Benzer görünürler, fakat hiç benze » | teki onu görmüştü. © mezler; Hürmet önünü ilikledi. Başını eğdi, Öteki onu görmüştü. Önünü ilikledik. ten sonra ellerini bağladı. Yere ka - pandı. Hürmet, büyük bir insan karşısında bulunduğunu biliyordu, ( Söyliyeceği söze dikkat ediyor, hareketlerinde lâ - kaydi göstermiyordu. Öteki onu gör - müştü, Söyliyeceği sözü fuzuli bir çok tabirlere boğdu. Hareketlerini müba - Mâgalandırdı. * Hürmet, büyük adamın elini gikla Daha büyük adamın elini öptü. Öteki onu gördü, rastgeldiği büyükler ayak - Yarına kapandı. Hürmet beğenildi, öteki beğenilme. di. Ötekinin adını söylemeyi unutmu - şum; şimdi ööyliyeyim: Tabasbus! * Benzer görünürler, fakat hiç benze- mezler. İYİ- FENA bilmiyeni iş bi - lir diye haber verdi. İş bilmeyen haber verilen yere gitti, İş aldı. Tavsiye, eline bir vesika verdiği in - sanı ince eledi, sık dokudu. Öteki onun bu halini gördü amma pek aldırmadı. Eline vesika verdiği insanı ne sordu ne aradı. 'Tavsiyenin adamından hayır geldi. Ötekinin adamı hayırsız çıktı. Ötekinin adını söylemeyi unutmu - şum; şimdi söyliyeyim: İltimas Benzer görünürler fakat hiç benze - mezler: Havadis gitti, işlerin aslını iş yerin - den, işin alâkadarlarından öğrendi, yaz dı. Öteki onu gördü. Gitti, kahvede din ledi, kendi aklından uydurdu; yazdı. Havadis, yazdığını okudu; ilerisini gerisini düşündü. Öteki gördü güldü. Yazdığını okumadı. Ne ilerisini dü - şündü, ne gerisini Havadis işe yaradı. Öteki işe yara - mak şöyle dursun, işleri altüst etti. Ötekinin adını söylemeyi unutmu - Tavsiye, iş bileni haber verdi. İş bi -İ şum: Rivayet! len haber verilen yere gitti. İş aldı. Ö * İsmet Hulüsi | Bunları biliyor mu idiniz? | Muhakeme edilip hapse atılan heykel 1953 te Man- hayimde bir Ve » nüs heykeli çip - laklık suçu ile mu hakeme edilmiş ve hapse atılmıştır. Heykel mahke- meye (getirildiği zaman in beraber azalar da utançlarından kıp- kırmızı kesilmiş « ler, reis heykelin çıplak yerlerinin i örtülmesini emretmiştir. i * Karaya oturan geminin hali siyle te hâkimle | Katliâmı hatırlatan at | İ SON POSTA Kadın Köşesi Genç ve güzel görünmenin Bazı yüzler insana bir çiçek gibi tap - taze görünür, bu nedendir? Yaştan rm? Belki biraz yaştan, yani o gençlikten, fakat - daha çok © başka tesirlerden. Bugünkü güzel - Ukte rolü pek bü » yük olan bu taze- Ek eğer yalın gençlikten ileri gelseydi o yalnış & genç (kadınlarda görülmesi ve her hangi bir genç ka- dın, genç kızın muhakkak böyle olması icab ederdi. Halbuki hiş te öyle değil Bunu bazan daha genç bir yüzde bula - mıyor da, nisbelen yaşlıda buluyoruz. Sebeb? Çünkü kadına bu tazeliği, yal- mız gençliği değil, saçlarının düzgünlüğü, dişlerinin beyazlığı, teninin pürüzsüzü!- ğü. kaşlarının parlaklığı, hattâ tırnakla- 1576 da Amefikada Montanoda yapılan bir katliâmda, 400 kişi öldürülmüş, yal. nız resmini gördüğünüz at sağ kalmıştır. * 15 milyon yaşında bir ağaç Uzakşarkta bu - Yunan ve «Kız sa- ; çı» tesmiye edilen bu ağacın 15 mil. yon yaşında oldu- Ru iddia edim lir. miş ve bu vaziyette kalmıştır. Üç sene « Bu gemi bir kış ortasında İsveçte ka -İdenberi deniz bu tarafa yürümediği için raya olurmuş, yaz gelince sular çekil « gemi bu halde kalmıştır. “ Bu genci ben Mes'ud edebilirim,, Uzak, iç memleket şehirlerinin bi» rinden F. R. imzasile bir genç kız mektubu aldım. Diyor ki: | —17 Şubat tarihli gazetenizde ev lenmek istediğini söyleyen Bay 8. K. | num aradığı şartları tamamen hai - | zim. Kendisini mes'ud edebileceği « © me kaniim. © © Yaşım 19, boyum 1,62, kilom 55 - dir. Bir ev kadınmın & yapabileceği © her işi bilirim. 'Tahsilim ortadır, men sub olduğum alle de vasat varlıkta, | Oİakat biraz müteassıbdır.» © Bu genç kızın mektubunun 80 - nunda bir de suâl görüyorum: k — Bahsi geçen gençle evlenirsek acaba hakikaten mes'ud olabilir mi- | yiz? diyor. İ Dikkat ettiniz mi, genç okuyucum i mektubunun ilk satırlarında bahsi geçen delikanlıyı tamamen mes'ud edebileceğinden emin olduğunu söy- © demişti. Mektubunun son Kısmında tereddüde düştüğü görülüyor. Pik - 'rimi söyliyeyim: — Hayır, bu izdivaç hem madde ten mümkün değildir, hem ikinizi de tatmin edemez. Bir defa o, İs * tanbuldadır, siz ise İstanbula tren - le iki günlük mesafede yaşıyorsu - nuz, Görüşüp ve konuşup anlaşma - nız mümkün değildir, Sonra da mu hitleriniz farklıdır. Bununla bera - ber bahsi geçen delikanlı hüviyetini isbat etmek şartile beni tatmin eder- se bu sütunlarda size haber veri * Tim. * Küçükmustafapaşadan postaya a - tılmış imzasız bir mektubda bana sekiz tane sual soruluyor, Yazan ma zur görsün, fakat ben bu sekiz sualin içinden yalnız bir tanesini anlaya - bildim. O da şudur: — İyi ahlâkta kuvvetli bir terbi - yenin mi, yoksa asil bir soyun mu tesiri daha galibdir? diyor. Bu, asır- İardanberi münakaşay mucib ol * muş bir mevzudur, Tek kelime ile izah edilemez, fakat mutlaka bir ce- vab vermek lâzım gelirse: «Kuvvetli terbiyeyi tercih ediniz» diyeceğim. Bununla oberaber fena terbiye görmüş, fena muhitte yaşa mış, muhtelif fena (tesirler altında kalmış iyi bir aile çocuğuna hiç bir şekilde itimad caiz değilse) iyi ter * biye görmüş, aşağı soydan birisinin de bazan kan cazibesine tutulduğu görülen şeylerdendir, TEYZE rına ve elbisesine gösterdiği titiz itina verir, 7 Saçın düzgün durması için gerilerek taranmış olması icab etmez. Kabarık, da- ğınık bir kuvafür de sık sık düseltilirse bakımlı ve kıvrak görünebilir. * ğ Dişlerin beyazlığı biraz yaradılıştan - dir, biraz da bukımdan. Diş etlerinin pembeliği de buna çok tesir eder. Son ikisi nisbeten eldedir. Bazı renkli diş ma- cunları hem dişi temizler, hem diş etle- rini pembeleştirir. * Teninin şeffaf, pürüzsüz görünmemesine en fazla iki şey sebeb olur: Çok yağlı kremler ve siyah benekler. Eğer mu - hakkak yağlı krem sürünmek mecburi - yetinde iseniz mümkün olduğu kadar ez sürünmiye ve parlıyan yerleri derhal eil- miye çok dikkat ediniz. Siyah beneklerin hiç değilse göze çarpanlarını çikariveri- niz, * Kaşların parıltısını pudra bozar. Her pudralanışta muhakkak ince bir kaş fır. çasını yağlı bir kreme dokundurup kaş - ların üstünden geçirmelidir. * Tırnaklar boyanmıyabilir. Fakat etraf. larını saran deri her halde kesilmelidir. Hele şeytan tırnaklarına hiç meydan vermemelidir. Her gün bir kibrit çöpüne sarılı pamuğu yağlı br losyona batırıp bu derinin üstünden geçirmelidir, * Elbiselerin bilhassa yakasına son de - rece itina etmelidir. Henüz ütüden. terzi €Enden çıkmış gibi görünen bir yaka, genç olsun, yaşlı olsun her kadının ta- zeliğini arttırır. Bir müddet evvel çakmakçılarda Va- Vide hanında cereyan eden bir cinaye « tin muhakemesi Ağırcezada dün neti - ce) iştir. Suçlu 16 yaşında Cahid — bir akşam «inemaların tatil saatinde Şehzadeba - şında Şükrü isminde birile (tanışmış, bu adam Cahide iş bulacağını vâdede- rek, evine götürmüş ve Valide hanın » daki odasında misafir etmiştir. Fakat, gece yarısı çocuğa tecavüz et- mek islediğinden, aralarında kavga ol. müş ve Cahid kendini (müdafaa için Şükrüyü bıçaklıyarak öldürmüştür. Mahkemede yapılan duruşma sonun” da, maktulün hakikaten böyle bir adam olup, bir çocuğa tecavüzden suçlu ola- rak Asliye 2 inci cezada davası bulun * duğu anlaşılmıştır. Mahkeme Cahidin cinayeti işleme * sine sebeb olan hâdiseyi ve çocuğun ya şını nazara alarak, ceza (Okanununun 448 inci maddesine göre, | sene 6 ây müddetle hapsine Karar vermiştir. Meşhur bir sabıkalı yeniden iki kişiyi dolandırdı Daha son mahkümiyetini fki ay ev - vel ikmal ederek, tahliye edilen meş - hür sabıkalı Mahmud Saim, gene iki kişiyi dolandırmak suçundan, adliyeye verilmiştir. Mahmud Saimin, bu sefer de operet kumpanyası tesis edeceğim diyerek, iki kişinin 25 şer Hirasen dolandırdığı id- dia edilmektedir. Suçlu, sulh cezadaki sorgusunda, sur çunu inkâr etmiş, ikametgâha rapten serbesi bırakılmıştır. Ketmi şehadet davasına devam edildi Randevucu Atina davasında şahitle- ri ketmi şahadete sevketmekten suçlu bulunanların duruşmalarnna, (Asliye ! inci cezada dün devamla bazı şahit- ler dinlenmiştir. Şahitler, suçlular hak kındaki ketmi şahsdet iddiasını teyid eder mahiyette şahadet etmişler, du - ruşma gelmiyen şahitlerin celbine kal. mıştır. Adliyeye intikal eden cürmümeşhud miktarı İstanbul adliyesi cürmümeşhud ka - nununun neşrinden bugüne kadar bu kanuna göre gelen işlerin mukayeseli bir istatistiğini hazırlamıştır. Bu istatistiğe göre Asliye ceza mah- kemelerine gelen ve çıkan işlerin mik- tarları şunlardır: Kanunun neşrinden 31-12-936 tari - hine kadar 390 iş gelmiş, 225 şi mah - kümiyetle ( neticelenmiş; 1-1.37 den 31.12.37 tarihine kadar 1160 iş gelmiş, 667 si beraetle neticelenmiş, o 1-1-938 den 31-12-938 tarihine kadar gelen 848 işten 472 si beraetle bitmiştir. Sulh mahkemelerine ise, kanunun Çakmakçılar cinayetinin muhakemesi neticelendi Katil, cinayeti nefsini müdafaa kasdile işlediğini beyan etmiş yaşının küçüklüğü nazarı itibare alınarak bir buçuk seneye mahküm edilmiştir 5122, 1.1.938 den 31-12-938 ze kadar da, 4505 iş gelmiştir. Kanunun ağırcezalara teşmili tari « hinden 31-12. 938 e kadar İstanbul A Zıreözasına gelen 3İ işten 6 sı mahkü. miyetle neticelenmiştir. Denizbank Satie şirketi aleyhine dava açtı Asliye 1 inci ticaret mahkemesine Denizbank tarafından vaki müracaat üzerine, Satie şirketi rimenkulesine tedbiri o ihtiyati konduğunu ve buna şirket tarafından yapılan itirazı yazmıştık. Denizbank, Asliye | inci ticaret mali kemesine ikinci bir müracaatta bulun muş ve esas davasını ikame etmiştir, Banka, usulsüz ve kanuna aykırı bis şekilde satın alınan Satile (binası için ödemiş bulunduğu 235,485 Hranın is “ *irdadı ile gayri kanuni muamelenin ip talini istemektedir. Dava, yakında duruşma safhasına in tikal edecektir, Nazillide orman müfettişinin teftişleri Orman müfettişi mühendis İbrahim or. man ve ziraat dairelerindeki teftişlerine devam etmektedir. Şimdiye kadar incir ve zeytin fidanlığı vücuda getirmek ba- hanesile müsaade alarak bahçesinde, tar lasında ve kırlardaki palamut ağaçlarını kesenlerin incir ve fidanlığı yetişlirmeğe neden 'başlamadıkları mabellinde tetkik edilecektir. Mületiişliğin emri üzerine toplu şekilde ağaç kesmek müsaadesi is- tiyenlerden evvelâ tapu senedi aranacak» tır. Müracaat sahiblerinin isteği yerinde tetkik edilerek fidanlık tesisine elverişli yerler için verilecek ağaç kesme ruhsatı bilâhare teftiş ve takib edilerek fidanlık yetiştirilmesi temin edilecektir. Bugün lerde ağaç kat'iyatı azalmıştır. Ziraat ve orman dairelerinden müsaade alarak ke- silen ağaçları ve fidanlık yerlerini ma » ballinde tetkik etmek üzere orman mü fettişi köylerde teftişe çıkacaktır. Edirne ve Babaeski ziraat fidanlıkları Edirne (Hususi) — Vilâyet Ziraat Nü- mune fidanlığından bugüne kadar Trak- yamızın muhtelif yerlerine meccanen tevzi edilmiştir. Bu meyanda İstanbul « 43.520 meyvalı ve meyvasız ağaç fidana Edirne asfalt yolunun her iki tarafına de 7300 ağaç fidanı dikilmiştir. * Babaeski (Hususi) — Kaza kollektif fidanlığının inkişafı için büyük bir fan Jiyet göze çarpıyor. Yeniden kurulan # danlığın karşısında Selektör makineleri için güzel bir bina yapılmıştır. Ilgın imar ediliyor Konya (Hususi) — Tigin kazasınn İmarma başlanmış bulunmaktadır. 24946 Ura ile kaza asri bir hale konacaktır. İki neşri tarihinden 31.12.5936 ya (okadar)katlı, konforlu bir otel fle bir kahve ve 1709, 1-1-937 den 31-12-937 ye kadaribir gezino yaptırılacaktır. Bacaksızın maskaralıkları: Kapan