Halil pehlivan göz kapakları: nı kapayıp gülümse — Beli, «tasvir» gibi görünü- deliğe yapış! tırdı: Evet pehlivan doğru 8öy-, lemişti, Veziriazara Mehmed Pa şa anahtar deliğinden omükem melen görülüyordu. o Mustafa Bey yavaşça doğrularak sağ eli- pehlivanın omuzuna — Baka pehlivan, ziyade dik:| kat eylen. Aman gözünüzü seve-| yim, sadrazam paşa efendimiz! «yeddi yimsilerini. (1) bhava- landırıp üç defa sallamadıkta| içerüye hücum eylemen O arslar| rum. Halil Deli Masanın yüzüne baktı. Deli Hasan ağa alt duda- ğını büktü: da buldu: Saray önü yüzlerce atlı yeniçeri ile sarılmıştı! İbrabim ağa ürkek ürkek ket: «Muslu» ve kahveci «Alin yi av- İludaki yoldaşların yanından bir Jayak boyu kıpırdanıp ayrılma» küdaya sokuldu: mış gördüler, Ardlarından yal- — Geldiler! iniz Patrona Halil geliyor, onun Mustafa Bey derin bir uyku-|ardında da on beş iri yarı keçe- dan uyanıyormuş gibi silkindi: | külâh yürüyordu. — Aman renk vermen ağa ka-| Kethüda Mustafa Bey: rındaşım. Hemen beni takib ve| vah... Bu herif tuzağa düşmiye-| taklid eylen! cek» diye içinden düşündü! Bu Diyerek koştu, tepeden tuma-| tutumda bu adama ne yapabilir- ğa kadar silâhlı Patrona Halile| lerdi? Bir şey yapılsa bile dışarı- «Ey-| “e gel ırsat bir) — Maslahat «leytelli hür mü sultanım? Bu dahi ele geçmez! tirdi: — Ağa karındaşım, «hikmeti hükümet. i tesmmül eylen. Ya o anda şevketlü padişahunızdan ferman gelür ise Ya, sahibi devlet hazretleri tehirde faide| © derpiş buyururlar ise?.. Mehmed Paşa efendimiz her ihtimale kar- şı bu suretle hareket ferman bu yurdular ve «tehir ve tavik» va- rid idüğüme dair «nebze» tefev- vüh buyurmadılar. Bu yoldaki fermanları ihtiyata oriayetlerin- dendir! Deli Hasan: — O başka yoldaşım. Dedi, ardında wralanan yarı «serdengeçtiler» e döndü. Sokak tarafında at nalı şakır- tiları geliyordu. Bakışıp sapsarı kesildiler. Kethüda Mustafa Bey vakit geçirmeden dışarıya, dıs merdivenler tarafında ( seğirtti. Merdiven başına geldiği zaman İbrahim ağa: şkın bir durum- (0 Sağ dü iri Kethüda gözlerini detirmiler | İ yanaştı: — Buyurun, Luyurun ağa vol daşımız, fermanı hümayun dahi| az mukaddeminde gelmiş idi. Patrona dik dik baktı, fakat ses çıkarmadan ardında geniş bir yarım daire çizen yoldaşla- rına döndü: — Bundan bir yana kıpran- v bir ellerini| bas kesince, Patrona kethüda Mustafa Beye| İdöndü: — Bre öne düsüp yol gösterin! Kethüda ve ;İdüsüp yol gösterdiler. Merdiven- İbrahim ağa öne| da Muslu ve kabveci Alinin ar- nda bekliyen yüzlerce pürsilâh ibtilâlci bir saldırışla sarayı İaltüst etmezler mi, sadrazamı, İvezirleri ve saray muhafızlarını parça parça edemezler miydi? İ Şimdi kethüda, asıl mecliste bu- İlunduğu için dışarıda olanı bite- İni bilmiyen sadrazam Mehmed | Paşanm yanlış bir harekette bu lunmasından korkmağa başlıyor- du. İçeri girip Mehmed Paşanm kulağına bir sey de söyliyemiye- cekti! Felâket! Patrona Halil ve ardındaki zebellâ gibi silâhşörler koca sofa leri çıkarlarken ucacakmıs gibi keyifleniyerlardı. Lâkim üst ba:| sa çilap be urdlarıma dönünce,! Askeri F Fabrikalar: Umum Müdürlüğünden: Yüksek İnşaat Mühendisi Alınacaktır. Umum müdürlüğümüz merkez teşkiliinda btihdam edilmek üzere aşağıdr, Ki şartlar ömiresind: Ürrrtli bir yüksek İnşai mühendisi alınac 1. — Memarin kanununun #.cü maldesinde yanlı evsafı haiz bulunmak. 1. — Mecburi awkerik vazifesini ifa otmş bulummak, 3 — Verilerek ücret 3959 sayıh kanun hükümlerine göre tesbit elllecekir, Mürucami edöceklerin mirih ve okunaklı ağreileri yazılı dilekçelerine aşağı, dn yardı vefkaları bağlayıcaklardır. A. — Hüviyet cüzdan veya musaddık sureli B. — İyi durum mazbatası €. Okul şıhağelesmesi veya musiğlak sureli eyahane memlekette. tahsil ekmiş alasların 3468 sayılı kanuna göreatmakırı #k'ira eden yiesek mühemdia, Hk rukentmameleri, aslı veya musaddık seret, D. — Askerlik terhis vesikası veya mutaddak sureli, E, — Evvelce çalıştıkları yerlerden aldıktan: bönserivelerin aslı vers muaal, dek suretleri, oo «lü83s» iahtalarını gıcırdata sarsa iler- lemeğe başlamışlardı. (Arhası var) «Son Posta nın edebi rontanı: 119 , Erkeği — Durdukça fona olacağım.| bir parça kaldı değil mi) Süratle! çalarım, — Korkuyorum Vedad! Ablasının çenesini okşadı | — Müsterih ol.. Başım di yor, kalbimde şiddetli bir tazyik! | var, fakat bunlara rağmen çala» bilirim. Bu son konserimdir za- ten.. Bir daha veresek değilim! — Ne oldu sana Vedad çocu- ğum? Telgraf bu kadar mı tesir etti? — Yalnız telgraf değil abla. Bana bu akşam pek çok şey tesir etti. Asabım çok bozuk, En kü- çük şeyden sarslıyorum, Makinist sesleniyordu: — Hazır efendim! Mesorret Han'ı, bir elile, Ve- dadın alnında biriken terleri a- cele acele kurularken, diğer eli- le, kolunu tutmuştu. — Sakin olmağa çalış Vedad! — Mümkün olduşu kadar ab- lat... — Ben burada kalayım mı? — Hayır, locana dön! Korka- cak bir şey yok. Sahneye doğru yürürken, sa- kin ve metin olmağa çalışıyor, kendi kendine soruyordu. Beni bu derece sarsan o Füsunun tek grafı mıdır? Bu, bu kadar izam edilecek bir meselo değil. Kon- serin başındanberi #istüste vuku. bulan hâdiseler, his tahavvülle. ri, yorgunluk, heyecan hepsi bir- İ birine inzimam etmişti, — Çocuk gibiyim! diye düşü- nüyordu. Kimi seviyorum, kime yorum, ne is yorum, ne 0 | tiyorum, ne düş lacağım bilmiyorum. Projektörlerin bol ışığı altın» İda yüzünün küflü bir renk aldı- ğı pek görülmüyordu. Fakat hal- siz, isteksiz adımlarla ve yorgun bir çehre İle piyanonun önüne o tarmuştu. Frağının eteklerini, taborenin arkasına attıktan sonra mendili ni alnından geçirirken huzursuz- kadı n ai en e nazarı dikkatini kalmamıştı. — Bir şeyler luğu, herkesin celbetmekten hâti Saadet Hanım: oluyor, Vedadda bir gayri tabii- | lik varlv hükmünü vermişti. Gö- nül babasına diyordu ki: — Vedad Bey rahatsızlandı galiba! Yahud bir şeye canı şıkıl- dı. Yazık, nesy'esi kacmıs. Halbu- ki şimdi kendi eserini Meserret Hanım, mendilini diş liyordu. Endişesi çok büyüktü. Doktarlar, Vedadın heyecandan azami derecede sakınmasını söy- lemişlerdi. Kardezinin, üstüste İğelen bu sürekli heyecanlardan tıkanmasından korkuyordu. Kocası soruyordu: — Nesi var Vedadın kuzum? Sahneye gittin, hir şey mi oldu? — Biraz kendini rahatsız bis. sediyor. Vedad, ellerini tuşlara doğru uzatırken; — Doktor Muhiddinin hakkı varmış!,. diye murıldandı. Heye- can beni çok sarsiyor, bele böyle binbir çeşid olursa.. Bu eser, bütün san'atım göste jmeğe, küfi gelecek kadar işlen müşti. Bilhazsa, tonların derin ta havvülleri, tuşlarla mücadele der şeklinde gayet seri hareket ler, bir dakika içinde bütün salo nu hayrete düşürmüştü. o Salorl kulaklarını değil, gözlerini kul lamyordu. Herkes, taşlar üzerin istiyordu sanki.. Tuşlara kuvvetile vuruyor, bu süratle sar Bu hareket sağnağı içinde kel dinden geçmişti. Gözünde hayal başmda hıçkıran bir çocuk, ie ler uçuşuyordu. Loş bir odada di vana uzanmış, bir kadın dan kendisine görleri kız, parterdeki vahşi, muhteri bakışlı genç kadın.. Dramatik bir sükütu - müten kıb, tekrer bütün o gürühül İ motiflerin sesi yükseliyor, En ka 20 ın tonlarda ve gene »yni çilgi Kendi sonatlarından birini ça- lıyordu. Bu ask, hiddet, isyan, inkisar, ömidsizlik ifade eden! çok hareketli bir eserdi. Yani 20 yıllık hisleri ve su dakikada £ ne bütün siddetile duydwkie İlk motif, pivanonun kalın ta- bakalarından fışkıvınıştı, Elleri, «lar Üstünde birbirini kovalar gibi süratle işlemeğe başlamıştı. hareketle sonat sona eriyor. Halkın, kulak zarlarım patla tacak kadar gürühülü tezshüra & bir uğultu halinda sahneye hü cum ediyordu. (Arkası rar) Gümrük muhafaza genel komutanlığı merke: satınalma komisyonu reisliğinden: 1 Komisyonda mevesi nümnelerine uygen yekilde 7000 yedi bin çift ez kandurası kapalı zarf usulün eketimeye kosmuşlar, 2 — Komisyonda mevcud bir numürak mümume için 82250 ve İki mumami hüzne içim 91003 Jira bedel bihmin olunmuştur. 3 — Bu husustaki şurinam? ve sümüneler her gün komisyonda görülebilir. 4 — Eisilime 5.10.9427 tarihine müsadif Pasarledi günü sant 10 da Arda, rw Gümrük va İhisarlar Vekile Mrs Gebilinde toplanacak olar Gümrük Muhafam Genel Komutanlığı Merkez Batınalma kemissomun, da yapıkıcağından işlekMlerin beli çün ve santie kümuni vesika ve te, minat akçeleri İle birlikle komsyona baş vurmaları,