Mühafazakâr kaide Dinamik teknik Mahittin Birgen n bu ikkat ediyorum: Bü mücadelede İngiltere, ne Müdafaa ve ne de taarruz silâhı bakımından ortaya hiçbir yeni şey tır. Her şeyden evvel İtere, dünyaya karşı, mucib sebeblermi izah ederke eski yoldan gitt, ve «Ben ins ğın ve milletlerin hürriyetlerini müdafaa için s'lâna , Kim bunları isterse, arkamdan gelsin!s dedi. Bu, İngilterenin €s- ki davasıdır ve mükemmel bır şi- yaset platforması olabilir. Fakat, acaba, zemin ve zamana göre, her harb çin ye: rm? İngiltere, bu de mış olduğuna göre, diye bu kaide eski İngiltere, kendisini bi desine lüzumundan fazla mıştır. Kaideler muhafazakâr olurlar; bir insan kafası da bir kaideye seplandığ: zaman, ondan kolay ko- lay ayrılamaz. Bunun için, İngik tere, harbi şimdi muhafazkâr kafa ile severlik içinde idare etti sİngiltere bütün © muharebeleri kaybeder; sonuncusu o müst da bir kaidedir. Fakat, herhangi bir harbin kazanılması icab eden bu son partisi Jüzumundan çok fazla uzayamaz mı? Tarih ve ce- miyet hâdiselerine aid şeylerde âe- ğişmiyen kaid yoktur. Günün bi- rinde bu kaidenin de değişebilece- Bini hesab etmek, İngiltere içir elbet lâzımdı. İşte size bir kaide daha: «De- Bizlere hâkim olan dünyaya hâ- kim olur!» Hakikaten bu kaide doğrudur. Fakat. denizlere hâkim olmak demek ne demektir? İngil- tere şimdi anlıyer ki denizlerdeki hâkimiyet, eğs: sahillere hâkim olmak manasını ifade etmezse çok bir şey demek değildir. İşte, İngiltere, bütün bu muha- rebeyi bu tarzda birkaç kaidenin çerçevesi içinde gördü, ve © ruh içinde idare etti * "Hab Almanyanın bu harbe büsbütün yeni şeylerle girmiş ol duğunu dünya şimdi daha iyi an- iyor. Bütün harb aletleri, bütün © malzeme yeni prensiplere ve yeni görüşlere istinad ediyor. Alman; nın büsbütün yeni olan bir harb anlayışı var. Müdafaa bakımdan «olduğu kadar taarruz bökım da büsbütün yeni esaslara istin. eden bu yeni harb anlayışı, niu- hafazkâr bir kaideperestliğin kar © Şısına dinam'k bir tekniğin yeni icadlarile çıktı. Bugün Girid ağası ücadelede Almanla- rın üstün gelmelerinin sebebi bu- radadır. Benim anladığım kadarına gö- “re İngilterenin en büyük bir taraftan dü 1 muhafazkâr bağla- anlayıştı kaldepe- da Alman- içinde — bırakıp| ? kendisini icadkâr tekniğe Gört elle sarılmaya sevketmesidir. Eğer Al manyanın da müstemlekeleri ol saydı, eğer Almanyanın da ban- “kerleri olsâydı, eğer Almanya da © altın sahibi olsaydı ve olsaydı ve olsaydı, o zamsn o da eskidünya. “nın eski ka'delerine göre düşünür ve bugün İngilterenin karşısına, 'bülün askerlikte inkılâb yapan bir ihtilâlei olarak çıkmazdı. Halbuki Versailles muahedesi, Almanyayı münhasıran bir amele ve mühendis memleketi olmaya sevketti, Almanyanın böyle bir memleket olup mütemadiyen fab- harbin * İlanlarca, İl mam. İşte bunun tesirlerinden bi- İlrisi de, beraber ayni hakikatler 930 danberi beş sene süren| ikinci neşriyat bayatımdan| onra, hâdiseler ve günlük mad-' Altı sene süküttan sonra ler © yüzünden! tas nın daveti üzerine yeni - den yazmıya başlıyorum. İtiyad - ların hayatımızda büyük tesiri var. Uzun senelerden sonra, yeni. den kalemi elime alırken, kendimi İsdetâ ilk yazı yazan insanlar gibi âcemi ve körkak hissediyorum. Kufamda birbirine karışmış ve her biri daha evvel ortaya atılmak| İiçin mücadele haline geçmiş yüz- İlerce fikir olduğunu hissettiğim halde bunlardan iki sütunluk bir kale mevzuu bile çıkaramamak-| tan korkuyorum. İ | elitısadi devletçilik; (1) ismin! deki kitaılarımı ve bu arada iki yıl İ süren kooperatif o rkecmuasii makalelerimi ve gene O s da! 3 konferanslar ve bazı yevmi gaze-! dünya sükün dk Tİ e ralealeler şekline de bü -| Hart bitmiş, yer yer ih rünmüş fikiflerim! takib etmiş o- «Son Posta» da 0- kuyatakları yazılardaki hâkim #i-| İ kirler hiç bir suretle yabancı gek|ç miyecektir. İ Hüdiseler — dolayısile neşriya atından çekildiğim son beş altı de fırsat düştükçe birçok| huktalarda birleştiğimiz arkadaş -| lara hasbihallerde bul lunmaktan büyük zevk duyardı şunu da itiraf edeyim ki, ilk gün-! İerdö birçok noktalarda fikirleri -| mizin (birleştiğini o mermnüniyetle| gördüğümüz bazılarile son zaman-| lardaki öğdiselerin görüş tarzla -| rında ve çıkarılacak (neticelerde ayrılıklarımız olduğu da vâki ol -| » Buna bu son senelerde fikir ve neşriyat hayatımızdaki a-| cınacak boşluk, kuraklık ve ayri-| Ek tesir etmiştir. ppi içimizde müddetçe, dolablarda kalan yaşad:ğı kapalı ve sıcak! yemekler gibi! bözulür ve te -| fesih eder. Fikrin . yayıl - ması, akması lâ zımdır ki, dur - gun sular gibi kokmasın ve kurtlanmasın. Akmı- yan ve içte kalan fikirlerle dolu| bir insan, cemiyet için heba ol - muş, zarar verecek hale gelmiş in. sandır. Ve böyle İnsarları içinde yaşatan cemiyet te tehlikeli bir cemiyettir. Bu itibarla fikri boş- Tuğumuzu, kurak'ığırızı, hareket « sizliğimizi korkunç bulanlarda - | için fikir çarpışmaları yaj tağımız. bir takım arkadaşlarla mazileri - İmizde sanki hiç fikri bir iştirik 1) Birinci cd 1934, ikinci cüd 1933, İ| üçüncümü de 1906 da neşredilmiştir. Kayıb ile bitmiş bir uzlaşma kazanc keti yapılmıştır . Maamafih! İİtalyada, Almanyada, SON POSTA ile neticelenmiş uzun bir sanlar haline gelmiş olmar Onlarla bugün beraber yürümek- ten d nı, Bu d muyacağına ka, Fükiğladı neş'et etmiştir. Ben bugünden Hibaren kendi -İları arasına girm dolmuş ve! hâdiselerden ve yer yer harbler. r stokundan sarfi.| den sonra İse 1939 da yeni bir Av- mi kısmen donmuş bir fil yazmıya, yat yaparak ve onları hareket me ee harbi baş line sokarak beni fikri bir canlılık yaratmıya mecbur eden « Son Postasdaki arkadaşlarıma teşek - kür ederim. 914, 1939 iki Büyük Dünya harbinin başlangıç seneleri - dir. Her iki tarih arasını geçmiştir. Yan! Çeyrek (yirminci asrın ili birine asırda iki | akan oan bir büyzk harb | evir içinde iki büyük harb pat Jamıştır. Bu iki tarih arasında ise Harb bitmiş, yer yer ihtilâller b: göstermiştir. Rusyada, bu büyük! ş dünya parçasında, bütün cemiyet şartlarını değiştiren bir olmuş, Türkiyede ise kökü d#arihin uzun yıllarında e ve tes ir sahası le de coğrafi ge nişliği, ilk tahminlerden çok fazla olmuş bir ihtilâl ve inklâb hare- Dünya üzerindeki ihtilâller burdan ibâret kalmamış, İr: İspanyada ve daha bir takım memleketlerde yer yer hareketler kendini gös termiş eski ci İSTER iNAN, zdir.| | di omeşguliyet hattâ konuşmaktan bile fayda ol-İsinden on sene sonra b da, onların) dünya buhranı susmuştum. Bu benim şahsen kabahatli olmadı -! çoklarınca birkeç ayda geçeceği gün «Son Pos «; ğımız bir hâdiseden, yani fikir ku-! tahmin edilen bu mıştır.) e inkılâb| 1. Dikenli bir yolda uzun müddet li: İm Harbler, İhtildiler, Buhranlar Yazan : Ahmed Hamdi Başar yet şartları büyük karakterlerle değişmiye (mecbur edilmiştir. gil, münakaşa etmekten ve| Bunlardan maada harbin bitme - büyük başgöstermiş, bir »ıran müzmünle « İ şerek o da cemiyetin normal şart- ir, Bütün bu miştir. seleri şahıslara ii mütalea eden insanlar, her memlekette bir midir, | Pevcuttar, Bun yoksa ayrı mı? lara nazara mumi E tında ve dünya meselelerini dü - de büsbütün bozarak ihtilâli kisa bir öneceklerdi; halbökl bu al kökleşti ve yerleşti. Türk istiklâl savaşı ve inkilâbı bir deli- likti; bilâkis dünyanı hareketi olduğu anlaşıldı. bunlar 1029 da başlamış dünya buhranım, diğer piyasa buhranla. ı gibi geçici bir şey telâkki etti- ler, ve birkaç yerine gelir dedi İSTER iINANMA! Arksdaşlarımızdan biri iki yıla yaklaşan bir zamandanberi bütün dünyayı kasıp kavur makta olan bu muharebeyi tu- tuşturan başlıca sebebi araştır. muş; mücadeleye: — «Her şeyden önce bir ham madde ve satış pazarı kavgasi» damgasını vurmuş. (Söylediği şudur: — «Başta Polonya olmak ü- #ere sırasile Danimarka, Nor- veç. Holanda, Belçika hattâ Fransa gibi birçok hatırı sayı- ır, kudema ve ekâbir devletler ortadan kalktığı halde harb hâ- Ki bitmedi. Bilâkis, Almanya ile İngiltereyi teferrüattan o siynl- mış bir halde karşı karşıya gördüğümüz şu sırada kavganın mucib sebeblerini daha vazıh olarak idrak edebiliyoruz: Halli çok müşkül bir ham madde ve satış pazarı davası mevzuubahs- tr. Ve bu dava, iki slâkah dev- let arasında olanca hizile de- vam ediyor. Fakat iki seneye (yaklaşan İ| harb, neticesi hakkında şimdi- den bize ufak bir işaret bile wermediği halde, kavgacı taraf- ların iddialarına artık kulak asmıyoruz. Yaralanan masum milletlerin kanına bakarak, ya- rmki dünyayı. muhariblerden hiç birinin tesavvuruna uymı- yan bir şekilde görüyoruz» Arkadaşımızın bu hükmüne bir çoklarının da iştirak ede ceklerinde şüphe edilemez, Mu- harebeden sonra dünyanın mu- hariblerden hıç birinin tasav- vuruna uymıyan bir manzara alması ihtimaline gelince, bu da mümkündür. bele muhare- be bir müddet daha devam &- decek olursa büsbütün mümkün olacaktır. Buna biz İnanıyoruz, İakat ey okuyucu sen: İSTER iNAN, ISTER INANMA! Sözün kısasr Şimdi de matbuattan Koğuluyoruz ! E. Ekrem Talu B iner bir müddet ev” vel.. » böyle saçma sapa rin vukuu akılda tutul az ki si Ozansoy un 1 hay biz eski kalem emektarları — Ön saftan çekiliniz! Yerini İ garasını, geçid resmi seyrine gidip de, arkada kslan arsız çocuk- i koparmışlardı. nanla: Gavsi -imana de, te ermek için » çıkar yol olmad hretini Kendi eme — |mamış: Ye yürüyen bir yolcu selâmete çıksa L Tıbbi bahisler “| Mikrob ve insan e MOR ZRE Doktor Ibrahim Zati | Sn kazik İn “dakikalı zaman işinde mikrob dediğimiz göz le görünmiyen küçük zalimlerin vü. İcudumuza nasil ve nereden girebil. diklerini anlatmak istiyorum. Bu - mun herkesce öğrenilmesi gene si- zin sahhatiniz ve menfaatiniz icabı.) dir: Mikrobların vücuda dahil olduk. lan ilk kapılar nereleridir? Bu ka- ların birincisi derimiz, diğeri de ağzımızın, burnumuzun içini kaplı yan kırmızı ince zardır. Deri nasl ki haricen bötün vücudümüzü kap- larsa bu ince zar da bütün dahili azamirın üzerini tamamen Örter. zı yani mide ve barsaklarımiz, bir de başlıca akciğerler ve nefes borularımızdır. İşte bütün mikzob- lar bu yoldan vücuda dahil olurlar. Eskiden sağlam bir deriden mik- rob giremez deniliyordu lalbuki son senelerde bazı haşeratın, tufey- lâtın deriden nüfuz edebildiği anla.| şılmıştır. Maamafih en mühim kapi yukanda söylediğimiz kırmızı ince zardır ki bunun adma gışayi mu İhati diyoruz. Yani ağız, boğazdaki guddelerimizle, barsaklarımız mik- robları kabul etmek için en tehli. keli kapılardır. Şunu da bilmek lâzımdır ki mik roblar mutlak girdikleri yerlerde bhastakk tezahüratı husule getirmez- ler. Akciğerlerde görülen bir za - türree veyahud bir veremin mik - roblarının o mutlak geçtiklerini iddia edemeyiz. Mikroblar vöcüdumüza nereden! girerleme girsinler mühakknk evvelâ kanımıza ve İenfa denilen beyaz kan damarlarına dahil olurlar, Böylece kana karıştıktan sönra has talık tevlidi için intihab edecekleri), iluzuvda tavazzu ederler ve ilk ma. razi alâmetler belirmiye başlar Mikrobların hastalık tevlid ede-! ceği âzanın zaafı ve mukavemet - bl liği de bunu çok kalede. Mikroblar vücude dahil olduk. tan sonra vücuda ifraz ettikleri toksin “denilen zehirlerile hastala. vrlar. Ve mutlak olarak her za- İman kanda dolaşmazlar. Meselâ kolera mikrobu barsaklarda, kuş- İpalazı © yani difteri mikrobu ba - demcikler üzerinde: tetanoz mikro. İbu da yara üzerindedirler, Halbuki Jpa mikrobların ifraz ettkleri tok - İsinlerdir ki ekseriyetle insanı ölü- me kadar sevkeder, Bunun umumi İ hafzımıkiha noktai nazarından ehem İmiyeti büyüktür. Çünkü birçok de. fa mikroblar öldükten sonra bu ze. hislerinin yapmış olduğu tahribat yıllarca devam etmektedir. İşte bu sebeble mikrobik hastalıkların ta - mamen ortadan kalkması umumi ve milli shhatin muhafazası için daima en büyük lâzimelerden biri- dir. Zemin Bütün mikrobların faaliyet gös - termeleri için kendilermş O müsald bir zemin bulmaları esaslı bir tir. Bir mikrob bir şahisten diğer bir şahısa geçtiği zaman hemen has talık inflâk.etmez. geçtiği Oşaham vücudunun mukavim oiup olmama- pi üsusta çok büyük bir âmil - ir. Profesör Boşar'ın “dediği gibi normal bir zemin vücudun daima en mükemmel bir müdafaa kalesi » dir. Eğer vücud kuvvetli ve sağlam ise gelen mikrobu mahvetmesi ve hastalığa yakalatmaması şansi pek Bu dahili âza da meselâ hazım ciba| ;; akciğerlerden | bu sefer de gazete: aMağyuni tünedik- a yasaktır içeriye bizleri meslinde bir şey» iyorlar, | - Gazete iderehaneleri ne kümese tirme de küllük, Oralarda tünen. mez de, eşinilmez de, Boyuna ünemekten ve eşinmekten bahse- den ispenç borezlarına onun için kapıları açık değildir. Fakat gönlünde bu çok yüksek mesleğe karşı ciddi bir aşk duyan ve kendini efkârı umumiyeye kud k|ret ve nezahatile sevdireceğinden emin bulunan bir genç o kapılar- dan içeriye ferıh ve fuhur girer ve kendisine kucak açılır. Misal mi istiyorlar? İşte Nusret Safa, Hikmet Feridun, Reşad Fey- i, Mithat Perin ve daha da bun- lar gibi niceleri matbuat ordusu- nun vücudlarile iftihar duymağa Jadığı bugünün genç şöhretle - ridir. Fakat bunlar, kendilerinden ön ce mesleğe girip ömür yıpratımş büyüklerini istiskal ederek değil, temiz hevecar , idea - d: ele ni kendi arın, sayan kaza || Hayat ebedi de İrin elmtiy: ler de, selefleri bir bir çekilip gid kat onların yerine geçecek olonlar seMemehü: m yerden bitmez. Onları efkârı umumiye seçer ve yerlerine oturtur Efkâr! umumiye jise çök titizdir: Kül yutmaz. ve küllükte eşinenlere itfbar etmesi de gayet şüpheli Sonra, gazeteci da zordur. Âvareliği, kü , hele kupkuru idi kaldırmaz. Matbuat âlemi yıkıcı değil, ya- İpten istiyen bir âlemdir. Or; bir Yeni içeri ocağı zannedenler © «yasak» levhasile daima karşıla- şacaklardır E. Ekrem als çoktur. Böyle mücadelelerde mik. İzobların telef olarak bedenin n dafaası galib gelir, Bu sebeble u - mumi bıfzısıhha moktai nazara - dan niçin herkesin her zaman nor. mal ve zinde bir halde bulunması- ni istediğimizin sebebi meydana çıkar. Çünkü . vücudun kuvvetli ol a istemek demek mikrobların mahvolmasını temin etmek demek- tir. Vücudun müdafnası meselesinde yaşın tesiri büyüktür. Umumiyetle ihtiyarların mukavemeti azdır. Bu sebeble yaşlı olanların kendilerini son derece muhafaza etmeleri lâ - zımdır, Kezalik bu meselede ırkın, iklimin tesirleri de çoktur. Bedeni sarsan bütün oâmiller, yorgunluk . barada dimaği veya bedeni yor- gunlukları kasdediyoruz - hele her İkisinin birden yörgunluğunun in - sanları ne hale getirdiğini o yorgun luğu duyanlar bilir. İşte bu gibi yor gunluklar, alkollü içkilere fazla inhimak, o uykusuzluk, & fena ika. metgâhlarda yaşamak, fena ve gayrikâfi gıdalarla beslönmeğe ça- İşmak, soğuk almak gibi şeyler be. den mukavemetini kitan sebebler- 'dir. Sonra umumi hicretler, harbler dahi hastalık sulgınlarını kolaylaş. trier, Sonra ünutmiyahım ki bütün bun larin başında gelen diğer esaslı bir âmil vardır ki o da pisliktir. Hastalık Okapmak istemezseniz temiz olunuz, Tertemiz bir vücud, temiz elbise ve çamaşır, temiz bir mesken, temiz bir gida ve temiz bir rwihit içinde mikrob yaşıyamaz ki hastalık gelsin. ir. İbrahim Zati Öget ayni zaman- eksik. ayı hiç