David Rizzio ve hainane br surette, katil edildiği Iskoçyada Halyrod şatosu Onun gözüyle bakılınca kato- fiklik dinsizlikle müsavi bir şey- di. Kraliçe bu adamı yola getir- mek için tevessül etmedik hiç- bir tedbir bırakmadı. Ona biraz daha geniş ve hür düşünmesi için müteaddit fırsatlarda tavsi- | yelerden geri durmadı. Fakat hepsi beyhude! Kraliçenin ken- disi katolik olmasına rağmen John Knox ile mülâkatlarında son derece soğuk kanlılığını muhafaza eder; ona yalnız nasi- hat vermekle iktifa ederdi. Halbuki kraliçe olması itibariy- le bu kadar yumuşak ve zayıf davranması da münasip değildi. Esasen aralarındaki anlaşamaz- lığın neticesine tâbi birçok şey- | ler vardı ki bunlar, ergeç patlak | verecek, kraliçeyi belli olmıyan bir akıbete sürükliyecekti. Çekilen ıstırap Bu mülâkatlarda David bu- Tunduğu zamanlar kraliçe kendi- sini rahat ve salim hissederdi. Sesiz ve sadasız John Knox ile kraliçenin münakaşalarımı dinli- yen David'in gözlerinde Mary Etuart: raba iştirak ediyorum,, diyen bir ifade okur ve sükün bulur- du. Bütün insanların; kendi er- kek kardeşinin bile tahta çık- mak için kendi aleyhine dönmek üzere bulunduğunu bildiği için, aleyhine yapılan entrikalardan | tamamiyle haberdar olduğun « dan David gibi saf ve dürüst bir insanım hakiki dostluğu ona ne büyük manevi bir kuvvetti. İlk geldiği gün önünde yerlere se- rilen ne kadar iki yüzlü varsa şimdi iyi huylu kraliçe aleyhine dönmüşler, ona düşman olmuş- lardı. Elisabeth'in ne kadar kuvvet- K olduğunu David'den daha iyi takdir eden yoktu. İngiltere kraliçesinin İskoçyada olandan bitenden günü gününe haberdar olduğunu, Mary Stuart'ın sara- yında hiçbir şeyin sır olarak kalmadığını David pek âlâ bili- yordu, Kraliçenin hayatı husu- siyesi hakkında her türlü uydur- ma ve doğru haberlerin yeme - den, yutkunmadan kraliçe Eli- sabeth'e bildirildiğini ve zeki kadının da plânlarını bu malü- mata göre tertip veya tebdil et- tiğini çok âlâ bilen David, git- gide Mary Stuart ile daha sen- Hi benli olmağa başlamıştı. Kra- liçe için yapmıyacağı hiçbir fe- dakârlık, hiçbir şey yoktu. — DAVİD RİZZiO VE | Sabaha Kadar Eğlenceler Ve Musiki Alemleri.. 'Tarihin En Büyük Aşkı Bütün İnsanlar Hattâ Kendi Erkek Kardeşi Bile Onun Tahtına Göz timdat etmeğe başladı, Kendini kaybetmiş bir halde ilânı aşk eden Chastelard'ın yalvarmala- rına kulak asmıyan kraliçenin imdadımna ilk yetişen Mary Se- ton olmuştur. Vaziyeti bir hamlede kavrı- yan Mary Seton kraliçeye sü- künet tavsiye ederken Chaste- lard'a da lânet ediyordu. Her ne pahasına olursa olsun bu vak'ayı bir sır olarak saklamağı düşünürken, birdenbire kapı açı- larak içeri kraliçenin erkek kar- deşi Moray girmesi üzerine va- ziyet büsbütün idare olunmaz bir şekil almıştı. Tarihçilerin hepsi de kraliçe- nin kardeşine derhal Chaste- lard'ı öldürmesi için emir verdi- ğini yazarlar, halbuki Mary Se- ton böyle bir akıbetin fecaatini | sükünetle izah etmemiş olsaydı kraliçenin yatak- odası Fransız şairinin. kanı ile yıkanacağına hiç şüphe caiz değildir. Maama- fih Moray soğukkanlılığını mu- hafaza etmiş; muhafızları uyan- dırarak miskin herifin kraliçe - nin odasından sürüklenmesini emretmiştir. İdam kararı Birkaç gün sonra Chaste- | lard'ın mahkemeye verilmesi kraliçenin büsbütün izzetinefsi- ni rencide etmişti. Her ne kadar miskin herif idama mahküm edildiyse de Mary Stuart'e âşık olan adam idam sehpasına çık- maktayken, kraliçenin aleyhin - deki dedikodular da memleketin en ücra köşesine bile yayılı- yordu. Mütekebbir Fransız şairi cel- lâdın önüne giderken kılını bile kıpırdatmadı. Uzakta kraliçenin sarayını göstererek: “Ben dün- yanın en güzel fakat en zalim kraliçesine elveda derken, kanı- mın onun uğrunda dökülmesin- den bile bir haz duyuyorum,, diye bağırdı ve gözlerini kapr- yarak cellâdın önünde diz çök - tük —— Bu vak'aların cereyan etmek- te olduğu zamanlarda Rizzio gitgide daha ziyade kraliçenin itimadını kazanıyor; artık dev- let esrarını Mary Stuart ondan gizlemiyordu. İtalya, Fransa ve İspanya ile kraliçenin bilcümle muhaberatı onun tarafımdan okunuyor, ter- İtalyan ahengi İskoç musikisine İtalya ahen- gini sokmrya muvaffak olan Da- vid, Orlando Lasso ve Palestri- na gibi üstatların besteleri kili- selere kadar yol bulmuştu. İşte tam bu esnada çok büyük bir fe- lâket baş gösterdi. Birkaç za - mandanberi Fransada bulunan Chastelard avdet etmişti. Onun da bulunduğu bir ziyafette, her Şşey unutulmuş musiki ve neşe hâkimdi. Uzun ve yorucu bir geceden sonra da yatağına çe- kilen kraliçe genç bir kız yor« güunluüğüu ile çabucak uyuyuver « miş, nedimeleri kendini terket « mişlerdi. Bir saat sonra fena bir rüyanın kâbusu altında uyanan kraliçe Mary yatağının yanında elini birisinin öpmekte olduğunu hissetti. Kim olduğunu anla- mağa bile hacet görmeksizin bi- çare Mary Stuart etrafından is-, cüme olunuyor ve zavallı şair bunlarla uğraşarak sabahlara Koymuşlardı kadar uykusuz kalıyordu. Frat- sızca muhaberat şefinin ölümü- nü mütcakip Rizzio'nun kraliçe tarafından bu işe memur edil « mesi onu düşmanları nazarın - da büsbütün menfur bir mevkie sokmuştu. David'i birçok şey - lerle itham ediyorlardı. Bunlar arasında en can sıkanı da sınt- fının fevkindeki mevkilere göz dikmiş bir sonradan görme di- ye tavsif edilişi idi, aamafih ne de olsa David Rizzio krsa ha- yatında kraliçeye o kadar dü- rüst bir şekilde sadık kalmıştır ki, bu her türlü sitayişin üstün- dedir. Daha ileri gidilerek Rizzio'nun kraliçeye âşık olduğunu da söy Tiyebiliriz. Fakat çok utangaç bir adam olduğu için bu aşkını dilber kraliçe Mary'ye hiçbir va kit itiraf etmediğini de kabul etmek lâzımdır. Ayni zamanda Mary'ye âşık olmanm Chaste - lard'ın akıbetine uğramak ma - nasını tazammun ettiğini de unutacak kadar budala olmıyan David bu aşkı içinde muhafaza etmekten başka çare ol na ister istemez kani yordu. Bundan başka kraliçe Mary Stuart'ın aşkını kazanmak üzere İskoçyaya gelen uzun boylu ve çok yakışıklı delikanlı Darnley ile ilk karşılaştığı zaman ken - dini ona nazaran çok biçimsiz ve küçük görmemiş miydi? Ma- amafih Darnley ile Rizzio ara- larında cok iyi bir anlaşma ze- mini bulmuşlardı. İkisi de son derece musiki seviyorlardı. Darnley kraliçenin aşkını çok Çabuk elde etti. Esasen biçare kadın kendisini resmen himaye edecek bir erkeğe o kadar muh- taçtı ki Darnley ona uzun za- man âşıklık etmek ihtiyacını hissetmemişti. Maamafih her kadın gibi kraliçe Mary'de bir erkeğe âşık olmak - ihtiyacını çoktanberi göğsü üzerinde his- sediyordu. Maamafih Darnley bir katolik olduğu için memlekette katolik aleyhtarlığını nazarı itibara ala rak kraliçe ile açıktan açığa ev- lenmek bir delilik olacaktı. Bu- nun için Rizzio ile üçü birleşe- rek bu izdivacı gizli tutmağa karar verdiler. Rizzio kraliçe « nin hatırı için Darnley hakkın- dakilş'uphclcnni ona söyleme- mişti. Bunun için de kendi hususi çalışma odasında hazırladığı bulunu- T KU MARY STUÂR V. -ip. MüMeE n K - 7« 938 Bavid Rizzlo'nın, Mary Stuart katlinden sonra: Fikri o derece porl.pn olmuşlu ki kanlar içinde yattığını gözile gördüğü halde halâ David'e ne oldu diye soruyordu. evlenme merasimine kederle do lu bir kalple iştirak ediyordu. Merasim 1565 - yılında Stir- Ting'de aktolunan izdivacın ka « nuni olup olmadığı münakaşala- rı mucip olduğundan çok geç- meden gene birkaç mahrem dostunun yardımı ile tekrarlan- | mıştı. İzdivaçtan sonra Darnley et- rafındakileri müteazzım ve mü- tekebbir etvar ve — hareketiyle darıltmakta gecikmedi. Muhak- kak ki kraliçe onu çok seviyor- du. Ona her türlü hürmet ve muhabbeti ibzalden geri dur « muyordu. Fakat buna mukabil lüzumundan fazla kendini beğe- nen Darnley ona karşı soğuk muamele ediyordu. İşte işin fe- caati Ne bu süretle başlamıştı. Darnley karısını kıskanmağa başladı. Bu yersiz kıskançlık bilhassa Rizzio'nun vaziyetini berbat bir hale soktu. Esasen kendisinin kraliçenin âşıkı oldu- ğuna dair ortada dönen dediko- Zavallı David'in cesedi kapıcının odasında, bir sandığın üzerine yatırılmıştı. Tarihte hiç bir sulikast Da- vid Rizzio aleyhine olan kadar sahici bir vesika ile tevsik edilememiştir. dular efkârı umumiyeyi onun aleyhine çevirecek kadar kuv- vetli bir hal almış bulunuyordu. Gün geçtikçe Darnley ve krali- çe biribirinden ayrı yaşamağa, biri sabahlara kadar içki ve ge - fahat âlemlerinde; diğeri de her şeye küskün bir hayat yaşama- ğa başlamışlardı. Kraliçe Mary gebe kalınca, düşmanları onun bu halini he - men fenaya çektiler. Çocuğun asıl babasının Rizzio'dan başka bir kimse olmadığına dair en âdi sözler uydurdular. İşin en fenası da bu yalarıları söyliyenlerin kraliçenin gebe kalmasının kocası ile en har münasebettar olduğu zamanla- ra tesadüf ettiğini bildikleri halde inkâr etmeleri idi, 1566 martına doğru İskoçya sarayında fırtmadan evvelki sü- küna benziyen bir — sessizi cansızlık hükümferma idi. Biri - birlerine zıt partiler arasında bile sanki anlaşmışlar gibi bir hal vardı. Martın 9 uncu gecesi kralice sofrasında birkaç asil lord ve David Rizzio olduğu halde ye- mek yiyorlardı.Oda küçük oldu- ğu için herkes biribirine çok ya- kın oturmuşlar ve son zaman- larda düyulmadık bir tarzda dostlar arasında derin bir sami- miyet vardı, Yemeğin sonlarına doğru kapı açılarak içeri uzun boyu ile Darnley girdi. Sessizce gelen bu zairin ayak sesleri bile duyulmamıştı. Yüzü her zaman- ki gibi çatık olduğu için evvelâ buna kimse aldırmamıştı. Fakat bilâhare kraliçenin yanıma otu- rarak bir an sonra dışarda kılıç ve makmuz sesleri duyulduğu zaman işin ciddiyetini herkes id- rak etmiş fakat yapacak bir şey olmadığını görerek kapıda Rut- hoöven'in iriyarı vücudunu seyre dalmışlardı. Kılıcmı kmmdan çıkarmış, arkasına da George Douglas'ı alarak kapıyı kesmiş- lerdi. Arkalarından başkaları - nın da gelişi gösteriyordu ki iş hakikaten ciddi idi. Kraliçe son derece hiddetli bir tavırla Ruth- ven'e bu terbiyesizliğine saik :iılm sebebi sordu. Küstah he- değiliz kraliçe hazretleri. Fa - kat şu miskin David ile halledi- lecek kısa bir hesabımız var,, dedi. Bu tahkiramiz sözlerin mana- sını da bir kere kraliçe kocası olacak sarhoş Darnley'deri sor- dü. Fakat malümatı olmadığı | cevabını aldı, (Arkası var); ASA dealaa a LaneameeaRbEman n