MİSALLE ir İlsemizin duvarı önünde yim. Güm, diye bir ses işit - tim. Ses yukarıdan geliyordu. Gayri- ihtiyari başımı kaldırdım. Fakat ba - gımı kaldırmamla, indirmem ve gözle- rimi kapamam bir oldu. Toz, duman et- rafımı sarmıştı. Bir pencereden hayırsever bir insan — Kaç beyim kaç! Hızh hızlı yürüdüm. Ve yüz metre kadar yürüdüklen sonra durdum, ar kama baktım. Mektebin duvarına ko- caman bir halı koymuşlardı. Eli sırık. Mı iki hademe yaradana sığınıyor, var kuvvetlerile halıyı sopalıyorlardı. * Karşı evler pencerelerini kapamış - Tardı, Yoldan geçenler bir an dural yorlar, ve başlarından inen tozu Tür görmez ağızlarını burunlarını ti. kayıp koşuyor... Biraz uzaklaştıktan sonra arkalarına bakıyor; ve ağızları - na geleni söylüyorlardı. Yanıbaşımda durup: — Bu ne münasebetsizliktir! Diyen birine hiddetli hiddetli baş mı çevirdim: — Niçin münasebetsizlik olsun, de - dim, burası mekteb, — Daha iyi söyledin ya, dedi, böyle bir münasebetsizlik bilhassa bir mek- tebde yapılırsa daha çirkin bir şey. — Hayır, yanlış düşünüyorsunuz, belki bu bir #dabı muaşeret, yahud bir dersinin tatbikatıdır. Muallimle- ri, talebeye, bu tarzda halı silkmenin doğru birşey olmadığını bir misalle i- zah ediyorlardı. Evet, evet mutlaka böyledir. Başka türlü olmasına. bir mektebin, caki halktan beklemediğimiz böyle bir hs- reketi yapmasına imkân var mı? İSMET HULÜSİ | Bunları biliyor mu idiniz? | I7inci asırda idam edilenlerin casedleri ne olurdu? 17 inci asırda Av- rTüpada (dama mah küm olan bir ada- mın cesedi idam sehpasında öylece çürümeğe bıraki- rd. Bu cesedi kaldirip gömmek şiddetle memnun dd. Bu yüzden 1685 te Keldburg şehrinde idam edilen bir a» damın kardeşleri geceleyin gizlice cese- di kaklırıp gömmüşler, fakat ertesi sabah hâdise anlaşılınca her ikisinin de gözleri oyularak cezalandırılmışlardır. * Tayyareye ilk binen kadın Dünyada tayyareye binen ilk kadın o- larak tanınan, ve bundan 25 sene evvel bir tayyare kazasında ölen, meşhur tay» yarecilerden Kodinin karısı madam Ko- Ül İngilterede Surreydeki evinde ölmüş- Hir. Madam Kodi 87 yaşında bulunuyor- Bir “ ihtiyar hız ,, Meselesi Adanadan şöyle bir mektub al - dum: «Son Posta gazetesinin Gönül İş- eri sütununu muntazaman takib eden gönüllüler arasındayım. Bu 58- hada olan hizmetinizin cidden hây- ran'yım, Güzel cevablarınız insana şifa, rehber ve bir istinad. Muhterem teyze, Sizi ilk defa olarak mektubumla rahatsız ediyorum. Affedilirsem ne b rl. 7 İkincikânun 939 tarihli gaze » tenizin Gönül İşleri sütumunda A. E. ihtiyar kız imzalı bir mektub neşrettiniz. Bu yazıyı bir değil, bir kaç defa okudum ve hayli alâkalan- dım. Bu ihtiyar kızla vasrtanızla hemer. muhabere etmek istedim. Fakat o anda kafamda hâsıl olan is- tifham bana birkaç gün bu mektu- bumu geciktirdi. Yakın tarihlerde gelen gazetenin mevzuubahs sütu - nunda bu kıza Anadolunun şirin bir köşesinden talib çıktığı kaydini gör düm. Bire, bin kişi talib olur da bir kişi ahır. Kismet bu. Bu ihtiyar kıza cenubun şirin bir vilâyetinden fkinci bir talibin sesi geldiğini müjdeliyemez misiniz.Ben de onun hesabına memnun olaca » m, 35 yaşında, bekâr ve iş sahi « biyim. Daha evvel «kafamda istif « ham hâsıl oldu» demiştim, teyzeci « im, Sebebi ise; şu kadarını tahlil etmeğe çalıştım. Fakat hiçbiri üze- rinde duramadım, Güzete sütunla - rında kendisine eş arıyan kızlar nâ- Osmanlılarda sarı papuç ne vakitten kalmıştı ? 18 inci asır baş- larında (OOsmanlı ülkesinde sarı a- yakkabı (giymek hakkı yalnız Türk lere mahsustu. Bu ayakkabıyı giyen herhangt bir kim- se mutlak surette şiddetle cezalandı- rılırdı, Hattâ Sul. tan Mustafanın ilk saltanat günlerinde padişah tebdili kıyafet gezerken bir hi- ristiyan dilencinin ayağında böyle bir sarı pabuç görmüş, kendisini derhal idam ettirmiştir. ğ Halbuki bu ayakkabı o hıristiyana bir müslüman tarafından sadaka olarak ve- rilmişti. Şow 'Tayyareciliğin ilk çağlarında, koca- İmnın yaptığı tayyarede emeği vardır. "Tayyareci Kodi, 1910 senesinde: — Tayyarenin harbde pek öyle işe ya rıyacağını sanmıyorum!. demişti. #1l bir tipte insandırlar. Buna sebeb touhiti mi, aile vaziyetleri mi, karak- terleri mi, talileri midir? gene 80- ruyorum., Ne ise teyzeciğim. 12 tarihli ga - yetenizle mektub sahibi ihtiyar kız- cağıza bildirdiğiniz talible araların- da bir anlaşma cereyanı başlamışsa biz sesimizi kısalım, değilse bizden de haberdar edilelim, benim şeker teyzeciğim. Cevablarını okumak is- terim. Size bu sıcak memleketten bin « lerce selânı yollar, derin saygılarımı sünarım. Adresimi aşağıya yazıyorum, Yal- mız bü adresimin gazetede neşredil memesini bilhassa rica ederim. «S.T» * «İhtiyar kız» beni henüz düğüne davet etmedi, sanıyorum ki daha evlenmiş değildir. Bu mektubdaki adresi kesm sakladım, İstediği za- man kendisine vereceğim ve benim rolüm de bu noktada bitecek, * Hayraboluda Bay «M. Çi» ye: — 32 yaşındayım, iki defa evlen: dim. İki defasında da refikalarımın hataları yüzünden ayrldım. Şimdi talihim bir kandil gibi sönmüştür. Artık kız bulamıyorum, diyorsunuz. Ben de artık alınacak başka kız bu. lamamakta olmanıza hayret etmiye- rek, 32 yaşında iki defa evlenip iki defa ayrılmaya vakit bulmuş olan bir erkeğin biraz bekâr yaşaması i- cab ettiğini söylüyorum. Datılmaz- sınız değil mi? TEYZE SON POS ——m TA Kadın Köşesi Modada son yenilikler Garnitür: Kordelâ, dantel, işleme, yün- lü robları gittikce daha çok süslüyor, Ve onlara bir kadın eşyası inceliği veriyor. * Boylar: Tayyör etekleri ve gündüz rob- ları hem kısalıyor, hem genişliyor. Bütün pelii roblar ve etekler hergün biraz da- ha çoğalıyor, Kalın kumaşlar, bütün peli yerine derin bir #ki peli veya gode ile genişletiliyor. * Yakalar: Kapalı ve dik yakalar hâlâ devam ediyor amma en yeni yakalar siv- ri, dört köşe, beyz! ve oldukça açıktır. Baharda bu yakalara daha çok rastlıya- cağız. * Kollar: Uzun ve nisbeten dar kollarda yavaş yavaş bir değişiklik başlıyor. Dir. Jsekten yukarısı, bilhassa omuzlara yakın olan kısım bollaşıyor. Dirsekten aşağısı dar. Boyları da değişiyor. Üç çeyrek u « ranluğunda (yani bilekle dirsek arasını geçmiyen) kollar. yeniden moda oldu. Ancak bu kollar insani yaşlı gösterir. Genç ve mütenasib vücudlü olmıyanlar yapmamalıdırlar, Bunlar, kısa kolları terelh etmelidir. Hem modadir, hem de genç gösterir. Her kadın bilmelidir «Uykum geldi. hele bu gece yatayım da sobanın kül kabını yarın sabah döke rim» der yatarsınız. Sabahleyin vücudü- hüzde bir ağırlıkla uyanırsınız. Nefesiniz tıkanıyor gibi, başınız döner; yarım baş ağrısından çok rahalsızsınız. o Uykudan uyanamazsınız bile. Çünkü: Sobanın kül kabında kül birikmiş, ızkaradan da ge- çen küçük ateşler tamamile yanıp kül ol- mamış. Kül ve yanmamış kömür kırıntı. larfle dolu kül kabı sobanın hava cere- yanına mâni olup çok tehlikeli renkisz ve kokusuz Özyde de Carbone gazile ©- dayı doldurmuştur. Bunun için sobaların küllüklerini günde !ki defa boşaltmalı, bilhassa geceleyin dolu bırakmamalıdır * Bluzum lekelemdi, hemen temizliyeyim de öyle çıkayım der. Esans şişesini indi- 'rir, biraz da bez ahır işe başlarsınız. Bir taraftan da gaz ocağının üstünde yeme- iniz kaynar, Çok geçmeden havada bir parlama duyarsınız Şişenin ağzından ve biuzunuzdan uçan gaz zerrelerini gaz o- cağınızm alevi yakmıştır. Alevli yerler- de esans İle iş görmeyiniz. Beacaksızın maskaralıkları: Şantaj yaparak Orozdibaktan para sızdıran biri Suç üstünde yakalandı Suçlu müessesenin çifte defter kullanarak vergi kaçakçılığı yaptığını ileri sürdü, bunu ihbar etmemek için 1250lira aldı, fakat ele geçti j Davacı adliyede isticvab edilirken, Dün, Emniyet ikinei şube memur ları tarafından Eminönünde Orozdi bak mağazasında bir cürmümeşhud ya- pılmış. şantaf yaparak, müesseseyi do- landırmağa teşebbüs eden TAtfi ismin- de bir muakkib yakalanmıştır. Derhal adliyeye intikal ederek, as- liye 4 üncü ceza mahkemesinde duruş» masına başlanılan bu hâdisenin taf. silâtı şudur: Suçlu LAM, geçen Çarşamba günü “İOrozdibak mağszasına giderek, mües- sesenin muhasebevisi Nikola Nikolai - dis'e Deftordarlığa hitaben yazılmış bir arzuhal göstererek: — Siz, biri türkçe, diğeri fransızca olarak iki defter tutuyor ve bu suretle vergi kaçakçıhör yapıyor muşsunuz? Sizi ihbar edeceğim. İşte, yazdığım /ihbarnamenin sureti. Alın bunu düşü- nün, #onra tekrar gelirim, konuşuruz, i demiştir. Müesseşe muhasebecisi bu arzuhal ile birlikte derhal Defterdarlığı gide - rek, vaziyeti bildirmiş bir adamın kendilerine şantaj yapmak istediğini söylemiştir. Bu suretle iş polise akse- derek, Lütfi, dün müesseseden şantaj süretile aldığı 1250 lira ile birlikte cürmümeşhud halinde yakalanmıştır. Orozdibakın muhasebecisi, dün ya - pılan duruşmada, hâdiseyi şöyle anlaf- mıştır: — Bu adam, Cumartesi günü gene geldi, 2500 lira verdiğimiz takdirde ih- bardan vazgeçeceğini söyledi. Biz, he. nüz işi tetkik edemediğimizi söyliye - rek atlattık. Pazartesi günü tekrar ge- lerek, kat'i söz istedi. Yoksa, ihbar e - deceğim dedi. Nihayet kendisile 1250 raya anlaşmış göründüle, Bask 16,5 ta geldi. Daha evvel, Emniyet Müdür- lüğünden gelen memurler, tertibat al. mış ve vereceğimiz paraların numara » larını tesbit etmişlerdi. Nihayet para- yı aldı, mağazadan çıkacağı sırada ken- âisini yakaladılar. Suçlu ise, hakkındaki iddiayı redde- derek, demiştir ki: — Bu müessesenin hakikaten vergi kaçakçılığı yaptığını haber' aldim. Maksadım, doğrudan diğruya Defter. i ortada şantajcı LAtfi Jbirikte delil olarak götürecekrtim. Fakat, kabahat gene bende. Böyle | yapabifleceklerini düşünmeliydim. Mahkemece şahid olarak dinlenilen 2 nci şube serkomiseri Saffet, komiset Alişan ve ikinei şube memurlarından Necmettin de, suçlu hakkındaki iddlaş yı teyid ve cürmümeşhudu yukarıda ki sekilde anlatmışlardır. Duruşma, Defterdarhkta bu hâd'se « ve var'ıyeâ eden maliye müfettis' Şaş kirin celbi için talik ve suçlu Tdi tevkif edilmiştir. Karısı ve kızkardesile herhar eniştesini vurarın muhakeme- sine başlanıldı Çarşıkapıda İplikçi hanımda sabık & nislesi Ahmedi bıçaklıyarak öldüren sebzecl Al! ile suç ortakları kansı Fatma ve kızkardeşi dir Fatmonm muhakemelerine Ağırcezada, dün başı lanıldı. Suçlu Ali mahkemeye ceza kas nununun 448 inci maddesine göre, mu- hakemesi istenerek verilmişti. Ali, dünkü sorgusunda maktvlün kızkardesi ile karısmın randevu evine gittiklerini söylemesi üslerine karış « tıklarını, fakat kendisinin bıçak taşı | madığı gibi, Ahmedi de bıçaklamadı 4 | ğrm söyledi. i Kadınlar da ayni şekilde hâdiseyi tevil ettiler. Duruşma, şahidlerin cel« bine kaldı, J Ölümü şüpheli görünen bir kadının cesedi Morga kaldırıldı Karagümrükte Fatma ismindb bit kadın ant bir felçle evinde ölmüş, fa * kat cesedi muayene eden sdliye tabibi Enver Karsn, yüzümde 'bazı yarn ve bereler müşahade etmiştir. Doktor, ölümü şüpheli görerek Mon ga nakline karar vermiştir. | Baca kurumlarından yangın çıktı Beyoğlunda Madalyon sokağında Şas banın oturduğu evin bacasındaki ku * rumlar tutuşmuştur. Ateş, büyüverek yatak odasının döşemeleri yanmışsa d& etraftan gelenlerin yardımı ile söndü * rülmüştür. Ev sigortasızdır. Tahkikat darlığa ihbar etmekti. Bu paraları da yapılmaktadır. asama sasmasasasesupsse 32008 vasssssasssssssassassassvassnamasanmsasasameassnsusaal Kaldırılamıyan gölge