SON POSTA Türkçeye çeviren: M. Süreyya Dilmen Cenub denizlerinde gurbet Bunlardın binlercesini bu suret-| le yakalamış ve günlerce -artık içi den bir çoğu yengeçe bakamıyacak bi hale gelinceye kadar- hep onlarla, yen- geç çorbası ve kızartması İle karnımızı doyurmuştuk. Bu esrarengiz yengeç istilâsı bir müddet devam ettikten sonra gene es- wWrengiz bir surette zail oluvermiş Fakat deniz kaplumbağaları daima bi- mikdarını gölün bir kıyıcığındaki bü- yücek mercan havuzunda muhafaza etmiştik. Adadaki yabani damuzlar hem eğ - lencemizi, hem de daha çok gıdamızı temin ediyorlardı. Bu domuzların baş- Uca gıdası Hindistan cevizi idi ve bu meyva ile beslenen bu hayvanların elinden jambonun en iyisi yapılıyordu. Bu hayvanların; çok zaman evvel ilk kâşifler tarafından Cenub denizlerine getirilen ehli domuzların ahfadı olduk- ları söyleniyordu. Onları bu denizler- deki adaların bir çoğunda bülmek mümkündü. Hele Yeni Zelanda gerek bu hayvanlar için, gerek onları avla - masım seven avcılar için daimi bir cennet halinde idi. Hep Hindistan ce- vizile beslenen bu hayvanların nesille- ri değişe değişe onların çeneleri ve mahud azı dişleri de inkişaf etmiş ve bizim bildiğimiz yabani domuzların - kinden bambaşka bir hat almıştır. Adamızda yelova da mevcuddu, On- ları muvaffakiyetle avlıyarak bu su - retle deniz hayvanları ve yabani do - müz elinden !baret olan yemeklerimiz- de değişiklik husule getirebiliyorduk. Hindistan cevizi okabıfklarından ateş yakarak ele geçirdiğimiz herhangi bir hayvab etini ve balık tütsüliyerek mu- hafaza ediyorduk. Nebati gıda olarak da Hindistan ce- vizi vardı. Ekmeğimizi de bu ceviz! rin uwundan yapıyorduk. Bunu da Ka- nakaslardan öğrenmiştik. Onların bize öğrettiklerinden biri de palmiye böreği idi. Bu madde nefaset ve makbuliyet itibarile en nadir bulunan gıda madde- lerinden idi. Tropik mıntakaların hari- cinde bu nesneyi ancak bir çok mil - yonların sahibi olan insanlar sofrala - rında bulundurabilirlerdi, Avrupada bu maddenin fiatı Rus havyarınm fia- tından “daha yüksektir, Bunlardan en gok istifade edenler birim gibi kazaze- de gemiciler ve Bukaniyelerdir. Bu; Hindistan cevizi ağacının en u- oundan, yeni yaprakların teşekkül et- 43i yerden çıkarılan bir nevi çekirdek- ir. Üç kilo ağırlığında bulunan bir yüreği elde etmek için bir ağacı feda etmek lâzım gelmektedir. Bunun lez- zeti bildiğimiz fındıklı kuşkonmaz ara- sında ve fakat bunun her ikisinden daha tatlı ve leziz bir çeşittedir. Şimdi, evvelce bahsettiğim yengeç istilâsile alâkadar bir şey daha sövle- sem gerektir. Yengeçlerin o İstilâsr, maceralarımız esnasında (o mukadder olan ilk ölümün tezahürüne sebeb ol- muştu. Sehnauzehen adındaki köpe - ğim, herhangi bir şeyin mahiyetini an- lamak için en çok merak izhar eden, çök mütecessis tabiati bir hayvandı. Bizim evvelce “bilmediğimiz şeylerle dopdolu olan bu ada; sonsuz bir «ga - Taib» kaynağı olmuştu. O, karşılaştığı her yeni şeyi anlamak, hakikaten nü - fuz etmek istiyormuş gibi hareket edi- yor, burnu mütemadiyen koklamakla meşmu bulunuyordu. Yengeçlerin; yere yayılmış bir halı gibi bulunduğumuz yeri tamamen isti- Jâ etmeleri onu hayret ve taaccüb iş “parmozuna düçar etmişti, O, sıçrayor, Havvancağız bu biçimsiz müstevlile- rin yüzünden çılgına dönmüştü ve on- lardan kaçıyordu. Nihayet onun tabia- tında mev kavgacılık hissi kabar- mış ve herhalde bir şeye saldırmak ih- tiyacını duymuş gibi idi. Bir aralık ko caman ve daha çok korkunç görünüşlü bir yengeç onun gazabını harekete ge tirmişti, Köpek yengeci mahvetmek için şiddetle onun üzerine saldırmıştı İTİ Fakat yengeç korkunç pençesile ona karşı vaziyet almış ve ona vurmağa hazırlanmıştı. İş bu renge girince zavallı köpek kor-|ü kudan mütevellid tuhaf bir bağırıştan sonra İspazmatik titreyisler içinde sırt- üstü yere yuvarlanmış ve bir kaç sani- ye debelenerek ebedi sükünet haline geçmişti. - yani ölmüştü. Zavallı Sehnaeuzehen! Cenub deniz- lerinde, gürbet hayatı ona çok ağır gel- mişti, Köpeğim henüz ik! yaşında idi. Adada bulunduğumuz esnada ilk defa olarak ava gitmek merak ve arzusunu izhar etmişti. Onun bu suretle ölümü üzerine kendisine güzel bir mezar yap- mış ve üzerine bir de palmiye dikmiş idik. Onun arkadaşı Piperle, eşinin ö- Tümünden sonra teselli kabul etmez bir keder içinde olduğu görünüyor ve onun bu kederi bir hayli devam etmiş bulu- nuyordu. Gün'n Bulmacası 2845678910 Soldam sağa ve yukarıdan aşağıya: 1 — Sevinç - Rabıt edatı 4 — Kapının önündeki tahta - Ressamın yaptığı 3 — Afiyetler - Rafm «Psi 4 — Akar getiren - Taraf $ — Cemi edatı - Bahşiş. 4 — Efrad - Yaş mevsiminde 1 — Yozulmuş insanın alnından dökü - Jen - Bayıla bayilanın yarısı 8 — Sizin yazdığınız yazı 9 — Kirada dolaşmak Se oadama . Sinema : Holivudun macerape- rest kavgacı ve serseri san'at- kârı: Victor Mac Laylen (Baştarafı 9 uncu sayfada) Bu teşkilâtın ismi: Mac Lalgien's dight Horse Troop'dır. Yani Mac Laglen'in hafif süvari alayı!» Haftada bir mızıka konser verir ve as- Piyerlenin bir gün kuşlarla geçiril- | mak isterim. O; bir gün deniz kuşları“ İm çok kalabalık bir surette yaşadık- jları ve yaptıkları yuvalaria adeta bir maha'le kurmuş oldukları yere gitmiş- iti. Orada bir yaramazlık mt yapmıştı, ne olmuştu? Her halde kuşların hoşuna gitmiyen bir şey yapmıştı ve belki de İ yuvalardan birisine sarkıntılık etmisti. (Bunun üzerine hiddetlenen martılar köpeğe hitcum ederek biri bir kulağın- dan, bir başkası öbür kulağından ve bir rak hayvanı hırpalamağa başlamışlar ve bir kaçı da başını, ü gaga dar- beleri altında bırakmıslardı. Hiç şüphe yok ki kendisinin sebeb olduğu bu mürkül vazivetlen kurtul - mak için uğraşıvor ve bağırıyordu. Bu esnada o civarda bulunan askerlerim- den biri Piperlenin akıllıca bir tabiye kullanmış olduğunu görmüştü. Müca - delenin vukubulduğu yere yakın bir funda kümesi vardı. Piverle bu fun - Jdalığı tutmak için enerjisini sarfedi - yordu. Nihayet kulaklarma ve kuyru- ğuna asılan kuşları sürükliyerek bura- ya varmış ve funda yığınmın içine da- larak martilerin şerrinden bu suretle kurtulmuştu. (Arkası var) Bir doktorun günlük notlarından Kuşpalazına dair.. Kuşpalazmın gerek bademcikler üze , rindeki şekli ve gerekse bilhaasd hânçe - ra Üzerindeki şekilleri çok tehlikeli oldu- ğu malümdur. Bu büyük ve asil tehlike- ye rağmen bazan boğazdan nuthe alıp neticeyi bekliyenlere rasgeliyoruz. İşte bu bazan çok pişmanlık verebilen bir te- reddüddür, Derece harareti yüksek, bo- dazındaki nuthaların şeki ve evsafı, boynundaki bezlerin şişmesi veyahud ho- rosçuk gibi öksürüğün birdenbire başlı - yarak gilçide artması ve çocuğun yavaş Yavaş murarmağa başlaması gibi vak'a- larda artik boğazdan madde alınıp ne- Hicesini beklemeğe ozaman ve vaziyetin tahammtlü yoktur. Derhal seromu bat - bik etmeli, Cevab eğer müsbet gelire masrle yok. Zaten tedaviye başlanmıştır. O suretle gene tedavi devam eder, Mâön - ft gelire kaybedilmiş birsey yoktur. Bi- Mikis çocuk azçok bir zaman için difle- riye karşı muafiyet kesbeder. Seromun tahmin ve izam edildiği kadar vücude ve kana hiçbir zararı yoktur. Seromdan korkmamalıdır. Hattâ çocuğa evvelce başka serom atılmış Gisa bile uzulü mahsusasile tatbik emeği bilen bir he - kim bu vaziyet karşısında hile endişeye düşmeden varifesin! yapabilir ve çocuğu kurtarabilir, Ditterinin biç şakası yok - tur. Tereddüde vakit kâfi gelmez. BUK- kis bu gibi vaziyetlerde tereddüd ve in- timarın tehlikesi izam edilmelidir. Ek KR . Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbeişi olan ocraneler şunlar. dır: İstanbul oihetindekiler; Aksarayda (Pertev), Alemdarda (lş - Tef Nes'et), Beyazıdda (Haydar), Bamat- yada (Erofilas), Eminönünde (Mehmed Küzum), Eyübde (Hikmet Alamaz), Pe- nerde (Vitali), Şehremininde (Hamdi), Şehzadebaşında (İ, Hali), Karagim » rükte (Fuad), Küçlkpasarda Guis), Bakırköyde (Merkez). Beroğlu eihetindekiler: İstiklâl enddesinde (Derlasda), Gala” miş rnacerası vardır ki onu size anlat i de kuyruğundan yakalıya -! Belçika - Almanya maçi çok sert oldu İki haftayımda Belçikalılar güzel oynadıkları hald! maçı 4 - | Alman''r kazandı Brüksel (Husust muhabirimizden) — gel Buna reğmen yapılan tehbikeli Belçika ile Almanya 29 Kânunusani Pa-| hücumu Alman müdafii yumrukla $ İzar günü Brükselde yapmış Oldukları Top penaltı çizgisinde. Kimse atın İ karşılaşma ile 1939 senesi enternasyonal , temiyor. Belçika müdafii gerilerde”. İmaçlarıın birincisini oynamış oldular, 'di. Şüt ve gol Alman Kalecisi P Bu maç, Alman takımında Avusturyalı kıpırdamadı bile, üstad futbolcülerin yer almaları ile bir) Almanya: 2, Belçika: 1. hayli merakla beklenmekte idi. Buna) Devre böyle bitti, rağmen Belçika takımında da dünyaca| İkinci devre-Belçikalılar on kişi Gİ tanınmış oyuncuların mevcudiyeti ma -|dıkları halde her an tehlikeler $ İça bir hususiyet verdiriyordu. yorlar, fakat netice yok. Tıpkı G İ Oyundan evvel bütün tahminler Al -|saray forları gibi. manya lehine müdhiş bir ekseriyet gös -| Alman sol içi çok güzel oynuyo” İteriyordu. Her iki takım, Heysel sta -İiç Hahnemann yeni vatandaşından * İdna çıktıkları zaman 75 bin kişilik sa- kalmamağa çalışıyor. (Hahnemanni İha havanın soğuk olmasına rağmen dol- vusturyalıdır) Binderin şütleri isab* muş gibi idi. Bu maçı görmek ve vatan - fakat buna rağmen tehlikeli, Bu daşlarını alkışlamak için tâ Almanya -' Belçikalı Stynen de oyundan çıktı. * dan gelmiş olan bir kaç yüz Alman seyir. bek oynuyor. Oyun yirmi kişi oy! cisi, ellerinde bayraklar olduğu halde sına rağmen süratli ve sert. İşte Sc marşlar okuyorlardı. Bir avuç Almanın ta alnından yaralandı amma, beş dö” iştirakile söylenen Alman milli marşın » sonra alnındaki sargı ile oyuna dun sonra Belçika marşı sükünetle din - Siynen de yerini aldı, Almanlar lendi. yaptıkları bir akın esnasındı kale Saat tam iki buçukta takımlar sahaya | hatasından istilade ederek Binde dizildiler, Alman takımında İstanbul #ut-' yağı ile üçüncü sayılarını yaptılar: p bol meraklılarının çok iyi tanıdıkları menya 3, Belçika: 1. Platzer, Binder ve Schmauss mevcud. Almanlar 3-1 galib vaziyette olm (Bu oyuncuların üçü de Avusturyalıdır).! ha rağmen oyuna hâkim değiller. Saha yemyeşil ve çok güzel. Almanlar kalılar on kişi oynamaktan yorgun rüzgrla oynuyorlar. İlk vuruşu Belçi - kat şahsi akınlarla Alman kalesine ? kalılar yaptı ve süratle Alman kalesine yorlar. Alman içleri çok güzel oynüf! indiler. Daha başlangıçla Almanlar sa - lar. Hahnemann Sehondan oldığı hayı yadırgıyorlar. Belçikalılar ateş gibi. | ustalıkla ağlara gönderdi, Almanya 1 Halk Almanlar âleyhinde bağırmak için Belçika 1. fırsat kolluyorlar. | Belçikalılar üç kişilik for hatları 1£ Belçikalılar ağır basıyorlar, Alman ks-' peşindeler, amma netice yok. Oyu lesi bomboş. Solaçık Buyle sıkı bir şüt çikalıların didinmeleri arasında döft çekti, Artık topun gol olması zaman me-| Almanların galibiyeti ile bitti. selesi, Herkes sevinç içerisinde Fakat! yiaçizn sonra Alman milli marş £ Sehmauss âdeta bir mucize çeklinde to « çikalıların yuhaları arasında çalın pu kafa ile uzaklaştırdı, Daha henüz |. Kb ir Schmausz rahat nefes âlamıadan Plaizeri | can Salacak Soy si zdı öyl k nediler. iş başında görüyoruz. Belçikalı İshem -| “eken İaveçli Ekle oldukça feni borgun sıkı bir plise şütünü burtarırken | Aman takımı galig gelmesine rağ âdeta parçalandı. Herkes hayret içinde, sei bi — Ç tatmin edici bir oyun çıkaramadı. Belçikalıların hâkimiyetini o seyrediyor. Belçikalılar Almanlara nazaran /Bu arada Belçikalılar bir çok fırsat kas), teknik, atletik oldukları halde içırdılar. Oyunun on beşinci dakikasından bir enerji ile oynadılar Belçikalı sonra, Almanlar yavaş yavaş hakimiyeti | Alman müdafaası için bir tehlike © elde etmeğe başladılar. Hücum hattında gi Schon Belçika müdafaasını karıştırdığı Mithat P gibi seyircileri hayrete düşürecek oyun gösteriyor. Buna rağmen Belçika hü » cumları Alman müdafaasını zorlamaktan : ; meki ie) Valinin reisliğinde Almanlar artık sahaya o alıştılar! 7Zoplandılar Sehonun ileri parısını Binder kaptı, kale! Spor klüplerile yakinen alâkaöıf ei ile karşı karşıya: Bir şüt, gol Seyir * mak maksadile Vali Lütfi Kırdar M/ cilerde ses yok dından yapılan teklif üzerine klüp Almanya: 1, Belçika: 0. rahhasları dün ikinci defa olarak * Beş dakika sonra Almanlar gene Bel -'mışlardır. çika kalesinde, Sehon bütün müdafaayı| Toplantıya, Galatasaray, Feni stlatarak kuvvetli bir şütle fkinci golü| Beşiktaş. Boğaziçispor, Davudpaşa, ” yaptı. Jerbeyi, Kasımpaşa, Süleymaniye, w Almanya: 2, Belçika: ©. kapı, Galata Gençler klübü mursbi” (Devam 15 inci sayfadöl Klüp murahhasları Belçikalılar âdeta azdılar, Bir Almanları gelmişlerdir. hafı Belçikanın en ty! oyuncusuna en - Ankara M. Gücü atlılarının yürüyüş” bağırıyor, uluyordu. Bir gözünü şaşr|kerleri taltme çıkarır. Amerikan zabıtası laştırarak' bu tuhaf mahlükleri sanki müdahale eylememiş olsaydı az kalsın top etüd ediyordı:. Neticede bunların şekil) bile alacaklandı. Şimdilik yerine silâh - lerinden hiç hoşlanmadığını pek aşikâr) ları mızraklardan ibarettir. Victor asker- olarak izhar eyliyordu. Bu aralık yen-İleri için şimdiye kadar 75,000 dolar sar- geçler köpeğin her tarafına tırmanı *İfeylemiştir İşi nereye kadar vardıracağı yorlar ve onu müthiş bir hayret va kur- herkes tarefimdan merek ile sorulmakta. ku içinde bırakıyorlardı. Na Uaktdarda , Baryerde saf), Kadıköründe (Büyük, Uçler), Bü- mi (Şinasi Rize), Heybelide (Ta- Ankara Muhafızgücü atkıları geçen Pa zar günü Gölbaşma bir yürüyüş lardır, Eltye yakın asanın iştirak ettiği bu yürüyüş çok faydalı olmuş, gü” Ml A A TE odan bir kısım atlılarımızı göst”