ii Devletçilik prensipinin Liberal tatbikat İhtiyacı ile telifi 1 Yazan: Muhittin Birçen şağıda tasavvur ettiğim bir te - gekkülü misal olarak veriyo - ” Fürkiye ihracatının müşterek bir der- di vardır; ucuz, iyi ve kâfi mikdarda sm- balâj malzemesi tedariki. Bu mesele, muhtelif devirlerde, muhtelif tarzda hak ledilmiştir. İktisadi hayatımızın muhtelif, istikametlerde yaptığı tekâmül, zaman zaman bu bahsin birinci derecede ehem - miyeti haiz bir mesele olarak su sathma çıkmasını mucib olmuştur. Meselâ, ötedenberi hariçten ithali fk- dıza eden bu eşya; ihracat maddeleri mas İiyet fiatları üzerinde yükseltici bir tesir yapmaması için, kabulü muvakkat usulü denilen bir usul ile ithal edilirdi. BU gule göre, bu malzemenin ithali serbestti. üçcarler iledikleri gibi ithal ederler, bunları gümrükten muvakkat bir gümrük resmi ile geğtrirler, sonra da bunları am- bhalâj için sattıkça ihracatçıların güm - rükten ihraç ettikleri ambalâjların Ka - yıdlarına göre resmin istirdadı muamele- sini yaptırırlardı. Bu usul, bir takım sule istima'lere yol açmaktan hali kalmadı. Bu sujistimallere karşı bir tedbir bulun» mak öüşüsüldüğü sırada bu eşyanın en başlıca kismını teşkil eden kerestenin de- hilden tedariki fikri çıktı ve geliba Mi sene kader kereste ithal edilmed!, Fakat, dahili kereste istihsalimiz ihtiyaca kifa - yet etmediği için tekrar hariçten fth yoluna gidildi. Fakat, ara yerde Türkiye- nin hariçle olan alış veriş usulleri bir hayli değişmiş olduğu için, memleket ihb- racat maddelerinin ihracını temin bakı mından büyük bir ehemmiyeti haiz olan bu embalâj eşyasının kimin tarafından ve nani #hal edileceğini tayin işi mühim bir mesele oldu ve hattâ bazan devletin en mühim bir gellesini teşkil edecek güç - Yüklere tessdüt etti. Eğer dünya şartları Türkiyenin 1be - Tal bir siyasete gitmesine müsald bulun- muş olsaydı, belki de bu işin en güzel hal şekli, her şeyi serbest bırakmaktan ibaret bulunabilirdi. Fekat, dünya ve- ziyeti buna müsald olmadığı için, mesele, bugün hiç olmazsa bilvasıta bir devlet meselesi halini almıştır. Devlet bu meseleyi nasıl halletsin? Li Ben şöyle bir hal şekli tasavvur ediyo- rüm: Kereste, çuval, torba selofan, ve eğer Mizımsa diğer bazı maddelerin mem- İekete toptan ithali ve ihtiyaç sahibi $h- racatçılara tevzli geyesile ve kısmen dey. etin idareye iştiraki ve bilhassa onun| mürakabesi altında bir kooperatif şirket tesis edilir, İhracat işlerile meşgul olan her tacir bu şirkete nza olarak kaydedil- meğe mecbur tutulur, Şirketin işleme e- sasları şunlardır: 1 — Kooperatifin ihracat tacirleri tara». fından ve onlar arasında seçilen azalar - dan mürekkeb bir idare me. olur. Bu idare meclisinde İktısnd Vekâletirin de mümessilleri bulunur. Müdür veya mü- dürleri devlet tarafından tayin olunur. 2 — Her tacir, muayyen zamanlarda muhtaç olduğu ambalâj eşyasının takribi | mikdarını bu şirkele verir ve bu takribi mikdarın bir kısmı onun mutlaka almayı taahhüd eylediği kemmiveti teşkil eder. Bu süretle taayyün eden mikdara göre tüccardan muayyen bir de avans alınır. Kooperati? tesbit edilen ihtiyaç mikda- rından - muhtelif hesablara gör: - biraz fazlasının daima elde bulunmasını te - min eğecek hadlerle harice siparisler ve- rerek malzeme getirir ve isayyün eden maliyet fiatları Üzerine bir takım hesab- kat tienret kasdi olmaksızın, bir fiat teş- 'bit eder ve bu fiatlar üzerinden ihracat » çılara malzemeyi tevzi eder. 3 — Malzemenin nerelerden ve ne sü- retle tedarik edileceğini, kendi iktısadi siyasetinin icablarma göre, devlet tavin eder ve gümrükçe yapılacak muvakkat zifesile iktifa etmez, belki de kooperati- fin muhtaç olduğu kredileri de temin e « o SON POSTA 4 Deveyı Yardan uçurtan bir tutam ottur. Birincilik kazanan Bir afiş İngilterede — «MUM emniyet cemiyeti> İsimli bir teşekkül vardır. Bu cemiyetin maksadı, İngiterede, her şeyden evvel ve üstün, emilli emniyeti n mevcud oldu- ğunu anlatmaktır. Bunun için de bir ta- kim ilânlar, reklâmlar bastırmıştır. İşte resmini gördüğünüz ve üzerinde «İlkön- ce emniyetimizi düşün; diye yazılı olan afiş, birinciliği ve 300 liralık mükâfatı kazanmıştır. derek ayrıca yardımcı bir Tol oyruya - bilir. Devletçi bir rejimde, iktisadi hayatın aralı « ve bilhassa bizde olduğu gibi esaslı tarafları - bir kere devletin müda- halesi altına geçti mi, ondan sonra bütün iktısadi işler, tedrici surette, hep ayni müdahalenin devamını ister, Fakat, bü müdahaleyi milli iktısad faaliyetinin muhtelif sahalarına doğru yaymak ta müşkül bir iş ve hattâ zarar vericı nis - betler almıya müstaiddir. Bunun için, bir çok İşlerde âevletçiliğin tatbikatını ik - tısal hayatının Wberal tatbikat ihtiyaç « larile telif etmek zöruretleri vardır. Bu telif vazifesini en çok muvaffaki « yetle görebilecek plan sistem koopera - İ #iftir. Bü sistem bazi yerlerde kolay. bazı| Zek gördüğünüz işlerde daha güç veya daha kolay tatbik edilir. Yukarıda gösterdiğim misal, bu- Dun pek kolay tatbik edileceği bir sahaya taallük eder ve bu tarzda tatbikata bu - günkü işlerimiz arasında pek çok yer vardır. Kooperatifler sahasında devletin şim- diye kadar yapmış olduğu işlerin parlak neticeler vermediğini biliyoruz. Fakat, bu, bizi ümidsizliğe sevketmemlidir. Koo- ei srranassağu Tedbirli çiftlik sahibi, bir gün u * şoğını tavuklara urpa verirken gör - müştü; darıldı: — Bu ne tdbirsizlik, dedi, günün : birinde bir arpa buhranı olsa, çiftlik- te buhunan arpayı satar zengin olu « ruz, Sen bunu düşünmüyor, arpayı tavuklara yediriyorsun! Ertesi gün uşak tavuklara mısır ve- £ riyordu. Gene çiftlik sahibi gördü: — Tedbirsizsin vesselâm, dedi. Gü- nün birinde, bir mısır buhranı olabi- lir. O zaman mssırları satar, milyon « ? larca lira kazanırız. Sen bunu düşün miyor, tavuklara dağıtıyorsun! aa arasanasaa : : ; Tavuklara dağıtacağım, lokantaya gi- dip karınlarını doyursunlar, — Pantalon giydiği için Mahküm olan kız Bu * Amerikalı (genç kız Los An- İ geles sokakların « İda pantalonla gez- diği için, mahkeme reisi (o tarafından beş gün tarafın « dan hapis cezasına çarptırılmıştır. O da hâkime nisbet vermek istermiş gibi, mahkümiye « tini bitirir bitir - şekilde giyinerek İ karşısma (çıkmış, İ ve kırım kırım kz rıtmıştır. Fransada sinemaya gidenlerin sayısı 1938 senesi sonunda neşredilmiş ola peratifin. devletçiliğin tetbikatında er) istatistiklere nazaran bu sene zarfinda| kuvvetli yardımcı organ olduğu mubak. İlk zamanların acemilikleri geç- *ikçe devlet bu organın yardımından da- ha geniş bir şekilde istifade edebilir. Muhittin Birgen İSTER İnsan denilen canlı gübre'» Demek saffetini gösterdi. Buna derhal bir doktor itiraz etti: İSTER İNAN, sinemalara giden halkın sayısı 300 mil- yondur. Bu rakamdan 80.000.000 u Parise gid bulunmaktadır. İSTER etmiştir.» İSTER INAN, Bir dans Müsabakası Dünya amatör dans şampiyonları olan İngiliz Mister Con Velis ile Mis Sisons 16 muhtelif millete mensub müsabıkın işti- rak ettiği şampiyonluk dans müsabaka- sında bütün çiftleri yenmişlerdir. Konfordan hoşlanan oyı Son günler zarfında Peştede halk ve gazeteler, konfordan hoşlanan ayıdan bahseylemektedirler. Peştede mükim Ferdinand Kovacs adında bir sanatkâr bir gece karısile evine avdetinde yatağında iri yarı bir adamın uyuyup horlamakta olduğunu hayretle müşahade eder. Kovacs adamı uyandırmaktan çeki. nerek hemen polise gider, başına gelen vak'syı anlatır, Komiser gelir ve ya - takta horlamakta olan adama derhal kalkmasını ihtar ederse'de sözünün din lenmediğini görür, Komiserin sabrı tükenerek birdenbi. re yorganı çeker ve müthiş bir ayı ile karşılaşır... Hemen imdad taleb eden komiser, polislerin mnavenetile ayıyı yakalar. Sözün kısası Dehir giöiydik.. Çelik gibiyiz / E. Talu B u kozmopolit şehirde, şu türlü.tip bilhassa dikkate şa » yandır: Mösyö Tapon, Patagonya konsolosha « sinde propaganda memurudur. Ucum İokantaların kapısında duran döner ke e babçılari gibi, mensub olduğu devlet va o devletin rejimi hesabına, durup dinlene meden, çığırtkanlık eder. — Bayım. buyurun!; Buyurun bayım Pişkindir!. | Vay ö enailere ki bu davete kapılığ, herifin yanına sokulur, ve lâfın alt ta w , Irafma kulak asarlar! > — Duydunuz mu?, Havey hükümeti sö» ze taarruza hazırlanıyormuş.. — Ya! — Benden duymuş olmayın. “Biz “size dostuz, malüm'a? Onun için haber vepı meyi vazife biliyoruz. Havayliler bütüm orduyu seferber etmişler. Hedefleri bu » Tası. Haydi, havadis giğti., yerda bir gozetğ idarehanesine rastladı. kspıdan içeriye daldı. , Ertesi gün 72, yahud ki 80 puntu yazı He bir serlevha: «Havay bize taazruz mu ediyor?» - «Tekmil Havay ordusu bize karşı seferber!.> Mösyö Tapon şeflerinin takdirini, tetik rikini kazanmıştır, Zira vazifesini yap « mış, Havay devletini bihakkin dost bi « len ve ona dostane duygular besliyes 'Türk efkârı umumiyesini sarsmakla va » zifesinde muvaffak olmuştur. * Mösyö Kalleş beş senedir, L5 Pöti Mar tör gazetesinin Türkiye muhabiridir. Va Mösyö Kalleş beş senedir, gazetesine df şe dokunacak bir havadis gönderme « miştir. Türkiyede işler normal yürür, post kavgaları, emperyalist iddialar, mali kepazelikler yoktur. İç ve diş politilkamıs apaçık ve billür kadar berraktır. Mösyö Kalleş ne yazacak, ne bildirecek? Freni gazeteleri #safsataya para vermezlen Mösyö Kalleş iftira etse. yalan atse, TürN polisinin kendisini ensesinden yakalayıp hudud haricine atacağını bilir. Gelgelelim, Lö Pöti Mantör gazetesi sw kıştırıyor: «Beş yıldır sana fuzuli pars vetiyorum., bir şey bildirdiğin yok.. senğ özledeceğim!, diye tehdid ediyor. Ne yapıp yapıp, heyecanlı bir şey bus larak, uçurmalı; tezkiyevi düzeltmeli! Mösyö Kalleş seferberdir. Beyoğlu caddesindeki #ki keçeli meyhane, pasiatiş lokanta gibi toplanu yerlerini dolaşın bir enayi ele geçirir. hafiften işlemeğa koyulur.. — Ne var, ne yok? — İyilik. Sende ne var? — Mühim bir şey haber aldım emma, henüz teyid ettiremedim, — Nedir? — Üç devlet arasında gizli bir anlaşma varmış. (Devletlerin adı da söylenir.) — Neye tanir? — Neye dair ölür. Sizi paylaşacıX « Meğer bu ayı Peştenin bir cambazha -| larmış! nesinden firar etmişmiş. İngiliz vaizleri" az konuştuklarından şikâyetçi İngilterede mühim bir toplantı ya. — Deme? — Çok mevsuk bir yerden duydum! Haydi gene havadis gazeteye! Gene 7A lik başlık.. bir sürü palavra. demagoji, Mösyö Kalleş memnun, Neden mi? Ha“ vadisi İstanbul gazeteleri yazıyor diye verecek. Hem Lö Pöti Mantör memnun © pan kilise vaizleri, âyinlerde irad ettik-| jacak; hem de Türk hükümeti, havadis leri mevizelerin uzunluğu hakkındaki| naklen verildiği için kendisine bir şey, şikâyetleri red, bilâkis çok az konuş - tuklarım iddin etmek geyretile saat - lerce süren bulunmuş- te değildir. Daha uzum söylemeliyiz» demek için tam 56 dakika lâkırdı söy- lemiştir. INANMA! — Hayır, insen gübre olamaz, Dedi. Biz ihtigusa, hürmet ederiz. Nerede kaldı ki Feyzi Özgen ismini taşıyar. doktor bu işin mütehassısıdır, öroloğ- dur ve hakkaki insanın gübre değil, çamur olduğunu isbst INANMA! (Devamı 13 üncü sayfada) TAKVİM