12 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

12 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i Kenan Pasa Zade Sarafim | Zavilı Anneciğim. & öm sersem ve perişan bir hal- tun, ye bindiğini çok iyi hatırlıyo- 1, > beni 6 kadar seven bu genç — dının, benden ayrılırken: Vi uma baban gibi olma.. sakın Yendi kara hiçkıra ağladığını da duyar gibi oluyorum. bir çocuk olmakla beraber, Pahiyeti dönen hâdiselerin mana ve Mecaz Dele tamamile idrak ve tahlil Yalaız, ii malik değildim. Fakat a San oğlu) denilen milyonlar Yonlarca aktörün, ( dünya ) pk ez büyük sahnede, karma ka- Md, (facial kornedi) oynadıkları: Me ze rini aldatmaktan derin Ve lezzet duyduklarına bir de- Zan Bine değil, bizzat (babam)dı. ir, wa ancak aldanan annem biliyor- rk e muhtelif tesirler altında benden gizliyordu. * m dan Ayrılmamın acısı ile, de- üründe, sini çekerek Serencebey yor ti karşı konağa avdet ttiğim zaman, kimse, eniştem oldu. miz dan henüz gelmiş olan enişte- nde #ra ra altın sırmalı Bey'eyi bi ve nişanlar, dudaklarında da Beni T tebessiim parlıyordu. — Rörmez; Beşe, çorba... Yöry p Sanma çağırdı. Yarısı Rumca, d; © Türkce olarak konuşmıya bâşla- yen gitti mi?, —e ii * Barar yok... Burada, ben var. ai, Pâtera... e — Aa var. O da senin mitera... > Macar yordu... Burada, beni oya Müzma çok cazib şeylerin bulun - İn Tağmen, annemle gitmediğim “ing enda kalbim derin bir nedamet Bu aç liyordu, mi 9 kadar büyük idi ki, yanı - teskin ablamın tatlı sözleri bile yi aka ai Ib bir adam olan paşa ig hayet elimden tutmus, beni N LL Bötürmüş. Oradaki çavuşlara ha çabuk, hi a, a van yalnız © Sonra da göstermişti. bana küçük bir (midilli) de rcak küçük bir berkeb * olan bu min! mini ata bin- me berrin öğleden sonra beni gezdirmek için bir etmisti. ay eleri ve küçücük çizmeler Beni #örenler, hakikaten sanıyorlardı. agi , Çarçabuk Türkeeyi öX- tney, e artık paşa eniştemle a m Işmiya başlamıştım. Ve Nr neticesinde, onunla da- arabayı hazırlayın. Çocu- akşama kadar dolaştırın... #Mİâşem, işten, 0 ağn er bir saray adamı idi. X akıl erdiremed S3 #af ve cahildi. Fakat, e tarafdan görünüyor, mektebe gönderiyor. handa akşamlar, ye- derhal yanına çağırarak: » Getir bakajım kitebinı. «idden alâka göste Paşa konağının h Saraydan henüz gelmiş olan eniştemin göğründe altın sırmalar vardı. ler gibi şahane bir ömür geçirerek bü- yüyordum. Çocukluk bu ya?. Bu muhteşem ha yat içinde, anneciğimi de unutmuştum. Onu, enderen hatırlıyordum. Konakta, herkesle iyi geçiniyordum. Göze batacak yaramazlıklar yapmadı- ğım için, gün geçtikçe ablamla enişte- min bir kat daha gözüne giriyordum. Ablam, ihtiyar kocasına hâkim bir vaziyette bulunuyor.. koca konakta, sa- yısı belli olmıyan İnsanlar © arasında, dilediği gibi saltanat sürüyordu. Eniştemin sarayda nöbetçi olduğu günler, arabasına biniyor. Mütemadi - yen Beyoğlunda geziyordu. Bu gezintiler esnasında, bazan beni de yanına alıyordu. Arabamız (Bon -| marşe) (1) nin alt kapısında duruyor, | bizi bekliyordu. Ablam, elimden tuta»! rak bu büyük mağazanın kapısından giriyor.. vitrinler arasından süratle ge- çiyor.. üstkapıdan Tünel caddesine çı- kıyor.. sağ tarafa dönüyor.. ikinci s0- kağın içindeki ilk binanın birinci katm- da bir terziye devam ediyordu. (Terzi) diyorom. Çünkü bana ablam, (1) Simdiki Kariman mağazı, Sözün kısası: Neten böyleyiz ? (Bastarafı 2 inci sayfada) Bunun imkânsızlığı değil midir ki, iş- trakiyonun nazarlarında en büyük zâfı teşkil etmektedir? Benim azmim var - dır.. hevesim vardır.. ve iktıdarım var - dır. Günde on altı saat çalışır ve bir kaç iş birden başarırım. Bay Mehmed buna muktedir olamıyor diye, o işleri benim elimden slmak, beni de onun gibi atale- te, yoksulluğa mahküm etmek doğru mus dur. hak mıdır? $ Varsın, çalışan vatandaş refaha kavuş- sun, zengin olsun! Onun refahı memle- ketin refahı, onun zengirliği yurdun zen- ginliğidir. Meşru kazanç ne kadar yük- sek olursa olsun, göze batmamalıdır. Yu- nanistandan ibret alalım, Orasını imar eden devletin bütçesi değil, sivrilen, zen- gin olan Yunanlıların teberrularıdır. 2 Gümrük Muhafaza genel komutanlığı İstanbul satınalma Komisyonundan : 1 — Gümrük muhafaza teşkilâtındaki Ford kamyonları için 33 kalem yedek par- çanım 28/1/939 Cumartesi günü saat 11 de açık eksiltmesi yapılacaktır. 2 — Tahmini tutarı 1500 lira ve ilk teminatı 113 liradır. 3 — Şartname ve listesi komisyondadır. Görülebilir. 4 — İsteklilerin gün ve saatinde ilk teminat makbuzları ve kanuni vesikalarile birlikte Galata eski ithalâl gümrüğündeki komisyona gelmeleri. Ben buraia, küçük bir odada abla- mı bekliyorum. O gelinceye kadar, ö- nüme koydukları pastaları, bonbonla- rı, çikolataları, yemişleri yiyordum. Ortadan kaybolan ablamın avdeti, bazan bir saatten fazla uzuyor. Rengi solgun ve yorulmuş bir halde geldiği zaman; — Hadi gidelim, Hayreddin.. hınzır terzi, elbisemin provasını hazırlama - mış, Onu bekledim. Seni de beklettim, Diyordu. Bu terzi hikâyesine ilk zamanlar al- danmıştım. Fakat artık yaşım on ikiyi bulduğu için. sonraları © âpartımanın, içime verdiği mechul ve şüpheli le, bu işde de bir (sır) olduğunu anla- mıştım. Ve nihayet bir gün kendi ken- dime: — Yarabbi!. Bu dünyada, ne kadar çok sır varmış... Her şey, gizli kapaklı geçiyor. Diye söylenmiye mecbur kalmıştım. Bir aralık ablama, bir sinir hastalığı gelmisti. Pasa eniştemin saraydan ge- tirdiği doktorların hiç biri, bu garib hastalığı tedavi edememisti. (Arkası var) ; ; | Yeni neşriyat | Deniz — Türk Ticaret kaptan ve makinlet. ler cemiyetinin bu meslek omecmuasının 43 ünefi sayın zengin bir münderecatla çıkmıştır. Belediyeler mecmuası — İkinciteşrin aa- yin intişar etmiştir. Çocuk — Çocuk Esirgeme Kurumunun çi- kardığı bu nefis çocuk mecmuasının 120 İnel sayısı çok dolgun münderecatla çıkmıştır. Oluş — Ankarada bü isimde yeni bir ede- biyat mecmuası intişara başlamıştır. Poliklinik — İkincikânun sayısı intişar et- miştir. İLAN Koraeli Asliye Fukuk Mahkemesinden: İzmitin Snadiye köyünden © kahveci Eyüb evinde misafirelen oturan İstanbulu Mus - tafa kım Hamdiye tarafından o köyden Bay- ram O. Ahmed alevhine Kocasile evlenerek ki sene kari koca olarak yaşamış ise de Sa- Uha adındaki çocuklarını sitı aylık bıraka - rak bir semti meçhule gitmiş ve on yaşın - daki çoruğle kendisini arayıp sormamış ve on senedenber! de nerede olduğu belli olmı- yan ve kendilerini aramıyan kocası müddel. aleyhten boşanması bakkında açılan dava - da: Dava olunan Abmedin ilünen - davetiye tehliğ edildiği halde mahkemeye gelmedi - ğlnden ilânen gıyap kararı tebliğine karar| verilmiş olmukiz 13/1/9389 Cuma günü saat 14 te mahkemeye gelmesi ve gelmediği tak- dirde muhakemesine gıyaben bakılacağı Ah- made gıvap kararı makamına okalm olmak üzere Hân olunur. 15/12/028/458 (224) Üniversite Rektörlüğünden : 'Tib Fakültesi I&borafuvarlarında çalışmak üzere lâborant namzedlerine ihti- yaç vardır. Asgari orta mekteb tahsili mek lâzımdır. İstiyenlerin Tib Fakültesi Dekanlığına müracaatları, görmek ve garb dillerinden birini bil İni olarak cereyan edecektir. Maksadı | Sata 13 Tayyare kaçakçılığı işi (Baştarafı 1 inci sayfada) rica ediyorum, (Hay hay sesleri). Hariciye Vekilimiz ve Adliye Veki * limiz şimdiye r bu iş hakkında te- beyyln eden cid. ve hakiki safhayı size resmi bir şekilde arzedeceklerdir. Gene sizin vasıtanızla vasıl olunan ha- | kiki ve resmi safhayı millete bildirmek niyetindeyiz. o Yakmda muhakemeye başlanacak ve tabiatile muhakeme ale- | mız milleti tenvirdir. Onun herhangi bir şekli bence makbuldür. Bundan sonra Adliye ve Hariciye Ve- killeri dün hülâsasını yaptığımız beya- | natta bulunmuşlardır. Bu beyanatı mü tenkib Başvekil tekrar kürsüye gelerek aşağıdaki sözlerile izahatına devam et- miştir: «Arkadaşlar, vak'anın hakiki şekli $- le sureti resmiye ve hakikiyede budün | delillere istinad ederek (o vasıl olduğu neticeyi Adliye ve Hariciye Vekili ar - kadaşlarım izah ettiler, Bunları tekrar | ediyorum, bugün ize geçen delil - ler üzerinde vas'İ olunmuş neticeler - dir. Yarın eğer elimize kat'i bir neti - ceye varabilecek bir delil geçerse, 0 -| nun üzerinde bizi yürümekten mene -| decek hiç bir kuvvet yoktur. Beynelmilel şebeke Memlekette bunun kök budak salmadı ğı, ancak bir kaç kimsenin hariçten ge | len cereyana, menfaat saikasile tâbi o larak bu fezahati işledikleri anlaşıl - maktadır. Bunun yuvası, beynelmilel bir büyük şebeke olmak üzere hariç - tedir. Adliye Vekilinin izahatını ve Cüm- huriyet müddelumumisini dinledim. Verilen malümattan anladığıma göre, adliyenin kanaati burada saklı olarak kullanlan mühürlerin hariçte imal e - dilerek memleketimize getirildiği mer- kerindedir. Bizim, hükümet cephesinden bu ve buna benzer büvük veya küçük bir iş teessilrümüzü mucib olur. Yalnız vazi- fe noktasından mücrimi yakalamak ve cezasını vermek en esaslı işimizdir. Bunun üzerinde yürüyoruz. Bunun ü - zerinde yürürken takdir * buyurursu » nuz ki, şu sahıs veya bu şahıs gibi bir tefrik yanmadan mücrimi cezalandır - mak azmimiz, gayet samimi ve kat'i - dir. Eğer heyeti umumiye şimdiye kadar hükümetin takib ettiği (tarzı hareketi tavzihe muhtaç veya vaptığımız işleri ikmal edebilecek bir tavsiyede bulun - mek imkânını ve arzusunu gösterirse onları da tabiatile dinlemeğe ve icra et meğe hazırız, (Bravo sesleri). Hepimiz uzun senelerdir millt haya- tın içindeyiz ve hayatımızm son devre sine yaklaşmış bulunuyoruz. En çok şe refimizi kollayacak bir andayız. Eğer herhanzi bir gafletle —bunun kasd! © labilmesi ihtimalini düşünmüyorum ve hatıra getirmiyorum. Böyle bir ihtimal tamamile gayrivariddir— fskat her - hangi bir gaflet salkasile şerefini teh - Wkeye düşürebilmek bilhassa bizim i - çin, hamakatin en büyüğüdür. Biz, eli- mize gelen vak'ayı kanunlarımızın bi: ze çizdiği hudud dairesinde halletme - ğe kendimizi muktedir görüyoruz. Ad- M cihazımız emniyetle ve normal şekil- de işliyor. Üm'd o ediyoruz ki, Fransa hükümeti bu mücrimi bize teslim et - mekte daha çok gecikmiyecektir. Masum olan insanların şerefi »ğilim, Bunlar her ve her zaman tashih neşriyat Ü İkleri nok ” ha büyük has - sasiyet göstereceklerini ümid ederim, Bir gazetede çıkan yazı Mesele yorum. «Vapur İs- tanbula rken yakalandığı takdirde bir çok esrarın ortaya çıkacağından kor kan ve e zaman mühim ve yüksek bir mevki işgal eden bir zat, İstanbula gele ğ'illimana getiren gemiye ya ak müstear bir nam ile hazırlattığı bir pasaportu Ekrem Kö» niğe vermiş ve Romanya tarikile Av « Tupaya gitmesini temin etmiştir» Gö rüyorsunuz, ler ne kadar kat'i dir, «Hazırladı» 1. «hazırlattığı» diyor, <Temin etm » diyor.. Romanya zabıtası EK ki pasaportun müs“ tear olduğunun farkına varmış ve fa - kat tavassut eden büyük nüfuzlua» damların #esirile kendisini serbest bı « rakmıştır.» İkinci fası rem Köniğin e Nazarı katimi celbeden diğer bir mesele: «Hâdiseye şimdi meb'usluk ya» pan birkaç kişinin de adları karışmak * zlar: çıplak ve mücerred ola « karti kimi karşısına ge“ tirmek istiyorsa getirir ve yüzünü gö- zünü boyar, bu nasriyatın o tesirinden kendisini kurtarabilecek hiç bir şahıs yoktur, Bu kadar kat'i ifadede bulunan şuur sahibi ve havrivet sahibi (o adamın çolf kuvu de e sahib olması lâzım « dır. Binaen Adliye Vekili arkadas şımla beraber Cümhuriyet mmüddelü « mumisini davet ederek bu yazıyi ya * zanların mütaleasıne müracaat edilme sini ve bir muhbir şeklinde isticvab € dilmes'ni kendilerinden istedim. Bunu yapacaklardır. (Alkışlar) Arkadaslar, hayatta (fezahat olaralf hiç bir şeyin gizli kalmıyacağına emin olabilirsiniz. Ittılamıza vasıl olan her suç ertesi in malınızdır. Hakimi sureti kat'iyede sizsiniz. Bu memleke * tin sulistimaller yüzünden çektiği n> mütenahi azanlar kâfidir. Hepimiz temiz kalmak ve temiz ka » lanların şerefini korumak mecburiye tindeyiz. (Alkışlar) Paylaşılamıyan çocuk (Boştarafı 1 inci sayfada) yavrucuğumu bana vermiyorlar. Kızım « dan uzak ve mahrum yaşıyorum. Filhakika müddetumumilikçe yapılar tahkikat ve mahkemede okunan iddia « namede kimsesizlik ve maddi zaruret « İerle en sevgili şeyinden, yavrusundan vazgeçmek mecburiyetinde bırakılan bu kadını, haklı çıkarıyordu: Davacı Fatma, filhakika çocuğunu çoğ küçük yaşta Kâzımla, karısı Ayşeye eve lâdlık gibi bırakmış; fakat, karı koca bir müddet sonra, çocuğa büsbütün tesahül etmek istemişlerdir. Bir nüfus memur « luğuna giderek, Nadideye yeni bir isime le, başka bir nüfus tezkeresi çıkartarak, çocuğu kendilerine maletmişlerdir. Müddeiumumilik, bütün bu noktaları deliller ve tahkikat evrakile tesbit et « tikten sonra, Kâzımı ve karısını nesebi | yok etmek ve sahtekârlık suçlarından as liye 1 ımci ceza mahkemesine vermiştir. Arkadaşlar, herhangi bir sujistimali büyük veya küçük herhangi bir yolsuz hığu ezmek bizim için kat'i bir esmstır. Bunun yanında ayni ehemmiyetle dik- kat edeceğimiz bir nokta daha vardır: Masum olan insanların şerefini spekü - etmeye meydan bırakmamak.. (Al - kışlar). Hükümet, bu iki ucu ayni hassasi - yetle gözetmek ve korumak mecburi - yetindedir. Kendisini bununla mükel - lef bilmektedir. Arkadaşlarımızm sözlerinden anlıyo- rum. Bazı matbuatımızın bilhassa bu mesele üzerindeki neşriyatı nazarı dik- katlerini çelbetmiştir. Bu, benim de na zarımdan kaçmadı. Size şimdi #ki fıkra okuyacağım ve bu fıkrayı okumazdan evvel ilâve edeyim ki, tayyarelerin İs- (256) tanbula gelmiş veya gelmemiş olması Suçlu karı koca ise, mahkemede yapın lan sorgularında: — Davacının iddiası, doğru da olsa, m& demki biz bu çocuğu büyüttük, besledi, Nadide, bizim olmalıdır, onu veremeyin demişlerdir. i Müddeiumumi Orhan Köni, hâdisenin tenevvürü için şahidlerin celbini istemişj mahkeme bu talebi tahtı karara alarak muhakemeyi talik etmiştir. Fındık rekoltesi tamamen satıldı 938 yılı rekoltesi fındık mahsulü he» men hemen tamamen satılmıştır. P; » yasada pek nz mikdarda stok mal kal « mıştar, , Yerli fındık alıcıları Fransa, İngilte re ve Amerikaya iyi fiatlarla fındık ilp İva buna benzer imalı veyahud yanlış | racatı yapmaktadırlar 2m neşri Wi İRİNE fi Eg e

Bu sayıdan diğer sayfalar: