Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
İ Inuılterenın harb isteksızlıgı ne zamana kader sürecek? > (Baştarafı 7 inci sayfada) — gyanın hâlâ mevcud 9 savaş gemisi bun- lara üstün olduktan başka bu devletin | 4937 de tezgâha koyduğu diğer iki bü- kı,ük savaş gemisinin de en geç 1941 de işe başlıyabileceklerini hesaba katmak |— teab eder, Filvaki İngiltere, yukarıdaki |— hesablardan hariç olarak, 1935, 36, 37 ve 38 de daha 22 hafif kruvazörle 24 muh- — gib ve 12 denizaltı tezgâhiamıştı ki, bun- — lar da 1940-41 de hemen kâmilen hizmete | igirmiş olacaklardır. Fakat bunlara karşı » Avrupada Almanlar 1935 ve 36 seneletin- — de 2 savaş gemisi, 3 ağır kruvazör, 6 ha- | fif kruvazör, 13 muhrib, 30 torpitopot, 28 | Genizaltı ve İtalyanlar 4 savaş gemisi, 12 | torpito kruvazörü, 16 büyük ve ö orta | Gdenizaltı tezgâha vurdukları gibi Uzak — doğuda Japonya dahi, yeni iki büyük sa- vaş gemisinden başka sayıları belli cl- Mmiıyan birçok kruvazör, muhrib ve de- nizaltı yapmaktadır. Bütün bu rakam ve hesablar iyice gös- teriyor ki İngiltere deniz teslihatında geç — kkalmış ve yarışı bilhassa, onun eski bir | Üspesyalitesi sayılan büyük savaş gemisi — İnşasında, kaybetmiştir. İşte, telâfisi bel- | di de mümkün olmıyacak olan, bu geri C kalıştır ki İngiltereyi 1935 ten, ve daha — Ziyade, bu cihangir eski imparatorluğun | okuyuculardan iyice uyandığı ve gerinerek istemiye İd- temiye ayağa kalktığı, 19386 yılındanberi, bir taraftan teslihata germi verdirmekle beraber, bizzat kendi kuvvetlerile koru- yamadığı bilhassa Uzak doğudaki müs- temleke, dominyom ve ticari menfaatle- rini diğer müttefiklerin yardımile muha- faaz yoluna sevketmiş ve diğer cihetten, neticesinde hiçbir şey kazanmak ihtimali bulunmıyan ve hilâkis imparatorluğu müşkül ve muhataralı durumlara soka- cak olan bir harbden var kuvvetile ka- çınmasına seBeb olmuştur. (Sonü yarın) H. E. Erkilet İtizar ve tashih: T Şubat 1939 tarihli Söon Postada çıkan «Muhtemel bir Avrupa harbi karşısında A - merikanın vaziyeti» başlıklı — yazımda bazı cok ehemmiye'i! ve mana değiştirici tertib yanlışlıkları olduğunu gördüm. Af di- ler ve bazı mühim — yanlışların a - şağıdaki vechil: düzeltilmelerini muhterem dilerim: Gazetenin 7 inci sayfasının 4 üncü sülunuünün 32 inci satırıtı- daki bazıları kelimesi fazladır. Ayni sütu - nun dÜ ve 41 inci satırları şu suretle düzel - tilecektir: «Nasıl türemesin! Ve cebi dolar dolü 130 milyon Amerikali namına söz söy - liyen....» Gazetenin 10 uncu sayfasının 40 ve 4i inel satırları — şöyle doğrultulacaktır: a...ÂAyni (Monrüe) kaidesinin, ne vapurlann makıne ve İnşaattaki tek&mülü sayesinde'.. Kaşta imar faaliyeti devam d yor Kaş (Husust) — Bundan 70-80 sene evvel, Cenuhit Anadolu — sahillerinde yerleşmiş bulunan Rumların elinde bir iktısadi ve ticari istismar vasıfası olan Kaş'ın, yerinde yeller esiyordu. Meis adasının yakininde bulunması itibarile bir ihraç iskelesi vaziyetini alan Kaş, O zamanlar, palamut, kömür, arpa ve buğday gibi sevk mevaddının depo e - Gildiği paransalardan ibaret bir güm - rük mevkii halindeydi. Zamanla tüc - carların ve amelelerin birer ikişer ev oyaptırmaları, burayı az vakitte içinde insan barınan bir köy haline getirmiş- ti. O zaman kasaba köyünde bulunan — kaza merkezi, Kaşın mütemadi inkişa- fı ve bir kaza merkezine Jâyik vazi - yete gelmesi dolayısile Kaşa getirilmiş ve kaymakam Şükrü Asalinin unutul - maz hizmetleri sayesinde burası, ÂAk - — Gdenizde ehemmiyetli bir köşe oluver - v miştir. Kazamız, Elmalının batısına düşen (Akdağ. silsilesinden itibaren başlıyarak 15 saatlik yürüyüşten sonra varılan çe« tin ve sarp yolların sonunda, tabiatın içli emeklerle meydana getirdiği gü - zellikler diyarıdır. i Saltanat devrinde, her yer gibi ba - — kkamsız kalan Kaş, tabiatın sarp kaya - — Hkları, koyu ormanlıkları ve çetin dağ duvarlarile çevrilmiş ve âdeta Akde - niz kıyısında arkası — kapalı, önü açık bir kapı halinde bulunuyaordu. 'Yoldan eser bulunmadığı için İç A - madoluya olan irtibat, deve kervanları Do ve katır siriarile temin edilmekte ve D bu şekildeki hakliyat, ekseriya isteni - | len neticeyi vermemekte idi. 15 yıllhk Cümhuriyet devrinde her yerde olduğu gibi, kazamızda da görü - len umumi! bir kalkınma hareketi göze Birkaç sene önce başhyan yol sefer - berliğimiz, ticari ve iktısadi bakımdan mütemadi bir inkisaf devresi yaşayan kazamız için çok verimli neticeler do - Bürmaktadır. Eski devrin bakımsız ka - zasına, artık hayat girmeğe başlamış - tır. Devam eden yol faaliyeti ile Kaş köy lüsü, tabiatın en çetin manilerile mü - cadele etmektedir. Çetin dağ silsileleri üstünde, köylü - lerin, yalçın kayaları çetin bir — cevizi kırar gibi, kırarak geçtikleri görülü - yor. İç memleketlere, sarp dağ duvarlari- le kapalı olan Kaş, münakalât bakımın- İdan normal hale doğru ilerlemektedir. Artık bucün Kaş, tecrid edilmiş hal-| den kurtarılmış ve iç Anadoluya şose- lerle bağlı, uzak limanlarla muvasala ve irtibatı temin edilmiş, ilerleyen ve inkişaf eden şirin bir yurd köşesi ha « line gelmiş bulunuyor. Sinema: En yeni filmler (Baştarafı 8 inci sayfada) Bu filmin ehemmiyetini tebarüz ettir - mek için şu noktanın kaydı icab eder: Filmin teknik müşavirliğini İngiltere-| le nin meşhur Royal Ünited Service İnsti - tute azasından yüzbaşi Anderson yap -| maktadır. Filmin «Continuity girl» vazifesi Mis Bileen Corbett'e verilmiştir. Filmin çekilmesi için hazırlanmış olan kapm Kartum şehrine 40 mil mesafede bulunmaktadır. Film kümpanyası bu e -| sere pek büyük bir ehemmiyet atfeyle - mektedir. Filmin 1939 senesi Kânunusa- nistinde gösterilmesine gayret edilecek - çarpmaktadır. Bunu, bilhassa yolları -« mızın mşasında görmekhylı. tir. Boyabad (Hususi) — BSenelerdenbe- gi hali ve natamam bir vaziyette kalan hükümet binası yeni valimiz Fehmi Vural tarafından yaptırılmıştır. Şim- Gdiye kadar bu binaya 66 bin lira sarf edilmiş, alt kısmı natamam olarak kal- mıştı. İtmamı için 11152 lira bedeli keşifle binanın bir müteahhide ihalesi mümkün olmadığından emaneten yap- tırılması kararlaştırılmış ve inşaata başlanmıştır. Kaymakam Hikmet Gü- venç inşaatla yakından alâkadar ol - makta, süratle ikmali için çalışmakta- dır. İlkbahara kadar tamirat bitecek « tir. Gönderdiğim resim hükümet konâ. —SON POS Zonguldakta kömür amelesine sıcak yemek veriliyor Vali Halic—lî-k—s_ay bütün ocakları gezerek amele ile temaslar yaptı Zonguldak (Hususi) — Millt Şefi - miz İsmet İnönünü 11 İlkkânunda Zonguldağı teşriflerinde maden kömür ocakları amelesinin gıdaf maişetleri mevzüile bizzat meşgul olarak tetkik- leri neticesinde işçiye tam kalorili ye- mek verilmesi hakkında yüksek irade- leri üzerine Vali ve Parti başkanı Ha - lid Aksoy tarafından maden müesse - selerine yapılan tebliğat ve teşebbü - sat netice ve semeresi olarak 6 Şubat Pazartesi gününden itibaren hazırlık - ları tamamlanmış olan bütün müesse- selerde ameleye sıcak yemek verilme - ğe başlanmıştır. Vali ve Parti başkanı Halid Aksoy, maden ve sıhhat direk - törleri iş bölgesi âmiri, madenler baş- mühendisi, Halkevi başkanı bulundu- ğu halde maden müesseselerini gez - mişler, amele mıntakalarını, yemek salonlarını, maişet durumlarını ve ya- tak yerlerini ve sosyal hallerini tetkik ve teftis etmişler, eksik ve aksak işler üzerinde durarak bun'ların düzeltil - mesi yolunda direktifler vermişlerdir. — | Havzada çalışan amele 17 bindir. İki yıl önce bazı maden müesseseleri ta - rafından ameleye sıcak yemek vermek içtimaf vazivetlerini tanzim etmek maksadile başlıvan hareket. alınan tec- rübelerle tekemmül voluna girmiş, Cümhurreisimizin irşad ve iradelerile yemek hizmetinin bütün ameleye teş-| — mili gayesi 6 SŞubattan itibaren tahak- kuk eylemiştir. Şimdiye kadar teecrü - be mahiyetinde olarak bazı müessese - lerde 3 bin kadar ameleye sıcak yemek verilirken Milli Şefimizin yüksek di - rektifleri üzerine havzada çalışan bü- tün ameleve vemek verilmesi temin edilmiştir. Maden — müesseselerimizde modern mutfaklar ve aşevleri vücude getirilerek bütün ameleve günde | ki- lo ekmek, sabahlevin çorba, öğle ve aksşam sıtak vemek olmak üzere ve kalori 3500 den asağı düsmemek üze- re ayda 4 lira bedelle yemek verilmek- tedir. Veali, vanındakilerle birlikte dün Kozlu mımntakasında Kaszbtarla, Gür- gen ocaklarile Türk kömür ve Kömüriş Sirketleri ocakları ve İhsaniye mımta - kasını teftiz etmişlerdir. Bustün Kilim- kiben diğer ocakları teftiş edecektir. Amele günde bir ekmeğin bir bucuk kiloya gçıkarılarak her öfünde yarım ekmek verilmesini dilemişlerdir. Vali bunun da teminine çalışacağını vadet- miştir. Mader amelesi kendi sağlıkları ve gecimlerile en ulvi bir sefkat hissi- alâkalanan Cümhurreisimiz — İsmet İnönüne ve Onun yüksek hükümetine karşı minnet ve şükranlarını tekrar - lamışlardır. Hırsızlık Ansiklepedisi (Baştarafı 9 uncu sayfada) HMI — Ceketinizin birdenbire tersine döndürülmesile vyere kapaklanmak. IV — Boynunuza atılan bir kemend ile bir adım bile atamadan eli, kolu sımsıkı bağlanmak. Ve sonra da, altı kaval, üstü şişhane kalmak! Yalnız, son zamanlarda karmanyo - lacılık, memleketimizde tamamen kalk mış gibidir. Neden? Çünkü polisimiz, karmanyolacılığı yoketmek için, birçok cezri tedbirler bulmuştur! «Onlar ne - dir?» diye sorarsanız, söylemekte ma - zurum. Zira, bu tedbirler âmmenin hu kukunu muhafaza için gizli tutulan za- bıta sırlarıdır! (Arkası var) Edebiyat: Bu meslekte şakanın hududu yok mudur ? (Baştarafı 7 inci sayfada) rülmemiştir. Bu zihniyetle ne kadar mü- cadele etsek azdır. Fakat gene biliyorum ki bu samimi ve belki biraz acı sitemli gatırlarımı da ala- ya alacak meslektaşlarım bir haylice bu- lunur. Amma bilinmez, ümid dünyası, belki bu sefer onlardan da tatlı bir ses yükselebilir. O sesi o kadar arzu ederiz ğının eski halini göstermektedir. ki... Halid Fahri Ozansoy li maden bölgesine gidecek ve mütea -| Hayatım Ahdı ile teşrıkı mesai (Baştarufı 8 inci sayfaulı! İşte ben bu komedileri oynuyordum. Fakat bu küçük xzomediler, çok zaman asıl oyundan ziyade beğeniliyordu. İlk defa kavukluya nasıl çıktım Abdi ile temsillere devam ederken, ilk defa da orta oyununda kavukluya çık- tım. O zamana gelinciye kadar bütün 1s- rarlara rağmen orta oyununda kavuklu oynamamıştım, Bana beceremiyeceğim gibi geliyordu. Bunu hikâye etmezden evvel, ilk fir- ma yapmak teşebbüslerini anlatmalıyım: | Abdi ile şehrin muhtelif mesire ve semtlerinde oynuyoruz. O sene de ÂAna- doluhisarı biraz gözden düşmüş, Göksu- ya eskiye nisbetle rağbet yok.. Abdi E- fendi az hasılat yanıyor diye, oraya oyun koymuyordu. Dragon Mehmed ayni za- manda içeri Göksudaki gazinoyu işleti- yordu. Beni haftada bir temsil vermek Üüzere davet etti. Abdi Efendiye söyle- dim, müsaade etmesini rica ettim. Raziı oldu. Ö zaman benim şimdiki gibi gar- drobum filân yok, kendisinden biraz da eşya istedim, verdi. Zaten Çarşamba gün- leri Sarıyerde oynardık. Eşyatarımız bir pazar kayığı ile gönderilirdi. Benim tem- sil ertesi geceye tesadüf ettiği için lâzım olan eşyaları alıp karsıya geçebilirdim. Küçük İsmail, Peruz, Şamram müstesna diğer arkadaşlarla anlaşarak Göksuda ©- yunlara başladım. Kâtib Salih te ihtiyar rolleriin oynuyordu, Bir iki hafta sonra dehşetli bir rağbet başladı. Evvelâ yarı- sını güç doldurduğumuz tiyatro adam almaz oldu. Evvelâları aşağı tabaka ge- lirken, yavaş yavaş kibarlar da sökün e- diyordu. İşte bu temsiller sırasında idi. Hisarda (Kilercibaşı Osman) Beyin sün- net düğünü varmış, Benden bir orta oyü- nu istediler. Arkadaşlarla eşhası tesbit ederken, ka- vukluda durduk. Abdi Efendiyi götüre« mezdik. Orta halli bir düğündü., Alacağı- mız para ÂAbdi Efendinin ücretine teka- bül edemezdi. Başta Kâtib Salih olduğu halde: — Niçin sen oynamıyorsun kavuklu- yu?... Diye ısrara başladılar. Bilhassa Kâtib Salih cesaret veriyordu! — Karşında pişekâr benim. Ben ıenl oynatırım.. hiç merak etme... Hakikaten ilk defa olarak ta Kâtib Sa- Hih o akşam pişekâra çıkacaktı Israrlara mukavemet edemedim, kabul ettim. Lâ- kin içimde dehşetli bir çarnıptı vardı. Orta oyununda kavuklu oynamağa bazı zamanlar heves etmiş, fakat bu cesareti kendimde bulamamıştım, mecburen oy- nıyacaktık. Bu benim için bir tecrübe idi. Ya rezil, ya muvaffak olacaktım. Allaha güvenerek meydana çıktım Eh bir parça ne olsa görenk var. Kâtili Salihle beraber oyunu aksamadan devam ettirdik. Hattâ mükemmel de oldu diye- bilirim. Fasıldan sonra arkadaşlar: — Ben şimdiye kadar niçin kavuklu oynamadın. Hamdi Efendiye yakın bit muvaffakiyet gösterdin! Dediler. Bundan sonra cesaret geldi. Ben de ka- vuklu oynamağa başladım. İşte ilk ka- vukluya çıkışım Anadoluhisarında ol müuştur, - (Arkası var) Yazan: Nusret Safa Coskun İngiltere ile yeni bir takas anlaşması yapı'lacak Yakında İngiltere ile memleketimiz a- rasında bir takas anlaşması imza edile - ceği haber verilmektedir. Yen! anlaşma Ankarada İngiltere büyük elçisi ile hü- kümet mümessilleri arasında imzalana - caktır. Bu haber piyasada memnuniyetle kar- şılanmıştır. Alâkadarlar, yeni takas an - laşmasının İngiltere ile memleketimiz a - rasındaki iktısadi münasebatın inkişafını temin edeceğini söylemektedirler. İngilterenin memleketimizde 12 milyon Lliraya yakın bloke parası mevecul bulun- maktadır. Bu bloke paraların takas anlaş- masından sonra mal göndermek suretile tesviye olunacağı anlaşılmaktadır. Meyhane kav-asında bir #2dam kolundan yaralandı Yenişehirde Berberömen sokağında Ardaşın meyhanesinde Leon, Sahak, Yatova, Receb ve Hayrullah kavga et- mişlerdir. Hayrullah, kunduracı bıça - Bile Leonu sol kolundan yaralamıştır. Mecruh Beyoğlu hastanesine kaldırıl - mış, suçlu yakalanmıştır. Eir çamaşırcı kadın bileğinden yar-landı Lângada Börekçihalil sokağında o - turan İbrahim kızı Güllü, yıkamak ü - zere çamaşır almağa giderken Ordu caddesinde 185 mumaralı fırında işçi Rizeli Fehmi ile kavga etmiştir. Feh - mi, Güllüyü — cam üzerine itmiş, bu yüzden kadınım sol eli bileğinden yara- lanmıştır. Suçlu tutulmuştur. İki hırsız çocuk tutu'du Cibalide Muhtar caddesinde oturan Marikanın evinden bir çift iskarpin ve erkek şapkası çalınmıştır. Hırsızların 12 ve 15 yaşlarında Osman adlı çocuk- lar olduğu anlaşılmıştır. İki Osmanlar, eşyalarla beraber — tutulmuşlardır. İkl ihtiyar kocakarı ilâcından zehirlendiler Çakırcıhasanpaşa mahallesinde Tu - nusbağı caddesinde oturan 80 yaşında Mustafa ile 75 yaşında Fuad, bir gün evvel Mısırçarşısından aldıkları boru çiçeğini kaynatıp içmişler ve bir müd- det sonra zehirlenme alâimi göster - mişlerdir. Mustafa İle Fuad Nümune hastanesine kaldırılmışlardır. Dün beş eroin satıcısı yakalandı Balatta sabıkalı eroin satıcılarından Ahmed ve arkadaşları Mustafa, hallâç Kemal, Selânikli Hüsnü ve katil Ah - med karısı Fatma cürmümeşhud ha - Hinde tutulmuşlardır. Suçlular, Üzerlerinde bulunan eroin paketleri ve tahkikat evrakile birlikte beşinci ceza mahkemesine ııvbrmmir lerdir. RADYO - Türkiye radyo difüzyon postaları Ankara radyosu —— DALGA UZUNLUCU 1639 m. 183 Kesş. 120 Ev. TA.Ğ. 19.74 in, 15195 Kes. 20 Ku. T.AP. 31,70 m. 9465 Kes. 20 Kw. CUMA - 10/2/39 12.30: Proğram, 12.35: Türk müziği - pi 13: Memleket saat Âyarı, ajans, meteoroloji haberceri. 13.10 - İ&: Müzik (Küçük orkes - tra - Şef: Necib Aşkın.), Varyete proğramı, (Tangolar, valsler, Çiğan vesaire), 18.301 Program, 18,35 Müzik (operetler - pl), 10? Konuşma (Haftalık spor servisi), 19.15: Türk müziği (İnce saz faslı: Muhayyer makamı), 20: Ajans, meteoroloji haberleri, Ziraat bor sası (flat), 20.15: Türk müziği. Okuyanlari Muzaffer İlkar, Radife. Çalanlar: Vecihe, R# fik Fersan, Cevdet Çağla, K. Niyazi, 1 — Tan buri Cemi! - Mahur peşrevi. 2 — Eyubi Meh. med efendi - Mahur İkinci beste, 3 — LAİ ağa - Mahur şarkı: Telif edebilsem feleğl). 4 — Rahmi bey - Mahur şarkı: Esir ettin be- nl ey dil 5 — Vecihe - Kanun taksimi. 6 — Dr. Şükrü Şenozan - Mahur şarkı: Bu sevdâ ne tatlı. ? — Rahmi bey - Mahur şarkı: Ser” vü nâazı seyret çıkmış. 8 — Şemseddin Ziya ” Mahur şarkı: Şu güzele bir bakın. 9 — Sa “ dettin Kaynak , Çıkar yücelerden hâaber sö- rarım. 10 — Sadettin Kaynak - Meğfer çof sevilenler varmış. l1 — Yesari Asım Bu yâfi geçen günlerimiz. 21: Memleket saat Âyark 21: Konuşma, 21.15: Esham, tahvilât, kam ” | biyo - nukut borsası (flat), 21.30: Konuşmâ — (Brahms hakkında: Cevad Memduh), !15'_ | Müzik (Riyaseticümhüur flârmonik orkestra” — sı), Şef: Praetorlus, 1 — Joh. Brahms: BüÜ “ Jyük orkestra için Serenat Nr. 1, op. 11, Rü j majör. Allegro Molto, Seherzo, All troppo. Adaglo non troppe. Menuetto 1 ve 1f — Allegro. 2 — Jolk — türü. 3 — Joh. Strauss: Viyana efsanesi, 2245 Müzik (Cazband), 2345 - Mf | Son ajans haborleri ve yarınki program. — ZAYİ — İskilip kazası Kenzülirfan makt€” bi rüşdiyesinden almış olduğum şahadetni” memi kaybettim. Yenisini alacağımdan €8 "ğ kisinin hükmü yoktur. | Mehmed Ragıp İnal | —. '=_=_====- j | F 4 | y | DOYÇE ORİENT BANK | | Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin l | | Türkiye şubeleri: I — | — Galata - İstanbul - İzmir | | Deposu: İst. Tütün Gümrüğü *Hatirîübıııhıiıi* İ