—0.-6.535 -e vTın Otomobilciler, Şoförler Savfası Taksi Otomobilleri Tehlikede Ötomobil _fsrafının Önü Alınmazsa Bu İşin Sonu Kötüdür İstanbul taksiciliği, büyük teh likeler geçiriyor. Otomobil işie- tenlerin, şoförlerin ağızlarını bi çak açmayor. Her hangi bir şoföre; yanılıp da: — Nasıl işler? Diye sotacak olsanız, bir fağfur kâsesine do- kunmuş gibi, her dokunuşta bin ah dinlersiniz ; — Sorma, bayım.. Benzitt a- teş pahasına.. Vergiler ağır.. Hele plâka vergisinden göz aç- tığımız yok! En kötüsü, o eski hovarda müşteriler kalmadı. Otomobille rin dolaştıkları alan, köprünün iki tarafında 6 -7 kilometreyi geçmiyor. Bunlar — yetmiyormuş gibi, halk taksi ücretlerini yüksek buluyor. 60 kuruşa gidilecek ye re, 40 kuruş, bazen de 30 kurluş teklif ediyor. Hele gece zammı vermeğe hiç yanaşmıyor. Biz de he yapalım? İşsiz oturmadansa benzin parasını çıkarmağı daha hayırlı buluyoruz. Hâsılı işler berbat... Böyle gi derse, yakmda topumuz birden, taksileri, mezarlığa gömeceğiz!,, Şoförler, bu şikâyetlerinde Haklıdır. Sabah karanlığından gece yarılarına kadar, her adım | da bir belâya uğramak tehlike- sile karşı karşıya, dişlerini tır- naklarına takarak çalışan bu za vallırlara acımalıdır diye düşünü yorduk. Fakat, son aylar içinde piya- sanın tekrar bir otomobil istilâsı na uğradığını görünce şaşırdık. Bu perhiz ne, bu lâhna turşusu nedir? Şoförlerin dedikleri doğ yetse, bu yeni, bu pirrl piri mobiller nasıl ıııuvor da, masz- raflarını çıkarabiliyorlar? İsin içyüzünü öğrenmekte ge cikmedik: Otomobilcilerin bize verdikle Ti hesaba göre, bir taksi otomo- bilinin kazancını yutan en bü £ yük masraf, yedek parçalar ve tamir masraflarıdır. Tkside iki sene çalışan bir otomobil, umu mi gelirinin yüzde yirmibeşini bu işe verir. İşte işin sır kalan tarafı budur, Bir kaç sermaye - dar grup, hem memleketin, hem de esnafın zararma olarak piya saya yeni otomobiller sevket - mektedir. Bu grup, her yeni mo del çıktıkça, yirmişer otuzar ta- ne getirterek işletmeğe başla - yorlar. Ve başlangıcın parlak kazancımı kendilerine ayırarak tamirsiz çalışamıyacak hale ge - lince, ağır faizli ve müvazaalı bir takrm senetlerle esnafa dev- Tediyorlar bu otomobilleri... Zavallı esnaf, hala kullanmış arabalardan kazanç bekler, du- | rürken sermayedar grup bu se- fer de, bunların karşısma, daha yeni modelde otomobilleri çıka- — | lan takyitlere göre, piyasaya çı | zın aldığı resimde görülen şe - rarak piyasayı tekrar ellerinç al- makta gecikmiyorlar. Küçük esnaf, her gün bir baş ka arızast çıkan otomobilleri, kıra sara çalıştırarak, bir yan - dan bu patronların gicir. gicir arabalarına rekabet etmeğe, bir | yandan da faizli borç ödemeğe çalışıyorlar. Üç sene evvel, belediye dişten telâşa düşmüş, ve teksi otomobilleri için bir talimatna- me hazırlayarak bu kör dövüşü ne mâni olmağa çalışmıştı. Talimatname otomobil reza - betini ortadan kaldırmak için şöyle bir şey düşündü: Bütün | otomobil, hep bir biçimde ola - caktı. Talimatname tatbik edildi ve gerçekten faydaları da görüldü. Fakat talimatnamenin ası! ru hu, yeniden taksiye çıkarılan o- tomabiller hakkında idi., Konu - bu gi kacak otomobiller, fotoğrafşımı kilde, landone olacak; yani ye- rine göre, hem açık, hem fayda- rine göre, hem açık, hem kapalı olarak kullanılacak, nikelâj ak- Bir şoför yana yakıla şunları anlattı: Bir aralık doktor Mazhar Os- man: — Şoförler delidir! BöÖz ortaya attı. : Ondan sonra, sağdan soldan | bu zavallı, himayesiz meslek; er- babına tarizler başladır — İçlerinde esrarkeşler var! Caniler var! Meczuplar var! Bütün bitaraflığımızı ele ala- rak söyliyebiliriz ki, bu rivayet- leti ortaya çıkaranlar, şoförlere haksız iftiralarda bulunuyorlar- dı. Aralarında pek çok tahsil gör müş gençlerin, zabitlik etmiş kimselerin de bulunduğu şoför ailesi, memleketin en mazlüm insanlarının bir araya gelmesin- den doğmuştur. diye bir Son sene içinde, bir tek şofö- rün, delirdizi kaydedilmediği gibi esrarkeşlikten dolayı, işin- den çıkarılmış bir şoföre de rast lanmamıştır. Bir kere şoförlerin yüzde alt- mışı evlidir. Evli olan şoförler- deki eve bağlılığın, pek çok ba- balara örnek olacak derecede | kuvvetli olduğunu da çekinme- den söyliyebiliriz. Evli şoför, çok çalışır, az ko- samı da gazla siyaha boyanacak tı. Bu kayıtlar, ilk günlerde, oto mobi! mürabahacılarının — bir müddet için. keyiflerini kaçır - mış ve onları düşündürmeğe baş lamıştı. Fakat düşüne düşüne bu işe de çare buldular: Yeni ve lüks otomobiller, yine eskisi gibi sa- tın alındı. Ve sözde talimatna - meye uydurulmuş olmak arkalarına hakkabaz el çabuk! gile bir siyah deri geçirildi. Mü saadesi alınır alınmaz açılacak yerler yeniden perçinlendi, ve işte hepsi o kadar.. — İstediğiniz böyle taksi de gil miydi? Buyurun.. Denilid. ze göre, be lediye bu sefer uyanık durmak maye zararlarına sebep olan oto mobil israfının her halde önü a- lmnacaktır. Öte yandan, otomo- bilciler ve şoförler kurumu da, bu hususta alâkadar makamla - ra baş vürmuştur. Belediyenin, esnaft koruya - cak bir karar vereceği muhak - kaktır. Şoföı'ü Dinliyelim ! “ Biz, ne deliyiz, ne de esrarkeşiz ! ,, diyorlar nuşur, ve zevki, bildiği saatlerde köşesinde arar. Her ne kadar, ilk günlerde, bir takım ne idüği belirsiz kim- selere de şoförlük ehliyetname si verilmişti. Bunlar, ötede beri- le sarhos işinden ayıra- evinin sıcak ola bazı vakalar gıkarıyorlardı. Fakat gitgide, bunlar kendi- liklerinden ayıklandılar. Şura « ya buraya dağıldılar. Bugün İs- tanbulda şoförlük eden gençler arasında, bir müşteriye yapıla - cak muameleyi bilmiyecek, kıt terbiyeli kimseler, yok denecek kadar azalmıştır. Ancak şu da var ki, her hangi bir yerde, her hangi bir şoförün - o da insan değil mi? - yaptığı bir kavgayı, yahut düştüğü bir yanlışlığı, kırdığı bir potu bütün şoförlere yükletmek te haklı ve doğru bir görüş sayılamaz, Şoförler, ne delidir, ne esrar- keştir, ne de kumarbazdır. Hele biz, şoförleri bile bile a- dam çiğnemek, önünü ardını kollamamakla ittiham edenlere ne diyeceğimizi bilemiyorüz. İ- yi bilinsin ki şoför de bir insan- dır ve her insan gbi şoförün de memurlardan, — müşterilerden, yolculardan insan muamelesi görmeğe hakkı vardır. Balediye nizamnamesine uymuş görünmek için kapalı hale getirilmiş arabalar dad İi Belediye nizamına uygun beş kişilik bir arabanın arkadan görünüşü 'Kimler Biniyor? tadır. Memleket için büyük ter | Uzak mesafeler arasında oto- mobil yolculuğu gide azalması şofö mobil işleticilerini gerçekten dü şündürmektedir. Son yıllarda, otomobile ancak acele işi olan- lar biniyor ve bunlar da daima en kısa yölları tercih ediyorlar. Otomobil gidip gelişleri şehir içinde, Köprünün iki tarafında 6 - 7 kilometreyi geçmemekte - dir. Bir doğrulama Otomobilciler ve şoförler ce- miyeti reisi Mahmut imzasile şu mektubu aldık: Gazetenizin 13-6-935 tarihli nüshasında (Olur şey — değil!) başlıklı sütunda, 292 numaralı otomobil sahibi Ömer tarafın- dan gönderildiği bildirilen bir mektup neşredilmiştir. Bu mektupta İstanbul'a gelen gezginlere otomobil bulma işin- deki ihtikârdan şikâyet edildiği sırada, bu işin Uçak kurumuna da fayda verecek şekilde Otomo bilciler ve şoförler kurumu tara- fından yapılmıya başlandığı, fa- kat bu teşebbüsten menfaati bozular zatın kurum idare he- yetine müracaat ederek; “Siz bu işteki bütün kazancınızı U- | çak kurumuna kaptıracaksınız. Bu işle uğraşmaktan vazgeçerse niz otomobilciler ve şoförler ku- rTumuna senede 1200 lira veri- rim,, dediği, bu teklif idare he- yetinde mevzuubahis olduğu hal de, paranın alınıp alınmadığı kendisince bilinmemekle bera- ber işin örtbas edildiği yazıl- ktadır. Halbuki iyet şu- | Pa SAT A | ları araştırmıya muhtaç olmak- Ömnerin de ha- | | kat var ki; bu smntf vatandaşlar dur: Mektup sahi zır bulunduğu içtimada mevzu- ubahis olan zatın sözle yaptığı bu teklif dinlenmiş, fakat müza- kereye değer ciddi bir mahiyeti olmadığı ve esasen daima, esna- fa ait bir hak olarak müdafaa ve muhafazası icap eden, gezginle- re otomobil bulma işinin kuru- ma maktuan temin edilecek bir bedel mukabilinde şu veya bu şahsa ihale edilemiyeceği pren- sip olarak tesbit edilmiş, bunun- la beraber bu hususta bir karar verilebilmek için teklifin yazı ile teyitedilmesi lüzumu kendisine | bildirilmiştir. Fakat bu tebliğden sonra ne yazı ile ve ne de sözle bu teklif tekrar edilmemiştir. İşin bu kısma ait teferrilatını yakmen bilen mektub sahibi Ömer bu işin nasıl olup da ört- bas edildiğini de pek iyi bilir. Seyyahin şubesinde müteşek- kil bir komisyonun hükümeti- miz namına bu işle meşgul ol- maya başladığı resmen bildi- rilmesi Üüzerinedir ki; kurum, esnafa ait olan bu hakkın gayri mes'ul ellerden alınması işi üze- rindeki çalışmalarını muvakka- ten durdurmuş bulunuyor. Bi- naenaleyh; iş örtbas edilmiş de ğil bilâkis resmi kanallara inti- kal ettirilmiştir. Otomobil Döşeme- lerine Kılıf Geçiyor! Deri Üstüne Keten Kılıf, Kaş Yaparken Göz Çıkarmak Olur Belediye nizamnamesine uygun olan açık bir araba (şotör yanında muavin yeri yoktur)| Başka memleketlerde böyle midir, bilmiyoruz. İstanbulda belediyenin en çok uğraştığı | konulardan birisi de taksi oto- mobilleri ile şoförleridir. Şoför- ler mi haşarıdır, otomobiller mi tek durmazlar? Yoksa memleke- timizde faaliyetleri yeni başla- dığı için bunlara karşt umumi bir yadırgama mı vardır? Bura- la beraber göze çarpan bir haki- haddinden fazla sıkıya konulu- yorlar. Misal olarak şoförlerin şikâyet ettikleri kılık işini gös— terebil: Bütün otomobil döşemelerine geniş kılıf geçirilmesi her nasıl- sa talimatnameye sokulmuş bir maddedir ve ilk bakışta hiç de fena bir şey değil gibi görünür ama, döşemeleri kumaş veya ka- difeden olanlar için. Maroken döşemeli bir oto- mobile keten kılıf koydurmıya kalkılırsa bunun sebep ve hik- metini ne ile izah etmeli? Kumaş kirlenir, tozlanır, hat. ta münasebetsiz mahlüklara yu- va olabilir. Bütün bu ihtimalle- ri önlemek için üzerlerine arada sırada yıkanabilecek birer kılıf geçirmek doğru olabilir. Fakat, bu mahzurlara karşt gelmek bakımından kılıf bile de- ri kaplamalara göre geri bir ted birdir. Deri kaplama ıslak bir bezle silindi, hele arada strada cilâlan- dı mı, mesele kalmaz. Böyle ol- duğu içindir ki tren, tramvay va- pur gibi umumi? nakil vasıtala- rında da deri kaplamalar kılıfsız kullanılır. Bu kadar açık bir ha- kikat meydanda dururken deri döşemeli taksi otomobillerine kılıf geçirmeğe kalkışmak bil- mem ne dereceye kadar yakışık alır, Belediye nizamnamesine uygun kapali araba..