SON POSTaAa Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda darağacı altında biten memuriyet hayatı : 111 ae eeceeesananea ada aseneseereceEAEALELeERAEN YERAEEN NNN dae ea ARAaReSAANe eesmeAnceL AA eADEN d Devlet kapısında elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzım İstanbulda Bulgarca bir gazete çıkıyordu. Bu gazetenin başmuharriri Sirozlu Bulgar Makedoneski bir gün Eftim Keşnak isminde bir Bulgar tarafından öldürülmüş, fakat katil bulunamamıştı Mitat paşa Tuna si iken Bulgar- Tarın ihtilâl hareketlerinden dolayı Rus cükta ilk defa idam edilen meşhür ko- mite ele başılarından Potefin (1) şiir-| Jerinden olan bu manzumenin meali göyle i | «Nürriyet için yapılan mücadelelerde terki can edenler ölmüş sayılmazlar. Xer, gök ve bütün mevcüudat onlar için ağlar ve muganniler taganni ederler. Yarabbi hürriyet için herkesin gö lüne şedid bir bka et: Milletin düş manı (Türkler) ile harh için herkese kuvvet ver. İlâhi, mezarımı, bü Tetin isyan bayraklarını çekerek düş manlarımızla giriştikleri muharebenin ilk safları arasında bulmağa beni mu- Waffak eyle.» Tüccar vekili Yoef sözlerine devam et lüzumu kadar kuvvet a eder etmez, şiddetli hareketlere rak Rumelinin her tarafında ayişi ihlâle çalışacak, İ Bahalesini celbedebilmek için Avru - Pahların memfaatlerini ihlâlden baş- çare ol: ığına ve dahilde her Isa bastırılıp millf maksadın husul bulmıyacağına kanidirler. sinin evrakı ve sair manofla birlikte o- yarın evindedir. İstanbul komi şeyleri madam turan Bulgar Üstü Üstüyan R girilemiyeceğ beble orası terci da Bulgarca bir gazete çıka- a olduğunu bilmem bi lmüş ve bu se- olunmuştur. Bu gazete: harriri Sirozlu Bulgar Makedones çenlerde katlo- lundu. Katil tutulamadı. 1 vak'ayı gazetelerde okumuş ol - z muhtemeldir. Katlinden iki üç gün evvel Makedoneski, — Makedonya Bulgarlarından ve cürüm erbabından bazı eşhasın affı münasebetile zâtı şâ- hâne hakkında medihleri mutazammın bir makale yazmıştı. Bu makaleyi Bul- gar vatanının menafiine mugayir ad - deden kamite belki daha bazı sebeble- rin inzimamile Makedoneskinin idamı- na karar verdi- Eftim Keşnak namında bir Bulgara öldürttü. Eftim İstanbuldan Atinaya kaçmış ve bu vatanperverane hareketi orada- ki Bulgar tüccar vekiline anlatarak al- Hığı pasaport ile Varnaya gitmiş ise de mezkür tüccar vekilinin ihbarı üzerine YVarnada muhakeme altına alınmıştır. Neticede, cinayeti, vatanseverlik his - sile yaptığı nazarı dikkate alınarak yal- niz üç sene hapis cezasına mahküm e- dilmii Bnulgaristan prensi Makedoneskinin allesine yılda üç bin frank maaş tahsis etmişi Geçen sene (1897) mayısında Selâ- nikte Kolambo otelinde Bulgar mekte- bi muallimlerinden birinin katlolun -| duğunu da belki gazetelerde görmüş - sünüzdür. Bu muallimi para ile katlet- tiren şahıs, aslen Bulgar olduğu hal- de ahiren Sırb tabiiyetine girerek o ha- valideki Bulgarları — Sırblaştırmağa memur edildiğinden geçen sene ağusto- sunda sultaninin tatilinden istifade ile (D Potefin asılırken: Bugün beni asıyorsunuz. Yarın benim gibi hareket edecekler on tane olacak, onla- TI da asacaksınız Daha sonra yüz tane oli cak. Belki onları da Idam edeceksiniz. Çok geçmeden bin, on bin, yüz bin kişi ayni ha - rekette bulunacak. Artık o zaman bir şey yapamıyacaksınız. Dediğini, o sıralarda Rusçukta — bulünan esbak nafia nazırı Raif paşa ile Basra valisi Plunduğundan, Sırb cemaatleri |zibi teşebbüslerle Sırbların kolayl Muharrem efendi merhumlardan — işitmiş Simon Trayçe (2) Selâniğe — giderek galiba Siroz taraflarında katili öld müş ve -Selânik postanesinde pullan- miş bir mektub göstererek bu mektub da oradan bana gönderilmişti. Bu komite Makedönyadaki Sırbları Bulgarlaştırmak azminde bu- li, ek Sırb mekteb ve mâbedleri tesis etmi la yutulmalarına mâni dikenler peyda etmeleri için, bu yolda teşebbüslerde bulunanlar öldürülerek cesaretleri kı rilmek kamitenin kararları cümlesin- den idi, (3) Yoef para makbuzunu aynen bana tevdi etmişti. Kendisini tatmin için ta- rih ve numara ile ismi okunmamak Ü- zere kâğıd parçaları yapıştırdım. Onun yanında makbuzun fotoğrafını aldım ve makbuzu kendisine lade ettim. Bu ifşaat pek mühim olduğun Yoefin hakkımda gösterdiği itimada tı şekkür ettim, Arzusu vechile zatı şâ - di (2) Simen Trayçe, sultan! mektebinden diploma aldıktan sonra Parise giderek sene- lerce aleyhimizde mel'anetkârane — yazılar neşretmiştir. (3) Dört sene sonra Manastır valiliğinde | bulunduğum sanada böyle teşebbüslerde bu- lunan bir Sırbı Bulgar tüccar vekâlethanes! kâtiblerindaen biri Resne katabasında katll derek kaçürken derdest olun- ERO I ) & BOLDAN SAĞA: 1 — Avarelik. 9 — Bir evin birbirinden ayrılan hücre - leti - Lekesi olan. $ — Parası çoğun olduğu - Azimet eden. 4 — Zaman - Mağlüb etmiş. 8 — Hangi insan? - Erilmek masdarından emri hazır. € — Merd olmiyan - Rabit edatı. T — Dünyada eşi bulunmıyan. 8 — İnadcının yaptığı - Birdenbire, © — Moydana çıkmamak. 10 — San'at - Bir insana yaptığı bir iş hak- kında fikir vermek. YUKARIDAN AŞAĞI: 1 — Dar cadde - Hediye, — Eski İngiliz hariciye nazırı - Kokulu bir nebat $8 — Mutfaklarda Üzerine tabak konulan duvarda çivili tahtalar - Karalamak mazdarından emri hasır. 4 — Bir şeyin tyi olup olmadığını sormak çin dylenl!îu bir fi? 5 — Elle dokunmak. 6 — Bir nota - Bir erkek izmi. ? — Bir yerde oturmak - İlâve, 8 — Lezzetli - Yırtık yeri kapatmak için dikllen Ayrı bir parça. © — Merbut - Bir hükmü kaldırmak. 10 — Hangi insan - Garami şiülr tarzı, “|fık bulmiıyarak şahsen hâneye veyahud Dedeağaca gönderile- cek bir zata keyfiyeti mahremane bil- direceğimi vadettim. O zaman saray adamlarının ileri ge- lenlerinden yalnız baş mabeynci Hacı Ali paşa ile kızlar ağası Abdülgani a- | ğayı tanındım. i Fakat saray ahvaline vakıf olmadı- ğim için bunların vesatetlerini muva- tanımadığım, İlâkin iffet ve hamiyetine müteallik ı yduklarıma inanarak f kâtibi |Kâmil beyi tercih ettim. Livalarla Ba- brâli arasındaki şifre muhaberelere mahsus müftah ile şu telgrafı ona çek- tim: «Trakya ve Mekedonya Bulgar ihti- lâl komitesi» namile ahiren gizli bir cemiyet teşkil eden eşhastan elyevm | OR 'Finlandiya güreşcileri Türkiyeden memleketlerine ( önünce edindikleri intıbaları nasıl anlattılar? ——— — ——— ——— ç| “sakarada yapılan Finlândiya - Türkiye güreşlerinden bir intıba Eylül içinde memleketimize şılaşan ve üstüste iki defa mağlüb olan Finlândiya güreş takımı Finlândi - yaya dönmüştür. Finlândiyanın en bü - gelerek * Ankarada milli güreş takımımızla kar - tür, diyor. Memleketin her tarafını ge' — Türklerin misafirperverliği büynk': dik ve her yerde bizi büyük tezahüratli | karşıladılar. Finlândiyaya karşı büyük bir dostluk beslenmektedir. Turancı ide0t” . & | - İstanbulda bulunanlara dair aldığım 'yök gazetesi olan Ulusi Suomi'nin say - Jojisine istinaden Türkler bizi kardeş mib dan | pek mevsuk ve mühim malümatı iza - |falarında lâzıme ile şifahen arz ve © | tesini takdim etmek Üüzere ik gün için İstanbula gelmekliğime mü saadei m ânenin, şayan buyuru masını istirham ederim, 19 mayıs 1896> Günler, haftalar, aylar geçti. Kâmil beyden bir haber gelmedi Bunun içi Yoefe ne diyeceğimi — bilemiyor! Onu her görüşümde sıkıldıkca sıkılı - yordum. (Arkası var) Bugünkü program İSTANBUL 1 Birinciteşrin 1938 Cumt AKŞAM NEŞRİYATI: 18,30: Dans mus! Plük), 19: Konferans jSelim Bırrı Tarcan, 1930: Kadıköy Halkevi | namına Koral konaeri: Koral gşefi Hulüsi Rk-| dem, 19.55: Borsa haberleri, 20: Saat âya - rı, Vedla Riza ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 2040: Ajans ha- berleri, 2047: Ömer Rıza Doğrul tarafından radyosu cazbandı, 2 - Çiğan müusikisi, 21,30: BSaadet ve arkadaşları tarafından Türk mu- sikisi ve halk şarkıları, 22,10: Hava raporu, 22,13: Darüttalim musiki hey'i Puz ve arkadaşları tarafından, 2250: San ha berler ve ortesi günün programi, 23 Saat â- yarı, İSLİKİAI marşı. ANKARA (7 Birinciteşrine kadar olan progra- mın öğle ve akşam neşriyatları tecrübe mahiyetinde yeni stüdyoda yapılacak- İreş takımımız Türkiyeden *|Takımı güreş federasyonunun sütün ü - | mamlandıktan sonra, arabca söylev, 21: Saat âyarm, 1 - İstanbul| f tır.) 1 Birineiteşrin 1938 Cuma ÖĞLE NEŞRİYATI: 12.30: Alaturka plâk neşriyatı. 18: Haber- ler. 13.18: Karışık plâk neşriyatı. ASŞAM NEŞRİYATİ: 1830: Plâk neşriyatı. 19.15: Türk musiki- |ai ve halk şarkıları (Hikmet Rıza). 20: Saât Ayarı ve araboa neşriyat. 20.10: Haberler. 20. 15: 'Türk musikisi ve halk şarkıları (Muzaf- fter İlkar ve Müzeyyen Senar). 21: Çocuk E- sirgeme Kurumu namma konferans Dr. Mu- saffer Bezer - Kadın hastalıkları mütehas- sısı « Mevzuu: (Rahim kanserl). 21.15: Stüd- yo salon orkestrası, 22: Haberler ve hava ra- poru; 2215: Yarınkl program Ertuğrul Sadi Tek Tiyatrosu €© TAKSİMDE © âbide karşısında Cumartesi akşamı umuma Pazar saat (13) de talebeye (16) da umuma OTELLO Son Posta Matbaası Neşriyat Müdürü: Selim Ragıp Emeg 8. Ragıp EMEÇ A. Ekrem UŞAKLIGİL SAHİPLERİ: çıkan aşağıdaki yazı son kar - hakkındaki düşünceleri ihtiva atmekte - dir. -.. resinin röportaj otomobili dün garb limanına geldiği zaman halk bu istikbal hazırlığı kimin için yapılıyor di- ye toplanmıştı. Biraz sonra anlaşıldı. Gü- dönüyordu. zalarile güreş meraklıları karşılamağa gelmişlerdi. Gümrük muameleleri ta - akım kahval» yap- zere Helsinki oteline git! Orada seyahat ve güreşlerden konuşula.. Takım namına Leino kendilerine gös- istikbali anlattıktan son- hâdise oldu. Ben Türkiyede bundan « vel de bulunmuştum. Şarkta hayat şi - » Etrafı - ret ediyorduk. sene zarfında Türkiyede gü esi bir hayli yükselmiştir. İki â müsabakayı, gayri kabili itiraz ol- mak üzere, kaybettik. Serbest güreşler- de mağlübiyete uğradığımıza hayret e - emelidir. Çünkü aramızda bu stili eden yalnız bir kişi vardı. Fakat omen güreşlerinde de mağlüb ol- duğumuz muhakkaktır ve bu da şayanı hayrettir. Teselli için yalnız şunu diye- biliriz ki sıcaklık fazla idi ve çocukları- mız 40 derecelik bir hararete alışkın de- gildi. İzmirdeki muvaffakiyetimzi bu ha- rarete biraz alıştığımızdan ileri gelmiş - tir. Hakemlerin kararları datma doğru ve bize gösterilen misafirperverlik hakika - ten fevkalâde olmuştur. Türk güreşçi - lerle sanki ayni aile evlâdları gibi idik: Bütün arzularımızı anlamağa ve tatmin etmeğe uğraşıyorlardı.. Türkler kardeş millet olduğumuzu söylediler ve bundan dolayı bize çok dostane davrandılar. 1940 senesinde Helsinkide yapılacak olimpi <« yadlar için alâka şimdiden bi . tanbul radyosunun epikeri hize 400 ki - şilik bir grupun 1940 ta Helsinkiye gi - deceğini söyledi. Türk güreş takımı tam olarak gelecektir. Bay Leinoyu mütdakib kafileden Koi - wunen şunları söyledi: «— Türkiyed en çok küçük isimler kul- lanılıyor. Meselâ tanıdığımız Ahmed, Mus tafa vs. nin alle isimleri pek nadiren zik- rolunmaktadır. Bizi do halka takdim e - derken aile isimlerimizle değil, küçük isimlerimizle takdim ettiler. Şunu da söyliyeyim ki isimlerimizi biraz tuhaf telâffuz ettiler, Türkler kuvvetli ve çe- viktirler, fakat tahammülleri nisbeten azdır. Teknik kabiliyetleri henüz en yük- sek seviyeye varmamıştır, maamafih ara- larında çok iyi bir tekniğe malik olanlar da vardır.» w * «Suomen Urhoilu Lehti> (Finlândiya Spor gazetesi) de şunları yazıyor: Türkiyeye giden güreşçilerimiz dün Helsinkiye döndüler. Takımın ikinci şefi Kolvunen ile konuştuk: Kendisi se- yahatten çok memnundur. * |let sayıyorlar; bu ideolojinin Macaristaff ki | şılaşmanın tafsilâtını ve güreşçilerimiz. da da taraftarları vardır. Ankara kâmi * len modern bir şehirdir. Enternasyı şeklindeki spor yalnız şehirlerde ve de * |miryolu boyunca bulunan kasabalardi. yayılmıştır, köylerde eski milli görül daha fazla rağbet görmektedir. Klüplef menejerlik esası üzerinde teşkil edilmil” tir. Her klübün, işleri aşağı yukarı diktatör gibi idare eden, bir menejeri V#f dır. Devlet doğrudan doğruya spor ha * yatını idare ediyor. Spor kurumu başkâf nı gelecek senenin başında spor vel tayin edilecektir. Türkiyede güreş çO rağbet görüyor: Yağlı güreş memleketif en eski sporlarındandır, ve böylece Tü: “ler serbest güreşte şayanı dikkat bir kabi © |iyet kazandılar. Dört maç yaptık. Birind | romen müsabakayı 3-4 ile kaybet | k. Fakat fark gene o kadar büyük olmi | rbest güreşte ise 5-2 mağlüb Bizimkilerden yalnız Pilajamı kazandı, Harma, Mustafa mind ettiği için, galib”sayıldı. Ondan ra vaziyet değişti ve son iki maçı 5-2 6-1 İle kazandık. Greko-romen güreşçi |lerimiz Türklere ciddt bir mukavemif | göstermek için kâfi derecede serbest | veş öğrendiler. Çocuklarımız serbest |regin zannettiklerinden fazla lüzumiuğ duğunu anladılar, ve bunun içindir © Kinnunen, Pikkussarı ve Harma Finlâff diya serbest güreş müsabakalarına işti © rak etmeğe karar verdiler, Serbest gü | reş, insanı daha çevik yapar ve butl' greko-romen güreşi için faydası va!d”ı Türklerde bir çok kıymetli güreşçi YA Fakat sayısı meçhul Çünkü bütün aaf törler klüplere dahil değildirler. Tür! Oslo'ya bir takım gönderecek ve bu "ı kım Finlândiyayı da ziyaret edecek. BUfT dan başka 1939 dünya serbest güreş piyonasına da iştirak edeceklerdir. M da 400 spor meraklısı Finlândiyaya g&? olimpiyadlardan sonra memleketi gett | mıştır. la | dun aç ee . -| cekler. Türkiyede Finlândiyaya karşt #7 lâka büyüktür. Türkler bize çok mist © | firperverane davrandılar ve biz de 004 daima büyük bir sevgi ile hatırlıyacaB? İ Fenerbahçe amatör bir İngiliz takımı getirtiyor Bir müddettenberi Londrada bulü eski futbolcü Zeki Rıza önümüzdeki sim Fenerbahçenin yıldönümü için * n tör İngiliz takımının İstanbula geli ıı temin yolunda yaptığı temaslardan # bet netice almıştır. X Amatör İngiliz takımı haziran baf İstanbula gelecektir. Zeki Rıza Modâ | niz klübü âzalarına öğretmek üzere |drada golf dersleri almaktadır. TURAN TiYATROSÜU Halk - san'atkâft | Naşid, okuyucu S€'| ha Mişel varye* Falcı Kâ Komedi 8 perülg Dans, Solo, varyete, D