doğru gelen bir tamim üstümüzde- Kıdem Zâammı — SÖON BİR DILEK Geçenlerde, İzmir - ve İstanbul talebelerinden aldığım mektuplar üzerine bu sütunda yazdığım fık - raya Sayın Kültür Bakanı dün ce - vab verdi. Matbuatın işaretlerine gösterdiği yüksek alâkadan dolayı kendisine icten teşekkür ederim. Bi tırları yazdığımız sıralarda Bakanlığı da Hukuk fakül- tesi talebesinin işkillerini gideren direktifi rektörlüğe göndermiş bu - humuyormuş. Bunu da hem Türk kültürü, hem de talebe hesabına se- vinçle öğrendim. © yazımda esasen prensip nokta- sından Bakanlığın haklı olabilece- #ini, fahat talimatnamelerin hem sık sık değişerek, hem de pek geç mekteplere bildirildiğine işaret ır . mek it im. Netekim, pek de - | #erli Kültür Bahanının “Tan” mu- habirine dünkü beyanatı üzerine birkaç lise talebesi idarehaneye geldiler ve ellerind. bulunan Res- mi Gazeteyi göstererek dediler hi: — Talimatname altı ay evvel ha- zırlanmış olabilir. Fakat Resmi Ga- zetenin 9 1kincikânun 1935 şayısın- da çıkmaştır. Maarif idarelerine ve oradan da ııııbuplın tebliğ için aradan geçmesi zamanı da buna ilâve ederseniz müddet iki aya iner, yani ders yılının sonlarına yetmiyormuş gibi Nisan sonlarına ki yükü büsbütün arttırdı. Kısa bir zamanda üç sınıfın şifahi imtihan. larından başka olgunluk imtihanla- yını hazırlamak nasıl mümkün o - lur? edilmesinden doğan bu güçlükleri Kültür Bakanlığının da iahlir eei eceğinden eminim. Universitelilerin kitaplarına ge - lince, her ne kadar verilen dersle- ııııııtlınlınıııld-lıl-h,ıw ud.o_ı.ıııııı-u-,-.ıı_ bııl—nıq olddı İVapurculuk Dün şehrimize, konferans vermek için bir faşist profesör ge'di — Seviyet Rus artistleri Güzel San'atlar Akade- misini gezdiler — Bulgar rahipleri geldiler — Ziraat Odasında Ada Çiçek Sergisi için toplanlı yapıldı Şirketinde Gürültüler Vapurculuk şirketi idare mec lisi, dün şirket merkezinde gü- rültülü bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda bir kısım çınket l": Şirketin idare meclisi reisi Ru- şen, gerek dünkü toplantı, ge - rek şirketin tasfiyeye doğru git- tiği yolundaki neşriyat etrafın- da bir muharririmize şunları söylemiştir: “— İdare meclisimize bir kı- sım üyeler tarafından verilen takrir, bugünkü toplantıda görü şülmüştür. Takriri imzalıyan hissedarlardan bir kısmı içti - maa gelmedikleri gibi, birkaçı da toplantıyı yarıda bırakrp git- mişlerdir. Bu yüzden bir karar alınamamıştır. Fakat şunu söy- dliyeyim ki, verilen takrir şirke- lan imtihanlara Jı muhakkaktır. Dı Kültür Bakanlığa va ıuhob idarelerile talebeye u binc kaydedilecek bıı harekct sayılmak icab eder. Peyami SAFA Alacak Muallimler Bu yaz, kıdem zammı alacak, orta tedrisat muallimlerine ait listeler, —alâkadar mekteplere gönderilmiştir. Üç yıl geçip te kıdem zammı hak ka- zanan, fakat listede ismi bulun- mıyan muallimler, Kültür ba » kanlığına müracaat ederek iti - razda bulunabileceklerdir. An - cak, teftiş raporları muktazi o- lan muallimler bir yıl sonra kı- dem zammı alacaklardır. ——— Ankarada Ün versite F Edebiyat fakültesi dekanı pro fesör Fuat Köprülü Ankarada kurulacak yeni üniversite etra- fında temaslar yapmak üzere hükümet merkezine gitmiştir. Fuat Köprülünün, Ankara üni- versitesindeki edebiyat fakülte- sine dekan olacağı kuvvetleş- mektedir. * TAN tefrikası t 24 Erik Çiçekleri MAHMUD YESARIİ ” “Açık, bol güneşli, ılık bir gü- neş günüydü. Yayan yürümek, ıçık havada dolaşmak bir zevk- Ben, camekâna bakarken, göz lerimde tuhaf bir ağırlık duy - dum, başımı çevirdim. nın kapısının önünde, açık blî uzun boylu, paltolu bir adam durmuş ve sol gözünü bana dik- miş, bakıyordu. Sağ omuzunu kapı pervazına hafifçe yaslayarak rahat, sakin duruşundan onun ne bir müşte- ri, ne de mağaza i: Ol. madığını derhal anladım. O ma- ğazanın sahibi, “patron,, du. Geniş omuzlu hantal vücu - dunda, iyi kesim esvaplarına rağmen, yongast almmamış bir odunluk, hiç bir törpü, testere, rende ile inceltilemiyecek, incel- Mesinin, inceltilmesinin ihtima- Ni olmayan bir kabalık vardı. tin esas nizamnamesi olduğu kadar Ticaret kanununa da ay- kırıdır. Ve ancak umumi heyet tarafından tetkikine imkân var- dır. Bunu da ya idare meclisi, yahud da mürakıplar karşılaştı- racaklardır. Şirketin tastiye edi leceği ve Ekonomi Bakanlığına 'da bir teklit yıpıldıtı hak meşeiyaa Samamile gen landır. Eski vapurlarını elden çıkarmadan iki yıl içinde üç ye- ni gemi alan ve bunları serma - yesine ekleyen şirketin sıkıntı- h şartlar altında bir de temettü dağıtması mı bekleniyordu ? Sonra umumi heyet mürakıple- ti ve Ekonomi Bakanlığı komi- seri tarafından daimi surette kontrol edilen muamelâtta yol- suzluk bulunduğu iddiası da şah si menlaatlerden hız alan dedi kodulardan başka birşey değil- dir. Şirketin, üzerine aldığı va- zifeyi olduğundan iyi yapmağa çalıştığını da bilhassa işaret e - derim. Isnadlara verecek cova - bımız yoktur.,, Halkevlerinin Aldıkları yeni şekil Istanbuldaki Halkevleri hakkında Parti idare merkezi tarafından mühim bir karar verilmiştir. Bu karar İstan- bul C, H. Parti idare heyetine tebliğ edilmiştir. Bu katar icebı olarak her kaza idare heyeti, kendi idareleri altında açılacak Halkevleri için bir program bhazırlamışlar, bir de bütçe taslağı yapmışlardır. Vilâyet idare heyeti bunları tetkik etmiş ve Hazi- ran başından itibaren bütün Halkev- lerinin kaza idare heyetlerine bağla- nacaklarını bildirmiştir. Bu emir üze- rine şimdiye kadar İstanbul merkez Halkevi olarak tanınmış olan Halkevi de Eminönü merkezinc bağlanacaktır. Eminönü Kazası Parti ıd.ırı beyeti reisi Halkevi merkezinin şimdiye ka- dar yaptığı işleri tetkik etmiş, buna göre bir de bütçe taslağı hazırlamış- tır. lnınlnudıld Şişli, Beşiktaş, Bey- oğlu, Şehremini, Kadıköy Halkevle. rindeki şubeler eskisi gibi çalışmala- rına devam edecekler, yalnız İstanbul Eminönü Halkevi, İstanbul Halkevi. nin şimdiye kadar neşretmekte oldu- ğu (Yeni Türk) mecmuasını neşre devam edecektir. Beyoğlu Halkevi de daha fazla &po- ra ehemmiyet verecektir. Esasen Bey- oğlu Halkevi için eski Amerikan ku- KBibü kiralanmıştır. Buradaki bütün tetsisattan istifade edilecektir. Bun - dan başka bu kulüpte sahne ve tiyat. ro salonu mevcud olduğu için temaşa şubesine de chemmiyet verilecektir. Yaprlan bir istatistiğe göre İstanbul- daki Hafkevlerinin 9 şubesinde gali- şanların mikdarı 15 bin kişiyi geçmiş- tır. Haziran başından itibaren yeni ge- küde çalrşacak Halkevleri semtlerde- ki faaliyetini daha fazla arttıracak - tır. Bilhassa muhtelif semtlerde genç. ler birliği, spor kulüpleri gibi münfe- rid vaziyette çalışan gençlik teşek - külleri de Halkevlerinde toplanacak- tır. Haziran başında İstanbul Vilâyet kanları le şube reisleri bir toplantı ya parak Halkevlerinin Istanbuldaki ça- lışması hakkında geniş bir program bazırlayacaklardır. Bu proğgramda bem bütün Halkevlerinin çalışmaları arasında bir irtibat bulunacak, hem de semtlerdeki muhtelif — teşekküllerin Halkevine nasıl bağlanacağı tesbit e- dilecektir. — Talebe kahveha- neye gidemiyecek Kahvehanelerde boş vakit ge çiren talebe hakkında maarif i- daresi esaslı tedbirler almağa karar vermiştir. Bu hususta, bir kaç maddelik bir ceza talimatna mesi hazırlanıyor. Yazılmakta olan bu talimatname kayma- kamlıklar vasıtasile zabıtaya bildirilecek, zabıta memurları, kahvehanelerde gördükleri tale- belerin adresini alarak, mensup oldukları lere verecek- lerdir. Mektep ııgrdm bu gibi talebelere şiddetli cezalar vere- cektir. TLKU Bir vapur Karaya oturdu Evvelki gün Bartın boğazı ö- nünde bir deniz kazası olmuş- tur. Çeken vapuru Bartın Boğa- zına girerken fırtınaya tutulmuş ve tehlikeyi atlatmak için A- masraya doğru sahile ilerlemiş- tir. Fakat bu defa ikinci bir teh- like meydana gelmiş, vapur ka- raya oturmuştur. Bunun üzerine en yakın sa - hile bir tayfa gönderilerek im- dat istenmesi kararlaştırılmış - tır. Ne yazık ki bu tayfa da dal, galara karışmış ve boğulmuş- tur. Hâdise hakkında fazla ma- lTümat alınamamıştır. Birİtalyan Profesörü geldi İtalyan mebuslarından ve ÜUniver- site İtalyan ve Lâtin edebiyatı pro- fesörü Arturo Iıphd dün sabah Bükreşten rcl.i:dı Profe. sör Marpicati Faşist İtal) m nanmış cati bugün italyan Hübüııdc Faşiz » min siyast ve kültür bakımından tas hakkuku mevzuuna dair italyanca bir konferans verecektir. Dün kendisile görüştük. Dedi ki: — Roma Üniversitesinc bir türk. çe kürsüsü vardır. Ayni zamanda Na- poli Şark dilleri enstitüsünde de bir türkçe kürsüsü İ Cnstitüsü tesis etmesi çok arzu olu - nur., Sovyet Rusya ile muntazam su- rette Kültür münasebatında bulunu- yoruz. Bilhassa sanat sahasında biz- de ya.ııımı, olan eserleri tetkik ediyor Biz de Sovyet Ruasyacdaki emerle- H tetkik ederek istifade ediyorur.., Profesör — Marpicati siyasiyattan bahsetmek istemiyor. Kendisine İtal- yan - Habeşistan ihtilâfi hakkındaki fikrini sorduk: Bu bahi te biraz çe- kingen davranarak dedi ki: — Müussolini sulhün en büyük mü- dafii ve dostudur. Fakat İtalyadaki İtalyan müstemlekeleri tehlikede bu- lunuyor. Bu müstemlekeler - istilâ tehlikesine maruzdurlar. Bu sebeple uyanık bulunmağa mecburuz. Ben yal nız kültür işlerile meşgulüm.,, —— | Şirketı Hayriyede Şirketi hayriye yaz tarifesi ha zırlıklarına başlamıştır. Geçen yaza nisbetle seferin çoğaltıl- mast kararlaştırılmıştır. Bilhas- sa Rumeli yakasıma sık sık va- purlar işletilerek otobüs reka - betinin önüne geçilecektir. Yaz tarifesi 1 temmuzdan itibaren tatbik edilecektir. 16 - $ - 935 — Ne Dersiniz ? ÇOCUK TEHLİKEDE! Bizde bir çocuk tehlikededir. Ama sanmıyoruz ki; bu bir “Ço k çalma” tehlikesi »lsun... Dünkü gazetelerde okuduk özlerile gören arkadaşlarla dt örüştük. Bir çocuk tramvay altın fa kalmış... Olagan şeydir. Het süyük ve kalabalık şehirde böyle azalar olur. Olmama'ı. Olmama 'ama dünyanın en düzgün dü * enli yerlerinde de böyle kazalaf slur. Bizde kimi sık, kimi seyrek sörülen, fakat herhalde yılda bir kaç yüz cana mal olan bu kaza * lar hiç bir ana babayı, hiç bir evi tasalandırmaz da günün birindt ortaya çıkan (bir çocuk çalma) masalı İstanbulu çalkalar; — halk! kışkırtır; o dereceye kadar ki gü nün birinde bir hırpani herifi çe l KÜÇUK HAEERLERI * Karacabey Merinoz yetiştirme için Macaristandan 40 kısrak satın alınmıştır. Bunlardan yedisi dün şeh- rimize getirilmiştir. Bu iş için Maca- ristana giden Ziraat Bakanlığı Zootek ni mütehassısı Nureddin de yakında dönecektir. * Dün zabrta tarafından esrar ve kokain satmak ve içmekten suçlu o- larak muhtelif yerlerde 13 kişi yaka- lanmıtşır. Suçlular mevcuden ihtisas mahkemesine verilmişlerdir. * Arstulusal Hıfzıssıhha komitesi- nin toplantısına —İştirak etmek üzere Cenevreye giden Sıhhat Bakanlığı Müsteşarı Hüsameddin dün şehrimi- ze dönmüştür. Hüsameddin bir mu- harririmize, koltenin ve Paristeki büronun toplantılarında bulunduğu » nu, dönüşte Romadaki mek- tebinde tetkikler yaptığını söylemiş - tir. Müsteşar, dün Vilâyet Sıhbat Mü dürlüğünde meşgul olmuş, akşam tre- nile Ankaraya gitmiştir. Şehirde çocuk tehlihededir. Bu tehlike tramvay, otomobil altendö ezilme - daha fenası - hayatın süp rüntüleri ve kirleri altında kalma tehlikesidir. Yoksa çocuk çalma tehlikesi değil. Bana: Siz ne dersiniz? ——— — — P dolu yağmış, bahçelerde ufak tefck siyan yapmıştır. l * Sarayburnu ile Salacak arasın * daki dı.kl:'iâl:hlnıu dünden itiba * rTen tamir eğe başlanmıştır. * Karnero vapüurile dün — sabal | şehrimize elli kadar Bulgar köyli gelmiştir. İçlerinde rahib ve rahibt de bulunan Bulgar köylüleri dün şama kadar şehrin muhtelif yerleri! gezmişler, akşam üzeri ayrılmışlardır. * Nisteki atlı müleşkakma — 7 lacak atlı müsabakalara iştirak üzere Almanyaya gitmişlerdir. * Eski Terkos Şirketi tazfiye misyonu başkanı Sadeddin Ferid, sa! davlığa seçildiği için istifa Dün fevkalâde olarak toplanan misyon, başkanlığa Münir Nigârı miştir. Dünkü içtimada, Ekonomi kanlığı namına Âkil, Borsa liği namına da Hasan Tahsin bulut muşlardır. * Eski Maarif Nezareti binası zirandan itibaren belediyeye gı olacaktır. Burada fen heyeti mür Jüğü yerleşecektir. Haziranda, bııı değişiklik ve tamirat yapılacak Belediye binanın bedeli olan Iıın Hrayı taksitle ödeyecektir. * Dün sabah Maarif münhal bir daktiloluk için yapılmıştır. 40 lira ücretli olan daktiloluğa 6 kişi girmiştir. Kimin * zandığı bııglhı belli olacaktır. * Liselerdeki imtihanlarda ı:" meyyiz olarak bulunacak resmi bi tedrisat muallim kadrosu dışında lunan kimselere tebligat yıpı4 için, dün Maarif Müdürlüğünde toplantı olmuştur. Mekteb Ti kendi mekteplerine ait mü cetvellerini tasdik ettirmişler ve selerinde tetkikatta bulunmak üzere Mi vrupa) e' öeee Dağlan ve itere tezi cek, Avrupanın su ı:hul:nnde.:!':ll: va için tetkikler yapılacak, bir ay son- ra dönülecektir. * Eminönü —Malmüdürlüğündeki yolsuzluk tahkikatımna dün de devam edilmiştir. Maliye müfettişleri, ilmü- haberler üzerindeki tetkiklerini he - nüz bitirmemişlerdir. & Ze”Mayisl * * Çocuk Esitgeme” xunııııı Emin. önü kazası Divanyolundaki merker binasını tamir ettirmeğe başlamıştır. * Baytar müdürlüğü aşım işlerini Temmüzün 15 inde bitirecektir. * Vilâyet aygır di u müdürü 'Abdülkadir ve Vilâyet Baytar müdü- rü Etem, aşım istasyonlarını teftiş 1- çin Çatalcaya gitmişlerdir. * Lehistan Mareşali - Pilsudski için bugün dini bir âyin yaprlacak, vali vekili de bulunacaktır. * Kendi kendini fesheden, Kıdn- lar Birliği, hesaplarınım çin vilâyete müracaat etmiştir. Birlik eşyasını Cumuriyet Halk Partisine ve parasını da Çocuk Esirgeme kuru- muna vermektedir. Hesaplar görül - dükten sonra eşya ve para yerlerine verilecektir. # Harziran başında kaymakamlar vilâyette v.ophnıuJırdır Genel nlîı fus yazımı için yapılan nümerotaj deri görden geçiriler”* ekgikliklerin tmamlanması işi hakkında karar veri- lecektir. * Yalova Cat ağaçlarında böcek tü remiş, Ziraat memurları lüzüumlu tet. birleri almışlardır. * Evvelki gece Rami taraflarına Fakat bakışları, vücudunun kabalığına nisbet kabul etmiye- cek kadar korkak, ürkekti. Benim, kendisine - baktığımı görünce, kalın dudakları, yırtı- hr gibi oldu, gözlerinin şiş ka - oynadı, pıhu yanakları katmerleşti ve yüzü penbeleşti. Kendimi tutamadım, gülüm - sedim, Ah, bu benim şimarıklığım!.. Zavallı, bunu bir işaret, belki de bir iltifat sanmıştı; sırıttı. O gün, çok sade bir manto giymiştim. Kumaştan, terzi ma- kasından ve dikişten anlamayan birine, mantonun kaça çıktığını söylemiş olsaydım, ya kahkaha ile zm:r, yahut beni çılgın yeri- ne koyardı. Sade, dümdüz bir manto giy- miş; ne şapkasında, ne eldiven- lerinde, iskarpinlerinde göz tır- malayan, göz yoran iddialı süs- ler olmıyın ve kaldırımda du — 'aza camekânlarını sey- mden. âlk alâkalı bakışa gülüm- seyiveren bir kadım, fazla çekini- lecek bir mahlük değildir. Demek ki mesele kolaylaştı. Ona i bunlar, bir ânda, şimşek gibi beynimin içinde zikzaklar çiz - mişti. Hiç yanılmamışım. Kapımın önünde duran hantal adam, sı - rıta, sırıta, bana yol verir gibi geri çekildi ve elile işaret ede- rek: — Buyurunuz, hanımelendi, dedi. Bu, tek sözle onun, sesini a- kort ederek konuştuğunu anla- tım. Bu, nazik sesi, onun her za- manki sesi ve bu söyleyiş onun her vakitki tonu değildi. Onun davetini hiç yadırga - madım, içeri girdim. Mağazanın içi loştu, yalnız kasa unhndı. beyaz cam aba- jürlu küçük bir ampul, gürgür yanıyordu. Beyaz cam abajür, tertemizdi; üstünde, tek sinek tersi, hafif bir toz tabakası bile yoktu. Abajürun temizliği gözü çe - ker çekmez, dikkatim uyanmış- tı. O, kasaya yakın tezgâhın ya- nındaki iskemlelerden birini çek ti; bana, uzattı: — Oturunuz, hanımefendi... Mağazada, biri kız, biri er - keh. iki genç tezgâhtar vardı. Kız, doğuştan değil, gıdasızlık- dudakları soluktu. Yalnız göğ - sü, tabiatin cömertliği sayesin- de kabarık duruyordu. Kıvırcık kumral saçlı, kesik kumral bıyıklı genç, yokıul.lıılı - tan, serpilemediği kavrul - müuş ve çocuk gibi kalmıştı. Benim mağazaya girdiğimi görünce, onlar, oturdukları is - kemlelerden kalkmışlar ve tez- gâhlarına dayanarak emir bek- ler bir halde bakıyorlardı. Fa « kat “patron” un, bana, iskemle uzatarak iltifat etmesi, iki tez - gâhtarın tavırlarını değiştiriver mişti; gözlerini benden, patrona Ben, ıılnunlzye oturunca, pat ıT V 4 7 &İ Sadece yüzüne baktım. Mağazaya girdiğim zaman, almışlardır. kıhveyı ıçzmu' b;;ıı: ne"ırfıdığıml. ne istediği - mi sormamıştı; bunu sormağa lüzum görmemişti. Derhal is - kemle uzatmış, âdeta eski bir ah bap muamelesi etmişti. Şimdi de, çay, kahve ikram ediyordu. O dakikada, aklıma gelmişti, Giydiğim mantonun modası, da ha İstanbula gelmemişti, O, bu- nu, eski moda, yahut kenar ter ziler elinden çıkma uydurma bir şey sanmıştı. Kaldırımlarda durarak ca - mekânlara dalgın dalgım bakan kılıksız bir kadına da, mağaza - daki pahalı, ağır kumaşları, ipeklileri göstererek: — / Hangisini beğeniyorsu- nuz? Diye sorulur muydu? Bir kere girmiştim; rolümü, sonuna kadar oynayacaktım. Hafifçe gülümsedim: — Teşekkür ederim, bir şey hğurürdum seşellif i— İstemem, çok odmm. âdeta O, konuşuürken ile ığıhyordu. Bu, hcr kendi kendine yakışı ,.' haylı uğraşıp etüt ettiği bif lân,, roliydi. Benim kat"i cevabım M şaşırır gibi olmuştu. paltosunun önünü çoıd(l ’ ketinin önünü de açtı, elini talonunun arka cebine atf Uzattığı pıket. hanım sı idi; bunu reddedeımd!m', benim cigaramı yaktıktaf ? ra, bir tane de kendisi â:;/ — Şimdi, hep bunu A Kalın cigaralar, öksürtüyü” Ve cigarasım, kirli bir ağızlığa taktı, her F istemem. de, ölçülü bir ağırlık vard'ı O, ayak direyordu: kat bu ağırlık, vücudünü? — Bir çay... tallığından değil, her Kimbilir hangi kirli ocakçı - | hesapla, düşünerek idart nn hazırlıyacağı bulaşık suyu | dendi. (Arkas!