16 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

16 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ş TTTT F ——— 15-5.035 ATATÜRK Orman Çiftliğini Şereflendirdiler LHusust Muhab r miz bildiriyor | Ankara, 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Orman çiftli. ğinin onuncu ;ı.l dönümü münasebetile bugün saat beş buçukta Üütün bakanlar, saylavlar, parti üyeleri, hükümet ileri gelenleri, üsusi müesseseler mümessilleri iki hususi trenle Orman çiltliği- Ne gitmişlerdir. k i Misafirler Orman çiftliğinde yeni yapılan bira fabrikasmın ya- nında hazırlanan büfelerden izaz edilmişlerdir. Bu davete £.nka- Tanın belli başlı şahsiyetleri icabet etm_lş!erdır. B 5 Sâat beş buçuğa doğru Atatürk çiftliği şereflendirdiler. Sürek. İ alkışlarla karşılandılar. Davetliler çiftliği gezdiler. Geç vakte çok iyi vakit geçirildi. c0de© Önümüzdeki Hafta Kamutayda Bütçeler Görüşülecek nkara, 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Kamutay cumartesi günü saat on beşte toplantılarına başlayacak- tır, Bütçeler aynı günde saylavlara dağılacaktır. Bütçe- nin Kamutayda müzakeresine bir hafta sonra başlanacaktır. Önümüzdeki hafta Kamutayda serbest meslek erbabının kazanç Vergisi ve beyannameye tâbi müesseselerin ayrıca maktu vergi vermelerine dair lâyıha ile bazı eşyadan alınacak isihlâk vergisi lâyıhalarının müzakere edileceği anlaşılmaktadır. Müzakerelerin Münakaşalı olacağı tahmin ediliyor. 90 İ Hâkimiyet — Egemenlik Kurultayda Peçe Ve Çarşafl Ankara, 15 Bu sabah kurultay üyelerine dağıtı- Tan dilek komisyonu raporu büyük bir alâka uyandırmıştır. Raporda, son günlerde bir kssmını #ıra ile bildirdiğim birçok ehemmiyet- Ni esas ve bahisler arasında peçe ve Çarşaf işine de dokunulmuş ve den- mniştir ki: e peçeyi kaldıracak bir bulunması için Muğladan, Sinop- :ı.;'.....e.. udilatiar A komisvonun Yer yer ka- eli dokunma. dan kaybolmaktadır. © halde kolan ve bir çokluk olma- 'yan bu poçe ile çarşafın üzerinde yeni bir tedbir almağa lüzum var mıdır?. Bunu kadınlarımızın kendi zevkle- rine, kocalarının ve babalarının sos- yallik zihnindeki ilerilemesine mi bı- rakmalıdır? Yoksa merkezin küçük bir hareketile şurada burada kadınlı- ımızın yüz karatı gibi görünen onlar gıkarılmalı mıdır? Komisyonumuzun birtakım arka - daşları bu *kinci görüştedir. Ve çar şaflı değil, ancak peçeli kadının ne idüğü belirsiz bir kılıkla sokaklarda dolaştırılmasının polis kantınlarile ya kamı İ W? KERAMLEETRA ütün - komisyon ve Parti hü- kün — kurumlarınm kestirme bir harek-tile, yani hiç bir kanun yap - madan bünü başarmak imkânında oy birliği yapmışlardır. Büyük ku - e AD ÖZTÜRKÇE BİRİNCİ LİSTE 1 — Hâkim (Souveraine) — E.- gemen Misal: Hâkimiyet Mille . tindir — Egemenlik Ulu . sundur. 2 — Müstakil — Erkin, Bağın- sız İstiklâl — Erkinlik, Ba. ginsızlık. Misal: 1 — Biz müstakil bir milletin çocuklarıyız — Biz erkin bir ulusun ço- cuklarıyız. İstiklâl mücadelesi — Er. kinlik savaşı 2 — Müstakil mebuslar — SIYASAL KONUŞMA Matbuat Kongresi savaşında önderlik ederek onun- la birlikte yoktan var olmuş- tur. O, ulusun ta kendisidir. O vaktinde ulusa istediği reii_nîıinş. istediği şekli kabul ettirebilirdi. Kendisi de matbuata yaban- ct olmıyan ve tahsili ve bilgile- ri bakımından da memleketin en ileri gidenlerinden birisi olan İç Bakanı Bay Şükrü Kaya'nın Çünki KOL VE KOLTUK Koltuk #tedeneri hoşuma gitmez. Küçük iken düğüne gider; koltuk 4 teşebbüsü ile yakında Ankarada Bağınsız Saylavlar Türkiyede — mahkemeler müstakildir — Türkiyede Hakyerleri Bağınsızdır. 3 — Sanayi — Endüstri Sınaft — Endüstriel 4 — Hür (T. Kö.) — Özgen Hürriyet (T. Kö.) — Öz genlik. 5 — Serbest — Özgür Misal: Serbest mıntaka— Özgür-bölge İNot: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlıca. ları kullanılmamasını rica ederiz.) Mübadillerin Borçları Ankara, 15 (Husust muhabi- rimiz bildiriyor) — Finans Ba- kanlığı mübadil muhacirlerin borçlarmak vaziyetinde bulun - dukları istihkak fazlası malla- rın tasfiye kanunu mucibince üç ay içerisinde borçlandırılma- sı lâzım geldiği halde bir kısım nit eri n et fı kili 'Üo"r;.nxı?:ıat,:%:'ıg%fiîhğığışâ&ğ tür. Bakanlık bunların- malarını temin maksadile bir kanun projesi hazırlamıştır. Erbaş ve onbaşı rultayın yüksek bilgisine değer bul- duğumuz belli başlı dileklerimizden biri de budur.,, 9059 Parti Büyük Kurultayı | Toplantılarını Bitiriyor $ 'Ankara, 15 (Hususi muhabirimiz bildiri; tay yarın akşama kadar çalışmalarını bitiremediği takdirde son toplantısını cuma günü yapacak ve bu toplantıda genel idare he- Yeti üyeleri seçilecektir. Genci heyet üyelerinden ekserisinin tekrar - seçilecekleri mu- hakkak addedilmektedir, Genel heyete girecek yeni üyelerin kim- olacağı henüz tahmin edilmemektedir. Seçilecek üyelerden fırkanın genel sekreterine, büro işlerine yardımcı olacaktır. 9 0c Tatil Günleri Lâyıhası Ankara, 4 mühabirimiz bildiriyor) — Kamutaya sev- Z (H“mııyıhısmm encümenlerde müzakeresine bir kaç gün zarfında umumi heyette müza- ..0 Matbuat Ve Propaganda Kurulmıyacak P kedilen tatil günleri lanmıştır. Lâyıha, bir & kere edilerek kanun halini iyör) — Büyük kurul- Bakanlığı ve AAkara, 15 (Hususi mul Propaganda bakanlığı u:!lbuıt idaresi kadronlîît'ğğnğd 'Sa 200 bin liraya yükselti çe e için bunu yapmağa imkân görülememiştir. . DeY Ot g.“'.“:ik. öğrendiğime göre, matbuat idaresi resmi il 'UER fizimini üzerine a'mak tasavvurunda olduğu gibi , mukavele Müddeti bitmek üzere olan telefon şirketetinin yerine bir devlet :;.İlmmn geçmesine, film ithalâtının bir devlet inhisarı halinde Madiş rahtardır. bancı memleketlere de Taztbaildi imkânlar elde edilecek olursa yabancı memleketlere *t ateşeleri yollanacaktır. ..0 ç Polislerin Yeni Kıyafetleri bildiriyor) — İç Bakanlık habirimiz bildiriyor) — Bir matbuat ğı haberi doğru değildir. An- enişletilmesi ve bütçesinin hiç ea bir aralık düşünülmüş ise de Poliş kay, 15 (Hususi muhabirimiz | z 'afetlerine verilecek yehi 'gk.ıı eu_ılmdı tctkı_kler yaptır- - Almacak neticeye zm.wpmbyımııuımnmu , hazır buli e ebetar Yetiştirme tali- matnamesi Ankara, 15 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Erbaş ve onbaşı yetiştirme talimatnamec- sinin 13 ve 16 1mcı maddeleri Bakanlar Heyetince değiştiril. miş ve talimatnameye bir mad- de eklenmiştir. Bu değişikliğe göre, gedikli çavuşluktan üs çavuşluğa terfi için asgari müddet iki sene, üs çavuşlukdan başçavuşluğa terfi için asgari müddet üç sene ola- caktır. Terfi için münhal bulunmak ve muvafık ehliyetnameye ma - lik olmak imtihanda da muvaf - fak olmak şarttır. Taahhüt et- Ekl:g hkmehn kılexi bitiren gedik. erbaşi rtalarca ileri i ni : terlileri ic- Tezkere terketmek isti; daha hizmette iken mhnyg:: mecbur olacaklardır. Talimatnameye eklenen mad deye göre de, sanatkâr gedikli erbaş mektebini ikmal - edenler iki ay kıta hizmeti yaptıktan K — bir Matbuat Kongresi'nin kuru- lacağı malümdur. Kamusal bakundan, bu gibi koöngrelerin çok faydalı olduğu- nu ötedenberi söyleyip duruyo- ruz; fakat matbuat gibi kendisi- ne “Dördüncü kuvvet,, denilen bir kurumla alâkadar olduğu için bu köngrenin hususi bir kıymet ve değeri vardır. Kongrenin başlıca mevzuu ne elabilir? Bizce, başlıca mevzuu gene matbuat olmalıdır. Yani Türk matbuatını bugün düştüğü yer- den kaldırıp onalâyık olduğu yeri vermek olmalıdır. Türk matbuatı bugün kuru- muş, cansız, meyvesiz bir hale gelmiştir. Onun bu hale gelmesinin se- bebi nedir? Sebep iki türlüdür: Yakın ve uzak. Yakın sebep bugünkü Matbu- at Kanunu'dur. Bu kanun Türk matbuatın anefes almak imkâ- nını vermiyor. Matbuat yalnız memleketin yaşayışı ile alâka- dar olduğu takdirde, feyizli ve canlı olur. Bu alâka ise bir yan- dan memlekette olup biteni kay- detmek ve öteki yandan da ek. sik veyahut iğri görünenleri göstermekle olur. Haltbuki bugünkü — Matbuat Kanunu bunun hiçbirisine yol vermiyor. Uzak sebebe gelince — ki bence esaslısı da budur — hür- riyete alışkın olmadığımızdır. Cumhuriyet vaktiyle matbuata en geniş bir serbesti temin ey- lemişti. Fakat biz bu sgerbestiyi anarşiye vardırdık. Hücumları- mızda, tenkitlerimizde smır ve hudut gözetmedik. Zannettik ki hürriyet - şahıslara sövmek- ten, kurumları — yıkmı calış- | maktan. her gün memlekette bir yaveyla kopâtmaktan ve kamu- sal bir güvensizlik, bir inansız- ==mkm ibarettir. İh- bu taşkınlığı önünde henüz kurulmuş - olan cümhuri- vet normal olarak kendisini ko- rumağa koyuldu. Bu da pek normal olan tersine bir akıntı, aksülâmeldi ve gene pek normal olarak, bu akıntı da hudut ve sr- Tur gözetemedi. Dün taşkın taş- kın fışkıran matbuat bugün ses- siz sedasız bir hale geldi. Ve dikkat edilirse bu yükseliş ve alçalış (med ve cezir) ta- meşrutiyetin ilk günlerindenbe- ri devam ediyor. İşte bunun i- çindir ki gâyet mühim bir di- lemme karşısındayız. Bu dilem- me sudur: * Bizde hürriyet yerleşecek mi?...Yaşayışın normal unsurla- sına serbesti de girecek mi ? Hiç unutmam: Büyük şefleri- mizden birisi bir gün içinden dert ve elemle dolu hasretli bir | ah çekerek: “Biz ne zaman bu hürriyete alışacağız,, diye etra- fına sordu! Bu da üçüncü ve daha can alı- cı birmesele! Atat ürkün cum- hurriyeti - birçok uluslararası iş- lerc nümune oldu; bazı memle- ketlerin hürriyetten korkarak ondan kaçındıklari bu çağda — sonra sanat sınıflarına göre fab rika ve müesseselerde on iki ay staj yapacaklardır. Bu staj müd detinin altı ayı sonunda on ba- | gılığa, on iki ay sonunda da ge- âkli çavuşluğa yükselecekler - Pilsudski'nin istira- hati ruhu için Ankara, 15. A.A.— Mareşal Pilsudski'nin istirahatı ruhu i- çin !)ugün saat ll de Lehistan büyük — elçiliğinde bir ruhani Âyin yapılmıştır. , Bu âyinde Cümurreisi Ata- türk namına Cumurreisliği hu- susi kalem direktörü, hükümet namına diş işleri Bakanı vekili, sü bakanı, tarım bakanı, dış işle- ri bakanlığı genel sekreteri ve protokol — şefi ile elçiler heyeti lunmuştur. ş ı;ı:mdi u.göıümn, bir yaşayış d üneae İ eei baal çi dr ea nisan A P el beda ĞAL v Gi e ayni cümhuriyetteni hürrivet hesaplı ve ağır başlı bir şekilde kurmakla dünyaya yeni bir ör- nek vereceğini ümit etmek çok mu olur? Unutmamalıdır ki, dünyada bizim hükümetimiz ve devleti- miy kadar kuvvetlisi yoktur ve bu kuvvet maddi olmaktan ziva- | de manevidir, Dünyada meycut | ki hükümetlerin hiçbirisi köklerini ıı!v;ııun ;ı içlerinden alarak kı Tulmuş.değildir. Başka yerlerde h_ıl.ı(lmeuer ya bir hrkînm ge- çici galebesi mahsulüdür veya- hut zorbalıkla iş başına gelmiş olanlardır. Bizim hükümetimiz böyle değildir. Bizim hükümet elusun ısıtraplarından doğmuş, elemlerini tasımış, — emel ve ar- zularını temsil etmiş - ve onunla beraber yürüyerek ona tarihte Ve bu yolda kendisine teklifler- de vaki olmadı değildir. Fakat o, bu teklifleri şiddetle reddetti- ği gibi - bütün rejimler, ve şe- killer arasında — cumhuriyeti ve cümhuriyetin mesnedi olan Teş- kilâtı Esasiye Kanununu tercilı eyledi. ) Hürriyetin mahzurları kendi- sine arzedildiği zaman herkesi | bu yüksek vecize ile susturan gene cümhuriyetin banisi değil midir: * Hurriyete karşt konulacak tek silâh yine hürriyettir!,, Demek ki bu hürriyete behe- mehal alışkınlık bir ülküdür, ve bir ülkü olarak kalmaktadır. Teklerin gösterebilecekleri taş kınlıklar - onun — tahakkukuna | mâni olamaz; bilhassa meydan- bü da kuvvet ve kudretini yukarda 'j_”;_vm'_':.”:;; vt Bakı yazdığımız bir hükümet var | yz; yılışır: iken J — Yağma yok! Kaç gündür seni Öteki taraftan Türk fertleri | arıyorum... — ğ de artık on sene bundan evvelki | , — Bırak beni be birader! Ben gibi değildirler. Bunlar cümhu- Bulla _:',."'. eei SADA riyetin erdemlerini gördüler, böylece yılışır, svaşır, bula -! memlekete uluslar arasında hiç- | şır... Kavga len, hattd terbiye- bir çağda göremediği şan ve şe- ı'ı’ııin'ı biraz Fedakârlık etmeden refle dolu yer temin eylemiş ol- | kurtalamazsınız.. BüŞkalarüğ $A duğuna şahit oldular. Sonra on | , Neden bilmem. ü seng;?l: talim ve terbiye de boşü- | sar gakird AD M gNa seyrederdim. Baston yutmüş gibi dimdik duran ve koltuğuna aldığı gelin hanımı oşbeş ayak merdiven- den çıkaracağım diye renkten ren- ge giren damad beylerin hali hiç hoşuma gitmezdi. (Galiba onun te- siri olacak ki; hâlâ bekârım). Bü- yüdükten sonra da koltuk denilen şeyin güç erişilir, etrafı kalabalık bir nesne olduğunu gördüm. İstek- lisi o kadar çok şeye varmak için dövüşmeyi hiç göze aldırmadım. Tiyatrolarda, sinemalarda ise en pahalı yer olduğu için yanaşmak is- temedim. Birinin koltuğunda ge - çinmeğe aarakterim — engel oldu... Böylece şu güne kadar koltukla yıl- dızım barışmadı. Şimdi de en sevdiğim dostum kol- tuğuma girmek isterse silkinir, hen- dimi kurtarırım. 4 Lâkin bir çeşid adam vardır hi; mutlaka kola, koltuğa girer. O ge- nel bir tehlikedir. Ne yapsanız ken- merakı, modası aldı yürüdü... na gitmedi. En cahilimize ka-| Divanyolunu, Istiklâl caddesini dar herkes bugün biliyor ki mu- bir baştan bir başa kaplayan kol - kadderatı cümhuriyetin mukad- deratma bağlıdır. ve binaena- leyh herkeste kendi ihtiraslarını susturmak, şahsi emeller ve ar- zularını cümhuriyetin faydası için feda etmek kabiliyeti art- mıştır. Ahmed AĞAOĞLU —0 Lehistan sefarelinde âyin Ankara, 15 (Hususi muhabi- | rimiz bildiriyor) — Pilsudski- nin vefatı dolayısile bugün Le- histan sefaretinde bir âyini hani yapıldı. Ayinde hüki erkânı da hazır bulundu. ” Vmuyu böylelerinden korusun. kola tahılmış genç kızlar, delikan- İdar, akşamları kafalarını çekip biraz da biribirine destek olmak için kolkola girerek sokahtan akan sarhoşlar, göya (mahrem) lâf söy- leyen sıktfıkılur, - sevgililer, saygı« lılar... Ne bileyim herkes artık kol- kola zincir oldu. Ben dünyanın hiç bir yerinde bu hadar biribirine geç iş adamlar görmedim. in bunlar arasında bir tane daha var ki, © büsbötün belâdır. Tramvay kapısının koluna giren - ler... Sanki tramvay kendisini yaya bırakıp kaçacakmış gibi kolunu sı- kı sıkı tutamak demir'ne takanlar... İşte burnlar dehşetlidir. Tanrı ka « B. FELEK — ——— —— Sovyet Artistleri — Dün Akademiyi Gezdiler Şehrimizde bulunan Sovyet artist- leri dün öğleden sonra Büyükdereye giderek bir gezinti yapmışlar ve ora.» da bir völeybol partisi yaptıktan son- ra yazlık Sovyet sefaretbanesinde dinlenmişlerdir. Muhterem misafirler, dün Güzel Sanatlar Akademisi mü - dürü Namuk İsmailin davetini kabul ederek akademiyi ziyaret etmişlerdir. Akademide şereflerine bir çay veril - miştir. Artistler ile beraber Sovyet konsolosu Örejnikof, sefaret erkânın- dan Polakof da bulunuyordu. Mita - firler, akedeminin bütün aksamını, dershane ve atelyeleri gez, işler, gü- zel tabloları, talebenin yaptıklı - serleri görmüşlr ve çalışma tarzı bak kında vrilen izahatı dinlemişlerdir. Sovyet doöstlarımız - gösterilen hüsnü kabulden çok memnun - olmuşlar ve | bilhassa Akademiyi çok beğenmişler- | ör. Dün akşam belediye tarafından artistler şerefine Perapalas otelinde bir ziyalet verilmiştir. — Gayrimübadil bonoları Gayri mübadil bonolarının i- Hde. bir düşmesi cemiyeti bazı tedbirler almağa sevkediyor. Bu endişe ile yeniden Finans Ba- k_ın.l_ığı.na müracaata karar ve - rilmiştir. Cemiyet, bonoların para borsasına kabul - edilmesi süretile sukutun önüne geçilebi- leceği kanaatindedir. Şayialar yüzünden Mektebe gönderil- miyen çocuklar Son günlerde şehrimizde bir çocuk kaçırma şayiası çıktı. Kü- çük çocuğu olan her aile merak ve telâşa düştü. Resmi ve salâ- hiyettar makamlar bu mesele - nin çirkin ve yalan bir şayia ole duğunu bildirdiler, Buna rağmen, bir çok merak- hi aileler küçük çocuklarını mek tebe göndermemeğe başlamış - lardır. Her mıntakada ilk mek- tepler, küçük sınıflara devam etmiyen talebenin, niçin mekte- be gelmediğini ailesinden sora- caklardır. Köylüye dağılılacak toprak Bakırköyünde'köylüye verile- cek Yarımburgaz ve Azatlı Şam klar çayırlıkları hakkında Fi- nans bakanlığının sorduğu sore Buya dün vilâyet cevap gönder- miştir. Bunlardan Şamlılar kö- yü çayırlığı davalıdır. İş mah « kemededir. Yerinde keşifler ya- pılmaktadır. Yarımburgaz ça - yırlığına gelince burada evkafın yeri olduğu gibi diğer kimsele- rin de yeri vardır. İş olduğu gi- yarayacağı muhakkaktır. Met - rük emlâkin kolay satılmasını | temin etmek bonoların kırymet- | lenmesini temin edecek en ko - lay tedbirdir.,, bi yazılmış, bakanlıktan ne ya- pılacağı sorulmuştur. ğ —— Adalarda çiçek savaşı Vilâyet ziraat odası dün top- landı. Adaları güzelleştirme ce- miyetinin delegeleri bulundu. Bunlar adada yapılacak çiçek savaşına bu yıl ziraat odasının da karışmasını istemişlerdir. O- da bunu onaylamıştır . Aynı gün adada bir de çiçek sergisi açılacaktır. Ziraat oda- sından üç üye pazar günü Ada- ya giderek sergi yerini ayıracak tır, Ayrıca çiçek savaşı için bir program yapılacaktır, Bu yıl başkaca ziraat ve mey- va sergisi açılmıyacaktır. " Halbuki, bizim — yaptığımız tahkikata göre, gayri mübadil bonolarının para borsasına ka - bulüne bugün için imkân yok - tur, Salâhiyettar bir zat diyor — “Borsada bu şekilde mua- meleye konulan hiçbir bono yok tur. Borsaya alınsa bile kıymet- lerinden çok bir fark kazanacak- larını zannetmem, Ancak alım ve satımın intizama girmesine

Bu sayıdan diğer sayfalar: