6 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTa r Hâdiseler Karşısında J YAZ VE SİNİR ” — Tnsanlar yaz mevsiminde başka mevsimlerde olduklarından daha si » ! nirlidirler. Diyen doktor dostuma baktım: — Buna emin misin? — Evet! — Sebeb ne? — Sıcaklar.. — Evet amma bilâvasıta değil, bilva Bıta... Doktor dostum, sözümün mânasını anlıyamamıştı; misallerle izah etmek lcab edecekti. Beyaz elbiseli bir adamı gösterdim: — Şuna bir bak! — Beyaz elbiseli! — Evet, hava sıcak olduğu için bu elbiseyi giymiş.. Dikkat edersen mne kadar sinirli olduğunmun farkıma va - rırsın. Yanından elinde teneke bulu - nan biri geçti. Beyaz elbiseli, sürün « dü mü? diye koluna bakıyor. Tram « vay durağında durdu. Tramvaya bine- cek galiba. İşte tramvaya giriyor. Ka- pıya sürtünmemek için ne kadar ti - tiz hareket ediyor. İşte sürtündü. Ko- lunda simsiyah bir 14>2! Şimdi ne ya- pacak?.. Daha elbisenin yıkanma ütü- lenme parasını bugün verdi: Haydi o neyse; evde karısı, gene elbiseni kir- Jetmişsin; gün aşırı elbise yıkatmak, ütületmek parası mı vereceğiz? diye çıkıştığı zaman kızılca kıyamet kop- mıyacak mı? Doktor dostum başka bir tarafa ba- kıyordu. Ben de baktım.. Khnarlari çok geniş bir şapka giymiş bir kadın geçiyordu. <— İşte, dedim, gene insanları sinir- lendirecek bir hâdise.. Bu kadın çal. gili, varyeteli bir bahçede koskoca şapkasile önüne otursun şapkası yü « zünden sahneyi göremiyesin.. Sinirle. nir misin, sinirlenmez misin? Vapura giriyorum. Bu kadın da yanın sıra yü rüyor. İskeleden vapura uzatılmış tah- tadan beraber geçmenize imkân yok- tur. Çünkü şapkasinıtn kenarjarından yer kalmaz. Vapurda çıkarıp portba « gaja koyduğunu farzedelim. Portba - gajda çok fazla yer kaplıyacağı içim senin şapkan elinde kalır, gel de si - nirlenme. Hele hele ayaklarına bak. Çorabı yok, üstelik delikli pabuç giy- miş, karşısında oturanlara ayakları « nın parmaklarını seyrettirecek.. Sinir- lenmiyebilirsen bravo sana! Bu sırada koluma biri çarptı: — Buü da cabası! Koluma çarpıyor.. Sebeb gözündekt simsiyah gözlük dünyayı gördüğü yok. İleride yürü - yen birine de çarptı. O da arkasından sinirli sinirli bakıyor. Doktor dostum ses çıkarmadan din- liyordu. — Çok sıcak, dedi, seninle birer şer. bet içsek! Serbetdinin dükkânına doğru yü - rüdük. — Bize iki şerbet! Şerbetçi bir kova kapağını açtı. E - line iki bardak aldır. Kovaya daldırdı. ğı kepçeden şerbetleri bardaklara dol. dururken bir kısmı da dışarı akıyor, elinden süzüldükten sonra tekrar ko- vaya dökülüyordu: — Bu da cabanın cabası! İnsanı sı - caklardan ziyade sıcaklar yüzün - den ortaya çıkan eşya ve hâdi - sat sinirlendiriyor. Oamel #ulâd'i Doksan beş yıl ayni evde yaşayan “kadın Fransada yapılan bir istatistikten son- ra yaş ve ev rekorunu bir Fransiz köy - lüsü kazanmıştır. Fransada Yonne vilâ - yetine tâbi Ferte Loupiere köyünde yaşa- makta olan Madam Alexandrine Doin a- dmda bir köylü kadını geçenlerde yüz yaşını idrak eylemiştir. Bu birinci re - kordur. İkincisi de ayni evde doksan beş sene yaşamasıdır. 95 sene ayni evde yaşamak herkese na- Bib olur mu? | Bunları biliyor mu idiniz ? — Dünyanın en uzun bıyıklı adamı kimdir ? Dünyada en u - zür. bıyığa sahib olan Hindistanda Singapurda yaşa- makta olan Ab - dullah adında bir köylüdür. Bıyı - ğının bir ucundan diğer ucuna kadar tam bir buçuk met - relik mesafe bulunmaktadır. * Dünyanın en uzun sakalı kimde? Dünyada en u - zun saka! kimde - dir, biliyor musu- nuz?. — Düşünüp durmayınız, söy - liyeyim: En uzun sakallı adam Japonyada bulunan Nacira Kato a- dında 72 yaşındaki ihtiyardır. Sakalı tam 1.97 metre uzunluğundadır. Okuyucularıma Cevaplarım Bay «G. R. İ.» ye: — Hâdiseyi pek iyi anlayamadığı- mı itiraf ederim: Bu aileden kızlarını size verip vermiyeceklerini anlamak istediniz, muvalık netice aldınız, fa « kat bir gün dört arkadaş kızın otur - duğu eve civar bir evde buluşarak de reden tepeden konuşmuştunuz, kızın ailesi bu toplantıdan haberdar olunca fikrini değiştirmiş, bu defa kızı size vermemesi muhtemeldir. Anlayama - dım doğrusu, bahsettiğiniz toplantıda kız ailesi tarafından fena görülecek ne vardı? Meselenin esasıma gelince: Kızla-a- ranızda muhit farkı vardır. Herhalde tahsil farkı da çok olacaktır. Anlaş - manın güç olacağını tahmin ederim. İzdivaca tekaddüm eden hâdiseden de belli. * Ankarada nturan Bay «K. K.» belki de evlenme aüketi için hazırlamış ol - - rarak bana gelmiştir. Ve ankete, cep- duğu mektubu yollamış. Diyor ki: — Kadınların erkeklere, erkeklerin de kadınlara savurdukları ithamlarla açılan münakaşanın gittikçe genişle - mekte olduğunu görüyorum. — Bence bekâr erkekler ne söyleseler haklıdır- lar. Çünkü kızlarımızla evlenmek güç leştikçe güçleşmiştir. Sebebi mey - danda:- ” Bir orta halli memur bır kızla ev - lense aldığı maaş onun fantezi giyini- şine güç yeter. Halbuk! iş giyinmek - le, hattâ geçimle bitmez. Bu akşam sinemaya, yarın akşam gezmeye gi - delim teklifi arkadan muhakkak ge - lecektir. Erkek bunu dinlerse bütçesi harab olacak, dinlemezse kavga çıka- caktır. Bu vaziyette nasıl evlenilebilir, so - rarım size?» Dedim ya, bu mektub yolunu şaşı- he alarak iştirak etmek niyetinde ol - madığım için çaresiz cevabsız kala - caktır. TEYZE A lli aüti SÜDü Giz Samsun lisesi gençlerinin Ebedi Şefe tazimleri Samsun (Hususi) — Kamp devresini bitiren ve bu münasebetle Atatürk anıtı önünde bir tören yapan lise gençlerinin askerlikteki intizamları herkesin takdir ve iftiharını celbetmiştir. Değerli ku- mandanları binbaşı Asım Akıncının ku- mandası altında çok muntazam bir kıt'a halinde liseden Atatürk önüne gelen İi- seliler, Ebedi Şefe tazim nişanesi olarak bir çelenk koymuşlardır. Merasimde va- li, komutan, vali muavinı, belediye reisi, askeri ve sivil erkân ve binlerce yurddaş bulunmakta idi. Gençlerin söyledikleri ateşli hitabeleri müteakib resmi geçid çok güzel olmuş ve sürekli alkışlanmıştır. Resmimiz komutan binbaşı Asım Akıncı- nın İiselilerle birliket Atatürk heykeline tazim çelengi koymalarını göstermekte- dir. Bir metre boyunda ve 30 yaşında bir cüce Bigadiç, (Hususi) — Bigadiç pazarının müda'vimlerinden olan cüce —Abdullah burada herkes tarafından sevilir. Saf ol- duğu kadar munis ol Abdullah babası- nın adının Ahmed ve yaşının 30 olduğu- nu söylâmektedir. Boyu bir metredir. Parmakları patlıcan kadar kalın, sakal ve bıyıktan mahrum, ayni zamanda be- kârdır. Evlenmek isteyip istemediğini sordum: — Bana da gelen bir kadın veya kız 'bulunur mu? manasını ifade eden bir ,gülüşle mukabele etti. AbduHah en çok kahve ve sigaradan hoşlanmaktadır. İ Altın ian davasına dün — ceza mahkemesinde bakıldı Bir müddet evvel kuyumcu Kâmil Tatara aid ve Darbhaneye âyarlan - mak, ve taayyün edecek dereceye gö- re de damgalanmak üzere getirilen altın bilezikleri vasfından daha yük - sek âyarlarda damgalamak suretile va- zifeki memuüresini suiistimalden — suçlu Mehmed ve düşük âyarlı bilezikleri bu suretle satışa çıkaran Kâmil Ta « tar haklarındaki muhakemeye, dün as- liye 4 üncü cezada bakılmıştır. Bu du- ruşmada cürmümeşhud zaptını tanzim edenlerden Darbhâne murakıbı Feh- mi dinlenmiş ve şu ifadede bulunmuş- tur: «— Müdiriyetimize Kâmil Tatara a- id bileziklere yanlış Âyar vurulmak - ta olduğu ihbar edilmiş. Müdür Bana mahrem olarak emir verdi. Lâzım ge- len tertibatı aldırdım. O gün Kâmile aid bilezikler geldi. Getirmiş olduğu bileziklerden nümune aldık ve tahlile gönderdik.. Analize raporunu mütea - kıb suçlu Mehmedin üstünü bizzat müdür aradı. Birşey bulamadı. Fakat oturduğu yerin altındaki ramak mua- yene edilince bir meşin içinde 600 mil gram toz altın zühür etti. Bu altınla - rın o zamanki rayice göre kıymeti 120 kuruştur. Kıymeti ne olursa olsun, bizde mer'i usuül ve nizama göre parmaklık içinde böyle altın kırıntıları bulunmuş ol - Ması şayanı muahazedir. Gerçi iş esnasında bu kabil serpinti- ler şuraya buraya düökülebilir. Fakat derhal bunları toplamak ve bize tev - di etmek mecburiyeti vardır. Değe « rinden fazla damga vurmak meselesi. ne gelince: Bu hususta kat'i birşey söyliye « ;|mem. Çünkü, damga vurmağa me - mur suçlu Mehmed, tahlil raporundan sonra damgalıyacağı masnuatın âyar derecesine göre, gelir bizden damgayı alır ve bu hareketi de tarafımızdan |kontrol edilir. Bu itibarla suçlunun leh ve aley - hinde mütalea beyan edemem.» de - |miştîr. Müddeiumumt şahid Fehminin bu | | husustaki kanaatlerini sarahaten söy- lemesini taleb etti. Bu cihet sorulduk- ta: «— İnsanların başına suiniyetle ol - mıyarak da bir kaza gelmek ihtimali vardır. Fakat parmaklığın içinde al - tın tozlarının bulunmuş olması lehin- deki kanaatlerimi tezelzüle uğratıyor» cevabını vermiştir. Murakıbı müteakib damga memuru Kâmil şahid olarak dinlenmiştir. O da murakıb Fehminin anlattığı tarzda hâ diseyi tesbit ettikten sonra; Kâmil Ta- tarla suçlu Mehmedin daire dahilinde temas etme imkânlarına malik olma « dıklarını, beyan etmiştir. Diğer şahidlerin dinlenmfeleri için muhakeme başka bir güne bırakılmış- Giri Sat'ye yolsuzluğu iddianamesi suç'ulara tebliğ edildi Satiye yolsuzluğu tahkikatı hakkın- da tanzim olunan iddianameler dün Dün dinlenen şahidler bileziklere sahte damga vurul:- duğunun darbhaneye ihbar edildiğini bildirdiler alâkadar suçlulardan mevkuf ve gayı rimevkuf dlanlara tebliğ ettirilmiş « tir. l Yusuf Ziya Önişle, muavin Tahit Kevkebin cürüm vasıflarına göre ha « reketlerine uygun görüljen maddeler; 205, 240 ve 339 dur. 339 uncu mad « denin temas ettiği fasıl resmi evrakta sahtekârlık olduğundan son tahkikatını ağırceza mahkemesinde açılması muh temeldir. Diğer suçluların, alâka derecelerine göre cezalandırılmaları istenmekte « dir. İddianamede sözü geçen maddelerin ceza kanunundaki metni şudur: Madde: 205 — Bir kimse Türkiye devleti hesabına olarak almağa veya satmağa, yahud yapmağa memur ol « duğu her nevi eşyanın alım veya satt« mında ve pahasında ve miktarında ve yapmasında fesad karıştırarak her ne — j suretle olursa olsun irtikâb eylerse, beş seneden aşağı olmamak üzere mu vakkat ağır hapis cezasile cezalandırı-. lır. Ve üç seneden 10 seneye kadar rütbe ve memuriyetten mahrumiyet cezası dahi hükmolunur. Madde: 240 — Kanunda yazılı hal- lerden başka her ne suretle olursa ol- sun vazifesini suiistimal eden memur derecesine göre 3 aydan 3 seneye kak dar hapsolunur. Cezayı tahfif edecek sebeblerin vücudü halinde bir aydan — az olmamak üzere hapis ve 30 lira « dan 100 liraya kadar ağır cezayi nak-« di ile cezalandırılır ve herhalde mü n ebbeden veya muvakkaten memuri “ ” yetten mahrum edilir. ., Madde: 339 — Bir memur memuris — : yetini icrada tamamen veya kısmen —— sahte bir varaka tanzim eder veva ha- kiki bir varakayı takyid ve tahrif ey- ler ve bundan dolayı umumi veya hu” süsi bir mazeret tevlid edebilirse Üüç seneden 10 seneye kadar ağır hapis cezasına mahküm olur. Eğer işbu ev “ rak sahteliği isbat edilmedikçe mute- ber olan evrak kabilinden ise ağır ha- pis cezası 5 seneden İ2 seneye kadar verilir. Evrakin musaddak suretleri kanu « ü nen zayi olan asılları makamına ka” im olmak lâzım geldiği takdirde mez- kür süretleri hakkında asılları gibi — muamele olunur. İzmitte dükkânlar 7 de kapanıyor — İzmit (Hususi) — İzmit Belediye meclisi verdiği bir kararla akşam saat 7 den sonra bütün dükkân ve mağazâi larr kapatmağa başlamıştır. Elâzığ orman müdürü —— |— Erzincanda ; Erzincan (Hususi) — Elâzığ ormali — müdürü Emin, mıntakası dahilindeki — bulunan Erzincan orman işlerini tet * — | kik ve teftiş etmek üzere buraya gel f miştir. Buradaki — işlerini bitirdiktef — KaiT g pamrrrrzRA ĞA Ku a ğ ç sonra Elâzığa dönecektir. ş ;"İ | Bacaksızın mas karalıkları: Kâğıd şişi I

Bu sayıdan diğer sayfalar: