“TAN “an tefrikası : 20. İngilizlere Veren Bir Mühendistir Reis Mr. Wilsona 17 Mart 1917 “Hall gerçek bir zekâdır. Yer yüzünde bunun bir eşini daha bulmak mümkün değildir. Eğer bunun yaptığı yüce işleri anlat. mak istesem bir kitaba bile sığ- dıramam. Fakat böyle bir kitap yazılabilse şimdiye kadar yazı- fanların en harikulâdesi — olur. Birz daha söylüyorum. Hall bir tanrı vergisidir. Gizli servisin öbür ajanlarını bununla ölçer- sek onlar birer çocuk gibi kalır- lar. Eğer harpten sonra yaşar- sam ve Hall'in zekâsı da omu tı- marhaneye götürmezse onunla bir hafta kadar ıssız bir yerde kalmak, ona bazı şeyler sormak benim için çok değerli bir dilek- tir. Bana açacağı gizlilikleri yazar, ölmez bir Ün alırdım. Hall'e gelince o da tarihin ken- disine ayırdığı sahifede yerini almış olurdu. Önda bir mucize hali var. İn- sanın içini açık bir kitap gil okuyor, Gözlerinde us ermez bir yüzü var, Hall kendince en gizli gördü- gü bazı kâğıtları bir zarfa ko- yüp mühürliyerek üzerine “20 yıl sonra açılacaktır” diye yaz- mıştır. İçinde kim bilir daha ne gizliliklerin saklandığı bu meş- hur kasanın açıldığını görmek için daha yirmi yıl yaşamak iş- tediğime şaşar mısınız? Gönülden dostunuz versitesinde verdiği bir konfe- ransta demişti ki: “... Alman ko dunün açılması menfaatler da- vasına yapılan ulu, değer biçil- mez bir yararlıktır. Şaşılacak | bir şeydir ki, bu yararlıktan do- layı şimdiye kadar kimse mü- kâfat görmemiştir...” . Mükâfat gören olsaydı gizlilik meydana çıkmış olurdu. Fransızların iddiasma bakı- Tırsa bu kodu ele geçiren ve anahtarile beraber — İngilizlere veren adam çok değerli genç FEERRE N Yazan: Aziz Hüdayi Aküemir Alman Kadınını Ele Geçiren Ve &ı düşündü. Fakat kitap kur- şün kaplı, yerinden kalkmıya. cak, götürülemiyecek — kertede ağırdı. Başka bir em aradılar ve korkulu olmakla heraber ya- pilabilecek olan emi buldular: *“Geceleri azar azar kodun kop- yesini alacak ve tümlenince a- hp kaçacaktı.” Bir aralık Almanlar şiiphe - lendiler, 1915 Nisanında Szek'i bir kahvede otururken Alman nr ve kime tâbi olduklarını bu- rada uzun uzadıya anlatmak gerekmez. Harp mmtakası ta- mamen askeri idare altında ol- duğuna göre her iki kurumun önce başkumandanlığa ve gizli istihbaratım aynı zamanda siya- sal ve esas makama bağlı bulu- nacağı tabiidir. Askeri istihbarata gelince, bu nun harpte nasıl çalışacağı ve ne işler göreceği hakkmda İçerisinde gizli yazı bulunan palto düğmesi polisi birdenbire tutup merke- ze götürdü. Üstünü başını ara- dılar, bir şey bulamadılar, Fa- kat kontrespionaj zabiti, Szek'in gözünü yıldırmak için dedi ki; — Eğer bir daha merkezden uzaklaşırsan ölüm cezası giye- ceksin, Bununla beraber Szek işini bırakmadı. Aylarca çalıştıktan ve kodun esaslı yerlerini kopye ettikten sonra 14 Ağustosta 'ya H : ra Ezek kayboldu. İngil - tereye geçti mi? Kodu İngiliz- lere verebildi mi? Belli değil, 15 Ağustos 1915 denberi Szek meydanda yoktur. Gerçek kodu almış mıdır? Kodü Almanlar Szek'in eline bırakmışlar mıy- dı? Szek Hollandaya geçebildi mi? Yoksa Almanların elektrik. li tellerine takılarak kömür mü oldu? Bu sorguları Fransızlar da henüz açmış değillerdir. On- lar büyük gizliliğin meydana çıkmaması için İntellicens tara- . bir mühendis olan Alexandre Szek'dir. Acaba ? “Alexandre Szek bir Avustur- yalırım oğlu ise de İngilterede doğmuştur. Genel savaş kuru- nunda Viyanada babasının ya- nında otürürken bir gün apan- sız evleri basılryor. Evinde ken- disinin bulup yaptığı yeni bir telsiz makinası buluyorlar, Bu makinayı yalnız kendisi işlete- biliyor. Ö sıralarda telsiz tel - graf henüz başlangıçta bulun - duğundan Szek'in makinası bü- Yyük bir terakki göstermekte idi. Szek'in babası Avusturya imparatorunun iyi dostlarından olması, Almanlara bir inan ve güven vermiş olduğundan genç mühendisi Belçikadaki telsiz Merkezlerine alıyorlar. Szek kendi makinasile İtilâf Devlet- lerinin telsiz muhaberelerini çalmağa başlıyor. Fakat İntel- licens Servis ajanları boş dur- muyor. Yavaş yavaş Szek'in zihnini çeliyorlar. — Sen şu masum, zavallı Belçikayı çiğneyip ezen Alman lara değil, bize hizmet etmeli- sin, insan vicdanı sana bunu bu- yurur, diyorlar. — Peki, diyor, benden ne iş istiyorsunuz? — Alman kodunu ver, diyor- lar. Bu kod Almanların daha ne gibi kötülükler yapacağını bize öğretir ve biz de bu kötü. lüklerin önünü almağa çalışı Szek ilk önce Alman kod ki- tabını olduğu gibi alıp kaçma. ra i Z fiından öldürüldüğüne ihtima! vermektedirler. Szek kodu ver- mişse ondan sonra veya vernie- den önce Alman istihbaratı ta- rafından öldürülmüş olması da hatıra gelir. Yine Fransız istih- baratçılarından birinin anlattı- ğura göre Szek Alman kodunu 25000 İngiliz lirasma satmış ve. birkaç yıl sonra, yaptığına pişman olarak kendisini öldür- müştür. Bu söz hiç inanılır gibi değildir. Bütün bu karanlıkla- rın da 1938 de açılacağını uma- rak bekliyelim. Gizli istihbarat ile resmi ve askeri istihbaratım harp halin- de ve harp mıntakasında nasıl birleştiklerini, nasıl çalıştıkları- 'ııııııiı- ARA TU î Harik Hayat Hİ Kumpanyasına bir kere Telefon Bugün SARAY sinemasında Mevsimin en büyük muvaffakiyetini kazanmış olan KARYOKA 1 ve 2 adet MİKE MAVS filmi aza ve Otomobi Sigortalarmızı Galatada Ünyon Hanında Kâin UNYON SIGORTASINA yaptırmız. 'Türkiyede bilâfasrla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON: uğramadan sigorta yaptırmayınız. Ka a e . eee Fransız zabitlerinden M. Pake- nin yazdığı kitabı 12 yıl önce türkçeye çevirmiştim. Orada et- raflı malümat vardır. İKİNCİ BÖLÜM CASUSLUK —İ— Casus kimdir? Casusu herkes başka başka olaşıp şu el s “Casus, gizlice düşman içine so- kularak oradaki işleri, vaziyetle- ri öğrenip veyahut bazı vesika- lar alıp şeflerine veren kimse- dir. Vaşingtonda İngiliz sefiri Pa- ge'in bir telgrafı var: Bir “B,, şifresinden bahsediyor ki Bern- sdorff demektir. Bir Fransız yazıcısı buna dayanarak B. İ, S. 2. işaretleri Bernsdorfl'un gizli imzasıdır diyor; çok yanlıştır. Bundan anlaşılıyor ki, bu Fran- sız bütün tahminlerinde yanıl- maktadır. İngiliz sefirleri 16 son kânun- da ve ondan sonra Zimmerman- nın Meksikaya çektiği telgrafla- rı olduğu gibi tercüme ve neş- rettiler, Zimmermann çektiği telgra- fın dirim ve ölüm işi olduğunu bilmediği için bir yandan İsveç- Bücnos Ayres - Vaşington kab- losu ile, öbür yandan Amerika siyasal yolu ile doğrucâ Berlin- den Vaşingtona ve bir de Ame- rika telsiz istasyonlariyle yolla- mıştı. Vesikanın mahiyetine ba- kılırsa Amerika siyasal yolu ile gönderilmesi tabii tehlikeli idi. (Arkası var) 4.4888. 3222 Bclledi ğinki Sesi: Her akşam saat 20 de radyo- yuü açarım. Piyanonun lık ve titrek sesine karışan tatlı türkü- lerle kulağımın pasını, gönlü . mün yasını gideririm, Işittiğim türküler; benim ken di illerimin türküleridir. Duydu ğum ses, bana hiç yabancı ol - mayan sestir. İstanbul radyo - sunda, ne vakittenberi, boşu bo- şuna aradığım, boşu boşuna bek lediğim bu öz musikiyi, aramız- da on günlük yol olan Kırımdan dinlemek, biraz — acı da gelse. ben o sesi, dinlemek için, saat 20 yi iple çektiğim oluyor. Çünkü kendi varlığımı, çölge olan geçmişin bütün izlerini bu este, bir tel üstüne toplanmış | yağmur damlaları gibi stra sıra | | dizilmiş buluyorum, Kırım radyosunda; — ulusal koönser ancak yirmi dakika sürü- yor. Basık bir Tatar diliyle, fa. ki ileri yürekte yer brrakan bir söylenişle bize kendi türkü- lerimizi batı tekniğine uydura - rak tatlı tatlı sunan bu sesi, ken- di radyolarımızda nc vakit din. leyebileceğiz? Hangi gün, biz de İstanbul ve Ankara radyolarını açar açmaz tango ve rumbadan başka türk. çe sözlü bir türkü duyacağız? Yaptığı büyük işlerle, bütün yeryüzünde, ilerlemek isteyen uluslara tek örnek olan Atatürk, gazeli, peşrevi, semaiyi, taksi - mi, Türk müziğinden attığı gün kompozitörlerimiz, yeni öz mü- zik için hazırlığa başlamalı de- gil miydiler? Kırımdaki stüdyo- dan gelen ses, apaçık söyliye - lim, bizi doyurmuyor, Türkülerimizi armonize ede « daha ne bekliyorlar?... Salâhaddin Güngör Evin parasını Verdim, içine Giremiyorum Bir okuyucumuz yazıyor: *“ Beyoğlunda Hüseyinağada Küçük duvarcı Arnavut çıkma- zında İ—İ1 numaralı bir evim var. Bu evi 29 ikinci teşrin 1934 Ziraat mü: ile iki bin lira vererek aldım, Parayı ve belediye barcını da ayni dakikada tesviye ettim. Evin ferağ muamelesini yap- mak üzere tapuya gittiğim za- man şunları öğrendim: Ev 1931 senesinde emlaki milliye tarafın dan 3100 lira mukabilinde sekiz taksitle Davut kaptan isminde bir zata satılmış ve Davut kap- tan da bir taksitini vererek or - tadan tagayyüp etmiş. Tapu em lâki milliye müdürlüğüne bu sa- tışın hükümsüz olduğunu bildir- miş, emlâki milliye müdürlüğü Davut kaptanı aramak üzere Be yoğlu kaymakamlığına ve Ma - liye vekâletine tezkere yazmış. Evi alalı altı ay geçtiği halde, ne eve tesahüp edebiliyorum, ne de parayı geri veriyorlar!.. Gay- ri mübadiller cemiyetinden em- lâki milliyeye müracaat etmek- liğimi söylediler. Emlâki milli- yeye müracaat ettim. Muamele. nin “derdesti ikmal,, bulundu - ğgunu söylediler. Altı aydır bek- iyorum, daha ne kadar bekliye- | yim ve kime müracaat edeyim? | Dr.Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı Cumadan başka günlerde saat (2,30 dâan 6 ya) kadar İstanbul Divanyolu No. 118. Muayenehane ve ev telefonu: 22398. Kışlık telefonu 2104;1;20 'KENDİ KE NDiMiZE ÇATIYORUZ | z | “Tan” okurlarından birisi Dize yazıyor: “Tan'da okumuştuk. Baym- lırlık Bakanlığı îıunbuldıki lmtiyazlı Şirketler müfettişli.- Şine bir buyrultu yazarak müş- zerilere verecekleri para mak- buzlarına yapıştırdıkları pulla- ın parasını Damga kanununa şöre Mmüşterilerden almayıp kendileri tesviye etmeleri lâ - ni bildirmiş. Hattâ siz buna güvenerek 'diğer şirketlere tatbik edilen hu kanun hükmü neden Sular daresine tatbik edilmiyor? di- ve de (Ne dersiniz?) sütunun- la sormuştunuz. Bakınız işe kiş girketler es - tisi gibi pul par? gene nüşterilerden alr ve on para eksik verirs meselâ gazi keseceklerini emekte. dirler, Dün bane — on birtah: su havagazı sildarın verdiğ makbuzunu size gönderiyo - 12.5.938 —— Ne Dersiniz? PUL PARASI rum: Kuruş 924 30 15 5 132 Gaz bedeli Saat kirası (?) Şube borusu kirası Pul esmanı Hükümet resmi 1106 Yekün Burada da görülüyor ki pu parasını ben verdim. Şu halde şirketlere Bayındırlık Bi kanlığından böyıc bir emir gör derildiği doğru değil mi? Esas yoksa neden yazdınız? Esas varsa bu şirket neden bu emri tatbik etmez?. Bana bir ceval verir misiniz?. Bu okuyucunun sorgusun: bir karşılık veremeyiz. Bun: olsa olsa İmtiyazlı Şirketle müfettişi cevab verir... Bari c na soralım: Bay müfettiş bu na: Siz ne dersiniz" Komiserin istedikleı_—î (Baş tarafı birinci sayfada) evrakı isyanı onun hazırladığını kâfi derecede ispat etmektedir. Venizelos, Plastiras ile beraber isyanm reisi idi.Plâstiras'ın bir- çok defalar Yunan hudutlarını aşmak istediği, sahte bir isim altında Sofya'ya kadar geldiği, kendi nüfuzu altında bulunanla- rı isyana sevkettiği sabit olmuş- tur. Bunlardan sonra Moskovitis ile Argiropulos ve Burdaras ge- lir. Ben, bunları da, Venizelos ile Plâstiras derecesinde isyanın hızırıınm.ııma_ mes'ul tutuyo- Macris.ise Gi- diır. Kunduros ise donanmada Venizelosun komiseri olarak bu- lunuyordu. Venizelosun oğlu Kiryakos Venizelos ise isyanda methali olduğunu, ortada bir harp korkusu olmadığı halde sa- hibi olduğu gemileri harp tehli- kesine karşı sigorta etmekle mes'uliyetini bizzat ispat etmiş oluyor, Yalnız şurasını da gözö- nünde tutmak gerektir, Kirya- kos, babasının nüfuzu altında bulunuyordu. Hükümet komiseri kâfi dere- cede delil olmadığı için Yanno- pülos ile Yassonidis ve Havi- nis'i isyanı hazırlamakla mes'ul tutmamaktadır. Fakat bunlar isyandan haberdardılar ve isyan olacağını haber vermemişlerdir. Pire meb'uslarından Dendi- dakis, Marsellos, Savidis ve Av- ram hakkında hükümet komi- seri beraet kararı istedi. Bunlar sadece muhalefet — yapmışlardı ve nutuklar söylzml_şlerdî. Fa- kat Hacıbeys halkı isyana teş- vik ediyor, bu harekti ise ceza kanununun 74 ncü maddesine dokunuyordu. Giparis'e gelince, onun da a- leyhine hiçbir delil yoktu. Elef- teron Vima ile Atinaiki Nea ga- zetelerinin sahibi - Lambrakis, gazeteleri ile sadece şiddetli muhalif makaleler yazmıştır. Fakat hükümet komiserince bunlar birer suç teşkil etmemek- tedir. Karapanayotis ile Leonar- dos ve Meksis'i, hükümet komi- seri suçlular arasında görmekle i söylüvyor. Bunla- rın hepsi, onca masumdur. Hükümet komiseri bundan sonra siyasi fırkalar reislerinin mes'uliyet derecelerini şöyle tahlil etmistir: — Kafandaris ile Mitonas'm alevhine hicbir delil yoktur. Pa- panastasiyu şiddetli bir muhalif tir fakat çok siddetli bir muha- Tif oluşu, isvan ile metha'dar ol- masına delâlet etmez Emniyet müdiriyeti memurları. onun Se- lânikte yapılacak mitingi hazır- lamak üzere gitmek nivetinde olduğunu söylüyorlar. Kendisi isebu mitingi menetmek için gitmek istediğini söyledi. Filha- kika iç işleri bakanı Bay Rallıs tarafından tanzim edilen gizli sansör, onun Selânik ile yaptığı iki telefon görüşmesini dinle- miş, ve oraya hakikaten mitingi men için gitmek istediği tahak- kuk etmiştir. Binaenaleyh, aley- hine ithama delil olacak bir şey yoktur. Sofulis'e gelince, onun tesadüfen asiler arasında bulun« duğu kanaatine vardım. Gona- tas aleyhine yegâne iddia, bir toplantıda Plâstiras lehine al- kışlamış olmasıdır. Bu da bir İf euküldir n Rerta, teyerer tı toplantılarına gidiyordu. Ni« çin gidiyordu? Orada olan bite- ni bilmiyor muydu? İsyan patla- dıktan sonra niçin saklandı? Bü« tün diğer siyasi fırkalar reisleri de onun gibi yaptılar ve isyanı mahküm etmediler. Eğer Veni- 4 zelosun bu hareketini fena bul- duklarına dair bir beyanname | neşretmiş olsaydılar belki de is- — yan Makedonyaya sirayet et- mezdi. Bu noktadan bunların mahkümiyetini isterim. Bay Strimler, sadece Sofulis hakkında mahkemenin müsa- mahakâr olmasını, diğerleri için f | şu cezaları istemiştir: Elefter- yos Venizelos ve Nikola Plâsti- ras: İdam; Moskovitis, Argiro- pulos, Burdaras, Çanakakis, Maris ve Kunduros müebbet kü- rek, Kiryakos Venizelos için ba- basının nüfuzu altında olduğu nazarı itibara alınarak asgari ceza olan sekiz sene hapis — — bunların hepsi Burdaras müs- — tesna firari bulunmaktadırlar ve cezaları giyaben - istenmektedir — Yoanidis beş sene Hacibeys — iki sene hapis; Havinis hakkım- — da mahkeme ne münasip görür- se o kadar ceza verilecektir; Mis — lonas dört ay; Kafandaris sılı- hati gözönünde tutularak bir ay; Papanastasiyu beş ay, Gö- | natas için sekiz sene hapis. f Hükümet komiseri Stimber- den sonra, hukuk bakımından komiser muavini Stamatopulo$ — da söz almış ve mahküm edile* ceklerin mallarından para cezâ* — Jart da alınmasını istemiştir. » Bundınıonrıvıh'tdeıcc?'f Bi duğundan mahkeme celsesilli — tatil etmiştir. İ Fik ret ADİL DOKTOR | Rurçuk'u Hakk. Üze | Galatasarayda Kanzuk eczahanet karşısında Sahne sokağında 3 nu> maralı apartımanda | numara- P — : Ka ÜRÜĞÜ e Ti alelü