8-6-035 ) y Z eee nemE aK ee .ekmg ' a$ .4 YARININ, BÜYÜKLERİ (UÇAK MARŞI, İZERDE M&v& | - .-& * YWG Dolaşacağım yarın Koynunda bulutların Şahin gibi kanatlı. Oh, Yaradan! ne tatlı... İ *& Hi g_qâ **0 Sulhte gez serin, serin, Bu sata cihan değer. Savaş olursa eğer Bekçisiyim göklerin! (Birinçi parça tekrar) MONOLOG Başlangıç ve son Hayatta her şeyin bir başlan: Kıcı ve bir sonu vardır. Hayat dahi öyledir. Bu hakikati bil - Mezsiniz diye söylemiyorum, bi- lirsiniz. Bilirsiniz ama, içimizde kim bilir kaç kişi şu başlangıçla so- hu bir türlü bilmezler. Geçen gün — bizim eve küçük bir kız geldi. — Annesi, salonda bulunanları selâmlamamızı Söyledi. Kız inat etti. Selâmla - Madı. Annesi de bir — tokatçık Vurdu. Kız başladı ağlamağa! Ondan sonra sustu, salondaki - leri selâmladı. —A kızım, bunu daha evvel yapsaydın da, şu to- kadı yemeseydin, olmaz mıydı? Bazı insanlar vardır ki, ra - atarr alurlar Rahaterr aldal. larını da eşlerine dostlarına söy lerler. Artık her birisi birer teş- his koyar, kimi mide der, kimisi barsak der, kimisi ciğer, böbrek der; her birisi de ayrı ayrı ilâç- lar tavsiye ederler. Adamcağız hepsinin de dediklerini yapar. Rah:ıwzlıgı geçmez, yahut ar- tar, o zaman de doktora gider. Doktor ne ya- Pacak? Misafirini öbür dünya - Ya göndermekten başka... A a - dam, ne olur, daha evvel dokto- Ta gitseydin de, — bu hal başına gelmeseydi İste bir adam daha roman o - ’myor. İlk sayfaları okuduktan ŞUNDAN BUNDAN | Küçük mikroskop ., Belki çoğunuz bir damla su - ki sihir ve kerameti bilmez - Siniz, Halbuki bir damla su ile Mini mini bir mikroskop yapabi- irsiniz. Bununla da küçük şey- €re bakarken bunları istediği - Tiz kadar büyültebilirsiniz. alnız bu mikroskopu nasıl '&Pacaksınız ? ; Âltr santimetre uzunluğunda Ce bir demir tel alınız. Bir ucu Dü bükerek, takriben iki milimet 5 kutrunda bir halka yapınız. k: halkanın üzerine bir kahve k $iğinın ucu ile bir damla su ':Yunuz. Damla bu delikten ak- âz. Olduğu gibi kalır. Bu sı- küçük bir adese hâsıl olur. elin sapından tutup, mesi Böceğe, yahut avucunuzun Sudan bakarsanız küçük mik bir Yülttüğünü görürsünüz. aklı başına gelir | Pv'kopuıı eşyayı ne kadar bü - | | sonra merakı artıyor... Acaba ne olmus diye romanı orada bı- rakarak bu sefer son sayfalarını okuyor. Romanın sonunu öğre- nince de artık merakı kalmıyor, İlk sayfalarda bırakıyor. Hiç te bir kitabı sonundan başlayıp başında bitirmek aklın ereceği şey değil... Bazı insanlar vardır, mektap veya telgraf alırlar. — Fenâ bir haber sanarak açmağa cesaret edemezler. — Solup sararırlar. Hattâ kordiyal alırlar, ruh kok- larlarda ondan sonra telgrafı çarlar, Fakat bir de görürler ki hoşlarına giden güzel bir ha - ber... Bayanlarım, baylarım, bun - lar gihi-daha- meleri yuktur. Me- selâ lokantaya, yahut otele gi - der. Yer içer, yatar kalkar, cn sonra hesap pusulasını isteyip yekünu görünce aklı başından gider. Be adam, ne olur yemez- den evvel, yahut yatmazdan ön- ce, yemeğin, odanın fiy sana... Hayır, sı da apışıp kalırlar; Daha bunlar gibi neleri neleri var? Ben — bunları anlatırken, kim bilir neler — düşünürsünüz. Pek iyi bilmiyorum ama, anlı « yor gibi oluyorum, Şimdi sözle- rimi bitirerek çıkıp gideceğim. Belki siz de arkamdan şöyle söy liyeceksiniz: “A çocuk, sen de daha evvel çıkıp gitseydin y: KK Çiğ mi, pişmiş mi? Bir yumurtanın çiğ veyahut pişmiş olduğunu anlamak ister- seniz, kolay bir usül vardır. Yumurtayı parmaklarınızın arasına alarak, bir tabağın için- de topaç gibi çeviriniz. Eger yumurta sağa sola yılpı vürür iyi dönmezse çiğdir, eğer par- makların v:rdıgı hızı alır ve iyi | dönerse pişmiş yumurtadır. Marifetli yumurta İste parmağın ucunda duran bir yumurta... Bunda şaşılacak bir sey yok.. Çünkü yumurtanın içinde bir kaç tane av saçması var, Bu saçmalar, mühür mumu ile beraber resimde gördüğünüz gibi ısıtılır. Eğer saçmalar, yumurtanın içinde serbestçe dolaşıyorlarsa, sadece ucu ile değil, istediğiniz vaziyette muvazene halinde du- rür. | OYUNLAR | Eğlen:ğii saâî— Bir saatın kadranmın üzerine iki düz çizgi çizeceksiniz. Bu çizgiler muvazi, yahut eğri ola- caktır. Fakat biribirlerini katet- miyeceklerdir. Bu suretle kad - | randa üç hane hâsıl olur. Bu çizgileri öyle çiziniz ki,her hanenin içinde bulunan adetle. rin yekünu biribirlerine müsav; olsun. Honi ve mum Bir arkadaşınıza huniden üfü- rerek bir mumu sönüdürp sön - düremiyeceğini sorunuz. O da bunu kolay sanarak göndüre- bileceğini söyler. Halbuki hu - niyi eline ıhp üfler, — üller, bir türlü sönı mez. Çünkü rülen hava huninin kenarlarından çıkar, ortadan çı- kıp gıtmcı Mumu söndürebil - mek için huniyi yere doğru eğ- melidir. Bu suretle kenardan çı- kan hava aleve — isabet eder ve sötidürür. N K ' OKUDUKLARIMİZ DUYDUKLARIMIZ Birçok kahraman askerin ha- | yatı bir topal güvercine bağlı bulunuyordu. Göklerin buğuları içinde kaybolduğu zaman onu takip eden gözlerde derin bir endişe alâimi beliriyordu. Aca- ba bu sefer de sağ salim döne- cek mi, yoksa bir hain düşman f kurşunu ile yere serilecek miy - di? — Amerika orduları Havay güvercinleri, John Silver ismini taşıyan harp kahramanı erkek güvercini onların yanlarına ge - tireceklerini duydukları zaman kanatlarını çırparak, kendileri - neçeki düzen vermişler, cin göz, parlak tüylü kuşu dört gözle beklemişlerdi. Çünkü: Bir güvercin ne yapabilir? Bu kahraman — güvercinin harpteki yararlıklarını çok eski- denberi işitirlerdi. Büyük harp- te Meuse-Argonne harbi bütün şiddetiyle devam ederken ön hatta harbeden bir tabur elim bir vaziyete — düşmüştü. Topçusu, düşman tarafından itmha edilen bu tabura süratle topcu kuvveti verilmezse, bütün taburun mahvolacağı muhak- kaktı. Telefon hatları kesilmiş, karargâha yağan ateş yağmuru içinde sağ olarak nefer gönder- mek de imkânsız bulunuyordu. Tabur kumandanı emirber nelerini yanına çağırarak John Silver'i getirmesi için emir ver- diği zaman zavallı neferin ben- zi kül gibi sarardı. Düşman ate- şinin bu kadar kesif olduğu bir zamanda kahraman güvercini uçurmak delilikten başka bir şey değildi. Fakat çaresiz itaat etti. Güvercinin ayağına alümin çok N B y FAY DALI BİLGİLER BUGUNKU PROGRAM İstanbul Radyo ve tango orkestraları, Türkçe türlü şan. Ba- yan Bedriye Tüzün. 21,30 Son haberler, Borsalar, 2140 Keman solo, Bülent Tar- can, piyano Laşenşki, — 22 Plâk meş- riyatı, Bükreş 13-15: Gündüz plâk yayımı. 18: Asker ı yumlar. 19.15: Asker m unın devamı. 20: Sözler. 20.20: Ro- men müsikisi plâkları, 204$: Sözler. ZL0S Koro heyeti. 2135: Sözler. 21.55: Radyo örkestrası 23: Duyumlar. 23.15: Konser dü. 2345: Fransuzca ve almanca duyum- Moskova 18.30: Senfonik konser. - 19.30: Yeni Sovyet şarkıları. 2i: Senfönik konser, 22: Almanca yayım. 22.03: Fransızca. 24. 05: İsveççe yayım, Prag 8: Duyumlar - Güdler « Plük. 20301 Ha, Sözlü l 'nin 3 perdelik 1$: Sözler. 23.30 H, dalgaları opereti, 23: Dayumlar. Plâk, 23451 Radyo ork Paris kı 6: (19,68 m) Pllk. 19,68) Duyumlar, borsa. 13301 konser. 14.30: Tugilimce da- yamlar. - Sörler. 1$.30: Andre Delmoa Cazt. 18: (25.23) Duyumlar, bores, Şödler, 194 Konser. 20.30: Sözler. 2045 Duyamlar. 21: Duyamlar. 21.30: Röle. Münih n İtalyan Rus, Pııım. ve Alman opera- Duyumlar. 23.20: Hımburg 20: Karışık konser, 21: Duyumlar. 21. 10: "Der Posatillon von Lonjumeau adlı 2 perdelik opera. 23: Duyumlar. 2325: Muüsikili program arası. 24 Dans ve şen parçalar. Breslau 20.15: Alman şarkıları. 20.40: Hafta du- yumları. Kııı duyumlar. 21.10: Mü: Si yiye li Duyamlar. 24.30: Dana ve bafif müzi . SINEMALAR TIYATROLAR * İpek : Altım — Şeytan maskeli Kadın. * Melek : Mari Dukanın davası ve | yomdan mamul küçük bir kutu bağlanıp uçurulduğu zaman bü- tün gözleri müthiş bir endişe kapladı. John Silver yaralanıyor: Kahraman güvercin evvelâ irtifa kazanmak için helezoni uçuşlarla diklendi. Fakat gire- ceği yere vâsıl olabilmek için muhakkak surette Alman hatla- rı rinden uçması İlâzımdı. Gözün güçle görebileceği kadar uzaklaşmasına rağmen onu çok kuvvetli harp dürbünleri ile ta- kip ediyorlardı. Heyecanm git- gide arttığı bir sırada zavallı kuşçağızın düşman tarafından atılan isabetli bir kurşunla yu- varlandığını gördükleri - vakit bütün tabur zabitlerinin gözleri yaşarmıştı. İkinci güvercin: Kahraman John Silveri kay - bettiklerine inanarak ikinci bir güvercin uçurdular. Bu da gök- lerin içinde gözden kaybolunca beklemekten başka çare olmadı ğt için sabrettiler. Aradan kırk dakika geçince: Aradan kırk dakika geçtikten sonra taburun güvercinliğinin üzerine bacağından zırıl zırıl YÜZLERCE ASKERİ KURTARAN GÜVERCİN Vakatsız baba, Sümer: Garp cephkesinde kanlı | & Tan : Gönüller Birleşince, Şık : Sana Tapryorum ve İnsan Acısı. & Elhamra : Mahkeme. Yıldız : Kalpten Kalbe - ve Axker, Azri : Deli Gönül. * Alkazar : Tarzan ve Eşi. & Milli * Ekmekçi Kadın miklar müsabakası. Kadıköy Süreyya : Mata Hari ve Gizli Şarlo ve Kö. Ask Kurban- Dudaklardan gönüle — NÖBETCİ ECZANELER Bu gece nöbetci ecranelar Eminönünde Agop Mi Ntasta Sırrr — Gedil — Cibalide Necati — 3 Seref Celâl — Sehremininde 8. Ham ükte Kemal Büyük-dada Mehmet — Heybeliada Tanas — Bakır- kövde Hilâl — Defterdarda Aril — Has- şunlardı Kıdıköyürde Saadet — SöRüN MA çesme Osman — Hul Ozlatada | Kanı Rostanbaşın d Tepel Kinvoli —« T Tarlahası — kada Marka verta Recep — K Yöcte Hikmet eczaneleri, MURACAAT YERLERİ 42362 Akay (Kadıköy ikkelesi baş me- murluğu) Sirketi Hayriye. Telefon Vapurculuk Sirketi merkez acen- 'tesi, Telefon Sark Demriyolları müracaat ka- lesi, Sirkeci Telefon Devlet Demiryolları kalemi Haydarpaşa. . LİMAN HAREKETLERİ 63732 44703 22025 23079 müracaat Telefon — 42145 Dün Hmanımıza yu vapuırlar gelmiş- tr: İskenderiyeden İzmir, — Mudanyadan Asya, İzmitten Güzel Bandırma. | Dün llmanımırdan giflen vıt lardır : Mudanyaya Tayyar, ten, Mersine Gerze dar şun- mite Ay- Baztin İlmanımıza —çu — vaparlar gele | cektir : Karadenizden Karadeniz, Bandır- | madan Çanakkale, Ayten, Mu- yadan Ti * Bandır. al kanlar akan bir — güvercin konmuştu. Güvercinci pür hele- can Silver'i yakalıyarak hemen tabur kumandanına koştu. Za- vallı hayvan yaralandığı halde, karargâha kadar yoluna devam etmiş, gönderilen haberi ve ya- ralı olduğu halde kendisine tev- di olunan şifreyi geri getirme- ğe muvaffak olmuştu. Bacağı tedaviye alınan — John Silver bundan sonra “Kahraman,, un- vanmı kazandı ve tekaüde sev- kedildi. John Silver şimdi çok sakin bir hayat yaşıyor. Havay adala- rında türetilen harp güvercinle- ri arasında en mümtaz mevki ona verilmiştir. Şimdiki halde en sevdiği kız Beatrice isminde çok güzel tüylü tazedir. Onlar- dan geçen sene iki çocukları ol- muş fakat kız çok aşifte çıktı- ğı için çocuklara bakmak harp | kahramanı John Silver'e düş - müştü. hücümlar — Niçin sevdim. (e | Paşabahçe, ma, Bartindan Antalya. Bugün limanımızdan — gidecek Tar gunlardır. : Ayvalığa Nierstn, K Burtina — Bartin, — İz HASTANE TELEFONLAR C:nahpaşa hastanesi. Cer- 21693 .p Kümil — hastanesi. | Üsküdar, Nuh kuyusu, Gün Doğumu caddesi 60179 Haseki kadınlar hastanesi. Aksaray Haseki cad. 32 24553 Beyoğlu Zükür hastanesi. Firuzağa Gülhane hastanesi. Gülhane Kuduz hastanesi. Çapa Emcazı akliye ve asabiye hastanesi. Bakırköş — Reşa tanesi ÇABUK SIHHİ YARDIM TEŞKİLATI Bu numaradan imdat oto« mobili istenir. 44908 UTFAIYE TELEFONLARIİ İstanbul itafiyesi Beyoğlu itfaiyesi Kadıköy itfaiyesi Yeşilköy, Bakırköy, Büyükdere, Üsküdar itfaiyesi 60625 Kandilli, Ercaköy, Kar- tal, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kıs nalı mımntakaları n telefon santra- lındaki memura (yangın) kelimesini söylemek küfidir. VAPUR TARİFELERİ KÖPRÜ - HAYDARPAŞA - KADIKÖY 15 Mayıs 035 tarihinden dübaren (Her gün) © Peşe Kadikâyü- 60020 Köüprüdea Kalkış 630 X 700 X 730 D 235 X 73SXE 800 820 X 830 D 840 E 840 D 905 Toros 945 X Adana 1020 1100 X 11$0 X 1230 —— 1315 X 1333 M00X Ankara mahteliti4 18 1430 1468 1810 X 1528 1550 X 1608 1625 —- 1645 X v oS 19468 1810 1003 n18 Y2 08 BEXA A İşaretli selerin treni cuma, pazartesi günleri işler. B. İşaretli selerin treni perşembe ve pas zar günleri ü X İşaretli selerlerin Banliyö - trenlerile iltisakı vardır. KADIKÖY - HAYDARPAŞA « xonu 1$ Mayıs 935 tarihindea itibar (Her gün) Kadikö- H. Pa yündes K. dan 625 Köprüye Varış 635 X SoEKUKUMA BESUUYBEE 10 $8 Aaıpuın 148 X L 1240 Ankara muhtelit 1318 X 13 1355 X 1508 X 1953 Toros 2028 X 2120 X 2205 XC. 2315 XB C. İşaretli veferlerin treni 1 Hazirandan 31 Birinci Teşrine kadar işler. D. İşaretli seferler cuma günleri yapılmaz. E. İsaretli seferler cuma günleri yapılır. Sisli tipili ve şiddetli fırtınalı havalarda vapurlar bulundakları tahallerden bareket etmiyecekler . barınmak mümkün ölmı- van İskeleleri tatmryacak, ev- Ve terkedebileceklerdir.