RONEO LİMİTED 4941 ——— — makbuzu veya mektubu ve 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 cü maddelerindeki vesika- larla birlikte teklif mektup- ları belli gün ve ihale saa- tından en az bir saat evveli- ne kadar komisyona ver- meleri. (3745) * . * Çatalcadaki kıt'at ihtiya- erolan (77000) — kilo buğ- day unu kapalı zarfla eksilt miye konulmuştur. Unun beher kilosuna tahmin edi- len bedel 12 kuruş 50 san- tim olup ihalesi 19 temmüuz 935 cuma günü saat 15,30 dadır. Şartnamesini her gün öğleden evvel Fındıklıda sa- tın alma komisyonunda gö- rülebilir. Eksiltmiye gire- eteklerin 722 liralık — ilk te- minat makbuz veya mektu- bu ve 2490 numaralı kanu- nun 2 - 3 ncü maddelerinde- ki vesikalarla birlikte teklif mektupları belli gün ve iha- le saatından en az bir saat evveline kadar komisvona vermeleri. (3746), tupla ihtar ederiz ki, ROMEO Sor- || NALARIN ACENTASI HÜSREV || JANE PİERLY , CASİNO .-ıdı: PARİS'in — | Her akşam saat 21,45 de büyük İSPANO- PARİZİYEN REVÜSÜ Cumartesi - Pazar matine saat | 17 de yeni program | Yerlerinizi evvelden tedarik edi. niz Telefon: 43703 ı——— —— .| Ankara İkinci Sulh Hu- kuk Mahkemesinden : Maraşta eski Ziraat Bankası memurlarından ölü Sabit karısı Salihaya ve kızı Melâhat: Ankarada Mukim Tayğar O- gulları vekili Avukat Hüsnünün ikinci Sulh Hukuk Mahkeme- sine ikame eylediği Ankarada At pazarından Çengel Hanı den- mekle maruf Hanınm Şuyuunu İ- zalesine — mütedair Davada : 25-6-1935 tarihinde mahkemede bulunmanız için 26-5-935 - tari- hinde Tan ve Ulus gazeteleri vasıtasile yaptlan ilânla davet e- dildiğiniz halde gelmediğiniz veya bir vekil göndermemiş ol- duğunuzdan verilen gıyap ka- rarının yene ilânen icrasına ka- rar — verilmiştir.. Muhakeme 19-7-935 saat 9,30 a bırakılmış- tır, Gelmeniz veya bir vekil gön- dermeniz aksi halde muhakeme- ı ye gıyabınızda devam olunacağı bildirilir. (3736) Denizden Uzaklaşı- yoruz! Tanıdıklarımdan birine : — Bu yaz bir yere gitmiyecek misin? diye sordum. İyi ki sor- muşum, bana güzel bir konu (mevzu) çıktı. Tanıdığım, içini çekerek söze şöyle başladı: — İyi bil ki, Kasımpaşa ve E- | yüp te dahil olduğu halde, İs- tanbulun hemen her yeri, say- fiye olabilirdi. Bir sayfiyeden a- ranan bütün meziyetleri, dört çevresi denizle kuşatılan İstan- bulun neresine gitseniz, bulabi- lirdiniz. Eğer İstanbul şehrinin mahalleleri, havadan, güneş- ten mahrüm ise, bunun haşlıca sebeplerini ötede! hir tan zimindeki görgüs K de, aramalıdır. Yoksa, rusu, İstanbulun her köşesi, y kış “safayı hatırla,, oturulma- ğa elverişlidir, Şehrin Boğaza, ve Halice doğ ru uzamış olması, yazın saf ve temiz hava bulmak ihtiyacın - dan değil, denizle kucak kucağa yaşamak isteğinden doğmuştur. Bt yerlerin vaktile bayındır- laşmasının sebebi de budur. Ge- rek Bizanslılar devrinde, gerek Osmanlılar çağında, zevk - ehli- nin gözleri ve gönülleri Boğazi- çi ile Haliçte idi. Kadıköyle Adalar, nihayet birer manastır olmak mevkiin - den ileri geçememiştiler. Çünkü, buraları, denizle ko- yun koyuna ve kucak kucağa ya | şamak imkânını veren yerlerden | değildi. Bilmem hatırlar misın; | eski tapularda bir “lebi dery: kaydı vardı. Lebi derya, y denizin dudağı!. Ne yazık ki de- nizin düdağı, yavaş yavaş biz- den uzaklaşıyor. Kıyı yolları ya pılmağa başladığı gündenberi, Büyükdere, Sarıyer, Tarabya, | Emirgân “lebi derya,, da birer köy olmaktan çıkarak şehirleş - tiler. Halbuki Boğazın bütün zevki, lebi deryada oluşunda i - di. İçinde oturanlara denizin bir kısmımna, sahip olmak fırsatını veren yalılar; birer ikişer göçü- yorlar, bu gidişle bir gün gelip yalnız dillerde adı kalacak. Diyeceğim şu ki, Haliç çok - tan ölü... Boğaz desen, o da yan lış gcdbirxeıjz kurban olarak, her gün gözlerimiz. önünde biraz daha ölüyor, Çünkü yeniden yalı yaptır - mak yasak!, Eskilerin çoğu otu- tulacak Ribi değil. Sorarım sana: denizi bir te - peden Seyretmek zevki için, söz gelisi Kabasakaldaki evini bıra- kıp Kanltcaya kim gider? Yaz- lığa Çıkmaktan maksat, denizi uzaktan görmek değil, denize kavuşmak, denizle yanyana, du- dak duüdağa yaşamaktır. Ş:hı_rlînin bu isteğini şehirci- lik mütehassıslarından sözüne değer Verilen bir zat ta haklı bularak Boğazın Anadolu yaka- | sı kıyi Yollarının geri çektiril - mesini tavsiye etmiş diye duy- dum. Her halde Boğaza sokulan bu levanten zevksizliğini kökün- den kazımak lâzım. Bunun için de ilk iş olarak belediye yapı ve yollar Kanununu — değiştirmeli! Yoksa, bir gün gelecek, İstanbul 'KENDiİ KENDiMiİZE Ç di BOŞUNA Bir eski masal vardır. Kuş adamları çekistirmak-öçie-antâtir du- yurlar” Bir adama ördek dedikleri zaman | kızarmış. Bir gün onyn da bulunduğu bir yerde birisi göğe bakıp: — Hava bulutlandı... Demiş... Ördek lâfına kızan adam da bu sözü söyleyene bir şamar aş- > ve izah etmiş: — Buluttan yağmur yağar: yağ- murdan göl olur; göle ördek İner.. Şu balde sen bana ördek dedin. Böyle değilse bile buna benzer kuşkulanmalar, bizim idare adamları- mızın çoğunda vardır. Bir küçük şeyi kritik etmekle, onun şahsına hücum edildi işkili doğar. Halbuki istenen şey, ilişilen o nokta- nın düzelmesidir. Herkes bilir ki; bir gazeteci kritik cttiği işin başında du- ran adamın yerine geçemez. Onun çe- kilmesile hiç bir ilişiği ve faydası yok- halkı, “lebi derya,,yr bünle seyredebilecek. S. G. Emlâk bankası Cevap veriyor Geçenlerde, bir emlâk meseksi do- Tayısile bir okuyucumuraa bize bildir- diği şikâyetini bu sütunlarda yazmış- tık. Emlli-ve Eytam Bankası İzmir şubesi, neşriyatımızla yakından alâ- kadar olmuş ve tetkikat yaparak neti- ceyi bildirmiştir. Aldığımız mektup aynen şudür: * Sayın gazetenizin 16-6-1935 ta- rihli nüshasnın 4 üncü sahifesinde İzmir Emlâk Bankası başlığı altında Bayan Sıdıka ve Meleğin İrzmirde Bankamıza ipotekli evlerinin takuiti- ni ödemeği biraz geciktirdiklerinden kendilerine haber verilmeden mülkle- rinin satılığa çıkarılarak mağdur e- dikdikleri hakkında — bir fıkra görül- müştür. Mesele Genel — direktörlükçe tet- kik edilerek hakikatin aşağıdaki çe - kilde olduğu anlaşılmıştır: Bayan Sidıka ve Melek 14-5-1980 tarihinde Bankamızdan beş sene müddetle aldıkları 2.000 liraya evle- Tini ipotek etmişlerdir. 15-0-1933 ta- Kuşkulu | ATIYORUZ PARKLARIMIZ, BELEDİYEMİZ FAZLA SÖZE NE HACET ?..: Ne Dersiniz? KUŞKU! kur.. Meselâ. Şu €kmek meselesi.. Her kes ekmeğin ucüuzlamasını- istiyor. Çünkü bugünkü fiyat hayli zamandır ekmeğin varamamış olduğu bir yük- sekliktedir. — Neden inmiyor? diye de sorup duruyoruz... B eee meği tüt . 4 haklıyız, ekmek daha ucuza satılabi- Tir. Bundan tutturup işi şe veya bu makam aleyhina sanmanıcı yeri ve fay dası yoktur. Gerçi bütün bu yazıları" türlü türlü tefsirlere uğratarak ondan çıkamıyacak kadar aykırı mânalar çı- karmaya çalışan huysuzlar vardır. Lâkin bu huysuzların o densizlikleri- ne kulak asmamak her makam sahi- binin ilk işi ve baş dinçliğinin birinci sigortasıdır. Biz böyle düşünüyoruz, Siz ne dersiniz? rihinde durumları daralmış çi Pü- tün müşterilerimize — yapta£! gibi bunların da geri kalan P-Şları beş se. ne müddetle uşatı-ağtı. Yeniden ya- pılan taksitlerid vadelerinde ödeme- biklerina-» kendilerine 28-4-934 ve 16 U-934 tarihlerinde ihbarname gön- derildiği halde buna — da cevap vere meyince 8-8-934 tarihinde icra vası- tasile ihtarname göndermek mecbur riyeti hasıl olmuştu. Bunun üzerine borçlular 30-9-934 wlhımd’d:ı bi miler tar para öde we a) aya lira we w:ılıhüı etmişlerdir. Mayıs 1935 taahhütlerini yapmadık- larından tekrar icraya baş vurulmuş- tur. Bunu üzerine 11-6-035 tarihinde taahhütlerini yaptıklarından 13-6-935 tarihinde de İcra durdurulmuşdur. Yukarıdaki izahat — gösterir - ki, herkes için olduğu gibi bu borçlula- ların da borçlarını ödeyebilmelerine İzmir Şubemiz çok müsait davran- mış ve taahhütlerini yapmamalarına karşı uzun müddet harekete geçme- miştir. Darda bulunan ve doğru ha- reket eden borçlular hakkında ban- kanın merkez ve - şubelerinde müm- kün olan bütün kolaylıklar - fazlasile yapılmaktadır. Bu izahatın sayın gazetenizin ilk çıkacak, nüshasının ayni sütununa ge- çirilmesini saygılarımızla dileriz.,, KUÇUK İLANLAR | 3 LIRA—Tuvalete ve ıtriyata alt her ne yapMak İsterseniz herkesin yapa- bileceği şekilde formülünü yazar gönderirim veya öğretirim. Sonfen lâboratuvarı, Kadıköy rıhtım 76. 4930 ... SATILIK HANE, KIRALIK DUKKAN — Şehzadebaşında Leta « fet apartımanı yanında 15 numarada sekiz oda, iki sofa, bir mutbak, bir kuyu, elektrik Vve Terkos tesisatını bavi bahçeli ahşap hane acele satılık- tır. İçindekilere müracaat. Mahmutpaşanın —üst başında ke » mer yanında 2 numarada, her işe el- yonundan: siltmesi yapılacaktır. Parasız verilebilir. verişli dükkân ehven icarla kiralıktır. Talibi yukarıdaki haneye müracaat edebilir, 5054 Gümrük muhafaza genel komu- tanlığı İstanbul satınalma komis- Gümrük Muhafaza Teşkilâtı için 1200 çift siyah vida- la fotin kapalı zarfla 20-7-1935 cumartesi saat 11 de ek- 2 — Tasımlanan tutarı 6120 liradır. 3 — Evsaf venümünesi Komisyonda görülebilir ve 4 — İstekliler yüzde 7,5 tutağı olan 459 liralık vezne Mmakbuzu veya Banka mektuplarını teklif mektuplarile birlikte saat 10 da Komisyona vermeleri, (3733)