K t k ı —— ? DÜŞÜNDÜKÇE ŞAHESER UYKUDA! Yalnız Türkiye değil, bütün dünya fikir kıtlığı — geçiriyor. Vitrinde görünmesi büyük bir ilim veya sanat hâdisesi olan yeni bir kitap yok gibi bir şey. Felsete ihtiyar ve yorgun, şiir mızmız ve uyuşuk. Tiyatro ve roman, taze bir kokotla rekabet eden namuslu ev kadınları gibi, sinemanın cerbezesi karşısında şaşkın ve kaderine küskün. Mu- siki ve tesim de mükemmel e- serlerini veremiyor. Şaheser uykuda. Burjuva kafası artık sıfırı tü. ketti mi? Genç rejimlerde de aynı hal: Sovyetler şimdi Fran sız kültüründe aşı arıyorlar, AJ- man felsefesinde ve edebiyatın- da da büyük bir kıpırdanma yok. Bu “döpression,, her memleke- te mahsus, Harp sonu devresinin on, on beş yıl süren büyük meddinden sonra bir cezir devresine girmmiş olduğumuz iddia edilebilir. Ga- liba harplerin, ihtilâllerin ve buhranların yorgunluğu şimdi kendini gösteriyor. Yatnız bir kendini koruma insiyakının srç- rama refleks'lerile uyanık du- Tabilen insan zekâsı, daha xiya- de harp endüstrisile veya para- sını denk getirmekle meşgul. Bütün politikaların mihverinde iki beyin patlatıcı sıkıntı görü- nüyor; harp korkusu ve bütçe açığı, Netice: andlaşmalar ve «kabine buhranları. Şaheser bu sıkıntıya — gele- mez. Onun için yorganını başı- na çekmiş, insiyakların zekiya hakkım verecekleri devirlerin rüyasını görüyor. Bırakınız uyusun. Yüzlerine gaz maskelerini Zeçirerek harp ismini verdikle- ri kanlı bir maskeli baloya ha- zırlanan insanlar arasında orun ne işi var ki?. Peyami SAFA Deniz bayramı Temmuzun ilk günü yapılacak o- lan denizciler bayramının — programı hazırlanmıştır. Programa göre, bay- ram günü bütün denizciler Saraybur nunda toplanacaklar, 11 e doğru â- bideye gidilerek çelenk konulacaktır. Alay köprüden geçerken ve âbideye bayrak çekmek töreni yapılırken li- meadaki bütün gemiler düdük çala- gaklardır. Öğleyin, Yüksek Deniz Ticaret mektebinde deniz mücsseseleri tara- fından bir ziyafet verilecek, gece de- nizde muazzam bir fener alayı yapt- :ı:ıâı_ır. Fener alayına bütün şirket- ler ikişer va; donatarı ğ dccnıklevdiı. e e - Bu arada tahlisiye manevraları ve fişek eğlenceleri yapılacaktır. Duy - duğumuza göre, “deniz — şenliklerine mrlemkrmh de iştirak edecek - — Şi Sınıfı geçmek için d ve orta mekteplerin . Tarından başka diğer ı:ııunı:-?.fıd:":'&'ı lü yoklamalara bu ayın onunda baş. Tanmast için Kültür bakanlığından « mir gelmiştir. İmtihanlar 15 gün sü- Tecektir. Fakat, evvelki iki yazılı yok lama notu mecmuu B veya çok gie- olan talebeler sözlü lı'ıtthıu“lı?: meden sınıflarını geçeceklerdir. Erik Çiçekleri Mahmud YESARI Bu merakta insanlar, zengin- lere karşı, dehşetli kin duyar - lar. Fakat bütün kinlerine rağ- men, kendilerile hemayar tut - tukları için, — zengin dostlarla konuşmak mecburiyetindedir - ler. Benimle dostlukları da bundandı. Şimdi tasavvur et. Çocukları hasta... Karşılarına bir zengin geliyor: — Çocuğunuzu, İsviçreye gö- türeyim, sanatoryoma koyayım. Onu kurtarayım! Diyort! Bu, onların ruhi, hisst halet- Teti için, ne kötü, ne acı bir sil. ledir! Düşün ki yavrum, analık, ba- balık kaygıları, insanların gizli sefil hırsları karşısında sıfır bi- le etmiyor. Onlar, çocuklarnın Bayatını değil, — sefil illetlerini düşünüyorlar. , P n SEHİRDE OLUP Kuruçeşme Kömürden | Kurtulamıyor! Ekonomi Bakanlığı Deniz Müste - şarı Sadullah dün Yalovadan şehrimi- xze gelmiştir. Müsteşar şehrimizdeki deniz müesseselerinde tetkikata baş- lamıştır. Dün sabah Deniz Ticaret müdürlüğünde meşgul olmuş, muhte lif deniz işleri hakkında alâkadarlar- la temaslarda bulunmuştur. Bu ara- da deniz yolları ve tahlisiye idaresi genel müdürlerile görüşmüş, bu yö- netgelere ait işler hakkında müdür- lerden izahat almıştır. Sadullah öğleden sonra Kuruçeş - medeki kömür — depolarına giderek gezmiş ve buradaki liman vaziyetini tetkik etmiştir. Bundan bir müddet evvel Kuru çeşmenin halkı kömür depolarının havayı bozarak — sıhhate muzıir bir hale getizdiğinden şikâyet etmişlerdi. Duyduğumuza göre liman vaziyeti itibarile kömür depolarının Kuruçeş- mede bulunması zaruri görülmekte- dir. Çüstkü burası mümkün olduğu kadar kuytu bulunduğu için en fırtı- nalı havalarda bile yükleme ve boşalt ma işleri kolayca yapılabilmektedir. Depoların başkta bir tarafa nakli düşünülrmüş ve ilk akla gelen yer | Kumkapı civarı olmuşsa da buraların | bırtmaya maruz bulunması büyük bir engel teşkil etmektedir. Yükleme bo şaltma işlerinin kolayca yapılabilme- si için buraya bir menderek yapılma- * ve emin bir liman haline getiril - mesi İâzım gelmektedir ki bu da mil yonlar sarfile vücude gelecek işler - dendir. Bu sebepler dolayısile depo- ların Kurüçeşmede kalması — rarurt? görülmektedir. Bununla beraber tet- kiklere devam edilerek — Kuruüçeşme halkmın sıhhi noktasından bu iş için bir hal caresi aranacaktır. Sadullah bugün ve yarın tetkikle- rine devam ettikten sonra Ankaraya gidecek, 1 temmuz denizciler bayra- mında bulunmak üzere tekrar şehri « mize gelecektir. Nüfus sayımı Hazırlıkları başladı | Birinci teşrin ayında yapılacak 0- | lan genel sayım hakkındaki talimat- | name dün ilbaylığa bildirilmiştir. , Yurdun her tarafında numarotaj 1- Şi bitirilmiş olduğundan, bu talimat- nameye göre sayım hazırlıklarına | başlanacaktır. Nüfus sayımı — için yurt, en çok 200 kişilik sayım mın- Çocuğu, ben, alıp götürürsem ::::cn:ık zenıânllk balonu, sönü- ; rezi i düz) Zi olacaklar, küçük , Onları yola getirmek için ne DB kalbine işlemedi. — Sularmn taş Ayak dirediler ve; — Hayır! Evet yavrucuğum, hayır? de- diler. Fakat benim, — zavallı hasta çocuğum, öksürüyordu. > Nasıl öksürüş, bilsen! Pek az ara ve - ren ve sağanak sağanak tutan, kuru bir öksürük... Onun, kuürü kuru, takır takır öksürmesi, bana, — ölüm saatını çalan bir tıkırtı gibi geliyordu. Çocuğum... Hayır, sen, değilsin, çocuğum., öksürüyordu. k Ama, bilir misin şıirdğın)_? O, öksürü ürürken de güzeldi. Tükürmek, hele kanlı balgam tükürmek, kan kusmak, iğrenç hasta ve korkunç bir şey! Ben, bunu | gurbet sızısına da tutulurlar, — takalarına ayrılmıştır. Her mıntaka- ya bir sayım memuru tayin edilecek- tir. Yeni sayımda ferdi bülten esası kabul edilmiştir. Mıntakalarda me - murlar, defterlerin her sayfasına yal nız bir kişi yazacaklardır. Memurlar sabahleyin işe başlayacaklardır. Me- murlar evleri, binaları dolaşırken yal nız mevcut insanları yazacaklar, ora- da hazır bulunmayanları yzmtyacak- lardır. Savımda her insan için topla- nacak maltimat şunlardırı Cinsiyet, yaş, tabiiyet, ana lisanı, konuştuğu başka lisanlar, görünür mevcut sakatlığı, din, okumak, yaz- mak, medeni hal, doğum yeri, mes- lek. Sayım günü, vazilesi olan insan- lardan başka, kimse sokağa çıkamı - yacaktır. Sayım memurluğu yalnız devlet memurlarına değil, okur yazar herkese verilebilecektir. O kimseler, bu bir günkü vazifeyi kabule mebur- durlar. Sayım gününden bir gün ev. vel yola çıkmış trenlerle vapurlardan başka nakil vasıtaları işlemiyecektir, Sayım sonuçlarınımı mufaşsal şe - kilde tasnifi iki yıl kadar sürecektir. 'Tasnif neticesinde kıymetli malümat meydana çıkacaktır. aa Maçka tramvayının Beşik- taşa indirilmesi isteniyor Maçka tramyayının, Maçka me - zarlığı önüne kadar uratılması İşi bitmek üzeredir. Bu ayın en beşin - den sonra, tramvay arabalârı mezar- lğın önüne kadar geleceklerdir. Me- zarlığın önünden Beşiktaşa kadar olan kısımda da bir ân evvel tramvay işletilmesi için, bu caddenin iki tara- fında oturanlar bir mazbata ile şar- baylığa ve şirketler komiserliğine müracaat etmeğe karar vermişçlerdir. Mezarlığın önünden Akaretlerin ba- şına kadar olan kısım yolun nisbeten dar yeridir. Fakat bu kısım bir müd- dettenberi istimlâk edilerek yol aşıl- maktadır. —— Zehirli gazlara karşı Şarbaylık bütün kâzalara mühim bir tamim göndererek ev ve apart - manların zemin katında inşa edilecek zehirli gazlardan korutima sığanak- ları hakkında bazı noktaları tavzih etmiştir. Bir kısım inşaat sahipleri - nin az masraf yapmak maksadile bu sığanakları küçük inşa ettirdikleri an laşılmıştır. Şarbaylık, bu yeraltı oda- larınım, binanın ümümi sathının ön- da birine müsavi genişlikte olacağını bildirmiştir. Meselâ 200 metre mü - Tabbar bir sahada inşa edilen bir a - partmanın sığanağı 20 metre murab- bar genişliğinde olacaktır. güzel, şirin, sevimli buluyor - dum, Bak, yine ahlâksızlığım tut- tu, sana, bir ahlâksızlığımı iti- raf edeceğim! Hasta yavrumun iyileşmesini değil, hasta hasta yaşamasımı is tiyordum. Bu, ne acı bir - itiraf değil mi? O, iyileşirse, gözüm - deki ve gönlümdeki sevimliliği- !(;ı kaybedecek diye korkuyor - um, Hodbinlik, çocuğum! Fakat Yavrumun anasile babasının se- fil hırsları yanında, benim hod - binliğim pek kof kalıyor. Ben, ;["“n Yaşamasını — istiyordum. h:::ııki. onlar, inatlarıle, cocuk lardı:n ölümünü hızlandırıyor - Onların, havır! Di İ etldirtmisti. ı-ımıî"';'.'v'.î;,.':.f" sarhos edip trene atacak ve kn- cıracaktım. Fakat korktum. O, annesine pek düşkündü. Zaten ciğerleri delik deşik cocuğun a- na hasretile birde nyıkılıp kırı » ltrvermesi ihtimali vardı. Böyle zaif insanlar, yabancı ellerde Afyon alma Vaziyetleri Değiştirildi Uyuşturucu Maddeler İnhisarı ida- | resi bütün afyon mıntakalarına önem- Ni bir tamim yapmıştır.. Bu tamime göre, yeni mahsul Eylâlün 30 una ka- dar Istanbuldaki hususi depoda kabul edilecektir. Yeni mahsul için İzmir - | de ayrı depo açılmıyacaktır. Getirilen her parti için bir afyon numarası ve- rilecetkir. Bu tarihe kadar getirilmi- yecek afyonların alımı ertesi sene dü- şünülecektir. ınhisar idaresi, depoya getirme masraflarının müstahsile ait olduğunu, getirilecek afyonların da- rasile beraber 80 kilodan aşağı olma- masmı, piyasa evsafını haiz bulunmı- yanların imha edileceğini alâkadarla- ra bir daha bildirmiştir. Uyuşturucu maddeler inhisarı idaresi, afyon san- dıklarınt darasile beraber tartıp tes- lim alacaktır. Afyonlar morfin dere- cesine göre satın almacağı için bu a- gırlığın kuruma neticesinde değişme- si bir mahzur teşkil etmiyecektir. Bundan başka bu partilere, 10 Teşri- nicvvel 935 den itibaren o günkü pi- yasaya göre kıymet biçilecektir. Al- yon mıntakalarına yapılan tamimde, eski mahsul hakkında da bazı şartlar çu bildirilmiştir. Eski mal getirenler bir senelik sigortayı öde cekler, 1935 den evvelki mahsuller h: İizmir ve İstanbul depolarına teslim edilebileceklerdir. —— Telefon ş'rketinin Satın alınması Telefon şirketi murahhaslarından Frank Gill dün şehrimize gelmiş ve öğleden sonra telefon sosyetesi di - rektörü Henderson ile görüşmüştür. Frank Gill'in İstanbula gelişi, tele- fon şirketinin hükümet tarafından satın alınması hakkında yakında baş- ı;ıy.“k olan müzakere ile alâkadar- , —— | Bükreş toplanlısı Balkan milletleri cerrâahları ittiha- dı, haziranın ilk haftasında Bükreşte bir cerrahlar scansı tertip etmiştir. Doktorlarımızdan Akil Muhtar, Mu- tat İbrahim, Kemal, Kâzım İsmail ve dâha altr profesör bu seansa iştirak etmek Üzere dün Bükreşe gitmişler. dir, İlmi toplantıda birer ameliyat yapılacak, köycülük hıfzıssıhhası hak kında bazı görüşmelerden sonra dö- nülecektir, Bükreşte toplanacak olan Balkan millteleri cerrah? kongresine iştirak edecek doktarlar heyeti gidiyor öni Galata rıhiimında kayıkçılık edenler yeni kıyafetlerile bir arada İKUÇUK HABERLER | * Verilen mlümata göre, Türkiye ile Lehistan arasındaki ticari müna - sebetlerin tanzimi için bazı görüşme- ler yapılmıştır. Bu hususta tetkikat- ta bulunmak üzere şehrimize gelen Vargşova Şark ticaret ve sanayi büro- su mümessili mühendis Zigmant dün memleketine dönmüştür. * Limanımızda bulunan Fransa - nın Jan Dark mektep kruvazörü dün sabah Akdenize gitmiştir. * Dün Yeşilköyden hareket eden yalcu tayyaresile Berline yüz — kilo Çilek gönderilmiştir. * Belediye, şehrin temizlik işleri- ni iyi bir şekilde gördürmeğe karar wermiştir. Şehirde toplanan çöplerin mavnalarla dökülmesi işi, şimdiye kadar bir çok mütcahhitler tarafın - dan iyi yapılmamıştır. Belediye şeh- ntüsünü denize dökecek ye ni bir müteahhitle mukavele yapınış- tir, Çöpler Sarayburnu açıklarında denize dökülecek, suları limana ge - tiren akıntıya çöpler kaptırılmıya - caktır. Şimdiye kadar bir çok müte- ahhitler çöpleri Akırkapı — sahillerine döküyorlardı. * Usküdar tramvay şirketinin Al- manyadan ismarladığı yeni arabalar bu ay tonunda gelecektir. Şirket 15 i araba getirtmektedir. Bu araba İarın bir kısmı yazlık — arabalardır. Bunlar bu sezonda Bostancı hattında işletilecektir. * Akşam kız sanat meketi, İstan- bul tarafındaki şubesini, Şehzadeba- şından kaldırarak, Gülhane parkı kac gısında daha müsait bir binaya taşı- mıştır. Mektebin bu yıl kadrosu da- ha ziyade genişletilecektir. Mektep yıldan yıla daha fazla rağbet görmek tedir. İmtihanlar başlamıştır. Bir ay sonra, talebe eşerlerinden mürekkep zengin bir sergi açılacaktır. * Bostancıda ilk okullar talebesi koruma cemiyeti için ilbaylıktan izin istenmiştir, # Pendikte fenni bir kanare (mez- baha) yapılmıştır. Bugün açılacaktır * Polonya elçisi bir kaç gün kal « mak üzere cumartesi günü Polonez köyüne gidecektir. * Beyoğlu yeni altmer noteri, no- terlik kanununa göre bugün saat 10 da ilbaylıkta ilbay vekili Rüknedim Sörer ve müddel umumi — ünlerirle yemin edecektir. p * Çocük esirgeme Kurpertf — genel direktörü Kırklareli seylavı Fuat dün şehrimize g — 6-6-935 BU DA BENDEN ZİFT Zitt bir iyi nesnedir. Birçok yerlerde işe yarar. Adam oğul- larına yararlığı çoktur. O kadar ki, ziftin sonuna bir “mek” ta- karak ziftlenenler bile bulunur. Ziftlenenlerden insan ve ge- mi çeşitlerini eskiden beri gör- müşlüğüm ve duymuşluğum vardır. Ancak yolların nasil ziflendiğini şu son bir iki yıl içinde anladım. Diyebilirim ki, en güç, en anlaşılmaz bir biçim- de ziftlenen, zilt tutan nesnc yollarmış. İIstanbulun, Kadıköy yaka- sında, Selâmi Çeşmeden öteye, adı dillerde dolaşan bir ziltli asfalt yolu vardır. İki yanında, hergün mantar gibi biten, çoğu mattar kadar biçimsiz evlerile bu yolun adı sanı alıp yürüyor. Sözünü ettiğimiz yol bundan dört yıl kadar önce yapıldıydı sanırım, Ö vakit bir adam akıl- İt ziftlenildi. Eh, dediydim, bir on yıl bu ziflenme yeter. Yanıl- Mmışım, ertesi sene mi ne yol çatlamağa, yer yer dağılmağa başladı, yine ziftlenildi. Ondan sonra artık her yıl bu ziftlenme işi oluyor. Bu böyle olunca, ya yollar 2t tatmuyor, ö“mektir, ya her yıl ziltlenilmek isıı'yçı.. l::e_n bu teknik tarafına aklım ermez. Yalnız, bir dileğim var ki, şa yol zittlenecekse, bir yolu bu- lunup, toptan bir ziftlense de ikide bir onun üstünden geçmek istiyenler arka sokaklardan do- laşmak zorluğunda kalmasalar. Orhan SELİM — —0 metkezinde meşgul olmuştur. * Kızılayın kaza kolları başkan « ları dün vilâyet mümessilliğinde top lanmışlardır. * İstanbul ve Ankara emniyet mü dürlükleri için alman 24 arabalı mo- tosikletlerden bir kısmt dün Anka- raya gönderilmiştir. * Beşiktaş iskelesi arabacılarından Mecit ot yüklü arabası üzerinden dü şerek başından ağırca yaralanmıştır. * İstanbul belediyesi önümdizdeki mevsim için bir çocuk tiyatrosu aça- caktır. Bu tiyatro oyunlarını Asri sinemada verecektir. Haziran oynanacak eserlerin seçimi için bit heyet taplanacaktır. Bu heyet çocuk ve tiyatro işinden anlayan seçme kie şiler olacaktır. * Para basım evine bundan önce 190 tonluk gümüş geldiğini tık. 590 ve 25 kuruşluk gümüş peara- lar önümüzdeki hafta basılmaya baş- lanacaktır. Bu basrm için gerekli o - lan hazırlıkların tamamlanması da o vakte kadar bitmiş olacaktır. * Sirkecide Mühürdarzade Is_ı.;“' da mühendis Hayrı Kızılay »- -#Tür na 1000 lira bağışlamıs! Ugurumun İstanbul mümessijiu: DU zata teşek- kür ediyor. * Mivendis mektebi imtihanları - ne 3 maziranda başlanacak, 20 tem- müza kadar devam edecektir. * Elektrik şirketi, Beyazıttan Ye- dikuleye kadar olam mıntakanın elek trik kuvvetini şiddetlendirmek mak- sadile yeniden bir kablo koymağa ka- rar vermiş ve dünden itibaren işe ba$ damıştır. Onu, hastalığın tabil seyrin « den daha çok çabuk Raybedebi lirdim, Beni korkutan, bu, idi. Ne yapmalıydım? Ne yap - mam lâzımdı? Madem ki, çocuğumu, sana - toryoma götüremiyordum, ma - dem ki, İstanbuldan bir yere gi demiyordurm, o halde, vaziyeti ona göre idare etmeliydim. Hasta yavrumun, anasını, ba basını gözümden ve gönlümden sildim. Etraim dedikodularına kulaklarımı tıkadım. Çocuğum, benimdi; son demine kadar, be- nim olacaktı, Ona ecelin zehirini, tatlı bir şurup gibi içirecektim. Gözleri - ni, dünyaya güle güle kapaya ; caktı. Onu, gezdirecek, eğlen direcek, onu, bir bahar rüzgârı gibi güneş battiğı yerden doğdu ğ:')ıî-h%:"ğr yerden battı - in bir içli Va beirsenA mç. içek kokusu için Bir kotra aldım. Yelkenleri - !';î'k_,_Marmırada açıldık? Na- sıl biliyor musun? e $ Birinci defter, bitmişti, İstan buüla mı inmeli, yoksa emrime btrakılan köşkte mi kalmalıy - dim, Ah, bu benim gevşekliğim, çalışmak mecburiyetine ve ça - lıştığıma rağmen üzerimden a- tamadığım uyuşukluk ve ten - belliğim! Köşkte rahatım yerinde i Başka bir tarafa gitmeğe üşeni yordum. Fakat içime, garip bir şüphe gelmişti. Acaba, hakika- ten mi üÜşeniyordum? Yoksa onun havasını koklıyarak yaşa- mak mı hoşuma gidiyordu da kendi kendimi aldatıyordum? Galiba, her ikisi... Köşkte, gazete, kitap. gibi şeyler yok. Yatıp uyumaktan başka oyalanmak çaresi bula- madım. Rahat yatak, temiz hava, vü- cüdumun belki — yıllardanberi hasret çektiği bir dinlenme ol- müstu, Yüzümde tahaf bir gıcıklan- ma, burnumda tatlı bir yasemin kokusu ile uyandım, gözlerimi açtım, Kadriye, koyu siyah par- lak, uyanık gözlerinin içi güle- rek, eğilmiş, bana bakıyor. Yüzüme tuttuğu küçük beyaz ipek mendilini çekti: — Arkadaş, bu, ne uykusu? — Biraz uzanmıştım, dalmi- şun! Ellerini çırparak bir kahkahâ attı: — Hangi biraz uzanmak? Hangi dalmak? SabahleyiN kalkmışsın, bir fincan çay i6* mişsin, Yukarı aşağı bir dolaş” mışsın. Sonra odana dönmüş” sün. Yemek vaktini hatırlatmış” lar, duymamışsın bile! Ön saat” ten fazladır. uyuyorsun. Uyafı arkadaş, uyan! Omzumdan sarsıyordu — Kalk, artık.. . — Peki, peki... şimdi kalka* TImM., — Ben yüukarda balkonlu oda” dayım. O, çıkmca, gerindim, doğrü” düm. Odaya, onun ilik kol“;” Ş gibi sinmişti. Bu koku, afyon ) insanı uyuşturabilirdi. | “(rkamı var) —