Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
nizcı's Sevdi Ali Reisin T l inanılmaz maceraları İki k';dırga boyu İlar, şerbet akıtan a calar görülen balıklar, harman kadar kaplumbağa- saçlar ve serçeden büyük karın- diyarlarda üç buçuk yıl seyahat lıııılj ""ltlllilIIIIIIIIIIIII.I.III lllll KEKWENÜĞ ( “Son Posta,, « Mir'âtül Memalik» adını taşıyan ,Meşhur seyahatnamesinde de: Deniz üsltünde gezeriz Düşmanı arar buluruz Öcümüz kamaz alırız Bize Hayreddinli derler. Kıt'ası ile söyleyip övündüğü gibi, Seydi Ali Reis, Barbarosun yetiştirdiği gemici gençlerden, on altıncı asrın büyük Türk kaptanlarından biri idi. Seydi Ali Reis, çekirdekten gemici İdi. Babası, tersane kethüdalığına ka- yükselmiş Hızır kethüda bey idi. endisi çocukluğunu gemilerde geçir- Miş, tayfalıktan reisliğe çıkıncaya ka- dar Barbaros gibi bir dâhi gemicinin kumandasında bir çok deniz cenklerine İştirak etmiş, cesareti, cür'eti ve meta- heti ile tersane muhitinde parlak bir öhret kazanmıştı. «Nefsinde bahadir, ulüm ve maarif - akranı nadir» idi. ' Hicrt 961 yılında, Basrada bulunan k!îçük bir donanmamızı, Hind deni - ”ı_l_'lden geçirerek Kızıldenize, oradan âilveyş körfezine götürmek lâzım ge- Kiyordu, Seydi Ali Reise, deniz beylik- €ri arasında mühim bir mevki sayılan Alisır kaptanlığı verilerek bu donan - Manın seferine memur oldu. “Seydi Ali Reis, karadan Basraya gel- Hi. Basrada bu küçük donanmanın mü- himmatını tamamladı. On beş gemi ile ban ayının birinci günü ket etti. Körfezin cenub sahilini takib ederek e geldi. O zamanlar Hind de- Hizinde Portekiz gemileri dolaşıyor, Ttekizliler, Hind ticaretinin temin 'tt'gî Muazzam kazanç ile gözlerini kan bümmüşı bu denizi mutlak bir surette tekiz hâkimiyeti altına koymağa Çalışıyorlar, bu uğurda, rastladıkları Tk ve Arab gemilerine saldırarak de- Hizleri kızıl kana boyayorlardı. Seydi Ali Reis Bahreyn civarında bir rtekiz gemisi yakaladı. h Vükua gelen muharebede bu gemi - €n bir esir tuttu. Ondan da Portekiz Onanmasına dair mükemmel malü - Mat aldı: Portekiz amirali otuz beş parça ge - Mi ile Hind sahilinde bir kaleyi muha-| Bâra etmekte idi. Basradaki Türk do- Danmasının Süveyşe gideceğini haber Miş, ön iki mükemmel kalyonu büu mı_"k gemilerini gözlemeğe memur ef« Mişti, Se_ydî Ali kaptan hiç tereddüd et - i. Hemen bu on iki kalyonun bu - duğu noktaya vardı ve Portekizli- SCe Saldırdı. Ramazanın onuncu günü ğğm Pu' deniz muharebesi oldu. «Za - P I'uz_gâ_n ehli islâm tarafına esti » Ortekizliler kaçtılar. Seydi Ali Reis âreketinin kırkınci günü yirmi par- Çadan mürekkeb ikinci bir. Portekiz fi- p ile karşılaştı. Sabahın alaca aydın- TiSından yatsının alaca karanlığına ka- T süren ikinci deniz muharebesini de eydi kazandı. ' O“. yedi gün daha, kâh fırtınalı, kâh SÜt limanlık, yol aldılar. Nihayet ötuz Tt parca gemisile Portekiz Hind ami- İ'almîn ana filosile karşılaştılar. Bu Ü- hecü deriz cengi Necid — kıyılarında Dldu. Türk gemicileri daha evvel iki Müharebeden çıkmış, yorgün idiler. Kürekçiler takatten düşmüş, ne cenge Ne de kürek çekmeğe takatleri kalma- Mıştı, Seydi, deniz tarihinde görülmemiş el_t_nir Verdi: Gemiler demir atıp de- Mir üzerinde cenge devam ettiler. İki Yüz kadar güzide gaziler, o cenkte şe- lun nın tariht bahisler muharriri vazıyor | hadet şarabını içip mest oldular. Ekse- risi Arab olan kürekçiler kendilerini denize atarak Necid çöllerine kaçtılşr: Seydi Ali Reis beş altı parça gemism% bu muharebede kaybetti. Fakat, geri kalan gemilerini, geceden istifade ede- rek kaçırmağa muvaffak oldu. Ş Kirman sahillerine düştü. Orada kü- çük bir Türk korsan gemisine rastladı, Korsanların kılavuzluğu ile o civarın küçük hükümdarlarından Dinar oğlu Melik Celâleddine aid bir limana si - ğındı. Melik Celâleddin Türk impara- toruna karşı büyük bir hürmet besli - yordu. Kanuni Süleymanın kap_tamna mahir kılavuzlar ve zahire verdi. Ora- dan kalkıp Hind Okyanusuna açıldı « lar. . * * , Orada, Hind denizi gemicilerinin «Fil tufanı» dedikleri înüthiş bir fır'tıî; naya tutuldular. «on gün on gece gfîn geceden, peceyi günden fark etmedı_er. Bütün ağırlıkları, 1z;ıh'n:ıeleı'l ve mü - İ tı denize attılar.> hnlîîuiîîyet hava açıIdı..Bu .se_fer. de de- niz ağarmağa, adetâ süt gıbı_bn- bîî almağa başladı. Kılavuz: «Girda d dedi. Girdaba da tutuldular. Ondanma nide korku çekerek kurtuldular. -; hayet Diyü adası karşısında Küçera sahiline vardılar. Gemiler fırtına ve harblerle o kadar harab olmuştu ki ne- rede ise dağılacaklanîı. € hayli su dolmuş, bu yüzden agşrî.asm;ş, ga;'et güc yol alıyorlardı. Ge_u_ııcı'ler da ragra ayak basmağı nimet bîlıycoırIar L O sırada Portekiz buvülî aımrahı_ıin râe Türklerin izini bııılnrx(ılak üzere o civarda dolastığı haber alındı. D | Seydi Ali Reis Kuıîm:e sîîılzlğı-nğî îı!e.ir limana girdi. Gemiciler 1 milerden çıktılar. Limanın hâkimiI:l_ müracant ederek maiyetine aşker yad dılar, Bir kısmı civardı_ıki_kalelm ıa. gılarak keza O kalelerin kumandanla- a asker oldular. ; ı-mSeydi Ali Reisin maiyef.iı'ıde yâr Gî yoldaş olarak ancak elli kişi kaldı. milerin toplarını vesair âlçt ve 1evâağ. mını çıkarıp iltica ettikleri Seret h iki- mi Hüdavend Hana sattılar. Ellerine bir sened aldılar. Basradan çıkalı tam üç ay olmuştu. 962 yılı M_uharrem_min birinci günü, Seydi Ali Reis bu el'l:aşııt—; kadaşı ile karadan Küçeratın payi olan Ahmedâbâda hareket etti. Oradan Sünd vadisini takib ederek Efdanistana girdi. şnnd, Sünd, Efgan, Turan ve İranda, Ahmedâbâddan Kâbile, Kâbilden Se - merkanda, Semerkanddan Bedehşana, “.1.7.. İçerlerine bir |. İnun da üzerinde 18 lira 90 kurüş bü - GURMGRRKBUK laştı. Bin türlü mihnet ve meşakkat çekti. Nihayet 963 senesi Recebinde İs- tanbula kavuştu. Padişah Edirnede idi. Doğru Edirneye gitti. Bu seyahati es« nasında bir çok Şark hükümdarlarının huzuruna kabul edilmişti. Kanunt Süleymana hepsinden na- meler — almıştı. — Hepsi Garb Türk- lerinin — Avrupa — ortalarında dal - galanan sancağı — ve Viyana — kapı « larına dayanmış kılıcı ile iftihar edi- yorlardı. Kanuni Seydi Ali Reise seksen akçe- lik müteferrikalık ihsan etti. Yol ar - kadaşlarına da ihsan ve in'amlarda bu- lundu. Bu üç yıl içinde alamadıkları ulüfelerini toptan verdirtti. Seydi Ali kaptan ile arkadaşları ar- zularına rağmen yaptıkları bu uzun seyahatte birçok —acayib — ve garaib görmüşlerdi. Seydi Ali Reis onları eserine büyük bir dikkat ile kaydetmişti. Biz de bir kaçını buraya naklederek bu yazıyı bi« tirebiliriz. * Fil tufanma tutuldukları sırada iki kadirga uzunluğunda balıklar gör- müşlerdi. Gayet büyük deniz yılanları ve harman kadar deniz kaplumbağala- rı görmüşlerdi. * Kücerat memleketinde «Nari ağa- cı» diye bir âğaç görmüşlerdi. Hurma- ya benzermiş. Her budağının ucunu keserek, bir destiye sokarlar, o ağacın suyu destiye dolarmış. Sonra bunu gü- neşte bırakırlarmış. Ağacın suyu şarap olurmuş. O diyarın ayyaşları hep bu ağaçların dibinde işunuş ederllermiş. * O diyarlarda Dudu kuşu pek çok- muş, bizim memleketteki güvercinler gibi. Maymun da pek çokmuş, yavru- larını kollarından tutup yolcuların kar- şısıma geçerler, oyun oynarlarmış. * Sünad vilâyetinde Mav kalesi yo « lunda serçeden büyük karınca görmüş- ler. 4 Horasanda Ceyhun ırmağı kena - rında Harzem volu üzerinde aslan ga- vet çok imiş.. bütün kuyu başlarını aslanlar tutmuş. Yolda sulanmak için aslanlarla cenk ederlermiş, vesaire... Reşad Ekrem Hırsızlık yapan iki kardeş mahkemeye verildiler Feriköyünde Civelek sokağında 48 numaralı İpsilâkinin fırınında çalışan Hüseyin Camcıoğlu, tezgâhta bulunan 70 lira ekmek parasını alıp kaçmıştır. Hırsızı, kısa bir zaman sonra bülan za- bıta memurları üzerini —aramışlar ve | paranın 48 lirasını bulmuşlardır. Hü - seyinin kız kardeşi Münevverin de suç ta iştiraki olduğu zannı hasıl olmuş, o- lunmüştür. Her iki kardeş müsadere olunan pa- ralarla beraber mahkemeye verilmiş - lerdir. Bir çocuk sopa ile arkadaşını yaraladı Beşiktaşta Dikilitaşta Kardeşler so - kağında 110 numaralı evde oturan 13 yaşında Ömer ile 16 yaşında Hüseyin kavga etmişlerdir. Hüseyin elinde bu - lunan sopa ile Ömeri başından yarala- yıp kaçmıştır. Suçlu çocuk aranmakta- dır. Tramvay çarpan bir çocuk yaralandı Lâlelide Tayyare — apartımanlarında oturan İzzeddinin oğlu Tuğyana, 284 numaralı Harbiye - Fatih hattına işle « yen tramvay çarpmış ve Tuğyan elin - den yaralanmıştır. Vatman hakkında tahkikat yapılmaktadır. t tam üç buçuk yıl gezip do- ahiliye i el u yu D | eg — * * “ * 5 i h. ş B | - / S KB | — Öztrak'ın hayatı Faik Öztrak güzel söz söyler, iyi yazı yazar, musikiden ve güzel san'atlardan çok iyi anlar. İdeal bir aile babası olması da başlıca hususiyetlerinden biridir Dahiliye Vekili Bay Faik Öztrak yeni vazifesine başladıktan sonra birinci defa olarak şehrimize gelmiş bulunuyor. Dahiliye Vekilimizin İstanbula geldği dakikadanberi mütemadiyen devam eden faaliyetler içinde yorulduğunu — görüyo- rüz. Ancak İstanbula ilk geldiği gün Parko- telde bir iki saatlik bir istirahatten başka dinlendiğini bilmiyoruz. Dahiliye Veki- lan Milli Şefin istikbal hazırlıkları teş- kil etmektedir. Bundan başka şehrin va- ziyeti ve derdleri ile de alâkadar olmak- | tadır. Faik Öztrak şehri tam demokrat bir devletin Vekiline yakışacak bir şekilde ve tam manasile gösterişten çekinerek dolaşmaktadır. O kadar ki Belediyede, Partidea veya vilâyette bulunup bulunmadığını öğren- mek için kapıcılara ve odacılara sual sö- ran gazeteciler ekseriya şu cevabla kar- şılaşmaktadırlar: 1 — Vali ile beraber bir bay geldi de- Bu kadar teşrifatsız ve bu kadar her- kesle beraber en evvel vatandaş olan ve bu hüviyetini muhafaza eden bütün dev- let büyükleri gibi Bay Faik Öztrak ta, şu sadeliği, tevazuu ve gösterişten kaçi- nışile gayet kısa bir zamanda bütün İs- tanbul halkının sempatisini kazanmıştır. Bu vesileden istifade ederek yeni Da- bir kısmını İstanbulu şereflendirecek 0o-| İstanbulun yalnız Vekü olarak takdir ve saygısını değil, tevazuuı, ciddiyeti ve vekarile muhabbetini de kazanan Faik Öztrak makamında hiliye Vekilimizin hayatı üzerinde dur- mayı ve okuyucularımıza bundan bahset« meyi münasib gördük. Eski Müddeiumumilerimizden Bay Ait Rızanın üç çocuğunun ikincisi olan Da- hiliye Vekilimiz ilk tahsilini Malkarada yapmış, 321 senesinde İstanbul Mülkiye mektebinden mezun olmuştur. İşte otuz üç senedir bütün memuriyet derecelerinden geçerek ciddi ve devamlı bir çalışma ile, siyasi anlayış ve faaliyet- le, dürüstlükle, ciddiyet ve vekarla te- mayüz etmiş, bugün devletimizin başın- da bulunan mümtaz vatandaşlarımızdan biri olmuştur. İlk memuriyeti Edirne vilâyeti maiyet memurluğu olmuştur. Ondan sonra bir sene Bdirnede istidlâat komisyonu azalı- ği yapmış, Çorlu, Havuzlu, Keşan, Uzun« köprü kaymakamlıklarında — bulunmuş, Nablus ve Denizli mutasarrıfı olmuştur. Denizli mutasarrıflığından sonra Dahi- iliye Vekâleti sicil ve memurin müdürü, heyeti teftişiye müdiri umumisi olmuş- tur. İstiklâl muharebesinde ilk inkılâbcıla- rın arasında mümtaz bir yer tutmuş olan Bay Faik Öztrak 336 da ilk Millet Mec- Hsine Cebelibereket mebusu olarak gir- miştir. İkinci intihabatta Tekirdağ mebusu olmuş ve o zamandanberi her intihabda Tekirdağından seçilmiştir. (Devamı 10 uncu sayfada) Bakırköy 4 bekçi İle idare edi'!ir mi? | B. yazıyor: | nesi dizanteriden | neden yeni çıktı. | Valimizin dikkat nazarını çekeriz.» * Bakırköylü okuyucularımızdan M, | — — «Dokuz senedenberi Bakırkö - | yünde oturuyorum. Köyümüzün iki | şeyinden son derece memnunuz: Ha- vasından ve bekçilerinden... Bilhas- sâ bekçilerimiz çok mükemmel bir şekilde çalışmakta ve umumun em- niyetini dikkatle muhafaza etmek - tedirler. Ancak bu bekçiler köyün genişliğine nazaran çok azdırlar. Bü İ| tün Bakırköyünü 4 bekçi idare et « | mektedir. Halbuki —İstanbulun her | mahallesine bir bekçi düşmektedir. Bunların yaz kış, Pazar, bayram hiç tatilleri yoktur. Geçenlerde bir ta - öldü, Bir diğeri | hastaneye yattı, Üçüncüsü de hasta- | — Bütün Bakırköylüler, kendi can ve | mallarını koruyan bu bekçilerin se- kizer saat münavebe ile çalışmaları için kadrolarının arttırılmasını bek- lemektedirler. Doktor olan değerli Sıksık cereyanı kesilen bir sokak Beşiktaşta Akdoğan sokağında 98 - No. lu evde oturan okuyucularımız. dan Hasan Er yazıyor: «— Sokağımızın 94 ilâ 122 numa- ralı evlerinin elektrik cereyanı sık sık kesilmektedir. — Bazan iki gece karanlıkta kalındığı — vakidir. Bu yüzden, bütün bu evlerde —oturan çocuklar derslerine çalışamaz, ev İş- leri görülemez olmuştur. Bu halin önüne geçilmesi için alâkadarların dikkat nazarını siddetle celbederiz.» , * Bir kazada yapılan helâlardan şikâyet ediliyor Okuyucularımızdan Gümüşhacı - köyünden Kadri Çelebi yazıyor: «Gümüşhacıköy kazasında Köp - sinin yanında eski helâlar — yıkılıp asri helâlar yapılmak üzere bir zat tarafından parası verilip belediyece Ördekli hamamı istimlâk edilmişti. Yapılan on beş kadar helâya eski helâların kırık dökük kapıları ve esx ki hamamın yanık — taşları konmuş ve helâlar kullanılmaz bir halde ya- pılmıştır. O kadar ki eskileri bun - lardan daha iyi idi, Belediye reisi « nin nazarı dikkatini celbetmenizi ri- ca ederim.» rülü Mehmed paşanın büyült cami « — — -i | B ( d el A İ öalü