M | MARLEN'İN GÖZLERİ | Acaba Es_kisivnden Ku%iâli Rejisör Bulabilecek mi ? 'Artık Marlene Dietrich mes- Tela'nin dönemeç noktasmma gel- miş bulunuyor. Önündeki yo- lun üstünde iki levha var: Bun- lardan Virinde “Sizi daha büyük şöhretler? götürecek yol,, ö ründe ise “Buradan çıkılır,, ya- | zıları var. Tatlı ve cazip artist birinci yola saparsa çok yorucu, bıl rrct bir hayata atılmış olaca tır. Bu yeni hayatta acaba eski rejisörü Von Sternberg gibi onu anlıyan ve anladıktan sonra is- | tediği şekle sokabilecek kudret- te bir rejisör bulabilecek mi? —| Paramount stiırlyolanndakı! yeni maestro ile ne dereceye ka- dar anlaşabilecek? Bu işe baş- laması bize yeni şöhretler, yeni heyecanlar peşinde olduğunu | anlatmağa kâfi! Fakat bu sade- | ce bir arzu olarak mr kalacak; yoksa sonunda muvaffakıyetle | neticelenecek mi? | Marlene'in eski rejisör Von- dan ayrılmasını çok tabii bul- mak lâzımdır. Çünkü bu parlak artist artık onsuz adım atamaz bir hale gelmişti. Güzel bir ka- dmm artistlik hayatında gözü nü kırpmak için bile rejisörüne sormak ihtiyacını hissetmesi, az cok onun yalnız başına hareket etmek kuüdretinden mahrum ol- duğunu göstermez mi?.. Marlene değişmişlir Bir vakitler gazetecilere mü- lâkat vermekten bile sıkılan Marlene bugün çok olgun, çok yüksek kültür sahibi bir kadın halini almıştır. Geçenlerde şere- fine verilen (150) kişilik bir zi- yafette, Hollyvood'un en yük- | sek artistleri arasında Marle- ne'i görenler onun son senelerde son derece değiştiğini; eski | berg papa gibi hata işlemez bir utangaç, sıkılgan kadın yerine oturmasını; kalkmasını herkes- le konuşmasını mükemmel su- rette bilen ve herkese söyliyecek güzel bir söz bulan şen bir ka- dın olduğunu görmüşlerdir. Son yaptığı mukavelede Pa- Tamount müessesesi onun için ne gibi bir iş bulduğunu, hangi rolleri vereceğini tasrih etmiş değildir. Bunlar şimdilik bilin- miyor, Marlene sinirli değildir Garbo gibi tenkitlerden hiç müteessir olmıyan Marlene si- nirli değildir. Halkm onun yap- tığı bir filmi beğenmemesi Mar- Bir lene nazarında bir kıymet ifade etmez, Çünkü rejisör Von Stern insandır. Bununla beraber son | iki sene zarfında Von hiç çalış- maz; çalışsa da yaratmaz bir hale gelmişti. “Kızıl İmparato- | riçe,, baştan başa boş bir film; “Şeytan kadındır,, bundan daha manasız bir resimdir. Marlene ve Von Sternberg bu gidişle yal- nız kendilerini değil; mücssese- yi de iflâsa sürüklüyorlardı. Bunun için ayrılmalarına şaş- mamak lâzımdır. Von Sternberg - Marlene romansı Bugün biribirinden hüsranla ayrılan yıldızla rejisör biribirle- rini Ufa müessesesinde tanımış- lardır. O zamanlar çok muvaf- fakıyet kazanan (Mavi melek) filminde — yolunu aybetmiş mektep hocası Emil Jannings'e “Ben âşık oluyorum,, şarkısını söyliyen tatlı sesi kadma bu- günkü mevkiini kazandıran Von Sternberg'dir. Mavi Melekten sonra Marlene'in yaptığı bütün filmlere, bir tanesi müstesna hep Von direktörlük etmiştir. | Son birkaç tanesi müstesna bu filmlerin hepsi de son derece muvaffak olmuş sayılır. Fakat yıldızla rejisör arasın- da acaba ne gibi bir macera geç- | miş olacak ki artık yaptıkları filmlerde bile bir tatsızlık, bir yavanılık kokuyor. Bugünkü ay- rılığa sebep ne olursa olsun san'at namına bunu hayırlı bir | şey telâkki etmeliyiz. Bundan sonra Bundan sonra Von Sternberg, cazip yakıcı yıldızım sihirli ka- gınlığının tesirinden kurtularak diğer rejisörlerin yaptığı gibi daha maddi sahalar üzerinde ça- Marlene Dietrieh “ kadın şeytandır , filminde lışmak mecburiyetindedir. Bu- nun için her şeyden evvel yedi- ği sersemletici darbenin tesirle- rini azaltmak için bir müddet istirahat edecek, ondan - sonra tekrar işine dönecektii Marlene'e gelince; hiç sinirlen- meğe mahal yoktur. Paramount bir artisti sadece güzel sesli ol- duğu için angaje etmez. Kay- bettiği rejisörünü nekadar ça- buk unutursa o kadar kârlı çı- kacaktır. Yeni dost, yeni halk kazanmak için kendini yepyeni şartlara uydurmak mecburiyeti vardır. Marlene'in yeni haya- tında muvaffak olacağına şüp- hesiz nazariyle bakılabili: Hollywood'u Holiywood'da geçen aşk ma- ceralarının kimisi yazılmış, ki- misi yazılmamış bir çok safha - ları vardır ki; bunlardan hiç bi- | Ti Jack Gilbert'in mahvına se - bep olan hikâye kadar hazin de- ğildir. Çok az zaman evvel kulakla- rında alkış sesleri çınlayan, Lu- run deliklerinde muvaffakiyet kokusu tüten, — ayakları altına altin saçılan ve şen, gülen resile hepimizi şenlendiren bit artist vardı ki bugün kendini şi- fasız bir aşka kaptırdığı için a- ramızdan ayrılmış bul Bugün zavallı Jack kendi ser* güzeştini kendi — yazan bir ro « mancı gibi, onun son bölümünü tamamlamağa — beyhude yere uğraşıyor, didiniyor. Müyon - larca insanın sevdiği şen tehes- sümü, — nadiren dudak'arında görülse de, artık yaşamğa değ- mez dediği hayatla alay ediyor gibi bir his — vermekte insana! Bir vakıtlar Jack kadar hayatı seven insana, senelerce arasa - nız rastgelemezdiniz. Hlalbuki şimdi o çılgınca sevdiği hayat * tan nefret ediyor. Bugün onun- la alâkasını kesmiş, — kendisini hâdiselerin tesadüfü akıntısına bırakmış sürüklenip gidiyor. Bugünlerde Jack — kimse ile konuşmuyor. Onu görenler çok az, Bir vakıtlar Hollywood'un en şen, en güzel — artistlerinin sık sık toplandıkları evinde şim di o, yalnız ve münzevi kapısı « nın i kimsenin geçtigi istemiyor. Greta Garbo ile a: macerasmı yaşadığı, Virginia Bruce ile evli olarak oturduğu küçük bir tepenin üstündeki &- vinde, tek başına, kaybettiği aşkın matemini sızlayar kalbin- de uyutmağa çalışın — <âvallı Jack! Bir vakitler en << ar ka- daşı olan parlak artist şgmdi yapayalnız! Kabahat kimde? )Kıhahaı Jack'ta olsaydı bel- ki bu acıyı çekmek daha kolay olurdu. Fakat ne münasebet? Hiç bir vakit kabahat onda de- ğil! Onu kıran şeyler o kadar lüzumsuz, o kadar şefkatsız, o kadar boş ki! Dostlarını o anlayan, duyan | kalbi ile bir gün içinde kendine ısıtan, alıştıran Jack'ta kabahat ve kusur olur mu hiç? Kuvv n Eh:Büyük Aşkı l hayali ile herkese candan dost olan bu iyi çocuğun bende bı - raktığı en canlı hâtıra seneler- | ce evvel hepimiz daha pek fa - | kirken ve sinemacılık ta bugü- | ne bakarak pek geride Bulunur- ken bir kahvenin önünden ge - çen lüks limozini göstererek: *“Yakında işte ben de böyle bir limozinle önünüzden geçece - ğim,, dediği gündür. Aradan çok geçmeden bir li- mozin değil, aynı zamanda ser- vet ve şöhret kazanan Jack için hayatın lüks kısmı hiç bir vakit birinci derecede bir ehemmiyet kesbetmemişti. O bunları sev - mez değildi; — fakat onun için bundan evvel iş — gelirdi. İşten sonra en çok sevdiği aşk ve kahkaha idi eai Onu “Büyük resmi geçit,, fi | du? Bu kabahatın Ç0| Yukarda — John Gilbertin, İna Claire ile evlen- mesi büyük bir yanlıştı. Ortada soldan itibaren bir kaç zaman Virginia Bruce ile izdivacı iyi meticeler vere- cek gibi görün- dü. Fakat bu da boş çıktı. Artise tin gençlik res- mi biraz zaman sonra. —Aşağıda sağdan itibaren John Gilbert'in Hollyvood'da bir vakitler dı; 8-6-938 en şen İnsanları bir araya toplas şimdiki inzivası, John bir tek kadını sahici v ateşli bir aşkla sevmişti. O kadın da bir tek erkeği. Fakat biribi- rinden o kadar başka zevkleri vardı ki onunla da uyuşamadılar. minde görenler acaba bir daha unutabilirler mi sanıyorsunuz? İş ve aşk Jacik işten sonra aşkı severdi. Ve kadınlar ona nasıl taparlar- dı bülseniz! Jack Virginia Bru - ce'e karşı geçici bir heyecan his setmemiş değildi. Esmer Leat- rice Joy da hoşuna gitmemiş de gildi. Bunlardan başka bir sürü kadın daha onun hayatına ta - lihlerini karıştırmışlardı. Fakat hakiki aşka gelince: O, bir tek kadın sevmişti. O kadım da bir erkek. Garbo'yu — sevmek bir erkek için bir şeamet olabilir miyJi? Belki. Çünkü onu; Jack Gilbert gibi çılgımca sevmek hiç bir er keğe saadet getiremezdi. Biri - birini seven iki insanın biribirin- den çok aykırı, çok ayrı görüş- leri, noktai nazar farkları ola - bilir ki bunlar er geç aşkı öldür- meğe kadar varır. Belki burlar birleşmeselerdi, bu ayrı 'yolla - rın yolcuları biribirlerinden u -« zaktan uzağa sevişselerdi bu - gün sahnenin — en dimanik, en candan ve içli —artisti John'u kaybetmezdik. Gilbert için — hayatta vırım bir aşka katlanmak mümk - ol- saydı belki de mes'ut olabıl.rdi. Fakat ne mümkün! — O yalnız aşkta değil, dostlukta da böyle idi. Bir arkadaş, — bir dos: için yapmıyacağı fedal yoktu. Herkesin, en bü: nden en küçüğüne kadar sevgi ve sem - patisini kazanmış olan bu se « | vimli ateşli âşıkı niçin kaybet - | tik? İşte bir sual ki insanı ve - vap vermesi bile azap ver'yor. Onu niçin kaybettik? Jack'ı günlerce telefona bile cevap vermez bir hale getiren, en sevdiği dostlarının telgrafla- rını bile açmadan — masasının üstünde bıraktıran — nedir? Bir zamanki şen, zeki çocuğa ne ol- Jock'ta ise bir kısmı da onu — tedaviye uğraşanlardadır. Jack'a şöhret ve servet kazan dıran coşkunluğu, yerinde dura- mamazlığı, hayatı sevmesi ma- alesef onun hayatma maloldu. Sessiz filmlerde dünyayı ken- disine taptıran büyük artist ses- li sinema çıktığı — zamanlarda bütün Hollywood altüst olur - ken, haziran — gecesindeki gibi, yıldızlar bir bir arkasına şöhret semasından dökülürken bir tek film çevirmek için yarım mil - yon dolar gibi — şimdiye kadar hiç kimsenin almadığı bir para alryordu. Sesli filmde muvaflak olup olmayacağını tayin ede * memelerine rağmen eski ölçü « lere güvenerek gene Jack'a en büyük parayı veriyorlardı. Bu çok fazla para onun karakteri üzerinde muhakkak ki fena bir tesir yaptı. Bunu takip eden ses- li filmlerdeki muvaffakiyetsiz * liği işi büsbütün berbat etti. Kabahat kimin? Kabahatm — en büyüğü mu * hakkak ki direktörlerde. Çünkü Jack'ın sesli filmlerde de mut * lak surette muvaffak olacağına inanarak ona hiç bir ihtimam x_": | terbiye vermeden birinci filmi- ni piyasaya çıkarmalarında. BU kadar hassas bir artistin hirinf—' sesli filminde bir fiyaskoya VE” ramasının o artist için ifade € * deceği mânayı anlamamaları" da, Sevimli John — Gilbert'in bi gün içinde en şöhretli bir yıldız” ken birdenbire bütün — Holly ” wrood'un derdi halini alan mü vaffakıyetsizliği o kadar içiN? işlemiş olacak ki kendisine İY? muamele edilmediğine, bü“ff: direktörlerin ona karşı katı YÜ rekli olduklarına inanarak â547 b bozulüveri