Na. 47 Büyük rütbeli Bizans memurlarının hırsızlığı,? Bizansı büyük bir silâhtan mahrum etmişti. Eğer onlar imparatorun verdiği paraları çalmasalardı Maksadı, Piyer da Vanzo'nun iki paralık ettiği Venedik şere- fini tekrar eski yerine yükselt - mekti, Ve ilâve etti: — Kaçanlar, eğer Venediğe ulaşırlarsa mukaddes bir harp- tan kaçan askerler gibi cezalan- dırılacaklardır. Burada kalan Venediklilerle onları bir tutma- manızt rica ederim, Biz mukad- des bir harba girmeyi kabul et- miş askerleriz. Onlara benzeme diğimizi ispat etmek için fırsat beklemekteyiz, Kostantin Dıragazes bu söz- lere şu cevabı verdi: “— O halde, Tana'dan gel - miş olan üç kadırgadaki bütün kürekçileri — karaya çıkartınız. Bizans zındanlarındaki kürek mahkümlarını da bunlara kat - masını ve hepsinin Sinyor Ava- ziyo Diyedo'nun — emri altımda çalıştırılmalarını Grandük “No- taras” a bildireceğim. Sarayın önünü kuvvetlendirmek ve kara surlarının son ktsmının önünde yüz adım uzunluğunda ve sekiz adım derinliğinde — bir hendek açmak Alvaziyo Diyedo'nun va- zifesi olacaktır. İmparator bu sözleri Venedik sefirine söylerken Sinyor Alva- ziyo Diyedo da huzurunda bulu- nuyordu; derhal sol dizini yere değdirerek büyük bir hürmetle selâm verdi ve; — Bütün hıristiyanı âleminin şeref ve haysiyeti namına size inandığım Allahım önünde söz | veriyorum... — dedi — Türkler tarafından zaptedilmek tehlike- sine düşen — imparatorluğunuz | hakkında beslediğim sevginin büyüklüğünü ispat etmek için gelecek pazartesi sabahı demir alıp kadırgalarımla Yinekiyon kapısına doğru gideceğim, Ora- da bütün adamlarımla karaya çıkacağım ve inanmalısınız ki herkes kendi hissesine düşen işi büyük bir gayretle başarmağa çalışacaktır. (1) Ve hakikaten söylediği gibi de yaptı. Pazartesi sabahı ka - dırgalar kendilerine gösterilen yerlere yanaştılar. Tayfalar, kü- rekçiler ve mahkümlar dağıtı - | lan kazmaları kürekleri omuzla- | Tina vurarak — karaya çıktılar. İmparator maiyeti ile beraber daha erkenden gelmiş — onları heklıyo_gdu. Kendisini selâmlı - | yarak önünden muntazam dizi- lerle geçtiler. Her kadırganın kıptanı: gemisinin bayrağını da beraberinde getirmişti. Bunları k_endilerine ayrılan yerlere dik- tiler ve derhal çalışmağa başla. dılar. Türk ordusunun — akıncıları yakın köylerde dolaştıkları için her ân ya şu taraftan, ya bu ta- raftan gelecek bir — baskın kor- kusu içinde sallanan bu kazma- lar, işleyen bu kürekler ve kazı; lan toprakların — büyük küfeler ve sepetler içinde oradan oraya aktarılması görülecek şeydi.İm- paratorun emrile surlara ve ci - vardaki tepelere — yerleştirilen gözcüler, ufku gözlerini kırpma- dan tarıyorlardı. (2) O gün ve ertesi gün akşama kadar süren bu çalışma netice - sinde Alvaziyo'nun — adamları deruhte ettikleri işi tamamladı- lar. İmparator hendeği memnu- niyetle seyretti. Sonra Venedik- li gemiciler kadırgalarına dola- rak gene eski — yerlerine gidip demirlediler, Bu jest, — Venediklilerin Bi - zansta tekrar eski kıymetlerini bulmalarına — yardım etmişti. Kostantin, şehirdeki bütün Ve- nediklileri Vilâherne'de topla - Ğ dı. Ve onlara Kostantiniye kara İ surlarındaki büyük kapılardan t dördünün anahtarlarını teslim ç. t K « | fauliyet D # Size içini minnetle dol - durduğunuz kalbime elimi basa- rak itiraf etmek isterim ki Kos- tantiniyenin talihi artık Bizans- hların ellerinde değildir. Sizin kılıçlarınız ve mert düşünceleri- nizdir ki imparatorluğa yeni bir talihin istikametini çiziyor. Si- ze t bu geh - rin Türkler eline geçmemesi için baştân başa, bütün tarihi ve kıy metlerile beraber size verildiği- ni temsil etmektedir. (3),, Venedik sefiri bunun üzerine şehrin müdafaasına iştirâk et - meğe hazır bulunan Venedik a- sılzadelerinin — isimlerini birer birer imparatora söylemişti. Ne gariptir ki en başta — söylenen isim Kostantiniyede durmamak icin bir sürü gürültüler yapmış olan Venedikli- kaptan Sinyor Gabriyel Tirevizan'ın ismi ol « mustu. Bunlar arasında yirmi bir ya- sında gençler ve aksakallı yaşı lar da vardı. (4) Bizansta bu hayhuy devam e- derken Edirnede muhteşem bir göz alıyordu. — İkinci Mehmet, Bizansı muhasaraya hazırlanırken yalnız o güne k: dar dünyanın tanıdığı ve tecr be ettiği harp aletlerini ve va - sıtaları yan yana yığmıakla uğ - raşmıyordu. — Dünyanın henüz bir benzerini görmediği büyük bir silâhim, — yepyeni bir yıkma vastasının da ilk tecrübelerini yapıyordı u. “1452 senesi sonbaharında genç padişahın huzuruna, Zağ- b el S G Gl) ni — çıl (5) Bu zabit — Macar âîı:.lı;:"u“ söylemiş ve — Bizans surlarının sağlamlığı hakkında ikirci Meh- mede uzun uzadıya izahat ver - mişti. Bu adamın adı va “UÜr < ban,, veya “Urbani,, idi. Padi - şaha Bizans surlarını yıkmadan Bizans şehrinin zaptedilemiye - ceğini ve o güne kadar bilinen harp vasıtalarıyla — ise Terdos surlarını yıkmak kabil olmıya - cağını söylemişti.,. Bunun üzerine Zağnos pasa Urban'ın çok mahir bir tap dö- kücüsü olduğunu ve padişihım emri altında çalışmak için Kos- tantiniyeden — kaçtığını söyıe - mişti, *“Urban,, imparatora müra - caat etmiş, “Kostantiniye'nin müdafaasında hizmet etmek is- tediğini, o güne kadar görülme- ederek dedi ki; miş büyüklükte toplar yapmak istediğini ve bunları müdafaa T ATHL > Nizameddin NAZİF Artık bu kalelerin talihine gidiş yolu gösterecek olan Bizanslılar değildir. Sizsiniz. Siz... ve sizden beklediğim kahramanlıklar !.. esnasında kullanmak mümkün olduğu takdirde Türklerin şeh- ri zaptetmek şöyle dursun Teo- dos surları etrafında dört gün bile kalmak istemiyeceklerini,, söylemişti. İmparator, Urban'ın teklifle- rini memnuniyetle kabul etmiş- ti. Fakat büyük rütbeli Bizanx memurlarının ahlâksızlıkları-bu işte de Bizansın — aleyhinde bir netice vermişti. Vilâherne hazinesinden Ur - ban'ın yapmak istediği tecrübe- ler için gönderilen paraları bü yük rütbeli — Bizans memurları paylaşmışlar, — Macara on para bile koklatmamışlardı. İste Urban — bunun için Bi - zanstan kaçmış ve bunun için Edirne Sultanına “hizmet tekli- finde,, bulunmuştu. (Arkası var) (1) Balat ve Ayvansaray tarafla. rında adamlarını karaya çıkarmıştı. (2) Barbaro diyor ki: “Allah lüt- fetti, bu kullarına acıdı da Türk akıncıları gelmediler.,, (3) Batbaro diyor ki: “İmparator Fireska kapısını sinyor Yovan'ın öğ- Tu Katarino Koutariniye, Piji kapı- snı birinci sinyor Leonardonun oğlu Nikola Mocenigoya ve imparatorluk sarayınım kapısını sinyor Domenigo- nun oğlu Dolfine verdi. Dördüncü bir kapıyı müdafaa etmek şerefi de sinyor Fabruzziye verilmişti. (4) Altmış üç kişi imişler. (S) Müverrih Dükas'tan aynen. ——— Mektep yapılacak binalar Istanbulun — muhtelif - taraflarında mektep binası olmayan yerlerde mek tebe elverişli bina bulmak için Kül - tür direktörlüğünde bir komisyon se gilmiştir. Komisyon bir ay içinde bi- naları bulacak ve resmi muameleleri- ni tamamlayacaktır. — Metkep idareleri ağustos — başında bütün hazırlıkları tamam olarak ça- lışmağa başlayacaklardır. Adliyede dünkü Cuma Adliye daireleri açık olmakla bera- ber, âmnı birakılmış. dürüşmalar a y“_mwk İf geçen İlk cuma, tenha bir &ı. Birinci, ikinci '::2“ yit leri, bakılacak dava olmadı; îık'mqmdniıî'h" ı:::h:ı:ü: e üçi ceza ü te bakmışlardır. Ke SK Sulh cezalardan sultanahmet jl €i sulh ceza hakyeri, bir kaç e...“.z müştür. Asliye üçüncü cezada — yalnız üç dava vardı. Hukuk mahkemeleri de kismen çalışmışlar, fakat — görülecek dava az olduğu için erkenden işlerini bitirmişlerdir. Önümüzdeki — cumaya bırakılmış dava çok olduğundan ge « Teçek cumanın çalışmaları, öteki gün- deçden farklı olmıyacaktır, î? UNLAR CVîŞİ'Nî»”âr ? Kalbertson'un (4 - 5 sanzatu) | usulile şleme gitmenin tam şek- li şudur: Dört sanzatudan sonra, arka- daşta iki as varsa, bes sanzatu *ee| ile cevap vermelidir. O zaman dört sanzatuyu söyliyen ayun- cu en iyi deklârasyonu seçer, ve şleme gidebilir. Meselâ (A) ve (B) ortaktır- lar; (A) da: Kör: Dam Karo: 7, 6 Trefl: As, rua, dam, 5, 4 Pik: As, rua, 9, 7, 5 Şeklinde bir el; (B) de de: Kör: As, rua, vale, 10, 9, 6 Karo: As, 8, 5 Trefl: 9, 2 Pik: 9, 6 Şeklinde bir el vardır. Dek- lârasyon şöyle olmalıdiır: (B) bir kör, (A) üç trefi, (B) dört kör, (A) dört sanzatu, (B) beş sanzatu, (A) yedi kör, |— (B) nin burada dört sanzatu- yu beşe çıkarması iki asın ken- disinde olduğunu gösterir ve arkadaşa büyük şlem imkânı verir, Beş sanzatu Birdenbire beş sanzatu söy- lemek doğrudan doğruya büyük şlem istemek demektir. Bir oyuncu küçük şlem yapacağına emin olduğu ve elinde en az üç as _ıle söylenmiş renklerden bi- rinin ruası bulunduğu zaman dört sanzatudan — geçmiyerek doğrudan doğruya beş sanzatu demelidir. Bunun üzerine, arka- daşı, bir as yoksa veya bir as olsa bile evvelce söylediği renk- ten başka hiçbir kuvveti bulun- muyorsa ortağının - bir rengini altı löve söyliyerek (Dur!) işa- Tetf vermelidir. Yok eğer hem bir ası, hem de söylenmemiş renklerden kuvveti varsa orta- ğınım rengini yediye çıkarma- ylienmeler Nişanlılar Arasındaki Kara kedi İnsan bazan koca bir ailenin | Sizin henüz bir mektep ı_alehzsî saadetine bir tek adamın müâni | olmanız değil mi? Öyle ise hak olduğunu sanır; kaynana - ka- yın baba, kayın birader, baldız, enişte... Saadet için lâzım olan bütün unsurlar tamam... Bu ka- ra kedi engel... Çok defa bu zan doğrudur; fakat bazan da insan aldanır. Mühendis M. Nursel imzasile bir mühendis talebesinin yazdı- ğt mektuba bakılırsa bu delikan- hi bir komşu kızile tanışmış, se- vişmiş, nişanlanmış; fakat bu kız ve ailesi bir gün İstanbul- dan başka bir Şşehre gitmişler, O da mektebi yüz Üüstü bıraka- rak nişanlısının peşinden git - miş, Orada nişanlısile bol bol konuşacağı yerde gizlenmeğe mecbur olmuş. Çünkü kızım eniştesi, bu nişana şiddetle mu- halefet etmiş ve kızın delikanlı ile görünmesi bütün ailenin alt üst olmasına sebep olacakımnış. Enişte, anlaşılan eve birçok faydalar temin ettiği için sözü | muteberdir. Bu vaziyette genç, nişanlısı ile görüşmek göyle dursun, gö- rünemiyor bile. Mühendis tale- besinin mektubundan şu satir- ları alıyoruz: “sm Orada sokağa adım ata- mıyor. İstanbula — geliyorlar. Ayni korku. Aradan bir sene geçince işler biraz düzeliyor. Sokağa çıkabiliyor. Fakat ak- rabasından birine misafirliğe gelen nişanlım, Istanbulda da bir sabıkalı gibi benden kaçı - | yor. Bundan on beş gün evvel,| nihayet bin müşkülât ile ondan bir dükkânda görüşmek — üzere randevu wlryorum, — Di gittiğim zaman -onun ablas ve eniştesile başka bir memle - kete gittiklerini öğreniyorum ve yazdığı mektupta korkudan lıdır. Bilenler için Vise * PELALILC 40 vwvn> ed1b00P? KALLI UD Wvıser ÇALLD 4 * b #ıves Kâğıdı (S) vermiştir. (S) iki sanzatu birden söyle- miş, (N) üç sanzatuya çıkmış- tır. (Ö0) oyuna karo yedisile baş- lamıştır. (8), yükenini (taahhüdünü) yerine getirmek için morun trefllerini sağlamlamak ve yap- mak mecburiyetindedir. Bunun için mor da iki defa el tutacak kâğıt bulunması lâzımdır. Bu el tutacak kâğıtlardan biri kör ruasıdır, İkincisi ise ancak ka- ro valesi olabilir. Bunun için de ilk Oynanan karo yedilisinin gösterdiği üzere, karo damının (O) da olması lâzımdır. Şu hal- de karo yedilisinin üstüne (S) mMordan valeyi koymiyacak, kü- cük bir karo verecek ve elinden dokuzlu ile alacağına karşıdaki valeyi öldürmemek için rua ile alacaktır, Sonra trefl asını ve ufak bir karo oynıyacaktır. Bu ufak karoyu — (O) nun, (S) in elinde _bı;lıı karo yoksa yere geçemiyeceğini ümit ederek va- leyi öldürmek için damla alma- 51 ihtimali yüzde doksan dokuz- dur. Bu takdirde bundan sonra (0) ne oynarsa oynasın, (S) eli karo valesile yere geçirebi- ::g. treflleri sağlamlıyabilir ve * ruasile eli mora Girellrr S A A ,Prensip: Mor'da el tutacak bir kâğıt yaratmak icap ettiği zaman, herhangi bir kâğıdı el- den alabilecek kâğıttan daha adres bile veremiyeceğini bildi- riyor. Şunu da ilâve edeyim ki, ben de bu haller karşısında artık eski sevgimi göremiyorum. Fa- kat imtihan zamanlarına rast - gelen bu hkadiseler çalışmama mâni oluyor. Ne yapabilirim?” Eniştenizin bu kadar şiddetle muhalif oluşuna sebep nedir? ——— ——— | büyüğü ile almalı ve bu suretle mor'daki kâğıdı öldürmemelidir bu işe yarıyan kombinezonlar arasında en başlıcası bir rengin morda vale ve iki ufağını, elde- de as, rua ve iki ufağı bulunma- sı lâztmdır. Bil vermelisiniz. Fakat biz kızın da size karşı sevgisinde biraz şüp- heliyiz. Son randevusuna bile gelmiyerek ve size adres ver « miyerek savuşması da bu şüp: heye yol açıyor. Sizdeki sevgi bile azalmış. Bu karışık vaziyet onda sevgiden eser bırakmamış olabilir. Asıl dava eniştesile değil, nişanlınızla aranızdadır. Size karşı bağı kuvvetli olsay« dı, bugün olmasa bile yarın, öbür gün, mektepten çıkarak bir iş güç sahibi olduğunuz za- man her şey halledilirdi. Fakat görünüşe göre sizden kaçıyor; de unutmağa çalışmanız lâzımdır. En iyi kalp bağlarını bile koparacak olan vaziyetlere meydan vermeyiniz; derslerini. ze çalışınız, d Ecnebi evli bir kadınla sevişmenin şekilleri Ayaspaşadan O. Ş. imzasile - aldığımız bir mektupta evli ve — yabancı bir kadın - aşkımdan bahsediliyor. Mektuptan birkaç cümle: "e Üç senedenberi evli bir ecnebi kadını ile sevişiyorum. Artık bu sevgi tahammül edil- mez bir hal aldı. O dört sene- denberi evli ve dört senedenbe« ri kocası tarafından ihanet gö- rüyor. Hem de ayni çatı altın daki bir kadın ile... Onu unut » mak ve bu haline rağmen yuva- dlarını bozmamak için çok uğraş tım, Birçok kadınlarla konüş- tum. Ondan uzaklaştım. Bunun« |a beraber onu hayatta bana hiç bir şey unutturamadı!... İkimiz de bu sonsuz vaziyetten bıktık, — hayatımızı birleştitmekteki ta- savvuruma bütün samimiyetile muvafakat ediyor. Acaba ne ya- payım?” Size gimdiye kadar sabretti- ğiniz gibi daha bir müddet sa- bırlı olmanızı tavsiye ederiz. Hele onların çocukları da varsa * çok ihtiyatlı hareket ediniz. Ev« li bir kadını kocasından ayır- mak bazan o kadar büyük faci- alara sebep olur ki, en derin sevgiler bile bu faciaların önü- ne geçemez. Kocasından ayrılmasını daha ziyade kadına bırakınız. Hiçbir şey vadetmeyiniz. Eğer o ta« hammül edemeyip ayrılırsa bir müddet sonra sizinle birleştiği zaman- hem> vicdanınız Tahat eder, hem eviniz.., umum Kahve ve Gazino sahip- lerinin nazarı dikkatine: Istanbul tahakkuk müdürlüğünden: Kahve ve Gazinolarda bulunan blardo, tavla, dama ve şatranç gibi oyun âletlerinin 935 mali senesi resimleri- nin ilân tarihinden itibaren on beş gün zarfında kahve ve gazinonun bulunduğu kaza malsandıklarına yatırıl- ması ve mukabilinde alınacak levhaların oyun âletlerine yapıştırılması lâzımdır. Bu müddetin hitamımndan sonra levhasız görülecek oyun âletlerinin iki kat resme tabi tutulacağı ilân olu- nur. (3183) Kocaeli Defterdarlığı Karasu Malmüdürlüğünden: Muhammen Kıymeti Lira 1200 Bedeli Sabıkı Lira 1150 Sakarya Boğazı maharıç karasu gölü Havyar ve ba- lık rusumunun Haziran 935 tarihinden itibaren 3 sene” liği 1 Haziran 935 tarihinden 20 Haziran 935 tarihine !ndnr Yirmi gün müddetle müzayedeye vaz edilmiş VE ihalesi 20 Haziran 935 gününe tesadüf eden Perşembt günü saat 16 da Maliye dairesinde müteşekkil komisyolnl Marifetiyle icra edileceğinden talip olanların yüzde 7,5 racaa.tlşn ilân olunur. teminat akçesiyle sözü geçen güne kadar Maliyeye mü- — (3094) İ Ğ