a a me em e Sen i i | | | i i Abdi ile teşriki Abiye rağbet gittiçe azalıyordu. Bir gün beni buldu bozuk, bana yardım etmelisin! , dedi. Kendi işimi bozarak bu yardımı yaptım Abdi ile teşrik mesai (Canlı 'egöz) kumpanyası da rah- memize geçebilirim. Ha: ışarıda Abdi ile de lıştık. O birinci komik, ben ikinci komik- tim. Abdi siraydan istifa ettikten sonra tekrar bir kumpanya teşkil ederek, İs- tanbulun muhtelif semtlerinde temsiller | vermeğe başlamıştı. Ben onun bu son za- rında uzun müddet yanında bulun- Abdi saraydan halka döndüğü za-| man eski rağbetini pek bulamadı. Saray emu paslandırmışa benziyordu. linde Hamdi ile aralı isterecek bir vaziyet te o Cuma günü idi: Abdüirri temsilini verecekti, Halk uzun bir yen tan sonra tekrar meşhur komiki p ; görmek için erkenden tiyatroyu| lurmuştu. Evvelâ pandomima oynan- a dı. Bunun arkasından Hamdi Efendi 7 Urta oyununun meşhur simalarından i Asım Efendi e İİ perde komedi oynadı. Fakat bu komedi görülecek bir ş Tulüatın iki büyük Üstadı ayni gün ve ayni saatte halka rüneceği için bunu bir nevi imtiha Abdinin san'atında zayıf bir tebeddül ad. | gözüküyordu. Lâfları biraz düşünerek| detmiş olacaklardı, Abdi Efendi de r, bazan karşısındaki küçük İsma- raydan çıkmış, piyasaya gelmiş bulunu. | ile cevabdan âciz kalıyordu. Aşağı yuka-| yordu. «Kaba adam» komedisinde Ham-|T) on Üç sene sarayda kaldığından ve bu di bütün san'atını gösterdi. Bilâfasıla bir |türlü oyunlar oynamadığından bittabi buçuk saatten fazla bir zaman halkı ka. | güslük çekiyordu. Halk ta biraz evvel| sıklarını tuta tuta güldürdü. Hamdiden nefis bir komedi seyretmiş, Hamdiyi müteakib Abdi Efendi oyn: | <©y2 doya gülmü yecaktı. Lâkin merhum çok fena bir ko- medi seçmişti. Halk «Eskici Abdis ismi- Bi taşıyan bu oyunu pek ziyade seyr. mişti Abdi Efendi bu oyunda çok muvaffak olurdu. Ab3ülhamidin sarayında oyna- mak gibi müşkül bir işten kurtulan Ab- dinin hür ve serbest bir sahnede acemi- undan başka, sizin buradaki| yalnızlığımızı unutturur, avu -l nursunuz. Ben dünya evine gir-| medim, giremedim; Bundan “dola: yı. eğer an içimde bir hü- zün duyuyorsam, 6 da evlâd sahibi olamadığımdandır. Bir çocuk. onun çıtı pıtı konuşması, kahkahası. bile - mezsiniz insanın hayatını nasıl doldu-| Tur?! Minimini bir elin, dünyanın bin türlü ele: anan adamm üzerin, ir şeye benzemez. Va - im gibi yaşa - şu sırtımdaki kamburu bir acak, yetişti - . İremiyecektim. Bilir ize tuhaf gel -İmisiniz, Rânâ hanım ni hanımefendi. İnsanın yav. |efendi? Her şeyde ine benzemez, Taban ta -|bir hikmet vardır. pi istir. Yay. | Fitrat, meselâ katı « İse melek! Bizi yaratan Ulu kud -İra zürriyet verme - tin, çocuk en büyük harikasıdır. Ben, İimekle bütün icraa - evli olup da çocuk iyenlere şaşa. |tındaki bu bikmetin rım, Onlar hayatlarını acaba ne fle dol | güzel bir örneğini dururlar? Çocuğun zevkini, hazzını,İgöstermiştir. Attan, gururunu, sürurunu acaba ne ile telâfileşekten doğmak ne ederler? Pek merak ederim. Onün için,!ise ne amma, katır. Hürmüz müdür, nedir? Onu bilâtered-|dan doğmanın fecaa düd yanınıza «lm. Eğer izniniz lâhık|tini düşünün bir ke olursa ben ona güzel güzel lalalık ede. | re. İşte benden doğ - rim, Birlikte bakar, büyütürüz. İki - mizde, “kendimi size kıyas ediyorum, af buyurun.ikimiz de, viran bağımızı şenlendirmek için böyle bir gonceye, n karanlığını aydılatmak m, bir güneş huzmesine muhtacız... Rânânın gözleri dolmuştu. Beberü - hiyi kucaklayıp da bağrına basmamak için cebrinefis ediyordu. Nihayet, he - yecandan sesi titreye titreye cevab verdi: Hakkınız var, İzzet efendi. Ve, siz adamsınız. Yazık ki, ka - güzel gönlünüze göre verme- baba ola -|k YıL | EWELKİ iSTANBUL için onları di. yorsunuz, ilâhi İzzet efendi?! mı, sultanım? Bana utan - Baba» diye hitab edebilir mi- — Siz, belki, nmız baş yor. Merhamet sizde bütün diğer his - lere galib, Lâkin sizin tiynetinizde, koskoca cemiyeti beşeriye içerisinde z ne mükemmel bir kişi bulunu: nizi l Beberübi ac: acı güldü: — Bir bakma da, olmadığım isabet olmuş. Belki, çocuklarım benden, kan- Durumdan, kametimden utanaca dı. Sonra da, bir baltaya sap olama - bir nadirei hilkatten, felek, saadeti mutlakanın €s. babını esirgememeli idi. Siz bahtiyar olmağa her vechile lâyık imişsiniz. mesal ve: “Oğlum Naşid, işlerim arşılamak, tarta söylemesini lik göstermesini tabü tarta, düşüne dü, bulmak lâzımdır. İşte bö muvaffakiyetsiz bir temsfl ile başlıyan ikinci san'at devri sonlarna| doğru Abdi benimle birleşmek istedi, destenli Ali Beyin kahve: Karşımda üstadı görünce ka öptü: ıma oturdu: — Oğlum Naşid, ded”. işlerim bozuk gidiyor. Bir türlü yakamı toplıyamadım. Bana yardım etmelisin!.. Halbuki, bana Kâmilin tyatrosunda 9 n para teklif ediyorlardı. Abdinin bana bu kadar yüksek ücret vermesinin imkânı yoktu, Fakat onun bu arrusunu emir telâkki ettim. Ne olsa 0s- elimden tutup yükselten- , Borcumu bu suretle ö- ni derhal kabul ede-| rek, Feyziye tiyatrosuna geçtim. Ben kantolardan evvel bir komedi oynuyor m, Sonra asıl oyunda beraber çıkıyor. duk. Onun parçacısı idim, Kantolardan evvel komedi oynanması- nın sebebi şudur: O zaman tiyatrolar muayyen bir saatte başl: lardı, Tiyat- ronun dolması beklenirdi. Bu arada kan- toları harcamamak, tiyatro dolmadan çıkmak istemiyen, şöhretli kantocuları gücendirmemek için, tiyatro doluncaya kadar bir perde komedi oynanırdı. (Devams 10 uncu sayfada) Rânâ hazin hazin içini çekti. — Ben, kendim ettim kendime.. de- di, — Kat'iyen! Onu kabul etmem. İn - san, barekâtında, efalinde hür değil. dir, Mukadderata tabidir o. Bizi sevk ve idare eden kuvvet istediklerini iyi, istemediklerini de kötü yola iletiyor. Sonra da bizi mes'ul tutuyor. Bir gemi nin batmasından gene o geminin mes- ul edilmesi yang! mantığa sığar? — Ne is adi buni bir tarafa bırakalım da, bana aksl öğretin. Hür - müzü buraya alayım demek, öyle mi? — Elbette alın. Demindenberi sizin- le bu hususta hemfikir olduğumu ar - zetmek istiyorum. En Yeni Meşhur İsveç yıldızı Zarah gecesi,, filmini çeviriyor. Filmler Leander “Çılgın bir balo Varner Bros stüdyosu dikkate şayan bir film hazwliyor M. G. M. in en genç ve güzel yıld Amerikan. Fransız ve Alman film kum- panyaları içinde bulunduğumuz Şubat ayında en hararetli çalışma devrelerinde bulunmaktadır, Bir çok meşhur yıldız lara yeni yeni filmler çevirtilmekte ve 1930 kışı için hazırlanılmaktadır. Aşağıda satırlarda en son çevrilen fitm- lerin isimlerini, bu filmlerde rol alan yıl- dızları öğrenmiş olacaksınız. | Yi | Tanınmış film prodüktörlerinden Kor- Son Posta'nın Romanı :43 “Ah ne bayg Ne | — | a beyaz şemsiyeli! xi | — O masum yav « ru burada zehirlen - mez mi? Ona yazık olmaz mı? Kendi g nahım yetmiyormuş gibi, sonra birde o- nun Oovebalini mi yükleneyim? — Vallah, sulta nam, bu iş yaradılı- şa, istidada, kadere ve bilhassa hâdisa - ta bağlıdır. En afif bir muhit içerisinde büyüyen, bakarsı. niz, günün birinde, yuvarlanır. sonra, başka biri Ovardır; ömrünü çirkef içe - risinde geçirdiği hal- de, bu çirkeften bir 1) . — Şu sırtımdaki kamburu bir çocuk eli okşasa, bana düzelecekmiş gibi gelir.» damlasını dahi ete «mir sermayesini ğine sıçratmaz. Hürmüzün kısmetinde varsa, korktuğunuz olur. Yoksa, pek âlâ burada, yanınızda bir beyaz gül fi- danı gibi yetiştirirsiniz. Rânânın dalgın dalgm vardığını gören Beberühi: — Sakın, dedi, bu sözlerimi yanlış tefsir edip de alınmayınız. Ben sizin vaziyetinizdekileri değil ayıblamak, tebcil ederim. Sizin ( günahınız, Sami Molla habisinin omuzlarındadır. Bır kın da o yükü o mel'anet omürabbası taşısın. — O halde, yarın, çocuğu gidip ala « km. Daha doğrusu, Oben gitmiyeyim de, o zahmeti Şetaretle beraber gene siz edin. düşünceye Rush Husseş da geçenlerde Afrikada Sudana Londrada ha four feathers» ları orada çevrilecektir. rilmesi için İngiltere büki aânmakta da bulunmasını. te ise de beynel dolayısile a: mıştır. (Devamı 10 uncu sayfada) — Hay, hay! etmeyin. Ben hepsini yâ ha Siz * edin. Cafer paşa o gün Allahtan gelme * mişti, Böylece, ke mağa hacet kalma; ud bir an yaşıyordu $izdı. Teli gelme: bekliyor, ona bütün varlığını, ve ruhile tesi Ertesi gü mak, çocu onun bu makta İ rın kirin «tm ğun sokulmasında gördü İr bir bir savıp dökmü dayatmıstı, Hürmüz kabul kendinin de artık oturamıyacağını, şını alp gideceğini kat'i bir lisanla de ederek kârıyı korkutmuştu. İ Filhakika, Rânâ bu evden çıkıp 2) cek olursa, Seniye en güzel, en müs kaybedecekt İda, zaptiye nazırının gözdesini g dirmekle, pa: da gücendirmek* esmayı üzerine sıçratmaktan endiş€ diyordu. Rânânın vücudü, evin vali için âd bir sigorta idi. O durduk! ve Cafer paşanın da ona muhabbeti vam ettikçe ne r mahallelinin şi ibtin Seniye, önceleri mi” bir çocü” ü mahzurlii tü, Lâkin R edilmeği| maz, yap atan yaramaz bir mekteb çocuğu Rân ) (Arkası vo”