i 10 Sayfa © Hayatım: Meşhur p (Baştarafı 8 inel sayfada) komiğin sayahati Manisa tiyatrosunda bir heyet oynu- Mümkünse konuş.. konuş da sesini işit- | yordu. Onların elinden tiyatroyu ala- © ir. İmkânı yok sesim çıkmıyordu. Ne © ses, ne soluk kalmıştı. Ancak Asım e- fendiye işittirdiğim sesim o kuvvetini 'de köybetti, Perde perde azaldı Ko - © muşamaz hale geldim. Çıldıracaktım. Bu yüzden oyunun zevki kayboldu. © Güç halle bitirebildim. * Bu ses kısıklığı İzmirde bulundu - © ğüm müddetce devam etti, | Seyahati de burnumdan getirdi. Her a en az 700 Jira hasilat yapılıyordu. , ir halkı bize çok rağbet ediyor, o- © yunlarımızı beğeniyordu. Elhamra si. neması ile aramızda çıkan ihtilâf üze“ rine Bahribaba parkına geçtik, Bilâha- re Manisa üzerinden Akhisara yollan. — dık. Gardrobumuz pek yüklü idi. Bir “ kısmını bırakmak mecburiyeti hasıl ol b du. Biz ilk acemilik, gardrobumuzda © ne kadar kostüm varsa almıştık. İstas- yonlarda eşyamız yığıldığı zaman, ar. (kasında kalanlar gözükmüyordu. Ar - - fistlerin bavulları ayrı. yalnız zavallı © komik Ali Rıza efendinin bavulu yok- tu. Seyahate çıkarken ona evinde bir — bohca hazırlamışlardı. Ali Rıza efendi, © bel kayişini bohçaya bağlar redif as - © kerleri gibi omuzuna vurur en arkadan heyeti takib ederdi, rak işlerine mâni olmağı doğru bulma- dım, Akhisara geldik. Biraz istirahat ten sonra akşam üzeri Bahçeli gazino ya çıktık. Arkadaşlarla, dereden tepeden ko « muşuyoruz. Birdenbire bahçe kapısın- dan gür bir sesle iriyarı bir herifin barbar bağırdığını gördük. Aynen şöy- le haykırıyordu: — Hey ahali, bana bakın!. Bu gece tiyatroda İstanbulun meşhür komiği Naşid sizi güldürecek, çok güleceksi- niz, eğleneceksiniz. ne bakıyorsunuz yüzüme?, Ona bakın, nah karşınızda oturuyor... Ben esasen sahne (dışında mahcub, çok utangaç bir adamımdır. Bütün gözler bana dönünce şapkamı kaptığım gibi bahçeden kaçtım. Sonradan öğren- dik, meğerse burada tiyatro kumpan - yaları geldiği zaman tellâl bağırtmak âdetmişt... Avdette tekrar Millet tiyatrosunda işe başladık. Fakat Kâzım beye Şükrü bey o yaz kumpanya yapamıyacakları- nı söylediler. Bir senelik kunturalım vardı, altı ayı geçmişti. Altı aylık maa- şımı verdiler. Serbest kaldım. Yazan: Nusret Safa Cockun Hergün: Sofinanın çocukları (Bastarafı 2 nci sayfada» örtadan kaldırmak. Eğer bu iki şarta dik- kat etmesini bilirsek elimize geçen mü- — esseselerin büyük kazançlar verdiğini göreceğiz. * , Bu işleri az bir zamanda mutedil flat- larla devletin eline almaya muvaffak ol- » masından dolayı muhterem Çetinkayaya teşekkürlerimizi ve minnettarlıklarımızı Madeden sonra geriye bizim için yapıla- ak bir dua kalır: Şehir telefonunun, E- Sektriğin, Tramvayın, Tünelin, Akayın, Havagazı şirketlerinin, yani şehrin umu- mi hizmetlerini yapan bütün müessese- herin biran evvel İstanbul şehrinin eline T. C. ZIRAAT Kuruluş tarihli geçmesi duası, Bilmiyorum, bu duaya «âmin!» diye iki elini göklere açmıyacak İstanbullu var ındır? o Bilhassa, İstanıl Valisinin, İstanul & mar işine beş milyon liralık bir istikrazla başlamaya azmettiğini gören İstanbullü- ların bu duaya içleri yana yana «âmünl;> diyeceklerini zannediyorum. Bütün şu yukarıda bahsettiğim müesseseler, İstan bulda her sene beş milyon liraya yakın bir kazanç temin ederken beş milyon İlra varidatı olan bu şehrin İmar işine beş milyon lira istikrazla başlaması, hesab ve bütçe bilen insanlar için, daha ziyade korkunçtur. Eğer Belediye Reisimiz bu parayı hükümetten alıp şehir hesabına BANKASI ra SON POSTA RASYG| Türkiye radyo difüzyon postaları Ankara radyosu DALGA UZUNLUĞU 1899 m 183 Kes 110 Kw. TAG. 19M m. 15105 Kes 20 Kw. TAP. 31.70 m. 0463 Kes, 30 Ew. PERŞEMBE - 2/3/39 1230: Proğram, 1235: Türk müziği Pi, 13: Memleket saat &yarı, (ajans ve meteoroloji haberleri, 13.10 - 14: Müsik (Karışık proğ - ram » Pİ) 1830: Proğram, 16.35: Müzik (Oda müziği - PI) 19: Konuşma (Ziraat saati), 1915: Türk müsiği (Faml heyeti - Kürdülthi- cazkâr), Çalanlar: Hakkı Derman, Eşref Kad ri, Hasan Gür, Basri Üfler, Hamdi Tokay, O - İkuyanlar: Tahsin Karakum ( Safiye Tokay, 120: Ajans, meteoroloji haberleri, siraat bor - sas (flat). 20.15: Türk müriği. Çalanlar: Ve cihe, Refik Fersan, Fahire Persan, Cevdet Çuğla. Okuyanlar: Sadi Hoşses, Radife, 1 — | sö... « - Gülizar peştevi. 2 — Nuri Halil - Hüseyn! şarkı: Artık yetişir. 3 — Zeki Arif - iDilküşaveren şarkı! Gez dolaş. 4 — Zeki A - İri? Düküsaveran şarkı: Karanlık (ou'uktan. 5 — Cevdet Çağla - Taksim. 6 — .... JRast şarkı. 7 — sw. » Rast şarkı: On - lima bak eTede, # — Şemseddin Ziya - Kür - dlihleazkâr şarkı: Güvenme hüsmnüne bu ça- ğın geçer. 9 — Sadettin Kaynak - Kürdili - hicaekâr şarkı: Bir gün yaşadık. 10 — Os - man Nihad - Nihavend (şarkı: Fatma. 21: memleket saat Ayarı, 21: Konuşma, 2115: Bıham, tahvilât, kambiyo - nukut (borsası (flat), 2130: Müz'k (Keman solo - Sedad E- diz, piyanoda: Cemal Reşid) L Van Beet - hoven - İlkbahar sonatı 1. 21.50: Müzik (Me- Jodiler - P1) 22: Müzik (Küçük orkestra - Şef: Necib Aykın), | — Siede - Böceğin dü - Künü. 2 — Gangiberier - Efsaneler orma - nında. Franz Doelle - Parisin Madlen sokağında 4 — Recktenld - Groenland sü it, $ — Frederiksen - Eve gel yavrum. 7 — Brahms « Macar dansı No. 5-6. 23: Müzik (Cazband PL) 7945 - 24: Son ajans haberle- ri ve yarınki proğram. deve yapmanın bir kolayını bulamazsa İstanbulun halinin harab olacağı mu- hakkaktır! Doğrumunu söyliyeyim: Ben zaten bu derdlerin çarelerini ne İstanbul şehirli- sinden, ne de valilerinden bekliyorum. Bu işleri düzeltirse hak ve adalet seven bir inkılâbcı sıfatile muhterem Çetinka- ya kolayca düzeltir! . Muhittin. Birgen H ydarpaşada bir şamandıra koptü Sermayesi: 100.000.000 Türk Lirası Şube ve ajans adedi: 262 Ziral ve ticar! her nevi banka muameleleri bihi Ğ PARA BiRiKTİRENLERE 28.800 Lira iKRAMIYE VERECEK Ziraat Bankasında kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesablarında en 42 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a ile aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır; 4 Aded 1,000 Liralık 4,000 Lira 2,000 1,000 Haydarpaşa açıklarında batmış bir gemi enkazı üzerinde bulunan şaman - dıra kopmuştur. Deniz Ticareti Mü - dürlüğü şamandıranın (tekrar yerine konması için faaliyete geçmiş ve ayni zamanda keyfiyeti denizcilere tamim e derek Haydarpaşa önünden dikkatli bulunmalarını bildirmiştir. ZAYİ — 1932 senesi mefsuh Elektrik Gir - ketinden almış olduğum bonservisi zayi et - tim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hük- geçerken Dahiliye Vekili Faik Öztrak'ın hayatı (Baş tarah 7 inci sayfada) Birkaç ay evvel Dahiliye Vekâletine geçmiş olan Bay Faik Öztrak güzel söz söyler, iyi yazı yazar, musikiden ve gü- zel san'atlardan çok iyi anlar. Okumak- tan çok zevk duyar. Fakat hayatta asil en büyük zevki ailesidir. Bir ablası, bir de Kartal Kaymakamı olan kendisinden genç bir erkek kardeşi vardır ki Bay Fa- ik Öztrak ağübey olmasına rağmen İstan- bula gelir gelmez gidip onu ziyaret et- miş, ona karşı olan sevgi ve bağlılığını bu şekilde izhar eylemiştir. Bay Faik Öztrak çok mes'ud bir aile- nin babasıdır, Öyle bir aile ki memlekete birbirinden güzide ve kıymetli beş evlâ3| yetiştirmiştir. Bunların üçü erkek, ikisi kızdır. Bu çocukların iki büyüğü olan er- 64 sene sonra al kek çocukları Hukuktan mezundurlar ve şimdi yedek sübay olarak orduda çalış maktadırlar. Büyük kızı Ankara İsmet. paşa Enstitüsünde okumakta, piyano öğ- rTenmektedir. Babasının emeli onu tam ve mükemmel bir ev kızı olarak yetiştir. mektir, Henüz ilk mektebde bulunan en küçük çocuğu kızdır ve babası onun iler- de yüksek tahsil yapmak için bir arzu gösterip göstermiyeceğini şimdiden tayin edememektedir, Erkek çocuklarının en küçüğü de henüz mektebde bulunuyor. « İstanbul şehrinin yalnız Vekil olarak takdir ve saygısını değil tevazuu, ciddi- yeti ve vekarile kısa bir zamanda mu- habbetini de kazanmış bulunan Dahiliye Vekilimiz böyle yetişmiş, böyle çalışmış ve böyle yaşamakta olan bir vatandaştır. evlenen münakaşa (Baştarafı 8 inci sayfada) mıyacağını anlamiş. Bir takrib ile, mer- humu müşarünileyhin koltuğu altına so0- kularak, içeri dalmış... Hakan, daireye gitmiyerek bahçe tarafına gitmek iste - mişse de, orada bulunan bir zabit, (ya - saktır). demiş... Müşarünileyh, (mabeyn- ci Mehmed Beye) (1) (sizin, Sultan Mu- radın başmabeyneisi olduğunuzu galiba bilmiyor) demesi üzerine, zabit: (Niçin bilmiyeceğiz. Bize emir böyledir) diye cevab vermiş... Bunun üzerine hakan dai. reye girmiş. Fakat bir takım velme dü- şerek havf ve haşyet içinde kalmış... Cu- martesi günü, karakolda bulunan binba- şı İzzet Bey. kendisini (yani, Fahri Beyi) istemiş. Fahri Bey gitmiş. Binbaşı İzzet Bey, (Hakanın yanında bulunan rövel - Verle palayı getirip teslim ediniz. Ve, kendi hizmetleri için üç kişi gelmiştir. Bunları da çori sokacağız) demiş... Fah-| ri Bey, (Hakanın rövelveri olmayıp, yel-| nz bir palası vardır. O da, Valide Sulta- nın yanındadır, verilmesi kabildir... Fa- 'kat, hizmet için gelen adamları hakanın kabul etmiyeceğini bilirim) demiş. Pala, | Valide Sultandan istenilmiş. Alınarak teslim edilmiş... Vak'a günü kendisi, (yani Fahri Bey), merdiven ayağında otururken, hazinedar- lardan biri, yukarıya çıkmasını ifade et- miş. Hemen, merdivenden çıkmış. Vali. de Sultan ile bilcümle kadın efendiler ve hazinedar kalfaları orada bulmuş. Cüm- desi telâş ile, (merhumun sakalında isti- mal buyurdukleri makası alarak odaya girmiş've validesini dahi odadan çikar - mış) olduğunu söylemişler... Bu aralık bir cariye gelmiş. Merhumun, diğer o - dada görüldüğünü haber vermiş. Bunun üzerine valideleri, kendisini alarak mez kür odaya gitmiş. Fakat o odada merhum görülememiş, vdet etmişler, Fakat, fer- yadı fiğan kopmuş. Odaya girmişler, Merhum, sağ tarafına yatmış ve sol ko - Tundan kan seyelân etmekte ve kendisi gözlerini kapamakta iken görmüşler... Valide Sultan, evlüdinin boynuna sarıl mış, Kadın efendiler dahi orada hazır ol- dukları halde feryadü figan, ösümane çık- zwş... Fahri Bey, kanm tutulmasını öfa da olan hazinedarlara tavsiye ederek ken disi hekim bulmak için dışarıya çıkmış Ve, rıhtım üzerinde bir bölük asker ile binbaşı İzzet Beye rastgelmiş. Vukuu ha. Mi beyan etmiş. Hekim istemiş ise de, he kim olmadığı cevabı verilmiş. İzzet Bey, adker ile dairenin üst katına çıkmış Kendisi dahi birlikte çıkmış. Hakanın ne halde olduğunu oradaki hâzinedarlardan sormuş. (İrtihal) etmiş olduğunu ba - ber vermişler. Odaya girmemiş, aşağıya olması lâstm gelen küçük bir yanlışlık var- dır. Ba isin (Mehmed bey) (deği, (ölem | İRMiş. Efendiler hazeratı (yani, şehza - bey) olacaktır. Çünkü - sultan Azizin (hazine) delerle) meşgul olmuş...) kâhyası) iken- sultan Muradın cülüsunu| Görülüyor ki; Fahri Beyin bu ifadesi müteakıb yeni hükümdara (başmabeyinci) ü ö olan zat, Etem Beydir. Ve bu zat da, Fepiye| d€: diğerlerinden büsbütün ayrı bir ma. sarayına girerken, sultan Azize refakat et-| hİYet arzetmektedir. miştir. (Arkası var) Türkiye Cümhuriyet Merkez Bankası 25 - Şubat - 1939 Vaziyeti AKTİF PASİF Basa: Sermaye: Alın: Bafl kilogram © 17161258 Mm İhtiyat Akçesi : BAKKROr in ödedi . ye aralı AKLI sakine us 6.000 000,— am Dahildeki Muhabirler : bi Tedavtildeki Banknotlar Türk lirası Deruhde edilen evrakı nakdiye ( 158.741563,— Hariçteki Muhabirler» Kanunun 6 - 8 inci maddeleri Altın: San, kilogram (905464 (O 1273603923 m İsvfikan hasine tarafından Altına terin kabli serbest ei ke dörizler 861801 la edilen evrakı nakdiye 142.351.247, iii emeli 10.257145.77 Karşılığı tamamen altın olarak Se li z ——— Mivetan tedavüle vazedilen 19.000.000,— Hazine sali Resskont mukabili ilâveten teda, kargtığı 150.748.563, — . 20005 Kanunun $ « 8 inci maddele- 'Türk Lirası Mevduatı! rine tevfikan hazine tarafından Döviz taahhüdatı : yüzl tediyat 16.307316, — ——— erin tahvili kabil dövizler 3.006,15 er dövizler ve alacaklı Senedat Cüzdanı : bakiyeleri 23.521034 TİCARİ SENEDAT 3470469108 | 2410460104 Muhtelif: Esham ve Tahvilât Cüzdanı : (Deruhde edilen evrakı nak- A — idiyenin karşılığı Xeham ve CTahvilât itibari kiymetle) 40011.808,39 B — Serbest esbam ve tahvilâs 792280291 Avanslar : Hazineye kim, vadeli avans 2107.900,— Altın ve Döviz üzerine 141.165,87 Tahvilâk üzerine 189787115 Hissedarlar i Muhtelif Xekün Yekiim | Sezoousas nikel 1 Temmuz 1938 tarihinden itibaren: İskonto haddi 90 4 Altın üzerine avans 90 3 pa