Beni Yaktı, Tanrım Fransayı Matmazel Doktorun Şerrinden Korusun! Matmazel Parise yalnız gel miş değildi. Bir de Yunanlı var dı ki, Yunanistanın o bitaraf ve hattâ itilâfçılar tarafdan olma sı onun Fransaya girmesini ve orada daha serbest dolaşmasını kolaylaştırıyordu. Yunanlı Mat mazel Doktorun Pariste olduğu nu biliyor, ondan aldığı raporla r Almanyaya gönderiyor ve bu Yuruklarını yanıyorsa da kızın adını, yerini ve işini bilmiyor » du. Fransız istihbaratı Matma- zelin Pariste olduğunu haber al mış ve izini bulamayınca bula - na yüksek bir para verileceğini ilân etmişti. O akşam nöbette kalan ve Matmazel ile artık iyi- ce dost olan ve hattâ nişanlan - mak isteyen nöbetçi çavuş kı. . bu hik anlatmış ve her iki si de Matmazeli bulmak ümidiy le sevinmişlerdi. Aradan bir kaç gün geçince çavuş yeni bir müj de verdi; — Matmazel bulunmak üzere... — Gerçek mi, nasıl? — Alman casusu bir rum para mükâfatını duyunca istih- barata geldi ve kızı bulabilece- gini söyledi. — Ya saydın!.. zengin olurduk. Kız işi anlamış ve rumdan öç almayı kurmuştu. ' Ertesi gün rüma kapalı bir mektup ve Doktorun izi birkaç kapalı"zarf göndererek İ dedi ki: — “Bu zarfı... yere götür. Orada bekle. Bir Alman ajanı senden alacak ve sana yüz bin- lerce frank mükâfat verecektir. Rum, raporu Almanlara ve- rerek onlardan ve kızı Fransız- lara yakalatarak bunlardan mil- yona yakm para almak hırsıyla raporu tarif edilen yere götür- dü ve gelecek Alman ajanını beklemeğe başladı. Beri tarafta Matmazel çabuk posta ile Fransız istihbarat şe fine birmektup yazarak Rumun üzerinde Almanlara verilmek üzere mühim bir rapor olduğu- hu bildirdi; yerini tarif etti ve imza yerine kendisini Fransız Terdina seven biri olarak tanıt- 1, Fransız gizli polisleri tarif edilen yere gittiler, Bekliyen Rumu yakaladılar ve üzerinde Matmazel Doktorun raporunu buldular. Onlarca rum artık Fransızları aldatan bir Alman casusu idi. Sorgulara karşılık veremiyordu. Zaten Matmaze- lin Pariste bulunmasından baş- ka bir şey bilmiyordu, Kurşuna Ki zaman sordular; e aşka bir diyeceğin var — Tanrı Fransayı Matma. zel Doktorun şerrinden €sirge- sin! Bu duaya manganın yaylım ,s ateşi âmin! dedi. Şimdi nöbetçi cavuşunun (o sevdalısına döne- lim: Nöbet geceleri kız çavuşun odasına devam ediyor ve sevişi- vorlardı. Bir gün çavuş tam kı- za sarıldığı bir sırada idi ki, yü- xüne bir mendil kapandı. Bu kloroformlu bir mendildi. Bun- dan sonrası bir oyuncaktı. Her- kes derin uykuda, Matmazel gü zel güzel Aradığı vesikaları ( aldıktan sonra arkodaşlarından sakladı- fr bir damı elbisesini giydi ivenden ağır, ku Kapıdaki nöbetçi e bile bakmadı çünki her saat içerden türlü kıyafette a- damlar çıkmakta idi. Bu da giz- li bir içe giden kılık değiştirmiş | biz ajan olabilirdi. Ertesi gün dairede bir gürültü koptu. o Kloroformlu nöbetçi Ah, şunu sen bul. her yeri karıştırdı. | Aziz Hüdayi AKDEMİR Kurşun kalem mahfazasma gizlenmiş Fapor bulundu, o uyandırıldı. Fakat! Köylü kadın yoktu. Bunu o mu yapmıştı? Kimse inanmıyor. | Her tarafa telgraflar, telefonlar | yağdırıldı. Birçok kadınlar tu- tuldu yine salverildi. Anne Marie İsviçreye geçmişti. Na- sıl? Belli değil, Götürdüğü şey- İer değer biçilemiyecek kadar mühimdi. Almanyada bitaraf ülkelerde bulunan bütün Fran- sız casuslarınm ve kontrespi- yonlarının adları, biçimleri, kı- lıkları, gördükleri işler.. eksik- siz alınmıştı. İşte Berlinde bir- çok Fransız casusunun birden tutulması ve: kurşuna dizilmesi bunun üzerine olmuştur. 1918. Almanlar son kozlarmı oynamağa anıklayorlar. Ölmek ve yaşamak d mu anlamak gerek. Fransada Alman çasuslarınm birden ya- kalanması onları duyumsuz br- Takmıştı, Parise tekrar casus sokmak güç ve korkulu idi. Bu işi ve bu tehlikeyi kim göze alabilirdi? . Matmazel Bu, onun aradığı bir şeydi. İspan- yadan dolaşarak Parise geldi. İspanya kıyılarma bir denizaltı ile geldiğini söylerler, Elindeki vesikalara göre Arjantinli bir hayvan tüccarnmn karısı idi. Fransayı çok seviyor ve Fransa | için elinden gelen hizmeti yap- mak istiyordu. Yanında ayni dilek ve ayni sevgiyle Parise gelen yüksek İspanyol âilele- rinden altı kadın daha vardı, Fransiz ve İngiliz cepheleri ge- risindeki hastaneleri gezmek ve yaralılara bakmak istiyorlardı. Müsade aldılar. Hastanelerde neler yaptıkları bilinmiyor, Al manların söylediğine bakılırsa yaralıları gezerken Matmazelin; 124 “önce A N İKENDİ K Morg Olur mu Yazm bu sıcak günlerinde, bütün bir mahallenin leş koku- su koklamağa mahküm edilme- İ si, ne acıklı şeydir. Leş derken, kelimenin tam karşılığını kuk anıyorum. Leş, yani bir ölü ve bir insan ölüsü! Hatta bir de sirasında birkaç insan ölüsünün hep birden etrafa öğürtücü kokular yaydığını, burnunuzu trkamadan, hayali- nizden bile geçirebilir misiniz, diye sorarım size... Bu leş kokularınm, hergün değil, fakat sıcaklar basmca İ sik srk duyulduğu yer, bir me- zarlık köşesi değildir. Buradaki ölüler, toprakta de- gil, teşrih masası üstünde ya- tarlar. Adli Tıp dairesinin hemen yanında, sabah akşam, önün - den cenaze otomobili ve tabut eksik olmayan üzeri camlı bir bölme vardır, Adına Morg der- ler. Ölülerin testerelerle kesili; İ parça parça doğrandığı bu böl- me, İstanbul Emniyet Müdür- | lüğünün birkaç adım ilerisinde | ve tramvay yolunun hemen ya- nındadır. Önü, arkası, - şehrin en işlek i semtleridir. Geniş bir mahalle- nin ortasında; sağı solu işlek iki caddeye çıkan yerde, bir ölüler sergisi! Evvelki akşam yine denizden çıkarılmış şişkin bir ceset getirmiş olacaklardı. Bütün mahalle halkı, köku- dan sabaha kadar uyuyamadı. Morg idaresinin değerli he- kimler elinde olduğunu, ölüle- rin kokuya mâni olmak için buzlu dolaplarda saklandıkları- nr duymuştum. Fakat, mezarından yeni çık» mış bir ölü de çiçek bahçesi gi- bi kokmaz ya... Değil mi ki, bu- rada Morg vardır, ve bu Morga olduğu bir Belçika zabiti & onu | ölüler getirilir; elbette yanı ba- tanırdış, oda bunu çakmış ve | Şındaki evler, kokudan rahatsiz Alman siperlerine doğru kaça | olacaklardır. rak kurtulmuş. İtilâf istihbarat- çıları buna inanmıyor, Alman- larda bunu görenlerin çok ol- duğunu söylüyorlar. Bu, casus- la: kraliçesinin son hizmeti ol- muştur, (Arkası var) Şifreli kibrit kutusü | Kibritler kısa ve uzun kesilmiş ve üzerlerine noktalar konmuştur) | Tic Satılmak üzre rı şelere dağıtılmı | yango biletlerinden Eşya Piyango komisyonundan:| esmi, gayri resmi müessesat ile saygı değer ki- | ş olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı eşya pi satılamayanların en geç 10 Haziran 935 ta: ne kadar İstanbul'da Dördüncü Vakıf hanı birinci katında 13 nu- marada bulunan piyango komisyonumuza gönderilmesini ve bu ta- rihe kadar gönderilmiyen biletlere | eder ve biletlerimizi Tttihad Telefon : satılmış gözile bakılacağım ilân satmak suretile değerli yardımlarını esirgemi- yen spor severlere teşekkürlerimizi suna; . —— EZ, Milli ı O Türk SigortaŞirkeli Harik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Mefkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. 4102 4.4887. Ben burada Morg idaresine, yahut hekimlerine: — Niçin ölüleri parçalıyor - sunuz? diye çatacak değilim. Önlar, sadece ödevlerini yapı yorlar. Çatmak istediğim şu: — İşlek bir mahallenin tam ortasında Morg yapılır mı? Ve ölülerin yaydıkları koku, yaşa- yanların sağlığına dokunmaz mı? Eski Morg, yanan Adliye da- iresinin arkasmda, ve geniş bir bahçenin en içerlek yerinde idi; Sorsak ki, şehrin uzak semt- lerinde Morg için başka bir ya- pı bulunamaz mı? Salâhaddin GÜNGÖR ve mühendis Nuri Dağdelen ver miştir. 1 60 lira devlet demiryolları i- dare meclisi üyesinden müteka- it mühendis Ösman Gencer. Bu zat ayni zamanda mutasarrıf ol duğu apartmanın geliri olan se- nevi 2 bin liranm yüzde üçünü teberrü edeceğine kuruma ta - ahhüt vermiştir. Haydarpaşa devlet demiryol- || ları kimyageri Cemal Sancar | 20, Galatada Voyvoda hanında İ karton kâğıt fabrikası sahibi | Muhittin Sart 20, Galatada ii mar hanında tütün tüccarı İb- rahim Santur 20, Eyüpte eczacı Hikmet Atlamaz 20, Elektrik İ şirketi memurlarından Celâled- din Cermeyan oğlu 20, Merkez Rıhtım hanında 2 inci katta va pur sirketi sahip'erinden Bazı. Taner Benzamer 190, Beyoğlu Meşrutiyet caddesinde Yeme nici sokağında ). M. Sayak 20, Şehir meclisi üyelerinden Hak- kiye Kural 20. Ereğli Maden kömürleri şirketi 1500 lira ver- miştir, Yumurta tacirleri İstanbuldaki yumurta tacir « ' Mahalle İçinde! NDiMiZ Fazla söze ne hacet Bir ara lâfr geçtiydi.. İs- tanbul Belediyesi “Avrupadaki gibi” kahvehaneler yapacakmış iy Bem Avrupada kahveler diyince Almanya, İtalya, Fransa, Avus turya akla gelir, Buralarda önü geniş kaldırımlı ve sokağa doğ- ru çıkmış büyük kahveler var- dır. İngilterede böyle kahve yoktur. Hepsi çayhanedir ve cadde üstünde değildir. Mevsim geldi. Havalar ısın- dı, Halk evlerde oturamıyor, dışarı çıkıp hava almak istiyor. Şü bir iki ye bir ai tan sıcak, bir taraftan * , kimsede derman bırakmamıştı. Şehirli dışarıya çıkınca şöyle otüracak uygun bir yer arıyor ve bularmyor. Çolu çocuğile şöyle oturup nefes alacak bir kahvemiz yok- Hava Tehlikesine Karşı | Balıkpazarında (Baş tarafı 1 incide) leri hava kurumuna yardımda bulunmağı okararlaştırmışlar - dır. Kılıç Kardeşler 200, Gisu- nalı Hamdi 200, Sabri 100, Pe- tervis 100, İslâm zade Fethi 100, Kuloğlusu İbrahim 100, Demyanidis 100, İshak Behar 80, Romano 75, Hikmet Fevzi 75, Rafael 50 lira teberrü etmiş- ler, ayrıca yılda 25 er lira vere- rek daimi üyeliğe yazılmışlar - Jdır. Müteahhit Hayri 4000 lira verdi Ankara, 3. A.A. — Hava tehlike sini bilen üyeler listesi : Aslan Nuri, İstanbul yeni postane karşısında Kazasker han No, 8 mü- teahhit 20, Salih Zezi . Eğilmez Ca- dâloğlu o Nuruosmaniye cad. 10.35 maliyeden mütekait 25, İzzet Gök- demir Beyazıt Mitatpaşa cad. No. 2 sabık Kastamonu valis! 20, Türk kö- mür madenlerin OAnonim şirketi 1000, Antalya nakliyatı umumiye şir- keti 500, Mazhar Özbil (o Eskişehir piyango bayli 24, Hüsnü Erzene Es- kişehir kültür | direktörü 24, Yusuf Ziya Kösem Eskişehir 24, Hayri Ka- yadelen İstanbul ' Srikeci o Mühür darzade han No. 27 müteahhit mü- hendis 4000, Riza İnan Malatya tüc- carlarından 20, E ÇATIYORUZ! a iel aski LA ALMALAR Ne Dersiniz? Haniya Örnek Kahve ? şen em amman mİ tur. Hele dinlenmek ve rahat edebilmek, hava almak için bif temiz yer göteremeyiz, Nerde va? Hani Belediy” nümune kahve yapacaktı. üz li, Pangaltı, Sultanahmet, Gük hane parkı gibi yerlerde kâf için değil, halkın nefes alma; ve sinirlenmeden oturabilmesi için temiz bir iki kahve, gazin? açsa, ne iyi olur. Bunları gör“ hususi kahve sahipleri d si teri bulmak için belediye gi yapmağa mecbur kalır, Bizde her iyi şeyi mutlak beylik kuvvetlerin halka gö” termesi bir âdet oldu. Bunu içindir ki, bu örnek kahve işini de Belediyeden bekliyoruz. BW” nun da şimdi tam sırasıdır. Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz ? Mİ Çöküntü (Baş tarafı 1 incide) pazarında 47 sayılı Ankara kar tariye kooperatif şirketinin '” katı arasındaki düşeme birde” ,bire çökmüştür. ie Çöküntü neticesinde — > Halil, Hüseyin, Agop ve Te iz Papasyan isminde dört kisi y ralanmışlardır. YaralılarCa ii paşa hastahnesine gönder v8 ler, yapılan muayenelerine” e iŞ tırılmalarına lüzum görü ar v6 tir, Dükkânda bir hayli Zât” ten ziyan vardır. Yağ iskelesir.... henüz taşınmakta olan VE he * ci kata yığılan çuvalları : men hepsi yuvarlanara gin lüp saçılmışlardır. Döşeri a bu çuvalların ağırlığına anla“ mül edemiyerek çö! W şılmıştır. di 7 LLOYD EXPKE... İ postasını yapan vapurları? edek ziran Perşembe günü hare” yart « PİLSNA > vapurunda” ne 9 İ limanımızdan sabah 1 e pal İ hareket edeceklerini ras | ka bildirirler, ri? LLOYP, Rig 4 CEN d ği