Y —HER DEÇ Çok Gezen? - geeti FiLiPiN... İÇTEN iÇE KAYNAYAN ÜLKE... ) | Filininde Ocak Sevgisi. Halk İsyanı. Filipinliler Ne Düşünür , Nasıl Yaşar? FENERBAHÇE-SERVET MAÇI MÜNASEBETİLE “Kuvvetli Takımlara Yenilmek- ten Korkmuyor musunuz ?,, Diyenlere Verilecek Cevaplar... Acizi,Herkes Yener, Üstünü Yenmek Lâzımdır ! aa aat Denra el manimer? Üedanraner Ü asa aa U Fenerbahçenin 27 inci yıldö- nümü günü İsviçreli “Servet,,le karşılaşmasının memleket fut- bolu bakımından temin edeceği faydalar hakkında yazdığım dünkü yazı üzerine, bazı spor- Filipinli bir kadın Eskiden Amerikalı bir ilbay, Filipin meclisinden — esirlik ve ve senatörleri adaları idare eder ler. Amerikalı ilkayın açık bir Cular, şu suali soruyorlar: D ürük takımların getiril- Mesi Aaleyhinde bulunuyorsu- huz, Fakat kuvvetli takrmlar &etirilince bunlara yenilmemiz- den korkmuyor musunuz?,, köleliğe karşı bir kantın geçirt- mek istemişti. Filipinliler bu kanunu reddederken şu sebebi gösterdiler: Böyle bir kanun çı- karmak esirlik ve köleliğin bir suç olduğunu kabul etmek de - suiistimalde müdahaleden baş - ka hiç bir salâhiyet yoktur. Amerikanın tesiri 35 senedir Amerikalıların tat- bik ettikleri kültür. — programı, Bu soru, ötedenberi hemen r maç sonunda çıkan vaziyet- €ere göre, türlü türlü muhake- Hıclere uğrayan bir sorudur. 'Bir ecnebi takıma yenilince kı- Yamet koparan insanlar mı hak- l, yoksa bir ecnebi takımı ye- Hince sevinen, coşanlar mı ? ,, eselenin özü budur. ,, Bence, sporda, yenmek ka- dar yenilmek te tabiidir. Dün- Yanın en yaman şampiyonu, bir kısım halkın biraz ingilizce öğrenmesine vesile olmuştur. Fakat 35 senedir Amerikalılar taoyu tao olmaktan kurtarama- | mış ve illustradonun egemenli- ğini yıkamamıştır. Halk isyanları Filipin'de arasıra halk isyan- lart olmuştur. — 1931 de yetmiş kadm ve erkek azımtişlar ve Fi- lipinli iki sübay ile üç polisi öl- mektir, Bu hâdise, Filipin'i idare e - den sınıfın zihniyetini göster - meğe kâfidir. — Ancak bununla Filipinlilerin basit düşünceli kimseler olduğu zannedilmeme- lidir. Onlar dünyanın en kurnaz politikacılarındandır. Filipinli - ler tecim — ve endüstriye zihin yormazlar, fakat politika ma - nevralarında çok yüksektirler. 16 Haziran Pazar günü Fenerbahçe ile karşılaşacak olan İsviçre şampiyonu “SERVET” takımı o DEm m— rak çıkan oyuncularımızın maç- ları olmalıdır. v ğ ü : Bütün bu mülâhazalarla, ku- Yüksek sınıf ve halk | dürmüşlerdir. Sonra hükümet mxogl—'ıî"wî b:ıî“g:: Ki lüplerimizin daima kendilerin - Orada illustrado denilen yük- | binasını yakarak kadastro def - Maması dıg S yrnammı isîbe'u'n Ö: den kuvvetli takımlarla çarpış- | sek smıf Filipinli dikkate değer | terlerini yok etmişlerdir. tü kındisidiı?oçünkd spor, öz t maları faydalıdır. Çünkü böyle | bir tiptir. Tao denilen halk ta - ABaşka.bu' isyan da bir çok Hüküstile, rekora 'elle etmek, z çarpışmalarla — oyuncularımız | bakasıma gelince; bunlar ya Ma- kimselerin ölümüne sebep ol - Yarışmak demektir. O halde, ”— Ka * hem iyi ve yüksek futbolu öğ- | lezya - İspanya, yahut Malez - | muştur. Bir kabile reisi &debiyeti garanti etmiş bir renir, büyük maçlara alışır, Dıştan gelen tehlike göndererek ilk iş olarak güm « rükleri kontrol altına almak ve nihayet orayı müstemleke yap « mak istiyeceklerdir. hem de Türk Milli takım- 'nın aynı zamanda anasırı olan bu gençler, yarınki Milli takım , maçları için daha iyi hazırlanır. Bu bakımdan da kuvvetli takım- Sporcunun, yüz binlerce insa- fun ileriye atılış hamlelerinde Öülerine dikilmiş duvardan ne farkı olabilir? Spor, yenmek ve Yenilmektir, daha doğrusu yen- Filipin için en büyük tehlike | içeriden ziyade dıştan gelebilir. Çünkü 1918 senesinde idare ba- şında bulunan yerliler (Filipin Bank) ı vasıta yaparak spekü - Amerika ne yapacak ? z alağizar pi eat l laı:ka karşılaşmanın — faydaları lâsyonlara girişmişler, hğkü -| İşte Amerikalıları düşündü - GETE içti e y ârdır. Tet Hnilerdi A iş nırh:f içinde olma ihtirası: Gtre Penerbelçenin E2E | meti iflâs ettirmişlerdi. Sonra | ren budur, Filip'nden büsbütün sporu ılerletebilir, gelişe ğ Sporun gayesi bu olunca, bi- 1M takımlarımızın da, yenme- lı__n gibi, yenilmelerini de tabif 8örmek lâzım gelir.Tabii görme 8€ başlayınca ise, her münase- etle değil, fakat yerinde kıya- Met koparmak veya yerinde Amerikalılar 30 milyon dolar borç verdiler. — Fakat bugün iş başında olanlar gene eski adam- lardır. Gene eski duruma düş - miyecekleri belli değildir. Bu sefer de Japonya, İngiltere, Fransa veya başka bir ulus borç para verecek, Filipinliler para - vez mı geçmelidir, yoksa höyle bir vaziyette onları himaye im?! - etmelidir? Diyorlar ki, Filipinliler stva « sada o kadar kurnazdırlar kı A- merikalıları kandırıp hem hi - maye edilmenin, hem de gere kendi keyiflerine hareket etme. disinden çok kuvvetli “Servet,, le çarpışmasını memnuniyetle karşılamamağa sebep yoktur. Gönül ister ki, hem bu kuvvetli takımın güzel ve yüksek oyunu- nu görelim, ve belki, kimbilir, takımımızın iyi bir gününe rast- lasa da, üstelik, onu bir de yene- Servet'in en değerli oyuncusu toşmak gerektir. Bir Türk takımının, kendisi- he üstün ve üstün olduğunu bi- i€rek ve sırf temasından fayda Umarak karşılaştığı bir takıma Yenilmesi bizi asla müteessir et- Memelidir. Netice ne olursa ol- Sun,öyle bir temastan faydalan- ğımız derece, futbolcularımız kendilerinden daha değerli fut- | Bolcularla karşılaşmaktan fazla Öğrendikleri nisbette — mem- hun olmalıyız. Sonra, her ba- kımdan, kendimize üstün bir ta- kımı yenersek, coşkunluğumu- Zün artması da yerinde olür. Çünkü bu, bize, o kadar kuvvet- li bir takımı yenecek haje geldi- Bimizi,daima olmasa bile hiç ol- Mazsa o maç günü o kuvvet ve dreti gösterdiğimizi gösterir. lavya maçlarında böyle olmadı M? Bekirin de sol iç oynadığı bir maçta Slavyayı beş golle Yendiğimiz gün,halkın o coşkun Ve taşkın sevinci ve o galibiyet rine memleketin her tarafın- dan kulüplere yağan yüzlerce Lebrik telgraflarının - bolluğu, iŞka ne ile izah olunabilir? s'_vinç bu hâdisede çok yerinde İdi; çünkü Türk takımı kendisi- he üstün bir takımı yere serdi, Ynku “Libertas”, “Apollon”, eleo “Seget” gibi külüstür €kipleri istediğimiz kadar yene- im, karşımızdakilerin değerle- Ti olmayınca, yenmemizin se- Vinci de olmaz.Nasıl ki iki Türk arka arkaya, futbola gö- Te büyük sayı farkile iki galibi- Yet kazandığı halde, bu iki mu- Vaffakiyet, kimsenin sinirleri h'hğuinde öyle coşkun denecek T tesir yaratmadı ve onları ğ'leı;x_ı:ıiek. gayet tabil imiş gibi, elâde bir hâdise olarak karşı- landı. y De.mek. hafif takımları yen-- 'ğe halk esasen değer vermi- ve belkemiği Merkez muavin LOİCHAT yor ve bunları yenmemiz ne se- yirci üzerinde bir teşvik, ne oyuncu üzerinde ilerletici bir hiz yaratmıyor. Halbuki kuv- vetli takımları yenebilmek kud- retimizi gösterince, halk, Türk takımlarının hamleli oyununa karsı duyduğu sevinci ulusal bir coşkunlukla açıga vuruyor. Diğer taraftan yenmek ve ye-, nilmek mescelesinde acı veya se- vinç duymağı her kulübün her maçma ayırıp işi çok basit- lTeştirmemek de gerek: bize milli bir sevinç veya teessür verebi - lecek olan maçlar, ancak milli takım, Türk bayrağına sarıla - Beşiktaş Ankaraya Gidiyor im! İste o zaman sevinç tam ye- rinde olacak ve Fenerbahçenin 27 inci senesi haklı,değerli, elde edilmesi güç bir zaferle, yalan- dan değil, gerçekten kutlulana- caktır— A.N.K. Fenerbahçenin Yıl dönümü İstanbul, 12 A.A. — Fener - bahçe spor kulübü başkanlığın- dan: « Geçit alayına girecek olan sporcuların 15 haziran cumar - tesi günü öğleden sonra daveti- yelerini almak üzere kulüpte bu lunmaları, Beşiktaş futbol takrmı, Anka ra şampiyonu Çankaya tarafın- dan iki maç yapmak üzere An- karaya çağrılmıştır. Bu çağrıyı kabul eden Beşiktaşlılar cuma akşamı sehrimizden hareket e- deceklerdir. Kuvvetli bir kadro ile gitme- Be çalışan Beşiktaş takımı çu - martesi günü Ankara gücü ile karşılaşacak, pazar günü de kulübile ikinci maçı yaptıktan sonra ay- nt akşam İstanbula dönmek ü - şampiyon Çankaya zere Ankaradan ayrılacaktır. Beşiktaşlı futbolcülere mu- vaffakiyetler dileriz, Filipinli bir dansöz ya - Çin kanındandır. Fakat üç yüz senelik temas yüzünden bunlarda İspanyol kanı çoktur. Her şehirde, her sokakta dük - kânların yarısı Çinlilerindir. İllustrado tecim ve endüstri ile uğraşmaz, — arazi sahibidir. Avrupa kültürü almıştır, az çok ar (güzel sanatlar) dan da an - lar. Bunlar taoya yüksek kârlar- la tobum ve para verirler. Vak- tı gelince tao kendisinden ala - caklı olan illustradoya yetiştir- | diği pirinci, tütünü çok ucuz fi- yata verir, Buna mukabil tao memnun - dur, çünkü hiç bir zaman açlık- tan ölmiyeceğine inanmıştır. Ocak sevgisi Filipin'de ferdin değil ailenin kıymeti vardır. Zengin, fakir ak- rabasını beslemek mecburiyeti- ni tanır. — Tao biraz da bundan istifade eder,. — Muhtaç kaldığı zaman — zengin bir akrabasının kendisini besliyeceğini bilir. Fa- kat zengin, hiç bir zaman faki - rin borçlarırıı affetmez . Filipin adaları İspanya'dan Amerikaya geçtiği otuz beş se- nedenberi Filipinlilerin saylav yı ödemeyince, harp gemilerini nin bir yolunu bu'urlar. ÇALINAN PLÂN —a aa %MÜSABAKAMIZIN NETİCESİ 1 — Adnan suçlu değildir. Hele Adnan'ın masası üzerin- de duran mukayyideli termo- metronun grafiğine bir bakın. Aym 2 inci çarşamba günü, ak şama doğru, hararet tahminen 18 derece imiş, fakat saat ona doğru birdenbire 3 dereceye düşmüş. Pencere o vakit açıl - mış ve içeriyi acı soğuk hava kaplamış. Öbür geceler hararet saat 11 e doğru, kalorifer sön - dükten sonra, ağır ağır düşüyor ve nihayet 6 veya 7 dereceye iniyor; saat 6 da kalorifer ya - kıldıktan sonra da yine çıkıyor. Demek ki, pencere saat 10 ile 11 arasında açılmıştır; gerek Adnan'ın, gerek kâtibin suçlu olması kabil değildir . Demek ki, suçlu ya gece bek- çisi, ya kapıcı ve yahut ki, dışa- rıdan gelmiş her hangi bir hır - sızdır. 2 — Hırsız dışarıdan gelmişse herhalde merdivenden ve bal - kondan geçmiştir. Fakat saat 16 dan, yani kapının kapanmasın- dan önce, daha ortada kar yok- ken gelmiş ve duvarın, saat 18 ile 19 arasında kara maruz kal- mamış olan bir köşesine pancur lar arasına gizlenmiştir. Orada kâtibin, makinede yazı yazdığı nı duyduğundan onun işini biti rip gitmesini beklemiştir. Son ra içeri girmiş, odada yavaşça yapacağını yapmış, sonra cam - lı kepenkten çıkıp gitmiştir. (Bu nu dışardan da — kapaması ko- laydır.) Bu üç maznundan hangisinin | asıl suçlu olduğunu bilemeyiz. AA AA ARMAĞANLARIMIZ Bulmacayı doğru çözenler arasında kura sonunda armağan kazananlar: Birinci — Yıldız, Lv. okulası 285 İ. Salman (Gümüş saat). İkinci — İzmir Tecim okulu talebelerinden 43 Özel (Karataş tramvay caddesi No 196 (Cüz: dan) Üçüncü — Galatasaray lisesi 168 Seyfi Saracoğlu (Stilo) Armağanlarınızı matbaamız dan aldırınız. i ) rYAKlNDA ÇOK | MERAKLI VE | EĞLENCELİ BİR | MÜSABAKAYA | BAŞLIYORUZ. KU AM