12 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

12 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— ankara DAFLAR 12.6.-935 Kamutayın Pazartesi Günü Tatil Yapması Muhtemel (HUSUSİ MUHABIİRİMİZ BİLDİRİYOR)| ».. Kamutay encimenleri bugün Ankara, 11 çalışmalarına devam etmişler - dir. Kamutayın nihayet önümüzdeki pazartesi günü tatili muh - temeldir. Bu münasebetle elde mevcut mühim kanun lâyihalarını Çıkarmak için, icap ederse yarından itibaren öğleden e:'vel ve #onra toplantılar yapacaktır. Fakat tatilin ne gün olacağı henüz belli değildir. Kamutayın tatil yapacağına dair Kamutay Başkanı Abdülha- lik Renda ile görüştüm. Dedi ki: — Çok işler ve lâyihalar vardır. Bunlar icin tetkikat yapıyo - Tuz. Lüzumlu lâyihaların müzakeresi bitince Kamutay tatil ya- Pacaktır |— Muallimlerin Mesken Bedelleri Ankara, 11 (Muhabirimizin telefonu) — Bugün maarif en - tümeninde kabul edilen bir lâyihaya göre muallimlerin iki sene Müddetle tecil edilen mesken bedellerinin daha iki sene müddet- vle tecilleri lâyihast kabul edilmiştir . DEVLET DEMİRYOLLARINDA Tekaütlük Maaşları İiçin Yeni Kararlar Alınıyor ».. Ankara, 11 (Hususi muhabi - Timiz bildiriyor) — Devlet de - Mir yollarına ait tekaüt sandığı Na yaptları istekle, devlet demir Yolları bütçesine ücret alarak Birmiş olan memur ve müstah- demlere bağlanacak tekaüt ve Malüliyetleri halinde malüliyet Maaşlarının ve bunların dul ve Yetimlerine bağlanacak maaş - sandıkça tesviyesi b-*t! cd'Ll CDERSLEA iştirak, ölüm, malü - liyet veya idare hizmetinden ay Tılmakla bitecektir. " Âskeri hizmetler için mezun ddedilerek ayrılanlara bir kı - y saaş verigigi takdirde san Cük aidatı kazanç ve bütçelerin amı üzerinden kesilecektir. Malüliyet veya ölümden başka Sekilde ayrılanlar sandığa tam > S€ne iştirakten sonra ayrılır Tsa kendilerine bir şey veril - "'lıyeceku'r. sene dolduktan sonra ayrıl- d'khlz( takdirde sandık mevdu- St faizsiz ve fakat esas mevdu- Şta vazedilen temettü ile bera- T tekaüt sandığındaki mev - Gvatları da faizsiz ve temettü - süz olarak verilecektir. İstifa eden veya suçlu olan memurlara yalnız kendi hissç - leri verilecektir. Sandığa ait vaziyetlerini yan Tış bildirenler zarar ve ziyan ve- recekler, ayrıca ceza da görecek Ierdu, Sandığın yapacağı yardımlar | şunlardır: 1 — Maaş bağlanınk; — 2 — Dul ve yetimlerine maaş bağlamak. Vazife başında 35 yıl hizmet gören veya 60 yaşını dolduran sandığa dahil memurlar idare taratından da tekaüde sevkedi- lecektir, Memurların tekaüde sevke - dildikleri tarihlerle tekalit edi. lecek memurların ve müstah - demlerin son aylıklarının yüz - de nisbeti şudur: 15 sene hizmet eden 35, 16 se- ne 36, 17 sene 37, (28 seneye ka- dar bir derece, sıra ile bundan sonra) 29 sene 49,5, 30 sene SI, 31 sene 52,5, 32 sene 54, 33 se- ne 56, 34 sene 58, 35 ve daha faz lası 60 lira, Devlet Demiryolları Baremi Kamutaya Geldi Ankara, 11 (Hususi muhabi- Miz bildiriyor) — Devlet de- Miryolları baremi meclise gel - Siştir. Barem 19 derecedir. lin- ;'derecede asgari aylık 601 — 00 Tiradır. Her iki senede yapılacak zam M bir senelik miktarı 667 dir. İnci derece 501—600 667 3 üncü derece 451—500 326 * üncü derece 401—450 - 306 Si 321—360 - 202,60 « (A) 281—320 - 260 7— (B) 245—2809 240 .— 280—243 233 v 177—207 - 200 z 151—166 166 Di 130—150 133 Basın Birliği dün annamesini Verdi k A'hkın, 11 (Hususi muhab'- Hi LA telefonu) — Basın birli BipeZ ınnamesile nizamnamesi ; “gğün Ankara ilbaylığına ver I"lın'r. —f“'lik ğına —Ankara lavı Falih Rrfkı Atay, baş - 1." vekilliğine Giresun say - ti I"İlkkı Tarık Us, genel sek qf"'ie Naşit Uluğ, muhase - 'Kb“ Nureddin seçilmişler - ll —. 113—129 108 I2 — 97—112 100 13— 93— 98 100 ğ aa T4— 89 100 ği 67— 82 100 16i 6i— 76 100 17 — (Ay Ss7I— 71 100 17 —(B) S3— 68 - 100 17 — (C) 49— 64 100 18 —(A) 46— 61 100 18 - (B) 43— 58 100 18 — (C) 40— 55 100 19 — (A) 37— 55 100 19 — (B) 33 48 100 _Şırem kanunu çok - uzundur. Diğer maddeler maaşların ke - silmesi vesairesi hakkındadır. Moskova büyük Elçiliği Ankara, 11 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Eski Sü Ba kanı Zekâinin Moskova büyük elçiliğine tayini kararlaşmıştır. Ankarada atlı Engel müsabakaları Ankara, 11 (Hususi muhabi- rimizin telefonu) — Bugün atlı spor klübünün engel (mânia) müsabakaları yapılmıştır. Mü - sabakalar büyük bir intizam için de devam etmiştir. Müsabaka- larda bilhassa bayanların gös - terdikleri muvaffakiyetler tak- dirle karşılanmıştır. Bakanlarkurulu Toplantısı IHUSUSİ MUHABİRİMİZİN — TELEFONU) Ankara, 11 Bakanlar Kurulu bugün saat 16,30 da Kamutayda toplanmış ve toplantı iki saat sürmüştür. Bu toplantıda Kamutayın bu devresinde acele kanun - olması gerekli bulunan kanun projsleri görüşülmüştür. Yeni Kültür Bakanı Saffet Arıkan da Bakanlar Kurulunun bu toplantısına iştirak etmiştir., Mühlet Cuma Günü bitiyor Ankara, 11 (Hususi muhabi- rimizin telefonu) — — İstanbul tramvay şirketinin Bayındırlık Bakanlığı ile olan görüşmelerin de istediği mühlet önümüzdek: cuma günü biteceğinden, ayni günde şirket murahhaslarının geniş salâhiyet ile müzakereye devam etmek için buraya gel - miş bulunmalarına intizar edil - mektedir. Kamutayda Bugünkü toplantı Ankara, 11 (Hususi muhabi- mizin telefonu)— Kamutay, ya- rın saat 3 de toplanarak - ikinci müzakeresi yapılacak kanun lâ- yihaları ile Türkiye-Yugoslavya arasında akdedilen afyon anlaş- maemın tasdiki, denizyolları tek nik birliği mükavetesine iltiha - kımız, Ankara su tesisatı için Finans Bakanlığıyle Baym- dırlık Bakanlığına verilen taahhüt izninlin uza- tılması, devlet memurları maaşları hakkındaki kanuna ek, ihtiyat zabitleri kanununun 22 inci maddesinin değiştirilmesi, Maarif Vekâleti merkez teşkilâ Kültür Bakanlığı merkez teşki- lâtı kanununa ek, pulluk kanu- nuna ek, Türkiye-Bulgaristan | arasında akdedilen ticaret an - laşmasının tasdiki lâyihaları var dır. Maamafih hükümetin lüzum gördüğü kanunların müzakere - sini Kamutayda da istemek hak kı olduğuna göre yarın ruzna - meden başka mühim kanun lâ- yihalarının da müzakeresi bek - lenmektedir . — Klavuza gelen Önergeler Ankara, 11 A.A, — Türk dili araştırma kurumunun genel mer kez kurulu, klavuz komisyonu - nun burada bulunan üyeleri ile birlikte, klâvuza gelen önegele- rin gözden geçirilmesi işine baş lanmıştır. - Dün öğleden sonra kurum merkezinde başkan Saffet Arı- kanın başkanlığında toplanıla - rak yeni çalışmaların yolu görü şülmüş ve işe başlanmıştır. Ku- rum merkezi bu toplantıya dar geldiğinden Atatürk Anadolu klübündeki kendi dairesini ge- ne bu çalışmaya vermek kayra- sında bulunmuştur. -Bugün de sabahtan Anadolu — kl toplanılarak önergelerin gözden gecirilmesine devam edilmiştir. Üyeler Kültür Bakanlığına giderek, yeni Bakan Saffet Arı- kanı kutlulamışlardır. İktısat Bakanlığının bir bildiriği Ankara, 11 A.A, — İktisat Ba kanlığından bildiriliyor: Türk ve ecnebi şirketler, &i - gorta şirketleri ve ikraz ve re - hin işleriyle uğraşan müessese - ler ve alâkadarları vekâletle o- lan işleri için tanzim edecekleri evrak ve vesaiki bundan böyle doğrudan doğruya Ankarada vekâlete göndermeleri lâzın - dır, —N KRONİK| Medeniyet Yazısı Çin hükümeti bu yakınlarda bü- tün Üülkenin nüfusunu saydırmış. Hepsi 436 milyona çıkan Çinlilerden iki yüz milyondan ziyadesi hiç okus ma yazma bilemediği için, erkek ka- dın, bütün Çinlilerin okuma yazma öğrenmeleri Jüzümu —üzerine kanun çıkarılmış. ? Ancak Çinde her şey uzün müh- letle yapılmak - kaidedendir. Çinlile- rin afyon tiryakiliğinden vazgeçme- leri için bile, herkesin — yaşma -» altı aydan iki seneye kadar mühiet verilmişti. Bunun — gibi, okuma yaz- ma öğrenmek için de üç tene mühlet Tümiş. V çin Ülkesinin büyüklüğüne göre, avuç içi denilecek kadar olan Avru- pa ülkelerinde bile nüfusu tamamı tamamına saymanın nekadar güç ol- duğunu biliriz. Bundan dolayı, Çin hükümetinin kendi ülkesindeki nü- fus gayısı diye gösterdiği 437 mil- yonu isterseniz tamamı tamamına kabul edersiniz. Bu kadar adamın arasında yalnız iki yüz milyonunun okuma yazma bilmeyip de üst tara- fının yani yarısından daha çoğunun okuma yazma bilmesine gelince, bu sayı doğru olsaydı, Çin halkının ze- kâsına gerçekten hayret etmek lâ- zımgelirdi. Onun için Çin hükümet nin bildirdiği bu ikinci istatistik sının er veya geç bir gün düzelti- İcceğini beklemek daha — ihtiyatlı olur. Çin yazı dilinin, yazılıp okuntilma- sından önce, söylenilmesinin bile ne kadar güç ve ne kadar derin bir bil- gi olduğunu şüphesiz duymuşsunuz- dur, Güçlük bu dilde kelimelerin bep tek heceli olmasından ve bayka dil- lerde olduğu gibi isim ve fiil tasrif- leri gibi kelimede değişikleri oli masından ileri gelir. Bir tek hece, yerine göre, ismin veya İlilin büti hallerini gösterir. Bu dilin şimdiki halini duyan Av- rupakılar ilkin onun başlangıcından- beri böyle olduğunu sanmışlardı. Sonradan yapılan tetkikler böyle ol- madığını meydana çıkarmıştır. Bü tetkiklere göre, eski Çin dilinde de, başka dillerde olduğu gibi ,birden ziyade heceler — olduğu anlaşılmıştır. Çin âlimleri sonradan yazı dilini söy- lerken de kısaltmışlar ve şimdiki tek heceli hale getirmişlerdir. Şimdiki nâliade Çin yazı dili — bizim eski yunancayı Öğrenmeden ona göre yehi bir terim icat etme- mize izin verilirse — adeta bir iste- noloji demektir. İstenografide her işaret nasıl bir fikir uyandıra / k Bir kelime ifade ederse, Ç li söylenildiği vakit ağızdan çıkan tel bir hece bir fikir uyandırır ve belki Çin ülkesinin yazılmıyan dillerinde başka bir türlü söylenilen bir keli- me hatıra getirir. Onun için Çin ya- zı diline yabancı bir dil demekten ri- yade bir dil hulâsası demek daha doğru olur. Zaten bu dil ifade ettiği fikirler bakımından başka dillere hiç benze- mez. Netekim başka dillerdeki ihti- yar mefhumunun Çin dilinde karşılı- ğt yoktur. İhtiyarlık fikirini uyan- dırmak için Çinli (K'i) — der ki bu, kuvvetli yemekler yemeğe - ihtiyacı olan adam demektir. Karşısındaki bununla bir ihtiyatı hatırma — getir- mezse bir de (K'ao) der ki, bu da sıkıntı ile nefes alan demektir. Bu- nunla da derdini anlatamazsa lao der, bu da yorgunluğunu — bil. k lmak anlamına gelir. Çin) zı dili ile konuşurken bunların hep- sini söyliyebilir, fakat bizim gibi ih- tiyar kelimesini söyliyemez. Söylenirken bu kadar kısa olan di- lin yazısı inadına uzundur. Çünkü inliler söylerken çıkardıkları seslere göre bir alfabe kurarak — kelimeleri çizgilerle göstermezler. Çin yazısın- da gördüğünüz içaretlerin her biri, söylenildiği vakit ağızdan çıkan tek hece ile hiç münasebeti olmıyan, bir fikir ifade eder. Dilin söylenilmesi ve yazılması başka başka şeylerdir . Netekim, bir ağaca benzediği iddia olunan bir işaret orman anlamını gösterir. Giyilecek hiç bir şeyle mü- nasebeti anlaşılamıyan bir işaret de elbise demektir, Sonra bir baltaya az gok benziyen Üçüncü bir — işaret bı- çak anlamma gelir. Elbise işaretile bıçak işareti bir araya gelirse her- hangi bir işin yahut bir şeyin baş- langıcını gösterir. Çünkü terzi clbi- se yapmağa başlarken kumaşı makas- la keser, Elbisenin astarını anlatmak isterseniz bir elbise - işaretinin yanı- na köy anlamına gelen işareti yan- malısınız. Galiba Çinde köylüler yal- nız astardan elbise giydikleri için! Bu işaretler ilk zamanlarda dört yöz şu kadar iken şimdi en az bin tane bulunduğunu rivayet ederler. Böyle söylenilen dil ile yazılan dil ayrı ayrı şeyler olup da her — fikir için ayrı bir işaret lâzım olunca Çin- deki yazı dilinin sonu bulunamıyaca- ğ şünhesizdir. İşin asel önemli tarafı şurasıdır ki, Çinliler bu yazıyı çince bilmiyenler de okuyabilsinler diye icat etmişler- dir. V: *an o bin tane işareti bir kere öğrenince, Çin diliyle ko- muşmağı bilmeden Çin yazısını oku. masına hiçbir engel olamaz. Meselâ bir Çinli bir kâğıdın üzerine bir el- bise, bir astar, bir de yırtılma işareti Şizip de İstanbula gönderse biz bu- rada onun elbisesinin astarının, yır- tıldığını kolayca okuyabiliriz, kendi- si bu hadiseyi kendi dilinde nazıl söylese bizim için hiç önemi olamaz. Yazı dilinin söyleme dilinden ayrı olmasından dolayı Çinliler bu yazıya medeniyet yazısı adını vermişlerdir. Vakıâ medeniyetten maksat konuşu- lan bir dili değil, fikir yaymak oldu- ğundan bu yazıya veriler ad hiç Ce yanlış değildir. ü y Yalnız, bir medeniyeti -öğrenebil- mek için her şeyden önce o bin ne işareti öğrenmek İüzumu gözönt ne gelince insanın medeniyetteri vaze geçmesi pek kolay olur. Çinde bile İti yüz milyon kişinin bu medeniyet yazısını öğrenemiyerek medeniyetsiz kalmış olması da o işaretleri öğren- menin güçlüğünden ieri gelmiş olaa gerektir. Onun için bu iki yüz milyon nin üç yıl içinde, Çin hi iatediği gibi, yazı işaretle: bilecekleri de pek şüphelid g Zaten Japonlar da vaktiyle kendi dillerini Çinlilerin bu medeniyet ya- zısiyle yazarken, o kadar — kalabalık yazı işaretlerini halkın hepsine öğre- temiyeceklerini anladıklarından ken- dilerine medeniyet dili olarak ingi lizceyi seçmişlerdi. Böyle yapmakla pek de iyi ettiler. Çünkü birkaç yıl içinde ingilizceyi öğrenince karşıla- rında gerçekten bir medeniyet hazi- nesi buldular. G. A, | YUNAN " SEÇİMİ (Baş tarafı 1 incide) ettim. O zaman gülerek bana türkçe dedi ki : — O halde söyliyeyim. Ben komü- nistlere rey verdim. — Ya... demek işçisiniz ? — Hayır, burada dükkânım var. İki de evim var. —O halde ?.. — Ben ne Çaldaris, ne de Metak- sası sevmem de ondan. — Venizelist misiniz ? — Hayır! — Peki plebisit olursa Cümhuri - yete mi rey vereceksiniz, karala mı? — Krala. — Neden? — Krel hoşuma gidiyor... Pek se- onra beş ön sandığa da- ba uğradım. Hepsini müşteri bekler vaziyette buldum, Güneşin batmasile beraber seçim günü bitti. Günün bitmesi ile de fev- kalâde tabı'lar, yani ( ikinci tabılar) başladı. Kral taraftarı bir gazetenin fevkalâde tab't şöyle yazıyor: (Her tarafta kazandık!) Hükümet taraftarı bir gazetenin fevkalâde tab'ı da (zaferimiz kahiranedir) diyordu. Saat sekirden itibaren neticelerin Içişler Bakanlığına bildirilmesine baş lanmıştı. Gazeteciler masalara eğilmiş ler, neticeleri yazıyorlardı. Bir me - mur, gelen telgrafları yüksek sesle o kuyordu, Bu, böylece sabaha kadar devam edecekti. Saat 2,30 da Bakan- lıktan gazeteye telelon etmek üzere çıktım. Kapıdan çıkar çıkmaz üzerime bir sürü adam yığıldı. Bunlar, netice- yi bekliyen meraklılardı. Ellerinden zorla kurtuldum ve tenha yollarda ilerlemeğe başladım. Bir köşe başın. da yanıma siyahlı bir kadın sokuldu ve koltuğunun altından bir gazete çı- kararak uzattı, rumca, birşeyler söy- Jemeğe basladı. Halinden bazı dualar okuduğu anlaşılryordu. dan dinledim, bitirdi, üzerime bir haç :,.—.ımı yaptı ve sonra ortadan kayböl: u. Sabaha karşı, günah işler gibi sos kak köşelerinde adam çeviren esrar- engiz siyahtı kadının yaptığı medir? | İmkânı yok bilemersiniz. Bu, bir din ve isyan propagandacısıdır. Bu kadı. nn elime tutuşturduğu gazete, Kli. seye, takvimin eskisini kullanmak yü Tünden isyan eden papasların gazete- si idi ve gazetede üç baş papasın ya- kında kendi hesaplarına bir Sen Sinot kuracakları bildiriliyordu.İyi bir din- dar sıfatile onlara tâbi olunması is- teniyordu. Artık hersey olup bitti. Metaksas kaybetti, Lâkin hükümet te kazandı Vüâkıa Metaksas seçimde hile olduğu- Hu, bir sürü sabte seçim vesikası kul- Tanıldığını, birçoğunun — tutulduğunu iddia ediyor ise de ne olsa aradaki rey farkı pek büyüktür, Fikret ADİL ——— Sur'ye ile sınır işlerimiz ; Ankara, 11 (Hususi muhabi- rimizin telefonu) — Güvenlik işleri genel direktörü Şükrü Şamda toplanacak olan Türki - ye ve Suriye hudut komisyonun da bulunmak üzere bir iki gü - ne kadar Suriyeye hareket ede- cektir. Genel direktörün Şamdaki va zifesini bitirdikten sonra Avru - paya gitmesi ihtimali vardır, — BİZİM KURUM! 'Tanır mışınız bizim kurumu? Eskiden adı Matbuat Cumyqıı idi. Şimdi adını değiştirdi. Bile mem tadını da değiştirdi mi? Ben bu kurumun, sanırım, en eski üyelerindenim. ( Aramız - daki bağların en zorlusu ay ba- şı verilen paradır. Bununla biz üyeliğimizi hatırlarız.)| E Son günlerde Ankarada bir (Basın kongresi) olduydu. Bi « zim kurum tabif bu kongrenin başlıca ortaklarından oldu... Sanırdım ki; oraya gidecek olan (delege) leri bizim (ku - rum) üyeleri yani bizler, seçer ve göndeririz. Öyle olmadı. Ku- Tum bürosu bizi bu zahmetten korudu ve her kümenin delege- sini kendisi seçti... Menîmun olduk.. delegeler giuııer;' orada üler, konuştular... ! Bir takım kararlar verildi. Biz ! bu kararları hep gazete sayfala. rında gördük. Gene umardım ki; her ne ka« dar biz seçmemiş olsak bile, bi- zim adımıza gidip konuşan, ka- rarlar veren veya alan delege - ler Ankara dönüşü bizi çağırır ve yaptıkları şeyleri bize anla « tır... Olmadı. Hükümet bir taraftan matbu- at işlerinde gördüğü dağınıklığı toplamak için kongre kurmağa savaşırken, bizim oraya giden delegeleri seçmemizin tarzın - dan tutun da bu delegeler dön- dükten sonra yaptıklarını bize anlatmaları lüzumuna kadar 0- lan en tabil ödevi bile hatırlaya- mayışımız beni — umutsuzluğa düşürdü. Hükümet bu deleğ' re “İstanbula dönünce görüşt lerimizi ve kararlarımızı adına söz söylediğiniz arkadaşlarını « za anlatın,, diye ihtar mı edey- di? B. FELEK İçerden tedarik edi.e- meyen eşya Ankara, 11 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Devlet büt çesi ile hususi ve mülhak bütçe ler tarafından, dahilden tedarik edilemediğinden dolayı klering veya tevazün esaslı bir anlaşma ile bağlı olduğumuz veya ikti sadi müvazene vaziyeti lehimi - ze bulunan bir memleketten ge tirilmesinde zarüret görünen ve meri hükümlere göre serbestçe ithal olunamıyan veya konten - jana tabi bulunan eşyanın çıka- rılışından evvel behemhat Eko- nomi Bakanlığından izin alın - mak şartile memlekete sokul - masına ve bu eşya için menşeine göre, serbest döviz verilmesi icap eden ahvalde siparişlerden evvel Finans Bakanlığının da muvafakatinin alınması lâzım geldiğine Bankalar Kurulunca karar verilmistir . Valiler arasında Ankara, 11 (Hususi muh-bi- rimizin telefonu) — Valiler ara sında bazı değişiklikler yapılma sına dair olan kararname 'proje- sini İç Bakanlık hazırlamıştır. Umumi müfettişlik baş müşa viri de münhal valiliklerden bi- rine nakledilecektir. —a Yağmursuzluk Muğla, 11 A.A, — İlimizin her yönünde üç aydır. yağmur yağmadı. Yazlık ve kışlık ekim geçen seneki gibi ise de yağmur suzluktan rekoltenin az olacağı anlaşılıyor. Tütün ekimi kurak- lıktan azdır. Tütünün rekoltesi de geçen seneden az olacaktır. Şimdiye kadar ilimizde 7313 hektar ekildiği anlaşılıyor. Edirne, 11 A.A. — İki hafta- danberi Edirneye ve mülhaka - tına yağmur düşmemiştir. Hal - buki ekinlerin ve bilhassa pan - car mısır ve bostanların yağmu ra şiddetle ihtiyacı vardır. Da- ha on gün yağmur yağmadığı takdirde yazlık ekinler tehlike- ye düşecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: