a — . Apollon Futbolcuları Geldi ÖNÜMÜZDEKİ CUMA GÜNÜ BEŞİKTAŞLA KARŞILAŞIYORLAR Galatasaray - Beşiktaş kulüp ı lerinin müştereken getirttikleri (Apollon) Yunan takımı dün saat 12 de (Regel Caroli) vapu- rile şehrimize gelmiştir. Takım on beş futbolcü ve bir idareci ol- mek üzere 16 kişiden ibarettir. Apollon takımı önümüzdeki cu- © G 6 İstanbulFutbolününidaresi Bu idarenin gülünç tarafları, yapı- lanlara bir göz gezdirmekle anlaşılır Söz vermiştik: istanbul fut. boluna faydasından ziyade za- rarı dokunan şimdiki İstanbul Futbol Heyetinin iş başına geç- ti geçeli, ne gibi biribirine aykı- rı işler yaptığını, ne mantığa, :izama sığmayan kararlar ver- iğini yazacağız iştik. Bu- gi DU e beğlyeraz a Bi Niçin caydı? Bu heyet, resmi maçların ha- kemlerinin kendisi tarafından seçilmesine karar verdi. Hakem seçmek işi kulüplere bırakılınca patırdı eksik olmaz. O kulüp fi- lân hakemi gösterir, bu kulüp istemez, Bu kulüp falânı ileri Sürer, öteki yanaşmaz. Bunun için Heyetin kararı çok yerinde idi. Fakat daha ilk haftasında caydı, kararını yaladı, Yine ha- kem seçmek işini kulüplere bı- raktı ve gürültü eksik olmadı. Niçin böyle yaptı: Çünkü ha- ke mseçebilmekten âcizdir, Çünkü kulüplere söz geçirebil- mekten âcizdir, Adamına göre.. Geçen sene bir Fenerbahçe - Galatasaray maçı yapıldı. Bu maçtan evvel, B takımında oy- nıyan oyuncuların birinci ta- kımlarda oynatıla.nıyacağına Futbol Heyeti karar vermişti, Fenerbahçe bu karara alda: * TAN " m tefrikası : 24. —M âa Sarı Dbal| Bürhan CAHİD — Eecey. Sonra? — Sonrî. nazik, terbiyeli bir adamdı... B — Galiba uzaklardan geldi - niz, diye sordu. Çiftliğin adını işitince âdeta tanıdık çıktı: — Öyleyse Demir beyin kızı- smuz! dedi. Orada seni — tanımayan yok baba. Bu kadarcık tanıştan son- ra kendi de kim olduğunu söyle- di. Şirkette mühendismiş. Altı ay önce gelmiş. Bana: — Demir beyi burada herkes bilir. Onun buraya misafir ge - len kızını ağırlamak bize borç- tur, Bir çayımızı içerseniz bizi sevindirirsiniz, dedi. Bu gazino şirkette çalışanla - ra mahsusmuş. Yarım saat kadar orada ko - nuştuk. Şahin bey çok nazik bir delikanlı. Bana şirketin Basib - rin'de neler yapmak istediğini, ma günü ilk maçınr saat 16,30 da Beşiktaş ve ikinci maçını da Pazar günü saat 17 de Galata- saray takımlarile Taksim sta - dında yapacaktır. Gerek Beşik- taş ve gerekse Galatasaray ta - kımlarına muvaffakıyetler dile- riz, rak B takımında oynıyanları bi- rinci takrmda oynatmadı. Gala- tasaray bu karara aldanmadı ve oynattı.-Neticede, kararına ita- | at etmiyeni cezalandırması lâ- zımgelirken maçın tekrarma karar verdi, Bu kararını da Fe- _d_erııyon bozdu. Iüpır:elğt:,ı. Çiltk na- bilmekten âcizdir, kararlarını adamına göre değiştirir; çünkü mesele çıkarmıyacak ve bozul- mryacak kararlar verebilmek- ten âcizdir. Devam ettiremez Fenerbahçe ile Galatasary arasında gürültülü bir hadise oldu. Bu hadise Futbol Heyeti- nin zâfından ileri geldi ama bu- nu bir tarafa btrakalım. Heyet, herkesin önünde aczini örtebil- mek içn Fenerbahçeden ve Ga- latasaraydan sekizer oyuncuya ceza verdi. Bunlardan müebbet boykot verdiği Hüsamı gitti, dördüncü ayda affetti. Niçin affetti: Çünkü esasen bu cezaları kendi kusurunu ört- mek için vermişti ve çünkü ver- diği cezayı devam ettirebilmek- ten âcizdir. Mükemmel örnek ! Hakeme itaat fikrini bütün sporculara telkin etmesi lâztm. kumpanyanın müdürü Turgut beyin çok değerli bir adam oldu- ğünu anlattı, Turgüt beyi tanır- sın değil mi baba? « Nasıl tanımam. Kaç kere ç.ıh!ığşe_ ıl:= Misafir kaldı. A stanbuldaymış. Tel graf almışlar. Yakında geliyor- muş. O gelince daha bir çok iş- ler yaprlacakmış, Orası âdeta bambaşka bir yer olmuş baba. Polonez kadmlar yerlileri de kendilerine uydürmuşlar, gör . sen eskiden umacı gibi, insan - dan kaçan köy kadmları şimdi başlarında güneşlik, yüksek ök- çeli iskarpinlerle iş görüyorlar, Gazinoda hizmet eden bir kaç köylü kızı fransızca bile öğren- işler. mğ)emîr bey derin bir hazla Erguvanı dinliyordu. Genç kız gördüklerini anlatıyordu: — Seni oraya muhakkak gö - türmek isterim baba. Çok lıc:şu- na gidecek. Şahin bey Basibrin'- de kadınların da çok at meraklı- sr olduklarını, her sabah tenis r,arasıra gelirsem oynadıklarını onlarla iyi vakit — geçireceğimi | Merkezi Umumi de Fenerbah- gelen Futbol Heyetinden birisi, bir maçtan sonra hakeme karşı geldi, hadise çıkardı. Futbol Heyetinin diğer azası kendi aralarındaki bu arkadaş- larma bir sene boykot verdiler, fakat bu cezayı derhal Laldırdı- lar. Niçin böyle o''u: çünkü Fut- bol Heyeti sporculara iyi bir ör- nek olabilmekten âcizdir, çünkü başkasına gelişi güzel soktuğu çuvaldızlara mukabil kendisine bir iğne batırabilmekten âciz- dir, çünkü bir arkadaşınma ceza verdiği zaman ya o arkadaşı fe- da etmek veya Heyetin çekil- mesi lâzımdır, buna katlanabil. mekten âcizdir. Otorite mi kalır ? Fenerbahçe Bohemians is- minde ecnebi bir takım getirtti. Futbol Heyeti evvelâ bu maça izin vermedi. Sonra şild maçla- rına tesir etmemek şartile mü- saade etti. Bu mantılesız bir ka- rardı: Çünkü Fenerbahçe ayni günde hem ecnebi, h>3m de yer- Ji bir takımla maç yapamazdı,. Fenerbahçı ecnebi takımla oy- nayınca Heyet bu kulübü şild- den hariç bıraktı. Bu da man- tıksız hir karardı: Çünkü ccnebi takımla maça izin veren ayni Heyetti. Sonra ne oldu: Fener- bahçe itiraz etti, Federasyon Fenerbahçeye hak verdi, Heyet Federasyonu dinlemedi, fakat çeye hak verince yelkenler suya indi ve bu kulüp yeniden şikd maçlarına girdi. Böyle bir He- yet otorite kurabilir mi? Niçin bu böyle yapıldı: Çün- Heya P GKUN A A a an p D ge gün kararlar verebilmekten âcizdir, çünkü kendisinden yük- sek heyete itaat edebilmekten âcizdir, çünkü kendisine tâbi bir kulübe karşı kendi teşkilâtı içinde bile hak kazanabilmek- ten âcizdir. Aciz olmadığı şey Futbol Heyetinin âciz olma- dığı tek bir şey vardır: Bütün bu mantıksızlıklara, bütün hak- sızlıklara rağmen yerine yapı- şıp kalışındaki ısrar... Biz bugün hatırımıza gelen - Terden ancak bir kısmımı yazdık. W aa MAHKEMELER Yeni itiraflar Yapıldı Sarıyerde Elmasyan cinayeti failleri olarak bir müddet evvel zan altına almman Enver ve bah- çıvan Mehmet yeniden bazı iti- raflarda bulunmuşlardır. Cinayet tahkikatile meşgul o- lan müddei umumi muavini Fer hat ve adliye baş doktoru En- ver, bugünlerde, suçluları yan- larına alarak cinayetin işlendiği evde tetkikat yapacaklardır. * Kocası Salihi,, Ali ve Ha- san isminde iki gençle el birliği ederek taş ve sopa ile dövmek- ten suçlu Halime isminde genç bir kadının dün üçüncü cezada duruşması yapıldı. Davacı Salih, karısının Ali ve Hasanla bir gece karanlıkta ü - zerine hücum ettiklerini ve ken- disine dayak atarak başından yaraladıklarını söyledi. Halime ve diğer suçlular inkâr ettiler, Şahitlerin — çağırılması için duruşma başka güne bırakıldı. * Polis baş memurlarından Kadrinin evine girerek bazı eş- ya çalmağa teşebbüs etmekten suçlu İsmail oğlu Suphi dün i- kinci cezada 3 ay 27 gün hapse mahküm oldu. Müddetini dol- durduğundan bir hafta sonra ltıa_hliyc edileceğini öğrenen Sup L — Aman Reis bey dedi. İzin verin, altmış gün daha yatayım. Borçlarım var, Onları da öde - miş olurum! Ve tabif kendisine bunun im- kânı olmadığı bildirildi. * Ratkof imzasile bir tehdit mc!(lubu uydurarak Haber gaze tesine gönderen Bulgaristanlı Sabri hakkında verilmiş olan 1 ay hapis cezasını, temyiz son defa olarak yeniden bozmuştur. Sabrinin muhakemesine 22 ma- yısta ikinci ceza mahkemesinde başlanacaktır. * Maarif erkânını tahkir etti- ği iddiasından suçlu Zaman ga- zetesi aleyhindeki davaya 2 inci cezada devam edildi. Gazete sa- ——— İmtihan günleri durgulandıi Ekalliyet mekteplerindeki im tihanların haziran 12 de başla - ması ve 25 te bitmesi kararlaş- tırılmıştır. Resmi şehir ilk mek- teplerinde imtihanlar bir hazi - randa başlayacak ve 12 haziran- da bitecektir. Köy mekteplerinde imtihan - lar dün başladı. 26 mayısta bi- tecektir, Haliç Belediyeye geçecek Haliç şirketi ile belediye ara- Bu kadarcık sanmayınız. Yuka- rıdakilere benzer daha neler var ki, onları da yazacağız. Hatta bizim unuttuklarımız olursa sporcu okuyucuların bize bildi- receklerini de bunlara ilâve ede. ceğiz, Ta ki bu Heyetin yerine sıkı sıkı yapışmaktaki yüksek sındaki anlaşamamazlık mah - kemededir. Mahkemenin hazi - randan sonradır ki, şirket bele- diyeye geçecektir. Ancak, Eko- nomi bakanlığı şirketin vaziye- tini tetkik ediyor. Halicin, mah- keme kararından önce de bele- diyeye geçmesi mümkündür. Temmuzdan itibaren, Haliç va- kudreti anlaşıls. zak. — Selçuk beni bir saatte ora- ya götürüyor. — Basibrin daha bir kaç yıl önce köylük bir yerdi. — Şimdi tanryamazsın baba. Otomobiller, kamyonlar, elek - trik, parklar... ü Demir bey şöyle bir doğrul « u: — Yarın beraber gidelim. Erguvan çılgın bir neş€ ile ellerini çırptı: b.__ Yolda koşu da yaparız ba- Demir beyin Basibrin'e git - mek istemesi oranın parklarını, elektriklerini görmek için de - ıg:âlıf“ı:: karar verirken göz- lm bir dü; in iz- leri belirmişti. şüncenin iz- Baştan savma cevap verdi: — Olur, olur. . Doğunun kızıl sırtlarından baş veren güneş cenuba doğru uza- nan bağlara sarı yeşil bir yaldız gibi dökülüyordu. purlarının belediye idaresine ge çeceği tahmin edilmektedir. Çiftlik avlusunda kolanları vurulan iki cins kısrak neşeli ne şeli kişniyor, çobanlar ağıllar - dan çıkardıkları sürüleri ovaya doğru sürüyorlardı. Sürülerin çayıra geçtikleri sa rt topraklı yoldan sarı bir toz bu lutu kabarıyor. İnceli, kalınlı çıngırakların dağnık sesleri ba- dem bahçelerine kadar - yayılı - yordu. Demir Bey çifte altı patları belinde avluda seyislere emir ve rirken taş merdivenden şık bir amazonla Ergüuvan göründü.Ba- şında kurdelâsı boynundan geç- miş bir avcı şapkası, Ayakların da lüstrin çizmelerle Bulonya ormanında gezmeğe çıkmış bir Parisliye benziyen genç kız gü - müş kırbacı saklattı. — Haydi Selçuk, bugün beni utandırma! Ve candan bir sevgi ile hay vanın alnını öptü. Demâı' Bey güldü; Ş * Ben koşacak değilim, na- file hazırlanma &-guvğınm Genç kızın iri siyah gözleri işil işil parlıyordu ; Bacaklar Nezir, yıldırımın korkunç ve meraklı hikâyesini anlatıyor Evvelki geceki yağmurlarda 'Topkapıda bir eve yıldırım düş- müştür. Aldığımız tafsilâtı ay- nen yazıyoruz: Yıldırım, Topkapıda Fatma sultan mahallesinde Şeyhülis - lâm sokağında 47 numaralı Ne- zirin oturduğu eve düşmüştür. Mutbak saçağını delerek geçen yıldırım, rafta yığılı duran bit sürü kap ve kaçağı delik deşik etmiş, ne var ne yok yere yu- varlamıştır. Raftan, duvarda asılı tel dola- ba sıçramış, iki yanından - del- miş, köşedeki tahta sandığı tu- tuşturmuştur. Bu yakıcı alevin delip geçtiği eşya arasında bir çaydanlık, bir hamam tası, biri porselen öteki alominyom iki tencere, bir ekmek tenekesi ve bir de tuz kutusu vardır. İşin en hayret edilecek tarafı YILDIRIM DUŞEN EV Evdeki Kadının Korkudan tel dolapta duran bir çiğ yumur tanın yıldırımın geçişi sırasında kendiliğinden pişmesi ve lop ha- le gelmesidir. Yıldırım düşmesi — hâdisesi gece yarısından sonra olduğu için, gök gürültülerinden Uuya- nan ev sahibi Nezir yatağından fırlar fırlamaz uyku serşemliği ile sofaya çıkmıştır. Açık duran mutfak kapısından içeriye göz atınca, ötede biride alevler pa - rıldadığını görmüş, bu, Neziri büsbütün afallatmıştır. Fakat, kendisini çabuk topar layarak yer yer tutuşan ve alev halini alan kaplama tahtalarını söndürmeğe başlamıştır. Bereket versin, ateşin geniş- lemesine meydan kalmadan ö- nüne geçmek kabil olmuştur. Yıldırırmın belli başlı tahriba- tı ve zararı bundan ibarettir. Yalnız, Nezirin karısı hâdise sırasında pek fazla korkmuş ve ayakları tutulmuştur. Bu ka. ÜARRAR, AAAT ALAN " < Miştir. Nezir ne diyor? Dün bir muharririmiz, hâdi- senin tek şahidi olan Nezirle görüşmüştür. Nezir, bakınız ne- ler anlatıyı “— Saat iki vardı. Çok yağ- mur yağıyor ve mütemadiyen gök gürlüyordu. Ben uyku ile uyanıklık arasında bir haldey - dim, Birdenbire çok fazla bir ışıkla gözlerimi açtım. Ve der- hal yataktan fırlayarak sofaya çıktım. Bu çıkış, belki üç beş sa- niye içinde oluverdi. Başımıza geleceği hissetmiş gibi idim, Koskocaman bir tarraka tepe - mizde patladı. Mutbak, sarsılır gibi oldu. Ve bir parıltıdır gö - zümü aldı. Her taraf ışığa bü- ründü. Kedi yavrusu kadar bir ateş parçası, mutfakta dört dö- nüyor, sağı, solu âdeta kavurup yakıyordu. Söndürmek için üze rine atılmak istedim. Fakat, pek farkında değilim ama, tutmak — Hele yola çıkalım da baba. Demir Bey yaşından beklen - mez bir çeviklikle sıçradı. Ve alışkın hayvan hemen geniş av luyu bir nefeste geçti. Kapıdan fırladı. Erguvan babasının arkasın - dan baktı. Gülümsedi sonra bir ceylân çevikliği ile sıçradı. ve Selçuk yayından sıyrılmış - bir ok gibi fırladı. Bir kaç saniye sonra iki süva- rinin arkalarında yükselen toz bulutları da görünmez oldu. Baba kız yol üzerindeki Sö - gdu ırmağa kadar yarıştılar. başına yaklaştıkları zaman Erguvan aradaki mesafeyi ka - patmış, at başı olmuşlardı. Su - ya gelince durdular. Demir Bey atladı: — Anlaşıldı, dedi. Beni atla- yacaksın, artık yarışmam, atla da yüzümüzü yıkayalım. Beş dakika dinlendikten son- ra tekrar hayvanlara atladılar. Artık uslu, konuşarak gidiyor « lardı. Basibrin mmtakasına girmiş- lerdi, Burada yalnız gaz kuyula- 16 . $ . 935 —— ı Tutuldu imkânı olmadı sanıyordum, Top alevin bir aralık mutbağın eşiği- ne çarptığını gördüm. Oradan kayboldu. Sonra anladık ki, eşi- ği delip alttaki kuyuya geçmiş... Ne yalan söyliyeyim, sağ kaldı- ğimıza şükür ediyorum. Geçir- diğimiz korku da cabası...,, İşte, Nezirin hikâyesi de bu«- rada bitiyor, Kapalı çarşiyı su bastı Evvelki gece yağan şiddetli yağmurlar neticesinde kapali çarşının bazı yerlerinden sular içeri akmış ve bir çok esnaf za- rar görmüştür. Bunlar dün be - lediyeye müracaat ederek, bir kısım çatı ve duvarların tchlike de olduğunu söylemişlerdir. Bunun üzerine belediye fen heyeti, kapalı çarşıda bir keşif yapmıştır. Muvakkat bazı ted « birler alınacaktır. Yeni Çeşid Otomobil Hırsızlığı Geçen gün gayet ustaca bir otomo:” bil ve lâstik hırsızlığı olmuştur. Bey- oğlunda Taksim taksisinde çalışan 2290 numaralı otomobilin şoförü ve s&hibi İsmail Galataya kibar bir müşe teri almış ve yola koyulmuştur. Ga- lataya geldikleri zaman bir hanın ö- nünde otomobili durdutan kibar müşe teri şoföre bir isi vererek bandam bt adamı çağırmasını - rica etmiştif. Gayet tabii olarak bu isimde böyle birisini bulamıyan şoför bir müddet sonmna aşağıya inmiştir. Fakat kapuya gelince otomobilinin yerinde yelli estiğini görmüştür. Derbal karakı koşan İsmail otomo “li çalan adamı tarif etmiştir. Yapılan tahkikatta bu- kurnaz hırsızın Cemil olduğu anlaşılâ rTak vakalanmıstır. Otamahit da | âlan tur; Fakat tekerleklerin hepsinin Tâse | bıtası randevu evleri bakkında çı dikkat göstermektedir. BeyoğlundA birçok randevu evleri bulunarak ka * tıldıktan sonra son zamanlarda dü tanbul cihetinde tetkikat başla * mıştır. Bunun neticesi olarak Şehza* debaşında, Bozdoğan kemcri, Fatile Samatya, Çırçır, Şehremini, Beya * zıd, Çarşamba, Sofular gibi muhtelif semtlerde birçok randevu evleri işler tildiği anlaşılmıştır. Hepsinde yapi” dan baskınlar meşhud cürümlerle nt ticelenmiş ve evler kapatılarak sahip” leri Adliyeye verilmiştir. i * İzmirde yakalanan komünistlik suçluları ile alâkadar olduğu anlaşi” | Jan kunduracı Salâhaddin Izmire göf” derilmiştir. ğ * Evvelki gün Sarıyerde bir köf” | de bir mandıradan yangın çıkmıştif | Bu yangın civarda otları da tuti 4 muş ve oradan ormana sirayet ©' tir. Süratle yetişen itfaiye yangıtt derhal önüne geçmiş ve söndürmüf tür, Yanan kısım çok az bir parçar a rile değil arazi işlerile de uğ” şılıyordu. Söğüt pmar ırmağının G, doğru akıp giden suları ü büyük bir Baraj yapılıyord” Bu sayede kilometrelerce t rak sulanacaktı. Sik sık kır evleri, düzgün Y” lar görünmeğe başladı. Ve #i , hayet taşlık bir tepeyi aşıncâ vaya doğru kalın gaz (ll'k”dı ve havai hatlar birdenbire F7 — şılarına çıktı. J' Bu mıntakada en çok Tög cenup rüzgârmı hesap w yapılmış mini mini evler ileride âdeta bir kasaba M rası gösteriyordu. . ı Demir Bey daha ilk göf “ger — Güzel, dedi. Sahi çof Bisidür d z’çlnkıi'nrıh ağaçlık bir YO glîv ları yeni kasabanın içine &— dü. İ çe Erguvan: (Arkast bi — Gazinoya kadar baba, çay içeriz.