Daha açık olması ve tutukluktan İması lâzım gelen bir tip m Nazif, a imi soru - ğkin ve tutuk beli var, inti kayıdlarile Pek uğraşmak iş - İtmez, daha ziya arının di. ine tâbi BAE. Bulunduğu Yerlerde hâdise yaratmaz, kendi âlemin- & bulunmağı tercih eder. o Sakin bir tip Tekirda IP.Ü. ka i soruyor: ya ksm birden- meydana vur- e sakin bir N Yar. Tehlike #ararlara karşı Mkingen davra - 18 Gürültücü ve 1 değildir. o Alıngan ve içli bir tip Yunt Altan, ka soruyor: İşi ve alıngan leziz, çabuk kı- YE Alya, şaka - kuv Yeti değildir. İyi a taklid et » LÂ 5 Mekter, hazzeder, i t hi ça (Baştarafı 1 inci sayfada) evvel kendilerinin ayrı bir mijli- #bi yaşadıklarını, şimdi ise mutlak ette Fransaya “bağlı - bulunduklarını Büşvekil heyet azalarına teşekkür et- rsikalılara Fransanın selâmanı Ve Ko; Bdermiştir. Daladye bilâhare Cümhurreisi Lebrö> ederek, uzun boylu görüş . £ £: Fransızların İtalyanlara ocvabı Paris, p (A.A) — Paris yüksek tahsil Ptheleri, bu sabah saat 11 de, Kartiye- 4 İtalyanın arazi taleblerini protes- ve den muazzam bir tezahür tertib etmiş lerce talebe, «Venedik Fransızlara, Matiz İstan Negüse verilmeli diye bağır- ie 8. Tezahürat esnasında hiçbir hödi- aşır. Tunusta tezahürler Tunus, # (AA) — Burada İtalyanların İallerini protezto mahiyetinde bugün Biden Saat 9 dan 12 ye kadar yeni te- İürier olmuştur. Eksecisi Kofsikalı rn mürekkeb gruplar, şehrin $0- hi, darı geçmek üzere bir alay teş ti, teşebbüs etmişlerdir. Polis, bun- Kağglmaştır. Biraz sonra, birkaç yâr Meya, alyan da toplanmağa ve «Giovi- İtalyan milli marşını söylemeğe ağı is eylemişlerdir. Polis bunları da iştir, Tevkif edilen İtalyanlar de on, on beş kişi tevkif edilmiş- Yay Bunlar arasında «İtalias spor cemis Mayyy 3 "Tunus Dopo Lavoro şefi ve Tü- “Xi İtalyan eski muharibleri cemiye- pi Ubaldo Rey de vardır. Yunusta İtalyan konsoloshanesine tecavüz vt 8 (A.A) — Tunustan bildirildi- iye dün akşam burada yeniden İ- ha, aleyhtarı tezahürler olmuştur. Bin iri İtalyan konsolosluğu ek tezahür yapmışlar, eve mürekkeb Niye atmışlar ve bazı camları kır. Vr. Tezahürcüler, bilâhare İtal. gibi önüne gitmişlerdir. Polis, te- İç, “Üeri bu iki bina önünden nraklaş- “iü, 9. Halk, bilâhare vatan şarkıları *rek şehri gezmişlerdir. yaşan gazeteleri ne diyorlar? # (A.A) — Messagoro gazetesi, > ve bildiriyor: > tak bir omayet ik. İtalyan konsolosluğu önünde ya- Fransadan İtalyaya cevab. Daha çalışkan olması lâzım gelen bir tip Ankaradan bir okuyucumuz ka - rakterini soruyor! Zeki ve becerik- H hareketlerde bu» Tunmaz. İçli dav « ranır, kendini mey dana vurmaz. Da ha çalışkan ve gir. gin olması lâzım- dır. N İlerisini hesab etmek lâzımdır Niğdeden Mus - tafa muvaffak o « up olamıyacağını soruyor: Muayyen bir he- defa vâsıl olacak şekilde hareket et- mek ve ilerisini hesablamak ka i yıdlarile muvaffa. kiyet Gmidlerine bağlanabilir. Son Posta Fotograf tahlili kuponu plan tezahürlere bilhassa gençler iştirak etmiştir. Konsolosun odasına içi mürek- keb ve zift dolu bir şişe atılmıştır Kon- solosun poliş bürosundan istediği kuv- vet, sebebi anlaşılamıyan bir teahhürle gelmiştir. İtalyan başkonsoloşu, Fransiz welişire cebir hareketlerine nihaye; ve- rilmediği takdirde İtalyanların meşru müdsfaaya tevessül edeceklerini bildire- ceğinden İtalyan kolonisini haberdar ey- lemiştir. Bu sabahki bütün diğer gözete'er de bu yeni hâdiseyi ilk sayfalarında ve bü- yük harflerle bildirmektedir. Buda birrökor | ——————————— Kiyasel ve ferasetten nasibaiz birisini bil - miyorum, Manhaza bu kiyaset ve feraselsizliği ve bu hiyaneti ihtiyar ve irtikâb ederek haki - katen iddin edildiği tarzda bir baro teşkil etmiş arkadaşlar varsa bu teşkilâtın hari - öinde kalanların müdafaa hakkı ve vazife- 41 kendilerine düşer. Ben, hir Mesevi Türk avukatı sıfatile ev- veli kendimi, sonra da namusu milleri - e, Türklüğe merbutiyet va samimiyetlerine itimad ettiğim diğer bütün Musevi o Türk avukat arkadaşlarımı midafaaya macbu - Tum. Ben, İbrahim Nom, eski ismimle Avram Nsum, küçüklüğümdenberi Türk mekleb » lerinde okumuş, Türk dilini Hsam maderzs- ti tanımış ve bm &lle her yerde a'lemin | - çinde ve dışında konuşmuş, Türk kültürü - nf benimsiyerek edebiyatını. aruzunu tet - kik etmiş, 'Türk gazete ve mecmuslarında narımlar, şiirler, nesirler ve makaleler neş- rederek Türkiüğe olan ytiyetimi ispat #tmiğ ve bir daktka biti Türklük has - salarının gönlümde, dimağımde, ruhuma ve vledanımda uyandırdığı ve yaşattırdığı hissiyat ve efirArıma halel getirmemiş Türk- lerin elemli amatlerinde kendilerile hasbihal ederek allamış ve saadet ve foyizii demle- rinde İendilerile bersber o meserret yaşları dökmüş halis muhlis bir Türk vatandaşı - yün. 80 yaşındayım, 85 senelik avukatım. Bo Yâdla edilen baronun teşkiline teşebbüs edil. miş olacajı mütareke senelerinde on beş se- belik eskimiz, tanınmış memlekele kendisini sevdirimiş hir ayuirnttım. Ben, bövle Türk. Tüğün kan ağladıı bir hengamel fitrette kemali fahr ile mensubu olduğum "Türk baro- #undan ayrıl yeni ve müstakil bir Yahudi baroru teşkiline (o velev teşebbiis edecek de. Tecede ruhi bir sefalete ve vicdan! bir de - naete tenersül etmemiş oldağum gibi Türk- lüğe eamimiyetle bağlı olduklarında bir da- kika dereddüöğd edemiyeceğim diler bötün Musev! Türk avukat urkndaslarımın dahi bu dehaet ve hiyanete tevesst! etmiş olabi- Tesoklerine de kat'iyven inanmam Rshsen böyle bir hareketin, böyle bir te - sebbüsün ash ve esası olamaz. Zira yukarı- da arzettiğim giti o tarihte on beş senelik tanınmış, yükselmiş bir avukat olmaklı - Erm itibarile diğer Musevi arkadaşlarımın böyle bir niyetleri olmus veya velev teşeb- büs derecesini aşmamış olsa bile herhalde bir baro ieşkiline hevesleri bulunmuş olsaydı hepsinden evvel benim onlara itihakımı ar. za edecekleri veya bv babda benim de re - yimin istihsniine çatısmış olacatları pek ta- bi ve zaruri idi. İste, bundan, bu habersizlikten anlıyor ve katiyetle istihraç ediyorum ki biz Türk - Musevi avukatlara isnad edilen (baro teşki- Ine teşebbüs) bidisesinin aslı ve esası yok. tur. Ve pek hürmet Te takdir ettiğimiz, na - mus ve İffetine imanımız kadar emin olda- #umuz arkadasımız Ali Haydardan bu bab- da bildiği ve bildiğini tevsik edebileceği her ne varsa ortaya çıkarsın ve efkârı umumi- yeye İrız olan br süpbeyi ya teyid etsin ve biz de yerlere gecerek mahevbiyelimizden geberip gidelim. Ve yahvd bu şüphe ve me- rak büsbütün enll ve mündefi olarak anh - mız yüksek olduğu halde Türk kardeşlerimi- zin arasında lâyık aldoğumuz hürmet ve yettirdiği: (Türk avukatığınm tarihine dair| muhabbet mevkiinde kalmağa hak kazanmış Sira bir bakış) adlı makalenin 18 inef #ahi-| ve Türk barasumun feyiz ve itilâsı icinde tez- fesinde entari Intibaha çarpan gayet ağır vini sat ve sıfat etmeğe devam etmiş ola - bir imâ mevenadır. dım. Pin İma ve İssrete nazaran Rum ve Erme- ni avukatlar avr birer baro teşkil etmisler, Ş. Adat: Yehndi avukatlar da bir baro teşkfline te - K (Baştarafı 1 inci sayfada) ve teşkiline teşebbüs ettikleri, Türkleri sille tokat konsoloshane mahkemelerine sürükledikleri bildiriliyordu. Bu yazının intişarı üzerine avukatlar arasında bu «um, Ermeni ve Yahudi avukatlardan bir kısmının elyevm Türk barosunda mu- kayyed bulunduğu fddiaları ortaya atil- dı. Yeni avukatlık kanumu bütün avukat- ların baroya yeniden tescilini emrede' ken bu avukatlarda maddi, manevi bi takım esaslı şartlar arıyordu. Bu vaziyet karşısında Baro mecmuasında masileri tasvir olunan eşhasın baroya yeniden kaydedilip edilmiyeceği meselesi avukat- lar arasında şiddetle ve hararetle müna- kaşa edilmeye başlardı. Baro reisine müracaat ettik. Bize vak- tile avukatlar arasında tasfiye yapıldığı- “u, avukatlık kanununun yeniden teselli emreden muvakkat maddesinin tasfire demek olmadığını söylemekle beraber mezkür ruçun ağırlığı ve müruru zaman kabul etmiyeceği mevzuu üzerinde de durdu. l Diğer taraftan avukatlar arasında mrv. cudiyetleri iddia olunan bu mazileri ki W meslektaşların baroya veniden kayd dilmelerinin doğru olmadığı iddinler: sid. detle ileri sürülmekte devam ediyordu. Bu vazivet kersısmda adalet cihazının en yüksek ve salAhiyetli siması olan Ad. hiye Vekilimize telgrafla müracaat ede- rek variveti anlattık ve izahlarına mun- tarır bulunduğumuzu bildirdik. Savın Adl've Vekilimiz telgrafımıza şu cevabı volladı: 47/19/38 tarihli telgrafınızı aldım. Bas To mecmuneınin son savısı Vekilete hs. nöz vürud etmemiştir. Mevzuu itibarile bam i#are meclisini alâksdar eder mahi- vette pörülen telgrafınız tetkik edilmek üzere İstanbul barosu reisliğine gönde- rilmistir. Bu vaziyet karsısında söz bu defa katiyetle baro idare meel'sine düşmüş cMvor, demektir. Beklivelim. Yahedi rmakatların geleyan devam edi'var Difer taraftan makalenin ve bunu fa- kib eden iddlaların Yahudi avukatlar a- rasmda uyandırdığı galeyan devam et- mektedir. Divorlar ki: Arram Nesim (İbrahim Nom): — #lanbul barosunun en faal ve mite - hahhir avukatlarından AM Yiaydar Özkentin Gümhurtvetin 18 inci yıldönümü şerefine fri- tisar eden İstanbul barosu mecmuasının fevkalâde nürhasında mevrrunun vös'at ve «wmwlü Ifbarfle ve hakikaten fevkalide de- nirerk bir ssYâhiveti flmive İle vamp nes. (Baş tarafı 1 inci sayfada) Suçlu aleyhine açılan bu davalara, as- Eye 1 inci, 2 nel ve 3 üncü ceza mahke- melerinde bakılmakta, bir kısmı ise ne- ticelenmiş bulunmaktadır. © Mahmud Saim hakkındaki son iddia, şudur: Suçlu, (Fenerbahçe ticarethanes!) ismiyle, bir yazıhane açmış, Anadolurlaki bir kısım tüccarlara mektüblar yazarak, kendilerile iş yapmak istediğini bildir. miştir, Anadoluya mal ihraç etmek için, her birile ayrı ayrı mukaveleler tanzim etmiş, bu suretle tüccarları dolandırmış. ter, Suçlu, asliye 3 üncü cezada yapılan du- ruşmasında; — Ben yaptığım omukavelenamelere, aynen riayet ettim, kimseyi dolandırmış değilim. Aleyhimdeki idillaların hepsi asılsız ve iftiradır, demektedir. Mahkeme büz tetkikât için, duruşma. yı dalik etmiştir. İstanbu'da suç işleyenler azalıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) dildiği ılk günlerle mukayese erlersek. vak'aların yüzde 60 derecesinde azaldı- Bını görürüz. Adliyece salâhiyettar bir zat, dün ken. disile görüşen bir muharririmize; — Gerek ağırcezalık suçlarda, gerekse âlelâde cürmü meşhud vakayiinde, his. sedilir bir şekilde, azalış vardır, demiştir. Son bir ay zarfında, İstanbulda ölüm. da, bu ciheti açıkça Yeri. sehhila eylemtslermiş!. Bir baro teşkiife ba- |, “© Bu iddia tamamile esaasıadir. Ne baro r9 teskiline 014 bir tesebbüe arasında büvük | KUTMAK tesebbürü olmuş, me de böyle bir bir fark mevcvd ve bu fark Türk Musevi ava, |107 tasavvur edilmistir: saten yapmağa da Yafları hakkında ef ve müsamahayı ist - |'9sum Yoktu. Maro içinde baro olamaz. zam cdreek derecede zâhir olmakla beraber Bir baro mevcud olduktan sonra bir ikinef - ber iki halin esasen vatana karşı beslenme, /sİni Kurmak ne mana var?.. el ve herhangi bir âml) ve müasir alımda) Madem böyle bir tesebbön vardı, hu te - nlvrsa olenn. insanın kalbinden #ilinmemesi | gebbÜTün kuvreden file çıkmasına mâni 0- tâzmeelen milli #iyyat ve temayllAta moon. 140 esbab ne“i79.. Makale muharriri bunu e Mn , oleln izah etmiyor? yn e e ar En kestirme tarik, bu tesebbüse sak olan- remek ye bu iknadın sıhhat ve mevsuki — | JATI? İsimlerini orteva atmaktır. Bit cemi - yete vava cemaate böyle bir tesebbüşü gl ee er ame mak dnha dofru bir barekettir. Mnsevjler tara- KE mena pek tabi! bir hak ve vazife fından bövle bir temehbtizti lmadılını ve Bu zili denshfirata ve bu haktı iaflele ta. | özle bir fikir bile mrercnd olmadığını sureti naen reuhteren gapetenisin birkaç günaşir | kafiyede tekc'b edet v yanlı nesrivafı tarih etmemek mümkün * | delidir. Bu hesrivatın hedef ve gayesi ola) OR. Habib: rak hakikatin ortayı çıkmasile azhkisra) «— Kat'iyetle söyltvebilirim ki bahsedilem mensub aynkatlar arasmda öyle Iddia edfl-| teşebbiür vâki olmamıstır. İstihbaratımaı gö- dit gibi mütareke yıllarında baro teşkil et-İre, vaktile Musevi avukatlarından. İshak| mis veya teskiline teşebbfis etmiş kimseleri erera, Midayet Müddelumumisi idi. Sebe- varsa banların hu masebaklarının yen! avu- bini bilmediğim bir eihetten dolayı ya isti- Kalk kanununda yazıh mesleki şartlaria| ça etmin yahud azledimin olseak Bu vat © re güner miri bam arkadaslarım kendisini müdafaa için ze hareket etmek pek isabetli ve bakperesta- | enlane Su Bükme Memede iğ leme e bahiste İİ ana aiddir. Pixi alâkadar etmez. Yardım za ” e ümmi e ve | etmemize krkân yoktur.» cevabını verdikle- gi ni — ger msi, bur | TANİ İştttim. Mevrun Dateedilen o tesebbiis Ben, (Rum veya Ermeni, Türk avokatlar, bundan galat olar gerektir. Binaenaleyh Mu. mütareke senelerinde iddia edidiği gibi |2€Tİ SYUKAt'aT hicbir vakit söylenilen teşeb- Türk ba dar gayri ve müstakfi olark İböste bulunmamışlar, hatırlarından bile gayri mint bir baro teşkil in ydi? geçmemiştir. Zaten buna hukukan imkân Tesk edebilirler 41? Böyle bir b an | da yoktur. Çünkü kurulması tasavvur edi- len bir Musevi barosu hangi mahkemede teskiline hulkukan imkân var mıydı? Bu ba- To hanri kuvvete, hangi millete Sstinaden kendini temsil edecektir? 'Tabtidir ki bu her yaşayabilird17) o bunlara oOcevab o yere - | ACAN re'ahla yasıdığımız Türkiyenin mah- kemelerinde, Mütareke yıllarında mahkeme- cek değilim. Mira böyle bir yda Ter gene Türklerin elindeydi. Böyle bir mah- daha doğrusu doğarken ölmeğe mahküm |1719.. Son sörüm şvdur: Böyle bir tasavvur bir nevradı yaşatmağı çalışırık vaktini çe| bıle *Xİa hayale sığmaz» himmetin! heder edecek “derecede burfne a * Radar tanıdığım, konuştuğum, hasta seret.) o Vitali Ajavlo: #im büllün Ermeni ve Rum avukat arka -İ — Hiçbir zaman batır ve hayale gelmez ki, daşlarımın #rasında böyle hamiyetsiş ve bu memlekette bu hükümetin nimetile per- verde olmuş bir Türk avukat b bir teşebbüste bulunsun! ve cümle » nin kananli çudur: Musevi avukatlar bu milletin teallsi uğrunda bütün mevcudiyeğ. lerile, büyük bir imanla çalışmışlar, “Türk mületine ve hükümetine dalma bağlı kal- mışlardır. Böyle bir teşebbüş varid değü - dir, Memlekette mevcud bütün avaknilar Türk aynkatıdır. yaman Türk arka- daslardan ayrılmadık ve ayrılmıyacağız Bu isnad bir hayalden ibarettir. Tekzih 6 din. 20 senelik eski bir avukat mfatile bunu #alihiyetle söyliyebilirim. Musevi avukatlar diğer Musevi unsuru gibi memleketin felğ » rinde beraber ağlamış, saadet güre beraber gülmüşlerdir.» Adli müzaheret büroları Ankara 8 (Hususi) — Adliye, baro relslii>- lerine yaplığı bir tebligde avukatlık kanu « nunun maddel mahsusuna atfen asliye mai kemesi bulunun Ker yerde idare meclisi ta rafından tayin kuman bir avukatın mesa - ret ve murakabem! altında bir adli müzahe- rek bürosunun Kurulscoğı ve avukat ada « diolü beşten olan yerlerde bu mecbim tiyetin bulunmadığı tasrih kılınmaktadır. Bürvların kurulacağı yerlerde dava vekile leri da hesaba Ketılmaktadır. Vekâlet ha « gırlıkların biran evvel bitirerek metiee den haberdar edilmesini istemektedir. Bundan başka gene avukatlık kanunung göre, baro idare meclislerince teşkil edilen barolara kavıdh avukatların alfabe sırase Je adları, soy adları, ikametgâhları ve büro sunun yamlacağı bu levhaların birer #urg tinin Vekâlotlere, siâkadar makamlara gön» derilmesini istemektedir, | Alman Hariciye Nazırı Paristen Berline döndü (Baştarafı 1 inci sayfada) Hükümet, Alman nazırına hususi biz tren tehsiş etmiştir. Fransız hariciye nazırı Böne, İtalyanın Pariş sefiri, birçok mülki ve askeri erkön Fon Ribentropu istasyonda uğurlamışları dır. Bir Fransız mektebli kız, Bayan Riben« tropa kırmızı güllerden yapılmış bir bu- ket vermiştir. Bone, İngiliz sefirine izahat verdi Paris, 8 (Hususi) — Hariciye nan Bone bugün tekrar İngiliz sefiri Erik Fipsi kabul ederek, Fon Ribentrop ile dünkü yapılan görüşmeler hakkında izehat ver miştir. : Bu görüşmeler tamamen gizli tutnlmak. tadır. Manhaza «Petit Journah gnzelesi, Fon Kibentrop ile Bone arasında cereyan eden müzakerelerin şu dört noklaya tw mas ettiğini bildirmektedir: 1 — Almanya hükümeti Frankonun ga- libiyetini #rzu eder, fakat şimdiden Fren» koya muhariblik hakkının tanınması hü» susunda israr etmez. 2 — Almanya hükümeti İtalyan mebü- san meclisinde ileri sürülmüş ve nüma- Yişler esnasında tekrar edilmiş olan İtal yan metalibatının, daha doğrusu İddialar rının müdafii değildir. 3 — Bone Almanya dahilindeki Yahu- dilerin muhaceretlerini teshil için ihraç edilen Yahudilerin bir miktar para götür- melerine toüssade edilip edilemiyeceğini Fon Ribentroptan sormuştur. 4 — Almanya hükümeti Şarki ve Mer. kezi Avrupada bir hegemonya temin et- mek iddiasındadır. Fakat bu hal Franşa- nın hali hazırda Almanya mihverinde yas şiyen hükümetlerle kendi iktisadi bağla- rını ve eski haklarını muhafaza etmesine bır mâr! teşkil edemez. Rihentrop'un telgrafı Berlin, 8 (A.A.) — Parisi ziyaretinden dönen Alman hariciye nazırı Fon Ribey- trop hvduda gelmiştir. Hududu geçer geçmez Fransız başveki- Yine ve hariciye nazırına çektiği bir tel grafta, Pariste Münih anlaşması zihniyeti içinde imzalanan deklarasyonun akriinden ve keza Pariste iki milletin birbirlerine yakınlaşmasına çahışabildiğinden dolayı memnuniyetini izhar etmiştir. Bone'nin beyanatı Berlin, 8 (A.A) — Fransız hariciye na- zırı Bone, «Berliner Tageblatt; gatetesi- nin hususi muhabirine verdiği beyanatta, Fransız - Alman münasebetlerinin yeni e- 8as üzerinden inkişafından bahsetmiş ve ezcümle demiştir ki: «— İmzaladığımız müşterek deklarası yon, samimi bir işbirliği için lüzumlu ha- vay: yaratacaktır. Bu derece büyük ma- nevi ve ekonomik enerjiye sahib olan iki memleket arasında böyle bir işbirliği ken- dini göstermek için çok fırsat bulacak o... pe sanenesarzaranzasamnanı vaanamaaa mann Son Posta Matbaası - ——— Neşriyat Müdürü: Selim Ragıp Emeç epi, “e Remp.EMEÇ SAHİPLERİ: 4. ekrem UŞAKLIĞIU ie çirkin