SON POST»« «Son Posta: nın deniz romanı: 3 Türkçeye çeviren: M. Süreyya Dilmen (Baş tarafı 12 inci sayfada) — Soğuktan mektebdeki bütün camlar çatlamış. tabii bu arada lâmba Şişeleri de sağlam kalacak değil, ya?. — Bunu kim söyledi?. Sen mi Nikif- rov?, Âferin doğrusu. bir parmağımı da- ha büküyorum. Çünkü programın bir Mektebin en tembel talebsi Evvelki günkü ve dünkü kısmın hülâsası Romanın muharriri Deniz Şeytanını ilk- #wel bir tayyure meydanında gördüğünü Anlatıyor. İri yarı, güçlü kuvvetli bir adam- dir. İnce, varif bir karın da vardır. İşte ilân Almanyanın sevgisini ve hürmetini nan bu adam, Kont Luckner, muhar- #irle dost oluyor ve ona hayrete gayan ha- Yatını anlatmağa başlıyor. Kont, Büyük #bde yelkenli bir gemi ile Okyanuslara &- flarak korsanlık yapmış, İMlAf devletleri- Sin ticaret filolarına büyük zararlar verdir- Miş bir adamdır. Ondan evvelki hayatı da #can, sergüzeşt ve cür'et bakımından Bundan aşağı kalmamaktadır. Artık onu llyoruz: Çoruzluğu Dresden kasabasında geçmiş- » Bu arada deniz seyahatine ald bir va- listesi ons denizlerde yaşamak, büyük ere kaptan olmak arzularını veriyor. Böylece hep deniz romanları, deniz hikâye- rl okumağa başlıyor. gpibasi hayrettedir. Oğlunun tıpkı dedesi *m* Luekmer gibi süvari olmasını bekle- Mektedir. Günkü Kont Luckner asker oca" ân yetişmiş, Büyük Frederik'in ku - ndasındaki Prusya ordusuna süvari mü- ini olarak girmiştir. bir Deniz Şeytanının aflesi onun böyle üdam olarak yetişmesini o istemekiedir. ikta deniz sevdası hiç eksik olmu- * Çalışkan da değildir. Mektebde hep 80 - güncü bulunmaktadır. Onun bu hall baba - m İsyan ettiriyor. Nihayet büyük (annesi R; Ookutmağı üzerine alıyor. Fakat nafile. bir iyi netice elde edilemiyor. (Roman devam ediyor) a Büyük . annem hÂl bana ce- ie veriyordu, bende hâlâ ça N lama devam ediyordum. Baş: bir imtihanda, dört kişiyi ge ig bırakmıştım! Binaenaleyh bü- id annem bana Iki yüz peni- « Memnuniyetle saymıştı, ben de ken- i milyoner hissetmiştim. Fakat mü kib imtihanda iki kişilik yer kay - “im. Buna rağmen büyük annem ce- #etini kaybetmiş değildi. O, hâlâ fü-| td Eetirmiyordu. Benim bir kaç “ki lerim olmadıkça terakki edece b, duğunu söylüyordu, Koi kum 3 Bsri düşüşlerden dolayı büyük an - | € MİN Vereceği paradan tenzilât Bere Ve bunu istemeğe (o kalkm ğ a versin böyle bir teşebbü Ni Ara sıra geriye de düşmekle be - bu suretle sınıfta ilerlemelerie yım bir hayli artmış olacaktı, Bu ince ile dolandırıcı olmanın yolu - Cily, üşture, maamafih bu dolandırı ji, , <miz bir tamah olmaktan ileri git $ değildi, ve Sağ aralık kafamı tavşan beslemek © unları üretmek merakı sarmıştı ve babş Sir Çok marka mal olabilecek bir Mişiş İavsan üzerine gözlerimi dik - “ im. İhtiyacım bulunan parayı elde üz », X İse ancak smıftaki derecemi Veley Sira * bile, keiki gelgelelim talihim o kadar Met, ta ki... İlk ilerlemelerden sonra Deri de terakkiye doğru bir ki ei kaydolunamıyordu. o Bilmem İs © Yapmalıydım?.. Herhalde parava İiçacim vardı. Binaenaleyh bir gün Bvledi ânneme iki derece terfi ettiğimi Başka pe Bu suretle penileri | aldım. Bld; | bir hafta üç derece daha yük - İMİ beyan ettim. Üçüncü hafta “rdüncüsünde dört derecelik bir Yaki olduğuna inandırdım. tu çal durumumun kar ki bu derece yükselmeleri a - geri gidişlerle de müterafik ol ir, teri ” ol iğ ve Dağ va bende hasıl olan şiddetli ta- e ihtiras beni, sınıfımda kademe diyo, © mevhum tlerleyişlere sevke - bön Ve bu süretle bir gün sınıf başı - Ni ba, Yükselmiş bulunuyordum! Ya - Ba; ye Annemi bu terfilere inandırıp ! çekiyordum. böy iş ânnemin duyduğu bahtiyar- & e hari ve pâyan yoktu! Bilhas- Mini şefkatle muamele etmek siya - & et larak bu güzel (!) neticeyi el- bir “İŞ bulunması kendisi için âdeta €r teşkil ediyordu ve bu zafe - nl ik |” 4, ekle kolayca mümkün olabilecek: n Bu deniz rüzgörlarının simasını rinden haklı bir sürette gururlanıyor- du. Bir gün büyük annem, okulumu - zun öğretmenine tesadüf etmiş ve bit - tab: terfiilmden dolayı hissettiği guru- Tu'ona açmaktan nefsini menedeme - mişti, — Eh.. Bizim Felix için ne düşi yorsu i gördün! nihayet sınıfhaşılığa kadar yükse! ü ya il Bu, benim tuttuğum metod sayesinde oldu, Metodum ne biliyor musunuz? muamele gibi bir çocuğu terbiye eden daha iyi bir vasıta yoktur» ve bu nu ben isbat etmiş oluyorum. Bizim muallim, büyük annemin bu derin bir hay- adam şaşkınlaş- mış idi. — Ne divorsunuz? diye bağırmıştı, Felix sınıfbası mı? Ne münasebet e - 17. Bu işdebü- ılma vari, Benim e göre Felix sınıfın otuz dör - besil, n büyük annem hemen €- beni dehşetli bir tekdir 1. : Bereket annemin Buldog cinsin- - Biri on ş ve bulunuyordu. Bitişik odadan in hırıltılı fı dliarının işitil -| mesi büyük annemin hemen oraya koş masına sebeb olm ve bu suretle de ben, daha fazla bağırılıp çağırılmak- tan kurtulmuştum. Tekrar benim yanıma - dönünceye kadar hiddet ve asabiyeti oldukça geç- Binsensleyh bana sadece vlako- atak «dargın olduğunu» söyle - İva ik annem hâdiseyi babama söy değildi inkü ona karşı gülünç an çeki rdu. Babamın bütün bildiği, paskalya yortularından o evvel an imtihanda terfi etmiş bulun - un kendisine bildirilmiş ve bu arada mektebi terketmemek münasib olacağı ilâve edilmiş olmaktan ibaret kalmıştı. Bunun üzerine babam, beni, Prusya! Saksonyasında kâin Halle şehrinde bir nişti ve ilâve olarak da muallim tutmuştu. Mekteb günlerimin sona ermesi şür- atle yaklaşıyordu: Babam, ihtimal ki büyük annemden ilham alarak, bana! zenimi ziyaret etmek müsaadesine nail olacaktım. Bu, tam| benim istediğim bir şeydi. İ İmtihanlar gelip çattığn zaman ba- bam, bizden uzakta bulunuyordu! O, beni hususi bir muallime bırakmış ve eğer imtihanda muvaffak olursam ku- nimi görmeğe gitmeme müsaade et» tün rüyalarım, kavurduğu bir gemici idi. mesini tembih de eylemiş bulunuyor - du Gerçi herkes gibi imtihana girdim, girdim amma bermutad herkes gibi çı- kamadım. Binaenaleyh eve dönüşüm çok kızgın ve kırgın bir durumda ol du. Evde ilk tesadüf ettiğim kimse bizim hususi muallim olmuştu. Adamcağız büyük bir merakla ve heyecanla imti- handa muvaffak olup olmadığımı s0- ruyordu, Bu sual üzerine dudaklarımı ısırdım ve hocamı aldatmak küstahlığını irti - kâb eyledim: Evet imtihanda muvaffak olmuştum, Fakat okulun baş öğretme- ni okulda olmadığı için karnem imzs edilememişti, bilâhare posta ile gönde- rilecekti! Eh.. artık bi ev hocasının sevinci- ni görmeliydiniz! Adamcağız benimi muvaffakiyetimde kendi yardımının zalerini görüyordu! Binaenaleyh der - hal kuzenimin çiftliğine azim müsaade etmişti, Bu müsaadeyi #lınca, babamın bü potinlerini, lâstik çizmelerini, ç paltosunu, pantolonlarından birini ve spor ayakkaplarını aldım. On üç bu| çuk yaşında olmakla beraber bütün burlar bana uygun geliy Benim ve biraderimin. birer pata kumbaramız vardı, benimk seksen mark ve kardesimirkinde ise yüz on mark para birikmişti. Evvelâ kendi - rainkini aldım, Ve bilâhare ödemek kaydile , kardeşimin kumbarasından kırk mark aşırdım ve uzaklaştım. Fa- kat nereye?.. Denildiği gibi içimde bir şeytan var idise bu, mutlaka bir «Deniz şeytanı» olmalıydı! Çünkü benii denizden başka bir şey değildi. kı Çatalçeşme sokak, 25 Yevmi, Siyasi, Havadis ve slk gazetesi İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize aiddir. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk ninden> bahsediliyordu. maddesinde «mekteblerin tamir ve teshi- İşte programi- mızın Üç maddesi çıktı demektir. Arka- daşlar, maneviyatınız kırılmasın, şimdi programımızın diğer maddelerini de hâ- tırlarız. — Bir gece karanlıkta kalırsak hepsini hatırlarız? — İçtima değil, adeti sinema!, — Bir parmağımı daha büküyorum. Çünkü programda: «Sinemaların faaliye- tini kontrol, maddesi de vardı. Karanlıkta Petkinin öfkeli sesi duyul.| du: — Rica ederim Buyko, doğru otarl. Bir kütük gibi üstüme yıkıldın!. Yılmaz Gulkin: — Bir kütük gibi mi?. diye tekrarladı. tükten bahis yoktu. — Rica ederim, alayı bırak.. gene üstü- me yıkıldın; adetâ meşe odunu gibi... — Odun mu?. Mükemmel doğrusu. çünkü programda; «Ormanların korun- ması» kaydı da vardı. bir parmağımı da- ha büküyorum.. mükemmel. işler yolun- da gidiyor demektir. — Devam edelim. fakat aksi gıbi kar- nım acıktı.. Nikifrov, ayağına üşenmeden bize bir çay kaynatsan?. Yanına da san- doviç ekler karnımızı doyururuz.. — Bu vakitte bunları nerede buluruz?, Gulkin gene haykırdı: — Bravol, Bir parmağımı daha büküyo- Tum: «Fakir talebelere sıcak yemek te- mini.» Evet, programda buda vardı. devam, devam.. — Fakat bizim rels nerede kaldı?, — Nikifrov, koş ta rers Smolkin'i ara- yıveri, Nikifrov'un kapıyı kapıyarak dışarı çıktığı işitildi. Aradan üç dakika geçme- den, sokaktan bir su Şırıltısı ve kulakları tırmalıyan bir feryad duyuldu. — Galiba Nikifrov haykırıyor!, — Aldırmayın!. Herhalde enayi karan- d gın tesiri emin olmak Pul ilâvesi lâzımdır. Telgraf : Son Posta Telefon : 20203 Toptan satış Kütük... Kütük. hayır, programda kü-| Lokanta ve Gazinocuların Nazarı Dikkatine ! Fabrikamızın BAŞKURT marka- lı yerli mamulâtımızı görmeden KAŞIK ve BIÇAK takımlarınızı oalma- yınız. e Dez vi İşime Av- rupanınkinden daha yüksek ve de fiat- ça yüzde OTUZ daha ucuzdur. Si Hikâye: Kaybolan program lıkta kanalizasyon çukuruna düşmüş ola- cak!. Hoş ilk defa buraya düşmüyordur; | aldırmayın!. Gulkin gene söylendi: m Arkadaşlar gürültüyü kesin! Bir parmağımı daha büküyorum. Çünkü prog Jramda: «Yolların tamiri, kanalizasyon fâaliyetinin tesrii» maddesi de vardı. İçti- maimıza devam edelim. Bu esnada kapı açıldı., birisi içeri girdi, — Kim 0. n! Nikifrov. Tamamen ıslanâım, Arkadaşlar, biz burada oturup içtima edi. yoruz, halbuki muhtelif relsimiz Sm kinin nerede bulunduğunu hatırımıza bile getiriyoruz. — Nerede imiş”. — Nerede olacak, bataklığa muş. — Hangi bataklığa?, — Hangi bataklığa olacak, pazar mey- danındaki bataklığa, | — Peki şimdi o orada ne yapıyor? — Ne yapacak?. «Ford» unun içinde o- tarup duruyor.. ne ileri, ne geri gidebi- lir, Zavallı adam.. ben ona... — Sus Nikifrov, mâni oi . Progra» mın bir maddesi de: «Şehir civarındaki bataklıkların kurutulması» na aiddi.. bir parmağımı daha büküyorum.. — Fakat ne olursa olsun tan çıkarmak lâzım. adamı kadar orada oturacak değil 2?. — Gulkin, itfaiyeye haber ver de, gidip reisi ve otomobili bataklıktan kurlar. sınlar!, — Yapamam. Çünkü bütün parmakla- rım bükülüdür, Petkin, sen telefon e Petkin, karanlıkta bir sandalyayı dev rerek telefona yaklaştı. Telefonun mani- velâsmı çevirmeğe ve söylenmeğe baş- Tadı: — Santral, santralı, Allah bel&: sin santral. saplan- bataklık. nz sabaha vEF- Santral cevab vermiyordu.. içtima ise, karanlıkta hâlâ devam ediyordu. YARINKİ NÜSHAMIZDA: Çifte kumrular Yazan: Muazzez Taksin Berkand Çünkü ASPİRİN seneler- enberi her türlü soğukali lıklarına ve ağrılara karşı şaşmaz bir ilâç olduğunu isbat elmiştir. ASP IR İ N in tesirinden için lütfen. ga marka- sına dikkat ediniz. ÇATAL yeri : Tahtakale caddesi No. 51 Ea izi iin ie a a ma İL”