Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
İğfahbl esnafı dün - Valiye derd yandılar kırş (Baştarafı 1 inci sayfada) Bunu müstakbel konservatuvar bi - % Yyeri kadar merak eder, dururum. Dün Lütfi Kırdar, esnaf cemiyetleri Manesinde tetkikat yapacak, bilâhare Eğm derdlerini dinliyecekmiş! dediler. fırsat bildim. ,î:bahleyin vali, evvelâ makamı vilâ - ü Nşemî. Kapıdan içeri vali olarak gir- Taz sonra Parti başkanı Lütfi Kır - Pwoh“k çıktı. Buradan Partiye gitti. Va işlerini gördü, binayı be- 'Ye reisi Lütfi Kırdar olarak terketti. Bi y Esnaf hastanesinde haşi tlediye reisi Lütfi Kırdara esnaf haftıy sinin kapısında yetiştik. Fakat tu- e hastanenin idare heyetinden bir biz Sanki belediye reisi, oraya hüsusi %??“atetâ davetli imiş gibi, yüzümüze Bön bakarak gazetecinin burada ne ku;îîleeeğîni sordu. Her halde Lütfi | Bazetecilere gösterdiği müsaa - t:?"ü bu garib vatandaşa kâfi bir ce- Olmuştur. —îı:îf hastanesi açılalı pek kısa bir h"ıln oldu. Yirmi dört yataklı sekiz dok- %müfeşekkil bir kadrosu olan bu tuğ İ sıhhat yuvası İstanbulda mev- mbatün küçük esnafın ihtiyacına ce - ti çalışmaktadır. Küçük cüs - feşeh h"Sıl.lı'acağı iş değil amma, bu ufak Beıhüs gittikçe boy atmaktadır. İin, €diye reisi, htimal doktor olduğu & .x':mânn temasa, hastanesinde başla- Mdı kendisini esnaf teşekkülleri Yat y Silleri, Ticaret odasından bazı ze- Ve hastanenin başhekimi doktor Hik- ı.hl_**hdağ karşıladılar. Doktor belediye % eyi derin bir dikkatle gözden h.m * Sonra başhekimlik odasında bir Olaş _;dmn gibi değil, bir realite adamı ."u'lîîaçm bahis açtı. Onu;ınî ; , idare heyetinin hay İ am“ kWa ııı%mü, 60 bin esnaf için azdır. Po - h.%k mesaisini de beslemek lâzımdır; n'—t:çin de bittabi para lâzımdır. Tüya nenin geniş bir bahçesi var. Bu- Pekâlâ bir pavyon yapılabilir. Be - ı.l--_’* Teisi, eski vazifesi oları başdoktor- üyordu. Önündeki kâğıdda Ta- At adedini çoğaltmak, masrafı fay- Gktiş Maküsen mütenasib olarak düşüre- Bette ” Belediye böyle bir teşebbüste el- din , 0 Binaya kira veriliyor, burası - ı“"ı“bi olmak esnaf cemiyetlerinin şe- Nı_,tuzmdmdır. Binaenaleyh süratle k. .%e Mülkiyeti esnaf cemiyetlerine Esnaf cemiyetinde ı.îf“i Kırdar, hastanedeki tetkiklerini huı:;:ten sonra yanında gene esnaf ce - Kat Tinin mümessilleri olduğu halde Vağı temiyetleri binasına geçti. Burada ıghî:&n şehrin her çeşid esnaf te - N göy Tine mensub delegeler derdleri- idi Tekte İlk <». , Garsanların derdleri & çç ZS garsonlar cemiyeti delegesi ab- , BW söyledi: 'zim mektebimiz var, buradan çı - lııîâ“ garsonlarla, mekteb, medrese biş alaylı garsonlar arasında hiç M Bözetilmiyor. '%ı.,m“ h ban tereih edilmesini istiyoruz. Son- km, * Patronlar garsonların yüzde hak- w L&Ğ.?“ etmiyorlar. BT ıx"d&mektehînıeçekildeçı- kt% Soruyor, muhtelif Avrupa seya - de garson yetiştirilmesine aid e- Bu / Malümatı söylüyor. w bir çok mesleklerin, meselâ fih, “in filân da mektebleri bulun - hd latılıyor. Belediye reisinin fikri '%. Bütün mektebleri bir çatı ve bir “tnda toplamak. Mığîm dökmeciler S ğ:""ı valimiz, sıhhate muzırdır di- & Nü dükkânlarımızı kapadı. Fa - B%:h bir yer göıtermedi de » ı'*âş_ Teisi Lütfi Kırdarı, vali Lütfi î—h:n?et Enteresan bir vaziyet. ; N;îıi konuşuyor: €evvelâ bu esnafa ver güz- LiTE Pa İ çıktı. Hastane ufaktır. Yirmi | için belediye reisini bekle -| z | sonra mektebden çıkan gar -| termeli, ondan sonra dükkânlarını kapa- malıdır. Maalesef bu dükkânları istedi - ğimiz şeraitte biz |yaptıramayız. Buna içinde bulunduğumuz şeraitte imakân yok. Fakat yer gösterilebilimdi. Lütfi Kırdar bu şikâyeti de defterine kaydediyar. 'Perzilerin derdleri Sıra terzilerde. Aldı sözü- terziler de- legesi bakalım ne söyledi: — Efendim, belediye terzilerin mali iş- lerini bizden sorar. Bunları biz tetkike kalkarız. Fakat bakarız ki, hiç biri ce - |miyete kayıdlı değildir. Biz bütün esnaf gibi terzilerin de cemiyete kayıdlı olma- sını istiyor ve sıhhi muayenenin terzilere de teşmilini arzu ediyoruz. Meselâ işçi kızlar, çocuklar içerisinde müteverrim ve türlü hastalıklara musab olanlar vardır. Bunlardan bir kısmını patronlar ucuz oL- sun diye izbelerde, han köşelerinde Ça - lıştırıyorlar. Buraları sıhhf vaziyet iti - barile uygun değildir. Bu hasta ellerden çıkan çamaşırları, elbiseleri giyenler has- talığı çamaşır, elbise şeklinde sırtlarina almış oluyorlar. Derken bue temenniye, mukavva şeker kutusu imal edenlerin de sıhhi muaye - neye tâbi olmaları arzusu karıştı. Biraz sonra kese kâğıdı yapanları da sıhhi mua- yeneye tâbi tutmalı denildi. — 60 bin esnaf varmış İstanbulda.. 30 bi- ni cemiyete dahil değil! Mesele bu 30 bi- ni de diğer 30 binin yanına çekmekte.. Belediye reisi: — Yeni talimatname yapılacak ya, bu- na koyarız! diyor. Sütcülerin derdleri - Şimdi sıra sütçüler cemiyeti reisi Hâ- midde. Bu ezeli ve ebedi derd hakkında bakınız sütçüler cemiyeti reisi ne diyor: — Süt derdi esrarengiz bir şeydir. Bir saat, beş saat söylesem bitmez. Seneler- denberi ayni hal devam ediyor, bu hu - susta şimdi sizi rahatsız etmek istemem. Mesele çok incedir, ayrıca arzedeceğiz. Belediye reisi sordu: — İstanbul günde kaç kilo süt sarfedi- yor?.. — Otuz, otuz beş bin arasında.. Sizin Aanlıyacağınız 800,000 nüfuslu memlekette otuz bin kilo.. Yani adam ba- şına birer yudum düşmüyor. Belediye reisi sütlerin fena şerait için- de sağıldığı ve dağıtıldığı fikrindedir. Bu- nun için de büyük bir teşkilâta lüzum görmektedir. Sucuların derdleri Söz sucular cemiyeti reisi İzzette. Bay İzzet hakikafen enteresan şeyler söylü - yor. Taşdelen suyu diye içtiğimiz sula - rın, kat'iyyen Taşdelen olmadığını, Ha- miliye suyu yerine terkos dolduruldu - Bunu iddia ediyor, belediyenin memba | başlarında daha sıkı bir kontrol ameli - yesi yapılması lüzumunu ileri sürüyor. Sonra membadan çıkan su mikdarile sarfolunan mikdar arasında çıkan aley- 'hine bir fazlalık var. Şu halde bu fazla - lık iyi sulara terkos karıştırmak suretile meydana geliyor. ; Gene sucular cemiyeti reisine göre iyi su fiatları ihtikâr derecesinde pahalıdır. Belediye reisi soruyor: — Ne yapalım ki, Hamidiye suyunu, terkoslaşmadan içebilelim. Buna verilen cevablar mukni değil! * — Suları saka taşıyor. Saka iki tene - kesinin adamıdır. Çeşme başlarında e - saslı tedbir almak lâzımdır. Lütfi Kırdar: — İçme suları inzibat altına almacak, Sıhhat müdürlüğüne emir verdim. Bu iş- le daha ciddi meşgul olunacaktır, diyor. Su meselesi hamamcılar cemiyeti reisi- nin de derdlerini kabarttı. Heyecanlı bir sesle: — Bayım, dedi, İstanbul hamamcıları su meselesinden dehşetli sıkıntıdadırlar. Lütfi Kırdar cevab verdi: ; — Hamam sularının ucuzlatılması için emir verdim: — Evet amma belediye (kırk çeşme hu- kukundan ferağat) şartile bize bu ucuz- luğu veriyor. Mevcud kırk hamamın an- cak beşi sahibi tarafından idare edilir. Geri kalanları kiracıdırlar. Müstecirler bu haktan ferağat edemezler ki. Sonra malümu ihsanınız yirmi aydır su kesil- di. Terkosun metre mikâbı 15 kuruşa malolmaktadır. Bazı yerlerde kırkçeşme suyu kesilmiş değildir. Biz bu suyu 40-50 dereceye kadar kaynatıyoruz. Terkos işi Ekmek fiatlan_m' : ucuzlatmak için (Baştarafı 1 inci sayfada) Ucuzluk etrafında Cümhuriyet Halk Partisi İstanbul vilâyet şubesi de tetkik- ler yapmaktadır. Vilâyet idare heyeti â- zasından İbrahim Kemal, Galib Bahti - yar. Ekmek, et, süt vesair gıda mıd.de - leri üzerinde meşgul olacaklar ve tetkik- lerini bir rapor halinde valiye verecek - lerdir. Ekonomi istişare heyeti ekmek #tatla- rını indirmek için ısrar etmektedir. Fı - rındılar, heyetin bu yoldaki teklifine ti- raz etmişler, fiatlar indirildiği takdirde tablakâr ve bakkallara ekmek vermiye- ceklerini ileri sürmüşlerdir. Tablakâr ve bakkallar ekmek satama - dıkları takdirde halk, fırmlara hücum edecek, bu yüzden şehirde ekmek buhra- nı başlıyacaktır. Bu noktayı ehemmiyet- le gözönünde tutan İstanbul emniyet mü- dürlüğü ekonomi istişare heyetinin na - zarı dikkatini celbetmiştir. Ekmek fiatlarını ucuzlatmak için buğ- dayı Ziraat Bankasından daha ucuz fiata almak kabil olamıyacaktır. Belediye bun- dan on beş sene evvel meydana getiri- miş olan nark esasını değiştirmeğe karar vermiştir. Bu sütunlarda İstanbulda ek- mek fiatlarının ne şekilde ucuzlatılması imkânları mevcud olduğunu tetkik eder- ken nark esasına da temas etmiş, bele - diye fiatları ucuzlatmak istiyorsa nark esaslarını ve çeşniyi tetkik etsin, demiş- tik. Neşriyatımız belediye reisliği tara - fından nazarı itibara alınmış, tecrübe mahiyetinde fırınlardan birinde yeni e - saslara göre ekmek çıkarılması kabul olunmuştur. Cuma günü fırınlardan bi - rinde belediye ekonomi istişare heyeti - nin huzurunda ikinci nevi ekmek çıkarı- lacaktır. Tecrübe müsbet netice verdiği takdirde bu esaslar fırıncılardan İstene- rek ekmek fiatları ucuzlatılacaktır. Çeklere aid Bren sîlah—fabrika- sını İngilizler satın aldılar (Baştarafı 1 inci sayfada) Fabrikanın hisse senedleri Pragda bu- lunan bir İngiliz bankası tarafından sa- tın alınmıştır. «Bren» silâhları, İngiliz — ordusunun kullandığı silâhlardır. Skoda fabrikasının Fransaya aid olup evvelce satılmış his - selerini gene bir İngiliz grupu satın al - mıştır. tamamen hallolunnunduya kadar bize bu suyu kullanmak müsaadesini verin! Belediye reisi — Sıhhiye Vekâleti mü- saade etmiyor! Elli dereceye su kaynıyor amma ,mü - barek sudaki mikroblar seksen dereceye (kadar yaşıyorlarmış. Onları öldüreceğiz diye suyu 80 dereceye çıkarıp müşteri - leri haşlıyamazlar ya!.. Belediye reisi diyar ki: — Herkese bol ve ucuz su vermek ga- yemdir. Bir çok yerlerde su yoktur, te - min edeceğiz; suyun evaafı iyi değildir. düzelteceğiz. Yalnız su işini düzeltmek & milyon lira istiyor. Yalnız ucuzluğa de - ğil, iyiliğe doğru da gidelim. —— «Manavlardan kimse yok mu?..» Lütfi Kırdar karşısındaki kalabalık içinde birini arıyor: ' — Manavlardan kimse yok mu?.. Ma - nav dükkânlarında satılan şeylerin fiat- larını çok fazla buluyorum. Acaba bunlar için bir manavlar çarşısı kürmak müm - kün değil midir? Derken söz dönüp dolaşıp klâsik şikâ- yetimiz, yolda karar kılıyor, Lütfi Kır - dar: — Yol mu, diye gülümsüyor. En büyük derd, Üzerinde durduğumuz yegâne me- sele.. kaymakamlara emir verdim. Ga - zete sütunlarında yol için çıkan bütün şikâyetleri okuyacaklar, tetkik edecekler, mümkün mertebe yapılmasına çalışa - caklar, zire gelir gelmez bulduğum yüz bin lirayı, yol tamirine tahsis ettim. Otellerin ıslahı, ucuzlatılması son bah- si teşkil ediyor. Belediye reisi defteri al- dığı notlarla dolu esnaf cemiyetleri bi - nasından 'ayrılıyor. Kapıdan çıkmadan başka derdlerin halli, yapılması temenni edilen işlerin ricası için, bekliyenlerle kar şılaşıyor. O belediyeye doğru yürürken düşünüyorum: Şu dakikada orada da kim bilir kaç vatandaş beklemektedir ve kim bilir kaç kişiyi daha dinliyecektir. Dünkü gördüklerimden sonra ben ta -| sasız küçük bir gazeteci olmayı, İstanbul vali ve belediye olmağa tercih ettim. Bilmem siz de ayni fikirde misiniz?.. ,. (Baştarafı 1 inci sayfada) kişi tarafından hararetle alkışlarımış ve «Viva» âvazelerile — selâmlanmışlardır. Meydanda, Romadaki İngiliz kolonisine de hususi bir yer tahsis edilmişti. İngiliz nazırları, halkın mütemadiyen artan coşkun tezahüratı arasında otomo- bile bindikten sonra, İngiliz ve İtalyan len Villa Madama'ya gelmiş ve burada bir müddet istirahat etmişlerdir. Çemberlayn ve Halifaks, bilâhare kral sarayına giderek hususi defteri imzala - mış ve daha sonra da başvekâletin bu - lunduğu Venedik sarayında Müussoliniyi ziyaret etmişlerdir. İlk görüşme İngiliz nazırlarile Mussolini arasında yapılan bu ilk görüşme bir saatten fazla sürmüştür. Görüşme samimi bir hava içinde cereyan etmiş ve umumi mahi - yette olmuştur. Görüşmelere yarın de - vam edilecektir. Gece, Venedik sarayında İngiliz na - zıtları şerefine büyük bir ziyafet veril - miştir. Bu ziyafeti resmi bir kabul takib etmiştir. İtalyan gazeteleri ne diyorlar? Roma İl (Stefani ajansı bildiriyor) — Gazeteler Roma mülâkatına hususi bir ehemmiyet atfetmektedirler. Gazeteler başmakalelerinde İngiliz mi- /safirleri hararetli yazılarla karşılıyor - lar. Popolo di Roma, Roma görüşmeleri - nin bilhassa müsaid bir hava içinde cere- yan edeceğini bildiriyor. Maamafih bazı gazeteler, İngilizlerle İtalyanlar arasında yapılacak müzakere- lerin netice vereceğinden pek o kadar ü- midvar bulunmamakta ve çok ağır mese- lelerin münakaşa edileceği mütaleasını ileri sürmektedir. Mussolininin mesaji Londra l11 (A.A.) — Financial Times gazetesi, Roma koönferansı münasebetile 36 sayfalık husüsi bir nüsha çıkarmıştır. Bu nüshada Çemberlayn, Mussolini, Ha- lifaks, Ciano, Pert ve Grandinin hususi mesajları vardır. , Müssolini mesajında ezcümle diyor ki: Barışın ve Avrupa medeniyetinin bü - tün samimf dostları, İngiliz başvekili ile hariciye nazırının İtalyayı ziyaretlerinin, İngiliz ve İtalyan milletleri arasında sem pati ve dostluk münasebetlerinin tak - viyesi ıçin yeni bir âmil teşkil etmesini temenni etmektedirler. Almanlara göre Berlin 11 (A.A.) —D.N. B. bildiriyor: | Almanya hariciye nezareti ile sıkı ra- bıtalarr bulunan «İnformation Diploma- tigue» gazetesi, İngiliz devlet adamları- nın Rama seyahatlerinden — bahsederek diyor ki: Bu görüşmeler, yalnız İngiliz - İtalyan anlaşmasını tarsin etmekle kalmıya - bayraklarile süslenmiş olan sokaklardan geçerek doğruca kendilerine tahsis edi - kosu bir realitedir. ' sözlerine şöyle devam etmektedir: seneler muallâkta bulundurulması yetini anlamak fırsatını bulacaktır. Mussolininin nutku ve gerek faşist İtalyan hükümeti adıns İngiliz başvekilini ve hariciye nazırını çaresine varmak bahsindeki azim ve kaâs takdir edildiğini bildirmiştir. i Son zamanlarda mer'iyet mevkiine gi« tir, yalnız İngiltere ile İtalya arasındakl let arasında Akdeniz ve Afrikada mevcud cuda getirmek ile kalmamış, fakat ayni zamanda yeni bir işbirliğine yol açmış « muhafazası için yeni, fakat elzem bir unsur teşkil eyliyecektir. Çemberlayn'in cevabı Çemberlayn, verdiği cevabda, gereli vetli ve islikbali açık bir İtalyanın te « rakkilerini ve kalkınmasını kaydeyle « menin büyük bir zevk teşkil ettiğini te « barüz ettirmiş ve demiştir ki: Ben büraya takibine karar vermiş ob duğum politikaya devam maksadile geh miş bulunuyorum. Bu politıka, herkeslea hasim kalmamak politikası, mevcut bü « tün meselelere, müzakere yoluyla, sulhı:, perver ve hakkaniyetli bir hal çaresi ge« tirmek esasına dayanan bir politikadın Bugün şurasımı kaydetmek faydadan has rınm ilk neticelerinden birisi dün Lon * bulunmaktadır. Akdenizdeki menfaatle- rimiz, gerek sizin ve gerek bizim için hayati bir ehemmiyeti haizdir, fakat bun larm muhakkak surette ihtilâf halinde bulunmaları icab etmez. Ben eminim ki, laşmalar, Avrupa sulhünün en yüksek menfaatine olarak en güzel semereleri Baharda umumi harb mi çıkacak? verecek olan yeni bir dostluk ve itimad devresini açacaktır. ; (Baştarafı 1 inci sayfada) İki saat süren bu toplantıda, Ameri- sefirj Villkam Bulit, Avrupanın siyasi ve askeri vaziyeti hakkında izahat ver- mişlerdir. İki sefir, Hitler ile Mussolininin hat- buhranlı vaziyetin zuhur ettiğini söy - lemişlerdir. Siyasi mahfellerde tebarüz ettirildi - Bine göre, diplomatlarım — parlâmento encümenlerinde izahat vermeleri na - dirattandır ve bu toplantıda, iki encü - menin de bütün azaları hazır bulun - muşlardır. İlkbaharda harb mi var? Vaşingtori 11 (ALA.) — Havas ajan - sının muhabiri bildiriyor: Dün Amerikanın Paris ve Londra se- firleri Bulit ve Kenedy tarafından ve- rilen izahatı dinlemiş olan âyan ve meb usan meclislerinin askeri encümenle « rinin bazı azası tarafından verilen ma- lümata göre Kenedy ilkbaharda umu - mi bir harb patlaması muhtemel oldu- #unu söylemiştir. ihtilâfın Almanyanın Ukranyayı isti - lâsı veya İtalyanın Tunusa taarruzu ne- ticesinde çıkabileceğini ilâve etmiştir. Söylendiğine göre Bulit arkadaşının beyanatını teyid etmiş ve iki sefir de netice olarak şöyle demişlerdir: «Bundan alacağımız ders . hazır ol - Nusret Safa Coşkun ti hareketleri dolayısile Avrupada bir | Amerikanm Tondra sefiri böyle bir |. İmamız lizumunu gösteriyor.» lerin, Almanyanm halihazırda bin a « ded ilk hat tayyaresine malik ol M-r Bi nu ve Almanyada ayda vasati 200 tay- — Çemberlayni (50) bin kişi karşıladı — İngiliz devlet adamları, Romada, uzun hiç te mümkün sureti hallerini kolaylaştır « mamış olan meselelerin hakikf ehemmi - — selâmladıktan sonra Çemberlaynin uzlaş’ ma ve anlaşma zihniyeti ile doğru bir haj dost geçinmek ve hiç kimseye karşı mu- 1i değildir ki, İngiliz - İtalyan anlaşmalaHr — drada kararlaştırıldığı veçhile karşılıklı askeri malümat verme niyeti ile alınmış — solini bir nutuk söylemiş ve gerek şahsi ği r N z cak, fakat, hattâ doğrudan doğruya gö « —— rüşmelere ıştirak etmiyenler tarafından —— da dikkatle takib edilmiye lâyık bir ime — kişafı hazırlıyacak ve tam bir vuzuha va« — racak bir fikir teatisini teşkil eyliyecelki tir. Muhakkak ki meşhur Akdeniz statül- Gazete, kritik nokta olarak Suriyeyir — Filistini ve İspanyayı saydıktan sonra — Roma 11 (A.A.) — Bu akşam Palazza — Venezia'da İngiliz devlet adamları şerefi — ne verilen ziyafetin sonlarına doğru, Mus rarınım bütün İtalyan milleti tarafından — y ) yeni vaziyet esasına göre bir antant vüm -. tır, Ümid ederiz ki bu, Avrupa sulhünün — kendisi ve gerek Lord Halifaks için kuv. — 1' | 4 Bi edli 1W K | yare inşa edildiğini bildirdiklerini ilâs — ve etmişlerdir. — ü Lindberg'in raporu Kenedy, söylendiğine göre, encümen İ lere Alman hava kuvvetleri hakkında Lindberg tarafından tanzim edilen bi — Z. raporu da tevdi etmiştir. n Japonyaya karşı zecri tedbirler n Mi Vaşinston 11 (AA.) — Japonyaya z karşı iktisadi ve mali sahada zecri tedi — birler alınması lehindeki hareket cüm: — şılarımıştır. Borah demiştir ki: «İktisadi sahada zecri tedbirler alım- huriyetci âyan azasından Borah'ın mü: — dahalesile ilk defa olarak itirazla kar « — L makla harbe doğrü ilk adım atılmış ov'? lur. Ben harbe — hazırlanmadan evvel bu tedbirlerin tatbik edilmesi tarafta- — rı değilim. Bu tedbirler hiç bir vechile — sulheuvane bir hareket addedilemez.. — Avan meclisi hariciye encümeni reisi Pittman bunun aksi bir tezi müdafaa ederek demişstir ki: riayet ettirmek imkânı varken onu kur — yeni azaları yarın — tayin edilecektir. B ” h şuna dizdirmekte ne mana var?» Mebusan meeclisi hariciye encümeni Her iki meelisin hariciye encümenleri her şeyden evvel iktisadf sahada zecrt — tedbirler ve bitaraflık meselelerini mü- zakere edeceklerdir. «Bir adamı aç bırakarak haklanmzı.'_: u P N ren İngiliz - İtalyan anlaşmaları, demiş- — — münasebetleri takviye etmek ve iki mibe — — Roma ile Londra arasında mün'akid-an - İ