Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Wi ei eT | ."1 Posta) nn beri SEn de “Beni tüntme 'hlıe Çok w ın%:n * M l“ dlsı ! — m_m:o Z ÇAM ncağin., e'“in, sersem ve perişan bir hal- "ııı_ Ura bindiğini çok iyi hatırlıyo- Ve 3“261 ::ll o kadar seven bu genç Di Ydi Kaft hiçkra oğladığını da ,.gk zeki gibi oluyorum. bir çocuk olmakla beraber, dönen hâdiselerin mana ve K kudrete malik değildim. Fakat oğlu) denilen milyonlar- deni,, Hilyonlarca aktörün, ( dünya ) | ıîn—" büyük sahnede, karma ka- (faci.ıı komedi) oynadıkları- 2evk ve ini aldatmaktan derin lıgç" lezzet duyduklarına bir de- Mh:" akıl erdirmiştim. Sk aop » 8Öz yaşları ve hıçkırıkları, bu n“mbîr surette ifade ediyordu ki; 'lhqa sSaf kadın, aldanmıştı. alda- B.h_ğ':hlncı ıı'egu bizzat (babam)dı. Cîl.hunu“ âncak aldanan annem biliyor- © da, muhtelif tesirler altında hul'ıı benden gizliyordu, bi dt md'“ lynlmımın acısı ile, de- Uml çekerek Serencebey yo- kw konağa avdet ttiğim zaman, ğim kimse, eniştem oldu. 'Nn henüz gelmiş olan enişte- m sıra «altın sırmalı "" nişanlar, dudaklarında da t!!bessüm parlıyordu. S m::;ır görmez; hhq Yanına gığu-dı Yarısı Rumca, & M olarak konuşmıya başla- .:_Şıu: gitti mi?, gitti... Ha Te "'!n, KA * Zarar yok... Burada, ben var.. Pltm e Ahh Var. O da senin mitera.. vöicore î ı'hçhh bir ğ:;du Burada, beni oya- '“ıqn' cazib şeylerin bulun - İin A” Tağmen, anmemle gitmediğim 'qu anda kalbim derin bir nedamet Bu Ce Yondu ü seı.: kadar büyük idi ki, yanı - ıt"ldn ablamın tatlı sözleri bile ka İbli bir adam olan paşa Nihayet elimden tutmuş, beni h ş % Üş. Oradaki çavuşlara hîdî;'î— ırıbııyı hazırlayın. Çocu- Sih akşama kadar dolaştırın... Tnatın, d’ğîl , kıîbinin iyiliğini yalnız o Somı da göstermişsti. Rün, bana kücük bir (midilli) Ancak küçük bir berkeb 013!1 bu mini mini ata bin- ek heı'gnn ööleden sonra “Wq h d" gezdtrmek için bir "leri ve kücücük çizmeler A,_p""“ a) mrıgüıyudmîfdı hakikaten ;:g*ıhğım % Çarçabuk Türkceyi öğ- artık paşa eniştemle “Myı başlamıştım. Ve anlaşm Saalar hetleaıinde onunla da- ba.ım bir saray adamı İdi. EnÜz akıl erdiremediğim bir » Padişahın emniyet ve 'ıi ve cahildi. Fakat, ftarafdar görünüyor, Mektebe gönderiyor.. d’nğu akşamlar, ye- Thal yanına çağırarak: Getir bakalım kitabını. h ıîddetı. W““ KŞ S Dı ’h.uıı.__ dddm alâka göste- » aylar ve hattâ se- Yordu Vaziyetimden Undum, Küçük prens- lana Beçci Geı—.e. pşin Paşa konağının hakımesı f eei - d F BON POSTA Saraydan henüz gelmiş olan eniştemin göğsünde altın sırmalar vardı. ler gibi şahane bir ömür geçirerek bü- yüyordum. Çocukluk bu ya?. Bu muhteşem ha- | rı, çikolataları, yemişleri yiyordum, yat içinde, anneciğimi de unutmuştum. Onu, enderen hatırlıyardum. Konakta, herkesle iyi geçiniyordum. Göze batacak yaramazlıklar yapmadı- ğım için, gün geçtikçe ablamla enişte- min bir kat daha gözüne giriyordum. Ablam, ihtiyar kocasına hâkim bir vaziyette bulunuyor.. koca konakta, sa- yısı belli olmıyan insanlar — arasında, dilediği gibi saltanat sürüyordu. Eniştemin saravda nöbetçi olduğu günler, arabasına biniyor. Mütemadi - yen Beyoğlunda geziyordu. Bu gezintiler esnasında, bazan beni de yanına alıyordu. Arabamız (Ban - marşe) (İ) nin alt kapısında duruyor, bizi bekliyordu. Ablam, elimden tuta- rak bu büyük mağazanın kapısından giriyor.. vitrinler arasından süratle ge- çiyor.. üstkapıdan Tünel caddesine çı- kıyor.. sağ tarafa dönüyor.. ikinci so- kağın içindeki ilk binanın birinci katın- da bir terziye devam ediyordu. (Terzi) diyoram, Çünkü bana ablam, | böyle söylüyordu. (D Simdiki Karlman mafazı. Sözün kısası: Neden böyleyiz ? (Baştarafı 2 inci sayfada) Bunun imkânsızlığı değil midir ki, iş- tirakiyonun nazarlarında en büyük zâfı teşkil etmektedir? Benim azmim var - dır.. hevesim vardır.. ve iktıdarım var - dır. Günde on altı saat çalışır ve bir kaç iş birden başarırım. Bay Mehmed buna muktedir olamıyor diye, o işleri benim elimden almak, beni de onun gibi atale- te, yoksulluğa mahküm etmek doğru mu- dur.. hak mıdır? Varsın, çalışan vatandaş refaha kavuş- sun, zengin olsun! Önun refahı memle- ketin refahı, onun zenği_nliği yurdun zen- ginliğidir. Meşru kazanğ ne kadar yük- sek olursa olsun, göze batmamalıdır. Yu- nanistandan ibret alalım. Orasını imar eden devletin bütçesi değil, sivrilen, zen- gin olan Yunanlıların teberrularıdır. fr TTW —e e Ben burada, küçük bir odada abla- mı bekliyorum. O gelinceye kadar, ö- nüme koydukları pastaları, bonbonla- Ortadan kaybolan ablamın avdeti, bazan bir saatten fazla uzuyor. Rengi solgun ve yorulmuş bir halde geldiği zaman; j — Hadi gidelim, Hayreddin.. hınzır terzi, elbisemin provasını hazırlama - miış. Onu bekledim. Seni de beklettim. Diyordu. Bu terzi hikâyesine ilk zamanlar al- danmıştım. Fakat artık yaşım on ikiyi bulduğu için, sonraları © âpartımanın, içime verdiği mechul ve şüpheli hisler- le, bu işde de bir (sır) olduğunu anla- mıştım. Ve nihayet bir gün kendi ken- dime:! — Yarabbi!. Bu dünyada, ne kadar çok sır varmış... Her şey, gizli kapaklı geçiyor. Diye söylenmiye mecbur kalmıştım. Bir aralık ablama, bir sinir hastalığı gelmisti. Pasa eniştemin saraydan ge- tirdiği doktorların hiç biri, bu garib "'|hastalığı tedavi edememisti. (Arkası var) & * l Yeni neşriyat ı Deniz — Türk Ticaret kaâptan ve makinist- ler cemiyetinin. bu meslek mecmuasmın 43 ünefi sayısı zengin bir münderecatla çıkmıştır. Belediyeler mecmuası — İkinciteşrin sa- yısı intişar etmiştir. Çocuk — Çocuk Esirgeme Kurumunun çı- kardığı bu nefis çocuk mecmuasınin 120 İnci sayısı çok dolgun münderecatla çıkmıştır. Oluş — Ankarada bu isimde yeni bir ede- biyat mecmuası İntişara başlamıştır. Poliklinik — İkincikânun sayısı İntişar et- miştir. İLÂN Kocaeli Asliye Hukuk Mıhkomeılndm İzmitin Suadiye köyünden — kahveci Eyüb evinde misalirelen oturan İstanbullu Mus - tafa kızı Hamdiye tarafından o köyden Bay- ram O. Ahmed aleyhine koöcaslle evlenerek İki sene kari koca olarak yaşamış ise de Sa- Hha adındaki çocuklarını altı aylık bıraka - rak bir semti meçhule gitmiş ve on yaşın - daki çocuğile kendisini arayıp sormamış ve on senedenberi de nerede olduğu belli olmi- yan ve kendilerini aramıyan kocası müddel- aleyhten boşanması bakkında açılan dava - da: Dava olunan Ahmedin ilânen - davetiye tabliğ edildiği halde mahkemeye gelmedi - ğinden ilânen gıyap kararı tebliğine karar verilmiş olmakla 13/1/989 Cuma günü saat 14 te mahkemeye gelmesi ve gelmediği tak- dirde muhakemesine gıyaben bakılacağı Ah- Gümrük Muhafaza genel komutanlığı İstanbul mede gıyap karari makamına kalm olmak üzere ilân olunur. 15/12/938 /458 satınalma Komısyonu_ndan : 1 — Gümrük muhafaza teşkilâtındaki Ford kamyonları için 33 kalem yedek par- çanın 28/1/939 Cumartesi günü saat 11 de açık eksiltmesi yapılacaktır. 2 — Tahmini tutarı 1500 lira ve ilk teminatı 113 liradır. 3 — Şartname ve listesi komisyondadir. Görülebilir. 4 — İsteklilerin gün ve saatinde ilk teminat makbuzları ve kanuni vesikalarile birlikte Galata eski ithalât gümrüğündeki komisyona gelmeleri. (224) Üniversite Rektörlüğünden : Tıb Fakültesi lâboratuvarlarında çalışmak üzere lâborant namzedlerine ihti- yacç vardır. Âsgari orta mekteb tahsili mek lâzımdır. İstiyenlerin Tıb Fakültesi Dekanlığına müracaatlari. görmek ve garb dillerinden birini bil- Tayyare ka işi e— Ha İA Sıyfı 1 (Baştarafı 1 inci sayfada) rica ediyorum, (Hay hay sesleri). Hariciye Vekilimiz ve Adliye Veki - limiz şimdiye kadar bu iş hakkında te- beyyün eden ciddft — ve hakiki safhayı size resmi bir şekilde arzedeceklerdir. Gene sizin vasıtanızla vasıl olunan ha- kikf ve resmi safhayı millete bildirmek niyetindeyiz. Yakında muhakemeye başlanacak ve tabiatile muhakeme ale- ni olarak cereyan edecektir. Maksadı- mız milleti tenvirdir. Onun herhangi bir şekli bence makbuldür. Bundan sonra Adliye ve Hariciye Ve- killeri dün hülâsasını yaptığımız beya- natta bulunmuşlardır. Bu beyanatı mü teakib Başvekil tekrar kürsüye gelerek aşağıdaki sözlerile izahatına devam et- miştir: «Arkadaşlar, vak'anın hakik? şekli i- le sureti resmiye ve hakikiyede bugün delillere istinad ederek — vasıl olduğu İneticeyi Adliye ve Hariciye Vekili ar - kadaşlarım izah ettiler. Bunları tekrar ediyorum, bugün elimize geçen delil - ler üzerinde vas:| olunmuş neticeler - dir. Yarın eğer elimize kat'i bir neti - ceye varabilecek bir delil geçerse, o - nun üzerinde bizi yürümekten mene - decek hiç bir kuvvet yoktur. Beynelmilel şebeke Memlekette bunun kök budak salmadı ğı, ancak bir kaç kimsenin hariçten ge len cereyana, menfaat saikasile tâbi ©- larak bu fezahati işledikleri anlaşıl - maktadır. Bunun yuvası, beynelmilel bir büyük şebeke olmak üzere hariç - tedir. | Adliye Vekilinin izahatını ve Cüm- huriyet müddeiumumisini — dinledim. Werilen malümattan anladığıma göre, adliyenin kanaati burada saklı olarak kullanlıan mühürlerin hariçte imal e - dilerek memleketimize getirildiği mer- kezindedir. Bizim, hükümet cephesinden bu ve buna benzer hüvük veya küçük bir iş teessürümüzü mucib olur. Yalnız vazi- fe noktasından mücrimi yakalamak ve cezasını vermek — en esaslı işimizdir. Bunun üzerinde yürüyoruz. Bunun ü - zerinde yürürken takdir * buyurursu - nuz ki, şu şahıs veya bu şahıs gibi bir tefrik yapmadan mücrimi cezalandır - mak azmimiz, gayet samimi ve kat'i - dir. Eğer heveti umumiye şimdiye kadar hükümetin takib ettiği — tarzı hareketi tavzihe muhtaç veya yaptığımız işleri ikmal edebilecek bir tavsiyede bulun - mak imkânını ve arzusunu gösterirse onları da tabiatile dinlemeğe ve icra et meğe hazırız. (Bravo sesleri). Hepimiz uzun senelerdir millt haya- tın içindeyiz ve hayatımızın son devre sine yaklaşmış bulunuyoruz. En çok şe refimizi kollayacak bir andayız. Eğer herhangi bir gafletle —bunun kasdi ©- labilmesi ihtimalini düşünmüyorum ve hatıra getirmiyorum. Böyle bir ihtimal tamamile gayrivariddir— fakat her - hangi bir gaflet saikasile şerefini teh - Hkeye düşürebilmek bilhassa bizim i - çin, hamakatin en büyüğüdür. Biz, eli- mize gelen vak'ayı kanunlarımızın bi- ze çizdiği hudud dairesinde halletme - Be kendimizi muktedir görüyoruz. ÂAd- N cihazımız emniyetle ve normal şekil- de işliyor. Ümid — ediyoruz ki, Fransa hükümeti bu müerimi bize teslim et - mekte daha çok gecikmiyecektir. Masum olan insanların şerefi Arkadaşlar, herhangi bir sulistimali büyük veya küçük herhangi bir yolsuz luğu ezmek bizim için kat't bir esastır. Bunun yanında ayni ehemmiyetle dik- kat edeceğimiz bir nokta daha vardır: Masum olan insanların şerefini speküi - le etmeye meydan bırakmamak.. (Al - kışlar). Hükümet, bu iki ucu avni hassasi - yetle gözetmek ve korumak mecburi - yetindedir. Kendisini bununla mükel - lef bilmektedir. Arkadaşlarımızm sözlerinden anlıyo- rum. Bazı matbuatımızın bilhassa bu mesele üzerindeki neşriyatı nazarı dik- katlerini celbetmiştir. Bu, benim de na zarımdan kaçmadı. Size şimdi iki fıkra okuyacağım ve bu fıkrayı okumazdan evvel ilâve edeyim ki, tayyarelerin İs- tanbula gelmiş veya, gelmemiş olması (256) — 4 ve buna benzer imalı veyahud yanlış neşriyat üzerinde değilim. Bunlar her zaman yapılabilir ve her zaman tashih holunabilir âdi işlerdir. Fakat şahıslara aid olan meselelerde kalem sahibleri - iİmizin ötedenheri dikkat ettikleri nok « talara bundan sonra daha büyük has « sasiyet göstereceklerini ümid ederim, Bir gazetede çıkan yazı Mesele şudur: Okuyorum. «Vapur İs- tanbula gelirken yakalandığı takdirde bir çok esrarır ortaya çıkacağından kor kan ve ao zaman mühim ve yüksek bir mevki işgal eden bir zat, İstanbula gel- miş ve Ekrem Köniğ'i limana getiren gemiye yaklaşarak müstear bir nam ile hazırlattığı bir pasaportu Ekrem Kö « niğe vermiş ve Romanya tarikile Av « rupaya gitmesini temin etmiştir.» Gö- rüyorsunuz, ibareler ne kadar kat'i dir. «Hazırladı» değil, «hazırlattığı» diyor. «Temin etmiştir» diyor.. İkinci fasıl: «Romanya zabıtası Ek- — rem Köniğin elindeki pasaportun müs- | tear olduğunun farkına varmış ve fa - | kat tavassut eden büyük nüfuzlu a « damların tesirile kendisini serbest bı « rakmıştır.» Nazarı dikkatimi celbeden diğer bir mesele: «Hâdiseye şimdi meb'usluk yar pan birkaç kişinin de adları karışmak « tadır.» Bu yazıları çıplak ve mücerred ola « rak okuyan her karii kimi karşısına ge« tirmek istiyorsa getirir ve yüzünü gö- zünü boyar, bu nesriyatın — tesirinden kendisini kurtarabilecek hiç bir şahıs# yoktur. Bu kadar kat"i ifadede bulunan şuur sahibi ve havsivet sahibi — adamın çolt kuvvetli delillere sahib olması lâzım « dır. Binaenaleyh Adliye Vekili arkada« şımla beraber Cümhuriyet müddeiu « mumisini davet ederek bu yazıyı ya « zanların mütaleasına müracaat edilme« sini ve bir muhbir şeklinde isticvab e-« dilmesini kendilerinden istedim. Bunu yapacaklardır. (Alkışlar) - Arkadaşlar, hayatta — fezahat olarali hiç bir şeyin gizli kalmıyacağına emin olabilirsiniz. Ittılamıza vasıl olan her süç ertesi gün sizin malınızdır. Hakim sureti kat'iyede sizsiniz. Bu memleke « tin suiistimaller yüzünden çektiği nas mütenahi azablar kâfidir. Hepimiz temiz kalmak ve temiz ka » lanların şerefini korumak mecburiye * tindeyiz. (Alkışlar). Paylaşılamıyan çocuk (Baştarafı 1 inci sayfada) yavrucuğumu bana vermiyorlar. Kızım « dan uzak ve mahrum yaşıyorum. Filhakika müddeiumumilikçe yapıları —— tahkikat ve mahkemede okunan iddia « — namede kimsesizlik ve maddi zarüret « lerle en sevgili şeyinden, yavrusundan vazgeçmek mecburiyetinde bırakılan bu kadını, haklı çıkarıyordu: Davacı Fatma, filhakika çocuğunu çol küçük yaşta Kâzımla, karısı Ayşeye ev« lâdlık gibi bırakmış; fakat, karı koca bip müddet sonra, çocuğa büsbütün tesahüli etmek istemişlerdir. Bir nüfus memur « luğuna giderek, Nadideye yeni bir isim« le, başka bir nüfus tezkeresi çıkartarali; çocuğu kendilerine maletmişlerdir. ; * Müddeiumumilik, bütün bu noktaları — deliller ve tahkikat evrakile tesbit et « — tikten sonra, Kâzımı ve karısını nesebi ——— yok etmek ve sahtekârlık suçlarından ase —— liye 1 inci ceza mahkemesine vermiştir. — — Suçlu karı koca ise, mahkemede yapıa Bo | lan songularında: YZ — Davacının iddiası, doğru da olsa, ma — demki biz bu çocuğu büyüttük, besledik. — Nadide, bizim olmalıdır, onu veremıyi*— Gd demişlerdir. TÜ Müddeiumumi Orhan Köni, hâdisenin — tenevvürü için şahidlerin celbini istemişş — mahkeme bu talebi tahtı karara ılu'ahı muhakemeyi talik etmiştir. Fındık rekoltesi tamamen satıldı — 938 yılı rekoltesi fındık mahsulü hes men hemen tamamen satılmıştır. Pi » yasada pek az mikdarda stok mal kalr Yerli fındık alıcıları Fransa, İngn'hıı . re ve Amerikaya ivi fiatlarla fındık ihı BU ş el İi & e Mi Ce Fi d ll k rü - LN ğ b racatı yapmaktadırlar.