z— 1İ127.5s-03s * TAN " m tefrikası 3 20, “MEİN KAMPF, KAV GAM Hitler'in yazdığı kitab ——i L L IBU ESERDE ILERI SURÜLEN DUŞÜNCE VE DUYGULARLA HIÇ BİR BAĞIMIZ YOK - TUR. BU TEFRIKAYI BÜTÜN DUNYADA DE- DİKODU UYANDIR -» MIŞ SİYASI BİR VESI- KA OLARAK NEŞRE- DİYORUZ.) Hitler 1919 dan 1921 e kadaf - burjuva partilerin tertip ettikle. ri bu şekildeki toplantılara gi « der ve bu hitabet nümayişleri . nin tertip tarzını hiç beğenmez. di. Bir kere az çok dolu salon - daki dinleyicilerin hemen hepsi aynı partiden idiler. Adeta uyuk layan bir salonda çoğu yekne - sak bir sesle — okunmuş, gazete mekalelerine benzeyen nıştuk - lar söylenirdi. Bir cümle silsilesi içinde şöyle bir parça enerjik bir ifadeye, yahut hiç olmazsa, hal- kın hoşuna gidecek şekilde ha- fiften güldürücü bir lâtifeye ras- lanmazdı. — Hitler, kitabında Leipzig muharebesini hatırla - mak için tertip edilmiş bir top- lantıdan bahseder, Ağır tavırlı, redingotlu üç zatın riyaset etti. ği bu toplantıda ihtiyar bir pro. fesör ihtizar — halindeki sesi ile uzun bir nesir okumuştu. Tabe- dilmiş olsaydı, — bu nutuk belki yi edebiyat amatörlerinin hak. t olarak hoşlarına gidebilirdi, 'akat bu şekilde söylendiği za - man, dinleyiciler — üzerinde bir münevvim tesiri yaptı. Hitler bu nutukları, çocuklu. ğunda zorla kendisine içirilmek istenen balıkyağına benzetir.Bu balıkyağını yutmak lâzımdır, yutulursa faydası görülecektir. Yakatoncağır kokudur,o ne kerih tattdır. Alman milletini Paket yapıp ta bir salona koysa. lar, kimse dışarıya çıkmıyacak salar, belki bir kaç — asır sonra bu neviden nutukların bir tesiri görülür, Hitler kendi hesabına bu şetait dahilinde hayatı tat - maktansa, Almanlık sıfatındanı vazgeçmeyi tercih ettiğini açık- ça söyler, “Bereket versin halk, mai mukaddesten kaçan şeytan gibi, böyle içtimalardan kaçı - yordu.,, Hitler'in cüretkârane idaresi mak lâzımdı. Burjuvaları ayaklandırmak, sosyalistleri — kızdırmak için toplantıları haber veren afişler- de kırmızırenk kullanmak, “mücadele ve zaferin timsali o- lan,, gamalı haç, partinin teşki- lâtına kendilerine daima şiddet telkin edilen gençlerden mürek- kep hücum kıtaları ilâve etmek, bütün bunlar azim ve şiddet ira- desini şaşaasıyle gösteren şey - lerdi. Bayrak meselesi de uzun mü- nakaşalara yol açtı. Burjuva partiler, Alman cumhuriyetinin kabul ettiği kırmızı, — siyah ve altm rengi beğenmiyorlar, Al - man İmparatorluğunun bayra - ğını çekiyorlardı. Yalnız bu hay raktaki altın rengini beyaza çe- virmişlerdi. Gerçi — Hitler, eski bir asker olmak itibarile, bu mil. li renklere derin bir bağlılık gösteriyordu. Fikrince renkler hiç bir zaman bu kadar güzel bir şekilde bir araya getirilememiş- tir. Fakat sadece imparatorluk bayrağına da saplanıp kalmak ta doğru değildi. Der ki: “Hiç te şerefli olmayan şe rait dahilinde Marksizme mağ - lüp olmuş bir rejimin — alâmeti Marksizmi ezmeğe azmetmiş in- sanlara yaraşamazdı. O kadar muharebelerden ve feda edilen canlardan sonra her kendini hi- len Almanım gözünde daha kud. | bakıldı siyet kesbeden bu renkler, ikti- ham edilecek ileri bir mücadele ile telif edilemez. Ben, burjuva partilerin kanaatları hilâfına 0- larak, Alman milletinin bayrağı nı kaybetmesini hakiki bır saaz- det telâkki ediyordum. Biz an » cak talihin, bütün zamanların en şerefli harp bayrağını, pis bir fuhuş odasında yatak çarşafı ol- k zilletinden kurtardığına riz. Onun için kendini satan, vatandaşlarını satan — şimdiki Reich hükümetinin kahraman - lık ve şeref timsali — olan sivah, beyaz, kırmızı bayrağı çekmesi- ne müsaade edemeyiz.,, Hitler biş hayli nabızlar yok- ladıktan sonra, nihayet milli sosyalist partisinin bayrağı me- selesinde en iyi bir hal çaresini - imparatorluk altında Milli Sosyalist partisi - buldu. Bu bayrak imparat nin tertip ettiği — içtimalar ise bambaşka idi. Bu toplantılar öy le sükünet havası — içinde geç - mezdi. Kavga, gürültü eksik ol- Almanyasının üç rengini yeni bir şekilde muhafaza ediyordu. Kırmızı bir zemin ortasında be- yaz renk, merkezde de siyah mazdı. Burjuva partilerin top - | gamalı haç. Kırmızı ve beyazın lantılarında olduğu gibi vatani | bayrakta işgal edeceği saha, ga bir dü a ile nihayet bulmazdı. Hitlerin istediği milli taassubu bir infilâk halinde f k « malı haçm büyüklüğü Hitler'i hayli meşgul etmiş ve en niha- i için de sükünet yet takarrür eden bayrak pı'r- " ?.':: Bd arR G ĞEkte | tisiri nti Glarek kabul ödik mak, kendisinin — parçalanması pahasına, — bir şeyler parçala - miştir, S FArkası var| ADLİYEDE Zaptı okumadan imza etmiş ! Yedikule maliye baş memuru Cemal ve tahakkuk memuru Hüsnü ve arkadaşlarına vazife halinde hakaret etmetken suçlu Adilin muhakemesi dün üçüncü cezada yapıldı. Maliye memurlarından bir çok kimseler, dinlendiler. Bu a- rada dinlenen bir memur, Adi- lin memurlara hakaret ettiğini işitmediğini söylemişti. Bunun üzerine şahidin altın - da kendi imzası olan zabıt okun du, Zabıtta, Adilin memurlara hakaret ettiği yazılı idi, Hâkim, şahide sordu: — Siz bu zaptı okumadan mı itmza ettiniz? — Evet... Doğrusu okuma - drm, : — Memursunuz. Dairenize ait evrakı okur, öyle imza eder- siniz değil mi? — Evet! — © halde bunu neden oku - madınız? —Arkadaşlar, yazmışlar, Sen de imzala, dediler. İmzaladım. Hâkim Hikmet, bunun üzeri- ne şahide: PVATE Sovyet Artistle- rine Atatürk'ün Hediyeleri DÜNKU KONSER Cumhur Başkanı Kamâl Ata. türk, memleketimizde misafir | bulunan Sovyet Rus muüsiki sa- natkârlarına birer cigara taba- kası hediye ederek, yüksek ilti. fatlarını izhar etmişlerdir. Kamâl Atatürkün hediye et- tiği tabakalar, dün, vali muavi- ni Rükneddin tarafından sanat- kârlara verilmiştir. Dost ve kıy- metli Sovyet misafirlerimiz Bü- yük Önder Atatürkün bu iltifat. larından dolayı sonsuz saygıla- rının arzedilmesini vali muavi- ninden dilemişlerdir. Arkanol'un beyanatı Dost Sovyet sanatkârları rei- si ve devlet operası müdür mu- avini Arkanof dün Türk gazete- cileri şerefine Perapalasta bir çay ziyafeti vermiştir. Ziyafette İstanbul gazetele . rinin tarımmış muharrirleri bu- lunmuştüur, Konuşma esnasında Arkanof, Türkiyede gördüğü iyi karşılan madan çok sevindiğini söylemiş ve bilhassa demiştir ki: — Mahkeme, size tenbihte bulunuyor, bir daha böyle şey yapmazsınız. dedi. Duruşma, gelmiyen şahitle. rin çağırılmasına kaldı. * Sultanahmette, Şeftali so- kağında oturan Ayşeye fazla morfin vermek süretile ölümü - neS sebep olmaktan suçlu hasta bakıcı Katerin aleyhine açılan dıvııyı. dün de üçüncü cezada I. Ayşeyi, kolu kangren olmuş vaziyette gören Hapishane baş- hekimi İbrahim Zati şahit ola - rak dinlendi. İbrahim Zati, mor. fin iğnesinin açtığı yaranın böyle bir enfüzyon yapabilece - ğini, bununla beraber harici bir tesir ile olması da mümkün bu- lunduğunu söyledi. Suçlu hastabakıcı, Ayşenin üzerindeki çamaşırların çok kir- li ve pire lekelerile dolu olduğu- nu ileri , rerek: — Ayşe fakir, fakat temiz bir kadındı, dedi, Duruşma, diğer şahitlere teb ligat için kaldı, * Sarıyerde esrarlı bir şekilde öldürülen Elmasyan hakkındaki tahkikat henüz bir adım ileri gitmemiştir. Nezaret altma alı- nan bahçıvan Mehmetle Enve- rin cinayette alâkaları olmadı. ğt anlaşıldığından her - ikisi de serbest bırakılmışlardır. Tahkikata, başka cepheler - den devam edilmektedir. * Civoni isminde birinin evin. de arama yapıldığı zaman tavan arasında 32 torba esrar, 2 çak- mak, bir tabanca, 4 kurşun bu- lunmuştu, Civaninin muhake - mesi dün sekizinci ihtisas mah- kemesinde bitirildi. Suçlu, bir sene hapise, 6280 lira para te- zası ödemeğe mahküm edildi. * Erar satmak ve içmekten suçlu Nazirenin duruşması dün “Memleketinize gelmeden ev- vel burada nasıl bir dinleyici bulacağımız hususunda hiç bir fikrim yoktu. Fakat gerek hal- kımnızın en teknik parçaları ha kikaten büyük bir anlayışla dinlediğini büyük bir memnu - niyetle gördük. Ankarada, İz- mMirde ve burada bize gösterilen büyük iyi kabulü biz yalnız sa- natimize karşı gösterilmiş bir alâka tarzında değil, fakat Sov. yet - Türk dostluğuna karşı gös terilen büyük bir teveccüh şek- linde telâkki etmekteyiz. Ankarada Büyük Önderinizin ve diğer büyüklerinizin gayet i- yi iltifatlarma mazhar olduk, Burada da vali muavini bize Bü. yük Önderinizin lütfettiği hatı- raları getirdi. Bundan fevkalâ - de mütehassisiz. Bu tahassüsü - müzü sizin vasıtanızla açıkça bir | daha bildirmek isteriz. Ankara- kında tetkikler yaptık. Ve bun- dan büyük bir zevk duyduk.., Konservatuvarda konser Sanatkârlar dün öğleden son- ra İstanbul konservatuvarını ziyaret etmişler, orada bir kon- ser vermişlerdir. Konservatuvar müdürü Yu « suf Ziya ile konservatuvar mu- allimleri kendilerini karşılaya- rak ikramda bulunmuşlardır. Sanatkârlar konservatuvarda geç vakte kadar kalmışlar, bir çok sınıflara da girerek talebe- lerle görüşmüşlerdir. sekizinci ihtisas mahkemesinde bitirildi. Kadın, bir sene hapi - se, 200 lira para cezasına mah- küm oldu. * Esrarcılıktan suçlu İbrahi- min dün yapılan muhakemesin- de 18 şahit dinlendi. Duruşma müdafaa şahitleri için başka gü- ne kaldı. CEnte ) TAYYARE PiYANG DÜN ÇEKİLEN iKRAM NUMARALARINI YAZIYOR Tayyare piyangosunun on do- | 871 — i010 1080 1344 kuzuncu tertib birinci keşidesi | 1461 — 1703 1806 1979 N <u 2523 — 2539 2592 268 dün yapılmıştır. Diğer kısmı da | 22890 — 2602 2801 4805 bu sabah saat doküz buçukta çe 3203 — 5254 s441 — 6190 kilecektir. Dün kazanan numa- | 6405 — 6464 6890 — 7420 raları sırasile yazıyoruz: ;"l gî;îı ;ş;b ;gşî k 446 3 25.000 lira kazanan 10560 — 10578 10696 10765 26263 11685 — 11933 1194. 11985 15.000 lira kazanan 12567 — 12593 2976 13314 20853 13687 — 13756 1524. 16365 12.000 lira kazanan 17085 — 17331 1766 1774 İS452. 19066 — 19218 19889 19804 g 20288 20402 20598 :0815 500 İira kazananlar 21061 — 21601 21655 21747 4302 6200 8484 19203 21219 21949 — 221665 22213 4255 150 lira kazananlar 23165 — 23434 23461 23520 $4 4258 OS86 12279 12393 — | 24141 — 2402. 24774 2462 20462 21321 22852 22942 27895 20593 — 26608 26670 26870 28163 231938 25514 — 26005 26221 2634. üü ll kasananlak 21298 — 27744 27834 2799 20 M LGAR C ATANk ST . 40ND | Sosagl T AORM BO 8103 — 10819 12507 17197 19706 R H R ğ 19736 — 19817 19959 21523 22195 Bu listede gosıenlçn il 22447 23158 27778 29019 29651 | yeler Beyazıdda Yeni İkİ 50 lira kazananlar şesinde tediye edilmekter 18 9t “de ee a 220 349 392 457 476 Dünkü tayyare piyangol 680 — 871 1122 1365 1542 | şidesinde en büyük ikram 1633 3600 < 1706 . 1780 1904 | Kackkarı talihliler” aragi 2178 — 2178 2242 2658 2970 3340 — 4197 4400 4430 4515 | tanbulda olanları yazıyorı 4538 — 4507 4834 5520 5778 Beyoğlu Aynalıçeşmedi 5846 — So60 6235 7075 7294 | ber Mişel Tanasis 25, 8070 — 8230 8462 8765 9039 | ra; Kalyoncu kulluğund 9054 — 9274 9639 10118 10226 3 tnanı 10301 — 10487 10822 10635 11526 ,:â:îı:np:,rm Pâ'ğgi' :e 11963 — 12073 12085 12959 13135 : j a 13407 — 13540 13992 14168 14611 | Vasil 15,000 lira, Beşikta! 1S017 — 15494 16137 1638? 16449 | ir Nedim sokağında 119 16546 16828 16871 17346 17650 | rada Ragıp 12.000 lira k Z SA YOTAS A kğa Metagn. B maliniler bi $ Pt BO 21022 21276 21321 zlağ) 21833 | Fini Kader kişesinden aln 218485 — 21916 22126 23222 22810 3 KA 2330$ — 23427 23502 23508 24050 15452 numaralı - bileti 24148 — 24359 24859 24900 25072 | Beşiktaşta Şenlikdede mz 25207 25995 25442 26146 20872 | sinde bakkal Necip te dün 26884 — 27222 27318 27452 27506 | lihlileri arasını 27778 — 28088 28106 28427 26582 hmâl':';ooo ıd:duh;; 28880 — 29224 29239 29364 29438 | T da 12.000 lira ğ 29572 — 29060 Gazi Cemal kişesinden diğ 30 lira kazananlar lihlilerle birlikte ikramil 101 — 340 4S7 476 — 680 / almıştır. POLiS/| Romanyalılı Aksarayda bir Gene galip! Ev yıkıldı lahın oturduğu evin yanındaki sur duvarı dün öğleden sonra gürültü ile yıkılmış ve evin bir kısmını çökertmiştir, Evde kim- se bulunmadığı için insan kaybı yoktur. * Tahtakalede oturari seyyar börekçi Mustala Kâğıthaneye giderken muvazenesini kaybede rek vapurdan denize düşmüşse de kurtarılmıştır. — İki Japon kumandanı ge'di Japon hükümeti dünyanın as- keri vaziyeti hakkında tetkikat. ta bulunmak Üüzere Avrupaya bir çok askeri heyetler gönder- miştir. Bu heyet azasmdan topçu kumandanı Katsuo Nakamosa ile tayyareci Fuaşiro İşiyama dün sahah şehrimize gelmiştir. Japonlar İstanbulda iki gün ka- larak şehrin görülmeğe değer yerlerini gezecekler ve sonra Arıkaraya gideceklerdir. 0: Piyango talıhlı eri Dün saat on beşte Tak!l Güneş kortlarında Suat tenis maçı yapıldı. Müsabaka hayli harare| heyecanlı oldu. Neticede setten üçünü alan Roman lar çift maçını da kazanmı dular. Bugün yine Güneş ko: da, cuma günü Fenerbahçı larında yapılan tek maçl: da revanşları oynanacaktı! Bu sefer Sedat Botez'le, ta Hamburger'le kzxşılaşj lardır, —— İspanya ihtilâli 1934 senesi teşriniev İspanyada — vukubulan hakkında İspanya hükümi rafından — fransızca olar Rövolution d'octobre en gne adımda bir eser çıka: tır. Bu eserde ıhu!âhnpı:â ve ihtilâlden evvel İs dahili vaziyeti güzel bir $ izah edilmektedir. Kitaba le ait güzel resimler de edilmiştir. “'TAN " in tefrikası * 20, —. $Sarı Dbal Bürhaa CAHİD ğildir. Tesadüfler, hâdiseler in- san i hiçe indirebilir. Fa- kat mücadele etmemiz lâzım. Turgut — ağır ağır söylerken gözleri dalıyordu. Belliydi ki i- çinden geliyor, arkadaşını kur- konforlu değildir. Bü- | tarmak endişelerini hissediyor - =:kra'hıtmı belki orada bu - | du: lamıyacaksın, Fakat burada bu- | — Bili; ki ben İstarbu- lamadığın gönül rahatına da o- | la eğlenmek için gel - rada kavuşacaksın. Görünüşe | dim ve çok teşekkür ederim ki göre, bence, geçici bir buhran | bana karı koca iyi bir yer göster içindesin. Bunun acılarını anlı- | diniz... Bugünkü vaziyetinizde y=m Fakat yaşın, bilgin sana | seni yalnız arkadaşlı- €en büyük sermaye olabilir. Ha- | ga y:dıremqu._Sen buhran için- yatın seni bıraktığı yerden ken | desin. Kendin için akla yakın 0- dine yeni bir hayat kurabilirsin. | lanı düşünemezsin. — Hislerine, Muhtar baştrr. avuçlarının 1- | heyecanlarıma kıpılu-un Fakat çine almış, dinliyordu. ben öyle değilim. Yapılması $ mümkün olan ğeyı :eıış(ı;nu:unî. — Anlıyorum ki burada iş - | Eğer vaziyetinde nden gizli kence içindesin. Seni kurtaracak kılmıııbhı::ı mf:ıınî::ıî —mucize sönmüştür. Yalnız, yaşa- | cak yol lur. e mak ve yeni ümitlere bağlan - | ta kokuları seni boğdı!._Gel bir mak imkânı kesilmiş değildir. | az da neft, gaz kokusu içinde ya- Dünkü renkli ve çiçekli hayatı- | şa... n nı pek çabuk kağanamazsın, fa- sükünetle, emniystle kat şerefli bir insan gibi yaşa - | anlatışı Muhtar Arifi yumuşatı- gaak için çalışacak vaktin var. | yordu. Başını kaldırdı. Gözle - Hayatta hiç bir şey devamlı de- | rinde bir ışık belirmişti. —— Turgut cesaretlenerek devam etti: — Oraları şık, zevkine düş * kün bir kadının yaşayacağı yer: ler değildir. Onun için diyorum ki karını burada bırakırsın, Sık sık mektuplaşırsınız. Bu, ikiniz için de iyi olur. Sevginiz kıv - vetlenir, Biribirini özleyen genç nişanlılar gibi kavuştuğunuz | gün yirmi yaş heyecanını du- yarsınız. Muhtar Arif, gözlerindeki ışı- ğt kaybetmiyerek düşünüyordu. Birdenbire — eliyle bir işaret günlerin hâdiseleri onu da sars- çok samimiyet vardı. | Bu geçen kırk sekiz saat onu biraz daha kadın yapmıştı, mıştı. Fakat bu biraz solmuş gö- | duğu yegâne adamdan ayırmak rünen güzellikte birkaç gün ön- istiyeceğinizi ceki o parlak canlılıktan daha | mezdim. Buna neden lüzum gö- — Kimsesiz bir kadını tutun. hatırıma getir - rüyorsunuz? Söylerken yeşil gözlerinin bü tün fosforunu Turgudun gözle- ce sordu: — Peki nasıl gideceğiz Türgüt bu sorgü ile b ayırmanın — imkânı olmal bir daha anlamıştı. Muhtal tarmak için Nadya'yı da etmek lâzımdı. Ağır ve tutuk adımlarla yü - krine dökmek ister gibi tehditle, | rüyordu. Kocasının bu yeni, fa. | hınçla bakiyordu. Fakat bu gö- kat candan arkadaşımnı kendile- | rünüş birdenbire değişiverdi, hi- | rine artık bir sırdaş — görmeğe | yanet ve intikamla bakan gözler | karar vermiş gibiydi. çiçekleniverdi. Şimdi bir şıma - Soluk bir tebessümle elini u- | rık çocuk yaramazlığını andıran zatarak sordu: jestle parmağını kaldırmış Tur- — Muhtara nelerden bahset- | guda işaret ediyordu: yaptı ve süratle kalktı. Kendi hususi dairesine geçen kalın ka- dife perdenin arkasında kaybol- du. Turgut yalnız kalmıştı, Fakat çok beklemedi. Binanın derinliğinde kaybho - lan ayak sesleri — uzaktan gene duyuldu. Yaklaştı, perde kımıl- ,dadı ve bu defa Muhtar Arifin yanında Nadya'nın altın başı da göründü. Güzel Rus kadını çok değiş - mişti. Anlaşılıyordu ki gezip tozmasına rağmen, bu geçen missiniz siz? -— .. Anlatın bakalım. Sesinde — durgunluk, ekşilik | Kocamı nerelere — kaçırıyorsu vardı. nuz? Şu sizin derebeyi gibi hü - Devam etti: küm sürdüğünüz çöllere mi? — Onu alıp götürmek, karısı- Turgut samimi duygulardan nr da burada yapyalnız, düsman | uzak, yerine ve zamanmma göre lar ârasında bırakmak mi isti- | rol yapan Rus karısınn bu ar — yorsunuz? tistliği önünde istifini bozmadı. Muhtar Arif — yırtık, ezik bir O hiç değişmeyen mat ses bir sesle mırıldandı: az önce kocasına anlattığı şeyle- — Seni dünyada bırrakmam | ri bu defa karısına tekrar etti. Biraz evvel Turguda onu söylü- | - Nadya sonuna kadar dinledi. yordum. Bütün küçük — noktalara kadar Nadya onu dinlemez görüne- | her şeyi sigorta eden bir iş ada- tTek Turguda döndü; mının kulağı ile dinledi, bitirin- ü İ Izah etti: — Program, bence, dedir. Karı koca meçhul re seyahat etmiş görüni Muhakkak ki herkes sizin paya gittiğinizi -zannedei Ben sizi Mersin yol! rip Mardine kadar götü: zerime alırım. Buradaki tinizi yarına kadar düzelti Nadya bu plânı derhal etti. Muhtar Arif yeni bir & ceye kapılmıştı. Nadya, daha bir kaç gü ona cesaret veriyor, hatti yon'un Belçikadaki işi mediığini hesap ederek başka paralı dostlarla yaj işlerden bahsediyordu. milletlerden bir çok zengi! bapları, eski aile dostlar (Arkası