Ayrılınca Bir Altınla Do Ama... Sorarım size, bugün bizim karşımızdaki Bizans ve Bizansın — karşısındaki biz o günkü ordumuzla o günkü Bi - zansın durumuna benzer bir durumda mryız? O zaman bu şehirde oturan hükümdar da, o hükümdarın as- kerlerini idare eden emirler de daha çalışkan ve ellerinden iş çıkar adamlardı. Kostantıniye- nin nüfusu ve Bizansın diğer ka- sabalarından ve — köylerinden toplanabilen eli silâh tutar hıris- tiyanların sayısı çoktu. Deniz tarafı ise büsbütün ellerinde idi. Diledikleri zaman İtalyadan istedikleri kadar yardımcı kuv- vet toplıyabilir ve getirtebilir- lerdi, Halbuki şimdi Kostantmi- yenin ahalisi azalmış ve deniz- ler bir daha gelmemek üzere Bizanstan uzaklaşmışlardır. İtal yanlardan imdat geleceğini tah- min edenler de aldanmaktadır- lı_r, zira mezhep düşmanlıkları yüzünden araları açılan şarki ve garbi Romalılar el ele veremiye- ceklerdir. Bize gelince... Bizansın düşü- ŞÜ, nasıl hızlı olduysa, bizim Yyükselişimizde de öyle bir hız göze çarpıyor. Atlılarımız ve yayalarımız o kadar coğaldı ki, şimdiye kadar bayraklarımız al- la toplanan orduların en bü- bugün elimizdedir. diye- im. Siyast nüfusumuz da yükselmiştir. Sonra, elimizde, bütün istediklerimizi rahat ra- hat yapmamıza imkân verecek derecede büyük bir servet var. BHazinelerimiz doludur. Binaenaleyh.. artık, Kostantı- niyenin bir Türk şehri olmama- $t için ortada hiçbir sebep kal- mamış bulunuyor. Size teklifim şudur: Ya bu şehri alalım... Ala- mazsak bile almak için çarpıştı- Bimızı surları önünde birer birer ölerek yarın gelecek olanlara is- pat edelim.,, İkinci Mehmet, bir taraftan Bizansın hıristiyan âlemi ile olan siyasi temaslarını, yardım aramak için kapı kapr dolaşan murahhaslarını takip ettiriyor, bir taraftan da kendi adamları- yun manevi kuvvetlerini yükselt- meğe çalışryordu. Bizansı muhasara — etmek, Türk çocuk oyuncağı geliyordu. Bundan çe- kinen yoktu. Fakat Edirnede ve Oordunun içinde yapılan bir pro- paganda vardı. ki, İkinci Meh- :m 'ıtekl:ıu[nun tesirlerinden or- usunu kurtarma; 'or ve bunun için uğraşıyordu. ” Türkler Bizansı az muhasara etmemişlerdi. Fakat hiçbir mu- hasaradan 82 7lam ve nihat bir mneticealmak mümkün olama- mıştı. Bunun sebeplerini onun kadar diğerleri de biliyorlardı ve bildikleri içindir ki birçok beyler, paşalar mütereddit dav- ranıyorlardı. Türkler ne zaman Bizansa saldırmışlarsa — bunun fenalığını mutlaka çok gecme- den görmüşlerdi. Ya bir ehlisa- lip Tunayı aşarak üzerlerine saldırmış, bir Nigebolu harbi yapmıya mecbur olmuşlardı ve- yahut arkalarından bir Honyat tehdidi belirmiş, İkinci Muradı şarap içtiği masanım başından kaldırıp Karatavuk ovasına yol- lamış, ihtiyar halinde ona eğer üstünde uykusuz geceler geçirt- Mişti. Acaba bunlar birtakım tesa- düflerden mi ibaretti; yoksa Bi- zans bir ölüm tehlikesi karşısın- da kalınca garp hıristiyanları işlerini güçlerini bırakıp onun müdafaasına mı koşuyorlardı? Hoş... Bunlar öyle birtakım vesileler, sebepler oluyorlardı ki 'Türk kendisine ııldınn_lm te- peledikçe boynu vükseltiyor ve e) ATHLA Yazan: Nizamettin NAZIF l a üşie ça n ae zi ea Gece Yarısı Sıcak Yatağından, Genç Cariyesinin * TAN ” tefrikası : 36, Koynundan Altın Tepsiyi İdurarak... kendisini yükseltiyordu. Nige - boludaki büyük zaferin az fay- dası mı olmuştu. Haydi diyelim ki; Nigeboludaki büyük Türk za ferinin yeni Türk imparatorluğu na kazandırdığı siyasi kıymet- leri, orta Asya Türk İmparato- ru Timurun Ankarada kazandı- ğt harp kaybettirmişti de Hon- yadla yapılan harbin eski siyasi kıymetleri kazandırtan bir fay- dası olmuştü. Fakat artık bu kâfiydi. İşte Honyad kımıldanmaktan çeki- niyor ve işler pek âlâ tıkırına girmiş bulunuyordu. Böyle bir zamanda, sulhün tatlılıkların- | dan istifade etmek varken, ne diye, yeni baştan, başlarını der- de sokacaklardı? Bu propaganda, Edirne sara- yının içinde de kendini hissetti- riyordu. Ve açıktan açığa diyor- lardı ki: “Hiristiyanlarm mezhep kav- | gaları ile uğraşmalarına büyük | bir kıymet verilmemelidir! On- lar sıkıyı gördükleri zaman her şeyi unutup tekrar el ele vere- ceklerdir.,, İkinci Mehmedin gizli siyasi işlerde en yakmn adamı olan Zag- nos paşa bu fikri yaya* adamın sadrazam Halil paşa olduğunu söylüyordu. Çandarlı Halil paşa böyle bir fikirde bulunabilir miydi? Bulu- nabilirdi,.. Onun ileri gelen Bi- zans asılzadeleri ile güttüğü dostluk meydanda idi. Edirneye gelen Bizans sefirlerine karşı gösterdiği rabalık çeşnisi gösteriyordu. *“Gece gündüz, hatta yatağına girer ve uykudan uyanırken, sa- rayında ve saray dışında iken düşündüğü yegâne şey Kostan- tmiyenin zaptından ibaret olan padişah (1),, n bu hal hiç de ho- şuna gitmiyordu. (Arkasr var) (1) Bu cümle olduğu gibi Cineviz müverrihi “Dükas,, ındır. İstanbul Komutanlığı —| Satınalma Komisyonu Htânları | ası bulunduğunu, Sürkontrdan sonra Bir sürkontrdan sonra kontru söyliyenin arkadaşı elinde hiç olmazsa damdan başlıyan dört kâğıtlı bir rengi veya beş kâğıt- lr bir rengi bulunuyorsa bir şey söylemelidir. Fena bir durum- dan kurtulmak için en sağlam yol budur. İlk deklârasyonu yapan, eğer kendisinden evvelki oyuncu bir şey söylemezse, sözü sürkontr diyen — arkadaşına bırakmak üzere pas demelidir. Fakat eğer kendisinden evvelki oyuncu bir şey söylemişse ve hasmın ren- ginden muhakkak bir löve ala- bilecekse kontr demelidir; has- mun renginden sağlam bir löve- si yoksa sözü yine sürkontr di- yene bırakmalıdır, Düşman rengi Arttırmaların - başlangıcında hasmın rengini deklâre etmek (yani meselâ hasmın bir körü- ne iki kör demek) bu rengiti ya yahut şikan olduğunu gösterir, Böyle bir deklârasyon için el çok kuvvet- li olmalr ve manşı yalmız başı- na yapabilmelidir; şu halde beş buçuk onör lövesi, yahut ta çok kuvvetli bir renk varsa biraz daha eksiği bulunacak demek- tir, Bu deklârasyon manşa ve hatta şleme gitmek için bir zor- lamadır; bu tarz daha fazla kontrakt briçte kullanılır. Hücum kontru Hücum kontru, hasımların taahhütlerini yerine getiremi- yecekleri ve ceza verecekleri kanağatil eyapılan kontrdır. Ça- ğırış kontrunu anlatırken bu iki çeşit kontru nasıl ayırt etmek lâzımgeldiğini göstermiştik. AA Aaidli iki durum Hücum köntrü “için iki dü- rum vardır Birincisi: Hasımların deklâ- rasyonu manş yapmalarına ye- ter; şu halde, kontr muvaffak olmasa bile zararr ızdır ve en 'az bir kuvvetle yapılabilir. İkincisi Hasımların deklâ - rasyonu matış yapmalarıma yet- mez; fakat kontr muvaffak ol- mazsa manş yaparlar. Böyle bir durumda, kontr demek için dü- şeceklerine hemen hemen ka - nağat edilmiş olmalıdır. Böyle bir kontr için hiç değilse iki löve düşecekleri ümidi ve hiç değilse kozdan sağlam bir lö- ve bulunmalıdır. Dikkat etmek Hadımköyündeki birlik- ler ihtiyacı için bir kilosu- nun tahmin edilen bedeli 29 kuruş olan 40.000 kilo sığır eti kapalı zarfla eksiltmeye konulmuşdur. İhalesi l Haziran 935 salı günü saat 15 dedir. Şartnamesi Fın- dıklıda Satınalma Komisyo nunda görülebilir. — Eksilt- meye gireceklerin 870 lira- lık teminat mektubu veya makbuz ve kanunun 2, 3 cü E:ıdd:kll;l::e yazılı vesika- a birlikde teklif mel - ları belli'gün ihale sastar. dan en az bir saat evveline kadar Komisyona vermele- ri, (2814) ... Kıt'at ihtiyacı için beher kilosunun tahmin edilen be- deli 25 kuruş olan 18 ton pi- rinç açık eksiltmeye konul- muştur. İhalesi 3 Haziran 935 pazartesi günü saat 15 tedir. İsteklilerin şartname- siniher gün Fındıklıdaki satınaAlma — komisyonunda görebilirler. Eksiltmeye gi- receklerin 338 liralık ilk te- minatlariyle birlikte vak- tinden evvel komisyonda hazır bulunmaları. (27056; 3 37 3882 lâzımdır ki, hasıunlar yüksek TAN aa aa nnn aa ae manamen, | | ŞeVîŞMîler “ Evlenmeler Bir Kız Babasının Düşüncesi Yeni başlıyanlar için :36/ sa söyliyeceği iz kontrun mu- vaffak olması ihtimali azdir. Fakat eğer sizin deklârasyonla- rınzla zorlanarak arttırmışlar - sa, hele manşı kurtarmak- için arttırdıkları anlaşılıyorsa, kon- trçok daha müsâit bir duru- ma girer, Oyuncuların şahısları da bü- yük bir rol oynar, Bazı oyuncu- lar, umumiyetle, yapabilecekle- rinden fazlasını deklâre etmek- le tanınmışlardır; bulanlara ko- layca kontr denebilir. Başkala- rı (beton) denilen sağlam oyun culardır; bunlara kontr demek için düşeceklerine kanağat ge- tirmek ister. Nihayet kontr de- nilirken arkadaşın deklâras- yonlarına az çok inanmak ge- rektiğini de unutmamalıdır. Eğer kontr yalnız kozun uzunluğuna dayanıyorsa, has - ma renk değiştirmek fırsatı yermemek için susmak daha iyidir. Kontrun fenalıkları Kontrun birçok fenalıkları vardır: 1 — Hasma çok faydalı yol gösterir. Eğer kontr koz kuv « veti ile söylenmişse, hasmın hiç düşünmediği veya başka türlü yapmağa çalışabileceği empaslar yapmasına meydan verir, Eğer kontr, onörlerin kuvvetile söylenmişse hasma bu önörlerin nerede bulunduk - larını gösterir ve kolay empas- lardan başka oyun sonlarında geri kalan kâğıtların nerelerde bulunduklarını tamamile mey- dana çıkarır, Bunun içindir ki, kontr ekseriya bir löve kaybet- tirir. 2 — Kontr hasma deklâras- yonunun muvaffak olmıyacağı- nı gösterir ve daha iyi bir dek- lârasyon yapmasına fırsat ve- Tir, 3 — Kontr a bir elle LHİ Y TC LA 1 > Öyle bir durumdasınız ki, manş yapmanız ihtimali de var, kontr diyebilmeniz imkânı da.. Hangisini seçmeli? Eğer hiç değilse i'ci löve dü- şürtebileceğini. muhakkaksa kontr demeli, çünkü diğer ta- raftan kâğıtların çok fena da - ğılmış olması yüzünden manş yapılamaması ihtimali vardır, Bilenler için v ..5. HAsr4? #1041 sayılı bir deklârasyon yaparken ellerindeki şikan ve tek kâğıt- ları da hesaba katmışlardır. Şu halde düşünmediğiniz sürpriz- ler karşısmda kalabilirsiniz. Kontr kuvveti Hücum kontru, elinizdeki ve arkadaşınızın — deklârasyonun- dan anlaşılan löve sayıları kar- şı tarafı düşürebileceği zaman söylenir. Elinizdeki löve sayı- larını bilmek için, bir rengin ancak ilk iki lövesini hesap et- melidir, Meselâ as, rua, dam üç löve gibi görünürse de ancak iki löve olarak hesap edilmeli- dir, Bir renk çok uzun olursa, hele o rengi arkadaşınız tut- muş bulunursa, bu renkten bir lâğveden fazla ümit etmemeli - lr. Arkadaşm getirebileceği 1ö- V_h'r sayıları da şöyle hesap edi- 4 Eğer bir başlangıç deklâras- yonu yapmışsa ondan iki löve ve deklârasyonu bir sanzatu ise hmıı_:ş hemen üç löve ümit edebilirsiniz. Eğer bir müda- faa deklârasyonu yapmış veya sizin deklârasyonunuzu tutmuş sa, kendisinden bir löve bekli- yebilirsiniz; nihayet, pas de- mişse ondan hiçbir şey bekle - meyiniz, Arttırmalara dikkat etmek çok önemlidir. Eğer hasımlar, sizce zorlanmadan kendilikle - Trinden deklârasyon yapmışlar. z T 5a e N #wssr ” N vir ... h çot l0s4 H 106 A RD V s1k0sU & avrs2 wıroDvs S1DVv73 06 .. Kâğıdı (S) vermiştir. (S) birden dört kör oyna- mıştır. (0) oyuna pik ruası ile baş- lamış, sonra pik damını oyna - miştir, (8) ikinci piki keser. Eğer işe koz çekmekten başlar ve hasımlardan birinde dört koz çıkarsa, karo ruası tek yanlı olarak (E) de değilse karodan el vereceği için hasımlar bu sı- rada sağlam piklerini yaparlar. Bunun için (S) karolarını mor- da koz varken sağlamlamalı- dır. Mordaki koz, hasımların kendi elinden pik kestirmele - rinin önüne geçer. Eğer hasım- lar karodan el tuttuktan sonra pik oynarlarsa, (S) bunu kes - miyerek bir trefl kaçmalıdır. Bundan sonra mor keseceği için hııım_lır artık pik oynıya- mazlar. Diğer taraftan (5) ka- rolarını sağlamlaştırmak için empas yapmak — düşüncesile trefl asile mora geçemez, çün- kü aleyhine olarak bütün trefl- lerin sağlamlanınası tehlikesi - ne düşer. Bunun için (S Jikin- ci piki kestikten sonra karo da- miınt oynamalı, eğer hasımlar e Eyvlâdımızı, hele bir kız ise, nasıl terbiye etmelisiniz?.. Bir çok terbiye usulleri arasından birini seçmek - güç ve mükhim bir meseledir. Çünkü her ter- biye sisteminin birçok faydala- rı yanında birçok ta zararları zikredilir. Fakat senelerce ta - kip edilen bir terbiye sistemi- nin tamamile zıddına hareket edemezsiniz. Nasıl başladınız- sa onu pek az tadil ederek ta- kip etmelisiniz, Bize bir çocuk babası mek - tup yazıyor, 17 yaşında bir kız babası, R. Şemsi imzasile ya- zılan bu mektupta işinden çe- kilmiş bir memur olduğu anla- şılan okuyucumuz diyor ki: “se Saçım, sakalım ağardı ama eski kafalı babalardan de- gilim, Kızımı mektebe gönder- gibi, bundan sonra da tahsiline devam ettirmek isti - yorum, Onun birçok isteklerini yerine getirdim, Mektebe gidip gelirken yolda om. takip et- mek, hateketlerini — kontrol et- mek aklımdan geçmiyor. Çün- kü kızıma emniyetim vardır. Fakat son zamanda onun bir temayülü beni endişeye düşür- meğe başladı. Yazın Erenkö - yünde otururuz; - orada bir ar- kadaşımın ailesi komşumuzdur. Bir oğulları var. Biraz haylaz ve züppe bir gençtir. Kızım pek küçük iken kendisile beraber oynadığı bu gençle son zaman- Tarda fazla alâkadar oluyor. Be- raber İstanbula inip çıkıyorlar; cuma günleri beraber başka ar- kadaşlarını ziyarete gidiyorlar ve geziyorlar. Şimdiye kadar çok müsaade verdiğim için se- lış mı hareket ediyorum. Siz ne de: iz izde cinsi terbiye yok- tur. Avrupa ve Afrikada çok- tan başlıyan cinsi terbiye böy- le vaziyetlerde gençleri serbest bırakmaktaki mahzurların önü- ne geçer. Çünkü bir erkek ve bir kız gencin beraber gezmesi, yalnız kalması mutlaka tehli- keli fikirlere, teşebbüslere yol açmamak lâzımgeldiğini telkin eder, Bizim eski terbiyemize göre her kadın ve erkek yan yana gelince mutlaka cinst ih- tiraslara saplanırlar... Eğer çocuğuna serbest bir terbiye verdiğini söyliyen R. Şemsi bu terbiye sistemini ta- kip edebilmişse, — çocuğunun her hareketini endişesiz bı- rakabilir. Yok eğer bu yarım ve karışık bir terbiye ise belli etmiyerek çocuğunu takip et - meli ve endişe edilecek hareke- tini görünce onun komşu genci ile yalnız kalmasına — büsbü- tün başka mahzurlar icat ede- rek — mâni olmağa çalışmalı, e Bazı hastalıklar ve bazı art- zalar çocük sahib' olmaktan insanı mahrum eder, Bazı has- talıklar yüzünden de doktorlar kadınlara çocuk doğurmalarını yasak ederler. Bu hastalıklar geçmeden çocuk doğurmak çok bunu almazsa karo ası ve kü- çük karo ile devam etmelidir. Prensip: Taahhüdü yapan o- e simi çıkarmıyorum. Acaba yan- || gaa > Gder, İzeserad aa d Buz Ü KUÇUK IİLÂNLAR —— ——— —— defa bir kadının hayatına mal olur. Konyadan Niyazi imzasile gelen mektupta böyle bir ya- saktan şikâyet ediliyor: “.e Dört senedenberi evli idik. Birçok detalar çocuk sahi- bi olmayı ben istemedim. Büt: çem müsait değildi. Fakat ka: rım altı ay evvel hastalandı. Kendisini Istanbula götürüp doktora gösterdim; birtakım ilâçlar verdi ve: “Sakın çocuk doğurmayınız!” dedi. Ne zama- na kadar? Hastalığı iyi olana kadar... Altı ay içinde iki defa röntgen alıp doktora gönder. dim. Yine ayni sözleri söyledi. Dört senedenberi ben çocuk is- temiyordum, lakat böyle bir yasak karşısında adeta isteme- ğe başladım. Eğet bu yasak de- vam edecek olursa kanun ara. mızdaki nikâhın kaldırılmasına müsaade etmez mi?..” Kanundan evvel - elinizi vic. danınıza koymanız - lâzımgel- mez mi? Dört senedir evli ol- duğunuz bu kadın şimdi bir hastalık geçiriyor ve bu yüzden çocuk doğurması yasak edilmiş bulunuyorsa onun günahı nedir ki, boşamağı düşünüyorsunuz? Biraz sabırlı olunuz. Belki bir iki sene içinde bu arıza geçer. Altı ay içinde geçmemesi tabi- idir. Sizin hareketiniz. ve dü- şünceniz bu kadını boşamak için adeta bahane aradığınızı sandırıyor, Dört sene çocuk is- tememişsiniz, altı ay içindeki bu acelenize sebep ne?.. OPERATÖR Doktor Nimet | Ankara — caddesi d | Lumdldk” Tkali 2i KMu | saat ?-6 hastalarını kabul 3232 <H Üsküdar orman işleri memurlu- gundan: Kaçak getirilmekte iken yaka- lanıp zaptedilmiş 341 kental 50 kilo meşe karışık odunla 352 ken- tal 24 kilo meşe karışık kömür 1056 demet furun çalısı 600 adet sepetçi çubuğu 300 adet çimşir kaşık 210 adet harman küreği 2052 adet ymurta tahtası 2 adet ceviz kütüğü 876 kilo ardıç tohu- mu 15-5 935 tarihinden itibaren açık arttırmaya konulmuştur. İse teklilerin gelip malümat almaları ve ihalesine müsadif 29-5.935 çar- şamba günü saat 14 de pey akçe- lerile Haydarpaşa Orman dairesin- deki satış komisyonunda hazır bu- lunmaları. — (2863) 3881 3 LİRA—Tuvalete ve ıtriyata ait hef ne yapmak isterseniz herkesin yapa- bileceği şekilde formülünü yazar önderirim. Sönfen lâboratuvarı, Ka- &Hy rıhtım 76. 3935 Artık İhtiyarladım diye yese kapılmayınız... | AÇ yayp ettiğiniz gençliği| yuncu, hasımlardan birin- n A AK de kendi elinde kalan kadar ko- L D Za rastlamaktan korkarsa ve &$ diğer taraftan elinde heniz | | SEKSÜLİN sağlamlanmamış uzun bir renk bulunuyorsa, mordaki — üçük | | Bozulan sinirleri kuvetlef kozları düşürmeden evvel uzun rengini sağlamlamalıdır. Ş u şartla ki, mordaki kozlar. ha- sımların, kendi elinden kâğıt kestirmelerine engel olsun, Eğer taahhüdü yapan oyun- cudaki uzun renk, olabilecek bir empas gösteriyorsa, bu gibi hallerde empası feda edip, ren- dirir, yorgun beyinler? ıhtiyacı olan fosforu verer&” kana gençliğin hararetit! AŞILAR. MUTUSU 200 Krş BEŞİR KEMAL — MAHMUT cEVl;, MA ECZANESİ SİRKE' gin ilk lövesini hasımlara ver- melidir, p j h sü